Yönetici sekreterliği ve Yönetici Asistanlığı Ağırlama Teknikleri Ders notu
1 of 30
Downloaded 92 times
More Related Content
Ağirlama teknikleri
2. Karşılama ve uğurlama kişiye verilen
önemi gösterir. Protokole tabi
kişilerin karşılanması ve uğurlanması
ayakta yapılır. Yöneticiler bu kişileri
karşılar ve uğurlar. Bu kişiler kurumun
kapısında karşılanır ve aynı yerden
uğurlanır.
Karşılama ve uğurlamalardaki tatlı bir
tebessüm, insana puan kazandırır.
Karşılamada, önce ast “Hoş geldiniz
efendim.” der.
Uğurlamalarda ise, önce üst
“Allahaısmarladık.”, sonra ast “Güle
güle efendim ” der. Her ikisinde de üst
el uzatırsa, ast elini uzatıp tokalaşır.
3. Sekreter, yönetici odasına gidecek olan konuğun sol ön
tarafından giderek ona yol gösterir, yardımcı olur.
Konuğun önünü kapatacak şekilde önüne geçmemelidir.
Konuklar, ayağa kalkılarak karşılanmalı ve aynı şekilde
uğurlanmalıdır. İş yerine gelen konuk, eve gelen bir
konuk gibi düşünülmelidir.
İçten, samimi bir gülümseyişle karşılanmalı, “Hoş
geldiniz efendim, size nasıl yardımcı olabilirim?” derken
tebessüm ihmal edilmemelidir.
4. Candan, samimi bir tebessüm, neşeli, dostça bir iletişimdir.
Somurtarak söylenen bir sözcükle gülümsenerek söylenen
aynı sözcük, değişik anlamlar ifade eder, karşıdaki kişiyi de
değişik etkiler.
Tebessümle karşılanan misafir, kendisini yabancı hissetmez
ve rahat olur. Rahat bir misafir de size problem çıkarmaz.
Bazı konuklar çok çabuk memnun olurlar, her şeye iyimser
bakabilirler. Bazıları ise çok zor memnun olur, hiçbir şeyden
kolay kolay memnun kalmazlar; en küçük olayı büyütür,
huzursuzluk nedenine dönüştürebilirler.
5. Bazıları asık suratlı, bazıları güler yüzlüdür. Bazıları son derece
kendisini beğenmiş, bazıları ise aksine alçak gönüllüdür.
Sekreterin işi ise; karakteri nasıl olursa olsun konukları memnun
etmektir. Bu görev zor da olsa, sabırla ve ısrarla başarılmalıdır.
En zor diyebileceğimiz bir konuğa bile birkaç defa güler yüzle,
içten davranır, isteklerini yerine getirirsek, onun da bize karşı
tavrının değiştiğini görmek mümkün olacaktır.
Konukların kişisel özellikleri tespit edilerek hoşlarına gidecek
davranışlar sergilenmelidir.
Konukların uygun yerlere oturmasına, onlara çeşitli ikramlarda
bulunulmasına dikkat edilmelidir. Konuk ağırlanırken kendilerini
“dünyanın en önemli kişisi” gibi hissetmelidirler
6. Selamlama Kuralları
Selam; saygı, sevgi ve incelik ifade eden bir davranıştır. İnsanlar
karşılaştıkları zaman, birbirleri hakkında duydukları yakınlık,
dostluk, saygı ve iyi niyet dileklerini selamlaşarak gösterirler.
Bu iyi niyet sözcükleri; “günaydın, iyi günler, iyi
akşamlar, merhaba” gibi sözcüklerdir.
Selamlama sırasında abartılmış konuşma ve davranışlardan
kaçınmak gerekir. “Selam ne haber, işler ne âlemde” gibi
nezaketsiz bir selamlama yerine “Günaydın Ahmet Bey, nasılsınız?
İşleriniz nasıl?”gibi sözlerle daha nazik olunmalıdır.
Sabahları iş yerine gidildiğinde gülümsenerek herkes selamlanır.
Asık bir yüz ile verilen selamın hiçbir anlamı ve önemi yoktur.
Aynı şekilde ayrılırken de ortamda bulunan herkes samimi, içten ve
güler yüzle selamlanmalıdır.
7. Selam verirken ses, ne çok fazla yükseltilmeli ne de duyulması zor
olacak kadar kısılmalıdır. Karşı tarafa yüksek sesle selam vermek
“Sağır mıyım?” veya isteksiz, kısık bir sesle selamlamak “Sizi
önemsemiyorum.” hissini uyandırabileceği için yanlış bir davranış
olacaktır.
Ses tonu, selamlayacağınız kişinin rahatlıkla duyabileceği şekilde
ayarlanmalıdır. Karşınızda bir grup yoksa insanları isimleri ile
selamlamak onları daha mutlu edecektir. “Günaydın Nedret Hanım,
Günaydın Soner Bey” gibi. Eğer karşınızda grup var ise, grubun
tamamına selam verilmelidir.
Kendimizden yaşça ve mevkice küçük birine selam verirken veya
selamını alırken sese kibirli bir ton verilmemeli, ses, tevazu, saygı
ve sevgi ifade etmelidir. İnsanlara değer verdiğimizin en önemli
sinyallerinden biri de selam verip almaktır.
8. Yaşça veya makamca büyük biri içeri girdiğinde ayağa kalkmalı, güler
yüzlü ve içten bir ifadeyle selamlanmalıdır. “Günaydın sayın müdürüm.”,
“İyi akşamlar Nurcan Hanım.” gibi ifadeler kullanılabilir.
Cumhurbaşkanı, başbakan, meclis başkanı, bakan, vali gibi devlet
büyüklerine saygı ifadesi olarak baş eğilerek selam verilir. Aynı şekilde
törenlerde de bayrağımız, büyük bir gururla ayakta selamlanır.
Görüşeceğiniz kimseyi veya makam sahibini önceden tanımıyorsanız,
onunla dostluğunuz yoksa “Merhaba, günaydın” gibi sözlü selam
vermeyiniz.
Baş eğerek selam vermek yeterli olacaktır. İçeri girdiğinizde
görüşeceğiniz kimse telefonla konuşuyorsa veya yanında başkaları
varsa, size söz vermesini yani “Buyurun” demesini bekleyiniz.
Sorununuzu en kısa yoldan anlaşılır cümlelerle ve kibar bir dille
anlatınız.
9. Tanıdığımız bir kişiyi kalabalık ortamlarda otururken yanına
giderek selamlamak hoş olmayacaktır. Eğer yanına gidersek
sohbeti bölünebileceği gibi, ayağa kalkmasına neden
olacağımızdan rahatını bozmuş olabiliriz. Yanına gitme yerine, baş
eğerek uzaktan selamlamak daha doğru olur.
Astlar üst’lere, gençler yaşlılara öncelikle selam vermelidir. Ayrıca,
aynı konumdaki arkadaşlara karşılık beklemeden selam verilebilir.
Tanıdık kişilerin sokakta karşılaşmaları halinde, diğer insanları
rahatsız etmeyecek şekilde kenara çekilip selamlaşmaları esastır.
Sohbetlerine yolda yürüyerek devam etmeleri, diğer insanlara
verilen önemin ve nezaketin bir göstergesidir.
Selamlaşmada dostluk, saygı, sevgi, nezaket ve görgü vardır
10. Hitap Kuralları
Kişiler arası ilişkilerde uyulması gereken kuralların başında, hitaplar
gelir. Hitap etme, etkili söz söyleme, karşı tarafı etkileme anlamına gelir.
İnsanlar öncelikle karşıdakinin kendisiyle nasıl bir üslupla ve ses tonuyla
konuştuğuna bakar. İyi bir ses tonu ve yerinde kullanılan bir hitap,
insanları onurlandırmak için etkili bir davranıştır.
Yönetici konumundaki kişilere mutlaka “bey”, “hanım” diye hitap
edilmeli, asla tek başına adıyla hitap edilmemelidir. Bir başkasına
yöneticiden bahsederken de aynı kurala uyulmalıdır.
Bekleyen bir konuğa “İlknur şu an iş gezisindeler” ifadesi kullanımı
yanlış olacaktır. Mesai arkadaşı dahi olsa bir başkasına bahsederken de
mutlaka “İlknur Hanım, şu an iş gezisindeler efendim.” gibi saygı ve
nezaket içeren ifadeler birlikte kullanılmalıdır.
11. Kurum ve kuruluş çalışanları yaş ve makam farkı gözetmeksizin hitap
ederken “siz” diye hitap etmelidir. Yöneticiyle olan yakınlık veya
akrabalık ilişkisi de, bu kuralı bozmamalıdır.
İşini yapmakta olan bir kişiye (oğlum-kızım) diye hitap edilirse, onun
(amca- dayı) cevabından rahatsızlık duymak haksızlık olacaktır. O
nedenle kurumlarda senli benli veya akrabalık içeren hitaplara yer yoktur.
“Babam bugün toplantı yapacak.” ifadesi yerine “Ahmet Bey bugün
toplantı yapacaklar” ifadesini kullanmak daha doğru olacaktır.
Her bir nezaket sözcüğü ayrı ayrı kullanılır. İki nezaket sözcüğü bir
cümlede aynı anda kullanılamaz.
Örneğin; “sayın” sözcüğünden sonra ad ve soyad söylenir; ancak “bey”,
“hanım” gibi başka bir nezaket sözcüğü kullanılmaz. “Sayın Soner AKTAŞ
19.45 uçağı ile Ankara’ya gelecekler, efendim.” veya “Bey” denilecek ise
sadece “Soner Bey 19.45 uçağı ile Ankara’ya gelecekler, efendim.” denmesi
yeterli olacaktır. Ayrıca “sayın” ifadesi makamdan sonra gelmelidir.
“Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Mustafa Çelik” gibi.
12. İsim söylenmeyecekse “Sayın” ifadesi makamdan önce kullanılır.
“Sayın Profesör, Sayın Dekan, Sayın Genel Müdür” gibi. Astlar
yöneticilerin isimlerini sayın ifadesi ile kullanacaklar ise, mutlaka
ad ve soyadlarını birlikte kullanmalı, yalnızca adı veya soyadını
kullanmamalıdır.
Abdullah İstek adındaki yönetici ile görüşmek isteyen konuğa:
“Sayın İstek henüz gelmediler efendim.” denmemeli. Bunun
yerine: “Sayın Abdullah İstek henüz gelmediler efendim.” veya
“Sayın Genel Müdürümüz henüz gelmediler efendim.” denmesi
daha uygun olacaktır.
Yönetim yaşamında vekil veya yardımcı unvanı taşıyan kişilere,
eğer üstleri o an yoksa üst unvanla hitap edilmelidir. Genel
müdür izne ayrıldığında yerine bakan genel müdür yardımcısına
“Sayın Genel Müdürüm” diye hitap etmek kendisini mutlu
edecektir.
13. Odasına girilirken amire makam unvanı ile hitap edilmelidir. Kapalı
odaya girerken mutlaka kapı vurulmalı, içeriden “Girin” veya
“Giriniz” sesi duyulmadan içeri girilmemelidir. “Günaydın sayın
müdürüm, emrettiğiniz raporları getirdim.” gibi kısa ifadeler ile giriş
nedeni belirtilmelidir.
Odadan ayrılırken de mutlaka amirin izni alınmalıdır. “Sayın müdürüm
başka bir emriniz yoksa, izninizle çıkabilir miyim?” diyerek odadan
çıkılmalıdır.
Makamlar arasında cinsiyet ayrımı içeren ifadeler kullanılmamalıdır.
Genel müdürün bayan olması durumunda “Sayın Genel Müdüre”
denmez. Bayan yöneticiye de “Sayın Genel Müdürüm” denmesi daha
doğru olacaktır.
Bulunulan ortamdaki kişilere isimleri ile hitap edilmelidir. İsimleri
hafızada tutarak hitap etmek onlara verilen önemi göstermesi bakımından
önemlidir. “Günaydın Murat Bey, nasılsınız?” gibi bir ifade Murat Bey’e
kendisinin önemsendiği hissini verecek ve mutlu olmasını sağlayacaktır.
14. Resmi takdimlerde ve hitaplarda devlet adamlarına,
diplomatlara, askeri ve mülki amirlere daima resmi ünvan
veya rütbeleriyle hitap edilir, isimleri ile hitap edilmez. (Sayın
Bakan, Sayın Vali, Sayın Belediye Başkanı, Sayın Garnizon
Komutanı, Sayın Genel Müdür, Sayın Dekan vb.)
Karşınızdaki kişinin unvanı ve makamını bilmiyorsanız
“sayın”,“efendim” , “hanımefendi” , “beyefendi” gibi
toplumsal görgü ve nezaket ifadelerinden birini
kullanabilirsiniz. “Hoş geldiniz efendim, nasıl yardımcı
olabilirim?” gibi.
Yöneticinizin eşi, çocuğu gibi akrabaları ile yöneticiniz
açısından önemli olan kişileri tanımak ve onlara uygun
hitaplarda bulunmak, işinizi kolaylaştıracaktır.
15. Karşımızdaki kişiye uygun bir şekilde hitap etmek nezaket ve
görgünün vazgeçilmez bir kuralıdır. Günlük yaşamda çok
rastlanan, amca, hala, teyze, abla gibi ifadeleri akrabalık
ilişkisi dışında kalanların kullanması yakışık almaz.
Böyle bir davranışı ancak görgüsüzlük olarak adlandırabiliriz.
Hiç tanımadığımız insanlarla akrabalık bağı kurmaya
çalışmamalıyız. Onlara “hanımefendi, beyefendi, efendim”
gibi hitaplarla nezaket ve görgü kuralları içinde çağdaş
insanlar gibi davranmalıyız.
Samimi olmadığımız kişilere “sen” diye hitap etmemeliyiz.
“Sen” ancak aralarında akrabalık, arkadaşlık, dostluk, sevgi
ilişkisi bulunan kişilerin kullanacağı bir hitap tarzıdır. İş
yerlerinde bu hitap tarzı asla kullanılmaz.
16. Hitap Ederken Dikkat Edilecek Noktalar
Karşıdakinin konuşması kesilmemeli
Bilgi sahibi olunmayan konular hakkında konuşulmamalı
Konuşma gereksiz yere uzatılmamalı
Ses tonu iyi ayarlanmalı
Jest ve mimiklerde aşırıya kaçılmamalı
Dili hatasız ve anlaşılır kullanmaya özen göstermeli
Gereksiz ve zamansız sorulardan kaçınılmalı
Konuğa onu can kulağı ile dinlediğimiz hissettirilmeli
Karşınızdaki kişiyi kendimizmiş gibi düşünmeli
Sinirli ve öfkeliyken iletişim kurmamaya özen gösterilmeli
Tartışma ve eleştirilere girilmemeli
Bilgilerin doğruluğu tekrar edilmeli
Önyargılı olmamalı
Sorular açıklıkla yanıtlanmalı
Beden dilini okumaya çalışılmalı
17. İkram Kuralları
Her konuk güler yüzle selamlanır. Eğer konukların adı biliniyorsa, “Günaydın
Oğuz Bey, hoş geldiniz” veya “Günaydın sayın müdürüm, hoş geldiniz.” denir.
Beklemesi gereken veya yönetici odasına gitmeyecek olan konuklara oturması
için uygun bir yer gösterir. İnsanlara isimleriyle veya makamlarıyla hitap etmek
onları mutlu edecektir. “İçecek olarak ne arzu edersiniz, efendim?” gibi bir
cümleyle konukların isteği alınır.
İstekleri öğrenildikten sonra, konuklar bekletilmeden ikramlar yapılır. Sekreter
konuklara ikram edilecek olan çay, kahve, çikolata gibi yiyecek-içecekleri hazır
bulundurmalıdır. İkramlar güler yüzlü, samimi ve içten yapılarsa önem kazanır.
Yönetici, makamına gelen üstlerine veya kendi konumundaki konuklara, çay,
kahve ve benzeri ikramları kendisi sunar. Hizmetli veya çaycıyı çağırarak: “Bak
bakalım beyefendiler ne içerler?” demez.
Bizzat yönetici, misafirine: “Sayın Müdürüm, ne arzu edersiniz?” Çay,
kahve.......?” şeklinde teklifte bulunur. Gelen çay veya kahveyi ayağa
kalkarak misafirine: “Buyurun Efendim” diyerek kendisi sunar. Teklif edildiği
halde, ikram kabul etmeyene ısrar etmez.
18. İkram Sırasında Dikkat Edilecek Kurallar
Devamlı gelen konukların alışkanlıkları öğrenilmeli, soğuk veya sıcak içecekleri nasıl
içtikleri, neyi sevdikleri bilinmelidir. Orta şekerli kahveyi seven konuğa şekerli kahve
ikram edilmemelidir.
İnsanların alışkanlıklarını öğrenmek onlara verilen değerin bir göstergesidir.
Konukların yanında küçük çocukları varsa, öncelikle küçük çocukların istekleri yerine
getirilmeli, büyüklerin rahat etmesi sağlanmalıdır.
Konuklara, ikram sırasında öncelik tanınmalı, kendi yöneticimiz sona bırakılmalıdır
İkramda öncelik sırası: Yaşlı bayan, genç bayan, yaşlı bey, genç bey şeklinde
olmalıdır
Konukların makam ve rütbeleri dikkate alınarak, en üst makamdan, en alt makama doğru
sıralama yapılmalıdır. Öncelik hakkı üst makamındır. Yaş farkı burada gözetilmez.
Kırk yaşındaki bir genel müdür ile elli yaşındaki bir müdür işletmeyi ziyarete geldiğinde
ikramda öncelik hakkı genel müdürde olacaktır. İş hayatında yaşın önemi yoktur. Yaş
ancak aile yaşamında önemlidir, ailede kim en yaşlı ise ikram önceliği onundur.
19. İkram edilecek yiyecek ve içecekler sol elle taşınmalı, sağ el ile
servis yapılmalıdır. Sol elle servis yapmak çoğu zaman istenmeyen
kazalara neden olabilir.
Tabak veya bardaklar konukların sağ tarafından masaya
konulmalı ve yine aynı taraftan kaldırılmalıdır. Mecburiyet
halinde ise servis soldan yapılabilir.
Konukların yiyecek ve içeceği bitirmesi beklenmeli, herkes
bitirdikten sonra boşlar toplanmaya başlanmalıdır. Aksi halde
konukların acele etmesine veya yanlış anlamasına sebep olunabilir.
Kül tablaları sık sık değiştirilmeli, küllerin uçmasını önlemek için
temizi kirlisinin üzerine kapatılarak ikisi birden masadan alınmalı,
sonra temizi masaya bırakılmalıdır.
20. Konuk İsteklerinin Yerine Getirilmesi
Konuklar çeşitli nedenlerle iş yerlerine gelebilirler. Önemli olan, iyi bir
sekreterin konuğun hangi amaçla işletmeye geldiğini tespit etmesi ve
ihtiyacı gidermeye yönelik adımları atmasıdır. Konuğu mutlu etmek ona
değerli olduğunu hissettirmek ve işletme hakkında onun olumlu izlenim
edinmesini sağlamak sekreterin önemli görevleri arasındadır.
Genellikle konuklar şu amaçlarla işletmeye gelirler:
İş görüşmesi yapma
Çeşitli konularda bilgi edinme
Ziyaret
Ürün satın alma ve satma
İş birliği ve çeşitli konularda teklif verme, alma
Merak
Her misafir nezaket ve görgü kuralları içinde karşılanmalıdır.
21. İş görüşmesi amacıyla gelen bir konuk: “Hoş geldiniz efendim,
Size nasıl yardımcı olabilirim?” gibi bir cümleyle ayakta karşılanır
ve oturması için uygun bir yer gösterilir.
Geliş amacı tespit edildikten sonra randevusu kontrol edilir.
Randevu tarihi ve saati gözden geçirilir. Yöneticiye haber verilir.
Yöneticinin uygun olması halinde “Sayın müdürüm sizi odasında
beklemekteler, efendim.” diyerek konuğa yönetici odasına kadar
refakat edilir. Konuğun çıkışında ayağa kalkılarak “İyi günler,
efendim.” gibi ifadelerle konuk uğurlanır.
Çeşitli konularda bilgi almak isteyen misafire sekreter, yetkisi
dahilinde bilgi verebilir. İşletme sırlarını açığa çıkaran ve kendi
yetkisini aşan konularda bilgi vermemelidir. “Durumu sayın
müdürüme ileterek size yardımcı olmaya çalışayım” gibi bir
cümleyle misafire samimi davranılmalıdır. Yönetici o an uygunsa
bu konu yöneticiye aktarılmalı, misafire yardımcı olunmaya
çalışılmalıdır.
22. Ürün satın almak isteyen konuğa daha fazla önem gösterilmesi
gerekir. Konuğa yardımcı olacak kişilerle derhal bağlantı
kurulmalı, konuğun bekletilmemesi sağlanmalıdır.
Eğer konuk bekletilecek ise, özür dileyerek: “Bu konuda size satış
müdürümüz Ercan Bey yardımcı olacaklar efendim. Kendisi birkaç
dakika içinde burada olacaklar. Lütfen buyurun istirahat ediniz.”
diyerek ikramlarda bulunur ve misafirin memnuniyeti sağlanır.
İş birliği, ortaklık ve çeşitli konularda teklif vermek isteyen
konuklar, işletme açısından önem arz eder. Konuklar hiç
bekletilmemeli ve karşılanmalarında kendilerine kusursuz
davranılmalıdır.
Gelişleri yöneticiye haber verilmeli ve yönetici odasına kadar
konuklara eşlik edilmelidir. Konuğun kabul edileceği oda
kapısı konuk için açılır ve kapatılır. Gelecekleri önceden
bilindiği için sekreter o gün başka bir randevu almamalıdır. Çünkü
bu tür görüşmeler bazen uzun zaman alabilmektedir.
23. Beklenmeyen Konuklar
Randevusuz gelen konuklara
Yöneticilerin zamanlarının boşa harcanmasına neden olan faktörlerden biri
de, randevusuz gelen konuklardır. Randevusuz yapılan ziyaretler yöneticinin
zamanını alacağından işletmedeki verimliliği de olumsuz etkileyecektir.
Bu nedenle ziyaretler mümkün olduğunca randevu ile
gerçekleştirilmeli, yöneticinin vakti alınmamalıdır. Zamansız yapılan
ziyaretlerde sekreter, gelen kişinin sosyo-kültürel durumuna, konunun
önemine, yöneticinin o anki durumuna göre inisiyatif kullanmalıdır.
Önemsiz bir konu ise, sekreter: “Özür dilerim efendim, sayın müdürüm şu an
önemli bir projeyi inceliyorlar. Arzu ederseniz notunuzu sayın müdürüme
iletirim.” diyerek konuğu incitmeden ve hissettirmeden ziyaretin
gerçekleşmeyeceğini bildirmesi gerekir.
Bir yönetici herhangi bir nedenden dolayı bir iş yapamıyor, zamanını boşa
harcıyor ise, daha önemli işlerini erteliyor demektir.
24. Gelen ziyaretçileri yönetici ile görüştürme konusunda sekreterin
takip etmesi gereken kural; ziyaretçi ve ziyaret konusuna
yöneticinin vereceği önem olmalıdır.
Eğer ziyaretçiyi ve ziyaretin konusunu yönetici çok önemli
buluyorsa, sekreter ziyaretçiyi yöneticiyle görüştürmelidir. Eğer
yönetici, gelen bütün ziyaretçiler ile görüşmek istiyorsa, sekreter,
gelen kişileri sırasıyla yönetici ile görüştürmelidir.
Sekreter, konukları toplumsal statülerine ve önemlerine göre,
onların yönetici odasına izinli mi yoksa izinsiz mi girecekleri
konusunda önsezi yeteneğine sahip olmalıdır.
Sekreter, kendi yöneticisinden daha üst yöneticilik statüsüne sahip
olan yöneticileri, yakın dost ve akrabaları izinsiz girebilecek
ziyaretçiler arasında olduklarını düşünerek buna göre
davranmalıdır. Kabul edilip edilmeyeceklerini bilmediği konuklarla
ilgili olarak yöneticilerden izin alması gerekir.
25. Sekreter, arkadaş ve aile fertlerine karşı yöneticinin tutumunu
bilirse, onlara karşı nasıl davranacağını kolaylıkla tespit eder.
Randevusuz gelen konuklara ait ziyaretlerin düzenlenmesi
konusunda bazı kurallar konmalıdır. Bu kurallar:
Yönetici, sekreterine, randevuları düzenleme yetkisi vermelidir.
Böylece ona ziyaretçileri seçme yetkisi de vermiş olacaktır.
Sekreter kuşkuya düşerse, yöneticinin onayını aldıktan sonra
ziyaretçiye görüşme izni vermelidir.
Ziyaretçilerle, önce sekreter konuşmalıdır. Sekreterin masası, hiçbir
ziyaretçinin yönetim odasına izinsiz girmelerine müsaade
etmeyecek biçimde konmalıdır. Sekreter, kibar bir ses tonuyla
“Size nasıl yardımcı olabilirim?” veya “Kendilerine haber
vermemi ister misiniz?” diye sormalıdır.
26. Sekreter, yöneticinin ziyaretçilerini takip ve kontrol etmelidir.
Bütün ziyaretçilerin geliş amacını bilmelidir. Randevu süresini aşan
görüşmelerde dikkatli olmalıdır.
Yönetici ile daha önce yaptığı konuşmalara ve yetkisine dayanarak
gerektiğinde yöneticiye telefon etmeli ya da kapıyı açarak
kendisine şu an yapması gereken bir başka işi olduğunu
hatırlatmalıdır.
Randevu süresini aşan misafire sekreterin yaklaşımı şöyle
olmalıdır: Yönetici kapısı vurulur. İçeriden “Girin” veya “Giriniz”
sesini duyduktan sonra odaya girilir.
Sekreter: “Sohbetinizi böldüğüm için özür dilerim efendim.
17.00’da Yönetim Kurulu toplantısına katılmanız gerekiyor. İzin
verirseniz Erdi Bey ile ben ilgilenirim. Erdi Beye hizmet etmek,
benim için bir zevktir.” demesi, yöneticinin ziyareti zamanında
kesebilmesine fırsat verir.
27. Randevu Saatinden Önce Gelen Konuklar
Randevu saatleri arasına belirli aralıklarla dinlenme ve bir sonraki
randevu için hazırlıkları gözden geçirme süresi konmalıdır.
Randevular peş peşe alınmamalı, yöneticinin dinlenmesine olanak
sağlanmalıdır.
Randevu saatinden önce gelen konuk, doğrudan yönetici ile
görüştürülmez. Önce sekreter, onayı için yöneticinin odasına girer
veya yöneticiye telefon eder: “Sayın müdürüm, Can İşletmesi
Müdürü Sayın Kurtuluş Tuncer geldiler, sizinle görüşmek
istiyorlar.” Veya: “Sayın müdürüm, Kurtuluş Bey geldiler,
sizinle görüşmek istiyorlar.” gibi bir ifade kullanılır.
Eğer yönetici konuk kabul edebileceğini belirtir ise, sekreter
gelen konuğa, yönetici odasına kadar eşlik eder ve onun görüşme
yapmasını sağlar.
28. Yönetici meşgul ise, sekreter: “Özür dilerim efendim, Sayın
müdürüm şu an meşguller. Arzu ederseniz buyurun istirahat
ediniz.” der. Konuğun dinlenmesini sağlar. “Kurtuluş Bey, içecek
olarak ne arzu edersiniz? ” diyerek konuğa ikramda bulunur.
Konuğun sıkılmaması için sehpa üzerine gazete, dergi bırakabilir.
Sekreter, randevu saatinden önce gelen konuklara karşı davranışını,
yöneticinin tutumuna göre belirlemelidir; randevu saatlerine bağlı
olduğunu bildiği bir yöneticiye ısrarcı olmamalıdır. Sık sık telefon
edilmesi veya odasına girilmesi yöneticiyi rahatsız edecektir.
Beklemesi gereken süre misafire nezaket kuralları içinde
söylenmelidir. Bu süre içinde misafir ağırlanmalı, kendisine
gerekli ilgi gösterilmelidir.
İyi bir sekreter, yöneticinin emir ve istekleriyle işletme
politikasına göre hareket etmeyi bilir.
29. Kurumdan Kaynaklanan Aksaklıkları Telâfi Etme
Kurumdan kaynaklanan hataları telafi etmek, bazen güç
olabilir; ama imkânsız değildir. Önemli olan, yapılan hatanın
işletme ve kişilere verdiği zararları en aza indirmektir.
Randevu tarihi ve saati, bilgi teyidi yapılmamışsa, yanlış alınmış
olabilir. O nedenle randevuların teyidi mutlaka yapılmalıdır. Yanlış
anlama varsa, randevu defteri tekrar kontrol edilip, hatanın nedeni
bulunmalıdır.
Hata bizde ise kendisinden özür dilenerek konuk ağırlanmalı,
yöneticinin durumu uygunsa görüşme yapması sağlanmalıdır.
Yöneticinin meşgul olması halinde ise, en kısa sürede ikinci bir
randevu tarihi ve saati verilmelidir.
30. Konuk, randevuların bitiş saatine kadar beklemek isterse,
konu yöneticiye açıklanmalı, bekleyen ziyaretçi veya
ziyaretçiler olduğu hatırlatılmalıdır. “Konuk daima haklıdır.”
ilkesinden hareketle konukla tartışmaya girilmemelidir.
Olağanüstü bir işi çıkması nedeniyle yönetici randevuya
katılamayacaksa, konuk durumdan haberdar edilmelidir. Eğer
yeterli süre yoksa, geldiğinde konuk karşılanmalı, ağırlanmalı
ve özür dilenerek, yöneticinin mazereti iletilmelidir.
Hatanın en kısa sürede telafi edileceği uygun bir dil ile
kendisine anlatılmalıdır. Konuğun ileteceği notu veya mesajı
varsa, yöneticiye iletilmek üzere alınmalıdır.