2. Beklenmedik bir pandemi birçok
şeyi yıktı, değiştirdi, iş yapma
şekilleri, yaşam biçimleri,
alışkanlıklar…, hepsi bundan
etkilendi.
3. • Birçok şirket “iş planlarını” güncellemeye çalışıyor, hala
başlamadılarsa atık neredeyse çok geç.
• Planlar, hedeflere varılabilmesi için, değişen çevre şartları
doğrultusunda sürekli güncellenmelidir.
• Ya artık hedefler geçerli değilse?
• Turizm endüstrisinde, eğlence endüstrisinde, gıda sektöründe,
perakende de olduğu gibi ya artık hedefler geçerli değilse?
• Ya şirket artık sürekliliğini devam ettirebilmek için yarattığı değer,
değer olmaktan çıktıysa, bunu dağıtamıyorsa?
• Artık öncelikli olan iş planı değil iş modelinin güncellenmesi,
değiştirilmesi veya yeniden yaratılması için iş modeli üzerinde
çalışılmalıdır.
• Unutmayın, aslında çalıştığımız işte bizler de bir şirket gibiyiz, bir
değer üretiyor, bunu çeşitli segmentlerdeki iç ve dış müşterilerimize
çeşitli kanallardan ulaştırıyor ve karşılığında maaş adı altında bir ücret
alıyoruz. Yani bir şirketin gösterdiği faaliyetten değişik bir şey
yapmıyoruz.
• Uzaktan çalışmaya başlayanlar, iş tanımı, performans
değerlendirilmesi kavramlarını herhalde unutmadınız. Şimdi bunlar
daha yakın takip altında.
• Unutmayın, tanımlanabilir ve ölçülebilir her iş başkalarına
yaptırılabilir, yani taşerona verilebilir veya otomatik bir hale
getirilebilir.
• Yakın bir zamanda işvereniniz size, bu işi neden dışarıdan
yapmıyorsun diye bir teklifle gelebilir.
5. Artık bir çok insan iş arıyor veya hali hazırda çalıştığı işte tutunma çabasında.
Bir çok esnaf ve KOBİ yok olmak yolunda ve bundan nasıl kurtulacağını düşünüyor.
Nerdeyse herkesin aşağıdaki 3 eğitime ihtiyacı var:
İlk iki kitabı 3.kitabım teorik yapısı üzerinde geliştiren yazarlardan biriyim.
Her üç eğitimi de vermek üzere sertifikasyon sahibiyim.
İngilizce veya Türkçe verebilirim.
12. Çevremde, kariyerine yeni başlayan, hatta ortasına gelmiş çalışan modern işgücüne baktığımda gerçekten ben de Tim Clark ve Bruce Hazen’in
söylediği yukarıdaki cümleye katılmadan edemiyorum. Evet, çalışanların çoğu sevmediği, hoşlanmadığı bir işte çalışıyor, hem de çok yoğun, o
kadar yoğun ki kafasını kaldırıp, etrafta neler oluyor, ben nelerden hoşlanırdım, ben ne yapmak istiyorum diyecek kadar bile zamanı olmuyor.
Günümüzün profesyonellerindeki genel hastalıklardan biri bu tatminsiz, keyifsiz çalışma yaşamı.
Böyle çalışan veya çalışmak zorunda bırakılan kişilerin ne çalıştıkları işe, ne çalıştıkları şirkete ne de kendilerine yararı olmayacaktır sonuçta.
Ama bulundukları durumun sıkıntısı, iş değişiminden hissedeceklerini sandıkları sıkıntının kat be kat üzerine çıkacak duruma gelmeden de iş
değişikliği yapamıyorlar.
Aslında günümüzde bir çok yönetici, gerçekten kariyerini yönetmek yerine seri iş arayışı içerisinde, ama bu da sürekli iş değiştiriyorlar demek
değil. Genelde sadece ve sürekli arayış, ama istekleri, arzuları da sevebilecekleri, tatmin olabilecekleri bir işte uzun soluklu çalışabilmek. Ama
eldeki kuşun daldaki iki kuştan daha iyi olması nedeniyle, sürekli arayışın devam etmesine karşılık değişikliği yapabilmek çok zor oluyor birçokları
için.
Aslında kariyerinizin şu anda bulunduğunuz aşamasında yapabilecek üç şeyiniz var:
Yükselmek: Eğer işinizden memnunsanız, yükselmek ve terfi etmek için uğraş vermeniz gerekir.
İş değiştirmek: Eğer işinizden, patron veya amirinizden memnun değilseniz iş değiştirmeniz gerekir.
Değişmek: Eğer bulunduğunuz yerden memnunsanız, ancak buna karşılık bir türlü istediğiniz başarıyı yakalayamıyorsanız tarzınızda değişiklik
yapmanız gerekebilir.
Her üç durumda da bir strateji benimseyerek uygulamanız gerekecektir. (ÇALIŞAN MIYIZ? / ŞİRKET SAHİBİ MİYİZ? – KİŞİSEL İŞ MODELİ / BUSİNESS
MODEL YOU – KİŞİSEL İŞ MODELİ). Bunun en iyi yolu da sanki bir iş kurarmış gibi İŞ MODELİ yani KİŞİSEL İŞ MODELİ yapmaktan geçer.
https://blog.tkaraca.com/2014/sevecegi-isi-arayamayacak-kadar-yogun/
13. Mezun olduktan sonra kaçımız ne yapmak istediğimizi tam olarak biliyorduk ve o işe girebildik?
Çoğumuz bunu yapamadı.
Ben dahil birçoğumuz bulabildiğimiz işe girdik, oraya buraya savrulduk ve bugün olduğumuz yere geldik.
Geleneksel kariyer planlama teknikleri çoğumuzun pek işine yaramadı ve günümüzde işe yaramakta da zorlaşıyor.
Bunun iki ana nedeni var.
Birincisi, artık önümüzdeki yıllarda ortaya çıkacak işlerin ne olacağını dahi kestiremiyoruz. Dünya çok hızlı değişiyor ve buna bağlı olarak herhangi bir
”kariyerin” geleceğini görmekte zorlanıyoruz, başaramıyoruz.
İkincisi ise daha temel bir konu. Aslında kariyer geliştirmek bir girişimcilik örneği, genelde yapmak istediğimiz şeyle ilgili bir hipotezimiz var ve bir işe girerek bu
hipotezi test ediyoruz.
Bir süre bu işte çalışıyoruz, bir süre sonra bu işin bize;
1-Geçineceğimiz bir gelir getirip getirmediğine,
2-Kişisel tatminimizi sağlayıp sağlamadığına bakıyoruz.
Eğer bu soruların her ikisine de ”evet” cevabını verebiliyorsak devam ediyoruz. Aksi halde başka bir şey araştırmaya başlıyoruz.
”Kişisel İş Modeli” yöntemi bizim bu araştırma işimize hız katan bir yöntem, ancak tabi ki bu arayışın tamamen yerini alamaz.
Unutmamamız gereken, yaptığımız yani çalıştığımız iş (görev) aslında bizim işimiz (şirketimiz) ve biz bir işte çalışırken bir iş kurar ve yönetir gibi davranmalıyız.
Bunun temel şartı da bir girişimci gibi düşünmekten geçer.
Bir iş kurarken en önemli karar ”İş Modeli” dir. Bu iş modeli kavramını, yaratılmasına katkılarım olan ”Business Model You” kitabında ortaya koyduğumuz
‘‘Kişisel İş Modeli‘‘ veya ‘‘Kariyer Modeli‘‘ yöntemi ile çalışma yaşamında kullanabiliriz.
Çünkü sonuç olarak biz herhangi bir kurumda çalışarak o kurum için bir değer yaratıyoruz. Bu değeri yaratırken de bilgi, beceri ve zamanımızı kullanarak bunun
karşılığında değeri (ÜRÜN) belli bir maaş karşılığında (FİYAT) bir kuruma (MÜŞTERİ) satıyoruz.
Ayrıca dünyadaki gelişmeler, nitelikli iş gücünü daha ucuz olan niteliksiz işçiliğe doğru çekerken, kurum içerisinde yapılan birçok işi de taşeronlara devretmeye
zorluyor, çünkü bu daha ucuza geliyor.
Dünyada giderek artan, çalışılanları evde çalışmaya teşvik eden uygulama bunun başlangıcıdır aslında. Evde çalışanlar, oldukça pahalı olan ofis alanı işgal
etmiyor, aynı şekilde ofiste çalışanların kullandığı su, elektrik maliyetleri ortadan kalkıyor, iş yerindeki çatışmaları azaltıyor vs.vs.
Önümüzdeki yıllarda beyaz yakalı çalışanların çoğu taşeron olarak çalışmaya devam etmek zorunda kalacak.
https://blog.tkaraca.com/2014/calisan-miyiz-sirket-sahibi-miyiz/
22. Bizler artık birer çalışan değil birer mikro şirketiz ve bu nedenle başarılı olabilmek için öncelikle iş modelimizi, yani kişisel iş modelimiz
yapmalıyız. Çalıştığımız şirkete veya gireceğimiz işe uygunluk sağlayan bir iş modeli.
Bunu yapmak için elimizde, benim de yazarlarından olduğum bir araç geliştirdiğimiz bir kitap var, KİŞİSEL İŞ MODELİ. İş modeli
kavramını üzerinden giderek kişisel iş modeli tasarının nasıl yapıldığını gösteren bir kitap. 2014 yılında The Independent gazetesinde
yılın en iyi 10 iş kitabı listesine girmişti.
Aslında iş yaşamı bir sistem, şirketler bu sistemin bir alt sistemi, şirketin alt sistemlerinden biri departmanlar, departmanların alt
sistemi ise çalışanlar yani bizleriz.
Bu yaklaşım içerisinde bir üst sistemin de iş modeli olması gereğinden yola çıkarak ikinci kitabı, yani Business Model for Teams’i yazarak
ekipler için bir araç geliştirdik.
Bunları yaparken de kullandığımız temel kavram “iş modeli tuali” oldu.
“Kişisel İş Modeli” – “Yeniden Başla” nın ilk elli sayfasını indirmek için:
http://www.yenidenbasla.isplani.eu/