Bilindiği gibi “kalkınma”, her dönemde “yoksulluğu” gidermek ve toplumun refah düzeyini yükseltmek için, ülke ve siyasi tercihlere göre değişen politika ve stratejiler benimsenerek gerçekleştirilmektedir. Refah seviyesi daha yüksek bir yaşam ve daha eşit bir paylaşımı amaçlayan bu çabalar öngörülen hedefleri sağlayamamakta, yoksulluğun azaltılması ve dengeli kalkınma istenilen düzeyde gerçekleştirilememektedir.
Ülkemizdeki kalkınma çabalarına yönelik farklı dönemlerde etkisini gösteren belirli paradigmalar bulunmaktadır. Örneğin 1960’lı yıllarda kırsal alana yönelik başlatılan “toplumsal kalkınma” çalışmaları merkezi planla