2. Türk Dili Dil, milli kültürün gelişmesinde ve yayılmasında önemli bir
vasıta olduğu gibi milli duygunun ilerlemesinde ve bağımsızlığın
korunmasında da önemli bir faktördür. Ayrıca dil, milleti oluşturan
kişilerin birbirini kolayca anlaması ve milli bütünlüğün korunması için
gerekli bir araçtır. Bu nedenle Atatürkçülükte; milli kültür, bağımsızlık,
milli bütünlük ve toplumsal barışın korunması, sürdürebilmesi için
milleti oluştura kişiler arasında konuşulan dilin, birbirinden farklı
olmaması, sade, anlaşılır ve zengin olması gereklidir. Türk milletini
meydana getiren unsurların başında Türk dili vardır.
3. Türküm diyen herkesin Türk dilini bilmesi ve kullanması şarttır. Milli
terbiyeyi milli eğitimin esası olarak alan Atatürkçülük “onun dilini,
usulünü, vasıtalarını da milli yapmak zorunluluğuna inanır. Türk dili
her yönü ile milli olmalıdır. Millet kavramı için zorunlu olan kültür ve
ülkü birliğinin, dil birliği olmaksızın gerçekleşebilmesi söz konusu
değildir. Atatürk bu gerçeği, “Millet dil, kültür ve ülke birliği ile
birbirlerine bağlı olan vatandaşların oluşturduğu siyasi ve sosyal
toplumdur.” Şeklinde belirtilmiştir
4. Türk milletinin iki parçadan meydana gelmesi mümkün değildir. Bu
temel esas her şeyden çok, dil için gereklidir. Türk dili tektir ve bütün
Türkler tarafından aynı şekilde bilinip kullanılmaktadır.
5. Türkiye’de dille, yani Türkçeye önem verilmesi Atatürk’ün
“milliyetçilik” ilkesinin gerçeğidir. Atatürkçülükte “Milliyetin
çok belirgin niteliklerinden biri de dildir. Türk
milletindenim diyen insan, her şeyden evvel ve mutlaka
Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk
kültürüne, topluluğuna bağlılığını iddia ederse buna
inanmak doğru olmaz.”
6. Türk dili ile ilgili olarak göz önünde bulundurulması gereken temel
esasları başında Türkçenin güzelliğine, zenginliğine ve gücüne olan
güven ile bu dilin büyük bir kültür dili olma yolunda taşıdığı potansiyele
olan inanç yer almalıdır. Atatürk, “Türk milletinin dili Türkçedir.
Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir
dildir… Türk dili Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü
Türk milleti geçirdiği sayısız tehlikeli felaketler içinde ahlakının,
geleneklerinin, hatıralarının, çıkarlarının kısaca bugün kendi
milletini yapan her şeyin dili sayesinde korunduğunu görüyor.
Türk dili Türk milletinin kalbidir, zihnidir. ”
7. Türk dili ile ilgili olarak göz önünde bulundurulması gereken temel
esasları başında Türkçenin güzelliğine, zenginliğine ve gücüne olan
güven ile bu dilin büyük bir kültür dili olma yolunda taşıdığı potansiyele
olan inanç yer almalıdır. Atatürk, “Türk milletinin dili Türkçedir.
Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir
dildir… Türk dili Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü
Türk milleti geçirdiği sayısız tehlikeli felaketler içinde ahlakının,
geleneklerinin, hatıralarının, çıkarlarının kısaca bugün kendi
milletini yapan her şeyin dili sayesinde korunduğunu görüyor.
Türk dili Türk milletinin kalbidir, zihnidir. ”
8. Türk dili ile ilgili olarak göz önünde bulundurulması gereken temel
esasları başında Türkçenin güzelliğine, zenginliğine ve gücüne olan
güven ile bu dilin büyük bir kültür dili olma yolunda taşıdığı potansiyele
olan inanç yer almalıdır. Atatürk, “Türk milletinin dili Türkçedir.
Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir
dildir… Türk dili Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü
Türk milleti geçirdiği sayısız tehlikeli felaketler içinde ahlakının,
geleneklerinin, hatıralarının, çıkarlarının kısaca bugün kendi
milletini yapan her şeyin dili sayesinde korunduğunu görüyor.
Türk dili Türk milletinin kalbidir, zihnidir. ”
9. diyerek dilimize olan güvenini ve inancını belirtmiştir. Milletin sahip
olduğu her türlü milli ve kültürel değerlerin korunması dildeki
zenginlik ve sadelik ile yakından ilişkilidir
10. Türk diline gereken önemin verilmesini öngören Atatürkçülüğe
göre“Türk dili zengin, geniş bir dildir. Her kavramı ifade kabiliyeti
vardır. Yalnız onun bütün varlıklarını aramak, bulmak, toplamak,
onlar üzerinde çalışmak lazımdır.” Türk dilinin özündeki zengin
hazinenin gün ışığına çıkarılması bütün Türk milletinin başta gelen milli
görevlerindendir. Bu görevi gerçekleştirme yolunda ilk adımları, Türk Dil
Kurumunun kurulması ve dil kurultaylarının düzenlenmesi ile atan
Atatürk; ”Türk dilinin kendi benliğine, aslındaki güzellik ve zenginliğine
kavuşması için bütün devlet teşkilatımızın, dikkatli, ilgili olmasını
vurgulamış, dil konusunun herkesi ilgilendirmesi gereken bir devlet
meselesi olduğuna dikkat çekmiştir
11. Atatürkçülükte “Türk dilinin sadeleştirilmesi, zenginleştirilmesi
ve kamuoyuna bunların benimsetilmesi için her yayın
vasıtasından faydalanmalıyız. Her aydın hangi konuda olursa
olsun yazarken buna dikkat edebilmelidir. Konuşma dilimizi
ise ahenkli, güzel bir hale getirmeliyiz.” şeklinde ifade
edilmektedir. Türk dilinin kendi benliğine kavuşması, zenginliklerinin
ortaya çıkartılması ve sadeleştirilmesi yolunda devletin öncülüğünde,
başta Türk dilini en iyi kullanması gereken aydınlar olmak üzere her
türlü yayın araçlarıyla çaba gösterilmesi gerekmektedir.
12. Sonuç olarak Türk dilin sadeleştirilmesi ve geliştirilmesi
Atatürkçülüğünün üzerinde önemle durduğu konulardan
biridir. Atatürkçülükte milli “Milli duygu ile dil arasındaki
bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması milli
duygunun gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili,
dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil bilinçle
işlensin. Ülkesini yüksek bağımsızlığını korumasını bilen
Türk milleti dilini de yabancı diller boyunduruğundan
kurtarmalıdır.”
13. Dil konusunda bilinçli çalışmaların yapılarak Türk dilinin yabancı
dillerin etkisinden kurtarılması, dilde var olan zenginliklerin
araştırılarak ortaya çıkarılması milli bilinç ve kültürel bağımsızlık
açısından zorunludur. Atatürk bu gerçeği “Milli bilincin ayakta
kalabilmesi ve uyanık bulunması için dil ve tarih uğrunda
çalışmaya mecburuz.” Şeklinde vurgulamıştır.