1. TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ<br />TUTANAK DERGİSİ<br />CİLT : 75<br />132’nci Birleşim<br />9 Temmuz 2010 Cuma<br />ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi saygılarımla selamlıyorum. Bu vesileyle Edirne’de meydana gelen maden kazasında hayatlarını kaybettiğini tahmin ettiğimiz vatandaşlarımıza da Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum.<br />Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna mensup milletvekilleri tarafından ilki 2 Nisan 2009, ikincisi de 12 Haziran 2009 tarihlerinde verilen, Türkiye’de uygulanan enerji politikalarıyla enerji üretimi, iletimi, dağıtımı ve kullanımında yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesini amaçlayan Meclis araştırma önergelerimizin gündeme alınması talebiyle bu önergelerin lehinde grubum adına söz almış bulunmaktayım. Umarım, yüce Meclis, günümüzde çok önem arz eden enerji sorunlarının araştırılarak bir an önce enerji politikalarımızın oluşturulmasına katkı sağlayacak bu önergelerimize destek verecektir. <br />Değerli milletvekilleri, öncelikle son günlerde Türkiye gündemine getirilen nükleer enerji konusunu ve bu konuda Enerji Bakanlığımızın ve Sayın Başbakanımızın tavrını sizlerle paylaşmak istiyorum. Bilindiği gibi, daha önce Mersin Akkuyu’da kurulacak olan, nükleer enerji güç santralinin kurulması ve işletilmesiyle ilgili bu yüce Meclis bir kanun çıkardı. O zaman Enerji Bakanı Sayın Hilmi Güler’di. Gerek Komisyonda gerekse Genel Kurulda kendisini ısrarla uyardık: “Böyle bir kanun Türkiye’de nükleer enerji santralinin kurulmasının önünü açmaz, sıkıntılar doğurur.” dedik, bize inanmadılar, bu yüce Meclisin değerli milletvekillerinin ikazlarını dikkate almadılar ama sonuçta Danıştay bununla ilgili yürütmeyi durdurdu ve Türkiye'nin üç yılı heba edildi. Yıl 2007-yıl 2010; bir adım dahi atılamadı. <br />Arkasından, yeni Bakanımız geldi, her fırsatta Türkiye'nin enerji politikasının oluşturulmasıyla ilgili nükleer santralin kurulmasının yanında nükleer teknolojinin Türkiye’de edinilmesiyle ilgili uyarılarımızı yaptık, kulak asılmadı. En son Rusya Başkanıyla Sayın Başbakanımızın buluştuğu bir toplantıda, yürürlükte olan bir yasa olmasına rağmen, Türkiye'nin nükleer santrallerin kurulması ve işletilmesine ilişkin kanun hükümleri hiçe sayılarak Türkiye’de, Akkuyu’da enerji santralinin kurulmasıyla ilgili “İhaleyi Rusya’ya verdim.” dedi Sayın Başbakan ve Sayın Bakan da bunun gereğini bir sözleşmeyle imzaladı. Bu konuda Sayın Bakanı ısrarla göreve davet edip uyarmaya devam ediyoruz: Bu sözleşmenin şartlarını bir gözden geçirelim, hakikaten Türkiye’yi hem enerjide var olan dışa bağımlılıkta tekrar zora sokacak hem de ileride kendisini ve “Bu ihaleyi verdim.” diyenleri Yüce Divana kadar götürecek bir yanlış adımın içerisindedir. Bizim görevimiz uyarmak.<br />Şimdi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın 2010-2014 Stratejik Planı var elimde. Değerli milletvekilleri, bu planda nükleer enerjiyle ilgili bir satır dahi yok, satırdan da vazgeçtim bir kelime dahi yok. Şimdi, böyle bir Enerji Bakanlığı bir taraftan kendisinin önümüzdeki beş yıllık dönemde uygulayacağı stratejik planını resmen hazırlamış, dağıtmış -sağ olsun bizlere de gönderdi- ama burada bir satır nükleer enerjiyle ilgili cümle dahi yok. Şimdi biz “Enerji Bakanlığımızın enerji politikası yok.” derken bunlara dayandık. <br />Öbür taraftan, Mersin Akkuyu’da vatandaşımız ayaklandı. Bu santralin orada kurulmasıyla ilgili şartlar yeniden bir gözden geçirilmeli, bu hassasiyet dikkate alınmalıdır. Yüzde 100’ünü Rusya’ya vereceğiniz bir santralin Türkiye’de kurulmasının ne yararı var, Sayın Bakan gelip burada bunu açıklayacak. Sanırım önümüzdeki günlerde bu anlaşmalarla ilgili detaylı tartışmaları, hep beraber burada yapacağız ve nükleer enerji santraliyle ilgili güç santralinin tesisine ilişkin anlaşma metinlerine baktığımız zaman gerçekten içler acısı sayın milletvekilleri. <br />Sadece bu anlaşmanın 10’uncu maddesinin beşinci fıkrasını sizlere okuyup milletimizin gözü önünde paylaşmak istiyorum: “TETAŞ proje şirketinden ASE’de belirtildiği şekilde -ASE, Atomstoryexport diye bir şirketin kısaltılmışı- nükleer güç santralinde üretilmesi planlanan elektriğin ünite 1 ve ünite 2 için yüzde 70’ine ve ünite 3 ve ünite 4 için yüzde 30’una tekabül eden sabit miktarını her bir güç ünitesinin ticari işletmeye alınması tarihinden itibaren on beş yıl boyunca 12,35 Amerika Birleşik Devletleri sent/kilovatsaat ağırlıklı ortalama fiyattan -katma değer vergisi dâhil değildir- satın almayı garanti eder.” <br />Değerli milletvekilleri, KDV dâhil yaklaşık 14 dolar sent/kilovatsaat başına on beş yıl boyunca garanti edilen bu fiyatın karşılığında Türkiye ne alacaktır? Bu anlaşma hükümlerinde bununla ilgili hiçbir hüküm yer almıyor. <br />Şimdi, ben soruyorum -keşke Sayın Bakanımız burada olsaydı da kendisinden bunları duyma fırsatı bulabilseydik- şu anda EUAŞ’ın ürettiği, ortalama 6-7 kuruşa mal ettiğimiz enerjiyi özel sektörün yap-işlet-devret ya da yap-işlet modelleriyle ürettiği, 14 kuruşa satın aldığımız enerjiyi şimdi dünya ortalamaları 7-8 Amerikan doları sent/kilovatsaat olan nükleer enerjiyi, hangi hakla ve vicdanla, siz 14 dolar sente almayı on beş yıl boyunca garanti edebiliyorsunuz? Bunun karşılığında ne vardır? <br />Basına yansıdığı şekliyle, bu anlaşmanın arka planında, Sayın Başbakanın ifadesiyle “Bizim Çalık’ın Ceyhan’da kurulacak olan santralinin petrol garantisi var mıdır?” Orada kurulacak santralde ve Rusya’dan sağlanacak petrol bağlantısında devamlılığın sağlanması adına bu anlaşma yapılmışsa, Sayın Bakan ve bizzat Sayın Başbakan bunu yüce Meclise açıklamak zorundadır. <br />Umarım bu anlaşma bu Meclisin gündemine gelmez. Bu hükümlerle gelmesi hâlinde bu Hükûmetin ilgili bakanlarının Yüce Divanda bunun hesabını vermesi kaçınılmazdır. <br />ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) – Yüce Divan da kurtarmaz. <br />ALİM IŞIK (Devamla) – Yüce Divanın da kurtarmayacağına inanıyorum çünkü bu iş, on beş yıl boyunca karşılığında neyi alacağımız belli olmadan dünya fiyatlarının yaklaşık 2 katında bir fiyat garantisiyle Türkiye'nin bağlanmasını sağlayacak bir anlaşmadır. Bu nedenle bu nükleer anlaşmayla ilgili konunun yeniden Hükûmet tarafından ve Sayın Bakan tarafından gözden geçirilip yüce Meclisin gündemine getirilmemesi yönünde bir girişimin yapılması gerektiğini düşünüyorum. <br />Değerli milletvekilleri, Bakanlığın enerji politikalarıyla ilgili söylenecek çok şey var ama ben özetle bu Bakanlığın enerji politikasının olmadığının altını çiziyorum, olmadığını, kendisinin Stratejik Planı’ndaki ifadelerden söylüyorum. <br />Peki, olmadı, ne kaybetti Türkiye derseniz, birçok şey kaybetti. Özellikle sekiz yıllık AKP İktidarı döneminde yanlış enerji politikalarının sonucunda, ülkemiz rekabet ortamında nükleer santral yapılması için yasal düzenlemeyi yaptığı hâlde, son derece önemli olan nükleer santral sürecini iyi yönetememiş ve başarılı olunamamış, ayrıca bu başarısızlık sonucunda nükleer santral yapım işi rekabet ortamı oluşturulmadan ihalesiz olarak Rusya Federasyonu’na verilmek istenmektedir. Eğer yüce Meclis bu anlaşmayı onaylarsa verilmiş olacaktır. <br />Onun dışında, Enerji Bakanlığı tarafından şova dayalı birçok açıklama yapılmış ve yapılan usulsüz uygulamalarla milyarlarca dolarlık kamu zararı oluşturulmuş ve enerjide karanlık geleceğe doğru adımlar atılmıştır. <br />Başlıklar hâlinde sadece söyleyeceğim: Yerli enerji kaynaklarımız etkin olarak değerlendirilememiş… <br />(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) <br />BAŞKAN – Sayın Işık, konuşmanızı tamamlayınız. <br />Buyurun.<br />ALİM IŞIK (Devamla) – Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. <br />Birincil enerjide ve elektrik enerjisinde ithal kaynaklara bağımlılık artırılmış, özelleştirilmelerde kamu yararı ön planda tutulmamış, nükleer santral kurulamamış, rekabetçi enerji piyasaları oluşturulamamış ve ucuz enerji sağlanamamıştır. Enerji teknolojileri geliştirilemediği gibi, akaryakıt kaçakçılığı artmış, rüzgâr enerjisi yatırımları yapılamamış, kömür dağıtımlarında usulsüz alımlarla hazine ciddi anlamda zarara uğratılmış, ulusal ve uluslararası projelerde ülke çıkarları gözetilememiş ve sonuç olarak, ülkemiz enerjide politikasız, dışa bağımlı bir ülke hâline getirilerek son zamanlarda nükleer enerji konusunda çok ciddi sıkıntılarla muhatap edilen bir ülke hâline getirilmiştir. <br />Ben, bu duygu ve düşüncelerle önergelerimizin gündeme alınmasını talep ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar) <br />