2. Yazar Hakkında
1952 yılında Erzurum’da doğdu.
Lisans eğitimini Ankara Üniversitesi’nde tamamladı (1974).
Yüksek lisansını Üniversity of Wisconsin’de (1978) ve
Doktorasını The University of Chicago’da (1983) yaptı.
1983 yılında ODTÜ Felsefe Bölümü’nde göreve başladı.
1984’de Yardımcı Doçent, 1987’de Doçent ve 1993’te Profesör
oldu. 1985’de ChicagoÜniversitesinde, 1995-99 arasında
Malezya Uluslar arası İslamDüşüncesi ve Medeniyeti
Enstitüsü’nde görev yaptı.
3. Nerden Gelir Bu Mesele
Bilginin islamileştirilmesi meselesi kavramsal düzeyde
20.yy gibi ortaya çıkmış olsa da aslında tarihi bir geçmişi
vardır.
Bu da Osmanlı Devletinin son dönemlerine dayandırılır.
Batı’daki bilimsel gelişmeler ve batının dünyagörüşü ve
bazı etkenler Osmanlının geri kalmasına neden olmuştur.
4. Bu bağlamda C. Afgani ve halefleri M. Abduh ile Reşit
Riza bazı görüşler beyan etmişlerdir.
Bu görüşlerin ortak paydası, ana hatlarıyla İslâmî ilkeler
üzerinden modern bilimin mahiyetinin tartışılarak İslâm
dünyasının Batı uygarlığı karşısındaki “yenik durumunu
ve geri kalmışlığını” (Aktay, 2004, 131) bertaraf etmektir.
5. Ayrıca Nakib al-Attas, İsmail R. Farûkî ve S. Hüseyin
Nasr gibi âlimler, epistemolojik ve ontolojik bir bağlam
dâhilinde (çağdaş) bilginin İslâmîleştirilmesi mevzusunu
ileri sürmüşlerdir.
Nakıb al-Attas Alparslan Açıkgenç’in bu kitabı
hazırlamasında görüşlerini ve fikirlerini sunmuştur.
6. Faruki ve Bilginin İslamileştirilmesi
Faruki meseleye biraz siyasi taraftan bakmış ve
dolayısıyla sağlam bir temeli olmamıştır.
İslam dünyasının sınırları cetvelle çizildi ve başına batı
kafalı insanlar getirildi, islam coğrayası söürüldü, cahil
bırakıldı gibi bir yaklaşım izlemiştir.
Oysaki bu meseleyi daha sağlam temellendirmek
gerekirdi.
7. Bilgiyi Keşif Süreci
Bilgi bir insana, bir topluluğa ya da bir medeniyete ait
olabilir mi ?
Bilginin mevcudiyeti ve Kant’ın a priori kavramına atıfta
bulunma, Kant öncel bilgilere sahibiz der,
Buna karşılık bir örnek temsil etmesi açısından Şüphesiz
ölüleri ancak biz diriltiriz. Onların yaptıkları her işi,
bıraktıkları her izi yazarız. Biz, her şeyi apaçık bir kitapta
(levh-i mahfuz'da) sayıp yazmışızdır. (Yasin-12)
8. Burada (bilgi adına) Kainat kitabında tüm bilginin var
olduğunu söyleyebilirim.
Hiç okumadığınız bir kitabın sayfasını açıp sedece bir
kelime bulalım.
9. Bilginin Keşfi
•Evet şimdi bu kitapta
bir bilgi keşfettik.
•Var olan bir bilgiyi
keşfettik ve bu keşifte
belli süreçlerden geçtik.
•Keşifinde
bulunduğumuz bilgi bizi
öncesi ve sonrasındaki
bilgileri de keşfetmeye
yönlendirdi.
10. Bilgiyi Keşfetmek
Şimdi bu durumda bilgi bir insana, bir topluma ya da bir
medeniyete ait olabilir mi?
Kitap örneğindeki buluduğumuz o cümleye benim
cümlem diyebilir miyiz?
Akademik olarak bunu yaparsak intihal yapmış oluruz.
Kainat kitabında da aslında bilgiyi bir yere ait yapmak da
bundan farklı değildir.
11. Bilgi ve Bilim
Bilgiler keşfedilir ve bu bilgiler belli bir dünyagörüşü ve
yorumla geliştirilir sistemleşir ve bilim ortaya çıkar.
Bilgi Bilgiyi Keşif Geliştirme Sistemleştirme
Bilim
12. Bilim
Peki bilim bir insana bir topluluğa ya da bir medeniyete
ait olabilir mi?
Burada bilgiyi keşfedip onu işleyip ve ona kendi
dünyagörüşünü de eklemlediği için bilim bir yere ait
olabilir.
13. Dünyagörüşü
Burada ve kitapta da dünyagörüşü çok temel bir yere
sahiptir.
Ana hatlarıyla psikolojik, toplumsal ve eğitimsel etkenler
bizim dünyagörüşümüzü oluşturur.
Buradan bilinçli bir dünyagörüşü oluşmayacağını
söyleyebiliriz. Yani sosyalleşme sürecinde dünyagörüşüne
sahip oluyoruz.
Bilinçli inşa edilen dünyagörüşü ŞEFFAF
dünyagörüşüdür.
14. İslam Dünyagörüşü
Herşey apaçık bir kitapta yazıldır. (Yasin-12)
Oku yaradan Rabbinin adıyla oku. (Alak-1) (tefekkür)
İslamın kur-an ve hadisi temel alan bir dünyagörüşü
vardır.
Her dünyagörüşünde bilimsel faaliyet doğmaz. (cahiliye,
ortaçağ avrupası)
15. İslami Bilim
İslami bilimin doğduğu çerçeve islami dünyagörüşüdür.
Ancak bunun belli bir geleneği, kavramlar yumağı,
yöntemi ve kuramı olmalıdır.
İslamiyetin doğduğu ve sonrasındaki dönemide kapsayan
yüzyılda kavramlar yumağı ve bir gelenek oluştuğundan
bahsediliyor.
16. Şimdiki Müslümanlar
Kitapta şimdiki müslümamların şeffaf dünyagörüşüne
sahip olmadığı belirtiliyor.
Sahip olsa dahi bağlandığı kavramlar ve gelenek Batı
kaynaklı ve Batı yönlü oluyor.
17. Tefekkür Meselesi
Bildiğimiz gibi batı delicesine rasyonel ve delicesine akıla
bağlı çalışır.
Fakat kainat sadece akılla anlaşılacak kadar basit değidir.
Akılda arızalı birçok durum olabilir (Aklım karıştı,kafam
karıştı, aklım durdu vs).
Kur-an kalbi daha merkeze koyar.
(Seni yalanlayanlar) hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı? Zira
dolaşsalardı elbette düşünecek kalpleri ve işitecek
kulakları olurdu. Ama gerçek şu ki, gözler kör olmaz;
lâkin göğüsler içindeki kalpler kör olur.
18. Akşemseddin ve Pasteur
Meddet-ül Hayat eserinden
(Hastalıkların insanlarda teker teker ortaya çıktığını sanmak hatadır.
Hastalık, insandan insana bulaşmak suretiyle geçer. Bu bulaşma, gözle
görülmeyecek kadar küçük, fakat canlı tohumlar vasıtasıyla olur.)
Pasteur deney ve gözlem (akılsal bir araç) ile mikrobu
keşfediyor (kuduz aşısını da bulan kişidir).
Burada İslam dünyagörüşü ve Batı dünyagörüşü
arasındaki temel fark dile getirilmeye çalışılmıştır.
19. İthal Bilgi ve Bilim
Bilimler ithal edilerek geliştirilemez!
Bilgiyi yeniden keşfederek kendi yorum ve
dünyagörüşümüz ile yoğurmamız ancak bir gelişim sağlar.
Arının bir sinek olduğunu sanarken arının beni sokması ve
iğnesi olduğu bilgisini keşfetmem.
Burada ki bilgi edinme sürecini yaşamamız gerekir. Ve
buradan bilimsel kavramlar üretebilmemiz gerekir.
20. Bugün ki müslüman bilim insanları batının geliştirdiği
bilimsel kavramlar ile çalışır. Bu durum da bizim kavram
ve bilim geliştirememize engel olur bir nevi köreltmeye
sebep olur.
Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Öyleyse bilim ve
bilimsel faaliyet içinde bu geçerlidir. (Her insan aynı
dünyagörüşüne sahip değildir).
21. Bilgi Sosyolojisi ile İrtibatı
Kitap epistemolojik açıdan bilgi ve bilim üzerinde
durmuştur ve bilginin dünyagörüşü ile yoğurulması
sürecini kavramsal olarak analiz etmiştir.
Bilginin, bilimsel olmasına doğru giden süreci kavamlarla
açıklamıştır.
22. İlgi, Merak, Hayalgücü
•Anne babalar çocuklarına
icat çıkarma başıma dedi,
meraklı melahat dedi,
•Öğretmen Mor inek çizen
bir öğrenciyi azarladı,
•Kaynak yok diye hocası
çok meraklı olduğu bir
konuyu öğrenciye vermedi.
23. Merak ve İlgi Keşfe Götürür
Bilgi keşfedilerek ve deneyimlenerek tanımlanır.