Hepimizin bu işe başlarken koyduğu kısa vadeli, orta vadeli ve uzun vadeli hedefler var. İşimize ne kadar odaklanırsak, hedeflerimize o kadar çok yaklaşırız. Çevremizdeki hiçbir olumsuzluktan etkilenmemeyi, odağımızı kaçırmamayı öğrenebilirsek, aynı resimdeki gibi her yer bulanık olsa da gideceğimiz yolu net görmeye devam ederiz. Çünkü odaklandığımız yer bizi oraya ulaştıracak yoldur. Bunu koruduğumuz sürece işimizde başarısızlık yaşamayız.
Ancak bazen odaklanacağımız asıl noktayı kaçırır ve işimizi tehlikeye sokarız. Yanlışa odaklanma, olumsuza odaklanma gibi durumlar, bizi işimizi doğru yapmaktan alıkoyar ve asıl yapmamız gerekenleri gözden kaçırmamıza sebep olur.
Şimdi odağımızı kaçırmamızın sebeplerini inceleyelim.
Özgüven eksikliği
Özgüven eksikliği olan insanlar odak noktasını çabuk kaçırırlar. Çünkü onların odaklandıkları şey kendi eksik yönleridir. Hangi işin başına geçseler başarısız olacaklarını düşünürler. Kesin bir şey çıkacağını, biryerde bir eksik olacağını düşünürler. Hayatın hiçbir anında tam bir özgüven duygusu yaşayamadıkları için hiçbir işin sonunu getiremezler ve başarısız olurlar.
Adım atmaları gereken anlarda o girişimi bir türlü sağlayamadıkları için başarıları hep ertelenir veya başarı yakalayamadan kaybolup giderler. Bizim işimiz hareket işidir, çalışma işidir, girişim işidir. Network işinizi sağlam bir şekilde yürütebilmeniz için sağlam bir özgüvene ihtiyaç vardır.Bazılarımızda bu vardır, bazılarımızda orta derecelidir, bazılarımızda ise neredeyse yoktur. Ama şu an özgüven probleminiz olduğunuzu düşünüyorsanız, bir şekilde kendinizi rahatlatabilirsiniz. Eğer içinizde bi özgüven ve girişimcilik ruhu yatmasaydı bu işe hiç başlamamış ve şu an bu eğitimi almıyor olurdunuz.
Bu sebeple özgüveninizin şu anki durumu önemli değildir. Ama bu değişim gösterebilecek bir durumdur. Özgüveni artırmanın bazı yolları vardır.
Özgüveni artırmanın yolları
Kesinlikle kendinize tüm benliğinizle inanmalı ve güvenmelisiniz. Özellikle şundan bir kere emin olun. Herkesin bir konuda diğerlerinden bir üstünlüğü vardır. Sizin de kendinize göre ağır basan ve özel olan bazı yönleriniz var. Kimisi sunum konusunda iyidir, kimisi eğitim konusunda iyidir, kiminin iletişimi ve insan ilişkileri çok iyidir. Bu yüzden sizin de başkalarına verebileceğiniz, özel yönleriniz vardır ve ekibinizde de bu tür arkadaşlar olabilir. O arkadaşlara kendilerinin özel olduğunu hissettirmelisiniz ve unutmayın ki siz de onlardan birşeyler öğrenebilirsiniz.
-Özgüveni yüksek kişileri gözlemleyin. Örnek : Enes Olgun vs. Bu insanların nasıl durduğuna, nasıl konuştuğuna, neler yaptığına dikkat edin. O insanların her halinden özgüvenlerinin çok yüksek olduğu zaten belli olur. Eğer olmak istediğiniz karakter oysa, bunu kendinize kopyalamaya başlayın ve o değişimi yakalayın.
-Size değer veren insanlarla vakit geçirin. Bu insanlar sizin her zaman kendinizi özel hissetmenizi sağlarlar. Örnek : Network ekibiniz. Takımınız bunun için en ideal ortamdır. Üst kollar ve alt kollarınız, yani aynı yolda yürüdüğünüz ve sizin siz olduğunuz için yanında olan kitle, sizin özgüveninizi artırır. Üst kollar motive edici cümlelerle sizin kendi potansiyelinizin farkına varmanızı sağladığı gibi, alt kollarınız da sizin söylediğiniz şeyleri uyguladığında gücünüzün farkına varırsınız. Ayrıca size değer veren insanların içinde en yakın dostlarınız ve aileniz de vardır. Demek istediğim aslında şu: Siz negatif kitleyle değil, sizi destekleyen ve başarabileceğinize inanan kitleyle vakit geçirirseniz özgüveninizi daha çabuk kazanırsınız. Unutmayın ; “Hayatınızın kalitesini, hayatınızdaki insanların kalitesi belirler.”
-Şık olmaya dikkat edin. Bu da sizin özgüveninizi artıran etkenlerden biridir. Kendinizi düşünün. Sevdiğiniz kıyafetleri giydiğinizde, kendinizi şık hissettiğinizde dışarıda yürürken daha rahat olursunuz. Ama mecburiyetten sevmediğiniz bir kıyafeti giymek zorunda kaldığınızda, üzerinizde gereksiz bir huzursuzluk olur. Bu yüzden her zaman şık olmaya dikkat ettiğinizde, bu hem işiniz için artı teşkil edeceği gibi özgüveninizin yüksek olması açısından da çok faydalı olacaktır.
-Duruşunuzu gözlemleyin. Özgüveni gösteren şeylerin en başında duruşunuz gelir. Kafa olarak kendinize ne kadar güvenseniz de, bunu duruşunuza yansıtamazsanız, istediğiniz sonuçları alamazsınız. Network marketerların pısırık durma lüksü yoktur, kambur durma lüksü yoktur, ürkek durma, çekingen durma lüksü yoktur. Kendinize gerçekten inanırsanız zaten duruşunuz otomatik olarak düzelecektir. Bu duruş, karşı tarafın size saygı göstermesini sağlar ve bu da sizin özgüveniniz için yapıcı durumlardan biridir.
-Geçmişteki başarılarımızı ve gerçekleştirdiğimiz, sonuçlandırdığımız güzel şeyleri hatırlamak da sizin özgüveninizi artırmanıza yardımcı olur. Çünkü özgüven eksikliği bizde ya yapamazsam, ya olmazsa gibi korkular yaratır. Ama bizim geçmişimizde mutlaka gerçekleştirebildiğimiz, üstesinden gelebildiğimiz şeyler vardır. Bunları hatırlamak ve düşünmek de sizin kendinize olan güveninizi ve inancınızı tazeler.
-Bilimsel çalışmalara göre özgüveni eksik insanlar, sürekli başkalarını eleştirip, onlarda eksik arama gibi eğilimler gösterirlermiş. Sürekli birilerini şikayet ederlermiş. Bu kısır döngüden çıkmanın en güzel yolu da başkalarını eleştirmek yerine, onlara iltifatlarda bulunmakmış. Bunun olumlu geri dönüşleri de yine bizim özgüvenimizi kazanmamızı sağlıyor.
-Her zaman önde olun. Bu çok çok önemlidir. Sınıfın en arkasında oturup, arkadaşının arkasından parmak kaldıran öğrenci karakterinden kurtulmamız gerekir. Bir networker her zaman öndedir. Sorumluluklarını bilir ve görev almaktan kaçınmaz. Düşüncelerini ve görüşlerini her zaman açıkça söyleyebilir. Bizim yerimiz her zaman en öndür.
-Kitap okumak da özgüven artırmanın en önemli yollarındandır. Biz aslında kitapları çok seviyoruz. O kadar çok seviyoruz ki, kapağına dokunmaya kıyamadığımız için onları okuyamıyoruz Şaka bir yana kitap okumaya özen göstermelisiniz. İşimizle ilgili veya değil. Kitap okudukça kelime hazneniz genişleyecek, kurduğunuz cümleler daha kaliteli bir hale gelecek ve her zaman ekibinize vereceğiniz çok farklı bilgilere sahip olacaksınız. Sizin bilgiyle dolu olmanız da kendinize sonuna kadar güvenmenizi sağlayacak. İşine hakim olmayanlar güvensizlik yaşar. Bunu aşmanın en kaliteli yolu da kitap okumaktır.
Bizim büyük hedefe odaklanamamamıza sebep olan durumlardan biri de limitlerimizdir. Bizim işimizde limitlere yer yoktur. Bizler büyük hayalleri ve hedefleri olan insanlarız. Ve bu hedeflere ulaşmak için kafamızdaki zincirlerden kurtulmalıyız.
Nasıl limitsiz olunur ?
-Limitsiz olan kişiler, mevcut şartlarla kesinlikle yetinmezler. Mevcut başarıları onlar için sadece basamaktır ve hep daha iyisi için çalışırlar. Onlar için başarı hep daha ileridedir ve küçük başarılar onları rehavete sokmaz.
-Aynı zamanda limitsiz olan kişiler başkalarının başarı veya başarısızlığını kendilerine kriter almazlar. Birinin belli bir sürede ulaştığı başarı veya başarısızlık, onların da bunu yaşayacağı anlamına gelmez. ( Örnekler verilebilir )
-Bu insanlar sınırsız bir vizyona sahiptir. Onlara göre bir insanın isteyip de yapamayacağı, ulaşamayacağı hiçbirşey yoktur. Her zaman en iyisini, en büyüğünü, en zorunu seçerler. Başkalarının göremediği şeyleri görüp, bunun için savaşırlar.
-Ayrıca bu insanların hedefleri her zaman en yüksektedir. Kesinlikle şu olsa yeter diye hedef koymaz. Gerçekleştiğinde gerçekten tatmin olacağı, mutlu olacağı en iyi noktaları hedeflerler. ( Örnek verilebilir )
Bu sebeple limitlerimizi ortadan kaldırmalıyız. Unutmayın! Limitleriniz sizin nereye ne kadar sürede ulaşacağınızı belirleyen en önemli noktalardan biridir. Ayrıca sizin limitleriniz, ekibinizin limitlerini belirler. Siz ne kadar limitsiz olursanız, takımınızın da potansiyeli o kadar ortaya çıkar!
Bizim bazı korkularımız da odak noktamızın kaymasına sebep olur. Nedir bunlar?
-reddedilme korkusu
-başarısızlık korkusu
--başarılı olma korkusu
Bu korkular bizi asıl odaklanmamız gereken hedeflerden alıkoyar.