ݺߣ

ݺߣShare a Scribd company logo
DÜNYA KADINLAR GÜNÜ VE TÜRK KADINI




“Dünyada hiçbir milletin kadını;
  ‘Ben Anadolu kadınından daha
  fazla çalıştım, milletimi
  kurtuluşa ve zafere götürmekte
  Anadolu kadını kadar himmet
  gösterdim.’ diyemez.”

                    Hazırlayan
               Hüsnü MERDANOĞLU
8 MART, “KADIN HAKLARI GÜNÜ”
1977 yılında,
Birleşmiş
Milletler
genel
toplantısında
 8 Mart günü
 Kadın Hakları ve
 Uluslararası Barış günü olarak
 kararlaştırılmıştır.
«KADIN HAKLARI» HER ŞEYDEN ÖNCE İNSAN
            HAKLARI İÇERİĞİNDEDİR.
İnsan hakları; yeryüzünde yaşayan
  bütün bireylerin, birbirlerine
  karşı, olan haklarıdır.
10 Aralık 1948 tarihli “İnsan
  Hakları Evrensel Bildirgesi”ne
  göre;
-Herkesin yaşama hakkı vardır.
-Hiç kimseye işkence ya da zalimce,
  insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele
  ya da ceza uygulanamaz.
-Herkesin, nerede olursa olsun, yasa
  önünde bir kişi olarak tanınma hakkı
  vardır.
TARİHİ SÜREÇTE KADIN
Kadın olgusu, toplumların
  kültürleri ile yakın ilişki
  içinde olmuştur.
Eski Hint'te kadın tarlaya
  benzetilmiş,
Çin’de kadının görevi erkeğe
  karşı olabildiğince saygı
  ve bağlılık göstermekti.
Fenikelilerde kadınlara
  yalnız dişi bir yaratık
  gözüyle bakmışlardır.
Dünya devletleri içinde kadın hakları
   önce Rusya’da öne çıkmıştır.


                  Çünkü Rus-Japon
                  savaşında birçok
                  Rus kadını
                  dokuma işlerinde
                  erkeklerin yerini
                  almıştır.
İSLAM ÖNCESİ KADIN
İslâm’dan önce Araplar kız
  çocuklarını küçümserlerdi.
Dilerlerse öldürürlerdi.
Eş değiştirme âdeti,
Geçici nikâh (mut’a) yaygındı.
Kocası ölen kadın, diğer eşyası ile
  birlikte mirasçılara mal
olarak intikal ederdi.
 İslamiyet öncesi
Arabistan’da kadın olmak
utanç verici bir durumdu.
TÜRK KÜLTÜRÜNDE KADIN
      -Dede Korkut hikâyelerinde
        kadının ata bindiği, kılıç
        kuşandığı, avcılık yaptığından
        söz edilmektedir.
      -“Şamanizm” *döneminde Tanrı
        ve Tanrıçalara inanmak
        esastır.
      -Türklerde en güçlü Tanrı’nın
        adı “Ana Tanrıça”dır.
      -Selçuklu Sultanı Melik Şah’ın
        eşi Terken Hatun’un emrinde
        10.000 asker bulunmuştur.
732-735
          -1889 yılında Moğolistan’da Orhun Vadisi'nde bulunan

             Orhon Kitabelerinde görülen, “devleti bilen
             Kraliçeler” ya da “Hakan ve Hatununun
             buyruğu ile” gibi sözler Türk kültüründe
             kadınının yöneten konumda olduğunu
             kanıtlamaktadır.
          -Türk toplumunun önemli bir bölümünü
             oluşturan Bektaşiler/Aleviler kadının eğitimine
             önem vermiş, vicdan özgürlüğüne saygı
             göstermişlerdir.
                                  *
          Nasrettin Hoca’ya sormuşlar:
          - Kıyamet ne zaman kopacak?Hoca:
                  -Hangi kıyamet?
                  -Kaç kıyamet olacak? Bir tane
                  vardır. Hoca cevap vermiş:
                  -İki türlü kıyamet var. Ben ölürsem
                  küçük kıyamet, hanım ölürse büyük
                  kıyamet kopar.
OSMANLI DÖNEMİNDE TÜRK KADINI
-Osmanlı toplum yapısı cins ayrılığı
  üzerine kurulmuş iki ayrı dünyadan
  oluşmuştu. Erkeğin dünyası
  kamusal, kadının dünyası özeldi.
-1517’de Hilâfetin alınmasıyla
  Osmanlı toplumunda, Arap etkisi
  artmıştır.
-İlk çağlarda Batı dünyası çok daha
  koyu bir taassubun karanlığında
  iken, zamanla bu taassup
  gevşemiş, aklın ve ilmin
  önderliğinde gelişen dinamik bir
  medeniyet doğmuştur. İslam
  dünyasında da bunun aksi
  olmuştur. Dini taassup, aklın yerini
  almıştır.
                              Abdülmecid, kızı ve torunuyla Paris’te
TÜRK KADINI
  CEPHEDE
TÜRK KADINI
         YALNIZ KURTULUŞ
         SAVAŞINDA DEĞİL,
-1877-1878 Osmanlı-Rus
  Savaşında (93 Harbi)
-Balkan felaketi,
-Çanakkale Savaşları ve
-ULUSAL KURTULUŞ VE
  BAĞIMSIZLIK
  SAVAŞI’NDA DESTAN
  YAZMIŞTIR.
Çanakkale Savaşı’nda cephede savaşan
 kadınlardan Mücahide Hatice Hanım,
1926 yılında bir gazeteye
verdiği demeçte, Anafartalar
56. Fırka’da silahıyla
mücadele ettiğini, adının
“Ahmet” olarak bilindiğini,
kimsenin kadın olduğumu
bilmediğini, şarapnel
parçaları ve kurşunlarla 9
yerimden yaralandığını.
Ulusal Kurtuluş Savaşı’na da
gönüllü katıldığını.
söylemiştir.
KURTULUŞ SAVAŞINDA
                        TÜRK KADINI

19 Mart 1919’da kadınlar öncülüğünde
  ilk toplumsal tepki olmuştur. Kadınlar
  Cemiyeti (derneği) üyesi kızlar Fatih
  Türbesi’nde toplanarak İstanbul’un
  işgalini protesto etmişlerdir.
19 Mayıs 1919’da Fatih Belediyesi
  önünde kadınlı erkekli büyük bir
  gösteri düzenlenmiş ve burada Halide
  Edip (Adıvar) ile Meliha Hanımlar
  halkı konuşmalarıyla
  coşturmuşlardır.
20 Mayıs 1919’da Üsküdar’da miting,
23 Mayıs 1919’da Sultanahmet
  Meydanında, Halide Edip’in
  konuştuğu mitinge 100 bin kişi
  katılmıştır.
Yalnız İstanbul’da değil,
               Anadolu’nun her yerinde Türk
             kadını erkeğinin yanında olmuştur.
Bolu’da yayınlanan “Türk Oğlu”
  gazetesinin 30 Ekim 1921
  günü şu haber yer almıştır:
“Eskişehir savasında başından
  sonuna kadar ve kendi araçları
  ile görev yapan 12 Türk
  kadınına madalya verilmiştir.”
  “Bunların arasında erzak
  kolunu yöneten Fatma
  onbaşının rütbesi çavuşluğa
 yükseltilmiş.”
20 Mayıs 1919'da Üsküdar mitinginde
  Naciye Hanım şunları söylemiştir:

       “Düşününüz, siz bu savaşta
         yalnız değilsiniz, arkanızda
         yanık bağırlarıyla, yaşlı
         gözleriyle koşan
         kadınlarınız, kardeşleriniz,
         evlâtlarınız var»
BİLİNEN KADIN KAHRAMANLAR
Kara Fatma (Fatma Seher) (188-1955)
  Bağımsızlık Savaşımızın tüm
  evrelerinde görev almış,
  yaralanmış, esir düşmüş, yolunu
  bulup kurtulmuş, yine çarpışmağa
  devam etmiş ve üsteğmenlik
  rütbesine kadar yükselmiştir.
  Kurtuluştan sonra Ankara
  sokaklarında elinde kırbaç, belinde
  fişeklik, ayağı çizmeli dolaşan
  İzmit Takım Komutanı Fatma
  Seher Hanım, kocasıyla birlikte
  cepheye katılmış, kocası
  (Sarıkamış’ta) şehit düştükten
  sonra da mücadeleye devam etmiştir.
Çeşitli zorluklar sonrasında Sivas’a
  gelerek Mustafa Kemal ile
  görüşmeyi başaran Fatma Seher’e
  “Kara Fatma” adı ve yapacağı işler
  ile ilgili talimatlar Mustafa Kemal
  Paşa tarafından verilmiştir.
İstanbul’a gelerek Topkapılı Pire
  Mehmet’i ve Laz Tahsin’i buluna
  Kara Fatma, Mustafa Kemal’in
  kendisine verdiği kağıdı onlara
  göstermiş ve birlikte çete
  kurmuşlardır.
İzmir yöresine geçen Kara Fatma,
  Taşköprü’ye intikal etmiş ve
  yöredeki köyleri haraca bağlayan
  Ermenilerden bıkmış olan köy
  imamı ile muhtarları bulmuş ve
  “Ben Kara Fatma’yım bundan sonra
  namusunuz benden sorulur” demiş
  ve gerçekten de yöreyi Ermeni
  çetelerinden temizlemiştir.
Üsteğmen rütbesiyle terhis olan Kara Fatma
aylığının Kızılay’a bağışlamış, ilerleyen yıllarda
muhtaç duruma düşmüştür. Durumun öğrenilmesi
üzerene, kendisine ve torunlarına yarım ele
uzatılmış, ayrıca TMM tarafından aylığa
bağlanmıştır. 1955 yılında Erzurum’da vefat etmiştir.
Kadı-erkek güç birliği sayesinde;
-26 Ağustos’ta başlayan “Büyük Taarruz”un
  ertesi günü Afyon,
-2 Eylül günü Yunan Başkomutana Trikopis esir edilmiş,
-5 Eylül’de Eskişehir, Bilecik, 6 Eylül’de Balıkesir, 7
  Eylül’de Aydın, 8 Eylül’de Manisa kurtulmuş ve
-9 Eylülde Ordumuz İzmir’e ulaşmıştır.
Milli Mücadele'ye
katılarak düşmanla
  SAYISAL DURUM
mücadele eden
kadınlarımız arasında
62 şehit kadınımız
tespit edilmiştir.
Gaziantep ve
Kahramanmaraş'ta
164 gazi Türk kadını
tespit edilmiştir.
ATATÜRK VE ANADOLU KADINI

“Dünyada hiçbir
 milletin kadını; ‘Ben
 Anadolu kadınından
 daha fazla çalıştım,
 milletimi kurtuluşa
 ve zafere
 götürmekte
 Anadolu kadını
 kadar himmet
 gösterdim.’
 diyemez.”
“Aile, bir hayat
 arkadaşlığı olduğu
 kadar, bir onur
 ortaklığıdır”.
“Kadınlarımız
 erkeklerden daha
 çok münevver,
 daha çok feyizli,
 daha bilgili olmağa
 mecburdurlar. Eğer
 hakikaten Milletin
 anası olmak
 istiyorlarsa böyle
 olmalıdır." (Ağustos 1925)
Atatürk'e göre:
 "Dünya
 yüzünde
 gördüğümüz
 her şey
 kadının
 eseridir."
RÜYALAR GERÇEK OLDU:
1912’de “İçtihat” adını taşıyan dergide “Pek
Uyanık Bir Uyku” başlıklı bir makale
yayınlanmıştır. Bu makale kadınlarla ilgili şunlar
düşlenmiştir:
Padişahın tek eşi olacak, emrinde cariye
bulundurmayacaktı.
Kızlar için okullar, bu arada bir tıp okulu
açılacaktı.
Kaç-göç kalkacak, görücülük yoluyla evlenme
sona erecek, herkes eşini seçebilecekti.
Kadınlar, israftan kaçınmak şartıyla,
diledikleri şekilde giyinebilecekler, softalar
veya sokak külhanbeyleri kadınların
giyimlerine karışamayacaktı. Şeyhülislâmlık
makamı, kadın çarşaflarının uzunluğu veya
peçelerin kalınlığı gibi konularda bildiriler
yayınlamaktan vaz geçecekti.
Kadınlar “vatanın en büyük velinimeti”
sayılarak kendilerine erkekler tarafından
saygı gösterilecekti.
Avrupa Medenî Kanunu kabul edilecek,
birden fazla kadınla evlenme ve bir sözle
karısını boşama usulleri kalkacaktı.”
ÖRNEK ÜLKE TÜRKİYE
Bugün dünyanın Müslüman
 ülkeleri arasında özellikle
 kadın hakları açısından
 hepsinin önüne geçmiş tek
 ülke Türkiye’dir.
Bunu sağlayan
 Cumhuriyetimizin
 kurucusu Mustafa Kemal
 Atatürk olmuştur.
Sakarya Savaşı sırasında millet bütün maddi,
manevi, nesi varsa ortaya dökmüştür. Hükümet
merkezinin Kayseri’ye nakli hazırlıkları
başlamıştır.

İşte böyle bir dönemde
  Ankara’da “Türkiye Muallimler”
  Kongresi (Millî Eğitim Şûrası)
  toplanmıştır.
(16 Temmuz 1921).
Bu toplantıda; gelecek
nesillerin yetiştirme palanı ile
 birlikte kadın-erkek eşitliği de
 tartışma konusu olmuştur.
*Türkiye'de evli kadınların
 % 98.4 tek eşlidir.
                 *
*Kadınların evliliği çağa uygun
olarak gerçekleşmektedir.
                 *
*Evli kadınların % 80.4'ü hem
resmi hem de dini nikahlıdır.
                *
*Dini nikahlı evlilik yapmış
kadın oranı ülke düzeyinde
sadece % 8.8 dir.
*KADINLARIMIZIN
ALINLARI AÇIK YÜZLERİ
PAKTIR.
Ne acıdır ki, Atatürk’ün aramızdan
         ayrılmasından sonra

birçok konuda olduğu gibi Türk
kadınının toplumdaki yeri
konusunda da siyasiler ödün
vermeye başlamışlardır.
NE ACIDIR Kİ, KIZINI TUTANKLA TESLİM
EDEN BABALARA RASTLANMAKTADIR.
Kumar Borcuna Karşılık Kızını
           Sattı
ACI AMA GERÇEK
KADINA ŞİDDET !
Anadolu Kadını
Anadolu Kadını
Anadolu Kadını
KADIN OLARAK “İLKLER”

*1903'te Azerbaycan'da doğan

   Süreyya Ağaoğlu ilk Türk
   kadın avukattır.
*1910'da doğan Behice Boran,
   Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya
   Fakültesi Sosyoloji Bölümü'nde İLK kadın
   doçentlerdendir.

                     Afet
*1908 yılında Selanik'te doğan

  İnan ilk kadın toplum
  öncülerindendir.
• Sabiha Gökçen
     ilk kadın pilot
*1935'te İstanbul'da doğan Prof. Dr.
  Türkan Saylan, 1963'de
  İstanbul Tıp Fakültesini bitirip, Deri ve

  Zührevi Hastalıklar Uzmanıdır.

*1919 doğumlu olan   Müzeyyen
  Senar, ilk Sanat Müziği sanatçısıdır.
*1914   Muazzez İlmiye Çığ             ,
   Türkiye'nin ilk Sümerologlarındandır.

*Bahriye Üçok, Ankara Üniversitesi
    İlahiyat Fakültesi'nin ilk kadın öğretim

    üyesi (1990’da katledildi.)




*İlk vali:   Lale Aytaman.
*Terör örgütlerinin saldırısı sonucu şehit düşen ilk
   kadın polis memuru


Mürüvet Akpınar
ANADOLU KADINI HERTÜRLÜ ÖVGÜYE LAYIKTIR.


“Kocabaş yığıldı çamura,
Büyüdü gözleri, büyüdü yürek kadar,
Örtüldü gözleri örtüldü hep.
Kalır mı Mustafa Kemal'in kağnısı, bacım,
Kocabaşın yerine koştu kendini Elifçik,
Yürüdü düşman üstüne, yüceden yüceden.
*
Gören yoktu önlerinden
kağnının saptığını,
Çok erkek yapamazdı
onların yaptığını.
KADIN VE “ANA”
(ERKEĞİN ۴ʴѴٱĞ)
ATATÜRK
UYARIYOR
   “Bir milletin ruhu ele
    geçirilmedikçe, bir
    milletin azim ve
    iradesi kırılmadıkça,
    o millete egemen
    olmanın imkânı
    yoktur.”
BİR
MİLLETİN
“RUHU”
İÇ CEPHEYİ
OLUŞTURUR.
İÇ VE DIŞ CEPHEDEN
  CANLI GÖRÜNTÜ
SAYGILARIMLA
Hüsnü
MERDANOĞLU

More Related Content

Anadolu Kadını

  • 1. DÜNYA KADINLAR GÜNÜ VE TÜRK KADINI “Dünyada hiçbir milletin kadını; ‘Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar himmet gösterdim.’ diyemez.” Hazırlayan Hüsnü MERDANOĞLU
  • 2. 8 MART, “KADIN HAKLARI GÜNÜ” 1977 yılında, Birleşmiş Milletler genel toplantısında 8 Mart günü Kadın Hakları ve Uluslararası Barış günü olarak kararlaştırılmıştır.
  • 3. «KADIN HAKLARI» HER ŞEYDEN ÖNCE İNSAN HAKLARI İÇERİĞİNDEDİR. İnsan hakları; yeryüzünde yaşayan bütün bireylerin, birbirlerine karşı, olan haklarıdır. 10 Aralık 1948 tarihli “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi”ne göre; -Herkesin yaşama hakkı vardır. -Hiç kimseye işkence ya da zalimce, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele ya da ceza uygulanamaz. -Herkesin, nerede olursa olsun, yasa önünde bir kişi olarak tanınma hakkı vardır.
  • 4. TARİHİ SÜREÇTE KADIN Kadın olgusu, toplumların kültürleri ile yakın ilişki içinde olmuştur. Eski Hint'te kadın tarlaya benzetilmiş, Çin’de kadının görevi erkeğe karşı olabildiğince saygı ve bağlılık göstermekti. Fenikelilerde kadınlara yalnız dişi bir yaratık gözüyle bakmışlardır.
  • 5. Dünya devletleri içinde kadın hakları önce Rusya’da öne çıkmıştır. Çünkü Rus-Japon savaşında birçok Rus kadını dokuma işlerinde erkeklerin yerini almıştır.
  • 6. İSLAM ÖNCESİ KADIN İslâm’dan önce Araplar kız çocuklarını küçümserlerdi. Dilerlerse öldürürlerdi. Eş değiştirme âdeti, Geçici nikâh (mut’a) yaygındı. Kocası ölen kadın, diğer eşyası ile birlikte mirasçılara mal olarak intikal ederdi. İslamiyet öncesi Arabistan’da kadın olmak utanç verici bir durumdu.
  • 7. TÜRK KÜLTÜRÜNDE KADIN -Dede Korkut hikâyelerinde kadının ata bindiği, kılıç kuşandığı, avcılık yaptığından söz edilmektedir. -“Şamanizm” *döneminde Tanrı ve Tanrıçalara inanmak esastır. -Türklerde en güçlü Tanrı’nın adı “Ana Tanrıça”dır. -Selçuklu Sultanı Melik Şah’ın eşi Terken Hatun’un emrinde 10.000 asker bulunmuştur.
  • 8. 732-735 -1889 yılında Moğolistan’da Orhun Vadisi'nde bulunan Orhon Kitabelerinde görülen, “devleti bilen Kraliçeler” ya da “Hakan ve Hatununun buyruğu ile” gibi sözler Türk kültüründe kadınının yöneten konumda olduğunu kanıtlamaktadır. -Türk toplumunun önemli bir bölümünü oluşturan Bektaşiler/Aleviler kadının eğitimine önem vermiş, vicdan özgürlüğüne saygı göstermişlerdir. * Nasrettin Hoca’ya sormuşlar: - Kıyamet ne zaman kopacak?Hoca: -Hangi kıyamet? -Kaç kıyamet olacak? Bir tane vardır. Hoca cevap vermiş: -İki türlü kıyamet var. Ben ölürsem küçük kıyamet, hanım ölürse büyük kıyamet kopar.
  • 9. OSMANLI DÖNEMİNDE TÜRK KADINI -Osmanlı toplum yapısı cins ayrılığı üzerine kurulmuş iki ayrı dünyadan oluşmuştu. Erkeğin dünyası kamusal, kadının dünyası özeldi. -1517’de Hilâfetin alınmasıyla Osmanlı toplumunda, Arap etkisi artmıştır. -İlk çağlarda Batı dünyası çok daha koyu bir taassubun karanlığında iken, zamanla bu taassup gevşemiş, aklın ve ilmin önderliğinde gelişen dinamik bir medeniyet doğmuştur. İslam dünyasında da bunun aksi olmuştur. Dini taassup, aklın yerini almıştır. Abdülmecid, kızı ve torunuyla Paris’te
  • 10. TÜRK KADINI CEPHEDE
  • 11. TÜRK KADINI YALNIZ KURTULUŞ SAVAŞINDA DEĞİL, -1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşında (93 Harbi) -Balkan felaketi, -Çanakkale Savaşları ve -ULUSAL KURTULUŞ VE BAĞIMSIZLIK SAVAŞI’NDA DESTAN YAZMIŞTIR.
  • 12. Çanakkale Savaşı’nda cephede savaşan kadınlardan Mücahide Hatice Hanım, 1926 yılında bir gazeteye verdiği demeçte, Anafartalar 56. Fırka’da silahıyla mücadele ettiğini, adının “Ahmet” olarak bilindiğini, kimsenin kadın olduğumu bilmediğini, şarapnel parçaları ve kurşunlarla 9 yerimden yaralandığını. Ulusal Kurtuluş Savaşı’na da gönüllü katıldığını. söylemiştir.
  • 13. KURTULUŞ SAVAŞINDA TÜRK KADINI 19 Mart 1919’da kadınlar öncülüğünde ilk toplumsal tepki olmuştur. Kadınlar Cemiyeti (derneği) üyesi kızlar Fatih Türbesi’nde toplanarak İstanbul’un işgalini protesto etmişlerdir. 19 Mayıs 1919’da Fatih Belediyesi önünde kadınlı erkekli büyük bir gösteri düzenlenmiş ve burada Halide Edip (Adıvar) ile Meliha Hanımlar halkı konuşmalarıyla coşturmuşlardır. 20 Mayıs 1919’da Üsküdar’da miting, 23 Mayıs 1919’da Sultanahmet Meydanında, Halide Edip’in konuştuğu mitinge 100 bin kişi katılmıştır.
  • 14. Yalnız İstanbul’da değil, Anadolu’nun her yerinde Türk kadını erkeğinin yanında olmuştur. Bolu’da yayınlanan “Türk Oğlu” gazetesinin 30 Ekim 1921 günü şu haber yer almıştır: “Eskişehir savasında başından sonuna kadar ve kendi araçları ile görev yapan 12 Türk kadınına madalya verilmiştir.” “Bunların arasında erzak kolunu yöneten Fatma onbaşının rütbesi çavuşluğa yükseltilmiş.”
  • 15. 20 Mayıs 1919'da Üsküdar mitinginde Naciye Hanım şunları söylemiştir: “Düşününüz, siz bu savaşta yalnız değilsiniz, arkanızda yanık bağırlarıyla, yaşlı gözleriyle koşan kadınlarınız, kardeşleriniz, evlâtlarınız var»
  • 16. BİLİNEN KADIN KAHRAMANLAR Kara Fatma (Fatma Seher) (188-1955) Bağımsızlık Savaşımızın tüm evrelerinde görev almış, yaralanmış, esir düşmüş, yolunu bulup kurtulmuş, yine çarpışmağa devam etmiş ve üsteğmenlik rütbesine kadar yükselmiştir. Kurtuluştan sonra Ankara sokaklarında elinde kırbaç, belinde fişeklik, ayağı çizmeli dolaşan İzmit Takım Komutanı Fatma Seher Hanım, kocasıyla birlikte cepheye katılmış, kocası (Sarıkamış’ta) şehit düştükten sonra da mücadeleye devam etmiştir.
  • 17. Çeşitli zorluklar sonrasında Sivas’a gelerek Mustafa Kemal ile görüşmeyi başaran Fatma Seher’e “Kara Fatma” adı ve yapacağı işler ile ilgili talimatlar Mustafa Kemal Paşa tarafından verilmiştir. İstanbul’a gelerek Topkapılı Pire Mehmet’i ve Laz Tahsin’i buluna Kara Fatma, Mustafa Kemal’in kendisine verdiği kağıdı onlara göstermiş ve birlikte çete kurmuşlardır. İzmir yöresine geçen Kara Fatma, Taşköprü’ye intikal etmiş ve yöredeki köyleri haraca bağlayan Ermenilerden bıkmış olan köy imamı ile muhtarları bulmuş ve “Ben Kara Fatma’yım bundan sonra namusunuz benden sorulur” demiş ve gerçekten de yöreyi Ermeni çetelerinden temizlemiştir.
  • 18. Üsteğmen rütbesiyle terhis olan Kara Fatma aylığının Kızılay’a bağışlamış, ilerleyen yıllarda muhtaç duruma düşmüştür. Durumun öğrenilmesi üzerene, kendisine ve torunlarına yarım ele uzatılmış, ayrıca TMM tarafından aylığa bağlanmıştır. 1955 yılında Erzurum’da vefat etmiştir.
  • 19. Kadı-erkek güç birliği sayesinde; -26 Ağustos’ta başlayan “Büyük Taarruz”un ertesi günü Afyon, -2 Eylül günü Yunan Başkomutana Trikopis esir edilmiş, -5 Eylül’de Eskişehir, Bilecik, 6 Eylül’de Balıkesir, 7 Eylül’de Aydın, 8 Eylül’de Manisa kurtulmuş ve -9 Eylülde Ordumuz İzmir’e ulaşmıştır.
  • 20. Milli Mücadele'ye katılarak düşmanla SAYISAL DURUM mücadele eden kadınlarımız arasında 62 şehit kadınımız tespit edilmiştir. Gaziantep ve Kahramanmaraş'ta 164 gazi Türk kadını tespit edilmiştir.
  • 21. ATATÜRK VE ANADOLU KADINI “Dünyada hiçbir milletin kadını; ‘Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar himmet gösterdim.’ diyemez.”
  • 22. “Aile, bir hayat arkadaşlığı olduğu kadar, bir onur ortaklığıdır”.
  • 23. “Kadınlarımız erkeklerden daha çok münevver, daha çok feyizli, daha bilgili olmağa mecburdurlar. Eğer hakikaten Milletin anası olmak istiyorlarsa böyle olmalıdır." (Ağustos 1925)
  • 24. Atatürk'e göre: "Dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir."
  • 25. RÜYALAR GERÇEK OLDU: 1912’de “İçtihat” adını taşıyan dergide “Pek Uyanık Bir Uyku” başlıklı bir makale yayınlanmıştır. Bu makale kadınlarla ilgili şunlar düşlenmiştir: Padişahın tek eşi olacak, emrinde cariye bulundurmayacaktı. Kızlar için okullar, bu arada bir tıp okulu açılacaktı. Kaç-göç kalkacak, görücülük yoluyla evlenme sona erecek, herkes eşini seçebilecekti.
  • 26. Kadınlar, israftan kaçınmak şartıyla, diledikleri şekilde giyinebilecekler, softalar veya sokak külhanbeyleri kadınların giyimlerine karışamayacaktı. Şeyhülislâmlık makamı, kadın çarşaflarının uzunluğu veya peçelerin kalınlığı gibi konularda bildiriler yayınlamaktan vaz geçecekti. Kadınlar “vatanın en büyük velinimeti” sayılarak kendilerine erkekler tarafından saygı gösterilecekti. Avrupa Medenî Kanunu kabul edilecek, birden fazla kadınla evlenme ve bir sözle karısını boşama usulleri kalkacaktı.”
  • 27. ÖRNEK ÜLKE TÜRKİYE Bugün dünyanın Müslüman ülkeleri arasında özellikle kadın hakları açısından hepsinin önüne geçmiş tek ülke Türkiye’dir. Bunu sağlayan Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk olmuştur.
  • 28. Sakarya Savaşı sırasında millet bütün maddi, manevi, nesi varsa ortaya dökmüştür. Hükümet merkezinin Kayseri’ye nakli hazırlıkları başlamıştır. İşte böyle bir dönemde Ankara’da “Türkiye Muallimler” Kongresi (Millî Eğitim Şûrası) toplanmıştır. (16 Temmuz 1921). Bu toplantıda; gelecek nesillerin yetiştirme palanı ile birlikte kadın-erkek eşitliği de tartışma konusu olmuştur.
  • 29. *Türkiye'de evli kadınların % 98.4 tek eşlidir. * *Kadınların evliliği çağa uygun olarak gerçekleşmektedir. * *Evli kadınların % 80.4'ü hem resmi hem de dini nikahlıdır. * *Dini nikahlı evlilik yapmış kadın oranı ülke düzeyinde sadece % 8.8 dir. *KADINLARIMIZIN ALINLARI AÇIK YÜZLERİ PAKTIR.
  • 30. Ne acıdır ki, Atatürk’ün aramızdan ayrılmasından sonra birçok konuda olduğu gibi Türk kadınının toplumdaki yeri konusunda da siyasiler ödün vermeye başlamışlardır.
  • 31. NE ACIDIR Kİ, KIZINI TUTANKLA TESLİM EDEN BABALARA RASTLANMAKTADIR.
  • 32. Kumar Borcuna Karşılık Kızını Sattı
  • 38. KADIN OLARAK “İLKLER” *1903'te Azerbaycan'da doğan Süreyya Ağaoğlu ilk Türk kadın avukattır. *1910'da doğan Behice Boran, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Sosyoloji Bölümü'nde İLK kadın doçentlerdendir. Afet *1908 yılında Selanik'te doğan İnan ilk kadın toplum öncülerindendir. • Sabiha Gökçen ilk kadın pilot
  • 39. *1935'te İstanbul'da doğan Prof. Dr. Türkan Saylan, 1963'de İstanbul Tıp Fakültesini bitirip, Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanıdır. *1919 doğumlu olan Müzeyyen Senar, ilk Sanat Müziği sanatçısıdır.
  • 40. *1914 Muazzez İlmiye Çığ , Türkiye'nin ilk Sümerologlarındandır. *Bahriye Üçok, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nin ilk kadın öğretim üyesi (1990’da katledildi.) *İlk vali: Lale Aytaman. *Terör örgütlerinin saldırısı sonucu şehit düşen ilk kadın polis memuru Mürüvet Akpınar
  • 41. ANADOLU KADINI HERTÜRLÜ ÖVGÜYE LAYIKTIR. “Kocabaş yığıldı çamura, Büyüdü gözleri, büyüdü yürek kadar, Örtüldü gözleri örtüldü hep. Kalır mı Mustafa Kemal'in kağnısı, bacım, Kocabaşın yerine koştu kendini Elifçik, Yürüdü düşman üstüne, yüceden yüceden. * Gören yoktu önlerinden kağnının saptığını, Çok erkek yapamazdı onların yaptığını.
  • 43. ATATÜRK UYARIYOR “Bir milletin ruhu ele geçirilmedikçe, bir milletin azim ve iradesi kırılmadıkça, o millete egemen olmanın imkânı yoktur.”
  • 45. İÇ VE DIŞ CEPHEDEN CANLI GÖRÜNTÜ