ݺߣ

ݺߣShare a Scribd company logo
Helal kazanç

                 Cuma Vaazı
                          Recep çarpar




26/04/12                                 1
Ҿş
                   İslâm dini insanoğluna dünya ve ahiret
                 mutluluğunu kazandıracak prensiplerle
                 doludur.
               İslam’da çalışma ve helâl kazanç, tıpkı ilim
                 gibi farz telakki edilmiş, kişinin kimseye
                 muhtaç olmadan hayatını sürdürebilmesi,
                 çoluk çocuğunun nafakasını temin etmek
                 maksadıyla meşru yoldan çalışıp
                 kazanması, ibadet ölçüsünde kutsal ve
                 değerli bir davranış olarak kabul edilmiştir.




26/04/12                                                     2
   İslam, kazanç elde etme konusunda önemli bir
               ilke olan meşruiyet prensibini esas alarak;
               hırsızlık, gasp, faiz, kumar, rüşvet ve şans
               oyunları; kamu mallarını zimmete geçirmek, her
               türlü yolsuzluk, hileli alışveriş, müşteriye birinci
               kalite diye ikinci kalite mal vermek, eksik tartıp
               ölçmek, malı fâhiş fiyatla satmak, işçi ve
               memurun görevini ihmal ve terk etmesi, işverenin
               çalışanlara hak ettiği ücretlerini, devlete vergisini,
               fakire zekâtını vermemesi ve kalitesiz mal üretip
               pahalıya satarak servet elde etmesi gibi her türlü
               gayrı meşru kazancı yasaklamıştır.




26/04/12                                                            3
   İslâmi prensiplerle bağdaşan tüm ekonomik
               faaliyetlere katılma hakkını İslâmiyet insanlara
               tanımıştır.
              Ancak, ticari faaliyetlerin dürüst, yararlı ve güven
               içerisinde yürütülmesini sağlamak amacıyla, bu
               faaliyetlere ilişkin bazı kurallar da getirmiştir.
              Bunlar iş adamı ve ticaret erbabı tarafından
               benimsenip tatbik edildiği takdirde, piyasada görülen
               bir çok bozukluk ve aksaklıklar kendiliğinden ortadan
               kalkacaktır.
              Çünkü İslâm’da ticaret, ahlâkî değerlerle iç içedir.
               Kişinin yücelmesini ve daha uygar bir şahsiyete
               dönüşmesini sağlayan bu değerler bir kenara itilirse;
               o takdirde piyasada tanık olunan rüşvet, yolsuzluk,
               haksız kazanç, borcunu ödememe, vb... kötülük ve
               çirkinlikleri sadece yasal tedbirlerle ve cezalarla
               önlemek mümkün olmaz.


26/04/12                                                           4
   Bu bakımdan Kur’an-ı Kerim’de geçmiş milletlerin
               çöküş ve yıkılış nedenleri arasında sayılan ticari
               ahlaksızlık ve haksızlıklardan sakınmalı, haksız
               kazanca tenezzül ve tevessül etmemeli, ticari ve
               ekonomik hayatta ahlâkî prensiplere riâyet
               edilmelidir..

              Helâl ve meşru işlerde çalışmalı, helalinden
               kazanmalı, haram gıdalarla beslenmemeli ve
               çoluk çocuğa da harama yedirmekten
               sakınmalıdır.
              Bu husus, hem ibadetlerimizin kabulü hem de
               sosyal hayatımızın güven ve huzuru için
               önemlidir.
              Sohbetimize helal-haram kavramlarının ne
               olduğunu açıklayarak devam edelim.



26/04/12                                                        5
HELAL
              Dinen yapılması veya yenip içilmesi
               yasaklanmayan, serbest bırakılan şey demektir.

              Allâh ve Rasûlü'nün bir şeyin helâl olduğunu
               belirtmesi veya işlenmesinde günah olmadığını
               bildirmesi, o fiilin helâl olduğunu gösterdiği gibi, o
               fiil veya şeyin yasaklandığına dair bir delil
               bulunmaması da helâl olduğunu gösterir.

              Zira eşyada aslolan helal oluşudur. Buna göre bir
               şey, dinin açık bir hükmüne, yasağına ve ilkesine
               aykırı olmadıkça helâldir, meşrudur. Helâl
               kavramının, meşru, caiz, mubah tabirleri ile yakın
               ilişkisi vardır. Çoğu zaman da eş anlamlı olarak
               kullanılmaktadır.




26/04/12                                                            6
   Yüce Allâh, iyi, temiz ve insan sağlığına yararlı olan
               şeyleri helâl; kötü, pis ve zararı olan şeyleri de haram
               kılmıştır (Mâide, 5/4).

              Haram kılma yetkisi ise sadece Allâh'a aittir.
              Kur'ân'da; "De ki: Allah'ın kulları için yarattığı süsü ve
               temiz rızıkları kim haram kıldı? De ki: Onlar, dünya
               hayatında, özellikle kıyamet gününde mü'minlerindir.
               İşte bilen bir topluluk için âyetleri böyle açıklıyoruz."
               buyurulmuştur (Ar'âf, 7/32).

               Peygamber de, Kur'ân'a ve Kur'ân haricinde Allâh'tan
               aldığı bilgiye dayanarak bazı şeyleri haram kılmıştır.
               Ancak bunu da, Allâh'ın denetimi altında yaptığı için,
               Allâh'ın haram kılması içerisinde mütalaa edilir.

              Bu nedenle, Allâh'ın helâl kıldığına haram; haram
               kıldığına helâl demek büyük günahtır.


26/04/12                                                                    7
HARAM
              Sözlükte "yasak, memnu" anlamına gelen haram, dini
               bir terim olarak, kesin bir delille, açık bir şekilde
               yapılmaması istenen fiildir.

              Hanefîlere göre bir fiilin haram olması için, âyet,
               mütevatir veya meşhur sünnet gibi kesin bir nassla
               sabit olması ve açık bir şekilde haramlığa delalet
               etmesi gerekir.

              Bu nedenle, açık bir şekilde delalet etmeyen veya
               ahad yolla sabit olan hadisle haramlık sabit olmaz.




26/04/12                                                               8
Haramlar 2’ye ayrılır:

              Haramlar, li-aynihi haram ve li-gayrihi haram
               olmak üzere ikiye ayrılır.

              Kendisinde bulunan kötülük sebebiyle, baştan
               itibaren haram kılınan fiillere li-aynihî haram
               denir. Zina, hırsızlık, adam öldürme bu türden
               haramlardandır.

              Aslında haram olmamakla birlikte, başka bir
               şeyden dolayı haram kılınan fiiller de, li-gayrihî
               haramdır. Bayram günü oruç tutma, Cuma
               vaktinde alışveriş, avret mahallinin açılması
               böyle yasaklardandır.



26/04/12                                                            9
   Haram, dinî bir kavram olup, bunu tespit ve tayin
               yetkisi sadece Allâh'a aittir. Bu konuda insanların
               yetkisi yoktur.

              Hz. Peygamber'in bu konudaki hadisleri, Allâh'ın
               koymuş olduğu hükmü açıklamaktan ibarettir.

              Bu nedenle İslâm âlimleri, hakkında nass
               bulunmayan konularda ihtiyatlı davranarak
               haram tabirini kullanmaktan kaçınmışlardır.

              Haramı işleme ve harama ulaşma konusunda iyi
               niyet, dolaylı yollar ve vasıtalar haramı helal
               kılmaz.



26/04/12                                                        10
     Yüce Allah Nisa sûresinin 29 âyetinde:

               ‫ي أيه لذ ن من ل ت كل أ و لك ب نك ب ب طل إل‬
               ّ ِ ِ ِ ‫ ” َا َّ َا اّ ِي َ آ َ ُواْ َ َأْ ُ ُواْ َمْ َاَ ُمْ َيْ َ ُمْ ِالْ َا‬
                                                                                   ‫أ تك ن‬
                                                                                   َ ‫َن َ ُو‬
                                                                ”... ْ‫ِ َا َ ً َن َ َا ٍ ّن ُم‬
                                                                       ‫تج رة ع تر ض م ك‬

                 “Ey İman edenler! Mallarınızı aranızda haksız
                 yollarla yemeyin. Karşılıklı rızaya dayalı ticaretle
                 yiyin” buyurmak suretiyle, haksız kazancın haram
                 olduğunu bildirmiştir.

                Yine aynı surenin 10 ayetinde ise, “Yetimlerin
                 mallarını haksız yere yiyenler, ancak ve ancak
                 karınlarını doldurasıya ateş yemiş olurlar ve zaten
                 onlar çılgın bir ateşe (cehenneme) gireceklerdir”
                 buyrularak yetim malı yemenin de ne kadar büyük bir
                 günah ve haram olduğuna dikkat çekilmektedir.


26/04/12                                                                                    11
ْ‫َا َ ّ َا ال ّا ُ ُُواْ ِ ّا ِي ا َرْ ِ َ َ ً َ ّب ً َ َ َ ّ ِ ُوا‬
                  ‫ي أيه ن س كل مم ف ل ض حلل طي ا ول تتبع‬                                  

                                          ‫خطو ت ش ط ن إنه لك عدو مب ن‬
                                          ٌ ‫ُ ُ َا ِ ال ّيْ َا ِ ِ ّ ُ َ ُمْ َ ُ ّ ّ ِي‬

              “Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin
               helal ve temiz olanlarından yiyin!
               Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o
               sizin için apaçık bir düşmandır.”[1]
           
               [1] Bakara 2/168; bk, Nahl, 16/116; A’raf,7/32; Bakara,
               2/278-279 Maide, 5/90-91; Necm, 53/39; En’am, 6/151-153;
               İsra, 17/22-3.


26/04/12                                                                                  12
‫يا ايها اللذين امنوا لتحرموا طيبات ما احل ال لكم ول‬   

                                   ‫تعتدوا ان ال ليحب المعتدين‬



           “Ey iman edenler! Allah’ın size helal kıldığı
             iyi ve temiz nimetleri (kendinize) haram
             etmeyin ve (Allah’ın koyduğu) sınırları
             aşmayın. Çünkü Allah haddi aşanları
             sevmez.” (Maide 5/87)


26/04/12                                                            13
‫وكل مم رزقكم ل حلل طيب و تق ل‬
               ّ ‫” َ ُ ُواْ ِ ّا َ َ َ ُ ُ ا ّ َ َ ً َ ّ ًا َا ّ ُواْ ا‬    

                                            ‫لذي أ ت به م من ن‬
                                            َ ‫ا ّ ِ َ َن ُم ِ ِ ُؤْ ِ ُو‬

              “Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden
               helal, iyi ve temiz olarak yiyin ve kendisine
               inanmakta olduğunuz Allah’a karşı
               gelmekten sakının.”[1]
              Bu âyetler de yenilen rızkın helal ve temiz
               olmasını emretmektedir.
           
               [1] Mâide 5/88.




26/04/12                                                                   14
Maide 87-88. ayetlerin Nüzul Sebebi:


              Rasulullah (s.a.s) birgün sohbetlerinde
               kıyamet ve ahiretten bahsetmiştir. Bunun
               üzerine sohbetin etkisinde kalan Ali, İbn
               Mes’ud, Mikdad gibi bazı sahabiler,
               Osman b. Maz’un’un evinde toplanarak
               gündüzleri devamlı oruç tutmak, geceleri
               uyumadan namaz kılmak, kadınların
               (hanımlarının) yanına gitmemek, et
               yememek ve eski püskü elbiseler giymek
               suretiyle yaşamaya kalan ömürlerini bu
               şekilde geçirmeye hatta kendilerini
               kısırlaştırmaya azmetmişlerdi.

26/04/12                                              15
   Resul-i Ekrem bu durumu öğrenince hemen
               yanlarına geldi ve şöyle buyurdu:

              “Ben böyle bir kulluk şekli ile emrolunmadım.
               Vücut ve nefislerinizin sizin üzerinizde hakkı
               vardır; oruç tutup namaz kılın, fakat aynı
               zamanda orucunuzu açıp yeyin ve uyuyun. Ben
               namaz kılar ve uyurum, oruç tutar ve iftar ederim.
               Et yerim ve hanımlarıma yaklaşırım. Benim
               yolumdan çıkan benden değildir.”

              İşte bu olay üzerine maide 87-88. ayetler nazil
               olmuştur.




26/04/12                                                         16
   Huzurlu bir toplum oluşturmayı hedef alan İslam’ın yüce
               Peygamberi de, “Kazancın hangisi en iyi ve temiz olanıdır”
               şeklindeki sorulan bir soruya,
              “Kişinin el emeği ve aldatma bulunmayan meşru ticaret
               ile elde edilen kazançtır”[1] cevabını vermiştir.

              Yine Sevgili Peygamberimiz;

           ‫مل يده وإن ن ي‬
           ّ ‫َا َ َ َ َ َ ٌ َ َام ً َيْر ً ِن َ َ َأْ ُ َ ِن ع َ ِ َ ِ ِ ، َِ ّ َب‬
                                    ‫م أكل أحد طع ا خ ا م أن ي كل م‬                   
              « ِ ِ َ ِ َ َ ‫ا ّ َا ُ َ َ ّى ا ُ َ َيْ ِ و َ ّم كان َأْك ُ ِن‬
                ‫ي ل م عمل يده‬                  ‫ل عل ه سل‬           ‫ل د ود صل‬
                                                                 . ‫رواه البخاري‬

              “Hiçbir kimse, asla kendi kazancından daha hayırlı bir
               rızık yememiştir. Allah’ın Peygamberi Dâvûd
               aleyhisselâm da kendi elinin emeğini yerdi. ”[2]
           
               [1] Hakim, Müstedrek, II, 10. Ahmed, IV; 141.
              [2] Buhârî, Büyû’ 15, Enbiyâ 37.


26/04/12                                                                             17
‫ما أكل أحد طعاما قط، خيرا من أن يأكل من عمل‬   

                                                   ‫يده‬
               “Hiç kimse elinin emeğinden
               daha hayırlı bir şey yememiştir”
               [1] hadisleri de helâl kazancın
               önemine dikkatlerimizi
               çekmektedir.
           
               [1] Buhari, Büyû



26/04/12                                                 18
   İslam’da asli ve tabii kazanç yolu emektir. Bu
               bakımdan Müslüman, çalışmadan başkalarının
               sırtından veya gayri meşru yollardan kazanç elde
               etmekten şiddetle sakınmalı; kazancının nereden
               ve nasıl geldiğine dikkat etmeli, kazancı temiz
               olmalı; hem kendini hem de aile fertlerini helâl gıda
               ile beslemelidir.

               Ayrıca Allah yolunda harcayacağı para da temiz
               bir şekilde kazanılmış olmalıdır. Haram yollardan
               kazanılmış paranın hayrı olmaz.

              Bir insanın duasının kabul olması için de helâl
               gıda ile beslenmesi şarttır. Çünkü haram ile
               beslenenlerin duaları kabul olmaz.

26/04/12                                                           19
‫Ī‬Ĭ    ‫:‪Sevgili peygamberimiz bu konu hakkında şöyle buyuruyorlar‬‬

               ‫ل هقل قل س ل‬
               ‫َنْ أبي ُريْ َ َ رضي ا ّ عنْ ُ َا َ : َا َ ر ُو ُ‬
                                                      ‫ه رة‬       ‫ع‬            ‫Ī‬Ĭ
                                       ‫ا ّ َ ّى ا ُ َ َي ِ و َ ّم :‬
                                          ‫ل عل ْه سل‬        ‫ل صل‬

                ‫ل ل يا ون‬
                ‫» أ ّ َا ال ّا ُ إ ّ ا ّ ط ّ ٌ ل يقْب ُ إ ّ ط ّب ً ، َإ ّ‬
                                           ‫يه ن س ن ل يب‬                      ‫Ī‬Ĭ
                         ‫ا ّ أ َر ال ُؤ ِ ِي َ ِ َا أ َر ِ ِ ال ُرْس ِي َ ،‬
                           ‫لن‬       ‫ل م م من ن بم م به م‬

                ‫ر ل كل من ط ي ت‬
                ‫َ َال َ َالى : } َا أ ّها ال ّسْ ُ ُ ُوا ِ َ ال ّ ّبا ِ‬
                                                ‫ي ي‬           ‫فق تع‬           ‫Ī‬Ĭ
                                                     ‫واعملوا َالح ً {‬
                                                        ‫ص ا‬

           ‫َ َال َعا َى : } َا َ ّ َا ا ّ ِي َ آم ُوا ُ ُوا ِ َ َ ّ َات‬
             ‫ي أيه لذ ن ن كل من طيب‬                           ‫وق ت ل‬          ‫Ī‬Ĭ
                                                          ‫َا ر َقْ َا ُمْ {‬
                                                              ‫م ز نك‬

           ‫مد د ه‬
           ‫ُ ّ َ َ َ ال ّ ُ َ ُ ِي ُ ال ّ َر أشْ َ َ أغْبر ي ُ ّ ي َيْ ِ‬
                               ‫عث‬        ‫ثم ذكر رجل يط ل سف‬                   ‫Ī‬Ĭ
                      ‫إ َى ال ّ َا ِ : َار ّ َا َ ّ ، َ َطْ َ ُ ُ َرا ٌ ،‬
                        ‫سم ء ي ب ي رب وم عمه ح م‬                       ‫ل‬
             ‫و َشْ َ ُه ح َا ٌ ، و َلْب ُ ُ حرا ٌ ، و ُ ِ َ ِالْ َرا ِ،‬
               ‫م غذي ب ح م‬                 ‫ر م م سه‬              ‫م رب‬
                                            ‫َ َ ّى ُسْ َجا ُ ِ َ ِ َ ، ؟‬
                                                 ‫فأن ي ت ب لذلك‬

‫21/40/62‬                                                                      ‫02‬
   Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine
               göre Resûlullah (sav) şöyle buyurdu:

               “Allah Teâlâ temizdir; sadece temiz olanları kabul
               eder. Allah Teâlâ peygamberlerine neyi emrettiyse
               mü’minlere de onu emretmiştir.

                Cenâb–ı Hak Peygamberlere:
              ‘Ey peygamberler! Temiz ve helâl olan şeylerden
               yiyin, iyi ve faydalı işler yapın!’ buyurmuştur.

              Mü’minlere de:‘Ey iman edenler! Size verdiğimiz
               rızıkların temiz olanlarından yiyin’ buyurmuştur. ”




26/04/12                                                            21
   Resûl–i Ekrem daha sonra şunları
               söyledi:
              “Bir kimse Allah yolunda uzun
               seferler yapar. Saçı başı dağınık, toza
               toprağa bulanmış vaziyette ellerini
               gökyüzüne açarak:
              Yâ Rabbi! Yâ Rabbi! diye dua eder.
               Halbuki onun yediği haram, içtiği
               haram, gıdası haramdır. Böyle birinin
               duası nasıl kabul edilir!”[1]
           
               [1] Müslim, Zekât 65. Ayrıca bk. Tirmizî, Tefsîru’l–Kur’ân 3.




26/04/12                                                                       22
     Yine kişi helal rızık için çalışmasının yanı sıra
                 bunun için ayrıca Allah’tan yardım da istemelidir:

               ‫- َعن عل ّ َ ِ َ ا ّ َنْ ُ... » الّه ّ اكْ ِني بحل ِ َ َن‬
                ‫لك ع‬        ‫ل م ف‬             ‫ي رضي ل ع ه‬              ‫و‬     
                                .«َ ‫َ َا ِ َ ، َاغْ ِني ِ َض ِ َ َ ّن ِ َا‬
                                    ‫حر مك و ن بف لك عم سو ك‬
                                 ) . ٌ ‫(روا ُ الترمذ ّ وقال : حدي ٌ حس‬
                                      ‫ث ن‬                   ‫ي‬       ‫ه‬        


                Ali radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre
                – Resûlullah (sav) kendisine şu duayı öğretti ve
                 bu şekilde dua etmesini istedi:
                “Allahım! Bana helâl rızık nasib ederek
                 haramlardan koru! Lutfunla beni senden
                 başkasına muhtaç etme!” [1]
                (Bu hadis-i şerifi Tirmizi rivayet etmiş ve “Hasen
                 Hadis” olduğunu söylemiştir.)
           [1] Tirmizî, Daavât 111.



26/04/12                                                                     23
‫Ī‬Ĭ   ‫‪Haramdan ve harama yol açan vasıtalardan‬‬
               ‫‪kaçınmak gerektiği gibi, haram şüphesi taşıyan‬‬
               ‫‪işlerden ve kazançlardan da uzak durmak‬‬
               ‫‪gerekir. Hz. Peygamber’in şu hadisi bu konuda‬‬
               ‫‪ihtiyat ve takva sahipleri için güzel bir ölçü‬‬
               ‫:]1[‪vermektedir‬‬

              ‫- وعن ال ّعمان ب ِ َشي ٍ رض َ ا ّ عنهما قال :‬
                                 ‫ي ل‬          ‫ر‬     ‫نب‬           ‫ن‬             ‫Ī‬Ĭ

           ‫س ِعْ ُ ر ُو َ ا ِ َ ّى ا ُ َ َيْ ِ و َ ّم َ ُو ُ :‬
             ‫ل عل ه سل يق ل‬                     ‫ّ صل‬‫م ت س ل ل‬
                      ‫»ِ ّ ال َ َ َ َ ّ ٌ ، وِ ّ ال َرا َ َ ّ ٌ ، َ َيْ َهما‬
                           ‫إن حلل بين إن ح م بين وب ن‬
           ‫ُشْ َ ِها ٌ َ َعْ َ ُ ُ ّ َ ِي ٌ ِ َ ال ّا ِ ، َ َن ا ّقى‬
                ‫م ت ب ت ل ي لمهن ك ث ر م ن ن س فم ت‬
            ‫ال ّ ُها ِ ، اسْ َبْ ََ ِ ِي ِ ِ و ِرْ ِ ِ ، َ َنْ َ َ َ في‬
                   ‫ت رأ لد نه ع ضه وم وقع‬                        ‫شب ت‬
                 ‫الش ُها ِ ، و َ َ في ال َرا ِ ، كال ّاعي يرْعى‬
                                  ‫ر‬        ‫ح م‬           ‫ب ت قع‬
                ‫ي شك أ ي ت ف ه أ ل إ ن ل ك ل‬
                ‫َوْ َ ال ِمى ُو ِ ُ َنْ َرْ َع ِي ِ ، َ َ وِ ّ ِ ُ ّ‬
                                                                  ‫ح ل ح‬
              ‫ّ مح ر ه أل إن‬
              ‫َ ِ ٍ ِ ًى ، َ َ َِ ّ ِ َى ا ِ َ َا ِم ُ ، َ َ وِ ّ‬
                                      ‫ل‬        ‫أل وإن حم‬           ‫ملك حم‬
           ‫في الج َ ِ ُض َ ً إذا ص َ َت َ َ َ الج َ ُ ُ ّ ُ ،‬
             ‫سد كله‬             ‫لح صلح‬               ‫سد م غة‬
           ‫َِذا َ َ َتْ َس َ ال َ َ ُ ُ ّ ُ : َ َ َ ِي ال َلْب «‬
              ‫ق ُ‬           ‫وإ فسد ف د جسد كله أل وه‬
               ‫متف ٌ عليه . و َ َياه ِنْ ُ ُ ٍ ب َلْفا ٍ ُ َقا ِ َ ٍ .‬
                 ‫م طرق أ ظ مت ربة‬                      ‫رو‬            ‫ق‬
‫21/40/62‬                                                                       ‫42‬
   “Nu’mân İbni Beşîr (ra)Resûlullah (sav)’i
               şöyle buyururken dinledim, dedi:

              “Helâl olan şeyler belli, haram olan şeyler
               bellidir. Bu ikisinin arasında, halkın
               birçoğunun helâl mi, haram mı olduğunu
               bilmediği şüpheli konular vardır.

              Şüpheli konulardan sakınanlar, dinini ve
               ırzını korumuş olur. Şüpheli konulardan
               sakınmayanlar ise gitgide harama dalar.



26/04/12                                                   25
   Tıpkı sürüsünü başkasına ait bir arâzinin
               etrafında otlatan çoban gibi ki, onun bu
               arâziye girme tehlikesi vardır.

              Dikkat edin! Her padişahın girilmesi yasak bir
               arâzisi vardır. Unutmayın ki, Allah’ın yasak
               arâzisi de haram kıldığı şeylerdir.

              Şunu iyi bilin ki, insan vücudunda küçücük
               bir et parçası vardır. Eğer bu et parçası iyi
               olursa, bütün vücut iyi olur. Eğer o bozulursa,
               bütün vücut bozulur. İşte bu et parçası
               kalb'dir”[2]
              [1] Ali BARDAKOĞLU, “Helâl” ilmihal I , Diyanet V. İlmihali (İSAM)178.
              [2] Buhari, Büyû 2 Îmân 39 ; Müslim, Müsâkat, 20, 107-108; Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Büyû’ 3; Tirmizî,
                Büyû’ 1; Nesâî, Büyû’ 2, Kudât 11; İbni Mâce, Fiten 14; Buhari, İman 39, Büyû' 2; Müslim, Müsâkat
               107, (1599); Ebu Davud, Büyû' 3, (3329, 3330); Tirmizi, Büyü 1, (1205); Nesai, Büyü 2, (7,
               241);Müslim, Zekat 65, (1015); Tirmizi, Tefsir, Bakara (2992), Edep,41




26/04/12                                                                                                     26
DzԳç:
              Geçici olan dünya menfaatleri için ebedi
               olan ahiret hayatımızı mahvetmeyelim.
              Çevremizdeki kardeşlerimizin hak ve
               hukuklarını gözetelim.
              Her anımızın kayıt altına alındığını
               unutmayalım. İnsanların gözünden
               kaçtığını düşündüğümüz, önemsiz olarak
               gördüğümüz bir çok şeyin Ahiret günü
               hesap defterinde tek tek sayılıp
               karşımıza çıkarılacağını unutmayarak
               helal-haram dengesini iyi kuralım.

26/04/12                                             27

More Related Content

Helal Kazanç - R. Çarpar

  • 1. Helal kazanç Cuma Vaazı Recep çarpar 26/04/12 1
  • 2. Ҿş İslâm dini insanoğluna dünya ve ahiret mutluluğunu kazandıracak prensiplerle doludur. İslam’da çalışma ve helâl kazanç, tıpkı ilim gibi farz telakki edilmiş, kişinin kimseye muhtaç olmadan hayatını sürdürebilmesi, çoluk çocuğunun nafakasını temin etmek maksadıyla meşru yoldan çalışıp kazanması, ibadet ölçüsünde kutsal ve değerli bir davranış olarak kabul edilmiştir. 26/04/12 2
  • 3. İslam, kazanç elde etme konusunda önemli bir ilke olan meşruiyet prensibini esas alarak; hırsızlık, gasp, faiz, kumar, rüşvet ve şans oyunları; kamu mallarını zimmete geçirmek, her türlü yolsuzluk, hileli alışveriş, müşteriye birinci kalite diye ikinci kalite mal vermek, eksik tartıp ölçmek, malı fâhiş fiyatla satmak, işçi ve memurun görevini ihmal ve terk etmesi, işverenin çalışanlara hak ettiği ücretlerini, devlete vergisini, fakire zekâtını vermemesi ve kalitesiz mal üretip pahalıya satarak servet elde etmesi gibi her türlü gayrı meşru kazancı yasaklamıştır. 26/04/12 3
  • 4. İslâmi prensiplerle bağdaşan tüm ekonomik faaliyetlere katılma hakkını İslâmiyet insanlara tanımıştır.  Ancak, ticari faaliyetlerin dürüst, yararlı ve güven içerisinde yürütülmesini sağlamak amacıyla, bu faaliyetlere ilişkin bazı kurallar da getirmiştir.  Bunlar iş adamı ve ticaret erbabı tarafından benimsenip tatbik edildiği takdirde, piyasada görülen bir çok bozukluk ve aksaklıklar kendiliğinden ortadan kalkacaktır.  Çünkü İslâm’da ticaret, ahlâkî değerlerle iç içedir. Kişinin yücelmesini ve daha uygar bir şahsiyete dönüşmesini sağlayan bu değerler bir kenara itilirse; o takdirde piyasada tanık olunan rüşvet, yolsuzluk, haksız kazanç, borcunu ödememe, vb... kötülük ve çirkinlikleri sadece yasal tedbirlerle ve cezalarla önlemek mümkün olmaz. 26/04/12 4
  • 5. Bu bakımdan Kur’an-ı Kerim’de geçmiş milletlerin çöküş ve yıkılış nedenleri arasında sayılan ticari ahlaksızlık ve haksızlıklardan sakınmalı, haksız kazanca tenezzül ve tevessül etmemeli, ticari ve ekonomik hayatta ahlâkî prensiplere riâyet edilmelidir..  Helâl ve meşru işlerde çalışmalı, helalinden kazanmalı, haram gıdalarla beslenmemeli ve çoluk çocuğa da harama yedirmekten sakınmalıdır.  Bu husus, hem ibadetlerimizin kabulü hem de sosyal hayatımızın güven ve huzuru için önemlidir.  Sohbetimize helal-haram kavramlarının ne olduğunu açıklayarak devam edelim. 26/04/12 5
  • 6. HELAL  Dinen yapılması veya yenip içilmesi yasaklanmayan, serbest bırakılan şey demektir.  Allâh ve Rasûlü'nün bir şeyin helâl olduğunu belirtmesi veya işlenmesinde günah olmadığını bildirmesi, o fiilin helâl olduğunu gösterdiği gibi, o fiil veya şeyin yasaklandığına dair bir delil bulunmaması da helâl olduğunu gösterir.  Zira eşyada aslolan helal oluşudur. Buna göre bir şey, dinin açık bir hükmüne, yasağına ve ilkesine aykırı olmadıkça helâldir, meşrudur. Helâl kavramının, meşru, caiz, mubah tabirleri ile yakın ilişkisi vardır. Çoğu zaman da eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. 26/04/12 6
  • 7. Yüce Allâh, iyi, temiz ve insan sağlığına yararlı olan şeyleri helâl; kötü, pis ve zararı olan şeyleri de haram kılmıştır (Mâide, 5/4).  Haram kılma yetkisi ise sadece Allâh'a aittir.  Kur'ân'da; "De ki: Allah'ın kulları için yarattığı süsü ve temiz rızıkları kim haram kıldı? De ki: Onlar, dünya hayatında, özellikle kıyamet gününde mü'minlerindir. İşte bilen bir topluluk için âyetleri böyle açıklıyoruz." buyurulmuştur (Ar'âf, 7/32).  Peygamber de, Kur'ân'a ve Kur'ân haricinde Allâh'tan aldığı bilgiye dayanarak bazı şeyleri haram kılmıştır. Ancak bunu da, Allâh'ın denetimi altında yaptığı için, Allâh'ın haram kılması içerisinde mütalaa edilir.  Bu nedenle, Allâh'ın helâl kıldığına haram; haram kıldığına helâl demek büyük günahtır. 26/04/12 7
  • 8. HARAM  Sözlükte "yasak, memnu" anlamına gelen haram, dini bir terim olarak, kesin bir delille, açık bir şekilde yapılmaması istenen fiildir.  Hanefîlere göre bir fiilin haram olması için, âyet, mütevatir veya meşhur sünnet gibi kesin bir nassla sabit olması ve açık bir şekilde haramlığa delalet etmesi gerekir.  Bu nedenle, açık bir şekilde delalet etmeyen veya ahad yolla sabit olan hadisle haramlık sabit olmaz. 26/04/12 8
  • 9. Haramlar 2’ye ayrılır:  Haramlar, li-aynihi haram ve li-gayrihi haram olmak üzere ikiye ayrılır.  Kendisinde bulunan kötülük sebebiyle, baştan itibaren haram kılınan fiillere li-aynihî haram denir. Zina, hırsızlık, adam öldürme bu türden haramlardandır.  Aslında haram olmamakla birlikte, başka bir şeyden dolayı haram kılınan fiiller de, li-gayrihî haramdır. Bayram günü oruç tutma, Cuma vaktinde alışveriş, avret mahallinin açılması böyle yasaklardandır. 26/04/12 9
  • 10. Haram, dinî bir kavram olup, bunu tespit ve tayin yetkisi sadece Allâh'a aittir. Bu konuda insanların yetkisi yoktur.  Hz. Peygamber'in bu konudaki hadisleri, Allâh'ın koymuş olduğu hükmü açıklamaktan ibarettir.  Bu nedenle İslâm âlimleri, hakkında nass bulunmayan konularda ihtiyatlı davranarak haram tabirini kullanmaktan kaçınmışlardır.  Haramı işleme ve harama ulaşma konusunda iyi niyet, dolaylı yollar ve vasıtalar haramı helal kılmaz. 26/04/12 10
  • 11. Yüce Allah Nisa sûresinin 29 âyetinde: ‫ي أيه لذ ن من ل ت كل أ و لك ب نك ب ب طل إل‬ ّ ِ ِ ِ ‫ ” َا َّ َا اّ ِي َ آ َ ُواْ َ َأْ ُ ُواْ َمْ َاَ ُمْ َيْ َ ُمْ ِالْ َا‬ ‫أ تك ن‬ َ ‫َن َ ُو‬ ”... ْ‫ِ َا َ ً َن َ َا ٍ ّن ُم‬ ‫تج رة ع تر ض م ك‬  “Ey İman edenler! Mallarınızı aranızda haksız yollarla yemeyin. Karşılıklı rızaya dayalı ticaretle yiyin” buyurmak suretiyle, haksız kazancın haram olduğunu bildirmiştir.  Yine aynı surenin 10 ayetinde ise, “Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, ancak ve ancak karınlarını doldurasıya ateş yemiş olurlar ve zaten onlar çılgın bir ateşe (cehenneme) gireceklerdir” buyrularak yetim malı yemenin de ne kadar büyük bir günah ve haram olduğuna dikkat çekilmektedir. 26/04/12 11
  • 12. ْ‫َا َ ّ َا ال ّا ُ ُُواْ ِ ّا ِي ا َرْ ِ َ َ ً َ ّب ً َ َ َ ّ ِ ُوا‬ ‫ي أيه ن س كل مم ف ل ض حلل طي ا ول تتبع‬  ‫خطو ت ش ط ن إنه لك عدو مب ن‬ ٌ ‫ُ ُ َا ِ ال ّيْ َا ِ ِ ّ ُ َ ُمْ َ ُ ّ ّ ِي‬  “Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helal ve temiz olanlarından yiyin! Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır.”[1]  [1] Bakara 2/168; bk, Nahl, 16/116; A’raf,7/32; Bakara, 2/278-279 Maide, 5/90-91; Necm, 53/39; En’am, 6/151-153; İsra, 17/22-3. 26/04/12 12
  • 13. ‫يا ايها اللذين امنوا لتحرموا طيبات ما احل ال لكم ول‬  ‫تعتدوا ان ال ليحب المعتدين‬ “Ey iman edenler! Allah’ın size helal kıldığı iyi ve temiz nimetleri (kendinize) haram etmeyin ve (Allah’ın koyduğu) sınırları aşmayın. Çünkü Allah haddi aşanları sevmez.” (Maide 5/87) 26/04/12 13
  • 14. ‫وكل مم رزقكم ل حلل طيب و تق ل‬ ّ ‫” َ ُ ُواْ ِ ّا َ َ َ ُ ُ ا ّ َ َ ً َ ّ ًا َا ّ ُواْ ا‬  ‫لذي أ ت به م من ن‬ َ ‫ا ّ ِ َ َن ُم ِ ِ ُؤْ ِ ُو‬  “Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden helal, iyi ve temiz olarak yiyin ve kendisine inanmakta olduğunuz Allah’a karşı gelmekten sakının.”[1]  Bu âyetler de yenilen rızkın helal ve temiz olmasını emretmektedir.  [1] Mâide 5/88. 26/04/12 14
  • 15. Maide 87-88. ayetlerin Nüzul Sebebi:  Rasulullah (s.a.s) birgün sohbetlerinde kıyamet ve ahiretten bahsetmiştir. Bunun üzerine sohbetin etkisinde kalan Ali, İbn Mes’ud, Mikdad gibi bazı sahabiler, Osman b. Maz’un’un evinde toplanarak gündüzleri devamlı oruç tutmak, geceleri uyumadan namaz kılmak, kadınların (hanımlarının) yanına gitmemek, et yememek ve eski püskü elbiseler giymek suretiyle yaşamaya kalan ömürlerini bu şekilde geçirmeye hatta kendilerini kısırlaştırmaya azmetmişlerdi. 26/04/12 15
  • 16. Resul-i Ekrem bu durumu öğrenince hemen yanlarına geldi ve şöyle buyurdu:  “Ben böyle bir kulluk şekli ile emrolunmadım. Vücut ve nefislerinizin sizin üzerinizde hakkı vardır; oruç tutup namaz kılın, fakat aynı zamanda orucunuzu açıp yeyin ve uyuyun. Ben namaz kılar ve uyurum, oruç tutar ve iftar ederim. Et yerim ve hanımlarıma yaklaşırım. Benim yolumdan çıkan benden değildir.”  İşte bu olay üzerine maide 87-88. ayetler nazil olmuştur. 26/04/12 16
  • 17. Huzurlu bir toplum oluşturmayı hedef alan İslam’ın yüce Peygamberi de, “Kazancın hangisi en iyi ve temiz olanıdır” şeklindeki sorulan bir soruya,  “Kişinin el emeği ve aldatma bulunmayan meşru ticaret ile elde edilen kazançtır”[1] cevabını vermiştir.  Yine Sevgili Peygamberimiz; ‫مل يده وإن ن ي‬ ّ ‫َا َ َ َ َ َ ٌ َ َام ً َيْر ً ِن َ َ َأْ ُ َ ِن ع َ ِ َ ِ ِ ، َِ ّ َب‬ ‫م أكل أحد طع ا خ ا م أن ي كل م‬  « ِ ِ َ ِ َ َ ‫ا ّ َا ُ َ َ ّى ا ُ َ َيْ ِ و َ ّم كان َأْك ُ ِن‬ ‫ي ل م عمل يده‬ ‫ل عل ه سل‬ ‫ل د ود صل‬ . ‫رواه البخاري‬  “Hiçbir kimse, asla kendi kazancından daha hayırlı bir rızık yememiştir. Allah’ın Peygamberi Dâvûd aleyhisselâm da kendi elinin emeğini yerdi. ”[2]  [1] Hakim, Müstedrek, II, 10. Ahmed, IV; 141.  [2] Buhârî, Büyû’ 15, Enbiyâ 37. 26/04/12 17
  • 18. ‫ما أكل أحد طعاما قط، خيرا من أن يأكل من عمل‬  ‫يده‬  “Hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir şey yememiştir” [1] hadisleri de helâl kazancın önemine dikkatlerimizi çekmektedir.  [1] Buhari, Büyû 26/04/12 18
  • 19. İslam’da asli ve tabii kazanç yolu emektir. Bu bakımdan Müslüman, çalışmadan başkalarının sırtından veya gayri meşru yollardan kazanç elde etmekten şiddetle sakınmalı; kazancının nereden ve nasıl geldiğine dikkat etmeli, kazancı temiz olmalı; hem kendini hem de aile fertlerini helâl gıda ile beslemelidir.  Ayrıca Allah yolunda harcayacağı para da temiz bir şekilde kazanılmış olmalıdır. Haram yollardan kazanılmış paranın hayrı olmaz.  Bir insanın duasının kabul olması için de helâl gıda ile beslenmesi şarttır. Çünkü haram ile beslenenlerin duaları kabul olmaz. 26/04/12 19
  • 20. ‫Ī‬Ĭ ‫:‪Sevgili peygamberimiz bu konu hakkında şöyle buyuruyorlar‬‬ ‫ل هقل قل س ل‬ ‫َنْ أبي ُريْ َ َ رضي ا ّ عنْ ُ َا َ : َا َ ر ُو ُ‬ ‫ه رة‬ ‫ع‬ ‫Ī‬Ĭ ‫ا ّ َ ّى ا ُ َ َي ِ و َ ّم :‬ ‫ل عل ْه سل‬ ‫ل صل‬ ‫ل ل يا ون‬ ‫» أ ّ َا ال ّا ُ إ ّ ا ّ ط ّ ٌ ل يقْب ُ إ ّ ط ّب ً ، َإ ّ‬ ‫يه ن س ن ل يب‬ ‫Ī‬Ĭ ‫ا ّ أ َر ال ُؤ ِ ِي َ ِ َا أ َر ِ ِ ال ُرْس ِي َ ،‬ ‫لن‬ ‫ل م م من ن بم م به م‬ ‫ر ل كل من ط ي ت‬ ‫َ َال َ َالى : } َا أ ّها ال ّسْ ُ ُ ُوا ِ َ ال ّ ّبا ِ‬ ‫ي ي‬ ‫فق تع‬ ‫Ī‬Ĭ ‫واعملوا َالح ً {‬ ‫ص ا‬ ‫َ َال َعا َى : } َا َ ّ َا ا ّ ِي َ آم ُوا ُ ُوا ِ َ َ ّ َات‬ ‫ي أيه لذ ن ن كل من طيب‬ ‫وق ت ل‬ ‫Ī‬Ĭ ‫َا ر َقْ َا ُمْ {‬ ‫م ز نك‬ ‫مد د ه‬ ‫ُ ّ َ َ َ ال ّ ُ َ ُ ِي ُ ال ّ َر أشْ َ َ أغْبر ي ُ ّ ي َيْ ِ‬ ‫عث‬ ‫ثم ذكر رجل يط ل سف‬ ‫Ī‬Ĭ ‫إ َى ال ّ َا ِ : َار ّ َا َ ّ ، َ َطْ َ ُ ُ َرا ٌ ،‬ ‫سم ء ي ب ي رب وم عمه ح م‬ ‫ل‬ ‫و َشْ َ ُه ح َا ٌ ، و َلْب ُ ُ حرا ٌ ، و ُ ِ َ ِالْ َرا ِ،‬ ‫م غذي ب ح م‬ ‫ر م م سه‬ ‫م رب‬ ‫َ َ ّى ُسْ َجا ُ ِ َ ِ َ ، ؟‬ ‫فأن ي ت ب لذلك‬ ‫21/40/62‬ ‫02‬
  • 21. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurdu:  “Allah Teâlâ temizdir; sadece temiz olanları kabul eder. Allah Teâlâ peygamberlerine neyi emrettiyse mü’minlere de onu emretmiştir. Cenâb–ı Hak Peygamberlere:  ‘Ey peygamberler! Temiz ve helâl olan şeylerden yiyin, iyi ve faydalı işler yapın!’ buyurmuştur.  Mü’minlere de:‘Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin’ buyurmuştur. ” 26/04/12 21
  • 22. Resûl–i Ekrem daha sonra şunları söyledi:  “Bir kimse Allah yolunda uzun seferler yapar. Saçı başı dağınık, toza toprağa bulanmış vaziyette ellerini gökyüzüne açarak:  Yâ Rabbi! Yâ Rabbi! diye dua eder. Halbuki onun yediği haram, içtiği haram, gıdası haramdır. Böyle birinin duası nasıl kabul edilir!”[1]  [1] Müslim, Zekât 65. Ayrıca bk. Tirmizî, Tefsîru’l–Kur’ân 3. 26/04/12 22
  • 23. Yine kişi helal rızık için çalışmasının yanı sıra bunun için ayrıca Allah’tan yardım da istemelidir: ‫- َعن عل ّ َ ِ َ ا ّ َنْ ُ... » الّه ّ اكْ ِني بحل ِ َ َن‬ ‫لك ع‬ ‫ل م ف‬ ‫ي رضي ل ع ه‬ ‫و‬  .«َ ‫َ َا ِ َ ، َاغْ ِني ِ َض ِ َ َ ّن ِ َا‬ ‫حر مك و ن بف لك عم سو ك‬ ) . ٌ ‫(روا ُ الترمذ ّ وقال : حدي ٌ حس‬ ‫ث ن‬ ‫ي‬ ‫ه‬   Ali radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre  – Resûlullah (sav) kendisine şu duayı öğretti ve bu şekilde dua etmesini istedi:  “Allahım! Bana helâl rızık nasib ederek haramlardan koru! Lutfunla beni senden başkasına muhtaç etme!” [1]  (Bu hadis-i şerifi Tirmizi rivayet etmiş ve “Hasen Hadis” olduğunu söylemiştir.) [1] Tirmizî, Daavât 111. 26/04/12 23
  • 24. ‫Ī‬Ĭ ‫‪Haramdan ve harama yol açan vasıtalardan‬‬ ‫‪kaçınmak gerektiği gibi, haram şüphesi taşıyan‬‬ ‫‪işlerden ve kazançlardan da uzak durmak‬‬ ‫‪gerekir. Hz. Peygamber’in şu hadisi bu konuda‬‬ ‫‪ihtiyat ve takva sahipleri için güzel bir ölçü‬‬ ‫:]1[‪vermektedir‬‬ ‫- وعن ال ّعمان ب ِ َشي ٍ رض َ ا ّ عنهما قال :‬ ‫ي ل‬ ‫ر‬ ‫نب‬ ‫ن‬ ‫Ī‬Ĭ ‫س ِعْ ُ ر ُو َ ا ِ َ ّى ا ُ َ َيْ ِ و َ ّم َ ُو ُ :‬ ‫ل عل ه سل يق ل‬ ‫ّ صل‬‫م ت س ل ل‬ ‫»ِ ّ ال َ َ َ َ ّ ٌ ، وِ ّ ال َرا َ َ ّ ٌ ، َ َيْ َهما‬ ‫إن حلل بين إن ح م بين وب ن‬ ‫ُشْ َ ِها ٌ َ َعْ َ ُ ُ ّ َ ِي ٌ ِ َ ال ّا ِ ، َ َن ا ّقى‬ ‫م ت ب ت ل ي لمهن ك ث ر م ن ن س فم ت‬ ‫ال ّ ُها ِ ، اسْ َبْ ََ ِ ِي ِ ِ و ِرْ ِ ِ ، َ َنْ َ َ َ في‬ ‫ت رأ لد نه ع ضه وم وقع‬ ‫شب ت‬ ‫الش ُها ِ ، و َ َ في ال َرا ِ ، كال ّاعي يرْعى‬ ‫ر‬ ‫ح م‬ ‫ب ت قع‬ ‫ي شك أ ي ت ف ه أ ل إ ن ل ك ل‬ ‫َوْ َ ال ِمى ُو ِ ُ َنْ َرْ َع ِي ِ ، َ َ وِ ّ ِ ُ ّ‬ ‫ح ل ح‬ ‫ّ مح ر ه أل إن‬ ‫َ ِ ٍ ِ ًى ، َ َ َِ ّ ِ َى ا ِ َ َا ِم ُ ، َ َ وِ ّ‬ ‫ل‬ ‫أل وإن حم‬ ‫ملك حم‬ ‫في الج َ ِ ُض َ ً إذا ص َ َت َ َ َ الج َ ُ ُ ّ ُ ،‬ ‫سد كله‬ ‫لح صلح‬ ‫سد م غة‬ ‫َِذا َ َ َتْ َس َ ال َ َ ُ ُ ّ ُ : َ َ َ ِي ال َلْب «‬ ‫ق ُ‬ ‫وإ فسد ف د جسد كله أل وه‬ ‫متف ٌ عليه . و َ َياه ِنْ ُ ُ ٍ ب َلْفا ٍ ُ َقا ِ َ ٍ .‬ ‫م طرق أ ظ مت ربة‬ ‫رو‬ ‫ق‬ ‫21/40/62‬ ‫42‬
  • 25. “Nu’mân İbni Beşîr (ra)Resûlullah (sav)’i şöyle buyururken dinledim, dedi:  “Helâl olan şeyler belli, haram olan şeyler bellidir. Bu ikisinin arasında, halkın birçoğunun helâl mi, haram mı olduğunu bilmediği şüpheli konular vardır.  Şüpheli konulardan sakınanlar, dinini ve ırzını korumuş olur. Şüpheli konulardan sakınmayanlar ise gitgide harama dalar. 26/04/12 25
  • 26. Tıpkı sürüsünü başkasına ait bir arâzinin etrafında otlatan çoban gibi ki, onun bu arâziye girme tehlikesi vardır.  Dikkat edin! Her padişahın girilmesi yasak bir arâzisi vardır. Unutmayın ki, Allah’ın yasak arâzisi de haram kıldığı şeylerdir.  Şunu iyi bilin ki, insan vücudunda küçücük bir et parçası vardır. Eğer bu et parçası iyi olursa, bütün vücut iyi olur. Eğer o bozulursa, bütün vücut bozulur. İşte bu et parçası kalb'dir”[2]  [1] Ali BARDAKOĞLU, “Helâl” ilmihal I , Diyanet V. İlmihali (İSAM)178.  [2] Buhari, Büyû 2 Îmân 39 ; Müslim, Müsâkat, 20, 107-108; Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Büyû’ 3; Tirmizî, Büyû’ 1; Nesâî, Büyû’ 2, Kudât 11; İbni Mâce, Fiten 14; Buhari, İman 39, Büyû' 2; Müslim, Müsâkat 107, (1599); Ebu Davud, Büyû' 3, (3329, 3330); Tirmizi, Büyü 1, (1205); Nesai, Büyü 2, (7, 241);Müslim, Zekat 65, (1015); Tirmizi, Tefsir, Bakara (2992), Edep,41 26/04/12 26
  • 27. DzԳç:  Geçici olan dünya menfaatleri için ebedi olan ahiret hayatımızı mahvetmeyelim.  Çevremizdeki kardeşlerimizin hak ve hukuklarını gözetelim.  Her anımızın kayıt altına alındığını unutmayalım. İnsanların gözünden kaçtığını düşündüğümüz, önemsiz olarak gördüğümüz bir çok şeyin Ahiret günü hesap defterinde tek tek sayılıp karşımıza çıkarılacağını unutmayarak helal-haram dengesini iyi kuralım. 26/04/12 27