2. Günümüzde BDE'den o kadar fazla
bahsedilmektedir ki, onsuz bir öğretim çok kısır
kalacak gibi gözükmektedir.
Bilgisayar öğretim hizmetinde “Bilgisayar
Eğitimi”, “Bilgisayarla Eğitim” ve “Bilgisayar
Destekli Eğitim” olmak üzere üç değişik biçimde
kullanılmaktadır.
Bizler size BDE hakkında konuşacağız…
3. Bilgisayar Destekli Eğitim “öğrencinin bir
bilgisayar başında, öğrencilerin
gösterebilecekleri türlü tepkiler göz önünde
bulundurularak hazırlanmış bir ders yazılımı ile
karşılıklı etkileşimde bulunarak kendi öğrenme
hızına göre kullanabildiği öğretim türü, bu
soruna ilişkin uygulama ve araştırma alanı”
olarak tanımlanabilir.
Başka bir deyişle ;
4. Eğitimde bilgisayar aracılığı ile konuların
öğrencilere tanıtılıp öğretilmesi, bilgilerin ölçülüp
değerlendirilmesi olayına Bilgisayar Destekli
Eğitim” denilmektedir.
Sonuç olarak BDE denildiğinde “eğitim öğretim
etkinlikleri sırasında eğitimi zenginleştirmek ve
kalitesini yükseltmek için öğretmene yardımcı bir
araç” olarak bilgisayarlardan yararlanılması
anlaşılmak tadır.
5. Yaşam boyu öğrenme ihtiyacındaki bilgi çağı
bireylerin artan eğitim ihtiyacının
karşılanmasında, kullanımı adeta zorunluluk
haline gelen bilgi ve iletişim teknolojileri
bilgisayar destekli eğitim (BDE), bilgisayar
destekli öğretim (BDÖ) gibi çeşitli kavramların
ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Bilgisayar destekli eğitim, temel olarak eğitim
teknolojisi kapsamında ele alınmaktadır .
6. Öğrenme ilkesi ile ilgili kuram ve
uygulamalar bireylerin duyuları aracılığı ile
belirli eğitsel ilkeler doğrultusunda
edindikleri zengin içerikli deneyimlerin
önemini vurgulamaktadır.
7. Yapılan araştırmalar bireylerin:
Okuduklarının %10’unu
Duyduklarının %20’sini
Gördüklerinin %30’unu
Duyduklarının ve gördüklerinin %50’sini
Söylediklerinin %70’ini
Söylediklerinin ve yaptıklarının %90’ını
hatırlayabildiğini göstermektedir.
8. Bilgisayarların eğitim amaçlı kullanımını ele alan
BDE kavramı genel olarak bilgisayarların
ders içeriklerini doğrudan sunma,
başka yöntemlerle öğrenilenleri tekrar etme
problem çözme,
araştırma yapma ve benzeri etkinliklerde
öğrenme-öğretme aracı olarak kullanılması ile
ilgili uygulamalardır.
9. BDE’nin amaçları:
Öğrencinin motivasyonunu artırmak
Öğrencinin bilimsel düşünme yeteneğini
geliştirmek
Gurup çalışmalarını desteklemek
Öğretme yöntemlerini genişletmek
Öğrencinin kendi kendine öğrenme yeteneğini
geliştirmek
Öğrencinin ileri düzey düşünme becerisinin
geliştirilmesini desteklemek
10. Geleneksel öğretim yöntemlerini daha etkili hale
getirmek
Öğrenme sürecini hızlandırmak
Zengin bir materyal sağlamak
Ucuz ve etkili öğretimi gerçekleştirmek
Gereksinmeye dayalı öğretimi gerçekleştirmek
Telafi edici öğretimi sağlamak
Bireysel öğretimi gerçekleştirmek
12. DAVRANIŞCI ÖĞRENME
KURAMI
Davranışcı kuramlar öğrenme kavramını
“uyarıcılarla davranışlar arasında bir bağ kurma
süreci” olarak tanımlamışlar ve öğrenmenin
kalıcı bir duruma gelebilmesi için uyarıcılar ile
uyarıcılara karşı yapılan davranışlar arasında
oluşan bağın güçlenmesi gerektiğini
belirtmişlerdir.
13. Davranışçı kuramlar genellikle öğrenilmiş fiziki
davranışlar üzerine temellenmektedir.
Ör. Bireyin gözüne şiddetli bir ışık geldiğinde göz
kapaklarını hemen kapatması davranışçı
kuramlar ile açıklanabilecek bir öğrenmeyi
betimlemektedir.
14. Davranışcı akımın ilk temsilcilerinden biri
Watson’dur.
Watson problem çözen bir çocuğun doğru yanıtı
bulmadan önce bir çok hata yapabileceğini ve
hata yapmasının öğrenmeye yardımcı
olabileceğini savunmuştur.
Watson deneme yanılma yoluyla öğrenmenin
gerçekleşebileceğini savunmuştur.
15. Watsonun çalışma zamanına paralel olarak
Thorndike tepkinin birey üzerinde bıraktığı etki
konusuna daha fazla önem vermiştir.
Ona göre tepkiden elde edilen doyum davranışın
tekrar edilme sıklığını artırır.
Eğer tepkiden tatmin olmuyorsa yeni yollar
arayacağını savunmuştur.
16. Bilişsel Kuramlar
Davranışcı kuram öğrenmeyi dış etkilerle elde
edilen bir sonuç olarak görmesine karşın,
çağdaş bilişsel yaklaşımda öğrenme,insanın
beyninde bir sinir sisteminde oluşan bir iç süreç
olarak yorumlanmaktadır.
Bilişsel öğrenme kuramcıları, davranış
kuramcılarının aksine, öğrencilerin sunulan
bilgileri alan edilgen bireyler olmadığı bireylerin
bilgiyi duyu organları ile aldığını,bu bilgileri
kodladığını, hafızaya kaydettiğini ve gerektiğinde
hafızadan geri çağırıp kullandıklarını ileri
sürmüşlerdir.
17. Bilişsel kuramlar öğrenme olayını açıklarken
aşağıdaki temel noktalara işaret etmektedirler:
Öğrenen dış uyarıcıların pasif bir alıcısı değil,
onların özümleyicisi ve davranışların aktif
oluşturucusudur.
Öğrenen kendi öğrenmesinde sorumluluk
taşıyan, verileni olduğu gibi alan değil; verilerin
bilgiler arasında, uygun olanları seçen ve
işleyendir.
Öğrenen kendisine kazandırılmak istenen bir ilke
de olsa, onun anlamını bulmak, diğer ilkelerle
ilişkisini kurarak ve daha önce öğrendikleriyle
bağdaştırarak ona anlam vermek zorundadır.
18. Oluşturmacı Kuramlar
Öğrenme konusunda oluşturmacı
yaklaşımlar;
Bilişsel ve davranışsal kuramların öğrenme
sürecinde getirdiği açıklamaları yeterli
bulmayarak öğrenme sürecinde bireyin daha
aktif rol alması gerektiğini, ayrıca bilginin birey
tarafından yalnız başına oluşturmayacağını,
bireyin içinde yaşadığı toplumunda bilginin
oluşturulmasında etkili olduğu belirtmektedir.
19. Oluşturmacı kuram da, bireyler karşılaştıkları
yeni bilgileri önce mevcut olan bilgileri ile
karşılaştırırlar.
Yeni bilgi mevcut bilgiler ile uyum gösteriyorsa
hafızalarına yeni bilgiyi yerleştirirler.
Oluşturmacı kuramlar ise 20. yüzyılın sonlarına
doğru Piaget, Bruner ve Vygotsky’nin çalışmaları
ile alanyazına dahil olmuştur.
20. Eğitim ortamlarının kuramlara göre değişimi
incelendiğinde ise;
Davranışcı kuram öğretimin geleneksel
ortamlarda meydana gelebileceğini belirtirken
Bilişsel kuram teknolojinin eğitim ortamlarına
girmesini gerekli kılmaktadır
Oluşturmacı kuram ise eğitim ortamlarının
etkileşimli olması gerektiğini belirtirken
bilgisayardan eğitim ortamlarında her türlü amaç
için yararlanılması gerektiğini belirtmektedir
21. Oluşturmacı kuramlar öğrencinin öğrenme
sürecinde etkin bir rol almasını, sınıf içinde
düzenlenen grup çalışmalarına katılmasını
ve çevre ile etkileşime girmesi gerektiğini
ileri sürmektedirler.
22. Kuramlarda Öğretmen;
Davranışcı kuramlar öğretmenlere öğrenme
ortamlarında disiplin sağlayıcı bir rol yüklemekte ve
öğrenme için gerekli olan bilgilerin dağıtıcısı ve
aktarıcısı olan bir yol yüklemektedir.
Bilişsel kuramlar davranışcı kuramların yüklediği
rolü hafifleterek öğretmen bilgi edinme sürecini
yönlendiren bireyler olarak tanımlamaktadır.
Oluşturmacı kuramlar ise öğretmenleri öğrenciye
yardım eden ve öğrenciler ile işbirliği yaparak,
onlara rehberlik yapan bireyler olarak görmektedir.
23. Oluşturmacı kuramların öğretmen rollerine
getirdiği en büyük değişim ise; öğretmeni
bilgi kaynağı, bilgiyi dağıtan birey olmaktan
çıkarıp öğrencilerin birincil bilgi
kaynaklarına erişimini sağlayan bireyler
haline getirmesidir.
24. Bilgisayar Destekli Eğitimin
Türkiye’deki gelişimi nasıl olmuştur?
Türkiye’de 1984 yılından beri BDE’nin eğitim ve
öğretim kurumlarında uygulanması
gündemdedir.
12-13 Ekim 1987 tarihlerinde İstanbul’da
“Türkiye’de BDE Konferansı” düzenlenmiştir.
25. Türkiye’de BDE çalışmaları ilk olarak bu
konferansta BDE konusunda devlet eğitim
sektörü temsilcileri ve yabancı uzmanlar görüş
alışverişinde bulunmuşlardır.
Günümüzde MEB ‘nca geliştirilen bir çok ortak
proje ile BDE’in yaygınlaşması ve geliştirilmesi
sürmektedir.
27. Öğrencilere kendi hızlarında ve düzeylerinde
ilerleyebilme olanağı verir, dolayısıyla
bireyselleştirilmiş, öğrenci merkezli bir öğretimin
oluşmasına yol açar.
Etkileşim sağladığı için en sıkıcı çalışmaları bile
ilginç kılabilir. Renk ve grafik gibi görsel
uygulamalar sayesinde öğrenme etkili kılınır.
28. Hem anında dönüt sağladığı için, hem de
sağlanan dönüt öğretmeninki gibi herkesin
içinde olmadığı için öğrenciye rahatlık sağlar.
Benzeşimler sayesinde öğrencilere özgün
ortamlar sağlar. Öğrenciler benzeşimler yoluyla
dış dünyaya açılma şansını bulurlar. Sınıf içinde
uygulanması olanaksız ya da tehlikeli olabilecek
deneylerin gerçekleştirilmesinde de BDE
yazılımları kullanılabilir.
29. Bilgisayar Destekli Eğitim uygulamaları
sayesinde öğretmen zamanını daha rahat
kullanabilir.
Yazı tahtasına yazılarak zaman kaybına yol
açan araştırma türü çalışmalar bilgisayar
aracılığıyla verilebilir.
Öte yandan bir konuyu kaçıran öğrenci
öğretmeni rahatsız etmeksizin, aynı konuyu
bilgisayardan işleyebilir.
31. Bilgisayar Destekli Eğitimde öğrencilerin
bilgisayarla birebir etkileşimde olmaları
öğrenciler arası iletişimi engellemekte
dolayısıyla öğrenciler sosyalleşme sürecinden
yoksun kalmaktadırlar.
Bilgisayar yazılımlarında doğru ile yanlış
arasına kesin bir çizgi çizildiği için,öğrenciden
mükemmeliyet beklenir. Bu durumda öğrenciyi
yüreklendirecek ve doğruya yönlendirecek bir
mekanizma yoktur.
32. Bilgisayarla çalışmak kuşkusuz kitap sayfası
çevirerek yapılan çalışmadan daha zordur.
Dolayısıyla Bilgisayar Destekli Eğitim görecek
öğrencilerin önceden bilgisayar okur yazarlığını
kazanmış olmaları gereklidir.
Bilgisayar Destekli Eğitim yazılımları
genellikle yabancı dil ve fen öğretimi alanlarında
yoğunlaşmıştır. Sosyal Bilgiler öğretimi alanında
fazla yazılım geliştirilmemesi bir eksikliktir.
33. Bilgisayar Destekli Eğitimde
Öğretmenin Rolü
Bilgisayar Destekli Eğitimin verimliliğini
sağlamada önemli rol oynayan etmenlerin
başında öğretmen gelmektedir.
Bilgisayar Destekli Eğitim konusunda
öğretmenlerin yaklaşımı ise bu konuda aldıkları
eğitime göre biçimlenmektedir.
34. Öğretmen bir bilgisayarın onarım gerektirdiği
durumu, basit bir müdahaleyle
çözümlenebilecek durumlardan ayırt
edebilmelidir.
Öğretmen donanımdan kaynaklanan
problemleri, yazılımdan kaynaklanan
problemlerden ayırt edebilmelidir.
Öğretmen telefon veya yazıyla kendisine iletilen
ve silme, kopyalama gibi basit işlemlerden
oluşan bir süreci gerçekleştire bilecek beceri
düzeyinde olmalıdır
35. Öğretmen birkaç dakikada çözemeyeceği,
yardıma ihtiyaç gerektiren durumları çok kısa
süre içerisinde teşhis edebilmelidir.
Ancak böylelikle ders içinde ortaya çıkan ve
çözümü zaman alacak bir problemi çözmeye
çalışarak zaman kaybetmesinin önüne geçebilir.