" Sakin göllerin kuğusuyduk
Salınarak suyun yanağında..
Ve okşayarak nilüfer saçlarını gecenin
Sonumuzun adım adım yaklaştığını görürdük..
Yarılan ekmeğin buğusuyduk
Paylaşılan zeytin tanesinin
Yüzümüze saldıran yağmur avanesinin..
Biz hep üşüyen burnumuzu
Avucumuzda hohlayarak yürürdük
Hiçbir hesabımız yoktu kimseyle
Hiçbir aykırı yanımız, hiçbir yalanımız..
Gözüm yaşarıyor, yüreğim kanıyor
Olmasaydı sonumuz böyle!.
Biri saksımızı çiğneyip gitti
Biri duvarları yıktı, camları kırdı
Fırtına gelip aramıza serildi..
Biri milyon kere çoğaltıp hüzünleri
Her şeyi kötüledi, bizi yaraladı..
Biri şarabı