Mutfaktayım.
Geniş mutfaklar anne karnı gibidir. Onların içinde beslenir, durur, dinlenir ve büyürsün. Muhtaç olduğun her şey o karışık baharatların, kaynayan suyun ve önünde sırtüstü yatmış ekmeğin kokusundadır.
Önünde sırtüstü yatmış ekmek, başlangıç ve bitiş noktandır.
Efendim?
Suyun kokusu olmaz mı?
Kim diyor bunu?
Düşün ki yağmur yağmış, çiçeklerin göbeğinden, otların köklerine, oradan da topraklaltı hayvanların sırtlarına çarpan ve yeniden göğe yükselen su, sence kokusuz olabilir mi? Hiçbir kokuya bulaşmadan gelmiş olabilir mi sahiden senin o biricik bardağına, bu kadar temiz olabilir mi? Olamaz.
Mu