2. HÄ SSE SENETLERÄ NÄ N DEÄžERLEMESÄ
Hisse senedi fiyatlarının gelecekteki yönünü tahmin etme çabası
yatırımcıların en çok düşündüğü konulardan biridir. Hisse senetleri
fiyatlarının diğer yatırım araçlarına göre daha fazla dalgalanma
göstermesi bir çok analiz yöntemlerini beraberinde getirmiştir. Hisse
senedi değerlemesinde en çok kullanılan analiz yöntemleri teknik analiz
ve temel analiz yöntemleridir.
3. HÄ SSE SENEDÄ NÄ N DEÄžER TANIMLARI
Defter Değeri: Bir şirketin bilançosundaki öz kaynak toplamının, şirketin
çıkartmış olduğu hisse senedi sayısına bölünmesiyle bulunur. Burada
kullanılan öz kaynak, yeniden değerleme artış fonu, emisyon
primi, dağıtılmamış karlar ve ihtiyatlar toplamını içermektedir.
Ä Ä¢leyen TeÄ¢ebbüs DeÄŸeri: Ä°ÅŸletmenin bir bütün olarak çalışır durumda
devredilmesi gereken değerini ortaya koyar. Bu değerin içine işletmenin
piyasada sahip olduÄŸu prestij deÄŸeri de dahildir.
Tasfiye DeÄŸeri: Åžirketin tasfiyesiyle birlikte, faaliyetle ilgili
borçlar, varlıkların satışından elde edilen değerden çıkarılır. Elde edilen
bu değerin, hisse senedi sayısına bölünmesiyle tasfiye değeri bulunmuş
olmaktadır. Tasfiye değeri, piyasa için alt sınırı oluştururken, işleyen
teşebbüs değeri de üst sınırı ifade eder.
4. HÄ SSE SENEDÄ NÄ N DEÄžER TANIMLARI
Gerçek Değer: İşletmenin varlıkları, karlılık durumu, dağıtılan kar
payları, sermaye yapısı gibi değişkenlerin belirlediği değer gerçek değer
olarak tanımlanır. Gerçek değer, bir anlamda yatırımcıların, işletmenin
gelecekte gelir yaratma potansiyelini ve kendilerinin bu hisse senedinden
bekledikleri kazanç oranını göz önüne alarak, işletmenin pay senedine
biçtikleri, mevcut koşullar altında o hisse senedi için normal kabul ettikleri
deÄŸeri ifade eder.
Alternatif Gelir Değeri: Ortaklar tarafından sermayenin başka bir yatırım
alanında değerlenmesi halinde ortaya çıkacak değerin bir hisseye düşen
payını gösterir. Alternatif gelir değerleri için genelde tahvil faizleri dikkate
alınır.
5. HÄ SSE SENEDÄ FÄ YAT TANIMLARI
Nominal Değer: Hisse senedi üzerinde yazılı olan fiyatıdır. Toplam
sermayenin miktarını belirleyebilmek ve bununla ilgili muhasebe
kayıtlarını yapabilmek için hisse senedinin ilk çıkarılışı sırasında ortaklık
yönetimi tarafından verilen değerdir.
Emisyon Fiyatı: Şirket tarafından halka arz edilme sürecinde hisse
senedine biçilen fiyattır. Genelde hisse senetleri nominal fiyatı ile ihraç
edilirler. Ancak borsa değeri yüksek olan hisse senedini çıkaran
şirket, nominal değerin üzerinde bir emisyon fiyatı da belirleyebilir.
Özellikle sermaye artırımında kullanılmayan rüçhan haklarının borsada
satılmasında, emisyon fiyatı normal fiyatın üzerinde seyreder.
Piyasa Fiyatı: Hisse senedinin, sermaye piyasalarında arz, talep
koşullarına göre oluşan fiyatıdır. Piyasa koşullarında gerçekleşen piyasa
fiyatı işletmenin finansal durumunda bir değişme olmaksızın gerçek
değerin altında veya üstünde bulunabilir.
6. TEMEL ANALÄ Z
Temel analizin amacı, hisse senedinin gerçek değerini, bu yatırımı
etkilediği düşünülen temel etmenlerden yararlanarak bulmak ve bulunan
bu değerle piyasa değerini karşılaştırarak yatırım kararı almak ya da
almamaktır. Temel analizin sonucunda hesaplanan değer, piyasa
değerinden çok ise, hisse senedi satın alınır; hesaplanan değer, piyasa
değerinden az ise hisse senedi satın alınmaz ya da elde tutuluyorsa
satılır.
KÃœRESEL VE EKONOMÄ° ANALÄ°ZÄ°
• Yurtiçi ve yurtdışı ekonomik, siyasi ve toplumsal
geliÅŸmeler analiz edilir.
SEKTÖR ANALİZİ
• Yatırım yapılmak istenen işletmenin faaliyet
gösterdiği sektör analiz edilir.
Ä°ÅžLETME ANALÄ°ZÄ°
• Yatırım yapılmak istenen işletme tüm yönleriyle
analiz edilir.
7. Küresel Analiz
1980 sonrası dünyada yaşanan bir dizi gelişme ülkeleri, işletmeleri
küresel bir ortamda faaliyet göstermeye zorlamıştır. Uluslararası
işletmelerin etkinliğinin artması, işletmelerin sadece iç pazara değil, tüm
dünyaya üretim yapması, farklı ülkelerdeki işletmelerin birleşmesi, satın
almalar, ulaştırma ve iletişim imkanlarının hızlı gelişmesi, teknolojik
gelişmeler dünyayı her geçen gün biraz daha küçültmektedir. Dolayısıyla
bu gelişmelerden yatırımcılar da etkilenmekte, yatırım kararlarını
verirken, dünyada yaşanan gelişmeleri takip etmek zorunda
bırakmaktadır.
8. Küresel Analiz
Dünyada son yıllarda geçerli olan kavram küreselleşme ve
bölgeselleşmedir. Küreselleşme, sanayinin iktisadi anlamda gelişmiş
ülkelerden Üçüncü Dünya ülkelerine doğru kayması, dünya ürünlerinin
ortaya çıkması, (bir arabanın üretilmesinde yirmi sekiz ayrı ülke ürünü
parçalarının kullanılması), finans piyasalarının çeşitli ülkelere
yayılması, önemli sayıda insanın ülkelerarasında hareketi, dünya
ölçeğinde demokrasi taleplerinin artması, aynı malların farklı ülkelerde
tüketilmesi olarak da tanımlanabilir. Küreselleşmenin iki alanı var. İlk
alan üretimin küreselleşmesidir. Üretimin küreselleşmesi sermayenin
üretim
alanı
olarak
dünyayı
bir
bütün
olarak
değerlendirmesi, küreselleşmiş üretim sisteminin parçalarını maliyet
avantajı
açısından,
iktisadi
açıdan
optimum
bölgelerde
gerçekleştirmesidir. İkinci alan ise finansın küreselleşmesidir.
9. Küresel Analiz
Küreselleşme ve bölgeselleşme ile birlikte, bir ülkede yaşanan bir
gelişme domino etkisi yaparak diğer ülkeleri de etkisi altına almaktadır.
Örneğin, Arjantin’de yaşanan bir kriz, önce bölge ülkelerini, daha sonra
dünyadaki diğer ülkeleri de etkilemektedir. Herhangi bir ülkede yaşanan
bir savaş başta bölge ülkeleri olmak üzere, birçok ülke ekonomisini
tehdit edebilmektedir.
Görüldüğü gibi, temel analiz yaparken, ülkenin genel ekonomik, siyasi
koşullarını incelemeye tabi tutmadan önce, Türkiye’yi etkileyebilecek
ülkelerin ekonomik, siyasi olaylarını da incelemek gerekmektedir. Çünkü
dış alemde yaşanan gelişmelere çok kısa bir zaman içerisinde etkilerini
göstermeye
başlamaktadır.
Yatırımcılar,
yatırım
kararlarını
verirken, dünyadaki gelişmelerin dışında kalmamalı, yatırım
kararlarında, bu gelişmelerin etkilerini değerlendirmeye çalışmalıdırlar.
10. Ekonomik Analiz
Hisse senedi fiyatlarının ekonomideki gelişmelerden etkilendiği, borsa
endekslerinden
gözlemlenebilmektedir.
Ekonominin
kötüye
gittiÄŸi,
büyümenin
yerini
duraklamanın,
hatta
gerilemenin
aldığı,
ekonomik
istikrarsızlığın
ve
belirsizliÄŸin
arttığı
dönemlerde, genellikle hisse senedi fiyatları düşer. Buna
karşılık, büyümenin hızlandığı, ekonomide iyimser bir havanın hâkim
olduğu, gelecek konusunda olumlu beklentilerin olduğu dönemlerde
ise, hisse senedi fiyatları genellikle yükselir.
11. Ekonomik Analiz
Ekonomilerin büyüme dönemlerinde, işletmelerin satışları, kârlılıkları da artar.
İşletmeler, yeni yatırımlara girişerek, kârlı yatırım fırsatlarını değerlendirme imkanı
bulurlar. Ekonomide istihdam olanakları arttıkça, işsiz sayısı azalmaya başlar. Ayrıca
çalışanların gelirlerinde reel artışlar görülür. Geliri artan halk, tüketimini artırarak, bu
gelişmenin devamına katkıda bulunur. Ekonominin gelişme dönemlerinde, tasarruflarda
da bir artış olduğu görülmektedir. Daha fazla tasarruf eden, tasarruf
sahipleri, birikimlerinin bir kısmını hisse senetlerine yatırarak, hisse senedi piyasasının
gelişmesini tetiklerler. Bu durum hisse senedi fiyatlarının yükselmesi sonucunu getirir.
Ekonomi duraklama ya da gerileme dönemine girerse, işletmelerin bir taraftan
satışları, diğer taraftan kârları azalacaktır. Satışları düşen işletmeler, yatırımlarını
kısacak, bir kısım çalışanlarının işine son vermek zorunda kalacaktır. Ülkede tüketim
ve tasarruflar gerileyecek, bu durumdan hisse senetleri piyasası da olumsuz
etkilenerek, fiyatların düşmesine yol açacaktır.
12. Ekonomik Analiz
Yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı, hisse senetlerine yatırım yapacak olan
yatırımcıların ülkenin ekonomik durumunu yakından takip etmesi gerekir. Bunu
gerçekleştirebilmek için de bir takım makro ekonomik göstergelerden faydalanılması
gerekmektedir. Belli başlı takip edilmesi gereken göstergeler:









Milli Gelir
Merkez Bankası Kararları
Yatırımlar
Ä°stihdam
Bütçe Açığı, Faiz Oranları, Enflasyon
Dış Ticaret ve Ödemeler Dengesi
Parasal Göstergeler
Özelleştirme
Psikolojik Faktörler
13. Ekonomik Analiz
Siyasi gelişmelerin tamamı paranın yönü için spekülatif kaynak olma
özelliği taşır. Bazı siyasi gelişmeler politik kaynaklı olabilir. Herhangi bir
yetkilinin istifasından başbakanın sağlığına, partiler arası sorunlardan
herhangi bir bakanlıktaki yolsuzluğa kadar tüm gelişmeler ilgili ülkenin
para birimi grafiği üzerinde fiyatlandırılabilmektedir. Bu nedenle ilgili
ülkenin para birimine ilişkin yatırımlarını yönlendirenler mevcut tüm
geliÅŸmeleri takip edebilirler.
14. Ekonomik Analiz
Siyasi ve ekonomik her haberin fiyat değeri olduğunu bilen bazı otoriteler de
zaman zaman grafiği şekillendirmek, yön vermek veya istikrarı sağlamak adına
açıklama yapabilir ve beyanatlarda bulunabilir. Örneğin Merkez Bankası
başkanının, SPK başkanının, borsa başkanının, ilgili bakanların veya diğer
para ile ilgili otorite sahibi olan bir yetkilinin herhangi bir belirsizlik durumunda
piyasaya ivme kazandırması önemli birkaç beyanatla söz konusu
olabilmektedir. Belirsizlik tablosunun iyimsere dönmesi ve alımların yükselmesi
hiç beklenmedik olayların yatırımcılar tarafından olumlu algılanmasına bağlıdır.
Benzer şekilde yatırımcının güvenini kaybetmesine neden olacak gelişmeler
satışların artmasına ve fiyat grafiğinin hızla aşağı yuvarlanmasına neden olur.
Bunun temel nedeni elbette yatırımcının en az riskle yüksek kazanç elde etme
gayretidir. Piyasaya güven azaldığında yatırımcıların başka bir piyasaya
yönelmek için yatırımlarını geri çekmesi yüksek değer kaybı ile sonuçlanır.
15. Sektör Analizi
Genel ekonomik gelişmelerin, tüm sektörleri etkilediği ekonomi analizi
kısmında açıklanmıştı. Ancak bu etki bazı sektörler üzerinde olumlu
yönde olurken, bazı sektörlerde olumsuz yönde olabilir. Bazı
sektörler, konjonktürel dalgalanmalardan bağımsız olarak sürekli
gelişme içinde, bazıları kararlı bir dengede bulunurlarken, bazıları da
ekonominin gelişme dönemlerinde ise zarar ederler. İlgilenilen sektörün
bu kategorilerden hangisine dahil olduÄŸunu bilmek, ekonominin genel
gidişatı hakkında tahminlerini yapmış olan yatırımcılar için yararlı
olacaktır.
16. Sektör Analizi
Öte yandan bazı sektörler kuruluş ve tanınma aşamasında, bazıları
büyüme ve gelişme aşamasında, bazıları da olgunluk ve doyuma
ulaşma aşamasındadırlar. Sektör analizi sırasında karşılaşılan en önemli
zorluk, iÅŸletmenin faaliyette bulunduÄŸu iÅŸ kolunun kesin olarak
tanımlanamamasıdır. Birçok büyük işletme faaliyetlerini farklı alanlara
yaymış bulunmaktadır. Tek bir sektör alanına dâhil etmek yeterli
olmayabilir. Bu nedenle analizcinin bu konuya dikkat etmesi gerekir.
Sektör analizinde dikkat edilmesi gereken diğer bir konu, sektörün pazar
yapısı ile ilgilidir. Pazarın tekelci, oligopolist veya rekabetçi oluşu önem
arz etmektedir. Maliyet yapısı da, kârlılık değişimini büyük ölçüde
etkilemektedir. Maliyetler içerisindeki işçilik, hammadde ve enerji
giderlerinin oranları araştırılmalıdır. Ayrıca devlet müdahalesi de sektörü
olumlu ya da olumsuz etkileyebilmektedir.
17. Ä Ä¢letme Analizi
Temel analiz genelden özele doğru yapılmaktadır. Temel analize, dünyadaki ekonomik ve
siyasal gelişmeleri inceleyerek başladık. Daha sonraki aşamada ülkenin içinde
bulunduğu durum analiz edildi. Üçüncü aşamada hisse senetlerine yatırım yapılmak
işletmenin ait olduğu sektöre ilişkin bir inceleme yapıldıktan sonra son aşamada
iÅŸletmenin durumu analiz edilmelidir.
İşletme analizinin en yaygın, en bilinen şekli, işletmenin mali tablolarının analiz
edilmesidir. Ancak, hisse senedi yatırımlarında sadece mali tabloların inceleme konusu
yapılması eksik bir yaklaşım olur. Bunun yanı sıra işletmenin performansını
etkileyebilecek tüm maddi ve manevi faktörlerin de inceleme konusu yapılması gerekir.
İşletmenin mali tabloları, geçmişe dönük bilgileri içerir. Oysa hisse senetlerine yapılan
yatırımlar bir nevi geleceğin önceden satın alınmasıdır. İşletmenin geçmişte gösterdiği
performansın değerlendirilmesi muhakkak önemlidir. Ancak, işletmenin şu anki
durumunun bilinmesi ve geleceğe yönelik olası gelişmelerin tahmin edilmeye çalışılması
gerekmektedir.
18. TEKNÄ K ANALÄ Z
Teknik analiz, fiyat, hacim ve indikatör gibi göstergelerden
yararlanılarak, geçmiş dönemde gerçekleşen piyasa hareketleri
incelenerek geleceğe yönelik olarak fiyat öngörülerinin yapıldığı analiz
yöntemidir. Teknik analiz, ekonomi biliminden bağımsızdır ve daha çok
psikoloji, matematik, istatistik ve fizik gibi bilim dalları ile ilişki içerisindedir.
Teknik analizde, geçmişte yaşanan piyasa hareketleri referans niteliği
taşımaktadır. Teknik analizin mantığına göre geçmişte meydana gelen bir
fiyat hareketi, gelecekte tekrar meydana gelecektir. Bu nedenle teknik
analiz, paritelerin dinamiğini anlayabilmek açısından yararlı olmaktadır.
19. TEKNÄ K ANALÄ Z
Teknik analizin temel varsayımları:
 Piyasa fiyatı yalnızca arz ve talebin karşılıklı etkisiyle belirlenir.
 Arz ve talep, akılcı ve akıl dışı pek çok faktör tarafından etkilenir.
 Piyasadaki küçük dalgalanmalar bir kenara bırakılırsa, hisse senedi
fiyatları uzunca dönemler süren belirli trendler izlerler.
 Trenddeki değişimler arz ve talepteki kaymalardan dolayı ortaya çıkar.
 Hangi sebepten kaynaklanıyor olursa olsunlar, arz ve talepteki
kaymalar er veya geç, Pazar hareketlerinin kaydedildiği grafikler
aracılığıyla tespit edilebilirler.
 Bir takım fiyat hareketleri zaman içinde tekrarlanma eğilimi gösterirler.
20. Grafikler
Teknik analiz yapılabilmesi için, hisse senetlerinin fiyat hareketlerinin ve
işlem hacimlerinin toplu olarak görüntülenmesi gerekmektedir. Fiyat
hareketleri ve işlem hacimleri bir grafik üzerinde gösterilir. Grafiğin yatay
ekseninde zaman, dikey ekseninde ise, fiyatlar yer alır. Bu tip bir grafiğin
elle çizilmesi birkaç hisse senedi için mümkünse de tüm hisse senetleri
için çizilmesi neredeyse imkânsızdır. Bu nedenle teknik analiz yapmaya
elverişli bilgisayar yazılım programları geliştirilmiştir. Bu programlar
yardımıyla, herhangi bir hisse senedinin grafiği anında, otomatik olarak
görüntülenebilmektedir.
Bu
grafiklerin
zaman
aralığı
değiştirilebilmekte, hatta seans içerisindeki anlık hareketler bile
çizdirilebilmektedir.
24. Trendler
Piyasa 3 farklı trende sahiptir. Herhangi bir zamanda hisse senedi piyasasını
etkileyen ve birbiri içinde gerçekleşen üç trend vardır.
Ana ya da Birincil Trend: Ana trend, yükselen (boğa) ya da düşen (ayı) piyasa
trendini gösterir. Bir yıldan birkaç yıla kadar süren bir dönem içinde
gözlemlenebilir. Yeni oluşan fiyat eski fiyata göre daha yüksekse ana trend
yükseliş yönündedir. Eğer yeni fiyatlar eski fiyatlara göre daha düşükse, ana
trend düşüş yönündedir.
Ä kincil Trend: Ä°kincil trendler temel trendlerin geliÅŸimini engelleyen ve temel
trendlerin karşı yönünde gelişen önemli tepkilerdir. İkincil trendler birincil
trendlerin düzeltmeleridir. Yükselen bir piyasadaki önemli düşüşler veya düşen
bir piyasadaki önemli yükselişler olarak gerçekleşen ikincil trendler bir aydan
birkaç aya kadar sürebilir. İkincil trend genellikle bir önceki ikincil hareketin 1/3'ü
ile 2/3'ü arasında hareket eder.
Küçük Trend: Küçük trendler altı günden az olan ve nadiren üç hafta kadar
süren orta trendleri oluşturan dalgalanmalardır. Bu günlük dalgalanmalardan
çıkarılan sonuçlar aldatıcıdır. Bir günden üç haftaya kadar süren küçük
trendler, kısa vadeli olduğundan ve manipülasyonlara maruz kalabileceğinden
uzun vadeli yatırımcıları yanlış yönlendirebilir. İkincil trend birkaç küçük trendden
oluÅŸur.
26. Destek ve Direnç
Destek seviyesi, fiyatların düşerken sıkıştığı ya da düşüşün durduğu ya
da gelen taleple birlikte yükselişin başladığı fiyat bölgesi anlamına gelir.
Direnç seviyesi ise fiyat yükselişlerinin önünü kesen önemli bir arzın
oluştuğu, yükselişin yavaşladığı veya durduğu fiyat bölgesini ifade eder.
Fiyat grafiğinin uzun vadede en dip (ya da en tepe) yaptığı noktalardan
geçen yatay çizgiler destek ya da direnç çizgileri olarak adlandırılır. Genel
olarak destek ve direnç seviyelerinde işlem hacminin yüksek olduğu
gözlemlenir.
Destek ve direnç bölgelerinde oluşan fiyatlarla işlem miktarının da
doğrudan ilişkisi vardır. Az bir işlem miktarı ile oluşan seviyenin
etkisi, daha çok miktarın el değiştirdiği seviyeye oranla daha zayıftır.
Destek veya direnç bölgelerinde geçen zamanın uzunluğu da destek ve
direncin gücünü artırır.
28. Ä Ä¢lem Miktarı ve Ä Ä¢lem Hacmi
Sağlıklı bir fiyat hareketinde işlem miktarı yükselirken, fiyatlar yükselir ve
işlem miktarı düşerken fiyatlar düşer. Eğer fiyatlarla işlem miktarı ters
yönde gelişiyorsa bu durum piyasadaki trendin zayıfladığına ve bir trend
değişimi olacağına işaret olabilir. Fiyatlar düşerken, işlem miktarı
artıyorsa, kağıttan çıkış başlamış demektir. Uzun bir düşüşten
sonra, fiyatların artmaya başlamasıyla birlikte işlem miktarı da artıyorsa
trendin değiştiği ve sağlıklı bir yükselişin başladığı söylenebilir. Fiyatlar
belli bir süre yükseldikten sonra düşüşe geçmişse ve işlem miktarı da
düşüyorsa, bu düşüşün sürekli olmayacağı ve fiyatların tekrar yükselmeye
başlayacağı söylenebilir.
29. Formasyonlar
Finans piyasalarında fiyat hareketleri trendler halinde meydana
gelmektedir. Ancak, finans piyasalarının kaotik yapısı nedeniyle bu trend
hareketleri doÄŸrusal deÄŸildir. Bu nedenle grafiklerde karakteristik ÅŸekiller
meydana gelmektedir. Formasyon adı verilen bu şekiller kimi zaman trend
dönüşleri, kimi zamansa trendin devamlılığını göstermektedir.
Formasyonlar başlıca iki guruba ayrılırlar.
1.Trend dönüş formasyonları
2.Sıkıșma formasyonları
30. Formasyonlar
TREND DÖNÜȘ FORMASYONLARI
Trend sonlarında görülen bu formasyonlar, oluşum sürecindeyken trend
dönüş sinyali verirler. Trendin dönmesi ile birlikte ise formasyon
tamamlanmış olur. Bu formasyonların gerçekleşme süresi, trendin
süresine göre değişmektedir. Örneğin uzun vadeli trendlerin dönüş
formasyonları, bir aydan daha uzun süreli olabilmektedir.
Trend dönüş formasyonları, yatırımcılar için isabetli sinyaller üretmekle
beraber ayı ve boğa tuzakları olarak adlandırılan dönüş görünümleri
yatırımcıları yanıltabilir. Bu nedenle grafiklere bakıldığında bu
formasyonları zamanında algılayabilmek için bilgi ve tecrübeye
gereksinim duyulmaktadır.
31. Formasyonlar
Belli baĢlı trend dönüĢ formasyonları
Omuz-baÅŸ-omuz formasyonu
Ters omuz-baÅŸ-omuz formasyonu
Ä°kili tepe formasyonu
Ä°kili dip formasyonu
Üçlü tepe ve dip formasyonları
V formasyonları
32. Formasyonlar
SIKIÄ¡MA FORMASYONLARI
Trendler daha önce de belirttiğimiz gibi doğrusal(lineer) değil kaotiktir. Bu
nedenle trendler içerisinde zaman zaman yön arayışları ve kararsız
hareketler meydana gelebilir. Güçlenen destek ve dirençlerin istikrarlı bir
biçimde çalışması, sıkışma formasyonlarının oluşumuna neden
olmaktadır. Bu formasyonların tamamlanması sert yükseliş veya sert
düşüşleri beraberinde getirir.
Üçgen formasyonları
Takoz ve kama formasyonları
Bayrak ve flama formasyonları
33. Ä ndikatörler
Teknik indikatörler, bir takım matematik hesaplarla işlenmiş, geçmişteki
piyasalara ait istatistiki verilerin sonuçlarıdır. Teknik indikatörler iki gruba
ayrılır: eğilimi takip eden indikatörler ve osilatörler.
Eğilimi takip eden indikatörler mevcut bir eğilimin yönünü ve kuvvetini
yansıtır. Eğilimi takip eden indikatörler mevcut bir eğilimin ivmesinin
kuvvetli olduğunu gösterdiğinde yatırımcılar piyasaya girebilir. En yaygın
olarak kullanılan indikatörler: Hareketli Ortalama, Bollinger Bantları ve
Hareketli Ortalama Aralığıdır.
Osilatör ("dalgalanma", "titreşim"), alıcıların veya satıcıların fazlasıyla
çoğunlukta olduğunu gösteren, iki uç değerin arasında meydana gelen
inidkatörlerdir. Osilatörün değeri üst seviyeye yaklaşırsa piyasa alıcılara
boğulmuştur, alt seviyeye yaklaşırsa piyasa satıcılara boğulmuştur.
34. Ä ndikatörler
Bunun sonucu olarak yatırımcılar genellikle, piyasanın alıcılara boğulduğu
zaman satışa geçer, çünkü fiyatlar böyle bir piyasada kısa zaman sonra
düşüşe geçecek. Bunun tersindeyse yatırımcılar, piyasanın satıcılara
boğulduğu zaman alıma geçer, çünkü fiyatlar kısa bir süre sonra
yükselişe geçer. En yaygın osilatörler: İzafi Güç Endeksi, Hareketli
Ortalama Kesen Farkı (MACD), İvmeler (Momentum) ve Stokastiks’dir.
35. Temel ve Teknik Analizin KarĢılaĢtırılması
Teknik ve temel analiz yaklaşımlarının her ikisi de aynı sorunu çözmeye;
fiyatların gidecekleri muhtemel yönü belirlemeye çalışırlar. Her iki
yaklaşım da soruna değişik yönlerden yaklaşırlar. Temel analizci, piyasa
hareketinin nedenlerini incelerken, teknik analizci, piyasa hareketinin
sonuçlarını inceler.
Teknik analizci, bilmesi gerekenlerin yalnızca sonuçlar olduğuna inanır ve
bu sonuçları ortaya çıkaran nedenleri bilmesinin gereksiz olduğuna inanır.
Temel analizci ise her zaman nedenleri bilmek zorundadır. Hisse senedi
işlemi yapanların tamamına yakını, kendilerini ya teknik analizci ya da
temel analizci sınıfına sokar. Gerçekte, bu sınıflandırma çok dürüst olarak
yapılmış bir sınıflandırma değildir. Temel analiz yapanların büyük
çoğunluğu, grafik analizinin temel yararlarını uygulayabilme bilgisine
sahiptir. Teknik analiz yapanların büyük çoğunluğu da, temel verilerden en
azından haberdardır.