2. 1. BÖLÜM :
Yönetimin Yeni Paradigmaları
• Varsayım: Doğruluğu irdelenmeksizin ele alınan iddia.
• Paradigma: Belli bir bilim topluluğuna araştırmalarında yol
gösteren ve onların hayata bakışlarını belirleyen bir pencere
olarak tanılayabiliriz. Paradigma bir felsefe, bir bakış açısı bir
değerlendirme biçimidir.
• Fenomen: Kuramsal anlamı üzerinde pek durulmadan, yalnız
gözlenmiş olan belirli bir doğa ya da deney olayı.
3. 1. BÖLÜM :
Yönetimin Yeni Paradigmaları
• Bir disiplinin gerçekle ilgili temel varsayımları, o disiplinin neye
odaklandığını belirler. Varsayımlar bir disiplinin “gerçekler”
olarak neyi kabul ettiğini ve o disiplinin kendisinin bir bütün
olarak nelerle ilgili olduğunu saptarlar. Ayrıca o disiplinde
dikkate alınmayan veya kenara itilmiş “can sıkıcı istisnaları” da
ortaya çıkarırlar. Disiplinde üzerinde durulan ve göz ardı edilen
noktalara karar verirler.
4. 1. BÖLÜM :
Yönetimin Yeni Paradigmaları
• Yönetim gibi bir sosyal disiplinde en önemli şey, temel varsayımlardır.
Belki ondan da önemlisi, bu temel varsayımlardaki değişikliktir. Yönetim
disiplininin temelini oluşturan bir grup varsayım:
• Yönetim işletme yönetimidir.
• Sadece tek doğru organizasyon yapısı vardır veya olmalıdır.
• İnsanları yönetmenin sadece tek doğru yolu vardır veya olmalıdır.
• Diğer varsayımlar grubu ise yönetimin uygulanmasının temelini
oluşturur:
• Teknolojiler, pazarlar ve son kullanıcılar “belirlenmiştir”.
• Yönetimin faaliyet alanı hukuki olarak tanımlanmıştır.
• Yönetim içe odaklanmıştır.
• Ulusal sınırlarla tanımlanan ekonomi, teşebbüsün ve yönetimin “ekolojisi”dir.
5. 1. BÖLÜM :
Yönetimin Yeni Paradigmaları
• Şimdi bu varsayımların tümü geçerliliğini yitirmiş durumda. Gerçekten o
kadar uzaklaşmışlar ki yönetimin uygulanmasına engel oluyorlar.
Şimdi yeni varsayımlar oluşturmanın tam zamanı.
Yönetim tüm kuruluşların en belirgin ve en ayırt edici uzvudur.
• Organizasyonun bazı kuralları vardır: Organizasyonun kesinlikle şeffaf
olması, organizasyonda belirli bir alanda son kararı verecek bir otoritenin
olması zorunluluğu, otoritenin sorumlulukla orantılı olması, kurumlarda her
kişinin sadece tek “efendisi”nin olması, mümkün olduğunca az katmana,
yani olabildiğince “düz” bir organizasyona sahip olmaktır.
6. 1. BÖLÜM :
Yönetimin Yeni Paradigmaları
• Biyolojik varlıkların çok sayıda farklı yapılarının olması gibi
sosyal organizmanın da çok sayıda farklı organizasyon şekli
vardır. Doğru organizasyonu aramak yerine, yönetimin
araştırması, geliştirmesi ve denemeyi öğrenmesi gereken
şey göreve uygun organizasyondur.
7. 1. BÖLÜM :
Yönetimin Yeni Paradigmaları
• Kimse insanları “yönetemez”. Görev insanlara liderlik yapmaktır.
Ve hedef, her bireyin kendine özgü belirli gücünü ve bilgisini
verimli kılmaktır.
Yönetim politikasının temeli ne teknoloji ne de son kullanımdır.
Bunlar sınırlamalardır.
• Temeller, müşterilerin değerleri ve müşterilerin harcanabilir
gelirlerini nerelere sarf edeceklerine dair verdikleri kararlardır.
Yönetim politikası ve yönetim stratejisi yavaş yavaş işe bu
düşüncelerle başlamaya mecbur olacaktır.
8. 1. BÖLÜM :
Yönetimin Yeni Paradigmaları
• Yönetim daha faal olmak zorundadır ve bütün süreci içine almalıdır.
Tüm ekonomik zincir esnasında, kendini sonuçlara ve performansa
odaklamalıdır.
Yönetim ve ulusal sınırlar artık uyumlu değildir. Yönetimin faaliyet
alanı artık politik olarak tanımlanamaz.
• Ulusal sınırlar önemini korumaya devam edecektir. Yeni varsayımın
şöyle olması gerekmektedir: ulusal sınırlar öncelikle kısıtlamalar
nedeniyle önemlidir. Yönetim uygulamaları –bu yalnızca işletmeler
için geçerli değildir- politik değil, daha çok işlevsel olarak
tanımlanacaktır.
9. 1. BÖLÜM :
Yönetimin Yeni Paradigmaları
• Yönetim kuruluşun elde edeceği sonuçlar için vardır. Yönetim
bu sonuçları göz önüne alarak işe başlamalı ve kurumun
kaynaklarını bu sonuçlara erişecek şekilde organize etmelidir.
Yönetim kurumu kendi dışındaki sonuçları üretebilecek
beceriye ulaştırabilen bir organdır.
• Kurumun performansını ve sonuçlarını, kurum içinde ve
dışında, kurumun kontrolünde veya kontrolü dışında etkileyen
her şey yönetimin ilgi ve sorumluluğu dahilindedir.
10. 2. BÖLÜM :
Strateji – Yeni Kesinlikler
• Bir organizasyonun özellikle de bir işletmenin stratejisine temel alacağı
varsayımlar var mıdır? Kesinlikler var mıdır? Aslında kesinlikler olarak
göz önüne alabileceğimiz beş fenomen var.
• Bunların hiçbiri ekonomik değil; esas olarak sosyal ve politik. Bu beş
kesinlik şunlar:
1. Gelişmiş dünyada düşmeye başlayan doğum oranı
2. Kullanılabilir gelir dağılımındaki değişmeler
3. Performansın tanımı
4. Küresel rekabet
5. Ekonomik küreselleşme ve politik bölünmeler arasında gittikçe büyüyen
uyuşmazlıklar.
11. 2. BÖLÜM :
Strateji – Yeni Kesinlikler
• Herhangi bir stratejiye, yani mevcut kaynakların gelecekteki
beklentilere ayrılmasına, demografiyle ve her şeyden önce,
gelişmiş dünyada düşüşe geçen doğum oranı ile başlanmalıdır.
• Bütün gelişmelerin en nefes keseni, en beklenmedik olanı ve hiç
mi hiç örneği bulunmayan budur.
12. 2. BÖLÜM :
Strateji – Yeni Kesinlikler
• Kurumlar –kâr amaçlı olsun veya olmasın- stratejilerinin,
kullanılabilir gelir dağılımındaki eğilimlere, bu dağılımdaki ani
değişiklikler konusunda bilgi sahibi olmaya ve bu değişikliklere
uyum sağlamaya dayandırılması gerektiğini öğrenmeye mecbur
olacaklardır. Bu kurumların hem kantitatif (nicel yani anket vb.)
enformasyona hem de kalitatif (nitel yani mülakatlar vb.) analize
ihtiyaçları vardır.
13. 2. BÖLÜM :
Strateji – Yeni Kesinlikler
• Bir işletmede, performansın ne anlama geldiğine dair yeni kavramlar
geliştirmeyi öğrenmek zorunda kalacağız. Fakat aynı zamanda, bilgi işçileri
için de anlamlı olması ve onların bağlılığını sağlaması için, performansın
finansal yönün dışında da tanımlanması gerekecek. Bu da bir değer
kazancı olacak.
• Bu nedenle tüm kurumlar performansın ne anlama geldiğini etraflıca
yeniden düşünmek zorunda kalacaklar. Bu şimdiye kadar basit ve açıktı,
ama artık değil. Strateji ilerde daha çok performansın yeni tanımını esas
almak zorunda kalacak.
Ticari olsun olmasın bir kurum, dünyanın neresinde olursa olsun, kendini,
aynı endüstride bulunan liderlerin koyduğu standartlarla kıyaslayarak
kendi ölçümünü yapmalıdır.
14. 3. BÖLÜM:
Değişim Lideri
• Kimse değişimi yönetemez, ancak değişimin önüne geçebilir. Hızlı
yapısal değişim döneminde yaşamını sürdürebilecek olanlar sadece
değişim liderleridir. Değişim lideri değişimi bir fırsat olarak görür.
Değişimi arar, doğru değişimleri bulmayı ve bu değişimleri
organizasyonun içinde ve dışında nasıl verimli kılacağını da bilir.
Değişim şunları gerektirir:
• Gelecek için politikalar
• Değişimi arayan ve sezen sistematik metotlar
• Değişimin, kuruluşun içinde ve dışında doğru olarak tanıtılması
• Değişimi ve sürekliliği dengeleyen politikalar
15. 3. BÖLÜM:
Değişim Lideri
Değişim liderlerinin tekrar tekrar düştükleri, mutlaka kaçınılması
gereken Üç Tuzak vardır:
•Stratejik gerçeklerle uyumlu olmayan bir yenilik fırsatı
•“Alışılmamış şey” ile “yenilik” kavramlarını birbirine karıştırmak
•Hareket halinde olmakla (motion), belli bir nedenle hareket etmeyi
(action) birbirine karıştırmaktır.
•Bunlardan sakınmanın veya tökezleyip içlerine düşüldüğünde
kurtulabilmenin tek yolu vardır: Değişimin tanıtımını yani pilot çalışmayı
yapmaktır.
16. 4. BÖLÜM:
Enformasyon Tartışmaları
• Şimdiye kadar, elli yıldır, Bilgi Teknolojisi –toplanması, saklanması,
iletimi, sunumu ile- veride yoğunlaşmıştır ve BT’nin T’si üzerinde
odaklanmıştır.
• Yeni bilgi devrimleri “B” üzerinde odaklanmaktadır. “Bilginin anlamı
ve amacı nedir?” sorusu sorulmaktadır. Bu da bilgi yardımıyla
yapılacak işlerin hızla yeniden tanımlanmasına ve dolayısıyla bu işleri
yapacak kurumların da yeniden tanımlanmasına yol açmaktadır.
17. 4. BÖLÜM:
Enformasyon Tartışmaları
• Ekonomik Katma Değer Analizi (EKDA) ve benchmarking (kıyaslama) ile
birlikte toplam faktör verimliliğini ölçmemiz ve yönetmemiz için
gereken araçları sağlarlar.
• İdareciler kendilerine gereken bilgiyi üretmek için işe iki soru ile
başlamak zorundadırlar:
1.“Birlikte çalıştığım ve bağlı olduğum kişilere hangi bilgileri
borçluyum? Ne şekilde? Ve hangi zaman çerçevesinde?”
2.Benim hangi bilgilere ihtiyacım var? Bu bilgileri kimden alabilirim?
Ne şekilde? Ve hangi zaman çerçevesinde?”
18. 4. BÖLÜM:
Enformasyon Tartışmaları
• Bilgiyi düzenlemenin bazı temel yöntemleri vardır:
Kilit olay, normal olasılık dağılımı alanındaki düzensiz
değişikliklerle istisnai olayların arasındaki fark, bilinçeşiği
fenomeni teorisi.
Yöneticilerin iki şeyi öğrenmeleri gerekmektedir:
İhtiyaç duydukları bilgiyi
sağlamayan verileri elemek
ve veriyi analiz edip yorumlayarak
bilgiye dönüştürdükten sonra
harekete geçmek.
20. 5. BÖLÜM:
El İşçisinin Verimliliği
Taylor ‘ın ortaya koyduğu Bilimsel Yönetim dünyaya en çok yayılan
Amerikan Felsefesi olmuştur.
•İş analizleri
•Her hareket, gerektirdiği fiziksel efor ve kapsadığı süre
•Ürünün de edilmesi için gerekli olan hareketlerin her biri, en basit
şekilde; en kolay şekilde, en az güç ve zamanı gerektirecek şekilde
ayarlanır.
•Hareketler işebağlı olarak yeniden sıraya konur.
•Hareketleri yapmaya yarayan aletler yeniden tasarlanır.
•Taylor’dan önce herkes beceriyi kutsamıştır o ise bunun basit
tekrarlanan hareketler olduğunu söylemiştir.
•‘Bilgi’yi işe uygulayan ilk insandır.
21. 5. BÖLÜM:
El İşçisinin Verimliliği
• Yeni Ekonomi ve Rekabet, Prof. Coşkun Can Aktan, İstiklal Y. Vural, TISK Yayinlar
22. 5. BÖLÜM:
El İşçisinin Verimliliği
blog.volkanyasarlar.com
23. 5. BÖLÜM:
Bilgi İşçisinin Verimliliği
Bilgi işçisinin verimliliğini altı temel faktör belirler:
•Bilgi işçisinin verimliliği “Görev nedir?” sorusunu sormamızı ister.
•Bilgi işçisinin verimiliği kendi verimliliğinin sorumluluğunu kendi üzerine
yüklememizi ister. Bilgi işçileri kendilerini yönetmek zorundadırlar.
Özerklikleri olmak zorundadır.
•Sürekli yenilik, bilgi işçisinin işinin, görevinin ve sorumluluğunun bir
parçasıdır.
•Bilgi işi, bilgi işçisi tarafından sürekli öğrenmeyi, ama aynı derecede sürekli
öğretmeyi gerektirir.
•Bilgi işçisinin verimliliği sadece çıktı miktarıyla ilgilenmez. Kalite de en az o
kadar önemlidir.
•Son olarak, Bilgi işçisinin verimliliği, bilgi işçisine “maliyetten” ziyade “varlık”
olarak bakılmasını –ve davranılmasını- gerektirir. Bilgi işçisinin kurum için
çalışmayı, tüm diğer fırsatlara tercih etmesini gerektirir.
24. 6. BÖLÜM:
Kendini Yönetmek
Bilgi işçileri kesinlikle yeni taleplerle karşı karşıyadırlar:
•Ben kimim? Güçlü yanlarım Nelerdir? Nasıl çalışıyorum? Sorularını
sormalıdırlar.
•Nereye aitim? Sorusunu sormalıdırlar.
•Benim katkım nedir? Sorusunu sormalıdırlar.
•İlişki sorumluluğu almak zorundadırlar.
•Ömürlerinin ikinci yarısını planlamak zorundadırlar.