ºÝºÝߣ

ºÝºÝߣShare a Scribd company logo
8. SINIF 3. Ãœ±·Ä°°Õ·¡
1. BÖLÜM: PERIYODIK SISTEMI
TANIYALIM
14. powerpoint sunumu  maddenin yapısı ve özellikleri
PERIYODIK TABLO
• Periyodik tablo kimyasal elementlerin sınıflandırılması için geliştirilmiş
tablodur. Dilimizde periyodik tablo, periyodik cetvel, periyodik çizelge,
elementler tablosu gibi birçok şekilde isimlendirilmiştir. Bu tablo bilinen
bütün elementlerin artan atom numaralarına (buna proton sayısı da denir)
göre bir sıralanışıdır. Periyodik cetvelden önce de bu yönde çalışmalar
yapılmış olmakla birlikte, icadı genellikle Rus kimyager Dimitri
Mendeleyev'e mal edilir. 1869'da Mendeleyev, tabloyu, atomların
artan atom ağırlıklarına göre sıralandıklarında belli özelliklerin
tekrarlanıyor olmasından oluşturmuştur.
• Periyodik cetveli oluşturan yatay sıralara periyot adı verilir. Yatay sıralarda
atom numaraları arttıkça, elementlerin fiziksel ve kimyasal özellikleri
değişir. Periyodik cetveldeki düşey sütunlara grup denir. Aynı gruptaki
elementler benzer kimyasal özellikler gösterir.
Periyodik cetvelde 8 tane A ve 8 tane B olmak üzere 16 tane grup vardır.
Periyodik cetvel 18 sütundan oluşur. B gruplarından üç tanesi birden 8B
olarak isimlendirilir.
• Periyodik cetveldeki ilk sütuna 1A grubu denir. Son sütunu ise 8A grubu
oluÅŸturur.
• Periyotlar cetveli yatay ve düşey sıralardan oluşmuştur. Periyotlar
cetvelindeki yatay sıralardır. Elementler atom numarası en küçük ten en
büyüğe doğru ( soldan – sağa ) sıralanırlar. Periyot numarası enerji seviyesini =
yörünge sayısını gösterir. 7 periyot bulunur.
• Grup; 18 tane grup vardır. 8 tane a grubu, 8 tane b grubu ( 8b grubu 3 gruptan
oluÅŸur. )
• 1a grubu alkali metaller
2a “ toprak alkali metaller
3a “ metaller
7a “ halojenler
8a “ soygazlar
• 1A-2A-3A grubunda, Metallar
• 4A-5A-6A-7A grubunda,
Ametaller
• 8A grubunda ise Soygazlar
bulunur.
METALLER
• katıdırlar ( civa = Hg hariç )
• yüzeyleri parlaktır
• ısı ve elektriği iyi iletirler
• tel ve levha haline gelebilirler
• tek atomludurlar(atomik yapılıdırlar )
• kendi aralarında bileşik yapmazlar
• kendi aralarında alaşım yaparlar
• elektron verme özelliğindedirler
( katyon = +)
• ametallerle iyonik bileşik yaparlar
• canlıların yapısında çok az bulunur
• erime-kaynama noktaları yüksektir
• 1A,2A,3A grubunda bulunurlar
• sulu çözeltileri BAZ özelliği taşır
14. powerpoint sunumu  maddenin yapısı ve özellikleri
AMETALLER
• katı, sıvı, gaz halindedirler.
• yüzeyleri mattır.
• ısı ve elektriği iyi iletmezler.
• tel ve levha haline gelemezler.
• iki ve daha fazla atomludurlar.
(molekül yapılı)
• kendi aralarında bileşik yaparlar..
• kendi aralarında alaşım yapmazlar.
• elektron alma özelliğindedirler.
• kendi aralarında kovalent bileşik
yaparlar.
• canlıların yapısında bolca bulunurlar.
• erime-kaynama noktaları düşüktür.
• 4A,5A,6A,7A grubunda bulunurlar.
• sulu çözeltileri ASİT özelliği taşır.
14. powerpoint sunumu  maddenin yapısı ve özellikleri
YARI METALLER
• parlak veya mat olabilirler.
• elektrik ve ısıyı ametallerden daha iyi metallerden daha az
iletirler.
• işlenebilirler ( tel ve levha haline getirilebilirler. )
• kırılgan değildirler.
14. powerpoint sunumu  maddenin yapısı ve özellikleri
SOYGAZLAR
• doğada gaz halinde bulunurlar.
• kararlı yapıdadırlar.
• bileşik oluşturmazlar.
• tek atomludurlar.
• erime kaynama noktaları düşüktür.
• periyodik tabloda 8A grubunda yer
alırlar.
2. KÄ°MYASAL
BAÄžLAR
• Doğada elementleri tek başlarına bulmak
neredeyse imkansızdır. Çoğu element
baÅŸka bir elementle birleÅŸerek kimyasal
baÄŸ yapar.
Elementlerin son katmanlarını dolu hale
getirmek isterler. Örneğin 1 elektronu
bulunan hidrojen tek katmana sahiptir ve
o katmanın dolması için toplam 2 elektron
olmalıdır. Bu nedenle hidrojen ihtiyaç
duyduÄŸu 1 elektronu baÅŸka bir elementle
baÄŸ yaparak saÄŸlamak ister.
• Hidrojenin bu çağrısı doğada asla
cevapsız kalmaz. Hidrojen atomları başka
elementlerle birleÅŸerek, yani baÄŸ yaparak
elektron ihtiyaçlarını tamamlarlar.
14. powerpoint sunumu  maddenin yapısı ve özellikleri
Ä°YONIK BAÄž NASIL OLUÅžUR?
Atomlar son katmanlarını
doldurmak isterler. Buna atomların
kararlı hale geçmek istemesi de
denir.
Bazı atomların son katmanlarında
eksik elektron, bazı atomlarda da
fazladan elektron bulunur.
• Yukarıdaki örnekte sodyumun(Na) son katmanında 8
olması gerekirken 1 elektronu var. Bu elektron fazlalık
sayılır. Çünkü 1 elektronu dışarı verirse geriye tam dolu
olan 2. Katmanı kalır.
Flor(F) atomunda ise kon katmanda 8 olması gereken
elektron sayısı 7 dir. Yani 1 elektrona daha ihtiyacı vardır.
Dikkat edersek sodyum 1 elektrondan kurtulmak istiyor, flor ise 1
elektron arıyor.
Sodyum fazlalık elektronu flora verir.
Elektron veren sodyum artı (+) ; elektron alan flor eksi (-)
yüklenir. + Ve – birbirini çektiği için iki atom birbirine yapışır.
Bu sayede flor ve sodyum atomları arasında kimyasal bağ oluşur.
Ä°YONIK BAÄž KIMLER ARASINDA OLUÅžUR?
• Metallerle ametaller arasında oluşur.
• + Yüklü atomlarla – yüklü atomlar arasında oluşur.
• Anyon ve katyonlar arasında oluşur.
• Elektron alanlarla elektron verenler arasında oluşur.
• Son katmanında elektron fazlası olanlarla elektron eksiği
olanlar arasında oluşur.
• Elektron alışverişi gerçekleşir.
İyonik bağ sadece iki atom arasında
gerçekleşmez.
Bazen elektron alışverişini tamamlamak
için ikiden fazla atoma ihtiyaç duyulur.
Yandaki örneği İnceleyelim:
Bir tane kalsiyum atomunun ihtiyacını
ancak 2 tane klor giderebilmektedir.
Kalsiyumun 2 fazlalık elektronu, klorun da
bir eksik elektronu bulunur. Kalsiyum
fazlalık elektronlarını iki klor atomuna
paylaştırır.
Bu nedenle bu üç atam arasında iyonik bağ
oluÅŸur. OluÅŸan bileÅŸikte 1 tane kalsiyum, 2
tane klor atomu bulunur.
• İyonik bağ metal elementlerle ametal elementler arasında
gerçekleşir. Bir atomun elektronu fazla, diğerinin az olması
durumunda gerçekleşen iyonik bağda fazla elektronu olan az
olana elektron verir. Bu sayede atomlar + ve – yüklerle
yüklenirler.
Metaller + yüklü, ametaller ise – yüklüdür. Daha doğrusu
metaller elektron verdikleri için +, ametallerde elektron
aldıkları için – olurlar.
Sodyum: ya 7 elektron alarak son
yörüngesini 8′e tamamlamalı ya da son
yörüngesindeki 1 elektronu atarak 2
yörüngeli hale gelmelidir. 7 elektron
almaktansa 1 elektron vermek kolay olduÄŸu
için sodyum 1 elektronunu flora verir.
Flor: ya 7 elektron vererek tek yörüngeli
hale gelmeli, ya da 1 elektron alarak son
yörüngesini 8′e tamamlamalıdır. Florun 1
elektron alması 7 elektron vermesinden
daha kolaydır. Bu nedenle flor sodyumdan
1 elektron alır.
Atomlar elektron alışverişi yaparak bağ oluşturduklarında kararlı hale
geçmiş olurlar. Atomların bileşik yapmış hali aşağıdaki gibidir.
Elektron alışverişi yapılarak gerçekleşen bu iyonik bağda NaF bileşiği oluşmuştur.
Na + yüklü ve metal; F ise – yüklü ve ametaldir.
İYONİK BİLEŞİKLERİN FORMÜLLERİ NASIL YAZILIR?
• Dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan ve kimya ile uğraşan bilim insanları bunu
farkına vardılar. 1919 yılında toplanarak IUPAC (uluslararası temel ve uygulamalı
kimya birliği) adlı birlik oluşturdular.
a) Bileşiğin formülü yazılırken önce katyon, sonra anyon yazılmalıdır. İyonik
bileşiklerde katyonun ve anyonun yükleri çaprazlama olarak element sembollerinin
sağ alt köşesine yazılır. Ancak bileşik formülünde 1 gösterilmez. Potasyum florür
bileşiğini örnek olarak yazalım. K1+değerlikli bir katyon F1 değerlikli bir
anyondur. O hâlde; K1+F1olacak şekilde potasyum önce Flor sonra yazılmalıdır.
Bileşik formülü; KF şeklinde olur.
b) Bileşiğin formülü nötral olacak şekilde yazılmalıdır. İyonik bileşikler örgü yapılı
olmaları nedeniyle formülleri arasında bir oran vardır. Bileşiğin toplu formülü
oluşturulurken nötral olması için en küçük katsayılar kullanılır. Bu kurala özellikle
farklı iyon yüküne sahip katyon ve anyonlardan oluşan bileşiklerin formülü
yazılırken dikkat edilmelidir.
• Bu durumu bir örnekle inceleyelim: 2a grubunda bulunan magnezyumun yaygın
iyon yükü "2+"dır. 7a grubunda bulunan klorun ise "1" dir. Birinci kurala göre
önce katyon, sonra anyon yazılmalıdır.
• Buna göre; Mg2+cl1 olacaktır. Ancak magnezyum "2+" iyon yüküne, klor ise
"1" iyon yüküne sahiptir. İkinci kurala göre bileşiğin nötral olması gerekmektedir.
Her magnezyum katyonunun sahip olduğu yükü dengelemek için iki klor anyonuna
ihtiyaç vardır.
• Buna göre iki tane pozitif(+)yükü nötralleştirmek için iki tane negatif(-)yük
olması gerekir. Bunu sağlamak içinde 2 rakamı klorun sağ alt köşesine indi
solarak yazılmalıdır. O hâlde bileşiğin formülü; MgCl2 şeklinde olacaktır.
2. KOVALENT BAÄž NASIL OLUÅžUR?
Bazen atomların elektron alışverişi
yapmak iÅŸlerine gelmez. Ä°ki atom
olsun ikisinin de elektron ihtiyacı
olsun. Kimse diÄŸerine elektron
vermek istemez.
Böyle bir durumda atomların birbirine
destek olması gerekmez mi? Evet iki
atom birbirlerine destek olurlar ve
elektronlarını ortaklaşa kullanarak
ihtiyaçlarını giderirler.
Kovalent bağ ametallerin kendi aralarında yaptığı kimyasal bağdır.
Elektronların ortaklaşa kullanılmasıyla olur. Bu bileşikte mavi
renkle gösterilen elektronlar ortaklaşa kullanılır. Bu sayede
hidrojen son yörüngesini 2 ye tamamlayarak doldurur. Klor ise
yine son yörüngesini 8′e tamamlayarak kararlı hale geçmiş olur.
HANGI ATOMLAR
KOVALENT BAÄž
YAPAR?
Elektron eksiÄŸi bulunan
atomların yaptığı kimyasal
baÄŸa KOVALENT BAÄž denir.
Aşağıdaki şekilleri
inceleyelim.
Hidrojen (H) ve klor (cl) birleşerek hidrojen klorür isimli
kovalent bağlı bileşiği oluşturdu.
KOVALENT BAĞIN ÖZELLIKLERI
• Ametallerin kendi aralarında yaptığı bağ çeşididir.
• Elektron ihtiyacı olan atomlar arasında gerçekleşir.
• - Yüklü atomlar arasında gerçekleşebilir.
• Polar ve apolar olanları vardır.
• Aynı cins atomlar arasında gerçekleşebilir.
• Elektronlar ortaklaşa kullanılır.
3. ASÄ°TLER
BAZLAR
14. powerpoint sunumu  maddenin yapısı ve özellikleri
ASÄ°TLER
1. Suda çözündüklerinde iyon oluştururlar. Bu nedenle asitlerin sulu çözeltileri az ya
da çok elektrik akımını iletir.
2. Tatları ekşidir. Limonun ekşiliği içindeki sitrik asitten, sirkenin ekşiliği içindeki
asetik asitten ileri gelir.
3. Boya maddelerine etki ederler. Örneğin; turnusol boyasının rengini kırmızıya
dönüştürürken, fenolftalein boyasını renksizleştirirler.
4. Aktif metallerle tepkimeye girerek hidrojen gazı oluştururlar.
6. Cu, Hg ve Ag gibi yarı soy metallere yapısında oksijen bulunmayan HCl, HBr
gibi asitler etki etmez. Bu metallere HNO3 ve H2SO4 gibi kuvvetli asitler etki
eder. Ancak bu tepkimelerde asitler asit olarak değil yükseltgen olarak etki eder.
Yani bu tepkimelerde H2 gazı değil H2O oluşur. Au ve Pt gibi soy metallere
asitlerin hiçbiri yalnız başına etki edemez.
7. Karbonat ve bikarbonatlarla tepkimeye girerek CO2 gazı oluştururlar.
8. Bazlarla birleÅŸerek tuz ve su oluÅŸtururlar. Bir asidin hidrojeni yerine metal
veya amonyum iyonunun geçmesiyle oluşan bileşiğe tuz denir. Bir asit bazla
birleştiğinde hem asit hem de baz özelliklerini kaybeder. Bu nedenle asitlerle
bazlar arasındaki tepkimelere nötrleşme tepkimesi denir.
14. powerpoint sunumu  maddenin yapısı ve özellikleri
GÃœNLÃœK YAÅžAMDA ASITLER
Sirke, seyreltik bir asetik asit çözeltisidir. Araba akülerinde sülfürik asit kullanılır.
Nitrik asit, boya ve gübre yapımında kullanılır. Temizlikte kullanılan tuz ruhu seyreltik
hidroklorik asit çözeltisidir.
Midemiz de seyreltik hidroklorik asit salgılayarak besinleri parçalar. Bu salgının
fazlalaşması midede ülsere sebep olur.
Bazı maddelerin yapısında hidrojen bulunmadığı hâlde, hidrojen iyonu (H+) oluşumuna
sebep oldukları için sulu çözeltileri asit özelliği gösterir. CO2 ve SO2 suda asit özelliği
gösteren maddelerdir. Havadaki karbon dioksit ve kükürt dioksit gazları da yağmur
damlalarında çözündüklerinde asit olarak yere düşer. Asit yağmurları bu şekilde oluşur.
BAZLAR
1. Suda iyon oluşturarak çözünürler. Çözeltileri elektrik akımını iletir.
2. Tatları acıdır. Sabun köpüğünün acılığı yapısındaki sodyum hidroksitten, karabiberin
acılığı yapısındaki piperidin bazından ileri gelir.
3. Boya maddelerine etki ederler. Kırmızı turnusolu mavi, renksiz fenolftaleini pembe
yaparlar.
4. Amfoter metallerle (Zn, Zl, Pb, Sn…) tepkimeye girerek hidrojen gazı oluştururlar.
Al, Pb ve Sn da amfoter özellik gösterir. Bu elementlerin hem kendileri hem de oksitleri
ve hidroksitleri amfoter özellik gösterir.
5. Elle tutulduklarında kayganlık hissi verirler. Sabunun, yumurta
akının ve deniz suyunun kayganlıkları yapılarındaki bazlardan
kaynaklanır.
6. Asitleri nötrleştirirler. Yani asitlerle veya asit oksitlerle tuzları
oluÅŸtururlar.
7. Metal oksitlerin su ile tepkimesinden elde edilirler.
GÃœNLÃœK YAÅžAMDA BAZLAR
Sodyum hidroksit (NaOH) sabun yapımında kullanılır. Bu yüzden sabun ağzımıza ve
gözümüze değdiğinde acı verir.
Diş macunu ve şampuanlarda da baz olduğu için acı tat verir.
Amonyaklı sıvı maddeler, yağ ve kireç sökücü olarak ev temizleyicilerinde kullanılır.
Yemek sodası olarak bilinen kabartma tozu, bir çeşit baz olan sodyum bikarbonat
içerir.
Kireç suyu bir çeşit bazdır. Potasyum hidroksit, KOH arap sabunu yapımında
kullanılır.
Bazlar ve asitler tepkimeye girerek tuz ve su oluÅŸturur.
Bütün canlıların uyum içinde yaşadıkları alana doğal çevre denir. Doğadaki
bütün canlılar çevremizdeki diğer varlıklarla uyum içinde yaşamlarını
sürdürürler. Tüm bitki, hayvan ve mikroskobik canlılar uyum içinde yaşar.
Var olan doğal denge bütün canlılar için çok önemlidir. Çevreyi oluşturan
canlı halkalardan birinin yok olması, diğer canlıların olumsuz etkilenmesine
neden olur.(Besin zinciri)
veya ormanların yok olmasının çevreye olumsuz etkileri olduğunu
söyleyebiliriz. Ormanların yok olması ormanda yaşayan canlı türlerinin de
yok olmasına neden olur. Hava kirliliği artar. Yağışlar ve erozyon artar. Asit
yağmurları da canlı ve cansız varlıklara zarar verir.
14. powerpoint sunumu  maddenin yapısı ve özellikleri
• Bacalardan ve motorlu taşıtların egzozlarından çıkan kükürt dioksit
(SO2), karbondioksit (CO2) gibi gazlar havadaki su buharı(H2) ile
birleştiklerinde asit oluştururlar. Bu asitler yağmurla birlikte yeryüzüne
düşer. Bu şekilde oluşan yağışlara asit yağmuru denir.
Asit yağmurları :
• Toprağı etkileyerek, toprakta yetişen ürünlere zarar verir ,ormanların
yok olmasına sebep olur.
• Havayı etkiler ve dolayısı ile sağlığımız etkilenir. Sulardaki canlı yaşamını
etkiler ve canlıların ölümüne sebep olabilir. Tarihi eserlere zarar verir.
TOPRAK KIRLILIÄžI
• Yeryüzünün en üst tabakasını oluşturan örtüye toprak denir. Toprak tüm
canlıların besin ve hayat kaynağıdır. Toprak kirliliğine neden olan başlıca
etmenler ev, iş yeri ve hastane atıkları.
Radyoaktif atıklar.
Hava kirliliği sonucu oluşan asit yağmurları,
gereksiz yere ve aşırı miktarda yapay gübre, tarım ilacı vb. Kullanılması.
Tarımda gereksiz yere ya da aşırı hormon kullanımı
suların kirlenmesi. Su kirliliği toprak kirliliğine neden olurken, toprak kirliliği
de özellikle yer altı sularının kirlenmesine neden olur.
• Neler yapılabilir?
Verimli tarım topraklarında yerleşim ve sanayi alanları
kurulmamalı yeşil alanlar arttırılmalıdır.
Ev ve sanayi atıkları toprağa zarar vermeyecek şekilde toplanıp
depolanmalı ve toplanmalıdır. Yapay gübre ve tarım ilaçlarının
kullanılmasında yanlış uygulamalar önlenmelidir.
Nükleer enerji kullanımı bilinçli şekilde yapılmalıdır.
HAVA KIRLILIÄžI
• Atmosferde karbondioksit, kükürt dioksit, karbon monoksit,
kurşun gibi zararlı gazların artması sonucu hava kirliliği oluşur. Hava
kirliliği başta solunum organlarımız olmak üzere sağlığımızı olumsuz
etkiler. En çok yaşlılar ve çocuklar hava kirliliğinden zarar görür.
Isınmak için soba ve kaloriferlerde kullanılan kömür ve fueloil,
• Fabrika bacalarından çıkan zehirli atıklar,
• Arabaların egzozlarından çıkan dumanlar hava kirliliğine neden olur.
Neler yapılabilir?
• Havayı kirleten çok duman bırakan yakıtlar kullanılmamalıdır.
• Arabalarda çevreye zarar vermeyen yakıtlar kullanılmalı. Özel otolar
yerine otobüs gibi toplu taşıma araçları tercih edilmelidir. Böylece
trafikteki araba sayısı azalınca hava temiz kalır.
• Enerji elde etmek için rüzgâr ve güneş enerjisinden yararlanılmalıdır.
• Fabrika bacalarına, zehirli gazların havaya karışmasını önleyen filtreler
takılmalıdır.
SU KIRLILIÄžI
• Su kaynaklarına bırakılan atıklar su kirliliğine neden olur. Su kirliliği
başta suda yaşayan canlılar olmak üzere canlıların yaşamına zarar verir.
Fabrikalardan ve evlerden çıkan pis ve zehirli atıkların deniz,
göl ve akarsulara karışması su kirliliğine neden olur.
Fabrikalardan ve evlerden çıkan pis ve zehirli atıkların, deniz kazaları
sonucu sulara akan yakıtın deniz, göl ve akarsulara karışması su kirliliğine
neden olur.
• Pis ve zehirli sular arıtma tesislerinde temizlenmelidir. Fabrikalar sıvı
atıklarını süzgeçlerden geçirerek dışarı boşaltmalıdır.
14. powerpoint sunumu  maddenin yapısı ve özellikleri
4. SU KÄ°MYASI VE SUYUN
SERTLİĞİ
SU KIMYASI VE SUYUN SERTLIÄžI
• Yeryüzünün ve vücudumuzun yaklaşık 3/4 ü sudur. Su, canlı yaşamının devamlılığı
için gerekli bir maddedir. Suyu içmek yemek yapmak ve temizlik yapmak gibi
amaçlarla kullanırız. Bu nedenle suyun temiz olması gerekir.
• Su yeryüzündeki akışı sırasında farklı yerlerden geçer ve geçerken bu yerlerdeki
tuzların bazılarını çözerek yapısına alır. Bu yüzden bu suların içinde
iyonlar vardır. Bu nedenle suların tatları farklıdır.
• Suyun içinde çok miktarda kalsiyum ve magnezyum iyonları varsa bu tür
sulara sert su denir.
Sert sular kireç oluşturur.(Çaydanlıkların dibinde birikir.)
Sert sularda deterjan ve sabun gerektiği gibi köpürmediği için bu sular temizlik
yapmaya uygun değildir. Daha fazla deterjan ya da sabun kullanılması gerekir.
• Çamaşır ve bulaşık makinelerinde, elektrikli su ısıtıcılarında kireçlenmeye sebep
olur ve elektrik tüketimini artırırlar.
• Ayrıca sağlığımıza zarar verirler. Ancak kemik gelişiminin hızlı olduğu
dönemlerde sert sular yararlı olabilir.
• Suyun içinde az miktarda kalsiyum ve magnezyum iyonları varsa bu tür
sulara yumuÅŸak su denir.
• Sert suları yumuşatmak için su kaynatılır ya da su arıtma cihazları kullanılır.
• İçme suyunun hastalık yapan mikroorganizmalardan temizlenmesi için
birtakım işlemler yapılır. Bu işlemlere suyun dezenfeksiyonu denir.
Dezenfekte işlemi genellikle klor gazı ile yapılır. Bu nedenle çeşme sularının
bazen farklı kokuda olabilir.
SAĞLIKLI BIR IÇME SUYUNDA OLMASI GEREKEN
BIRTAKIM ÖZELLIKLER :
• İçme suyu renksiz, kokusuz, tatsız ve berrak olmalıdır.
• İçinde kalıntılar ve mikroorganizmalar olmamalıdır.
• Sertliği fazla olmamalıdır.
• Sıcaklığı 6 dereceden az, 12 dereceden çok olmamalıdır.
VAHÄ°DE MUTLU
MARMARA ÃœNÄ°VERSÄ°TESÄ°
2015

More Related Content

14. powerpoint sunumu maddenin yapısı ve özellikleri

  • 1. 8. SINIF 3. Ãœ±·Ä°°Õ·¡
  • 2. 1. BÖLÃœM: PERIYODIK SISTEMI TANIYALIM
  • 4. PERIYODIK TABLO • Periyodik tablo kimyasal elementlerin sınıflandırılması için geliÅŸtirilmiÅŸ tablodur. Dilimizde periyodik tablo, periyodik cetvel, periyodik çizelge, elementler tablosu gibi birçok ÅŸekilde isimlendirilmiÅŸtir. Bu tablo bilinen bütün elementlerin artan atom numaralarına (buna proton sayısı da denir) göre bir sıralanışıdır. Periyodik cetvelden önce de bu yönde çalışmalar yapılmış olmakla birlikte, icadı genellikle Rus kimyager Dimitri Mendeleyev'e mal edilir. 1869'da Mendeleyev, tabloyu, atomların artan atom ağırlıklarına göre sıralandıklarında belli özelliklerin tekrarlanıyor olmasından oluÅŸturmuÅŸtur.
  • 5. • Periyodik cetveli oluÅŸturan yatay sıralara periyot adı verilir. Yatay sıralarda atom numaraları arttıkça, elementlerin fiziksel ve kimyasal özellikleri deÄŸiÅŸir. Periyodik cetveldeki düşey sütunlara grup denir. Aynı gruptaki elementler benzer kimyasal özellikler gösterir. Periyodik cetvelde 8 tane A ve 8 tane B olmak üzere 16 tane grup vardır. Periyodik cetvel 18 sütundan oluÅŸur. B gruplarından üç tanesi birden 8B olarak isimlendirilir. • Periyodik cetveldeki ilk sütuna 1A grubu denir. Son sütunu ise 8A grubu oluÅŸturur.
  • 6. • Periyotlar cetveli yatay ve düşey sıralardan oluÅŸmuÅŸtur. Periyotlar cetvelindeki yatay sıralardır. Elementler atom numarası en küçük ten en büyüğe doÄŸru ( soldan – saÄŸa ) sıralanırlar. Periyot numarası enerji seviyesini = yörünge sayısını gösterir. 7 periyot bulunur. • Grup; 18 tane grup vardır. 8 tane a grubu, 8 tane b grubu ( 8b grubu 3 gruptan oluÅŸur. ) • 1a grubu alkali metaller 2a “ toprak alkali metaller 3a “ metaller 7a “ halojenler 8a “ soygazlar
  • 7. • 1A-2A-3A grubunda, Metallar • 4A-5A-6A-7A grubunda, Ametaller • 8A grubunda ise Soygazlar bulunur.
  • 8. METALLER • katıdırlar ( civa = Hg hariç ) • yüzeyleri parlaktır • ısı ve elektriÄŸi iyi iletirler • tel ve levha haline gelebilirler • tek atomludurlar(atomik yapılıdırlar ) • kendi aralarında bileÅŸik yapmazlar • kendi aralarında alaşım yaparlar • elektron verme özelliÄŸindedirler ( katyon = +) • ametallerle iyonik bileÅŸik yaparlar • canlıların yapısında çok az bulunur • erime-kaynama noktaları yüksektir • 1A,2A,3A grubunda bulunurlar • sulu çözeltileri BAZ özelliÄŸi taşır
  • 10. AMETALLER • katı, sıvı, gaz halindedirler. • yüzeyleri mattır. • ısı ve elektriÄŸi iyi iletmezler. • tel ve levha haline gelemezler. • iki ve daha fazla atomludurlar. (molekül yapılı) • kendi aralarında bileÅŸik yaparlar.. • kendi aralarında alaşım yapmazlar. • elektron alma özelliÄŸindedirler. • kendi aralarında kovalent bileÅŸik yaparlar. • canlıların yapısında bolca bulunurlar. • erime-kaynama noktaları düşüktür. • 4A,5A,6A,7A grubunda bulunurlar. • sulu çözeltileri ASÄ°T özelliÄŸi taşır.
  • 12. YARI METALLER • parlak veya mat olabilirler. • elektrik ve ısıyı ametallerden daha iyi metallerden daha az iletirler. • iÅŸlenebilirler ( tel ve levha haline getirilebilirler. ) • kırılgan deÄŸildirler.
  • 14. SOYGAZLAR • doÄŸada gaz halinde bulunurlar. • kararlı yapıdadırlar. • bileÅŸik oluÅŸturmazlar. • tek atomludurlar. • erime kaynama noktaları düşüktür. • periyodik tabloda 8A grubunda yer alırlar.
  • 16. • DoÄŸada elementleri tek baÅŸlarına bulmak neredeyse imkansızdır. ÇoÄŸu element baÅŸka bir elementle birleÅŸerek kimyasal baÄŸ yapar. Elementlerin son katmanlarını dolu hale getirmek isterler. ÖrneÄŸin 1 elektronu bulunan hidrojen tek katmana sahiptir ve o katmanın dolması için toplam 2 elektron olmalıdır. Bu nedenle hidrojen ihtiyaç duyduÄŸu 1 elektronu baÅŸka bir elementle baÄŸ yaparak saÄŸlamak ister. • Hidrojenin bu çaÄŸrısı doÄŸada asla cevapsız kalmaz. Hidrojen atomları baÅŸka elementlerle birleÅŸerek, yani baÄŸ yaparak elektron ihtiyaçlarını tamamlarlar.
  • 18. Ä°YONIK BAÄž NASIL OLUÅžUR? Atomlar son katmanlarını doldurmak isterler. Buna atomların kararlı hale geçmek istemesi de denir. Bazı atomların son katmanlarında eksik elektron, bazı atomlarda da fazladan elektron bulunur.
  • 19. • Yukarıdaki örnekte sodyumun(Na) son katmanında 8 olması gerekirken 1 elektronu var. Bu elektron fazlalık sayılır. Çünkü 1 elektronu dışarı verirse geriye tam dolu olan 2. Katmanı kalır. Flor(F) atomunda ise kon katmanda 8 olması gereken elektron sayısı 7 dir. Yani 1 elektrona daha ihtiyacı vardır.
  • 20. Dikkat edersek sodyum 1 elektrondan kurtulmak istiyor, flor ise 1 elektron arıyor. Sodyum fazlalık elektronu flora verir. Elektron veren sodyum artı (+) ; elektron alan flor eksi (-) yüklenir. + Ve – birbirini çektiÄŸi için iki atom birbirine yapışır. Bu sayede flor ve sodyum atomları arasında kimyasal baÄŸ oluÅŸur.
  • 21. Ä°YONIK BAÄž KIMLER ARASINDA OLUÅžUR? • Metallerle ametaller arasında oluÅŸur. • + Yüklü atomlarla – yüklü atomlar arasında oluÅŸur. • Anyon ve katyonlar arasında oluÅŸur. • Elektron alanlarla elektron verenler arasında oluÅŸur. • Son katmanında elektron fazlası olanlarla elektron eksiÄŸi olanlar arasında oluÅŸur. • Elektron alışveriÅŸi gerçekleÅŸir.
  • 22. Ä°yonik baÄŸ sadece iki atom arasında gerçekleÅŸmez. Bazen elektron alışveriÅŸini tamamlamak için ikiden fazla atoma ihtiyaç duyulur. Yandaki örneÄŸi Ä°nceleyelim: Bir tane kalsiyum atomunun ihtiyacını ancak 2 tane klor giderebilmektedir. Kalsiyumun 2 fazlalık elektronu, klorun da bir eksik elektronu bulunur. Kalsiyum fazlalık elektronlarını iki klor atomuna paylaÅŸtırır. Bu nedenle bu üç atam arasında iyonik baÄŸ oluÅŸur. OluÅŸan bileÅŸikte 1 tane kalsiyum, 2 tane klor atomu bulunur.
  • 23. • Ä°yonik baÄŸ metal elementlerle ametal elementler arasında gerçekleÅŸir. Bir atomun elektronu fazla, diÄŸerinin az olması durumunda gerçekleÅŸen iyonik baÄŸda fazla elektronu olan az olana elektron verir. Bu sayede atomlar + ve – yüklerle yüklenirler. Metaller + yüklü, ametaller ise – yüklüdür. Daha doÄŸrusu metaller elektron verdikleri için +, ametallerde elektron aldıkları için – olurlar.
  • 24. Sodyum: ya 7 elektron alarak son yörüngesini 8′e tamamlamalı ya da son yörüngesindeki 1 elektronu atarak 2 yörüngeli hale gelmelidir. 7 elektron almaktansa 1 elektron vermek kolay olduÄŸu için sodyum 1 elektronunu flora verir. Flor: ya 7 elektron vererek tek yörüngeli hale gelmeli, ya da 1 elektron alarak son yörüngesini 8′e tamamlamalıdır. Florun 1 elektron alması 7 elektron vermesinden daha kolaydır. Bu nedenle flor sodyumdan 1 elektron alır.
  • 25. Atomlar elektron alışveriÅŸi yaparak baÄŸ oluÅŸturduklarında kararlı hale geçmiÅŸ olurlar. Atomların bileÅŸik yapmış hali aÅŸağıdaki gibidir. Elektron alışveriÅŸi yapılarak gerçekleÅŸen bu iyonik baÄŸda NaF bileÅŸiÄŸi oluÅŸmuÅŸtur. Na + yüklü ve metal; F ise – yüklü ve ametaldir.
  • 26. Ä°YONÄ°K BÄ°LEŞİKLERÄ°N FORMÃœLLERÄ° NASIL YAZILIR? • Dünyanın çeÅŸitli yerlerinde yaÅŸayan ve kimya ile uÄŸraÅŸan bilim insanları bunu farkına vardılar. 1919 yılında toplanarak IUPAC (uluslararası temel ve uygulamalı kimya birliÄŸi) adlı birlik oluÅŸturdular. a) BileÅŸiÄŸin formülü yazılırken önce katyon, sonra anyon yazılmalıdır. Ä°yonik bileÅŸiklerde katyonun ve anyonun yükleri çaprazlama olarak element sembollerinin saÄŸ alt köşesine yazılır. Ancak bileÅŸik formülünde 1 gösterilmez. Potasyum florür bileÅŸiÄŸini örnek olarak yazalım. K1+deÄŸerlikli bir katyon F1 deÄŸerlikli bir anyondur. O hâlde; K1+F1olacak ÅŸekilde potasyum önce Flor sonra yazılmalıdır. BileÅŸik formülü; KF ÅŸeklinde olur.
  • 27. b) BileÅŸiÄŸin formülü nötral olacak ÅŸekilde yazılmalıdır. Ä°yonik bileÅŸikler örgü yapılı olmaları nedeniyle formülleri arasında bir oran vardır. BileÅŸiÄŸin toplu formülü oluÅŸturulurken nötral olması için en küçük katsayılar kullanılır. Bu kurala özellikle farklı iyon yüküne sahip katyon ve anyonlardan oluÅŸan bileÅŸiklerin formülü yazılırken dikkat edilmelidir. • Bu durumu bir örnekle inceleyelim: 2a grubunda bulunan magnezyumun yaygın iyon yükü "2+"dır. 7a grubunda bulunan klorun ise "1" dir. Birinci kurala göre önce katyon, sonra anyon yazılmalıdır.
  • 28. • Buna göre; Mg2+cl1 olacaktır. Ancak magnezyum "2+" iyon yüküne, klor ise "1" iyon yüküne sahiptir. Ä°kinci kurala göre bileÅŸiÄŸin nötral olması gerekmektedir. Her magnezyum katyonunun sahip olduÄŸu yükü dengelemek için iki klor anyonuna ihtiyaç vardır. • Buna göre iki tane pozitif(+)yükü nötralleÅŸtirmek için iki tane negatif(-)yük olması gerekir. Bunu saÄŸlamak içinde 2 rakamı klorun saÄŸ alt köşesine indi solarak yazılmalıdır. O hâlde bileÅŸiÄŸin formülü; MgCl2 ÅŸeklinde olacaktır.
  • 29. 2. KOVALENT BAÄž NASIL OLUÅžUR? Bazen atomların elektron alışveriÅŸi yapmak iÅŸlerine gelmez. Ä°ki atom olsun ikisinin de elektron ihtiyacı olsun. Kimse diÄŸerine elektron vermek istemez. Böyle bir durumda atomların birbirine destek olması gerekmez mi? Evet iki atom birbirlerine destek olurlar ve elektronlarını ortaklaÅŸa kullanarak ihtiyaçlarını giderirler.
  • 30. Kovalent baÄŸ ametallerin kendi aralarında yaptığı kimyasal baÄŸdır. Elektronların ortaklaÅŸa kullanılmasıyla olur. Bu bileÅŸikte mavi renkle gösterilen elektronlar ortaklaÅŸa kullanılır. Bu sayede hidrojen son yörüngesini 2 ye tamamlayarak doldurur. Klor ise yine son yörüngesini 8′e tamamlayarak kararlı hale geçmiÅŸ olur.
  • 31. HANGI ATOMLAR KOVALENT BAÄž YAPAR? Elektron eksiÄŸi bulunan atomların yaptığı kimyasal baÄŸa KOVALENT BAÄž denir. AÅŸağıdaki ÅŸekilleri inceleyelim.
  • 32. Hidrojen (H) ve klor (cl) birleÅŸerek hidrojen klorür isimli kovalent baÄŸlı bileÅŸiÄŸi oluÅŸturdu.
  • 33. KOVALENT BAÄžIN ÖZELLIKLERI • Ametallerin kendi aralarında yaptığı baÄŸ çeÅŸididir. • Elektron ihtiyacı olan atomlar arasında gerçekleÅŸir. • - Yüklü atomlar arasında gerçekleÅŸebilir. • Polar ve apolar olanları vardır. • Aynı cins atomlar arasında gerçekleÅŸebilir. • Elektronlar ortaklaÅŸa kullanılır.
  • 36. ASÄ°TLER 1. Suda çözündüklerinde iyon oluÅŸtururlar. Bu nedenle asitlerin sulu çözeltileri az ya da çok elektrik akımını iletir. 2. Tatları ekÅŸidir. Limonun ekÅŸiliÄŸi içindeki sitrik asitten, sirkenin ekÅŸiliÄŸi içindeki asetik asitten ileri gelir. 3. Boya maddelerine etki ederler. ÖrneÄŸin; turnusol boyasının rengini kırmızıya dönüştürürken, fenolftalein boyasını renksizleÅŸtirirler. 4. Aktif metallerle tepkimeye girerek hidrojen gazı oluÅŸtururlar.
  • 37. 6. Cu, Hg ve Ag gibi yarı soy metallere yapısında oksijen bulunmayan HCl, HBr gibi asitler etki etmez. Bu metallere HNO3 ve H2SO4 gibi kuvvetli asitler etki eder. Ancak bu tepkimelerde asitler asit olarak deÄŸil yükseltgen olarak etki eder. Yani bu tepkimelerde H2 gazı deÄŸil H2O oluÅŸur. Au ve Pt gibi soy metallere asitlerin hiçbiri yalnız başına etki edemez. 7. Karbonat ve bikarbonatlarla tepkimeye girerek CO2 gazı oluÅŸtururlar. 8. Bazlarla birleÅŸerek tuz ve su oluÅŸtururlar. Bir asidin hidrojeni yerine metal veya amonyum iyonunun geçmesiyle oluÅŸan bileÅŸiÄŸe tuz denir. Bir asit bazla birleÅŸtiÄŸinde hem asit hem de baz özelliklerini kaybeder. Bu nedenle asitlerle bazlar arasındaki tepkimelere nötrleÅŸme tepkimesi denir.
  • 40. Sirke, seyreltik bir asetik asit çözeltisidir. Araba akülerinde sülfürik asit kullanılır. Nitrik asit, boya ve gübre yapımında kullanılır. Temizlikte kullanılan tuz ruhu seyreltik hidroklorik asit çözeltisidir. Midemiz de seyreltik hidroklorik asit salgılayarak besinleri parçalar. Bu salgının fazlalaÅŸması midede ülsere sebep olur. Bazı maddelerin yapısında hidrojen bulunmadığı hâlde, hidrojen iyonu (H+) oluÅŸumuna sebep oldukları için sulu çözeltileri asit özelliÄŸi gösterir. CO2 ve SO2 suda asit özelliÄŸi gösteren maddelerdir. Havadaki karbon dioksit ve kükürt dioksit gazları da yaÄŸmur damlalarında çözündüklerinde asit olarak yere düşer. Asit yaÄŸmurları bu ÅŸekilde oluÅŸur.
  • 41. BAZLAR 1. Suda iyon oluÅŸturarak çözünürler. Çözeltileri elektrik akımını iletir. 2. Tatları acıdır. Sabun köpüğünün acılığı yapısındaki sodyum hidroksitten, karabiberin acılığı yapısındaki piperidin bazından ileri gelir. 3. Boya maddelerine etki ederler. Kırmızı turnusolu mavi, renksiz fenolftaleini pembe yaparlar. 4. Amfoter metallerle (Zn, Zl, Pb, Sn…) tepkimeye girerek hidrojen gazı oluÅŸtururlar. Al, Pb ve Sn da amfoter özellik gösterir. Bu elementlerin hem kendileri hem de oksitleri ve hidroksitleri amfoter özellik gösterir.
  • 42. 5. Elle tutulduklarında kayganlık hissi verirler. Sabunun, yumurta akının ve deniz suyunun kayganlıkları yapılarındaki bazlardan kaynaklanır. 6. Asitleri nötrleÅŸtirirler. Yani asitlerle veya asit oksitlerle tuzları oluÅŸtururlar. 7. Metal oksitlerin su ile tepkimesinden elde edilirler.
  • 44. Sodyum hidroksit (NaOH) sabun yapımında kullanılır. Bu yüzden sabun aÄŸzımıza ve gözümüze deÄŸdiÄŸinde acı verir. DiÅŸ macunu ve ÅŸampuanlarda da baz olduÄŸu için acı tat verir. Amonyaklı sıvı maddeler, yaÄŸ ve kireç sökücü olarak ev temizleyicilerinde kullanılır. Yemek sodası olarak bilinen kabartma tozu, bir çeÅŸit baz olan sodyum bikarbonat içerir. Kireç suyu bir çeÅŸit bazdır. Potasyum hidroksit, KOH arap sabunu yapımında kullanılır. Bazlar ve asitler tepkimeye girerek tuz ve su oluÅŸturur.
  • 45. Bütün canlıların uyum içinde yaÅŸadıkları alana doÄŸal çevre denir. DoÄŸadaki bütün canlılar çevremizdeki diÄŸer varlıklarla uyum içinde yaÅŸamlarını sürdürürler. Tüm bitki, hayvan ve mikroskobik canlılar uyum içinde yaÅŸar. Var olan doÄŸal denge bütün canlılar için çok önemlidir. Çevreyi oluÅŸturan canlı halkalardan birinin yok olması, diÄŸer canlıların olumsuz etkilenmesine neden olur.(Besin zinciri) veya ormanların yok olmasının çevreye olumsuz etkileri olduÄŸunu söyleyebiliriz. Ormanların yok olması ormanda yaÅŸayan canlı türlerinin de yok olmasına neden olur. Hava kirliliÄŸi artar. Yağışlar ve erozyon artar. Asit yaÄŸmurları da canlı ve cansız varlıklara zarar verir.
  • 47. • Bacalardan ve motorlu taşıtların egzozlarından çıkan kükürt dioksit (SO2), karbondioksit (CO2) gibi gazlar havadaki su buharı(H2) ile birleÅŸtiklerinde asit oluÅŸtururlar. Bu asitler yaÄŸmurla birlikte yeryüzüne düşer. Bu ÅŸekilde oluÅŸan yağışlara asit yaÄŸmuru denir. Asit yaÄŸmurları : • Toprağı etkileyerek, toprakta yetiÅŸen ürünlere zarar verir ,ormanların yok olmasına sebep olur. • Havayı etkiler ve dolayısı ile saÄŸlığımız etkilenir. Sulardaki canlı yaÅŸamını etkiler ve canlıların ölümüne sebep olabilir. Tarihi eserlere zarar verir.
  • 48. TOPRAK KIRLILIÄžI • Yeryüzünün en üst tabakasını oluÅŸturan örtüye toprak denir. Toprak tüm canlıların besin ve hayat kaynağıdır. Toprak kirliliÄŸine neden olan baÅŸlıca etmenler ev, iÅŸ yeri ve hastane atıkları. Radyoaktif atıklar. Hava kirliliÄŸi sonucu oluÅŸan asit yaÄŸmurları, gereksiz yere ve aşırı miktarda yapay gübre, tarım ilacı vb. Kullanılması. Tarımda gereksiz yere ya da aşırı hormon kullanımı suların kirlenmesi. Su kirliliÄŸi toprak kirliliÄŸine neden olurken, toprak kirliliÄŸi de özellikle yer altı sularının kirlenmesine neden olur.
  • 49. • Neler yapılabilir? Verimli tarım topraklarında yerleÅŸim ve sanayi alanları kurulmamalı yeÅŸil alanlar arttırılmalıdır. Ev ve sanayi atıkları topraÄŸa zarar vermeyecek ÅŸekilde toplanıp depolanmalı ve toplanmalıdır. Yapay gübre ve tarım ilaçlarının kullanılmasında yanlış uygulamalar önlenmelidir. Nükleer enerji kullanımı bilinçli ÅŸekilde yapılmalıdır.
  • 50. HAVA KIRLILIÄžI • Atmosferde karbondioksit, kükürt dioksit, karbon monoksit, kurÅŸun gibi zararlı gazların artması sonucu hava kirliliÄŸi oluÅŸur. Hava kirliliÄŸi baÅŸta solunum organlarımız olmak üzere saÄŸlığımızı olumsuz etkiler. En çok yaÅŸlılar ve çocuklar hava kirliliÄŸinden zarar görür. Isınmak için soba ve kaloriferlerde kullanılan kömür ve fueloil, • Fabrika bacalarından çıkan zehirli atıklar, • Arabaların egzozlarından çıkan dumanlar hava kirliliÄŸine neden olur.
  • 51. Neler yapılabilir? • Havayı kirleten çok duman bırakan yakıtlar kullanılmamalıdır. • Arabalarda çevreye zarar vermeyen yakıtlar kullanılmalı. Özel otolar yerine otobüs gibi toplu taşıma araçları tercih edilmelidir. Böylece trafikteki araba sayısı azalınca hava temiz kalır. • Enerji elde etmek için rüzgâr ve güneÅŸ enerjisinden yararlanılmalıdır. • Fabrika bacalarına, zehirli gazların havaya karışmasını önleyen filtreler takılmalıdır.
  • 52. SU KIRLILIÄžI • Su kaynaklarına bırakılan atıklar su kirliliÄŸine neden olur. Su kirliliÄŸi baÅŸta suda yaÅŸayan canlılar olmak üzere canlıların yaÅŸamına zarar verir. Fabrikalardan ve evlerden çıkan pis ve zehirli atıkların deniz, göl ve akarsulara karışması su kirliliÄŸine neden olur. Fabrikalardan ve evlerden çıkan pis ve zehirli atıkların, deniz kazaları sonucu sulara akan yakıtın deniz, göl ve akarsulara karışması su kirliliÄŸine neden olur. • Pis ve zehirli sular arıtma tesislerinde temizlenmelidir. Fabrikalar sıvı atıklarını süzgeçlerden geçirerek dışarı boÅŸaltmalıdır.
  • 54. 4. SU KÄ°MYASI VE SUYUN SERTLİĞİ
  • 55. SU KIMYASI VE SUYUN SERTLIÄžI • Yeryüzünün ve vücudumuzun yaklaşık 3/4 ü sudur. Su, canlı yaÅŸamının devamlılığı için gerekli bir maddedir. Suyu içmek yemek yapmak ve temizlik yapmak gibi amaçlarla kullanırız. Bu nedenle suyun temiz olması gerekir. • Su yeryüzündeki akışı sırasında farklı yerlerden geçer ve geçerken bu yerlerdeki tuzların bazılarını çözerek yapısına alır. Bu yüzden bu suların içinde iyonlar vardır. Bu nedenle suların tatları farklıdır.
  • 56. • Suyun içinde çok miktarda kalsiyum ve magnezyum iyonları varsa bu tür sulara sert su denir. Sert sular kireç oluÅŸturur.(Çaydanlıkların dibinde birikir.) Sert sularda deterjan ve sabun gerektiÄŸi gibi köpürmediÄŸi için bu sular temizlik yapmaya uygun deÄŸildir. Daha fazla deterjan ya da sabun kullanılması gerekir. • Çamaşır ve bulaşık makinelerinde, elektrikli su ısıtıcılarında kireçlenmeye sebep olur ve elektrik tüketimini artırırlar. • Ayrıca saÄŸlığımıza zarar verirler. Ancak kemik geliÅŸiminin hızlı olduÄŸu dönemlerde sert sular yararlı olabilir.
  • 57. • Suyun içinde az miktarda kalsiyum ve magnezyum iyonları varsa bu tür sulara yumuÅŸak su denir. • Sert suları yumuÅŸatmak için su kaynatılır ya da su arıtma cihazları kullanılır. • İçme suyunun hastalık yapan mikroorganizmalardan temizlenmesi için birtakım iÅŸlemler yapılır. Bu iÅŸlemlere suyun dezenfeksiyonu denir. Dezenfekte iÅŸlemi genellikle klor gazı ile yapılır. Bu nedenle çeÅŸme sularının bazen farklı kokuda olabilir.
  • 58. SAÄžLIKLI BIR IÇME SUYUNDA OLMASI GEREKEN BIRTAKIM ÖZELLIKLER : • İçme suyu renksiz, kokusuz, tatsız ve berrak olmalıdır. • İçinde kalıntılar ve mikroorganizmalar olmamalıdır. • SertliÄŸi fazla olmamalıdır. • Sıcaklığı 6 dereceden az, 12 dereceden çok olmamalıdır.