ݺߣ

ݺߣShare a Scribd company logo
MEYANKÖKÜ
Glycyrrhiza glabra L. (Leguminosae)
 Diger adı: Piyan (Aydın)
 Genel Özellikleri:30-60 cm yükseklikte, tüysü yapraklı,
mavimsi mor çiçekli, çok yıllık bir bitkidir.
 Yapraklar 5-9 yaprakçıklı.
 Çiçekler 5-15 cm uzunlukta olan seyrek durumlarda
toplanmış.
 Meyvanın üzeri çıplak veya guddeli, fakat dikenli
değildir.
 Kullanılan Bölgeleri:Kökü
 Taşıdıgı etken Maddeler:Flavon türleri, glycrrhizin asit,
nişasta, şekerler, zamk, rezin
 Kullanım alanları:Saglık, gıda
 Kullanış Şekli:Toz 0.5-1 gr, hap halinde, günde birkaç defa.
 İnfusyon veya dekoksiyon (%5) günde 2-3 bardak.
 Sağlıkta Kullanımı:Göğüs yumuşatıcı, balgam söktürücü,
idrar arttırıcı, tad düzeltici gibi etkilere sahiptir.
 Toz halinde eczacılıkta hapların hazırlanmasında, kıvam ve
şekil vermek için kullanılır.
 Ürünleri:toz, hap,drog, ekstrakt
ÇEMEN(Trigonella foenum )
 Bitkinin adı/adları: Boyotu ve poyotu
 Genel Özellikleri:Trigonella foenum türünün yağı alınmış olgun
tohumları kullanılır. Tohum 3-5 mm uzunlukta, sert köşeli üzeri ince
pürtüklü, esmer kırmızı veya sarımsı esmer renkli, kokusuz ve hoş
olmayan tattadır.
 Yetiştiği Yer: Akdeniz bölgesinde doğal olarak yetişir. Tüm dünyada
kültürü yapılmaktadır.
 Kullanılan Bölgeleri:Tohum
 Taşıdıgı etken Maddeler: Yüzde 25 protein (lizin + triptofan),
flavon:apigenin, luteolin+glikozitleri (orientin, viteksin, flavonol
(kersetin)yüzde 6-17 steoridal saponin, yüzde 0.8-2.2 diosgenin
foenugresin (diosgenin’in 3 peptitesteri) ve yamogenin başına
furostanol glikozitleri drog un acılığını verir. Alkoloit (piridin tipi):
gentianin, trigonellin, kolin, kumarin (skopolin), yüzde 5-8 lipit, yüzde
6-10 sabit yağ, yüzde 50 müsilaj (galaktomannan), vitamin (nikotinik
asit), karotenoid, B-sitosterol,uçucu yağ, (tipik kokusu 3-hidroksi-4,5-
dimetil-2[5H]-furanon içerir.
 Kullanım alanları:Sağlıkta, gıdada
 Kullanış Şekli: Çemenotunun tohumları sonbaharda
olgunlaştıkları zaman toplanır. 1,5 tatlı kasığı tohum l bardak
sıcak suya konulup 10 dakika süreyle ağır ağır kaynatılır. Böylece
elde edilen dekoksiyondan günde üç kez birer bardak içilir.
 Sağlıkta Kullanımı:Mısır’da Ebers Papirüsü’nde MÖ 1500 yılında
yanıklar için etkisi olduğu kayıtlıydı. Tohumları yine Mısır’da
doğumu teşvik edici olarak kullanılırdı.
 Yağı alınmış tohumları kollesterol düzeyini dengeler ve
yükselmesini engeller.
 Laksatif, besleyici, lezzet düzeltici, balgam söktürücü, süt artırıcı
özelliktedir. Steroidal saponinlerinden dolayı antimikrobiyal
etkileri bulunmaktadır.
 Diyabet, dizanteri, diyare, kronik öksürük, karaciğer ve dalak
büyümesi, iştahsızlıktan oluşan hazımsızlık ve gastrit gibi
hastalıklara karşı kullanılmaktadır.
 Ürünleri:Drog, ekstrakt
ZERDEÇAL(Curcuma longa)
 Bitkinin adı/adları: Hint safranı , sarıboya, zerdeçav
 Genel Özellikleri:zencefilgiller (Zingiberaceae)
familyasından sarı çiçekli, büyük yapraklı, çok yıllık otsu
bir bitki cinsidir.
Bitkinin toprak altındaki ana rizomları yumurta veya
armut şeklindedir. Yan rizomları ise parmak
seklindedir. Rizomların üst yüzü sarımsı, iç yüzü ise sarı
renklidir. Acımsı bir tadı vardır.
 Yetiştiği Yer:Basta Pakistan, Hindistan, Çin ve Banglades
olmak üzere Asya'nın tropik bölgelerde yetişir.
 Kullanılan Bölgeleri:Kökü
 Taşıdıgı etken Maddeler:Rezin, uçucu yag, kurkim, alkol,
keton esterleri
 Kullanım alanları:Sağlıkta, boya, tekstil, gıda
 Sağlıkta Kullanımı: İltihap giderici özelliği vardır.
 Zerdeçal karaciğer için yararlıdır.
 Karaciğeri güçlendirir ve karaciğerden toksinlerin atılmasına
yardım eder.
 Solunum yolu enfeksiyonların tedavisinde yararlanılır.
 Curcumin kansere karşı koruma sağlar ve tümör hücrelerinin
çoğalmasını engelleyici özelliği vardır.
 Yapılan araştırmalarda cilt, kolon, ve göğüs kanseri için faydalı
olabileceği görülmüştür.
 Safra kesesi ve safra yollarının fonksiyonel hastalıklarına karşı
etkisi deneysel çalışmalarda zerdaçalın kolesterolü azaltıcı etkisi
belirlenmiştir.
 Kalp hastalıklarını önleyebileceği yine yapılan araştırma
sonuçlarından biridir.
 Zerdeçal kullanımı hazmı kolaylaştırır
 Ürünleri:Toz, drog, merhem, ekstrakt
FESLEGEN (Ocimum basilicum L.)
 Bitkinin adı/adları: fesliğen, ırıhan, peslan, rahan,
reyhan
 Genel Özellikleri:Ocimum basilicum türünün yapraklı
ve çicekli dallarıdır.Bu tür 20-40 cm yükseklikte, beyaz
veya pembe çiçekli, özel kokulu, baharlı yaprakları ve
çiçekleriyle bir yıllık otsu bir bitkidir.
 Yetiştiği Yer:Anavatanı Hindistan’dır ama bugün bütün
Akdeniz ülkelerinde ve ülkemizde yetiştirilmektedir.
 Kullanılan Bölgeleri:Yaprak, dalları
 Taşıdıgı etken Maddeler:Yüzde 0,2-0,4 oranında uçucu
yağ taşımaktadır. Uçucu yağ içinde estragol, ögenol,
sineol bulunur.
 Kullanım alanları:Sağlık, gıda, temizlik, kozmetik
 Kullanış Şekli: 25-30 gram taze fesleğen yaprağı alınıp
üzerine dört bardak kaynar su dökülerek ve 10-15
dakika süreyle demlendirilerek hazırlanan çay, günde
iki-üç bardak içilir.
 Sağlıkta Kullanımı:Yatıştırıcı, midevi, idrar arttırıcı ve
gaz söktürücü etkilere sahiptir. Antimikrobiyal
etkisinin bulunduğu bilinmektedir. Genel olarak gaz
ve doluluk hissedilen durumlarda etkilidir.
 Özellikle hamilelikte tek başına ve yüksek miktarda
kullanılmaması gerekmektedir.
 Ürünleri:Drog, toz, merhem, ekstrakt
ÇÖVEN (Saponariae albae)
 Bitkinin diger adları: Çevgen, Çövenotu, Dişi çöven, Helvacı
çöveni, Şark çöveni, Tarla çöveni.
 Genel Özellikleri: Haziran-Temmuz aylarında beyaz çiçekler
açan, 50-60 cm yüksekliğinde çok dallı, çok senelik, kazık
köklü, otsu bir bitkidir. Yaprakları sapsız, soluk yeşil
renklidir. Çiçekleri küçük pembe ve beyaz renklidir. Tohumları
küçük, hemen hemen böbrek şeklinde esmer renkli ve üzeri
pürtüklüdür. Köklerinin dövülmesinden çöven elde edilir.
 Yetiştiği Yer: Orta ve Dogu Anadolu
 Kullanılan Bölgeleri: Kökü
 Taşıdıgı etken Maddeler:Şekerler, rezin ve triterpen sınıfı
saponinler (albosaponin) taşımaktadır.
 Anadolu kökenli çövenlerdeki ham saponin miktarı % 10-25
arasında değişmektedir.
 Kullanım alanları:Sağlık, temizlik, gıda
 Kullanış Şekli:İnfusyon (% 1), günde 20-100 ml alınabilir.
 Sağlıkta Kullanımı:İdrar ve balgam söktürücü etkilere
sahipse de tedavi alanında nadiren kullanılır.
 Diger Alanlarda Kullanımı:Ham saponositlerin antiviral
bir aktiviteye sahip olduğu gösterilmiştir.
 Antifungal etki zayıftır.
 Memleketimizde bilhassa tahin helvası yapımında ve
yünlü kumaşların temizlenmesinde kullanılır.
 Değerli bir dışsatım ürünüdür.
 Ürünleri:Drog, ekstrakt
NAR(Punica granatum)
 Genel Özellikleri: Haziran-Temmuz
aylarında kırmızı renkli çiçekler açan, iki ile beş metre
boylarında ağaççıklardır. Gövdeleri gayri
muntazamdır. Yapraklar karşılıklı, parlak renkli, ince-
uzun şekilli, kısa saplı ve kırmızı
kenarlıdır. Çiçekler kısmen sapsız, tek tek ve birkaçı
bir arada bulunur. Çanak yaprakları kırmızı renkli,
dökülmeyen ve etlidir. Meyveleri küre şeklinde ve
portakal büyüklüğünde, önceleri yeşil, olgunlukta
kırmızımsı renkte, derimsi kabuklu, çok tohumlu ve
etlidir. Meyvenin yenen kısmı, etli ve bol usareli olan
tohumlarıdır. Bir nar meyvesinde 600 civarında tohum
bulunur. Tohumların renkleri beyazdan koyu
kırmızıya doğru değişik renk tonlarına sahiptir.
 Yetiştiği Yer: Anayurdunun Doğu Akdeniz havzası
olduğu sanılan nar yumuşak iklimli, sıcak ve kurak
yerleri; kalkerli, derin ve yumuşak toprakları sever.
Akdeniz bölgesinden Japonya'ya, öte yanda ABD'nin
güneyi ile Güney Amerika Kıtası'na kadar yayılmıştır.
 Kullanılan Bölgeleri:Gövde-kök-dal kabuğu, meyvesi,
çiçeği
 Taşıdığı Maddeler:
 Nar kabuğunda=tanen, triterpen
 Ağaç kabuğunda=tanen, alkoloit
 Nar meyvesinde=karbonhidrat, protein, kalsiyum,
fosfor, demir, B1 ve B2 vitamini
 Kullanım alanları:Sağlık, gıda, kozmetik
 Sağlıkta Kullanımı: Harareti keser. Enerji verir ve
yorgunluğu giderir. Vücudu, kalbi, mideyi ve diş
etlerini kuvvetlendirir. Çarpıntıyı giderir. Mide iltihabı
ve ağız yarası için faydalıdır. Bağışıklık sistemini
güçlendirir. Kanser hücrelerinin gelişmesine engel
olarak, başta akciğer, meme, cilt, kolon ve prostat
kanseri olmak üzere, kansere karşı vücudu korur.
Kandaki kolesterol oranını ve tansiyonu düşürür.
Damar serliğini önler ve damarları açar. Bu
özellikleriyle kalp ve damar hastalıklarına karşı
koruyucudur. Kandaki şeker seviyesini de
dengeleyerek şeker hastalarına iyi gelir. Cilt sağlığı için
de faydalıdır. Nar suyu sesi açar. Menopoz şikayetlerini
azaltır. Ayrıca, artrit ve eklem ağrılarını dindirmeye
yardımcı olur.
 Ürünleri:Drog, macun, ekstrakt
LAVANTA(Flos lavandulae)
 Bitkinin adı/adları: Karabaş otu, Yalancı lavanta çiçeği
 Genel Özellikleri: Lavanta cinsi üyeleri, çalı
görünümlü, toplu başak biçiminde mavi, morumsu ya
da kırmızı çiçekler açan bitkilerdir.
 Yetiştiği Yer: Atlas
Okyanusu adalarından Akdeniz çevresi ülkelerine ve
Hindistana kadar uzanan geniş bir alanda
yetişir.Ülkemizde genellikle Ege ve Akdeniz bölgesinde
görülür.
 Kullanılan Bölgeleri:Çiçekleri, dalları, yaprakları
 Taşıdığı Maddeler:Uçucu yağ (lineol, pinen, borneol),
seskiterpen, kumarin, tanen, flavonlar
 Kullanım alanları:Sağlık,kozmetik, ilaç sanayi, temizlik
sanayi
 Kullanış Şekli: Kurutulmuş sürgün ve çiçeklerden 1
tatlı kaşığı alınıp üzerine 1 bardak kaynar su dökülerek
ve 10-15 dakika süreyle demlendirilerek çay elde edilir.
Bu çaydan, günde üç kez birer bardak içilir.
 Sağlıkta Kullanımı: Yatıştırıcı ve uyarıcıdır. İdrar ve
gaz söktürür. Karın şişliği ve migren ağrılarında
faydalıdır. Romatizma şikâyetlerini azaltır. Mikrop
öldürücüdür. Kokusu vücuda kuvvet ve ferahlık verir.
Ateşli hastalara iyi gelir. Özellikle Karaciğere çok
faydalı olan Lavanta, karaciğerin düzenli çalışmasına
yardımcı olur. Bu özelliği ile karaciğer yetmezliği,
hepatit B ve C, sarılık gibi hastalıklarda faydası görülür.
 Ürünleri:Drog, ekstrakt
ÇAM FISTIĞI (Pinus Pinea)
 Pinus Pinea türünün baharat olarak kullanılan
tohumlarına verilen ad genel olarak çamfıstığı olarak
bilinir. Bu tohum 1.5 cm uzunlukta, iğ biçiminde,
sütbeyazı renkli ve yağlımsı tattadır.
 Yetiştiği yerler
 Bütün Akdeniz ülkelerinde yetişir veya yetiştirilir.
Ülkemizde küna,künar,küner, püste adlarıyla da
bilinir, özellikle Batı Anadolu bölgesinde (Ayvalık,
Aydın, Muğla) ormanlar oluşturmaktadır.
 Etken bileşikler
 Yüzde 46 oranında sabit yağ, protein ve selüloz içerir.
 Kullanım alanları
Sağlıkta: balla ezildiğinde elde edilen macun kuvvet
verici olarak kullanılır.
Gıdada: zeytinyağlı yemeklere içpilava katılır.
Sumak (Rhus coriaria L.)
 3 metreye kadar boylanabilen, kışın yapraklarını döken
bir ağaçcıktır.
 5-21 yaprakçıktan oluşan, bileşik yapraklı, meyvesi tek
tohumlu, üzeri tüylü ve esmer kırmızı renklidir.
 Yaprakları ve kurutulmuş olgun meyveleri kullanılır.
 Yetiştiği yerler
 Güney Avrupa (Başlıca Sicilya) ve Akdeniz çevresinde
yetişir.
 Türkiye de de yaygındır.
 Tetre, tetri, tatari, tetere, tirimli tutuba, tavru, tahru,
terici sumağı adıyla da bilinir.
 Sumak yaprağı Türkiye nin dış satım ürünlerinden
biridir.
 Etken bileşikleri
 Yaprak: tanen (Anadolu kökenlerde %21,7 tanen
bulunduğu saptanmıştır.), şekerler, mum ve flavon
türevi sarı renk maddeleri (mirisetin) içermektedir.
 Meyve: tanen(%4), uçucu yağ, organik asitler (sitrik,
tartarik ve malik) ve bunların tuzlarını içerir.
 Kullanıldığı alanlar
Sağlıkta:
Tanen taşıdığından yaprakları diyareye karşı kullanılır.
Kan dindirici ve antiseptiktir.
Sulu ekstreleri üzerinde yapılan farmakolojik deneyler bu
ekstrelerin tannik asitten dolayı kasıcı bir etkiye sahip
olduğunu göstermiştir.
Gıdada:
Meyveleri baharat olarak özellikle Güneydoğu Anadolu da
bol miktarda tüketilmektedir.
Birçok yöresel yemekte, öğütülmüş olarak ve ya ekstrakt
(sumak ekşisi) şeklinde kullanılır.
Tadı mayhoştur.
Ayrıca yaprak ekstresi dericilikte ve kumaş boyamada
kullanılır.
մİ
 Vasabi, (Wasabia japonica ya da Eutrema japonica) Turpgiller
familyasına üye bir bitkidir.
 Kökü, çok yoğun tat ve acı içerdiği için yemeklerde çeşni olarak
kullanılır.
 Acılığı, acı biberlerdeki kapsaisin ‘in dilde neden olduğu acıdan
daha çok, hardalın burun ve solunum yollarında yarattığı acı
hissine yakındır.
 Japonya’daki vadi nehir yataklarında doğal olarak yetişir.
 Yiyecek piyasasında genellikle iki kültivarı, Wasabi Japonica
‘Drauma’ ve ‘Mazuma’ bulunur, ancak tüm çeşitliliği bu ikisiyle
sınırlı değildir.
 Vasabi, sonradan çok ince rendelenmek üzere ham kök haliyle
veya kullanıma hazır, diş macunu tüpüne benzeyen tüpler
içerisinde satılır.
 Lokantalarda, macun hali müşterinin siparişi üzerine hazırlanır;
15 dakika içerisinde aromasını yitirir.
 Suşi hazırlanırken, vasabi’yi pilav ve diğer malzemelerin arasına
koyar; bu şekilde vasabi tatını daha uzun süre koruyabilir.
 Taze vasabi yaprakları yenebilir, köklerindeki tat
yapraklarında da mevcuttur.
 Vasabi’nin acı yaratması yağ bazlı olmadığından, acı
biberlerin yarattığı histen daha kısa sürelidir ve
herhangi bir yiyecek veya içecek tüketimiyle kolaylıkla
silinir.
 Acı, ilk olarak burun deliklerinde ve solunum
yollarında yoğun olarak hissedilir ve alınan miktara
bağlı olarak oldukça yüksek şiddette acı verebilir.
 Vasabi buharının solunum yollarıyla alınması kuvvetli
uyarıcı bir etki yaratır.
 Bu özelliği, duyma özürlü kişilerin yangın ve benzeri
tehlikeli durumlarda uyarılması amacıyla
kullanılabilir.
 Böylesi bir deneyde, deneklerden bir tanesinin
uykusundan on saniye içerisinde uyandığı tespit
edilmiştir.
 Bu yönde yapılan çalışmalar, nihayetinde Makoto Imai,
Naoki Urushihata, Hideki Tanemura, Yukinobu
Tajima, Hideaki Goto, Koichiro Mizoguchi ve Junichi
Murakami’ye 2011 yılı Nobel Kimya ödülü
kazandırmıştır.
 Hasadı zor olduğu için, gerçek vasabi’nin fiyatı
yüksektir.
 Bu yüksek fiyat nedeniyle yaban turbu (acırga), hardal,
nişasta ve yeşil gıda boyası karışımı ile taklidi sıklıkla
kullanılır.
 Japonya dışında gerçek vasabi bitkisini bulmak zordur.
 Piyasada var olan kimi ürünlerin paketinde vasabi
yazsa dahi, içeriği gerçek vasabi bitkisi içermeyebilir.
 Taklidinin tadı vasabi ve yaban turbu arasında olsa
dahi fark kolaylıkla ayırt edilebilir.
 Taklit vasabi Japonya’da bulunmaktadır ancak seiyo
wasabi (“batı wasabi’si”) olarak adlandırılır.
 Vasabi’ye kendine özgün tadı veren bileşen, uçucu allyl
isothiocyanate’dir
 Bir araştırma, vasabide bulunan isothiocyanate’ların
mikroorganizma büyümesine engel olduğunu ortaya
koymuştur.
 Vasabi’nin özellikle çiğ et içeren yemeklerde zararlı
parazitleri yok etmesi, bu tür yemeklerde kullanım
amaçlarından biridir.
 Antibiyotik özelliği vardır. (sistematik olarak balıkla
birlikte tüketilmelidir) ve kanserden korumada
etkilidir.
 Aynı zamanda astım ve alerjinin reaksiyonlarını
engeller.
 Son olarak ağrı kesici, enfarktüs ve beyin felçlerine yol
açan kan pıhtılaşmasını önleyerek kan dolaşımına
yardımcı olur.
 Wasabi bitkisi, erken yaşlanmayı durduran ve etkisiz
hale getiren bir bitkidir.
 İnsan DNA’ sına etki ederek, kanı ciltte tutmaktadır.
 Bunun yanı sıra saçların ph değerini sabitlemektedir.
 Böylece saç pigmentleri kendini tamir etmekte ve
saçlar normal haline dönebilmektedir.
 Bu bitki özellikle su kaynaklarını sevmektedir.
 Akan suyun yanında bulunanları çok değerlidir.
 Toprakta yetişen şekli de mevcuttur.
 Etken maddesi olan lactobacillus çok değerli bir
malzemedir.
 Genelde renk koruyucu olduğu keşfedilmiştir.
 Wasabi, aynı zamanda bakterileri etkisiz hale
getirerek, hastalıklar ile savaşır.
 Ciltte ölü deri’den arınmak ve cildi rahatlatmak için,
yüz ve vücut losyonlarına eklenmektedir.
 Bu gün pek çok şampuana saç derisini
kuvvetlendirmek, renk vermek için ekleniyor.
BAL
 Arıların çeşitli çiçekler ve meyve tohumlarından aldığı
nektarı yutarak midesinde çeşitli enzimlerle değişime
uğrattığı ve kovanlarında peteklere yerleştirdiği faydalı
besine bal denir.
 Balın tadının farklı olma nedeni, toplanan çiçek
özlerinin ve meyve nektarlarının farklı olmasından
kaynaklanmaktadır. Bal üretimi oldukça zor ve çaba
gerektiren bir işlemdir. Yarım kiloluk bir bal için
dokuzyüz bin arının bir günlük çalışma yapması
gerekmektedir.
 Bal ek bir etkiye uğramadıkça bozulmaz.
Faydaları
 * Kanı çoğaltır.
* İdrar söktürücü özelliği vardır.
* Vücudun güçlenmesinde etkilidir. Zinde kalmasını sağlar.
* Vücutta bulunan zehirli maddelerin dışarı atılmasını sağlar.
* Midede ve bağırsakta bulunan gazların atılmasını
sağlar. Mideye rahatlık sağlar.
* Balgamı kurutarak öksürüğün kesilmesini sağlar. Özellikle ballı
sütün öksürüğü kesmede ve rahat bir uyku sağlamada etkisi
olduğu bilinmektedir.
* Bal sayesinde böbrek kumlarının dökülmesini sağlayabilirsiniz.
* Vücuttaki rutubetin yok edilmesinde etkilidir.
* Damarların genişlemesini sağlar.
* Kalbi güçlendirir.
* Kalp çarpıntıları için çok önemli bir ilaç niteliği taşır. Çok
faydalıdır.
 * Hazım için çok etkilidir.
* Bal ayrıca göz ağrılarına oldukça iyi gelmektedir.
(Ellerinizi temizleyerek göz kapağına bal sürerseniz ağrıları
aldığını göreceksiniz.)
* Kansızlığa karşı iyi gelmektedir.
* Kemik rahatsızlıkları için bal yemek faydalıdır.
* Boğaz veya ağız ağrınız var ise balı yavaş yavaş emerek
yemeniz ağrılarınızın hafiflemesine veya geçmesine
yaramaktadır.
* Bademciklere de iyi gelen bal ile gargara yaparsanız
etkisini göreceksiniz.
* Bağırsak yaralarına karşı etkilidir.
* Diş etlerinin kuvvetlenmesinde faydalıdır.
* Mide ve ciğerde zamanla oluşan atık maddelerin vücuttan
atılması konusunda oldukça etkilidir.
 * Siroz hastalarına bol miktarda bal yemeleri tavsiye edilmektedir.
* Normal felç ve yüz felci engellemede bal etkilidir.
* Bal sayesinde midede bulunan gazların atılması sağlanır.
* Cinsel gücü arttırıcı (afrodizyak etkili) özelliği vardır.
* Grip ve soğuk algınlığında tedavi amaçlı kullanılmaktadır.
* Balı sulandırılmış olarak içerseniz eğer vücudun yumuşamasını
sağlamaktadır ve mesane iltihabını temizlemede etkilidir.
* Bal, çocukların gelişiminde faydalıdır.
* Zehirlenmelere karşı iyi geldiği bilinmektedir.
* Damar sertliklerinin giderilmesinde etkilidir.
* Bağırsakların temizlenmesi ve lekelerin giderilmesinde etkilidir.
* Zekanın gelişiminde ve artmasında faydalıdır.
* Pis kanı temizlemektedir. Vücuttaki kanın akışını düzenlemektedir.
* Uykusuzluk sorunlarında (sinirsel uyku bozukluğunda) bal yemesi
şiddetle tavsiye edilmektedir.
* Karın ağrılarının giderilmesinde etkilidir.
* Yatağına işeyen çocuklarda bu durumun giderilmesi için bal tavsiye
edilmektedir.

More Related Content

%F eifal%fd bitkiler 9

  • 2.  Diger adı: Piyan (Aydın)  Genel Özellikleri:30-60 cm yükseklikte, tüysü yapraklı, mavimsi mor çiçekli, çok yıllık bir bitkidir.  Yapraklar 5-9 yaprakçıklı.  Çiçekler 5-15 cm uzunlukta olan seyrek durumlarda toplanmış.  Meyvanın üzeri çıplak veya guddeli, fakat dikenli değildir.
  • 3.  Kullanılan Bölgeleri:Kökü  Taşıdıgı etken Maddeler:Flavon türleri, glycrrhizin asit, nişasta, şekerler, zamk, rezin  Kullanım alanları:Saglık, gıda  Kullanış Şekli:Toz 0.5-1 gr, hap halinde, günde birkaç defa.  İnfusyon veya dekoksiyon (%5) günde 2-3 bardak.  Sağlıkta Kullanımı:Göğüs yumuşatıcı, balgam söktürücü, idrar arttırıcı, tad düzeltici gibi etkilere sahiptir.  Toz halinde eczacılıkta hapların hazırlanmasında, kıvam ve şekil vermek için kullanılır.  Ürünleri:toz, hap,drog, ekstrakt
  • 5.  Bitkinin adı/adları: Boyotu ve poyotu  Genel Özellikleri:Trigonella foenum türünün yağı alınmış olgun tohumları kullanılır. Tohum 3-5 mm uzunlukta, sert köşeli üzeri ince pürtüklü, esmer kırmızı veya sarımsı esmer renkli, kokusuz ve hoş olmayan tattadır.  Yetiştiği Yer: Akdeniz bölgesinde doğal olarak yetişir. Tüm dünyada kültürü yapılmaktadır.  Kullanılan Bölgeleri:Tohum  Taşıdıgı etken Maddeler: Yüzde 25 protein (lizin + triptofan), flavon:apigenin, luteolin+glikozitleri (orientin, viteksin, flavonol (kersetin)yüzde 6-17 steoridal saponin, yüzde 0.8-2.2 diosgenin foenugresin (diosgenin’in 3 peptitesteri) ve yamogenin başına furostanol glikozitleri drog un acılığını verir. Alkoloit (piridin tipi): gentianin, trigonellin, kolin, kumarin (skopolin), yüzde 5-8 lipit, yüzde 6-10 sabit yağ, yüzde 50 müsilaj (galaktomannan), vitamin (nikotinik asit), karotenoid, B-sitosterol,uçucu yağ, (tipik kokusu 3-hidroksi-4,5- dimetil-2[5H]-furanon içerir.  Kullanım alanları:Sağlıkta, gıdada
  • 6.  Kullanış Şekli: Çemenotunun tohumları sonbaharda olgunlaştıkları zaman toplanır. 1,5 tatlı kasığı tohum l bardak sıcak suya konulup 10 dakika süreyle ağır ağır kaynatılır. Böylece elde edilen dekoksiyondan günde üç kez birer bardak içilir.  Sağlıkta Kullanımı:Mısır’da Ebers Papirüsü’nde MÖ 1500 yılında yanıklar için etkisi olduğu kayıtlıydı. Tohumları yine Mısır’da doğumu teşvik edici olarak kullanılırdı.  Yağı alınmış tohumları kollesterol düzeyini dengeler ve yükselmesini engeller.  Laksatif, besleyici, lezzet düzeltici, balgam söktürücü, süt artırıcı özelliktedir. Steroidal saponinlerinden dolayı antimikrobiyal etkileri bulunmaktadır.  Diyabet, dizanteri, diyare, kronik öksürük, karaciğer ve dalak büyümesi, iştahsızlıktan oluşan hazımsızlık ve gastrit gibi hastalıklara karşı kullanılmaktadır.  Ürünleri:Drog, ekstrakt
  • 8.  Bitkinin adı/adları: Hint safranı , sarıboya, zerdeçav  Genel Özellikleri:zencefilgiller (Zingiberaceae) familyasından sarı çiçekli, büyük yapraklı, çok yıllık otsu bir bitki cinsidir. Bitkinin toprak altındaki ana rizomları yumurta veya armut şeklindedir. Yan rizomları ise parmak seklindedir. Rizomların üst yüzü sarımsı, iç yüzü ise sarı renklidir. Acımsı bir tadı vardır.  Yetiştiği Yer:Basta Pakistan, Hindistan, Çin ve Banglades olmak üzere Asya'nın tropik bölgelerde yetişir.  Kullanılan Bölgeleri:Kökü  Taşıdıgı etken Maddeler:Rezin, uçucu yag, kurkim, alkol, keton esterleri  Kullanım alanları:Sağlıkta, boya, tekstil, gıda
  • 9.  Sağlıkta Kullanımı: İltihap giderici özelliği vardır.  Zerdeçal karaciğer için yararlıdır.  Karaciğeri güçlendirir ve karaciğerden toksinlerin atılmasına yardım eder.  Solunum yolu enfeksiyonların tedavisinde yararlanılır.  Curcumin kansere karşı koruma sağlar ve tümör hücrelerinin çoğalmasını engelleyici özelliği vardır.  Yapılan araştırmalarda cilt, kolon, ve göğüs kanseri için faydalı olabileceği görülmüştür.  Safra kesesi ve safra yollarının fonksiyonel hastalıklarına karşı etkisi deneysel çalışmalarda zerdaçalın kolesterolü azaltıcı etkisi belirlenmiştir.  Kalp hastalıklarını önleyebileceği yine yapılan araştırma sonuçlarından biridir.  Zerdeçal kullanımı hazmı kolaylaştırır  Ürünleri:Toz, drog, merhem, ekstrakt
  • 11.  Bitkinin adı/adları: fesliğen, ırıhan, peslan, rahan, reyhan  Genel Özellikleri:Ocimum basilicum türünün yapraklı ve çicekli dallarıdır.Bu tür 20-40 cm yükseklikte, beyaz veya pembe çiçekli, özel kokulu, baharlı yaprakları ve çiçekleriyle bir yıllık otsu bir bitkidir.  Yetiştiği Yer:Anavatanı Hindistan’dır ama bugün bütün Akdeniz ülkelerinde ve ülkemizde yetiştirilmektedir.  Kullanılan Bölgeleri:Yaprak, dalları  Taşıdıgı etken Maddeler:Yüzde 0,2-0,4 oranında uçucu yağ taşımaktadır. Uçucu yağ içinde estragol, ögenol, sineol bulunur.
  • 12.  Kullanım alanları:Sağlık, gıda, temizlik, kozmetik  Kullanış Şekli: 25-30 gram taze fesleğen yaprağı alınıp üzerine dört bardak kaynar su dökülerek ve 10-15 dakika süreyle demlendirilerek hazırlanan çay, günde iki-üç bardak içilir.  Sağlıkta Kullanımı:Yatıştırıcı, midevi, idrar arttırıcı ve gaz söktürücü etkilere sahiptir. Antimikrobiyal etkisinin bulunduğu bilinmektedir. Genel olarak gaz ve doluluk hissedilen durumlarda etkilidir.  Özellikle hamilelikte tek başına ve yüksek miktarda kullanılmaması gerekmektedir.  Ürünleri:Drog, toz, merhem, ekstrakt
  • 14.  Bitkinin diger adları: Çevgen, Çövenotu, Dişi çöven, Helvacı çöveni, Şark çöveni, Tarla çöveni.  Genel Özellikleri: Haziran-Temmuz aylarında beyaz çiçekler açan, 50-60 cm yüksekliğinde çok dallı, çok senelik, kazık köklü, otsu bir bitkidir. Yaprakları sapsız, soluk yeşil renklidir. Çiçekleri küçük pembe ve beyaz renklidir. Tohumları küçük, hemen hemen böbrek şeklinde esmer renkli ve üzeri pürtüklüdür. Köklerinin dövülmesinden çöven elde edilir.  Yetiştiği Yer: Orta ve Dogu Anadolu  Kullanılan Bölgeleri: Kökü  Taşıdıgı etken Maddeler:Şekerler, rezin ve triterpen sınıfı saponinler (albosaponin) taşımaktadır.  Anadolu kökenli çövenlerdeki ham saponin miktarı % 10-25 arasında değişmektedir.
  • 15.  Kullanım alanları:Sağlık, temizlik, gıda  Kullanış Şekli:İnfusyon (% 1), günde 20-100 ml alınabilir.  Sağlıkta Kullanımı:İdrar ve balgam söktürücü etkilere sahipse de tedavi alanında nadiren kullanılır.  Diger Alanlarda Kullanımı:Ham saponositlerin antiviral bir aktiviteye sahip olduğu gösterilmiştir.  Antifungal etki zayıftır.  Memleketimizde bilhassa tahin helvası yapımında ve yünlü kumaşların temizlenmesinde kullanılır.  Değerli bir dışsatım ürünüdür.  Ürünleri:Drog, ekstrakt
  • 17.  Genel Özellikleri: Haziran-Temmuz aylarında kırmızı renkli çiçekler açan, iki ile beş metre boylarında ağaççıklardır. Gövdeleri gayri muntazamdır. Yapraklar karşılıklı, parlak renkli, ince- uzun şekilli, kısa saplı ve kırmızı kenarlıdır. Çiçekler kısmen sapsız, tek tek ve birkaçı bir arada bulunur. Çanak yaprakları kırmızı renkli, dökülmeyen ve etlidir. Meyveleri küre şeklinde ve portakal büyüklüğünde, önceleri yeşil, olgunlukta kırmızımsı renkte, derimsi kabuklu, çok tohumlu ve etlidir. Meyvenin yenen kısmı, etli ve bol usareli olan tohumlarıdır. Bir nar meyvesinde 600 civarında tohum bulunur. Tohumların renkleri beyazdan koyu kırmızıya doğru değişik renk tonlarına sahiptir.
  • 18.  Yetiştiği Yer: Anayurdunun Doğu Akdeniz havzası olduğu sanılan nar yumuşak iklimli, sıcak ve kurak yerleri; kalkerli, derin ve yumuşak toprakları sever. Akdeniz bölgesinden Japonya'ya, öte yanda ABD'nin güneyi ile Güney Amerika Kıtası'na kadar yayılmıştır.  Kullanılan Bölgeleri:Gövde-kök-dal kabuğu, meyvesi, çiçeği  Taşıdığı Maddeler:  Nar kabuğunda=tanen, triterpen  Ağaç kabuğunda=tanen, alkoloit  Nar meyvesinde=karbonhidrat, protein, kalsiyum, fosfor, demir, B1 ve B2 vitamini
  • 19.  Kullanım alanları:Sağlık, gıda, kozmetik  Sağlıkta Kullanımı: Harareti keser. Enerji verir ve yorgunluğu giderir. Vücudu, kalbi, mideyi ve diş etlerini kuvvetlendirir. Çarpıntıyı giderir. Mide iltihabı ve ağız yarası için faydalıdır. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Kanser hücrelerinin gelişmesine engel olarak, başta akciğer, meme, cilt, kolon ve prostat kanseri olmak üzere, kansere karşı vücudu korur. Kandaki kolesterol oranını ve tansiyonu düşürür. Damar serliğini önler ve damarları açar. Bu özellikleriyle kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucudur. Kandaki şeker seviyesini de dengeleyerek şeker hastalarına iyi gelir. Cilt sağlığı için de faydalıdır. Nar suyu sesi açar. Menopoz şikayetlerini azaltır. Ayrıca, artrit ve eklem ağrılarını dindirmeye yardımcı olur.  Ürünleri:Drog, macun, ekstrakt
  • 21.  Bitkinin adı/adları: Karabaş otu, Yalancı lavanta çiçeği  Genel Özellikleri: Lavanta cinsi üyeleri, çalı görünümlü, toplu başak biçiminde mavi, morumsu ya da kırmızı çiçekler açan bitkilerdir.  Yetiştiği Yer: Atlas Okyanusu adalarından Akdeniz çevresi ülkelerine ve Hindistana kadar uzanan geniş bir alanda yetişir.Ülkemizde genellikle Ege ve Akdeniz bölgesinde görülür.  Kullanılan Bölgeleri:Çiçekleri, dalları, yaprakları  Taşıdığı Maddeler:Uçucu yağ (lineol, pinen, borneol), seskiterpen, kumarin, tanen, flavonlar  Kullanım alanları:Sağlık,kozmetik, ilaç sanayi, temizlik sanayi
  • 22.  Kullanış Şekli: Kurutulmuş sürgün ve çiçeklerden 1 tatlı kaşığı alınıp üzerine 1 bardak kaynar su dökülerek ve 10-15 dakika süreyle demlendirilerek çay elde edilir. Bu çaydan, günde üç kez birer bardak içilir.  Sağlıkta Kullanımı: Yatıştırıcı ve uyarıcıdır. İdrar ve gaz söktürür. Karın şişliği ve migren ağrılarında faydalıdır. Romatizma şikâyetlerini azaltır. Mikrop öldürücüdür. Kokusu vücuda kuvvet ve ferahlık verir. Ateşli hastalara iyi gelir. Özellikle Karaciğere çok faydalı olan Lavanta, karaciğerin düzenli çalışmasına yardımcı olur. Bu özelliği ile karaciğer yetmezliği, hepatit B ve C, sarılık gibi hastalıklarda faydası görülür.  Ürünleri:Drog, ekstrakt
  • 24.  Pinus Pinea türünün baharat olarak kullanılan tohumlarına verilen ad genel olarak çamfıstığı olarak bilinir. Bu tohum 1.5 cm uzunlukta, iğ biçiminde, sütbeyazı renkli ve yağlımsı tattadır.
  • 25.  Yetiştiği yerler  Bütün Akdeniz ülkelerinde yetişir veya yetiştirilir. Ülkemizde küna,künar,küner, püste adlarıyla da bilinir, özellikle Batı Anadolu bölgesinde (Ayvalık, Aydın, Muğla) ormanlar oluşturmaktadır.  Etken bileşikler  Yüzde 46 oranında sabit yağ, protein ve selüloz içerir.  Kullanım alanları Sağlıkta: balla ezildiğinde elde edilen macun kuvvet verici olarak kullanılır. Gıdada: zeytinyağlı yemeklere içpilava katılır.
  • 27.  3 metreye kadar boylanabilen, kışın yapraklarını döken bir ağaçcıktır.  5-21 yaprakçıktan oluşan, bileşik yapraklı, meyvesi tek tohumlu, üzeri tüylü ve esmer kırmızı renklidir.  Yaprakları ve kurutulmuş olgun meyveleri kullanılır.  Yetiştiği yerler  Güney Avrupa (Başlıca Sicilya) ve Akdeniz çevresinde yetişir.  Türkiye de de yaygındır.  Tetre, tetri, tatari, tetere, tirimli tutuba, tavru, tahru, terici sumağı adıyla da bilinir.  Sumak yaprağı Türkiye nin dış satım ürünlerinden biridir.
  • 28.  Etken bileşikleri  Yaprak: tanen (Anadolu kökenlerde %21,7 tanen bulunduğu saptanmıştır.), şekerler, mum ve flavon türevi sarı renk maddeleri (mirisetin) içermektedir.  Meyve: tanen(%4), uçucu yağ, organik asitler (sitrik, tartarik ve malik) ve bunların tuzlarını içerir.
  • 29.  Kullanıldığı alanlar Sağlıkta: Tanen taşıdığından yaprakları diyareye karşı kullanılır. Kan dindirici ve antiseptiktir. Sulu ekstreleri üzerinde yapılan farmakolojik deneyler bu ekstrelerin tannik asitten dolayı kasıcı bir etkiye sahip olduğunu göstermiştir. Gıdada: Meyveleri baharat olarak özellikle Güneydoğu Anadolu da bol miktarda tüketilmektedir. Birçok yöresel yemekte, öğütülmüş olarak ve ya ekstrakt (sumak ekşisi) şeklinde kullanılır. Tadı mayhoştur. Ayrıca yaprak ekstresi dericilikte ve kumaş boyamada kullanılır.
  • 30. մİ
  • 31.  Vasabi, (Wasabia japonica ya da Eutrema japonica) Turpgiller familyasına üye bir bitkidir.  Kökü, çok yoğun tat ve acı içerdiği için yemeklerde çeşni olarak kullanılır.  Acılığı, acı biberlerdeki kapsaisin ‘in dilde neden olduğu acıdan daha çok, hardalın burun ve solunum yollarında yarattığı acı hissine yakındır.  Japonya’daki vadi nehir yataklarında doğal olarak yetişir.  Yiyecek piyasasında genellikle iki kültivarı, Wasabi Japonica ‘Drauma’ ve ‘Mazuma’ bulunur, ancak tüm çeşitliliği bu ikisiyle sınırlı değildir.  Vasabi, sonradan çok ince rendelenmek üzere ham kök haliyle veya kullanıma hazır, diş macunu tüpüne benzeyen tüpler içerisinde satılır.  Lokantalarda, macun hali müşterinin siparişi üzerine hazırlanır; 15 dakika içerisinde aromasını yitirir.  Suşi hazırlanırken, vasabi’yi pilav ve diğer malzemelerin arasına koyar; bu şekilde vasabi tatını daha uzun süre koruyabilir.
  • 32.  Taze vasabi yaprakları yenebilir, köklerindeki tat yapraklarında da mevcuttur.  Vasabi’nin acı yaratması yağ bazlı olmadığından, acı biberlerin yarattığı histen daha kısa sürelidir ve herhangi bir yiyecek veya içecek tüketimiyle kolaylıkla silinir.  Acı, ilk olarak burun deliklerinde ve solunum yollarında yoğun olarak hissedilir ve alınan miktara bağlı olarak oldukça yüksek şiddette acı verebilir.
  • 33.  Vasabi buharının solunum yollarıyla alınması kuvvetli uyarıcı bir etki yaratır.  Bu özelliği, duyma özürlü kişilerin yangın ve benzeri tehlikeli durumlarda uyarılması amacıyla kullanılabilir.  Böylesi bir deneyde, deneklerden bir tanesinin uykusundan on saniye içerisinde uyandığı tespit edilmiştir.  Bu yönde yapılan çalışmalar, nihayetinde Makoto Imai, Naoki Urushihata, Hideki Tanemura, Yukinobu Tajima, Hideaki Goto, Koichiro Mizoguchi ve Junichi Murakami’ye 2011 yılı Nobel Kimya ödülü kazandırmıştır.
  • 34.  Hasadı zor olduğu için, gerçek vasabi’nin fiyatı yüksektir.  Bu yüksek fiyat nedeniyle yaban turbu (acırga), hardal, nişasta ve yeşil gıda boyası karışımı ile taklidi sıklıkla kullanılır.  Japonya dışında gerçek vasabi bitkisini bulmak zordur.  Piyasada var olan kimi ürünlerin paketinde vasabi yazsa dahi, içeriği gerçek vasabi bitkisi içermeyebilir.  Taklidinin tadı vasabi ve yaban turbu arasında olsa dahi fark kolaylıkla ayırt edilebilir.  Taklit vasabi Japonya’da bulunmaktadır ancak seiyo wasabi (“batı wasabi’si”) olarak adlandırılır.  Vasabi’ye kendine özgün tadı veren bileşen, uçucu allyl isothiocyanate’dir
  • 35.  Bir araştırma, vasabide bulunan isothiocyanate’ların mikroorganizma büyümesine engel olduğunu ortaya koymuştur.  Vasabi’nin özellikle çiğ et içeren yemeklerde zararlı parazitleri yok etmesi, bu tür yemeklerde kullanım amaçlarından biridir.
  • 36.  Antibiyotik özelliği vardır. (sistematik olarak balıkla birlikte tüketilmelidir) ve kanserden korumada etkilidir.  Aynı zamanda astım ve alerjinin reaksiyonlarını engeller.  Son olarak ağrı kesici, enfarktüs ve beyin felçlerine yol açan kan pıhtılaşmasını önleyerek kan dolaşımına yardımcı olur.  Wasabi bitkisi, erken yaşlanmayı durduran ve etkisiz hale getiren bir bitkidir.  İnsan DNA’ sına etki ederek, kanı ciltte tutmaktadır.  Bunun yanı sıra saçların ph değerini sabitlemektedir.  Böylece saç pigmentleri kendini tamir etmekte ve saçlar normal haline dönebilmektedir.
  • 37.  Bu bitki özellikle su kaynaklarını sevmektedir.  Akan suyun yanında bulunanları çok değerlidir.  Toprakta yetişen şekli de mevcuttur.  Etken maddesi olan lactobacillus çok değerli bir malzemedir.  Genelde renk koruyucu olduğu keşfedilmiştir.  Wasabi, aynı zamanda bakterileri etkisiz hale getirerek, hastalıklar ile savaşır.  Ciltte ölü deri’den arınmak ve cildi rahatlatmak için, yüz ve vücut losyonlarına eklenmektedir.  Bu gün pek çok şampuana saç derisini kuvvetlendirmek, renk vermek için ekleniyor.
  • 38. BAL
  • 39.  Arıların çeşitli çiçekler ve meyve tohumlarından aldığı nektarı yutarak midesinde çeşitli enzimlerle değişime uğrattığı ve kovanlarında peteklere yerleştirdiği faydalı besine bal denir.  Balın tadının farklı olma nedeni, toplanan çiçek özlerinin ve meyve nektarlarının farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Bal üretimi oldukça zor ve çaba gerektiren bir işlemdir. Yarım kiloluk bir bal için dokuzyüz bin arının bir günlük çalışma yapması gerekmektedir.  Bal ek bir etkiye uğramadıkça bozulmaz.
  • 40. Faydaları  * Kanı çoğaltır. * İdrar söktürücü özelliği vardır. * Vücudun güçlenmesinde etkilidir. Zinde kalmasını sağlar. * Vücutta bulunan zehirli maddelerin dışarı atılmasını sağlar. * Midede ve bağırsakta bulunan gazların atılmasını sağlar. Mideye rahatlık sağlar. * Balgamı kurutarak öksürüğün kesilmesini sağlar. Özellikle ballı sütün öksürüğü kesmede ve rahat bir uyku sağlamada etkisi olduğu bilinmektedir. * Bal sayesinde böbrek kumlarının dökülmesini sağlayabilirsiniz. * Vücuttaki rutubetin yok edilmesinde etkilidir. * Damarların genişlemesini sağlar. * Kalbi güçlendirir. * Kalp çarpıntıları için çok önemli bir ilaç niteliği taşır. Çok faydalıdır.
  • 41.  * Hazım için çok etkilidir. * Bal ayrıca göz ağrılarına oldukça iyi gelmektedir. (Ellerinizi temizleyerek göz kapağına bal sürerseniz ağrıları aldığını göreceksiniz.) * Kansızlığa karşı iyi gelmektedir. * Kemik rahatsızlıkları için bal yemek faydalıdır. * Boğaz veya ağız ağrınız var ise balı yavaş yavaş emerek yemeniz ağrılarınızın hafiflemesine veya geçmesine yaramaktadır. * Bademciklere de iyi gelen bal ile gargara yaparsanız etkisini göreceksiniz. * Bağırsak yaralarına karşı etkilidir. * Diş etlerinin kuvvetlenmesinde faydalıdır. * Mide ve ciğerde zamanla oluşan atık maddelerin vücuttan atılması konusunda oldukça etkilidir.
  • 42.  * Siroz hastalarına bol miktarda bal yemeleri tavsiye edilmektedir. * Normal felç ve yüz felci engellemede bal etkilidir. * Bal sayesinde midede bulunan gazların atılması sağlanır. * Cinsel gücü arttırıcı (afrodizyak etkili) özelliği vardır. * Grip ve soğuk algınlığında tedavi amaçlı kullanılmaktadır. * Balı sulandırılmış olarak içerseniz eğer vücudun yumuşamasını sağlamaktadır ve mesane iltihabını temizlemede etkilidir. * Bal, çocukların gelişiminde faydalıdır. * Zehirlenmelere karşı iyi geldiği bilinmektedir. * Damar sertliklerinin giderilmesinde etkilidir. * Bağırsakların temizlenmesi ve lekelerin giderilmesinde etkilidir. * Zekanın gelişiminde ve artmasında faydalıdır. * Pis kanı temizlemektedir. Vücuttaki kanın akışını düzenlemektedir. * Uykusuzluk sorunlarında (sinirsel uyku bozukluğunda) bal yemesi şiddetle tavsiye edilmektedir. * Karın ağrılarının giderilmesinde etkilidir. * Yatağına işeyen çocuklarda bu durumun giderilmesi için bal tavsiye edilmektedir.