2. Anksiyete(kaygı), normalde tehlikeli durumlarda kişinin
kendisini koruması ve belirli hedeflere ulaşması için
gereklidir. (ör: sınav kaygısı, köpekten kaçma )
Ancak kişinin günlük yaşantısını bozmaya başladığı
noktadan itibaren sorun olmayabaşlar.
(süre, şiddet, zamanlama)
2
3. Anksiyete (kaygı) ne zaman bir sorundur?
3
Kişinin mesleki ve ailevi yaşantısını etkilemeye başlamışsa
Kişilerarası ilişkilerinde zorluklar oluşturuyorsa
Gün içinde çok sık karşısına çıkıyor ve gününün büyük bir
bölümünü kapsıyorsa (örneğin kişinin uykusunu bozuyorsa,
ders çalışmasını engelliyorsa)
Bu duygulanımını kontrol edemiyor ve başa çıkamıyorsa
4. Anksiyetede seçici dikkat…. Bozulmuş algı ve yanlı
biliş…..artmış anksiyete…….kaçınma
Bilişsel modele göre:
Tehlikeyi olduğundan fazla tahmin etmek
Tehlike ile başetme kapasitelerini küçümseme
Psikoanalitik bakış açısınagöre:
Bilinçdışı cinsel ve saldırgan arzularla süperego vedış
gerçeklik arasındaki çatışmadan doğar.
4
7. PANİK BOZUKLUK
7
Başlangıç yaşı 15-20yaş
Panik ataklar: gerçek bir tehlike yokluğunda akutbir
anksiyete atağı yaşanır; bir dizi emosyonel, bilişsel ve
somatik semptom yaşanır.
Dakikalar içinde, 5-10dak.da, şiddeti tepe yapar ve yaklaşık
20-30dak.’da yavaş yavaş yatışır.
Üç çeşit panik atak tarifedilmektedir:
beklenmedik panik ataklar
durumla ilişkili ortaya çıkan (tetikleyiciden hemen sonra)
durumsal yatkınlıkla ortaya çıkan (tetikleyiciden bir zaman
sonra)
8. Panik Atak
Ani ve patlamalar tarzında bir başlangıç gösteren ve
anksiyetenin özel bir türü olan panik atakları, başta panik
bozukluğu olmak üzere, birçok psikiyatrik hastalıkta ortaya
çıkabilmektedir.
8
Panik bozukluğunda görülen panik atakları tipik olarak
yineleyici bir özellik gösterir ve beklenmedik bir anda
ortaya çıkar. Sıklıkla tabloya yeni bir atak geçirmekorkusu
eşlik etmektedir.
9. Panik Atak
9
Çarpıntı
Terleme
Nefes darlığı, boğuluyormuş gibi hissetme
Titreme
Baş dönmesi
Bulantı
Yaşadıklarının gerçek olmadığı hissi
Ateş basması veya üşüme hissi
Bedeni uyuşuyormuş gibi hissetme
Göğüs ağrısı
Ölüm korkusu
Aklını yitirme veya çıldırmakorkusu
10. Bedensel belirtilerin yanı sıra tabloya sıklıkla ölüm korkusu,
delirme ya da kontrolü kaybetme korkusu gibi bilişsel belirtiler
eklenir.
Ayrıca, anksiyetenin yoğunluğuna bağlı olarak kişi, kendini ya
da çevresini değişmiş ve gerçek dışı olarakalgılayabilir.
Panik atağı geçiren kişiler, bir felaket ile karşı karşıya olduğu
duygusu içindedirler. Kalp atım sayısında artma, çarpıntı, göğüs
ağrısı gibi yakınmaları nedeniyle sıklıkla kalp krizi
geçirdiklerini, ölebileceklerini düşünürler.
10
11. Bilişsel Model
11
Bu modelde, panik ataklarının bazı bedensel duyumların felaketleştirerek
yanlış yorumlanmasından kaynaklandığı varsayılmaktadır.
Yanlış yorumlanan duyumlar esas olarak, normal anksiyetedurumlarında
ortaya çıkan baş dönmesi, çarpıntı, nefes alma güçlüğü gibi bedensel
belirtileri içermektedir.
Felaketleştirerek yanlış yorumlama, çarpıntıları, muhtemel bir kalp krizinin,
soluk alma güçlüğünü, soluksuz kalıp ölmenin bir habercisi olarak görmek
gibi, bedensel duyumların gerçekte olduğundan daha tehlikeli algılanması
olarak ifade edilmektedir.
Bu görüşe göre, duyumların ortaya çıkışından her zaman da anksiyete
sorumlu olmamakta, örneğin çok kahve içilmesi ya da basitçeheyecanlanma
gibi durumlarda, kişi, kendi fizyolojik uyarılmasını yanlış olarak içsel bir
tehlikenin işareti şeklinde yorumlayarak panik atağı yaşayabilmektedir.
12. Panik atağı genellikle on-onbeş dakika içinde yatışmakla
birlikte, birkaç saate kadar da uzayabilmektedir.
Panik atağının yatışmasının ardından, sıklıkla yenibir
atak geçirme korkusu (beklenti anksiyetesi) gelişmektedir.
Önemli sayıdaki panik bozukluğu hastası, gündüz ortaya çıkan
panik ataklarının yanında, ara sıra gece gelen panikatakları
yaşamaktadır. Gece gelen panik atakları, belirgin bir tetikleyici
etken olmadan uykudan ani olarak panik hissiyle uyanma
şeklinde ortaya çıkar.
12
13. Panik Bozukluk
Sıklıkla stres yaratan önemli yaşam olayları ile ilişkisivardır.
(yakın birinin kaybı, düşük not alma gibi)
13
Panik ataklar, panik bozukluğunda görülmesinin yanında bazı
kalp hastalıkları, solunum yolu ve guatr bezi hastalıkları gibi
çeşitli bedensel hastalıklara da eşlik edebilir.
Kafeinli gıdalar ve kokain gibi uyuşturucu madde kullanımı da
panik atağa neden olabilir.
14. Agorafobi
14
Panik atağın çıkması durumundayardım
sağlanamayabileceği ya da kaçmanın zor olabileceği
yerlerde ya da durumlarda bulunmaktan sıkıntıduyma.
Tek başına evin dışında olma, kalabalık birortamda
bulunma(alış veriş merkezleri), köprüden geçme,otobüs,
tren, otomobile binme korkuları.(tiyatro, sinema gibi
yerler, uzun bir kuyrukta bekleme, )
15. Sosyal Fobi
15
Kişinin tanımadık insanlarla karşılaştığı veya başkalarının
gözünün, üzerinde olabileceği toplumsal durumdan belirgin ve
sürekli bir korku duyması halidir. (ör: tahtaya kalkma, parmak
kaldırma, bakkala gitme, başkalarının önünde yemek yeme, bir
toplulukta bir şeyanlatma)
“Komik duruma düşersem”, “rezil olursam”, “yüzüm kızarırsa”,
“sesim titrerse”, “yanlış yaparsam” gibi korkuları vardır.
Bu kişiler hakkını savunmada güçlük çeker, kendilerine
güvenmezler .
Bu nedenlerle okula gitmek istemeyebilirler, arkadaş gruplarına
katılmayabilirler, öğretmenin sorduğu soruyu bilseler bile
parmak kaldırmayabilirler.
16. Sosyal fobi
16
Geç çocukluk-erken ergenlik dönemindebaşlar.
Kronik seyirlidir.
İşlevselliği ciddi derecede etkileyebilir.
Toplum örneklemli çalışmalarda kadınlarda daha fazla
bulunmuşken, klinik örneklemli çalışmalarda
erkeklerde daha fazla!
18. Sosyal fobi
18
Yaşam kaliteleri düşer.
Daha az kalifiye işlerdeçalışırlar.
Okul yaşamında daha düşük notlarolabilir.
Yakın ya da karşı cinsle ilişkilerde zorluk.
Alkol ve maddeye başlayabilir.
19. Yaygın Anksiyete Bozukluğu
YAB’de, anksiyete yaygın ve süregen bir özellik gösterir.
19
Bu tür bozukluğu olan kişi, nedeni belirsiz bir endişe, kötü bir
şeyler olacak korku ve beklentisi içindedir.
Yaşanan sıkıntı ve huzursuzluk duygusu dışetkenlerle
açıklanamamakta, sıradan gündelik olaylar karşısında bile
yoğun bir anksiyeteyaşanmaktadır.
Anksiyetenin ısrarlı olması ve yoğunluğu, işlevselliği olumsuz
etkileyerek önemli oranda bir yeti yitimine neden
olabilmektedir.
20. YAB tanı ölçütleri
20
A) En az 6 ay süreyle hemen her gün ortaya çıkan, birçok olay ya da etkinlik hakkında (iş ya daokul
başarısı gibi) aşırı anksiyete ve üzüntü (endişeli beklenti) duyma.
B) Kişi, üzüntüsünü kontrol etmede zorlanır.
C)Anksiyete ve üzüntü, aşağıdaki altı belirtiden üçüne (ya da daha fazlasına) eşlik eder (son 6 ay
boyunca çoğu zaman en azından bazı belirtiler bulunur).
(1)huzursuzluk, aşırı heyecan duyma ya da sabırsızlık
(2) kolay yorulma
(3)düşüncelerini yoğunlaştırmada zorluk çekme ya da zihnin durmuş gibi olması
(4) sinirlilik
(5) kas gerginliği
(6) uyku bozukluğu (uykuya dalmakta ya da uykuyu sürdürmekte zorluk çekme ya da huzursuzuyku)
D)Anksiyete ve üzüntü başka bir psikiyatrik bozukluğun özellikleri ile sınırlı değildir. Örneğin,
anksiyete ya da üzüntü, panik nöbeti geçirileceği (Panik Bozukluğunda olduğu gibi), topluluk içinde
utanç duyulacağı (Sosyal Fobide olduğu gibi), hastalık bulaşması (Obsesif Kompulsif Bozuklukta
olduğu gibi) ile ilgili değildir.
E) Anksiyete, üzüntü ya da fizik yakınmalar, klinik açıdan belirgin bir strese ya da toplumsal, mesleki
ya da işlevsellik açısından önemli diğer alanlarda bozulmaya neden olur.
F)Bu bozukluk bir maddenin (örn. tedavi için kullanılan bir ilaç) ya da genel bir tıbbi durumun (örn.
hipertiroidizm) doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir.
21. Psikanalitik Görüş
21
Psikanalitik kurama göre anksiyetenin ortaya çıkışı, iç psikolojik
dengenin bozulmuş olduğunun bir işareti olarak kabul edilir.
Savunmaların başarılı olması durumunda, tehlikeli durumun
savuşturulması ya da güvenli bir şekilde denetimaltına
alınmasıyla, psikolojik denge yeniden kurulur.
Savunma mekanizmaları devreye girmediğinde ya dayeteri
kadar etkili olamadığında ise, anksiyete, sinyal olarak işlev
gördüğü düşük düzeyin üstüne çıkarak, yaygın anksiyete yada
panik atakları biçimini alabilmektedir.
22. Bilişsel-Davranışçı Görüş
22
YAB’de bilişsel kuram endişe üzerine kuruludur. YAB’yi açıklamak
üzere farklı bilişsel modeller ortaya atılmıştır.
Bu modellerden ilkinde, endişe, gelecekteki tehlike sorununun
çözülmesine yönelik bilişsel bir girişim olarak tanımlanır ve
endişenin kötü olayların olmasından korunma işlevi gördüğü
belirtilir. («endişelenirsem, karşılaştığım zaman üstesinden
gelmem daha kolay olur»düşüncesi)
YAB’nın bir diğer bilişsel modeli “belirsizliğe tahammülsüzlük”
üzerine kurulmuştur. Bu kişiler herşeyi kontrol etmeleri
gerektiğini düşünürler ve bu nedenle belirsizlik karşısındayoğun
anksiyete yaşarlar.
23. Klinik Özellikler
23
Hastalar huzursuz ve gergin bir görünüme sahiptir.Sık
olarak sinirlilik, tedirginlik içinde olma, yerinde duramama
halinden yakınırlar.
Belirli bir neden yokken, olabilecek şeyler hakkında endişe
ve üzüntü duyarlar.
Kas gerginliğinden kaynaklanan titremeler, seğirmeler, kas
ağrıları görülebilir. Kas gerginliği, özellikle baş, boyun ve
sırtta ağrılara yol açar.
Güçsüzlük, kolay yorulma kas gerginliğinin diğer belirtileri
olarak mevcut olabilir.
Sıkışma ve baskı tarzındaki baş ağrıları tipiktir.
24. Klinik Özellikler-2
24
Sıklıkla kendilerini diken üstünde hissederler, tepkileri aşırıdır.
Düşüncelerini yoğunlaştırma zorlukları olabilir. Uykuya dalmakta ya
da uykuyu sürdürmekte güçlük çekebilirler.
Çoğu bedensel belirtilerden yakınmaktadır. Özellikle avuç içlerinde
belirgin olan terleme, ateş basması, ağız kuruluğu, yutma güçlüğü,
boğazda düğümlenme hissigörülebilir.
Soluk alma güçlüğü, boğulma hissi, çarpıntı, kalp atım sayısında
artma, bulantı, ishal, çeşitli karın ağrıları, sık idrara çıkma yaygın
olarak görülen diğer belirtilerdir.
25. Ayırıcı tanı
25
Hipertiroidizm, hiperparatiroidizm, Cushing gibi fiziksel
hastalıklar yaygın anksiyete belirtileri ile birlikte olabilir.
Kafein, kokain ve amfetamin gibi maddelere bağlı
entoksikasyonlarda, anksiyolitik ilaçların ve alkolün uzun
süre kullanıldıktan sonra kesilmesine bağlı yoksunluklarda
yaygın anksiyete belirtileri görülebilmektedir.
26. Eş tanı ve gidişat
26
Genellikle kronik gidişlidir ve hastalar kendilerini bildi bileli böyle
olduklarını söylerler.
Fiziksel semptomlardan dolayı dahiliye gibi organik branşlara başvuru
sıktır.
YAB’si olan hastalarda depresyon ve diğer anksiyete bozuklukları sık
görülür.
YABhastalarının %40’ında eştanılı major depresyon görülmektedir.
YABmajor depresyon ile birlikte olduğunda, daha şiddetli ve uzun bir
gidiş, daha fazla işlev bozukluğu ortayaçıkmaktadır.
27. Özgül Fobi
27
Özgül fobi, özgül bir nesne ya da durum karşısında ortaya çıkanaşırı
bir korku ve bu korkuya ikincil olarak gelişen ısrarlı bir kaçınma
davranışıdır.
Özgül fobilerde:
a)Anksiyete, panik bozukluğunda olduğu gibi beklenmedik, YAB’de
olduğu gibi serbest ve süreğen değil, özgül bir nesne ya da duruma
bağlıdır.
b)Korkunun boyutu, ortaya çıkışına neden olan uyaran ile açıklanamaz,
gerçek durumla orantısızdır.
c) Kişi, tepkisinin aşırı ve anlamsız olduğunun tümüylefarkındadır.
28. Özgül fobi tipleri
Hayvan tipi: Korkuyu hayvanlar ya da böcekler
başlatmaktadır.
28
Doğal çevre tipi: Korkuyu, fırtına, yüksek yerler ya da su gibi
doğal çevredeki nesneler başlatmaktadır.
Kan, enjeksiyon, yara tipi:Korkuyu kan, yara görme ya da
enjeksiyon gibi tıbbi bir işlemin yapılması başlatmaktadır.
Durumsal tip: Korkuyu, toplu taşıma araçlarında bulunma,tüneller,
köprüler, asansörler, uçakla uçma, araba kullanma, kapalı yerler gibi
özgül bir durum başlatmaktadır.
Diğer tip: Korkuyu diğeruyaranlar başlatmaktadır.
29. Özgül Fobi
29
Başlangıç yaşı ortalamasının 13-16yaşlar arasında ancak, çeşitli
çalışmalarda, özgül fobilerin alt tiplerine görebaşlangıç
yaşının değişebildiği bildirilmiştir.
Durumsal tip fobisi olanlarda başlangıç yaşı diğer fobilere göredaha
geç olabilmektedir.
Örneğin, klastrofobide başlangıç yaşı ortalamasının 20 olduğu bildirilmiştir.
Hayvan ve kan-enjeksiyon-yaralanma tipi fobiler ise, çoğunlukla
çocukluk döneminde (7-9 yaş) başlamaktadır.
Özgül fobilerin kadınlarda erkeklerden yaklaşık 2misli daha sık
görüldüğü bildirilmiştir.
30. Klinik özellikler
Fobik nesne ya da durumla karşılaşma olasılığı beklenti
anksiyetesine neden olur. Beklenti anksiyeteleri nedeniyle
hastalar, fobik uyaranla karşılaşabilecekleri ortamlara girmeden
önce ayrıntılı bilgi edinme gereksinimi duyarlar.
30
Yaşanan sorunun ciddiyeti ve kişinin hayatını etkileme düzeyi,
fobik nesne ya da durumdan kaçınmanın kolay olupolmamasıyla
ilgilidir.
Sık rastlanan özgül fobiler arasında, çeşitli hayvanlardan,
yüksekten, gök gürültüsü ve şimşekten, karanlık ve kapalı
alanlardan, uçak yolculuğundan, kan görmekten ve enjeksiyon
gibi tıbbi girişimlerden korkma sayılabilir.
31. Klinik özellikler-2
31
Hayvan fobisi olan kişiler, korku duyulan hayvanla sık olarak
karşılaşmadıkları ya da bu tür bir korkunun günlük yaşamlarını ileri
derecede etkilemediği durumlarda, genellikle yardım için başvurmazlar.
Uzun yıllardır sahip oldukları fobileriyle birlikte yaşamayı,aldıkları
çeşitli önlemler, yaşamlarına koydukları kısıtlamalar pahasına
öğrenmişlerdir.
Korku duyulan hayvanın kendisiyle karşılaşma dışında, hayvanın bir
resmi, görüntüsü, onu hatırlatan herhangi bir nesnenin bile anksiyete
yanıtının ortaya çıkması için yeterli olabilir.
Bütün hayvan türleri, fobik nesne olma özelliğine sahip olsa da,fare,
örümcek, yılan, kedi, köpek, at fobilerine daha sık rastlanır.
32. Klastrofobi olarak adlandırılan kapalı yerlerde kalma
korkusu ve yüksekte olmaktan korku sık karşılaşılanözgül
fobi çeşitleridir. Bu tür korkular, durumsal fobi olarak da
adlandırılmaktadır.
Klastrofobiyi ortaya çıkartan durumlara örnekolarak,
asansörler, tüneller, banyo ve kapalı kabinler, havasız, dar ve
basık odalarverilebilir.
32
33. Fiziksel belirtiler
33
Hayvan fobilerinde ve durumsal fobilerde, fobik uyaranla
karşılaşma sırasında, kalp atım sayısında artma, çarpıntı, ateş
basması, bayılacak gibi olma gibi belirtiler anksiyeteduygusuna
eşlik eder.
Bu belirtilerin kişi için gerçek bir tehlike oluşturduğu
söylenemez.
Kan ve fiziksel yaralanma fobilerinde ise, kalp atım sayısında ve
kan basıncında düşme görülür ve bu durumbayılmayla
sonuçlanabilir. Bu tür bir fobisi olan kişilerin bayılmaktan
korkuları, diğer fobilerin tersine gerçekdışı değildir vekişide
gerçek anlamda bir tehlike oluşturabilir.
34. Tedavi
34
Bilişsel davranışçı terapi
Davranışçı terapiler arasında, fobik bozukluklarda en etkili
yöntem ‘gerçek yaşamda alıştırma’ tedavisidir.
Hastanın belirlenen hedefler doğrultusunda, kaçındığı
nesne ya da durumların sistematik bir biçimde üstüne
gitmesi tedavi programının özünü oluşturmaktadır.
35. Ayrılık Kaygısı Bozukluğu
35
Ayrılık kaygısı normalde bebeklerde 9-18aylık arası pik yapar ve
2.5yaş ile birlikte azalması beklenir.
Ayrılık kaygısı bozukluğu klinik olarak:
Okula gitmek istememe veya hiçgitmeme
Ayrılık zamanlarında yoğun korku vesıkıntı
Ayrılık zamanı yaklaştığında fiziksel semptomlar (baş ağrısı,
karın ağrısı, mide bulantısı gibi..)
Ayrılık temalı kabuslar
Ayrılık olduğunda kendinin ya da bağlanma figürlerinin başına
bir şey geleceğindenkorkma
Evde ya da bir odada yalnız kalamama, yalnızuyuyamama
şeklinde kendini gösterir.
38. Seçici Konuşmazlık (selektif mutizm)
38
Çoğunlukla okul öncesi yıllarda başlayabilir ama okul
yıllarında sorun belirgin hale gelir.
Çocuk çok sevdiği yakınları dışında kimseile
konuşmayabilir ya da çok az/fısıltı şeklindekonuşabilir.
Okulda öğretmeni ve arkadaşlarıyla dahikonuşmayabilir.
Bazı çocuklar göz kontağı ve işaretlerlekonuşur.
Temelinde sosyal fobi ile ilişkilendirilmiştir.
Sıklıkla ileride başka psikiyatrik hastalıklar eklenir.
Tedavide ilaç tedavileri, psikoeğitim, BDT uygulanabilir.