HİSTOLOJİ EMBİRYOLOJİ ANABİLİM DALI MEKKİ KOCABAŞ PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ
1 of 23
Downloaded 115 times
More Related Content
Dolaşim sistemi
1. DOLAŞIM SİSTEMİ Dolaşım sistemi kan ve lenf damar sistemi ile ilişkilidir. Dolaşım sistemi hormonları ve besinleri vücudun dokularına ve hücrelerine dağıtarak ve artık maddeleri boşaltım organlarına taşıyarak sinir sistemi ile birlikte organizmanın bütünlüğünü sağlar. Kan sistemi şunlardır: kalp, arter, kapiller, venler, lenfatik damar sistemi KALP : kanı pompalar Arterler : dokulara kan, oksijen ve besin sağlamaktır. Kapiller :Dokuların kanla olan alış-verişini yaparlar. Venler : kapiller sistemin daha büyük kanallara dönüşmesiyle oluşan metobolik artıkları kalbe taşıyan damardır. Lenfatik damar sistemi:
2. Lenfatik damar sistemi Lenfatik kapiller kör(kapalı) uçlu tübüller şeklinde başlar.anastomozlaşarak çapları giderek genişleyen damarlar oluştururlar. Kalbe açılan büyük venlere bağlanarak kan damar sistemiyle sonlanırlar. Lenfatik sistemin görevi dokular arası sıvıları kan dolaşımına tekrar dönmesini sağlamaktır. Dokular arası sıvı lenfatik kapillere katılınca; bu sıvı lenfin sıvı kısmının oluşmasına katkıda bulunur.
4. A) Tunika intimata Damarların iç yüzeyini döşeyen endotel hücrelerin oluşturduğu bir kattır.hücreler bazal lamina üzerinde bulunur.bu hücrelerin %1’ i her gün yenilenir. Endotelin altında seyrek düz kas hücreleri içerebilen gevşek bağ dokusunun oluşturduğu subendotel tabakası bulunur. Arterlerde tunika intima ve tunica mediayı iç elastik lamina(lamina elastika interna) ayırır.
5. B)Tunika media Düz kas hücrelerinden oluşur. Kas hücreleri arasında elastik lifler ve lameller, retikülar lifler ile proteoglikan yapılar vardır. Daha büyük arterlerde media ile adventisya tabakası arasında ince bir eksternal elastik lamina vardır. Kapiller ve post kapiller venüllerde media tabakası perisit denilen hücrelerden oluşur.
6. C) Tunika adventisya Kollajen ve elastik liflerden oluşur. Adventisyadaki kollagen tip 1 kollajendir. Adventisya tabakası genellikle içinden geçtiği organın organın etrafını saran bağ dokusu ile kaynaşır.
7. Vasa vasorum( damarın damarları) Büyük damarlarda, vasa vasorum adventisyada ve medianın dış kısmında fazlaca dallanır. Büyük arterlerde beslenme diffüzyonla zor olduğundan adventisaya ve medianın gerekli metabolitlerini vasa vasorum sağlar Vasa vasorum venlerde arterlerden daha faza sayıda bulunur. Vasa vasorumun sayıca fazla olması venöz damardaki oksijen ve besin kıtlığı ile açıklanabilir.
8. İnervasyon Duvarında düz kas taşıyan birçok kan damarı transmitter olarak norepinefrin kullanan miyelinsiz sempatik sinir lifleri ile (vasomotor sinirler) inerve olurlar. Norepinefrinin bu sinirlerden boşalması ilevasokantraksiyonla sonuçlanır. mediadaki düz kas hücreleri arasında “gap junction”ler gelen uyarıları diğer hücrelere ileterek yanıt vermesini sağlar. Venlerde sinirler hem adventisya hem de mediada sonlanır. Ancak inervasyon yoğunluğu arterlere oranla çok düşüktür.
9. Kan damarlarının özellikleri Genel olarak dolaşım sistemi BÜYÜK damarlar ve küçük damarlar olarak ikiye ayrılır. Dolaşım sistemi ile çevre dokular arasındaki madde alışverişinde rol oynaması bakımından küçük damar ağının önemi fazladır.
10. Kapiller Kan ile etrafındaki dokular arasında madde alışverişini sağlar. İnsan vucudunda toplam kapiller uzunluğu 96 000 km dir. Bu hücrelerin dış yüzeyi endotel kökenli bazal lamina üzerine kurulur. Hücre nükleosunun şişkin olması lümene doğru çıkıntı yapmasına yol açar Endotel hücresinin stoplazmasında bol miktarda mikroflamen görünmesi bu hücrelerin kasılabilir çapı olduğunu düşündürür Endotel hücreleri birbirleriyle zonula okludenslerle tutunurlar. Aralarında “gap junction”larda bulunur
11. 7) Endotel hücreleri arasında zonula okludens tipi birleşme mevcuttur.bunun fizyolojik önemi vardır. Makromoleküller geçiş yapabilmektedirler. 8) En gevşek bileşkeler venüllerdeki endotel hücreleri arasında bulunur. Bu yüzden iltihabi süreçte dolaşımdan su kaybı olur ve ödem oluşur. 9) Endotel hücrelerini kısmen saran uzun stoplazik çıkıntılara sahip mezenkimal hücreler olan perisitler kapiller ve venüllerin etrafında görülür.
12. Kapiller, endotel hücrelerinin yapısı ve bazal lamina bulunup bulunmamasına göre 4 gruptur . Sürekli ya da somatik kapiller: Bu tip kapillerin duvarında pencere (fenestra) bulunmaz. Pencereli ya da viseral kapiller : endotel hücrelerin duvarındaki büyük pencereler ile özellik kazanır. Bazal lamina süreklidir. Böbrek, bağırsak ve endokrin bezler gibi kan ile doku arasında madde geçişinin hızlı olduğu dokularda görülür. Aralıklı sinüzodal kapiller: dolaşımı yavaşlatacak şekilde dolambaçlı yollar izler. Endotel aralıklıdır. Pencereli ancak diyaframla kapatılmamış kapiller
13. Kapillerin Fonksiyonları Kapillerin en önemli üç görevi vardır, Seçici geçirgen bir bariyer, sentezleyici metabolik bir sistem ve kan ile trombojenik olmayan bir depo 1)Permeabilite(geçirgenlik): Kapiller dokulardan oksijen, karbondioksit ve metabolitlerin transferinin gerçekleştiği damarlardır. Fizyolojik çalışmalar sonucunda küçük deliklerin karşılığı interselüler bağlantı lardır. Büyük aralıkların karşılığı endotel hücrelerinin fenestraları ya da pinositotik vezikü llerdir. Kana dışarıdan verilen bir çok maddenin beyin hariç tüm dokuları geçtiği görülmüştür. Böylece kan beyin bariyeri ortaya çıkmıştır. Beyin kapillerinin penceresiz ve az sayıda pinositotik veziküllere sahip olduğu ve endotel hücreleri arasında zonula okludenslerin de makromoleküllerin geçişini engellediği ortaya çıkmıştır.
14. 2) Motabolit fonksiyonlar: Aktivaston-anjiyotensin İnaktivasyon Lipoliz: lipoproteinlerin endotel hücreleri yüzeyindeki enzimer tarafından trigliseritlere ve kolesterole dek parçalanması Vazoaktif faktörlerin üretimi: endoteller gevşetiici faktör olan NO(nitrik oksit) üretir.
15. 3) Antitrombojen fonksiyon Endotel hücreleri döküldüklerinde açıkta kalan subendotel bağ dokusu trombositlein agresyonuna sebep olur. Ardından fibrin koagülasyonu hayatı tehdit edebilecek trombüs oluşumuna neden olabilir. Endotel hücreleri kanın subendotel bağ dokusu ile temasını önleyerek antitrombojenik etki gösterir.
16. ARTERLER Bu yapılar kanı dokulara taşır. Arterler boyutlarına göre arteriyoller , müsküller ya da orta boy arterler, büyük çaplı geniş ya da elastik arterler şeklinde sınıflandırılır . Arteriyoller: Müsküler arterler: Büyük elastik arterler
17. Arterlerin histolojisi Büyük arterler iletici arterlerdir. Görevi kanı kalpten uzaklaştırmaktır. Ventrikül kontraksiyonu(sistol) sırasında elastik lamina gerilir ve basınçtaki değişimi azaltır. Vetriküller gevşeme sırasında ventriküler basınç düşer, iletici arterlerdeki elastik geri sıkışma arteriyer basıncını düzenler. Arterler doğumdan ölüme kadar sürekli gelişme gösteren aşamalı değişimler geçirir. Her arterin kendine özgü bir yaşlanma süreci vardır. Koroner arter değişim gösteren ilk arterdir. Değişme yaklaşık 20’li yaşlarda başlar. Diğer arterlerdeki değişiklik 40yaş civarındadır. Eğer arterin mediası embiryonal bozukluk, hastalık ve lezyon sonucu zayıflamışsa dilatasyon görülür. Eğer sonuç ilerlerse anevrizma görülür.sonuç olarak duvar yırtılır. Arter yapısındaki tip III kollajenin önemi Ehlers Danlos sendromuyla (genetik hastalık) anlaşılmıştır.
18. Bazı arterler spesifik organın belirli kısımlarını besler, bunların tıkanması sonucu nekroz (metabolit yoksunluğuna bağlı olarak dokuların ölmesi) oluşur. Bu; kalp, böbrek ve beyin gibi belli bazı organlardaki infarktüs olayıdır. Deri gibi bölgelerde tıkanıklık olsa bile arterler arası güçlü anostomozlarla kan akımı temin edildiğinden doku nekrozu olmaz. Bir polipeptid olan anjiotensin II , başlangıçta endotel hücrelerine bağlanarak kan basıncının düzenlenmesinde rol alır. Bu endotel uyarısı daha sonra arteriyol düz kas hücrelerine iletilir. Ve kan basıncını yükseltmek üzere bu hücrenin kasılmasını uyarır.
19. Arteriyovenoz anastomozlar Arteriyel ve venöz dolaşım arasında doğrudan bağlantı sıkça görülür. Bunlar tüm vücuda dağılmıştır. Ve genellikle küçük damarlarda izlenir. Kapilleri tıkayacak boyda mikroküreler enjekte edilerek tavşan kulağındaki kan akımının yaklaşık 1/3’ünü arteriyovenöz anestomozlarla gerçekleştiğini görmek mümkündür.
20. Venler Venler, düz kasların ve kapakçıkların yardımı ile kanı kalbe iletir. Arterlerde olduğu gibi venler; venül , küçük ven, orta ve büyük ven olarak olarak sınıflandırılır. Venillerin duvarları çok incedir. Büyük venlerede tunika intimata iyi gelişmiştir. Mediası incedir.
21. kalp 1)Kalp, kanı dolaşım sistemine ritmik kasımlarla pompalayan kas kitlesinden oluşmuş organdır. 2) Atrial natriüretik faktör hormonu üretiminden sorumludur. 3) Üç tabakalı duvarı vardır. İçte endokardiyum , ortada miyokardiyum , dışta perikardiyum 4)Kalbin merkezindeki fibröz bölge, yani fibröz iskelet, kalp kası hücreleri köken aldığı ve yerleştiği yer olup kapakçıklarında temelini oluşturur.
22. tunikalar Damarlardaki intima ile aynı yapıdadır. Tek katlı yassı endotel hücreleri düz kas hücrelerinin yanı sıra elastik kollajen liflerden oluşan gevşek bağ dokusu tabakası üzerine oturmuştur. Endokard ile miyokard arasında subendokardiyal olarak adlandırılan bağ dokusu vardır. Bu tabaka parkinje hücreleri içerir. Miyokardium tunikanın en kalınıdır. Kalp kası hücrelerinden oluşan bu tabaka kalp boşluklarını sarar. Kalp kası hücreleri 2 grupta sınıflandırılır. Kontraktil hücreler ve iletici hücrelerdir Epikardium kalbi saran seröz bir yapıdır. Perikardiyumun visseral tabakasını oluşturur. Dıştan tek katlı yassı epitel ile örtülüdür. Bu epitel ince bağ dokusu ile desteklenmiştir .
23. Kalp atımını kontrol eden yapılar Sinoatrial düğüm, kalbin uyarı odağıdır ve en hızlı ritmik aktiviteye sahiptir. Sinoatrial düğümdeki elektirik depolarizasyonu atrioventrikular düğüme ulaşır. Parkinje hücrelerinin oluşturduğu atriyoventrikülar his demeti sağ ve sol demetleri oluşturmak üzere bölünür. İlk önce ventriküllerin kasılmasını sağlayıp kanın kalbin apeksine doğru iletilmesini sağlar.