5. AKTÄ°NOMÄ°KOZ
 Aktinomikoz; apseleşme, fistülleşme ve sülfür granülleri ile karakterize
kronik, ilerleyici bir enfeksiyon hastalığıdır
 İlk kez 1877’de Bolinger, sığırlarda çenede süpüratif şekilde seyreden
bir hastalığı fark etmiş ve Harz ile birlikte bu mikroorganizmalara
Actinomyces bovis demiÅŸlerdir
 Daha sonraları A. bovisin insanda seyrek olarak hastalık yaptığı;
hastalık oluşturan tiplerin A. israelii başta olmak üzere A. naeslundii, A.
odontolyticus, A. viscosus, A. pyogenes ve A. meyeri olduÄŸu
belirlenmiÅŸtir
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 5
6.  Aktinomikoz genellikle sosyo- ekonomik düzeyi düşük, ağız
hijyenine önem verilmeyen ülkelerde daha fazla görülmektedir
 Günümüzde ilaç sektöründeki gelişmelere ve ağız hijyeni
uygulamalarındaki artışa bağlı olarak seyrek görülmeye
başlamıştır
 Pelvik aktinomikoz dışında nedeni bilinmemekle birlikte erkekler
kadınlardan daha çok etkilenmektedir
 Irksal yatkınlık söz konusu değildir
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 6
7.  Bakteri normalde ağız florasında bulunmasına karşın bir takım predispozan
faktörlerin etkisi ile patojenite kazanmaktadır
 Patojen mikroorganizma nekrotik pulpa, periodontal cep, çekim yarası veya
ülsere mukozadan derin dokulara ulaşarak enfeksiyona yol açabilir
 İnsanda görülen aktinomikoz olgularının yaklaşık % 60 ı servikofasiyal
bölgede, % 22 si abdominal bölgede, % 15 i toraks bölgesinde
görülmektedir
 Enfeksiyondan en sık etkilenen servikofasiyal bölgeler; parotis,
submandibuler bezler ve mandibuladır.
 Daha seyrek olarak da enfeksiyonun burun, paranazal sinüsler, damak,
orofarenks, hipofarinks, larinks, trakea ve nazofarenkste de görülebildiği
bildirilmiÅŸtir
 İnsandan insana bulaşma saptanmamıştır
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 7
8.  Aktinomikoz genellikle A. İsraelii’nin neden olduğu kronik,
süpüratif ve granülomatöz bir enfeksiyon hastalığıdır.
 Aktinomyces normalde çürük dişlerin yüzeyinde, dişeti cebinde
ve tonsiller kriptte bulunan oral kavitenin endojen gram pozitif bir
bakterisidir
 Normalde düşük virülansa sahip olmasından dolayı enfeksiyona
neden olmayan bakteri sistemik ve lokal predispozan faktörlerin
etkisi ile enfeksiyona neden olmaktadır
 Aktinomikozun patogenezi tam olarak açıklığa
kavuşturulmamakla beraber pek çok olguda; travmanın,
mikroorganizmanın giriş kapısı olması açısından önemli bir rol
oynadığı görüşünde birleşilmektedir
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 8
9.  Servikofasiyal bölgede enfeksiyon sıklıkla
odontojenik kaynaklıdır
 Mandibulada maksilladan daha sık görülür
ï‚ž Oromaksillofasiyal travma, dental iÅŸlemler ya da
kötü ağız hijyeni sonucunda oluşabilmektedir
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 9
10.  Hastalığın akut dönem belirtisi ağrılı bir selülittir
ï‚ž Ancak enfeksiyonun sessiz seyretmesi nedeni
ile hastalar, genellikle kronik safhada hekime
baÅŸvururlar
 Enfeksiyon lokalizedir, yayılımı yavaş fakat
ilerleyici ve dokuları tahrip edici tarzdadır.
 Kan ve lenf yolu ile yayılımı seyrektir.
 Enfeksiyon daha çok yumuşak ve yağlı dokuda
gelişmek ve yayılmak eğilimindedir
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 10
11.  Patojen mikroorganzima dokuya yerleştikten sonra burada çoğalarak
yüzeyi pürüzlü, sert, mavimsi morumsu multipl abselerle kendini belli
eder
 Abse odakları çok sayıda tünellerle birbirleriyle ilişkilidir ve olgunlaştıkları
zaman büyür, yumuşar, ortaları irinleşir ve fistülleşirler
 Abse odakları hastalığın ilk aşamalarında son derece hassas iken kronik
ve tedavi edilmemiÅŸ olgularda hassas olmayan son derece sert bir hal
alırlar
 Odaklardan drene olan materyal içinde hastalık için tipik bir özellik olan
sülfür granülleri bulunur.
 Lenfadenopati sıklıkla hastalığın geç evrelerinde görülmektedir
 Çiğneme kaslarının tutulumunda trismus gelişebilir
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 11
12.  Aktinomikoz ayırıcı tanısı zor yapılan bir hastalıktır
ï‚ž Klinik ve radyolojik bulgulara ek olarak mikrobiyolojik ve
histolojik inceleme tanı koyulmasına yardımcı olur
 Hastalık histolojik olarak miks, süpüratif ve granülamatöz
inflamatuar reaksiyon, bağ dokusu proliferasyonu ve sülfür
granüllerinin varlığı ile karakterizedir
 Aerobik ve aneorobik bakterilerin birlikte çoğalması ve A.
israelii nin yavaş bir gelişim göstermesi nedeni ile olguların
yalnızca % 10-20 lik bölümünden pozitif kültür elde
edilmektedir
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 12
13.  Hastalığın tedavisi tüm fistül yollarının eksizyonu, drenaj ve
uzun süreli antibiyotik tedavisini içerir
 Tedavi yöntemleri tartışılmakla birlikte cerrahi ve medikal
tedavinin kombine uygulanması halen geçerliliğini
korumaktadır
 Cerrahi tedavinin esası bütün enfekte odakların küretaj ve
eksizyonla ortadan kaldırılmasına dayanır.
 A. israelii iyoda karşı duyarlı olduğu için iyot içeren
solüsyonların kürete edilen bölgeye uygulanması ve
boşluklara iyodoformlu fitil ve patların yerleştirilmesi eski
yıllardan beri günümüze değin süregelen bir tedavi şeklidir
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 13
14.  İlaç tedavisinde ilk seçenek penisilin grubu antibiyotiklerdir
 İkinci seçenek olarak ise tetrasiklin, klindamisin, eritromisin, linkomisin grubu
antibiyotikler tercih edilir
 Bazı yazarlara göre tedavi süresi 6 ay ile 2 sene arasında olmalıdır, fakat pek
çok araştırmacı servikofasiyal aktinomikozda 3 aylık antibiyotik tedavisi sonrası
rekürrens görülmediğini ifade etmektedir
 Erken dönemde tanı koyulan ve doğru antibiyotik tedavisi uygulanan
aktinomikoz olgularında tedavide başarılı sonuçlar alınmaktadır
 Tedavide gecikilmiş ve ilerlemiş olgularda altçenede, kaburgalarda ve
vertebralarda osteomyelit, beyin abseleri, kronik menenjit, kraniyal, epidural,
subdural enfeksiyonlar gibi santral sinir sistemi komplikasyonları; endokardit,
hepatik aktinomikoz gibi komplikasyonlarla karşılaşılabilir.
 Bu gibi olgular agresif antibiyotik ve cerrahi tedavi uygulanmasına karşın
ölümle sonuçlanabilir
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 14
15. Bulgular:
ï‚ž Lezyon tahta sertliÄŸinde
asemptomatik ÅŸekilde baÅŸlar,
daha sonra merkezi
yumuşamış apse şekline
döner
 İnfeksiyon yüzeyel yayılım
gösterebilir ve fistüldern
drene olabilir
 Süpüratif akıntı sarımsı
parçalar içerebilir, bunlar
bakteri kolonileridir (sülfür
granülleri)
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 15
16. SÄ°FÄ°LÄ°Z
 Granülomatöz reaksiyona
neden olan
ï‚ž Kronik
ï‚ž Sistemik
ï‚ž Cinsel yol ile bulaÅŸan
ï‚ž Bakteriyal etyolojisi olan
bir hastalıktır
ETYOLOJÄ° - Treponema
pallidum
TÄ°PLERÄ°:
-Kazanılmış tip;
Primer safha
Sekonder safha
Tersiyer safha
- Konjenital tipDoç. Dr. Fatih ÖZAN 16
17. Bulaşma yolları:
1. Sağlıklı bireyin hastalığı taşıyan kişi ile doğrudan
temas etmesi (diÅŸ hekimi/dermatolog)
2. Korunmasız cinsel ilişki
3. Transplasental (anneden fetusa)
4. Kontamine kan veya kan ürünlerinden
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 17
18. KAZANILMIÅž SÄ°FÄ°LÄ°Z
- PRÄ°MER SAFHA -
 Kazanılmış tip sifilizin ilk safhasıdır
 İnkübasyon süresi 3 – 90 gün arasında
deÄŸiÅŸir
 Bulaşıcılığın en fazla olduğu dönemdir
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 18
19. Klinik özellikleri:
Genç yetişkinler
Erkeklerde daha fazla
Etkilenen alan:
ï‚ž Oral kavite- dil, sert damak ve dudaklar
ï‚ž Genital organlar
Primer sifiliz lezyonu ÅžANKIR olarak
adlandırılır
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 19
20. Oral bulguları:
 Sıklıkla soliter.
 Normal renkli ülsere, ağrısız
 Piyojenik granüloma benzeyen
vasküler proliferasyonu
andırır
Genital bulgular:
ï‚ž Eksternal genital ve anal
bölgeler etkilenir
ï‚ž Rejyonal lenfadenopati
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 20
21. Hem genital hem de
ekstra genital lezyonlar
kendiliğinden 3 – 8
hafta içinde iyileşir
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 21
22. - SEKONDER SAFHA -
 İnfeksiyonun başlangıcından 4 – 10 hafta sonra
baÅŸlar
 Primer sifiliz lezyonları iyileştikten önce
lezyonlar görülebilir
 Bu safhada sistemik bulgular da görülebilir
 Oldukça infektif bir safhadır
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 22
23. Klinik özellikleri:
a) Sistemik bulgular:
 Ateş, ağrısız lenfadenopati,
boğaz ağrısı, halsizlik, kilo kaybı
ve kas iskelet sistemi ağrısı
 Yaygın, ağrısız, makulopapüler
lekeler el içi ve ayak tabanında
görülür
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 23
24. b) Oral bulguları:
(i) Müköz yamalar – hastaların
yaklaşık %30’unda görülür
(ii) Condyloma latum – viral papillom
benzeri lezyondur
ï‚ž Sekonder safhadaki lezyonlar
genellikle çok sayıdadır
 Spontan iyileşme ortalama 3 – 12
hafta içinde görülür
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 24
25. - TERSÄ°YER SAFHA -
 Sekonder lezyon iyileşme bu safhaya geçilir
 Sekonder safha iyileştikten aylar hatta yıllar sonra
bile geliÅŸebilir
KLİNİK ÖZELLİKLERİ:
Semptomları şu şekilde gruplandırılabilir
- Nörosifiliz
- Kardiyovasküler sifiliz
- Yaygın gumma benzeri lezyonlar
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 25
26. A. NÖROSİFİLİZ:
 Merkezi ve periferal sinir sistemi dokularının
infeksiyonu ile karakterizedir. Bulguları:
1. Çıldırma hali
2. Bunamak, bunaklık hali
3. Tabes dorsalis
4. Psikoz
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 26
27. B. KARDÄ°YOVASKÃœLER SÄ°FÄ°LÄ°Z:
ï‚ž Ascending aortada anevrizma
 Koroner arterde stenoz ve tıkanma
 Sol ventriküler hipertrofi
ï‚ž Konjestiv kalp yetmezliÄŸi
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 27
28. C. GUMMA:
 Cildi, yumuşak dokuları ve
hatta kemiÄŸi de etkiler
 İntraoral – en çok damak ve dili
etkiler
 Ciddi miktarda doku yıkımı ile
ilişkili indure, nodüler ülsere
lezyonlar
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 28
29.  Frengi dili, dil sırtındaki papillerin
kaybı ve dilde atrofi
ï‚ž Premalign olabileceÄŸi
belirtilmektedir
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 29
30. KONJENÄ°TAL SÄ°FÄ°LÄ°Z
ï‚ž4. ve 5. aylardan sonra enfekte
anneden fetusa geçer
Fetus ya esnasında ölür ya da
doğumdan hemen sonra ölür ya da
hastalıklı doğar
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 30
31. KLİNİK ÖZELLİKLERİ:
Sir Jonathan Hutchinson (Hutchinson üçlüsü)
tarafından tanımlanan patognomonik
özellikleri şunlardır:
- Hutchinson diÅŸleri
- Interstitial keratitis
- 8. kranial sinir harabiyetine bağlı sağırlık
 Tüm hastalar bu üçlü bulgunun hepsini
göstermeyebilirler
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 31
32. 1. Hutchinson diÅŸleri:
ï‚ž Hem anteryor (Hutchinson
keserleri) hem de posteryor
diÅŸlerde deÄŸiÅŸiklik olur (Mulberry
molars).
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 32
33. 2. Interstitial keratitis:
 Genellikle doğumda görülmez, 5-25 yaşlar arasında gelişir
 Etkilenen gözlerin korneası opaklaşır, kalıcı görme kaybı ile beraber
3. DiÄŸer bulgular:
- Sağırlık
- Eyer burun
- Tibiada bombelik
- Derin damak
Tersiyer safhanın oral bulguları etrafında psödoepitelyal hiperplazinin
olduğu yüzey ülserasyonlarıdır
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 33
34. TÃœBERKÃœLOZ
 Kronik, granülomatöz sistemik, bakteriyal bir
hastalıktır.
 Etken Mycobacterium tuberculosis’tir
 1940’larda antibiyotiklerin keşfi ile insidansı
oldukça düşmüştür
 Bununla beraber 1980’lerden itibaren HIV gibi
hastalıklarla ilişkili olarak görülme sıklığı
anormal yükselmiştir
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 34
35. PATOGENEZ:
 Aktif hastalık döneminde olup olmadığı ayırt edilmelidir
 Primer enfeksiyon daha önce bu ajanla hiç karşılaşmamış
bireylerde görülür ve sıklıkla da akciğerler etkilenir, bu organda
lokalize, fibrokalsifiye nodüller oluşur
 Bu nodüller içinde canlı organizmalar kalabilir ve yıllarca bu
durum edebilir
 Primer hastalıktan aktif hastalığa geçiş oranı %5 - %10
arasındadır, organizmaların reaktivasyonundan da genellikle
immünsüprese durumlar mesuldur
 AIDS, yaşlılık, yoksulluk ve kalabalık ortamlar primer hastalığın
sekonder hastalığa geçişine etkendir
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 35
36. Bulaşıcılık:
- Mikroorganizmaların inhalasyonu
- Kontamine sütü içmek veya süt ürünlerini
yemek (sığır TB)
- Kan, tükürük ve idrar gibi vücut sıvılarına
direkt temas
- Kan nakli
- Anneden fetüsa (transplasental)
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 36
37. KLİNİK ÖZELLİKLERİ:
1. Primer TB: Genellikle asemptomatiktir. AteÅŸ ve plevral
efüsyon olabilir
2. Sekonder TB:
ï‚ž AkceÄŸer apeksinde lokalizedir, bununla beraber lenfatik
ve vasküler yollarla değişik yerlere yayılabilir
 Düşük ateş, gece terlemesi, halsizlik, anoreksia ve kilo
kaybı
 Extrapulmonar TB yaygın bir durumdur ve cilt, lenf
nodu, kemik, böbrek, Gİ yol ve baş&boyun bölgelerinde
görülebilir
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 37
38. TB oral lezyonları:
 En sık görülen formu kronik ağrısız
ülserdir
 Nodüler, granüler veya hatta
lökoplakik alanlar şeklinde de
görülebilir
 Primer TB sıklıkla diş etini veya çekim
alanını etkiler
 Sekonder TB lezyonları sıklıkla
damakta, dilde ve dudakta görülür
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 38
39. ï‚ž Drinking milk contaminated
with M. Bovis ile kontamine
sütün içilmesi servikal ve
orofaringeal lenf nodlarının
enfeksiyonuna neden olur,
Scrofula.
 Bazen belirgin kazeöz
nekrozlar oluşur ve cillte çok
sayıda fistüller görülür
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 39
40. CANCRUM ORIS
 Orafasiyal dokuların ve çenelerin akut, hızlı
ilerleyen, lokalize, bakteriyal enfeksiyonudur
 Etken mikroorganizmalar – Fusobacterium
necrophorum, F.nucleatum ve Prevotella intermedia.
 Predispoze faktörler fakirlik, kötü beslenme, kötü
ağız hijyeni, yakın zamanda geçirilmiş hastalık,
malignansi ve AIDS gibi bağışıklık sisteminin
baskılandığı durumlar
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 40
41. KLİNİK ÖZELLİKLERİ:
Yaş: Çocuklar 1 – 10 yaş arası
Cinsiyet: Erkek
Etkilenen bölge:
ï‚ž Genellikle diÅŸ etinde ANUG olarak baÅŸlar, daha sonra fasyal
ve lingual yönde komşu yumuşak dokulara yayılır
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 41
42. Bulgular:
 ANUG olarak başlar ve çevre yumuşak
dokulara yayılır
 Nekroz doku derinliklerine yayıldıkça
mavi-siyah renklenmeler cilt üzerinde
görülmeye başlar
 Komşu kemik dokuya yayılım oldukça
renk sararmaya baÅŸlar
 Diğer bulguları – ateş, koku, ağrı,
halsizlik ve bölgesel lenf adenopati
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 42
44. KANDÄ°DÄ°AZÄ°S
 Fungal organizmaların neden olduğu
enfeksiyonlar için kullanılır
 En yaygın görülen oral fungal
enfeksiyonudur
ï‚ž Oral florada bulunan bir m.o.
 Sistemik hastalığı olanlarda veya sağlıklı
bireylerde görülebilir
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 44
45. Görülmesini kolaylaştıran etkenler:
a) Lokal etkenler :
- Mukozal travma
- Protez kullanımı
- Protez hijyeni
- Karbonhidrattan zengin diyet
- İlaçlar(geniş spektrumlu antibiyotikler, steroidler,
immünsüpresantlar/sitotoksik ajanlar)
- Kserostomi
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 45
46. b) Sistemik etkenler:
- Demir eksikliÄŸi anemisi
- Megaloblastik anemi
- Akut lösemi
- Diabetes mellitus
- HIV enfeksiyonu
- Diğer bağışıklık baskılayıcı durumlar
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 46
47. KANDÄ°DÄ°AZÄ°S SINIFLANDIRILMASI
Grup 1 (Oral mukoza ile sınırlı durumlar):
Akut -
- Akut psödomembranöz kandidiazis
- Akut atrofik kandidiazis
Kronik -
- Kronik atrofik kandidiazis
- Kandida ile iliÅŸkili angula ÅŸelitis
- Kronik hiperplastik kandidiazis
Grup 2 (sistemik kandidiazisin oral bulguları)
- Kronik mukokütanöz kandidiazis
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 47
48. AKUT PSÖDOMEMBRANÖZ KANDİDİAZİS
(THRUSH )
 Kandidiazisin en iyi tanımlanmış tipidir
 Yüzey üzerinden kolayca sıyrılabilen beyaz
plak ÅŸeklindedir
 Geniş spektrumlu antibiyotik kullanımı veya
immün sistem baskılanması sonucu görülebilir
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 48
49. ï‚ž Bukkal mukoza, damak ve
dil sırtında görülür
ï‚ž Genellikle asemptomatik
olması ile beraber bazen
mukozada yanma hissi
veya kötü tat hissedilebilir
ï‚ž Yeni doÄŸanlarda bile
görülebilir
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 49
51. 1. AKUT ATROFÄ°K KANDÄ°DÄ°AZÄ°S:
ï‚ž GeniÅŸ spektrumlu antibiyotik
kullanım sonrası görülür
ï‚ž Mukozalarda yanma hissi
 Dil sırtında yaygın şekilde
filiform papillerin kaybı
görülür
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 51
52. 2. MEDIAN RHOMBOID GLOSSITIS:
 Dil sırtı orta hattının etkilendiği,
sınırları belirgin eritematöz bölge
 Sıklıkla asemptomatiktir
 Filiform papillerin kaybına bağlı olarak
eritem
 Bazen, sert damak ve ağız köşesi gibi
yerlerde de bu lezyonlar görülebiliyor
(kronik multifokal kandidiazis).
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 52
53. 3. KRONÄ°K ATROFÄ°K KANDÄ°DÄ°AZÄ°S:
 Sıklıkla da maksillar protez
bölgesinde olmak üzere
protezlerin oturduÄŸu mukozada
deÄŸiÅŸik ÅŸiddette eritem
ï‚ž Genellikle asemptomaitktir
 Hasta hikayesinde uzun süreli
protez kullanımı vardır
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 53
54. 4. ANGULAR ÅžELÄ°TÄ°S:
 Perleş olarak da adlandırılır
 Ağız köşelerinde eritem, çatlaklar
ile karakterizedir
ï‚ž Hem multifokal kandidiazisle
beraber hem de dikey boyutun
düştüğü yaşlı hastalarda görülür
 Bu bölgelerde biriken tükürük
buraları nemli tutar ve fungal
enfeksiyona açık bırakır
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 54
55. 5. KRONÄ°K HÄ°PERPLASTÄ°K KANDÄ°DÄ°AZÄ°S:
 Tüm tipler arasında en az görülenidir
 Lökoplakiye benzeyen, mukoza
yüzeyinden uzaklaştırılamayan tiptir
(kandidial lökoplaki)
 Daha önceden var olan lökoplakinin
üzerine kandidiazis eklenmesi ile
oluştuğuna inanılmaktadır
 Tanı alınan örneklerde kandidial
hiflerin görülmesi ve lezyonun
antifungal tedaviye olumlu cevap
vermesi ile konulur
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 55
56. KRONİK MUKOKÜTANÖZ KANDİDİAZİS:
 Mukokütanöz kandidiazis olarak
adlandırılan immünolojik hastalığın ağız
bulgusu olarak karşımıza çıkan ciddi
kandidial enfeksiyondur
 Otozomal resesif hastalıktır
 Yaşamın erken dönemlerinde immün
disfonksiyon açığa çıkar, hastanın ağzında,
tırnaklarında, cildinde ve diğer mukoza
yüzeylerinde lezyonlar görülür
 Oral lezyonlar kalın, sabit beyaz yama
ÅŸeklindedir
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 56
57. EKSFOLYATÄ°F SÄ°TOLOJÄ°:
 PAS boyası ile kandidial hifler gösterilebilir
 PAS ile hifler mor renkte görülürler
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 57
59. 1. Herpes simpleks enfeksiyonu
2. Varicella
3. Herpes zoster
4. İnfeksiyöz mononükleozis
5. Enterovirus enfeksiyonları
- Herpanjina
- El Ayak & Ağız hastalığı
- Rubeola & Rubella
- HIV
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 59
60. HERPES SÄ°MPLEKS Ä°NFEKSÄ°YONU
 ETKEN: Herpes simplex virüs (HSV) – DNA virüs.
 İnsan herpes virüs familyasının üyesidir (HHV)
 Ailenin diğer üyeleri varisella-zoster virus,
Epstein-Barr virus, Sitomegalovirus
 İnsanlar bilinen tek doğal kaynaktır, konakçıda
uzun yıllar kalabilirler ve peryodik olarak aktive
olabilirler
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 60
61. HSV TÄ°PLERÄ°
Herpes simplex virus – 1:
 Tükürük ile yayılır
 Bel bölgesinin üstünü etkileyen lezyonlar yüzde,
ağız içinde, farinkste, göz bölgesinde ve ciltte
lezyonlara neden olur
Herpes simplex virus – 2:
 Cinsel ilişki ile geçer
 Bel altı bölgeleri etkiler
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 61
62. PATOGENEZ
 HSV infeksiyonlarının 2 farklı görülme şekli
vardır.
1. Primer infeksiyon:
- Virüs ile ilk karşılaşma
- Genç yaşlarda görülür, sıklıkla
asemptomatiktir
- Virüs duyu sinirleri boyunca yerleşir ve
ganglialara taşınır
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 62
63. 2. Sekonder / rekürrent infeksiyon:
- Gangliada yerleşmiş virüs reaktive olur
- Her zaman semptomatik değildir ; bazen hastalar virüsü
tükürük yolu ile bulaştırabilirler
Virüs reaktivasyonuna neden olan predispoze faktörler:
1. Ä°leri yaÅŸ
2. UV ışık
3. Duygusal stresler
4. Travma
5. Menstruasyon
6. Sistemik hastalıklar veya malignansi
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 63
64. HERPETÄ°K GÄ°NGÄ°VOSTOMATÄ°TÄ°S
 Primer HSV infeksiyonunun en yaygın görülen
ÅŸeklidir
 3 – 9 günlük inkübasyon süresi vardır
Etkilenen alanlar:
 Hareketli ve hareketsiz mukozayı etkiler
ï‚ž Primer olarak diÅŸ eti, labial mukoza, vermilyon
bölgesi ve damak
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 64
65. Bulgular:
 Prodromal semptomları – titremenin
eşlik ettiği ateş, mide bulantısı,
anoreksiya ve servlikal lenfadenopati
 Toplu iğne başı kadar ufak, daha
sonra birleşen ve çok sayıda olan
kırmızı lezyonlar
 Tüm vakalarda diş etki kırmızı,
büyümüş ve ağrılıdır
 Dudak lezyonları vermilyon alanına
kadar uzanabilir
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 65
66. REKÃœRRENT HERPES LABÄ°ALÄ°S
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 66
• Hem primer alanda hem de bitişik
dokularda görülebilir
•En yaygın görülen yer vermilyon bölgesi ve
bitişik dudak bölgesidir
• Çok sayıda, ufak, eritematöz papüller
meydana gelir, içi sıvı dolu veziküller oluşur
•Veziküller 2 – 3 gün içinde parçalanır v e7
günde iyileşme görülür
67. HERPETIC WHITLOW-
DOLAMA
 Daha az yaygın görülür
 Baş parmak veya parmakların
infeksiyonudur
ï‚ž Orofasiyal HSV infeksiyonu
geçiren çocuklarda kendiliğinden
bölgede inoküle olması
 İnfekte hasta ile temasa geçen,
eldiven giymeyen hekimlerde de
görülebilir
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 67
68. TeÅŸhis :
 En yaygın kullanılan yöntemler – sitolojik smear ve
doku biyopsisi
 En az invaziv ve ucu olması nedeniyle Sitosmear en
iyi yöntemdir
ï‚ž Histolojik deÄŸiÅŸiklikler karakteristiktir ve
epitelyumda sadece VZV benzer deÄŸiÅŸikliklere
neden olmaktadır
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 68
69. VARICELLA (Su çiçeği)
(Chickenpox)
 VZV bir çok bakımdan HSV ile benzerdir
 Suçiçeğinin prime enfeksiyonu VZV.
ï‚ž Gangliada bulunan VZV reaktivasyonu sonucunda
meydana gelen infeksiyon Herpes zoster veya
Shingles olarak adlandırılır
 VZV damlacık yolu ile veya doğrudan temas ile
bulaşır
 10 – 21 günlük inkübasyon süresi vardır
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 69
71. Semptomları :
 Eritem, vezikül, püstül ve kabuklanma
tüm lezyonların geçirdiği safhalardır
 Vezikül etrafında eritem zon vardır
 HSV aksi olarak, veziküller 3 – 4 gün
süresince çıkmaya devam eder
ï‚ž Yani eski lezyonlar ile yeni oluÅŸan
lezyonlar birbirine karışır
 Veziküllerin çıkmasında 2 gün
öncesinden tüm veziküller kabuklanana
kadar birey bulaştırıcıdır
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 71
72. Ağız bulguları:
 Ağız lezyonları yaygındır ve cilt
lezyonlarından önce görülebilir
 Damak ve bukkal mukoza en yaygın
görülen yerlerdir
 3 – 4 mm opak beyaz lezyonlar daha
sonra patlar ve 1 – 3 mm’lik ülsere
alan döner
 VZV oral lezyonları nadiren ağrılı
olması nedeniyle HSV
enfeksiyonundan kolayca ayrılabilir
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 72
73. Komplikasyonları:
1.Çocuklarda:
- Sekonder cilt enfeksiyonları
- Ensefalit
- Pnömoni
2. YetiÅŸkinlerde:
- Varisella pneumonitis
- Ensefalit
- Pnömoni
- Düşük veya konjenital defekt
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 73
74. TeÅŸhis:
 Son 3 hafta içinde VZV infeksiyonu geçirme
hikayesi
 Vezikülleri karakteristiktir
 Veziküler sıvılardan alınan örneklerde
epitelyal hücrelerde sitopatolojik değişiklikler
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 74
75. HERPES ZOSTER
(Shingles)
ï‚ž Primer VZV infeksiyonu duyu sinirlerine
yerleÅŸir ve buradan dorsal spinal gangliona
taşınır.
ï‚ž Herpes zoster infeksiyonu VZV
reaktivasyonu sonucu meydan gelir
 HSV’den farklı olarak, genellikle sadece bir
kere rekürens görülür
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 75
77. Semptomları:
 Viral infeksiyon üç safhada meydan gelir – prodromal,
akut and kronik
ï‚ž A. Prodromal:
 Gangliyonda virüs replikasyonu meydan gelir,
ganglionitis meydana gelir, şiddetli nevralji görülür
(cilt lezyonlarından önce ağrı görülür)
 Virüs sinirden ilerledikçe ağrı da şiddetlenmektedir
 Ağıya ateş, halsizlik ve baş ağrısı eşilik eder, 3 – 4 gün
sonrada cilt / mukoza lezyonları meydan gelir
 Tipik olarak sadece bir bölge etkilenir
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 77
78. B. Akut safha:
 Prodromal safhadadan 1 – 4 gün sonra
ortaya çıkar, eritematöz tabanlı vezikül
toplulukları ciltte görülür
 3 – 4 gün içinde püstülleşir, ülsere olur ve
7 – 10 gün sonra kabuklaşma görülür
ï‚ž Lezyon duyusal sinirin yolu boyunca
görülür ve orta hatta durur
 2 – 3 haftada skar dokusu bırakarak
iyileşme görülür
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 78
79. Ağız bulguları:
ï‚ž Trigeminal sinir etkilenmiÅŸ ise oral
lezyonlar görülür
 Hareketli veya yapışık mukozada
görülebilir
 Su çiçeğinde olduğu gibi 1 – 4 mm’lik
opak veziküller oluşur, rüptüre olduktan
sonra ülserler meydana gelir
RAMSAY HUNT SENDROMU –
dış kulak yolu deri bölgesi lezyonları,
fasyal paraliz, iÅŸitme bozukluÄŸu ve vertigo
kombinasyonu
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 79
80. TeÅŸhis:
ï‚ž Klinik bulgusu tipiktir
 Virüs kültürü yapılır (en az 24 saat sürer
sonuç almak).
 Sitosmear yapılır
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 80
81. İNFEKSİYÖZ
MONONÃœKLEOZÄ°S
(Glandular fever)
 EBV’ne maruz kalınması sonucu meydana gelir
 Bulaşıcılık – öpüşmek gibi yakın temas, kontamine
tükürük ile
 Çocukluk döneminde maruz kalındığında
asemptomatik seyreder.
 Semptomatik enfeksiyonlara genç erişkinlerde
rastlanılır
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 81
82. KLİNİK ÖZELLİKLERİ; -
Yaş: çocuklarda
Etkilenen bölge:
ï‚ž Anteryor ve posteryor servikal lenf
nodları ile beraber orofaringeal tonsiller
 İntraoral – sert damak ve diş eti
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 82
83. Bulgular:
1. Sistemik =
ï‚ž AteÅŸ, lenfadenopati, faranjit, rinit,
öksürük, hepatosplenomegali.
 Olguların %90’ında anteryor ve
posteryor servikal lenf nodlarında
belirgin, simetrik, hassas ÅŸiÅŸlik
2. Oral =
ï‚ž Sert veya yumuÅŸak damakta peteÅŸi
ve orofaringeal tonsillerde ÅŸiÅŸlik
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 83
84. TEÅžHÄ°S: -
 Tanı kliniğe göre konulur
 Klasik serolojik bulgusu – Paul – Bunnell
heterophil antibodi varlığı, etkilenen
hastaların %90’ında vardır
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 84
85. KIZAMIK-RUBEOLA/MEASLES
 Paramiksovirusların neden olduğu viral
infeksiyondur
 Kızamık aşısının kullanılması ile görülme sıklığı
dramatik şekilde düşmüştür
 10 - 12 günlük inkübasyon periodu vardır
 Klinik özellikleri:
Yaş: genç çocuklarda
Etkilenen bölge: Yüz, ekstremiteler ve gövde
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 85
86. Bulgular:
 Vakaların çoğu ilkbaharda görülür ve
damlacık yolu ile yayılır
 Ateş, halsizlik, öksürük ve burun akması
 Lekeler birkaç gün sonra ortaya çıkar ve 4 –
7 günde kaybolur, ilk önce yüzde sonra
gövde ve ekstremitelerde görülür
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 86
87. Oral bulgular:
ï‚ž YumuÅŸak damak, labial ve
bukkal mukozada çok sayıda
mukozal eritem alanları
(Koplik lekeleri).
 Bu bölgelerde mavimsi beyaz
maküller görülebilir.
ï‚ž Lekeler epitelyal nekroz
alanlarının göstergesidir
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 87
89. HERPANJÄ°NA
 Coxackievirus A veya B veya echovirusler – tüm
bunlar enterovirus ailesinin üyesidir
KLİNİK ÖZELLİKLERİ: -
Yaş : çocuklar & genç erişkinler
Etkilenen bölge:
ï‚ž Oral lezyonlar esas olarak yumuÅŸak damak ve
tonsillar bölgelerde görülür, primer olarak sistemik
etkileri görülür
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 89
90. Bulgular::
 Belirgin göğüs hastalığı, disfaji ve
ateÅŸ.
 Bazen kusma, miyalji ve başağrısı
 Oral lezyonlar 2-4 mm ebatlarında,
kırmızı maküller şeklindedir, çabucak
ülsere olan frajil veziküller
 Sistemik bulguları birkaç gün içinde
kaybolur ve ülserler 7 – 10 günde
iyileÅŸir
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 90
91. ACQUIRED IMMUNODEFICIENCY
SYNDROME (AIDS)- KAZANILMIÅž
Ä°MMÃœN YETMEZLÄ°K SENDROMU
 Dünya genelinde 25 milyon hasta olduğu tahmin
edilmektedir
 %100 ölümcül bir hastalıktır
BULAÅžICILIK:
1. Cinsel temas
2. Enfekte kan/kan ürünleri
3. IV uyuşturucu bağımlılığı
4. Transplasental geçiş
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 91
92. AÄžIZ BULGULARI
Grup 1 (HIV ile çok güçlü bağlantısı olan lezyonlar):
1. Oral kandidal infeksiyonlar
- Eritematöz
- Hiperplastik
- Pseudomembranöz
2. Saçlı lökoplaki
3.HIV iliÅŸkili periodontitis
- HIV gingivitis
- HIV periodontitis
- Nekrotize ülseratif gingivitis
- Nekrotize ülseratif stomatitis
4. Kaposi sarcoma
5. Non-Hodgkin’s lenfoma
Doç. Dr. Fatih ÖZAN 92
Tabes dorsali: bir sinir sistemi hastalığıdır. frengi ilerleÂdikçe, hastada ataksi baÅŸlar (hareketleri ayarlı, uyumlu deÄŸildir) ve yürürken, ayağını fazla yukarı kaldırır, yere ÅŸidÂdetle basar, bacaklarının kontrolünü kayÂbetmiÅŸ gibidir. kol ve bacaklarının duÂrumunu anlayamaz ve bundan ötürü, gözleri kapalıyken ayakta durmaya çaÂlışsa, sallanıp düşer (romberg bulgusu).