2.  Bitkinin adı/adları: Dulkarıgömleği, Hanımyaması, Pıtrak
 Genel Özellikleri:Gölgelik ve nemli yerleri seven dulavratotu 30-
60 cm. boylanabilir.
 Dallara ayrılan dik bir gövdesi; iri yaprakları; yaz aylarında açan
parlak morumsu ya da kırmızı çiçekleri vardır.
 Yapraklarının altı tüylü, damarlı ve beyaz renklidir.
 Çiçek yakınındaki yaprakları daha küçük olur.
 Çiçek bürgülerinin üzerindeki çengeller, kırda dolasan
hayvanların postuna takılır.
 Böylece bitkinin tohumu çevreye dağılır.
 Bitki, bu tohumlarıyla çoğalır.
 Yetiştiği Yer: Anayurdu bilinmeyen, ülkemizde Doğu ve Kuzey
Anadolu bölgelerindeki kırsal kesimde ve yol kenarlarında
yetişen çok yıllık dayanıklı otsu bitkidir.
 Kullanılan Bölgeleri:Kökü,gövdesi,çiçekleri
3.  Taşıdığı Maddeler:Dulavratotunun rizomu (kökgövdesi) ve yaprakları inülin,
uçucu yağ, tanen, acı glikozitler, mikrop kırıcı bazı maddeler ile alkaloitleri
içerir.
 Kullanım alanları:Sağlık, gıda
 Kullanış Şekli: Dulavrat otunun kökü temizlenir. Dilimlenerek özenle
kurutulur, 1 tatlı kaşığı kurumuş kökü 1 bardak suda kaynama noktasına
getirilip ateş kısılır, ısıtma 10-15 dakika daha sürdürülerek hazırlanan
dekoksiyondan günde üç kez birer bardak içilir
 Sağlıkta Kullanımı: İdrar söktürücüdür.
Hafif müshil etkisi vardır.
Bedeni güçlendirici bir toniktir.
Kani temizler.
Terleticidir.
Gut hastalığına karşı olumlu etkisi görülür.
Sindirim ve safra salgılarını artırarak sindirimi kolaylaştırır, iştahı açar. Yağlı ve
akneli ciltlere iyi gelir.
Saçlardaki kepeği keser.
Derideki yara ve ülserlerin iyileşmesini hızlandırır.
Egzama ve sedef hastalıklarına karşı iyileştirici etkiler yapar.
 Ürünleri:Drog
5.  Bitkinin diger adları: Mort, Murt, Sazak ağacı
 Genel Özellikleri:Mersingiller familyasında yer alan aynı
cinsten 1000 kadar bitki türünün genel adı Mersin'dir. Kış
mevsiminde yapraklarını dökmeyen ve 2-5 m'ye kadar
boylanabilen ağaç ya da agaççıklardır.
Üst yüzeyinde pek çok saydam nokta (yağ bezeleri) bulunan
yaprakları sert, meşinimsi, kenarları düz, küçük, üzeri koyu
yeşil, altı daha açık yeşil ve tam ortası boydan boya çizgili olur.
Mersinin yaz ortasından sonbahara kadar açan altın renkli
erkek organlı beyaz çiçekleri ve yuvarlak kesitli, kırmızımsı
renkte dalları vardır. Bitkinin ikinci yılında dalları bej renge
dönüp odunsulaşır. Başlangıçta etli ve beyaz olan meyveleri,
olgunlaştığında koyu mavi-siyah renge döner. Mersin bitkisinin
dal, yaprak, çiçek ve meyveleri hoş kokuludur. Bitki, döktüğü
tohumlarla kendiliğinden çoğalır ya da gövde çelikleriyle
üretilir.
6. ï‚— YetiÅŸtiÄŸi Yer: Anayurdu Amerika, Avustralya ve Yeni
Zelanda’dır. Burada sözünü edeceğimiz, Yabani ya da Adi
mersin (Myrtus communis) adı verilen tür, Akdeniz
Bölgesi'nin bitkisi olup Batı ve Güney Anadolu kıyı
şeridimizde bulunan güneşli ve kurak alanlardaki makiler
arasında bol bol yetişmektedir.
 Kullanılan Bölgeleri: Yaprakları, dalları, meyveleri
 Taşıdıgı etken Maddeler:Mersinin yaprak ve çiçekli
dallarında tanen, reçine, acı birtakım maddeler ile uçucu
yağlar; meyvelerinde yüksek oranda A vitamini, tanen,
ÅŸeker ve asitler bulunur.
7.  Kullanım alanları:Ssağlıkta, gıdada
 Kullanış Şekli: Bitkinin yaprakları her mevsimde toplanır ve gölgelik,
havadar bir yerde kurutulur, 1 tatlı kaşığı kurumuş mersin yaprağı üzerine 4
bardak kaynar su dökülüp 10-15 dakika süreyle demlendirilerek hazırlanan
infüzyon, günde iki kez birer bardak içilir.
 Mersin, antiseptik etkiler taşır. Bu etkisinden yararlanmak üzere, bitkinin
yapraklarından damıtılarak elde edilmiş, piyasada satışa sunulmuş suyu,
dıştan bedene uygulanır.
 Ayrıca A vitamini yönünden zengin olan mersin meyvesinden şurup
yapılarak içilmesinin, görme yeteneğini artırdığı ileri sürülmektedir.
 Sağlıkta Kullanımı:
 Peklik verici ve özellikle çocuklarda diyareyi kesicidir.
 İştah açıcıdır.
 İdrar yolları enfeksiyonlarında antiseptik etkisi vardır.
 Doku ve damar büzücü niteliği nedeniyle kanı dindirici etkileri görülür.
 Ürünleri:Drog, toz, ekstrakt
9.  Bitkinin diger adları: Binbiryaprakotu, akbaşlı, barsamaotu,
marsamaotu, binbiryaprak, kandilçiçeği, adi merkep ketesi,
kandilçiçeği
 Genel Özellikleri:Bileşikgiller familyasındandır. 100 cm. kadar
boylanabilen, dayanıklı çokyıllık otsu bitkidir, içi boş olan ve dallara
ayrılan gövdesi, yaz boyunca açan kirli beyaz, sarı ve kimi zaman da
pembe renkli küçük çiçeklerinden oluşan çiçek salkımları vardır.
Bitki, döktüğü minik tohumlarıyla çoğalır.
 Yetiştiği Yer:Kuzey Yarıküre'nin ılıman iklim kuşağında yaygın olan
civanperçemi, ülkemizde özellikle Kuzey ve Doğu Anadolu'daki
kırlarda ve yol kenarlarında görülür.
 Kullanılan Bölgeleri:Çiçekleri, dalları, yaprakları
 Taşıdıgı etken Maddeler:Tüm civanperçemi bitkisi, insan bedenine
yararlı olan uçucu yağ, tanen ile acı organik asitler ve yapışkan bitki
sıvılarını içerir, ince ince kıyılan yaprakları salatalara katılarak yenir.
Böylece bedene tonik etkisi sağlar.
10.  Kullanım alanları:
 Kullanış Şekli: Bitkinin gövde, yaprak ve çiçekleri yaz boyunca toplanarak gölge ve
havadar bir yerde kurutulur, 1 bardak kaynar suya 1-2 tatlı kaşığı kurutulmuş, olan
karışımı konulup 10-15 dakika süreyle demlendirilerek hazırlanan infüzyon günde
iki-üç kez birer bardak ve sıcak olarak içilir.
 Sağlıkta Kullanımı:
 En etkili terletici şifalı otlardan biridir.
 Soğuk algınlığının iyileştirilmesinde kullanılır.
 Kılcal damarların genişlemesiyle oluşan yüksek tansiyonu düşürür.
 Sindirimi kolaylaştırır.
 Sistit enfeksiyonlarında antiseptik etkisi yapar.
 Civanperçemi, aknelerin iyileştirilmesine yardımcı olur.Bunun için yukarıda
anlatılan infüzyon yüze uygulanır.
 Ayrıca iyi bir yara iyileştiricidir.
Bunun için bitkinin yaprakları körpeyken ezilip yara lapası hazırlanır. Bir tülbentin
içine konulan lapayla, yaraların üzerine kompres yapılır.
 Hemoroitte de iyileştirici ve rahatlatıcıdır.
Bunun için civanperçeminin yukarıda anlatılan yara lapası, basur memelerinin
üzerine elle uygulanır.
 Ürünleri:Drog
12.  Genel Özellikleri:50-150 cm. kadar boylanabilen bu çokyıllık
otsu bitkinin kısa, kalın bir gövdesi ve bu gövdeden uzayan
sürgünleri (çiçek sapları) vardır. Bitkinin rozet biçiminde
gelişen almaşık dizili iri yaprakları, düz ya da çok parçalı,
sapsız, gri-yeşil renkli ve yumuşak dikenlidir. Her çiçek sapının
ucunda, sayısı 3-10 arasında değişen kömeçleri (baş, kelle) yer
alır. 10-13 cm. çapa kadar erişebilen her başın çevresi kiremit
gibi birbirinin üzerine binmiş morumsu yeşil renkli, sert burgu
yaprakçıklarıyla sıkıca sarılıdır. Bu yaprakçıklar koparılıp
açılınca, dipte yeralan çiçek tablasının üzerinde bulunan mavi
renkli yüzlerce çiçek görülür.
 Yetiştiği Yer:Anayurdu Akdeniz havzası olan enginar bitkisi, en
çok bu bölgenin ülkelerinde ve gösterişsiz miktarda olsa da
Türkiye'de yetiştirilmektedir.
 Kullanılan Bölgeleri:Meyvesi, gövdesi, yaprakları
 Taşıdıgı etken Maddeler: Fenolik bileşiklerden Cynarin,
Klorojenik asit, kafeik asit
 Kullanım alanları: Sağlıkta, gıdada
13.  Kullanış Şekli:1 fincan suyun içerisinde ( 150-200 ml ) bir tutam ( yaklaşık 2 gr )
bitki bir iki taşım kaynatılır. 1O-15 dk demlenmeye bırakılır. Günde 3 defa aç ve ya
tok içilir.
ï‚— YAN ETKÄ°LERÄ° :
 Çok nadir olarak alerjik reaksiyonlara yol açabilir.
 Sağlıkta Kullanımı:
ï‚— KaraciÄŸer toksinlerini temizleyici
ï‚— KaraciÄŸeri koruyucu
 Karaciğerin kendini yenilemesinde yardımcı olur.
 Karaciğerin hücre ölümünün azaltılmasına yardımcı
 Kolesterol seviyesini ayarlayıcı
 Safa kesesi, böbrek ve bağırsakların düzenli çalışmasında yardımcı
 Karaciğer ve safra kesesinde biriken nikotin ve alkol ve yağın atılmasında yardımcı
 LDL ve Trigliserit miktarının düşürülmesinde yardımcı
 Kandaki kolesterol seviyesinin ayarlanmasına yardımcı
 Sindirimi kolaylaştırıcı
 Ürünleri:Drog, ekstrakt
15.  Bitkinin diger adları: Tatlı gerdeme, Bendik
 Genel Özellikleri:Kereviz, maydanozgiller familyasına ait iki senelik
bir bitkidir. Bir metre kadar boylanabilir. Çiçekleri kirli beyaz
renktedir. Kereviz özellikle Güney Avrupa, Fransız ve ABD’ de
mutfaklarda çok tercih edilen bir bitkidir. Kereviz tohumları baharat
olarak kullanılır.
 Yetiştiği Yer:Anayurdu Akdeniz havzası ile Kafkasya olan yabani
kereviz adlı bitkinin ayıklanması ve ıslahıyla kültüre alınmıştır.
 Kullanılan Bölgeleri:Kerevizin sapı, kökü, tohumları ve yaprağı
kullanılır.
 Taşıdıgı etken Maddeler:Potasyum, sodyum, kalsiyum, karbonat,
fosfor, kükürt, demir, A, E, B vitaminleri, Apiin, sabit yağ, uçucu yağ
 Kullanım alanları:Sağlıkta, gıdada
 Kullanış Şekli:Kereviz tohumları baharat olarak kullanılır. Kereviz
tohumu ve yemeklik tuz ile karıştırılarak kereviz tuzu olarak
kullanılır. Yemek olarak tüketilir
16.  Sağlıkta Kullanımı:
 Uyarıcı etkisi vardır.
 Sinirsel rahatsızlıklarda faydalıdır.
 Vücudu kuvvetlendirir.
 Cinsel gücü ve isteği arttırır.
 İktidarsızlığı gidermeye yardımcı olur.
 İştah açıcı olarak kullanılır.
 Ağız kokusunu giderir.
 Öksürük kesici etkisi vardır.
 Kanı temizleyici etkisi vardır.
 Karaciğer şişkinliğini ve sarılığı giderir.
 Sivilceleri azaltır.
 Gaz söktürücü etkisi vardır.
 Böbrek kumlarının ve taşlarının dökülmesine yardımcı olur.
 Yüksek tansiyon, şeker ve prostat hastalıklarına faydalıdır.
 Hipertansiyonu ve kolesterolü düşürür.
ï‚— Mideyi kuvvetlendirir.
 Ağrıları giderici etkisi vardır.
 Cilde tazelik ve parlaklık verir.
 Unutkanlığa karşı faydalıdır.
 Anne sütünü arttırıcı etkisi vardır.
 Romatizma ve gut şikayetlerini azaltır.
 Ürünleri:Drog, toz
18.  Bitkinin diger adları:Enison, nanahan, Mesirotu,Raziyanei
– rumi.
 Genel Özellikleri: Bu tür 30-70 cm yükseklikte, tüylü ,
beyaz çiçekli , bir yıllık , otsu bir bitkidir. 5-6 mm uzunluk
ve 1-3 mm genişlikte , armut biçiminde , yeşilimsi gri
renkli ve üzeri tüylü tanelerdir. Kuvvetli ve özel bir
kokusu ve baharlı bir lezzeti vardır..
 Yetiştiği Yer: Memleketimizde bilhassa Antalya , Aydın ,
Balıkesir , Burdur , İzmir ve Muğla illerinde
yetiÅŸtirilmektedir.
 Kullanılan Bölgeleri: Meyvesi
19.  Taşıdıgı etken Maddeler: Sabit yağ ve uçucu yağ (%2-4)
taşımaktadır. Uçucu yağ içinde bilhassa anethol
bulunmaktadır.
 Kullanım alanları:Sağlıkta, gıdada,
 Kullanış Şekli: Toz 0.5-1 gr , günde bir iki defa. İnfusyon
(% 1-2) , günde 2-3 bardak içilir.
 Sağlıkta Kullanımı: Gaz söktürücü , iştah açıcı , süt
arttırıcı ve uyku verici gibi etkileri bulunmaktadır.
Uygulamada bilhassa gaz söktürücü olarak
kullanılmaktadır.
 Ürünleri:Toz, drog, ekstrakt
21.  Bitkinin diger adları: Kırmızı çiçekli yüksükotu,
Mayasılotu, Parmakcıkotu.
 Genel Özellikleri:Bu tür 50-150 cm yükseklikte, tüylü
yapraklı kırmızı çiçekli, iki yıllık ve otsu bitkidir. Yaprağı
10-30 cm uzunluk ve 5-10 cm genişlikte, oval biçimli,
saplı veya sapsız, buruşuk ve tüylü bir yapraktır.
 Kokusu özel, lezzeti ise acıdır.
22.  Yetiştiği Yer:Orta ve Batı Avrupa ormanlarında bulunur.Türkiyede yabani olarak
yetişmemektedir.Bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilir.
 Türkiyede 8 kadar Digitalis türü yetişmekte olup bunların yayılış alanları aşağıda
gösterilmiştir.
ï‚— D. cariensis Boiss. ex Jaub. et Spach (MuÄŸla
yüksükotu): Güney Anadolu.
ï‚— D. davisiana Heywood: MuÄŸla, Ä°sparta, Antal-
ya.
 D.ferruginea L. (Pasrenkli yüksükotu): Karade-
niz bölgesi (Resim: 28).
 D. grandiflora Miller (Büyükçiçekli yüksüko-
tu): Kırklareli:
ï‚— D. lamarckii Ä°van. (Syn: D. orientalis Lam.)
(Doğu yüksükotu): Kuzey ve Orta Anadolu.
 D. lanata Ehrh. (Yünlü yüksükotu): Trakya (Re-
sim: 29).
 D. trojana İvan. (Truva yüksükotu): Çanakkale
ve Balıkesir.
 D. viridiflora Lindley (Yeşilçiçekli yüksükotu):
 Kırklareli.
23.  Kullanılan Bölgeleri:Çiçekleri, yaprakları
 Taşıdıgı etken Maddeler: Primer ve sekonder glikozitler (digitoksin, gitoksin vs.), saponinler,
tanen taşımaktadır. Digitaline ismi ile tedavide kullanılan bileşik, bu bitkinin yapraklarından
elde edilen bir glikozit karışımıdır.
 Kullanım alanları: Peyzaj, Sağlıkta
 Kullanış Şekli:Eskiden bilhassa infusyon veya tentür halinde kullanılırdı.
 0.20-0.80 gr yaprak 150 ml su ile infusyon yapılır ve bu miktar 4-5 defa da ve bir günde alınır.
 Bir günde alınabilecek en yüksek miktar 1 gr yapraktır.
 Halen tedavide digital glikozitlerinden hazırlanmış preparatlar kullanılmaktadır.
 Sağlıkta Kullanımı:Etkisi kalp ve böbrekler üzerindedir. İyi bir kalp kuvvetlendirici ve idrar
artırıcıdır. Çok etkili bileşikler taşıdığı için ancak hekim tavsiyesi ve kontrolü altında
kullanılabilir. Yüksükotu yaprağının etkileri ve kullanılışı hakkındaki ilk bilgiler Türkiyeye
Şani Zade Mehmet Ataullah (1771-1826) tarafından getirilmiştir.
Toksikolojik etki:
 Yüksükotu, taşıdığı kalp üzerine etkili glikozitler nedeniyle, insan ve hayvanlar için zehirli
etkilere sahiptir.
 10 gr kuru veya 40 gr taze yaprağın alınması insanlarda ölümle sonuçlanan zehirlenmeler
meydana getirir.
 Hayvanlarda 25-140 gr taze yaprak ölümle sonuçlanan zehirlen meler yapmaktadır .
 Ürünleri:Drog, ekstrakt
24.  NOTLAR:Türkiyede yetişen türlerden bazıları üzerinde
morfolojik, anatomik ve farmakolojik araştırmalar yapılmıştır.
 Yapılan farmakolojik ve toksikolojik araştırmalar sonunda en
aktif olan türün D. lamarckii İvan. olduğu saptanmıştır.
 Bu türlerin kimyasal yapıları (glikozitleri) ve farmakolojik
etkileri oldukça iyi bir şekilde bilinmektedir.
 Buna karşılık bunlardan hiçbiri memleketimizde ne halk
arasında ve ne de ilaç endüstrisinde kullanılmamaktadır.
 Bunlar halen ancak zehirli bitki olarak bir öneme sahiptirler.
 Türkiye'de doğal olarak yetişen Digitalis türleri üzerinde ilk
inceleme Abdurrahman Naci Efendi (Louis Charrel) (1839-
1924) tarafından yapılarak 1889 yılında, aşağıdaki sonuçlar ile
yayınlanmıştır.
26. • Baklagiller familyasındandır.
• Dünyanın sıcak bölgelerinde ve çok çesitli yerlerde 400'ü
aşkın sinameki türü yetişmektedir.
• Ülkemizde de Güney Ege ve Akdeniz bölgelerinde bazı
sinameki türleri süs bitkisi olarak yetiştirilir.
• Genelde sinameki bitkisi 100-150 cm‘ ye kadar
boylanabilen, çalı görünüşünde agaçcıktır. Ama, 7-10 m‘ ye
kadar yükselen ağaç türleri de vardır.
• Sinameki türleri bileşik yapraklı, çoğunlukla sari çiçekli,
baklaya benzeyen yassı, odunumsu ve sert meyveli
bitkilerdir. Bu meyvelerinin içinde, rengi kırmızımsı tatlı
tohumları bulunur.
27. • Burada konumuzu en çok ilgilendiren sinameki türleri
Afrika'da çeşitli bölgelerde yetişen iskenderiye sinamekisi
ya da Sivri yapraklı sinameki (C. acutifolia) ile daha çok
Hindistan'da yetiştirilmesine karşın Arabistan sinamekisi
veya Dar yapraklı sinameki (C. angustifolia) diye
adlandırılan türleridir.
• Sinameki türlerinin yaprak ve tohumlarında reçine, flavon
türevleri ile etkili madde olarak serbest ya da glikozit
durumunda antrasen türevleri bulunur.
28. Bitkinin tibbi etkilerinden, içi yumusatıcı ve müshil olarak
yararlanılır. Ülkemizde halk arasında en çok kullanılan
müshil ilaçlarından birisidir.
Bu etkisinden yararlanmak için bitkinin kuru yaprakları ya
toz haline getirilir ya da sinamekinin tohumlarını taşıyan
meyvesi ilik suda 6-12 saat bekletilir. Toz halindeki
yapraklarından 2-3 tatlı kasığı alınıp 1 bardak kaynar suda
10-15 dakika demlendirilerek elde edilen infüzyon, günde
iki-üç kez birer bardak olarak içilir. Ilık suda bekletilen
meyvelerinden 3-6 tanesi sudan çıkarılır. Meyveleri 1
bardak kaynar suda 10-15 dakika demlendirilerek elde
edilen infüzyon, günde iki-üç kez birer bardak içilir. Bazı
sinameki türlerinden elde edilen infüzyonun tadı çok kötü
ve içimi zor olduğundan, sütlü kahveye katılarak bunların
alımı kolaylastırılabilir.
29. UYARI
• Aşırı diyare durumuna neden olabileceğinden, kolit ve
spastik peklik çeken kişiler sinameki kullanmamalıdır.
• Sinameki güçlü bir müshildir. Aşırı miktarda
kullanılırsa kusma ve bulantılara neden olabilir.
31. ï‚— Bitkinin Diger Ä°simleri:Kara Kekik, DaÄŸ KekiÄŸi
• Pembe renkli çiçekler açan, 50 cm boylarında
bir bitkidir.
• Uçucu yağ ve tanen içerir.
32. Faydaları
 İştah açar ve hazmı kolaylastırır.
 Kalp çarpıntısını giderir ve sinirleri kuvvetlendirir.
 Bağırsak, böbrek ve mesane şikayetlerinde faydalıdır.
 İdrar söktürür.
 Uyarıcı ve bedeni kuvvetlendiricidir.
 Mikrop öldürücüdür.
 Yaraların iyileşmesine yardımcı olur.
 Mantar şikayetlerine karsı da faydalıdır.
33. Kullanılışı:
• Bitki çiçekleriyle birlikte toplanıp kurutulduktan sonra toz
haline getirilir ve çay ya da kahve olarak tüketilebilir.
 Baharat olarak da kullanılmaktadır.
 Ayrıca, haricen yaraların üzerine mikrop öldürücü olarak
sürülebilir.
UYARI:
Hamilelikte ve guatr şikayeti olanlarda kullanımı tavsiye
edilmemektedir.
35. ï‚— DiÄŸer Ä°simleri : Valeriana, Valeriana officinalis,
Valeriane, Garden heliotrope, Herbe aux chats
 Botanik Bilgi : İkiçenekliler sınıfının, kediotugiller
familyasındandır. Normal olarak kedi otu 0,5-1,2 metre
boyundadır. Gövde yuvarlak, içi boş, esmer,
kahverengimsi veya kızılımsı esmer veya esmerimsi
yeşil renktedir ve çatallaşmadan yükselir. Çiçekleri,
şemsiye görünümündedir. Çok küçük olan çiçeklerinin
taç yaprakları 2-7 metre büyüklüğünde, pembe, açık
pembe veya beyaz renktedir. Kökleri bir yumru
şeklinde 3-5 cm uzunluğunda, ana kök ve saçak
köklerin dışı sarımsı gri veya açık esmer renktedir.
36.  Faydaları :
 Kedi kökü uyku rahatsızlıklarında en çok kullanılan 5-6 şifalı
bitkiden en önemlisidir.
ï‚—
 Sık sık uyanma ve hafif uyuma, huzursuzluk ve sinirsel
nedenlerle uyuyamamaya karşı kullanılır.
ï‚—
 Sinirsel huzursuzluk, sinirsel mide bağırsak ağrıları, sinirsel kalp
rahatsızlıklarında kullanılır.
ï‚—
 Gerginlik ve telaş, korku, stres gibi rahatsızlıklara karşı kullanılır.
ï‚—
 Spazm çözücüdür. Bedende oluşan krampları, bağırsaklarda
duyulan ani ağrıları ve regl ağrılarından ortaya çıkan kramp ve
sancıları yok eder.
 Sinirsel kökenli baş ağrılarına ve migrene iyi gelir.
37.  Kullanım Şekli : İki kahve kaşığı kedi kökü demliğe
konur ve üzerine 300-500 ml kaynar su ilave edilerek 5-
10 dakika demlenmesi beklenir ve sonra süzülerek
içilir.
ï‚—
 UYARI : Aşırı dozajda ve uzun süre kullanılır ise baş
ağrısı, baş dönmesi ve bulantı gibi geçici
rahatsızlıklara neden olabilir.
39. ï‚— Tarihte bilinen en eski besin takviyelerinden birisi
polendir. Osmanlı İmparatorluğunda, baldan ve
polenden gıda takviyesi olarak faydalanıldığı
bilinmektedir.
 Polen, hayatımızın her alanında bulunan çiçeklerin
erkek organ hücresidir. Arılar bir çiçeğe kondukları
zaman çiçek üzerindeki polen tozları arı üzerine
yapışırlar, arılar üzerlerine yapışan bu toz
zerreciklerini salgıladıkları sıvı yardımıyla bir birine
yapıştırarak ayaklarına tuttururlar ve kovana taşırlar.
40.  Polende insan vücuduna yararlı tam 22 çeşit aminoasit,
27 çeşit madensel tuz, doğal hormon, enzim, pigment,
karbonhidrat ve ferment bulunmaktadır. Ayrıca
polende bulunan elementlerden bazıları da demir,
bakır, kalsiyum, sodyum, magnezyum, silisyumdur.
Alüminyum, nikel, titanyum ve çinko da polende
bulunan iz elementlerdir. Polende bulunan vitaminler
de, A, B1, B2, B3, B4, B5, B6, B7, B8, B9, B12, C, D, E, H
ve P vitaminleridir.
41.  Polenin insan vücuduna faydaları;
* H vitamini sayesinde gelişmeyi kolaylaştırır ve hızlandırır, deri
ve göz kapağı iltihaplarını önler
* İçinde bulunan rutin sayesinde fazla kanamayı engeller.
* Kalp kasının çalışmasını güçlendirir.
* Bağırsak iltihaplarını iyileştirir
 * İştah açıcıdır.
* Kabızlık ve tıkanmaları ortadan kaldırır.
* Ä°shali giderir.
* Bağırsak mikroplarını düzenler.
* İnsanlarda sinirliliği ortadan kaldırır.
* Ä°nsanlarda kuvvet ÅŸurubu etkisi yapar.
* Düşünme yeteneğini artırır.
* Kandaki alyuvar sayısını % 25-30 oranında artırır.
* Hemoglobini % 15 oranında artırır.
* Görme yetisini artırır.
* Cystin aminoasidi, saçın gelişmesine katkıda bulunur.
* Prostat hastalığına faydası vardır.
* Güzellik kremi olarak da kullanılır.
42.  * Yüksek tansiyonu düzenler.
* Soğuk algınlığını giderir.
* Kalp kasının çalışmasını hızlandırır.
* Kanser tedavisinde destekleyici olarak görev yapar.
* Alerjilere karşı vücut direncini artırır.
* Atletler enerjilerini ve dirençlerini artırmak için
kullanırlar.