2. SÜREÇ
DOKUZUNCU KALKINMA PLANI (20072013)
2009 YILI PROGRAMI
2 EKİM 2009: DPT İFM STRATEJİ VE EYLEM
PLANININ DEKLERASYONU İLE İSTANBUL
FİNANS MERKEZİ PROJESİ RESMİ OLARAK
BAŞLAMIŞTIR.
3. Uluslararası finans merkezleri
Uluslararası finans merkezleri, dünyanın her yerindeki
kurumların, dünyanın her yerindeki finansal araçları
kullanarak işlem yaptığı yerlerdir.
Dünyada iki şehir uluslararası finans merkezi olarak
kabul edilmektedir; Londra ve New York.
Bu iki şehir dışındaki merkezler, ya bölgesel finans
merkezleridir, veya belli bir finansal ürüne odaklanmış
merkezlerdir.
4. BÖLGESEL FİNANS MERKEZLERİ
Tokyo, Frankfurt, Paris gibi şehirler, canlı ve büyük
finans sektörü varlığına rağmen, “uluslararası” finans
merkezi
olarak
kabul
edilmemektedir.
Bu
şehirler, ekonomileri büyük olan ülkelerde finansal
hareketlerin yoğunlaştığı merkezlerdir.
Bunların dışında, belli hizmet alanlarına odaklanmış
şehirler ve ülkeler vardır. Örneğin, Lüksemburg yatırım
fonu merkezi, Zürih özel bankacılık merkezi, Dublin
operasyonel işlemler merkezi olmuştur.
5. Bölgesel Finans Merkezi
Olarak Türkiye
Türkiye, 2001 krizinin ardından, ekonomik ve siyasi
istikrarı sağlamıştır. Özellikle ekonomik büyüme ve
enflasyon alanında önemli başarılar elde edilmiştir.
Yabancı sabit sermaye ve portföy yatırımlarında rekor
seviyeler
yakalanmıştır.
Ülkemiz
uluslararası
sermayenin ilgi odağıdır.
Bununla beraber, yüksek hızlı büyümenin istikrarlı ve
kalıcı bir biçimde sürdürülebilmesi için öncü
sektörlere ihtiyaç vardır.
6. İSTANBUL VE ULUSLARARASI FİNANS
MERKEZİ OLMAK NEDEN İSTANBUL?
İstanbul, Türkiye’nin doğal finans merkezi
konumundadır. AB üyeliği yolunda ilerleyen
Türkiye, bölgesel konumu itibarıyla Orta
Doğu, Orta Asya, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa
bölgeleri için de önemli ekonomik büyüklüğe
sahip bir ülke konumundadır.
Bölge finansal kaynaklarının toplanması ve yine
bu bölgelere yönlendirilmesi konusunda
İstanbul’un önemli bir merkez olma potansiyeli
bulunmaktadır.
7. Türkiye; genç ve dinamik nüfusu, nitelikli işgücü, jeopolitik
avantajları, hızlı büyüyen ve gelişen ekonomisi, kültürel ve
tarihsel birikimi, gelişmiş piyasaları, finansal ürün, hizmet
ve uygulama çeşitliliği, finans sektöründeki güçlü
düzenleme çerçevesi ile dünyanın önemli ve sayılı finans
merkezleri arasındaki yerini yakın vadede alacaktır.
Türkiye dünyanın 17 nci büyük ekonomisidir. 2008 yılı
sonunda GSYH’sı 741,8 milyar dolara ulaşmıştır. Yapılan
çeşitli uluslararası araştırmalara göre önümüzdeki 40 yıllık
süreç içerisinde Türkiye dünyanın en büyük ilk on
ekonomisi içinde yer alacaktır.
8. İSTANBUL FİNANS MERKEZİ OLMASI
İÇİN ATILACAK ÖNCELİKLİ ADIMLAR
• Öncelik.1; İstanbul’un uluslararası finans
merkezi olması yolunda, uyuşmazlıkların süratli
ve etkin bir şekilde çözümüne yönelik olarak
yargı sisteminde iyileştirmeler sağlanacaktır.
Öncelik.2; İstanbul’da bağımsız ve özerk yapıya
sahip uluslararası alanda rekabet edebilecek
düzeyde kurumsal bir tahkim merkezinin
oluşturulması ve arabuluculuk sisteminin etkin bir
şekilde kullanılması sağlanacaktır.
9. Öncelik.3; İFM Projesinde katkısı bulunacağı
öngörülen tasarıların kanunlaşma süreçlerinin
hızlandırılması yönünde çalışmalar yapılacaktır.
Öncelik.4; Finansal sektör düzenlemelerinde
prensip bazlı anlayış benimsenerek, yasal
altyapının başta AB müktesebatı olmak üzere
uluslararası düzenlemelere ve uygulamalara
uyumu sağlanacaktır.
10. Öncelik.5; Finansal piyasalarda şeffaflık artırılacak
ve yatırımcıları bilgilendirme mekanizmaları
geliştirilecektir.
Öncelik.6; Türkiye’de mevcut olduğu halde, çeşitli
nedenlerle rekabet üstünlüğü yurtdışı piyasalara
kaymış olan finansal ürün ve hizmetler belirlenerek,
bu durumun düzeltilmesine yönelik tedbirler
alınacaktır.
11. Öncelik.7; Türkiye piyasalarında henüz
sunulmayan veya yeterli işlem hacmine
ulaşmamış, İstanbul’u cazip bir finans
merkezi haline getirebilecek, gelişme
potansiyeli yüksek finansal ürün ve
hizmetler için gerekli altyapı
oluşturulacaktır.
14. Uluslararası Finans Merkezi
Olmanın Avantajları (1)
Ekonomik büyümeye katkı yapmaktadır. Uluslararası
finans kurumları ve finans kurumlarına hizmet veren
sektörler (bağımsız denetim, bilgi işlem, vb.) ülkeye yatırım
yapmaktadır.
İstihdam artışı sağlamaktadır. Yeni yatırım yapan
kurumlar iş imkanlarını artırmaktadır.
Uluslararası fon akımları artmakta, düşük maliyetli
finansman kaynaklarına erişim kolaylaşmaktadır.
Hızlı kurulabilmektedir. Finans merkezleri, diğer
sektörlere kıyasla daha az sabit sermaye yatırımı
gerektirmekte, daha hızlı kurulabilmektedir.
15. Uluslararası Finans Merkezi
Olmanın Avantajları (2)
Finans sektöründe verimlilik artışı sağlanmaktadır.
Yabancı kurumların yerli kurumlarla rekabeti
artmakta, işlem maliyetleri gerilemektedir.
Çevreyle barışık bir sektördür. Finans sektörünün
çevre kirliliği üzerine etkileri diğer sektörlere nazaran
daha düşüktür.
16. İMKB-VOB-ALTIN BORSASI
Bu proje kapsamında İMKB VOB ve Altın
borsalarının birleşip tek bir merkez borsa
olması gündeme gelmiştir.
Bu kapsamda globalleşen dünyada spot ve
vadeli piyasaların birleşmesinden doğacak güç
ile ülke olarak rekabet seviyemizin
yükseltilmesi amaçlanmıştır.
17. İFM PROJESİYLE NEYİ
HEDEFLİYORUZ?
Kısa Vade:
İstanbul’un Uluslararası finans merkezi haline
getirilmesi
Orta Vade:
Küresel ölçekte rekabet gücüne sahip bir Türkiye
Uzun vade:
Ülke kalkınmışlık seviyesinin yükseltilmesi ve ülke
refahının arttırılması
21. İşbirlikleri, ortaklıklar, birleşmeler ve
devralmalar küreselleşen dünyada önüne
geçilemeyen oluşumlar haline gelmektedir.
Ekonomik alanda ulusal sınırların ortadan
kalkmasıyla oluşan bu ortamda ancak büyük ve
iddialı oyuncular rekabette öne geçebilmektedir.
Bu yönde gelişmeler dünya ekonomisinde
önemli bir yere sahip olan borsalar arasında da
gerçekleşmektedir.
22. Daha önceleri ülkelerin yerel sınırları içinde ve
farklı alanlarda faaliyet gösteren borsa ve sermaye
piyasası kurumları ulusal bazda birleşmiştir.
Bunu son dönemlerde ise uluslararası, hatta
kıtalararası birleşmeler ve satın almalar izlemiştir.
Zaman içinde, yerel borsaların önemini yitirip
sektördeki paylarını bu büyük oyunculara
bırakması söz konusudur. Bu birleşmelere örnek
olarak bir çok borsaya sayabiliriz.
23. I. Toronto Borsası (TSX)
TSX Group’un sahip olduğu ve işlem gören
şirketlerin piyasa değeri açısından Kuzey
Amerika’nın 3. büyük borsası olan Toronto
Borsası’nın (Toronto Stock Exchange-TSX) kuruluşu
1878’e dayanmaktadır. 1934 yılında Standard
Menkul Kıymet ve Maden Borsası (Standard Stock
and Mining Exchange) Toronto Borsası çatısı
altında birleşmiştir.
24. Türev araçların işlem gördüğü Vancouver
Borsası ve Alberta Borsası, 1999 yılında
Kanada Girişim Borsası (Canadian Venture
Exchange-CDNX) adı altında Birleşmiştir. TSX
Group, 3 Nisan 2000 tarihinde anonim şirket
statüsüne geçmiştir. TSX grubu daha
sonra, Kanada Doğal Gaz Borsası’nı (Natural
Gas Exchange-NGX Canada Inc.) satın almış.
25. 10 Aralık 2007’de ise Toronto Borsası, 428
milyon Kanada Doları ve 15,3 milyon adet TSX
Group hissesi karşılığında Montreal Borsasını
satın alarak yeni bir isim, TMX Group, çatısı
altında birleşeceklerini açıklamıştır. TSX
Group’ta işlem gören şirketlerin 2007 sonu
itibariyle toplam piyasa değeri yaklaşık 2 trilyon
Kanada Doları’dır.
26. II. Singapur Borsası
Singapur’da Mayıs 1973’te Singapur Menkul Kıymet Borsası
(Stock Exchange of Singapore-SES) kurulmuştur. Diğer taraftan
Eylül 1984’te kurulan Singapur Uluslararası Para Borsası
(Singapore International Monetary Exchange-SIMEX), Asya’nın ilk
finansal vadeli işlem borsası olarak faaliyete geçmiştir.
Singapur Menkul Kıymet Borsasının dünyada daha güçlü bir
yapıya kavuşturulması ve spot ile vadeli piyasaların
birlikteliğinden doğabilecek potansiyelin kullanılabilmesi
amacıyla, ülkedeki borsaların birleşmesi kararlaştırılmıştır. Aralık
1999’da, Singapur Menkul Kıymet Borsası ve Singapur
Uluslararası Para Borsası, Singapur Borsası (Singapore
ExchangeSGX) adı altında birleşmiş ve anonim şirket statüsüne
geçmiştir. Bu birleşme Asya-Pasifik bölgesinde gerçekleştirilen ilk
türev ve menkul kıymet borsası birleşmesi olmuştur.
27. VI. İsviçre Borsası
İsviçre’de, Basel, Bern,Cenevre ve Zürih olmak
üzere dört farklı yerel borsa kurulmuştur. 1995
yılında Bern dışındaki yerel borsalar, İsviçre Borsası
(Swiss Exchange-SWX) çatısında birleşmiştir. SWX,
hisse senedi, türev, sabit getirili menkul kıymet,
yatırım fonları ve borsa yatırım fonları alanlarında
faaliyet göstermektedir. SWX ayrıca, Deutsche
Börse ve Dow Jones ile endeks hesaplayıp
yayınlayan STOXX firmasının ortaklarındandır.
Türev işlemleri, SWX ve Deutsche Börse tarafından
kurulan Eurex platformu ile gerçekleştirilmektedir.
28. VII. CME Group
ABD’de vadeli işlem sözleşmesi ve opsiyonlar
üzerine faaliyet gösteren iki borsa Chicago Board
of Trade (CBOT) ve Chicago Merchantile Exchange
(CME) 9 Temmuz 2007 tarihinde CME Group adı
altında birleşmiştir.
1848 yılında kurularak ilk türev
araçlar borsası olma özelliği taşıyan CBOT, 11,3
milyar $ karşılığında CME bünyesine katılmıştır.
29. CME Group, Mart 2008’de, enerji ve
değerli metal alanında opsiyon ve vadeli
işlem sözleşmelerinin işlem gördüğü, en
büyük fiziksel emtia borsası olan New
York Ticaret Borsası’nı (New York
Mercantile Exchange) satın almıştır.
30. VII. Eurex
1998 yılında Deutche Terminbörse ile İsviçreli
türev borsası SOFFEX (Swiss Options and
Financial Futures Exchange)’in birleştirilmesiyle
Eurex kurulmuş ve türev ürünler burada işlem
görmeye başlamıştır.
Almanya-İsviçre ortaklığı olan Eurex, Aralık
2007’deNew York merkezli Uluslararası Menkul
Kıymet Borsası’nı (International Securities
Exchange-ISE) 2,8 milyar $ karşılığında satın
almıştır.
31. IX. NYSE-Euronext
22 Eylül 2000 tarihinde Amsterdam, Brüksel ve
Paris borsaları aynı çatı altında birleşme kararı
almış ve Hollanda yasalarına dayanarak
Euronext N.V. kurulmuştur.
Bu oluşum, 2002 yılı başında Londra Uluslararası
Finansal Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası
LIFFE’yi devralmıştır. Aynı yıl içinde Lizbon
Borsası’nın (Bolsa de Valores de Lisboa e PortoBVLP) katılımıyla, ortaklık coğrafi olarak daha
genişlemiştir.
32. Euronext’in kuruluş amacı bir iş ortaklığından
öte tam bir birleşmedir. Oluşumun amacı, Avro
ortak para birimine geçiş ile Avrupa’da ortak
bir pazar oluşturmaktır Böylelikle bir likidite
havuzu oluşurken, yatırımcılara daha düşük
işlem maliyetleri sağlanmaktadır.
33. GENEL DEĞERLENDİRME
Borsalar arasında yaşanan alım-satım
işlemleri, ortaklık ve stratejik
anlaşmalar, dinamik bir yapıda olan sermaye
piyasasında sürekli olarak gerçekleşmektedir.
Yapılan bu çalışmalar ile borsalar, işlem ve
teknoloji geliştirme maliyetlerini
azaltırken, likidite yoğunluğu, ürün
çeşitliliği, yatırımcı tabanının genişletilmesi gibi
avantajlar elde etmiştir.
34. Hatta bazı borsalar kazandıkları deneyim ve
sahip oldukları teknoloji ve altyapıyı satarak
kendilerine farklı faaliyet alanları geliştirmiştir.
Bu noktada, borsaların rekabetçi piyasa
koşulları içinde, var olan güçlerini
korumak, hatta daha da sağlamlaştırmak
amacında oldukları söylenebilir.