ݺߣ

ݺߣShare a Scribd company logo
22 Şubat 2011 Salı<br />BİRİNCİ OTURUM<br />Açılma Saati: 15.00<br />BAŞKAN : Başkan Vekili Meral AKŞENER <br />KÂTİP ÜYELER : Harun TÜFEKCİ (Konya), Gülşen ORHAN (Van)<br />-----0-----<br />MHP GRUBU ADINA ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 572 sıra sayılı Uluslararası Ticaret Finansmanı İslami Kurumu Kurucu Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın tümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.<br />Değerli milletvekilleri, bugün onaylayacağımız bu anlaşma, hepimizin malumu olduğu üzere, üyesi olduğumuz İslam Konferansı Örgütü’ne üye ülkeler arasındaki ticaret ile yatırımların teşvik edilmesi amacıyla imzalanmış ve kurum içinde daha fazla söz sahibi olmamızın beklendiği bir anlaşmadır. Bu anlamda, anlaşmaya olumlu baktığımızı sözlerimin başında ifade etmek istiyorum. Tabii, anlaşmanın imzalandığı dönemdeki Arap coğrafyasındaki siyasi atmosfer ile bugünkü durum, hepimizin malumu, oldukça farklıdır. Dün anlaşmaların yapıldığı ve vizelerin kaldırıldığı bazı ülkelerde, bugün Türkler âdeta istenmeyen adam ilan edilmişlerdir. Bir zamanlar Osmanlıdan kopan ve sınırları cetvelle tayin edilen ülkelerin halkları bugün kaynamaktadırlar. Bu olaylar bir tür Arap aydınlanması mı, yoksa Orta Doğu’nun yeniden yapılandırılması mıdır? Bunu tarih gösterecektir. Ancak, anlaşma yaptığımız ve bir nevi Hükûmetin diplomatik söylemlerinde Avrupa Birliğine alternatif veya koz gibi sunulan Arap coğrafyasında sağlam temeller üzerinde kurulu idarelerin olmadığını bugün hep beraber görmekteyiz. (Gürültüler)<br />Sayın Başkanım, Genel Kurulu bir sessizliğe davet edebilir miyiz acaba.<br />BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, uğultuyu kesebilirsek…<br />Buyurun Sayın Işık.<br />ALİM IŞIK (Devamla) – Temennimiz, otoriter yöneticilerine muhalif halklara tercüman olan, ancak kendi ülkesindeki muhalefete tahammül edemeyen Sayın Başbakanın ve Hükûmetin değerli üyelerinin bu tür olaylardan ders alıp ülkemize sıçramaması adına elinden geleni yapmasıdır. Bugün, maalesef, ülkemize taşınmayı bekleyen ve yıllarca Arap coğrafyasındaki ülkelerde ekmek parası peşinde koşan insanlarımızın mağduriyetinin bir an önce giderilmesi hepimizin ortak inancıdır. <br />Değerli milletvekilleri, bu kurum İslam Kalkınma Bankası bünyesinde yer alan ticaretin finansmanıyla ilgili muhtelif programların birleştirilerek ayrı bir tüzel kişiliği haiz olmak üzere  “Uluslararası Ticaret Finansmanı İslami Kurumu” adı altında 10 Ocak 2008 tarihinde faaliyete geçmiştir. İslam Kalkınma Bankası içinde bulunan muhtelif fon ve programlar ve çeşitli problemlere yol açan ticaretin finansmanına ilişkin faaliyetler, söz konusu Kurum tarafından tek elden yürütülmekte ve zaman zaman Türk firmaları bu Kurumun kaynaklarından faydalandırılmaktadırlar. Suudi Arabistan’da yapılan… (Gürültüler) <br />BAŞKAN – Bir saniye Sayın Işık.<br />Sayın milletvekilleri, Sayın Işık’ın konuşmasını gerçekten ben duyamıyorum. Buradan isim isim sayarım birazdan…Telefon konuşması yapan sayın milletvekilleri de lütfen daha hafif bir sesle konuşsunlar.<br />Buyurun Sayın Işık.<br />ALİM IŞIK (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.<br />Suudi Arabistan’da yapılan toplantılar sonucu şekillenen bu anlaşma ile kurulacak olan İslam Kalkınma Bankası tarafından özel sektör projelerini finanse edecek bağımsız bir birim ile ekonomik kalkınmamıza ve istihdamın artırılmasına katkıda bulunulması, ülkemizde özel sektörün yapacağı yatırımlar için Kurumdan finansman olanağı sağlanmasının öngörüldüğü çeşitli platformlarda dile getirilmiştir. Onaylanacak bu anlaşma ile uluslararası ve iç ticarette iş adamlarımıza ve iş dünyamıza bir kolaylık sağlanacağı beklenmektedir. <br />Değerli milletvekilleri, bugün görüşülmekte olan bu tasarının 3 Kasım 2010 tarihinde Dışişleri Komisyonunda kabul edilmesini müteakip ulusal basına yansıması “Şeriat hükümleri Mecliste.”, “Meclis bankacılık için şeriatı onayladı.” gibi başlıklarla olmuştur. Tabii, şeriatın, yani İslam hukukunun ülkemizde yıllarca iç siyaset malzemesi yapılmış olması ve değişik anlamlar yüklenmiş olması belli kesimlerde anlaşmanın içeriğine bakılmadan hüküm verilmesine neden olmuştur. Gerçi, tasarının 18’inci maddesinde yer alan “Kurumun tüm aktiviteleri ve faaliyetleri şeriat ilkeleriyle uyumlu olacaktır.” hükmünün önüne geçilmek adına anlaşmanın 1’inci maddesine ihtirazi kayıtlar konulmuştur. Şimdi her ne kadar yetersiz ve yersiz bir hüküm olsa da fiilî durumda yani ticari hayatta anlaşmada yer alan finansal araçlar ve ticari yöntem iş dünyamızca kullanılmaktadır. <br />Kurumun kayıtlı sermayesinden taahhüt için hisse tahsis edilen ülkelere baktığımızda listenin geniş bir coğrafyaya yayılmış otuz altı değişik ülke ve kuruluştan teşekkül ettiği görülmektedir. Bu ülkelerin birçoğunun ne yönetim şekli ne de uygulanan hukuki normlar birbiriyle bire bir benzer değildir. Ayrıca Kuruma taraf olmayan İslam Kalkınma Bankası üyesi ülkelere bakıldığında birçok Türki cumhuriyet ve İslam ülkesi bulunmaktadır. Dolayısıyla, Türkiye başta olmak üzere birçok ülkenin iç hukuk normuyla tezat oluşturacak böyle amir bir hükme neden gerek duyulmuştur, gerçekten anlaşılması mümkün değildir. Bunun ayriyeten sorgulanması gerektiğini düşünüyoruz. <br />Kurumun resmî dili Arapça, mali yılı hicri yıl, ancak gelin görün ki sermayesi ve hisse senetlerinin nominal değeri Amerika Birleşik Devletleri dolarıdır. Bir tek bankanın adında “Suudi Arabistan” eksiktir. Bunu da yüce Meclisin ve kamuoyunun takdirlerine bırakıyorum. <br />Değerli milletvekilleri, her ne kadar Kurumun unvanında yer alan “İslami” unvanı dinimize bir atıf yapsa da paranın ve ticaretin dini, imanı, ırkı ve cinsiyeti olmadığını hepimiz bilmekteyiz. Gerek İslam Konferansı Örgütüne gerekse İslam Kalkınma Bankasına üye ülkeler küreselleşen dünyada birçok dünya ülkesiyle ticari faaliyette bulunmaktadırlar ve bundan sonra da bulunmaları gayet normaldir. <br />Türkiye Cumhuriyeti’nin İslam coğrafyasıyla olan ticari hacmi ve bölgedeki ülkeler için yatırım yönünden cazibesi her geçen gün biraz daha artmaktadır. Dolayısıyla, hem Müslüman olan hem de modern yüzüyle Batı’ya dönük olan ülkemiz bölgedeki diğer ülkelerden birçok farklılıklar arz etmektedir. Batı’nın Doğu ile dirsek temasını sağlayan ve Doğu’nun Batı’ya entegrasyonunda öncü bir role sahip olan ülkemizin gerek dünyada gerekse bölgede güç hâline gelmesi için iş adamlarımızın ve iş dünyasının desteklenmesi gerektiğini hepimiz bilmekteyiz. Bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak yasama gücü kullanılırken bu kriterlerin ön planda tutulması kaçınılmazdır. Tabii ki, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak biz de, ülkemize getirisi olacak ve iş dünyamızı destekleyecek anlaşmaların onaylanmasını ve gerekli düzenlemelerin yapılmasını da destekliyoruz. <br />Bu duygu ve düşüncelerle anlaşmanın ülkemizin tüm iş adamlarına hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)<br />
572  sayili anlaşma i̇slami̇ kalkinma kurumu
572  sayili anlaşma i̇slami̇ kalkinma kurumu

More Related Content

572 sayili anlaşma i̇slami̇ kalkinma kurumu

  • 1. 22 Şubat 2011 Salı<br />BİRİNCİ OTURUM<br />Açılma Saati: 15.00<br />BAŞKAN : Başkan Vekili Meral AKŞENER <br />KÂTİP ÜYELER : Harun TÜFEKCİ (Konya), Gülşen ORHAN (Van)<br />-----0-----<br />MHP GRUBU ADINA ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 572 sıra sayılı Uluslararası Ticaret Finansmanı İslami Kurumu Kurucu Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın tümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.<br />Değerli milletvekilleri, bugün onaylayacağımız bu anlaşma, hepimizin malumu olduğu üzere, üyesi olduğumuz İslam Konferansı Örgütü’ne üye ülkeler arasındaki ticaret ile yatırımların teşvik edilmesi amacıyla imzalanmış ve kurum içinde daha fazla söz sahibi olmamızın beklendiği bir anlaşmadır. Bu anlamda, anlaşmaya olumlu baktığımızı sözlerimin başında ifade etmek istiyorum. Tabii, anlaşmanın imzalandığı dönemdeki Arap coğrafyasındaki siyasi atmosfer ile bugünkü durum, hepimizin malumu, oldukça farklıdır. Dün anlaşmaların yapıldığı ve vizelerin kaldırıldığı bazı ülkelerde, bugün Türkler âdeta istenmeyen adam ilan edilmişlerdir. Bir zamanlar Osmanlıdan kopan ve sınırları cetvelle tayin edilen ülkelerin halkları bugün kaynamaktadırlar. Bu olaylar bir tür Arap aydınlanması mı, yoksa Orta Doğu’nun yeniden yapılandırılması mıdır? Bunu tarih gösterecektir. Ancak, anlaşma yaptığımız ve bir nevi Hükûmetin diplomatik söylemlerinde Avrupa Birliğine alternatif veya koz gibi sunulan Arap coğrafyasında sağlam temeller üzerinde kurulu idarelerin olmadığını bugün hep beraber görmekteyiz. (Gürültüler)<br />Sayın Başkanım, Genel Kurulu bir sessizliğe davet edebilir miyiz acaba.<br />BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, uğultuyu kesebilirsek…<br />Buyurun Sayın Işık.<br />ALİM IŞIK (Devamla) – Temennimiz, otoriter yöneticilerine muhalif halklara tercüman olan, ancak kendi ülkesindeki muhalefete tahammül edemeyen Sayın Başbakanın ve Hükûmetin değerli üyelerinin bu tür olaylardan ders alıp ülkemize sıçramaması adına elinden geleni yapmasıdır. Bugün, maalesef, ülkemize taşınmayı bekleyen ve yıllarca Arap coğrafyasındaki ülkelerde ekmek parası peşinde koşan insanlarımızın mağduriyetinin bir an önce giderilmesi hepimizin ortak inancıdır. <br />Değerli milletvekilleri, bu kurum İslam Kalkınma Bankası bünyesinde yer alan ticaretin finansmanıyla ilgili muhtelif programların birleştirilerek ayrı bir tüzel kişiliği haiz olmak üzere  “Uluslararası Ticaret Finansmanı İslami Kurumu” adı altında 10 Ocak 2008 tarihinde faaliyete geçmiştir. İslam Kalkınma Bankası içinde bulunan muhtelif fon ve programlar ve çeşitli problemlere yol açan ticaretin finansmanına ilişkin faaliyetler, söz konusu Kurum tarafından tek elden yürütülmekte ve zaman zaman Türk firmaları bu Kurumun kaynaklarından faydalandırılmaktadırlar. Suudi Arabistan’da yapılan… (Gürültüler) <br />BAŞKAN – Bir saniye Sayın Işık.<br />Sayın milletvekilleri, Sayın Işık’ın konuşmasını gerçekten ben duyamıyorum. Buradan isim isim sayarım birazdan…Telefon konuşması yapan sayın milletvekilleri de lütfen daha hafif bir sesle konuşsunlar.<br />Buyurun Sayın Işık.<br />ALİM IŞIK (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.<br />Suudi Arabistan’da yapılan toplantılar sonucu şekillenen bu anlaşma ile kurulacak olan İslam Kalkınma Bankası tarafından özel sektör projelerini finanse edecek bağımsız bir birim ile ekonomik kalkınmamıza ve istihdamın artırılmasına katkıda bulunulması, ülkemizde özel sektörün yapacağı yatırımlar için Kurumdan finansman olanağı sağlanmasının öngörüldüğü çeşitli platformlarda dile getirilmiştir. Onaylanacak bu anlaşma ile uluslararası ve iç ticarette iş adamlarımıza ve iş dünyamıza bir kolaylık sağlanacağı beklenmektedir. <br />Değerli milletvekilleri, bugün görüşülmekte olan bu tasarının 3 Kasım 2010 tarihinde Dışişleri Komisyonunda kabul edilmesini müteakip ulusal basına yansıması “Şeriat hükümleri Mecliste.”, “Meclis bankacılık için şeriatı onayladı.” gibi başlıklarla olmuştur. Tabii, şeriatın, yani İslam hukukunun ülkemizde yıllarca iç siyaset malzemesi yapılmış olması ve değişik anlamlar yüklenmiş olması belli kesimlerde anlaşmanın içeriğine bakılmadan hüküm verilmesine neden olmuştur. Gerçi, tasarının 18’inci maddesinde yer alan “Kurumun tüm aktiviteleri ve faaliyetleri şeriat ilkeleriyle uyumlu olacaktır.” hükmünün önüne geçilmek adına anlaşmanın 1’inci maddesine ihtirazi kayıtlar konulmuştur. Şimdi her ne kadar yetersiz ve yersiz bir hüküm olsa da fiilî durumda yani ticari hayatta anlaşmada yer alan finansal araçlar ve ticari yöntem iş dünyamızca kullanılmaktadır. <br />Kurumun kayıtlı sermayesinden taahhüt için hisse tahsis edilen ülkelere baktığımızda listenin geniş bir coğrafyaya yayılmış otuz altı değişik ülke ve kuruluştan teşekkül ettiği görülmektedir. Bu ülkelerin birçoğunun ne yönetim şekli ne de uygulanan hukuki normlar birbiriyle bire bir benzer değildir. Ayrıca Kuruma taraf olmayan İslam Kalkınma Bankası üyesi ülkelere bakıldığında birçok Türki cumhuriyet ve İslam ülkesi bulunmaktadır. Dolayısıyla, Türkiye başta olmak üzere birçok ülkenin iç hukuk normuyla tezat oluşturacak böyle amir bir hükme neden gerek duyulmuştur, gerçekten anlaşılması mümkün değildir. Bunun ayriyeten sorgulanması gerektiğini düşünüyoruz. <br />Kurumun resmî dili Arapça, mali yılı hicri yıl, ancak gelin görün ki sermayesi ve hisse senetlerinin nominal değeri Amerika Birleşik Devletleri dolarıdır. Bir tek bankanın adında “Suudi Arabistan” eksiktir. Bunu da yüce Meclisin ve kamuoyunun takdirlerine bırakıyorum. <br />Değerli milletvekilleri, her ne kadar Kurumun unvanında yer alan “İslami” unvanı dinimize bir atıf yapsa da paranın ve ticaretin dini, imanı, ırkı ve cinsiyeti olmadığını hepimiz bilmekteyiz. Gerek İslam Konferansı Örgütüne gerekse İslam Kalkınma Bankasına üye ülkeler küreselleşen dünyada birçok dünya ülkesiyle ticari faaliyette bulunmaktadırlar ve bundan sonra da bulunmaları gayet normaldir. <br />Türkiye Cumhuriyeti’nin İslam coğrafyasıyla olan ticari hacmi ve bölgedeki ülkeler için yatırım yönünden cazibesi her geçen gün biraz daha artmaktadır. Dolayısıyla, hem Müslüman olan hem de modern yüzüyle Batı’ya dönük olan ülkemiz bölgedeki diğer ülkelerden birçok farklılıklar arz etmektedir. Batı’nın Doğu ile dirsek temasını sağlayan ve Doğu’nun Batı’ya entegrasyonunda öncü bir role sahip olan ülkemizin gerek dünyada gerekse bölgede güç hâline gelmesi için iş adamlarımızın ve iş dünyasının desteklenmesi gerektiğini hepimiz bilmekteyiz. Bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak yasama gücü kullanılırken bu kriterlerin ön planda tutulması kaçınılmazdır. Tabii ki, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak biz de, ülkemize getirisi olacak ve iş dünyamızı destekleyecek anlaşmaların onaylanmasını ve gerekli düzenlemelerin yapılmasını da destekliyoruz. <br />Bu duygu ve düşüncelerle anlaşmanın ülkemizin tüm iş adamlarına hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)<br />