Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın 21.01.2015 tarihli ve 1584 sayılı ilgi yazı da belirtilen;
23.09.2014 ile 02.10.2014 tarihleri arasında gerçekleştirilen ‘ Çalışana Destek Eğitici Eğitimi ’nin uygulanmasının ikinci Etabı olan, İl Müdürlüklerinde görevli tüm AFAD personeline yönelik gerçekleştirilmesi, çalışan personelin iletişim teknikleri, kriz ve çatışmayı çözme, öfke ile baş etme ve stresli durumlarda kendine yardım, personellerimizin kişisel gelişim, zihinsel gelişim ve sosyal gelişimleri tamamlama konularında bilgi ihtiyacını karşılayarak, çalışanların desteklenmesi ve güçlendirilmesi amacıyla oluşturulan Psikososyal hizmet destekleri bireysel çalışma ortamında ‘Çalışana Destek Eğitimi’ İl Afet Ve Acil Durum Müdürlüğünce başlatılmıştır.
2015 yılı ocak ayında planlanarak Şubat Ayı itibariyle yılsonuna kadar gerçekleştirilmesine yönelik ilk toplantımız ‘‘Çalışana Destek Eğitimi’’ personel listesi, iş planı, çalışma takvimi ve Psikososyal Destek Eğitim Faaliyeti Kitapçığı hazırlanarak ‘‘Çalışana Destek Eğitimi’’nin koordinasyon ve planlama toplantısı, idari yöneticiler ve uygulama Koordinatörü Sosyal Çalışmacı Adil Şiraz’ın katılımıyla il binasında bir araya gelmişlerdir.
görüşmeler neticesi yıl boyu sürecek çalışana psiko sosyal destek iş planlaması üzerinden geçilerek uygulama sürecinin başlatılması yönünde eksikliklerin tamamlanması kararlaştırıldı.
1 of 214
Download to read offline
More Related Content
Gazi̇antep Afad psi̇kososyal destek çalişma grubu çalişana huzur sunumu
6. Çocuk Acil Rehabilitasyon Edinme Servisi
DAVRANIŞ KONUŞMA
EMPATİK
TANIMA
BEDEN DİLİ
PSİKOLOJİ K YAKLAŞIMLI
RUH DİLİ
ANLAŞMA
LİSANLI
ZİHİN DİLİ
SEVGİ YAKLAŞIMLI
GÖNÜL DİLİ
İLETİŞİM
7. Dünyada, Son Yıllarda Doğal Afetlerin Ve İnsan Odaklı Acil Durumların Oluşum Sıklığının
Giderek Artmasıyla Meydana Gelen Kayıp Ve Hasar Da Artmaktadır. Dolayısıyla;
Acil durumlarda, Her Yıl Milyonlarca insanın Yaşamı Olumsuz Etkilenmektedir.
Dezavantajlılar
!..
Destekler
Kurumlar
!..
Hazırlama - Koruma - Tahliye -Yerleştirme - Bakım Ve Yaşamlarını Destekleme Programı
8. Çocuk Acil Rehabilitasyon Edinme Servisi
HEDEF GRUP
TERAPİSİ
SURİYELİ
GENÇLER
SUÇA İTİLENLER!
EVDEN KAÇANLAR!
SOKAĞA İTİLENLER!
ÇALIŞAN ÇOCUKLAR!
OKULDAN KAÇANLAR!
SOKAKTA YAŞAYANLAR!
ÇALIŞTIRILAN ÇOCUKLAR!
DİLENDİRİLEN ÇOCUKLAR!
KENDİNE ZARAR VERENLER!
DAVRANIŞ SORUNLARI OLANLAR!
İSTİSMARA UĞRAYAN ÇOCUKLAR!
SAPKINLIK VE SUÇA YÖNELENLER!
İLLEGAL ÇETELEŞMEYE GİRENLER!
TEDAVİDE VE CEZAEVİNDE OLANLAR!
MADDE KULLANMAYA BAŞLAYANLAR!
BÖLÜCÜ EYLEM VE TUZAĞA DÜŞENLER!
ŞİDDET EĞİLİMLİ VE KAVGA EDENLER!
UYUŞTURUCU MÜBTELASI - BAĞIMLILAR!
İNTERNET VE SANAL TUZAKTA OLANLAR!
A
K
R
A
N
AİLE TOPLUM
24. KENDİNE YARDIM
“Benim BASIC
Ph ım ne?”-
Debriefing Empati kurMA
Kendine üzülmeye
müsaade et
Rutin yaşama
geçiş
Müdahaleyi
tek başına
yapmamak
Grubun bir birine
destek olması;
Sınırları koymak Profesyonel
destek
Sosyal ilişkileri
sürdürmek,
Olay dışı
konuşmak, aile
ile irtibat
kurmak ;
Eğitim ve bilgileri
arttırmak
Destekleyici iç
konuşma
Kendine kabul
göstermek Kendine
iyi bakmak
Gerçekçi
beklentiler
Çalışmalar
sırasında ara
vermek
29. Beyin Fırtınası Etkinliği
Fikir üretin
Yaratıcı düşünmeyi “harekete geçirmek” için
oyunlardan ve alıştırmalardan yararlanın
Fikir üretimi yavaşladığında, yeni fikirleri ortaya
çıkarmak için başka bir alıştırma deneyin
Daha küçük gruplara ayrılmak yararlı olabilir
Yorumların/fikirlerin tümünü yakalamak için
bilgisayar kullanın
Genelden özele & özelden genele psiko-sosyal tahlil
seansları düzenleme
Bireysel ve grup fikir seanslarıyla
fikir olgunluğuna erişim
30. Sonraki Adımlar
Fikir üretme becerisi kazanma
Üretilen fikirler araştırılacak?
Daha büyük bir grupla izlenecek?
Fikirleri gerçeğe dönüştürmeye
başlayın
Fikirlerinizin sonuçlarını bekleme
ve sonucuna sabır etme
31. Kurallar
Hiçbir fikir kötü değildir
Yaratıcı olun
Risk alın
Eleştiriye izin vererek sınırını ve kontrolünü
elde tutabilme
Negatif unsurları pozitife dönüştürme
Mevcudiyeti evrensel sinerjiye yönlendirme
32. Programlamaların Amaçları
YARDIM VE DEĞERLENDİRME BECERİLERİ GELİŞTİRME
İlişki Kurma
genelde "karşılıklı yakınlık" denen iyi bir ilişki geliştirmek ilk adımı oluşturur. bu da üç temel bileşeni
içerir:
kabul görme ve saygı
anlama ve empati
güven
KABUL GÖRME VE SAYGI
danışmanın danışanlarını kendi kendilerinden sorumlu iyi seçimler yapabilen, kararlar alabilen
kişiler olarak kabul etme yetenekleri yardım sürecinin temelini oluşturur. bu inanç sistemi iyi bir
yardımcı olmanın merkezindedir. fikirlerimiz ne kadar iyi olursa olsun danışanın istek ihtiyaç ve
değerlerine uymadığı sürece önem taşımaz.
çoğunlukla bir danışanın yapabileceği en zor şey danışmanının kendi çözümlerini bulmalarına
yardım etmektir, bu kararların en iyisi olmadığını düşünse bile. ilgi ve anlayış gösterdiğimizde ve
her birinin seçimlerinde farklı olduğu gerçeğini kabul ettiğimizde danışana olan saygımızı da
göstermiş oluruz.
ANLAMA VE EMPATİ
empati, kendimizi danışanın yerine koyma ve durumu onun açısından görme çabasıdır.
danışmanlar, danışanlarının duygu ve düşüncelerini dinleyerek ve de anladıklarını kısa cümlelerle
tekrarlayarak empati gösterebilirler.
GÜVEN
danışman ve danışan arasındaki güven kabul görme, anlama, empati ve saygı göstermeyle inşa
edilir. önyargısız bir tutum ve kanun sınırları içerisinde danışanların bize güvenip anlattıkları
bilgileri saklı tutmayı gerektirir.
33. Programlamaların Amaçları
YARDIM VE DEĞERLENDİRME BECERİLERİ GELİŞTİRME
Değerlendirme
İkinci adım olan değerlendirmede soruları açıklığa kavuşturma, açık ya da
kapalı uçlu sorular sorma tekniklerinden yararlanılır. İlk görüşmede
öğrenilmek istenebilecek bilgilerden bazıları şöyle sıralanabilir: kişisel
bilgiler; sorun çeşitleri, şu anki hayat koşulları, aile geçmişi, sağlık, eğitim,
askerlik ve iş durumlarından oluşan kişisel geçmiş.
Değerlendirilme danışanda olumlu ya da olumsuz etkiler
uyandırabileceğinden yardım görüşmesinin değerlendirme kısmında ilgi ve
duyarlılık göstermek önemlidir. Eğer bunlar yerine getirilirse danışanlar
kendilerini anlaşılmış, rahatlamış, ümitli ve motive olmuş hissederler. Aksi
takdirde kendilerini sorgulanmış, ölçülmüş hissedebilir; endişeli ve hassas
olabilirler.
Danışmanlar düşünce ve duyguları yansıtma, değerlendirme kısmında
danışanların tepkilerine karşı duyarlı olma gibi ilişki kurma tekniklerine
önem vererek bu olumsuz tepkilerden kaçınabilirler.
34. Programlamaların Amaçları
YARDIM VE DEĞERLENDİRME BECERİLERİ GELİŞTİRME
Hedef Belirleme
Üçüncü kısım olan hedef belirleme danışmanın ve danışanın nereye gittiklerini öğrenme
ihtiyaçlarına cevap verir. Hedefler motive edici ve eğitimseldir, değerlendirme işlevleri vardır.
Hedef belirlenirken danışanlar yüzleşme, hayal ve canlandırma tekniklerini kullanabilirler.
Ayrıca cümle doldurmak (...istiyorum,...istemiyorum ,gibi) bu adımda yararlı olabilir.
Müdahaleler
Müdahale seçerken esnek olacağınızı, seçimleri kendi tercihleriniz, tecrübeleriniz ve durumuna
göre olduğu kadar danışanın ihtiyaçlarına ve sorunun özelliklerine göre de
temellendireceğinizi umuyoruz. Birçok danışman aşağıdaki üç temel teorik yaklaşımdan
birine dayanır.
Duygusal müdahaleler danışmanın duyguları üzerinde yoğunlaşmalarını sağlamak
amacıyla tasarlanmıştır. Duygusal merkezli yardımcılar duyguları dinler ve yansıtırlar.
Düşünsel müdahaleler danışanın inanç sistemini(düşüncesini) değiştirmesine yardımcı
olmak için tasarlanmıştır. Stratejiler,(a) Ellis'in (1984) ABC sürecinin mantıksız inançlarla
mücadelesini ve(b)kendine yenilmeden düşüncelerle başa çıkmaya kadar ki bilişsel
yapılandırmaları içerir.
Davranışsal müdahaleler bireylere kötü alışkanlık haline gelmiş davranışlarını daha
istenir davranışlarla değiştirmelerine yardımcı olmak için tasarlanmıştır. Bu
müdahalelerde kullanılan bazı stratejiler şunlardır: rol oynama, prova, sistemli
duyarsızlaşma , kendini yönetme, kendini kontrol, kendini ödüllendirme ve kendinle
barışma teknikleri.
35. Programlamaların Amaçları
YARDIM VE DEĞERLENDİRME BECERİLERİ GELİŞTİRME
Dördüncü yardım basamağı olan sistem müdahaleleri bireylerin içinde
bulundukları sistemi değiştirmek için tasarlanmıştır. Şu inançlara
dayanırlar:(a)sistemdeki tüm elementler bir aile gibi birbirleriyle
ilişkilidir, (b)sistemin herhangi bir parçasındaki, örneğin bireydeki,
değişim sistemin tümünde değişikliğe neden olur ve (c) sistemlerin
karşı direnç özellikleri vardır yani değişime karşı dirençlidirler. Bu, bizi
bireylerin içinde oldukları sistemde yani genellikle ailelerinde bir
değişim olmadan kendilerinin değişmesinin zor olması sonucuna
götürür.
Sistem müdahaleleri ve aile terapileri bu eğitimin kapsamı dışındadır,
açıkça bir ihtiyaç olursa danışanları bir sağlık kurumuna veya aile
terapistine yönlendirmelisiniz.
Sonuçlandırma ve İzleme
Beşinci kısım olan sonuç ve izleme ya danışmanın ya da danışanın
yardım ilişkisini sona erdirmeye karar verdiği zaman başlayan bir
süreçtir. İzleme planlanmalı ve gerekirse diğer uzmanlara gönderilmeyi
içermelidir. Son olarak ilişki bitirilme sürecine geçilir.
36. STRESLE BAŞ ETME VE RAHATLAMA YOLLARI
Kabul
“Kabul” insan ilişkilerinin temelidir. Kişilerarası
iletişimde gelişme sağlamak, sorunlarımıza daha
sakin göz atabilmek, kendi kendimizle barışık
olabilmemiz için 3 Kabul prensibi yararlı olacaktır.
Kabul: Problemİ Kabul Etmek
Kabul: Kendini Kabul Etmek
Kabul: Karşımdakini Kabul Etmek
37. STRESLE BAŞ ETME VE RAHATLAMA YOLLARI
Kabul: Problemi Kabul Etmek
Yaşamda problem olacaktır. Nasıl ki yeni bebeği olan bir anne
bebeğin geceleri sık sık uyanacağını, altını kirleteceğini, acıkınca
ağlayacağını baştan kabullenir ve bunlar için bebeğini suçlamazsa
,yardım sürecinde çalışan bir kişi gün boyu mağdurların bir çok
probemlemi ile ilgilenmek zorunda kalacaktır. “Bugün kampta
problem olacak” diye yazmalıyız. Bunu yazmak problemi ortadan
kaldırır mı? Hayır! Problem yine olur. Ama bunu baştan
kabullenirsek , probleme göstereceğimiz duygusal ve davranışsal
tepkinin dozu daha düşük olur. Böylece daha sakin tepki
verebiliriz. Sakinlik de problemlerin etkin çözümünün olmazsa
olmaz koşuludur.
Ayrıca problem her zaman kötü bir şey değildir. Problem iyi bir
öğretme fırsatıdır. Yanlış giden şeyler üzerinde düşünmemizi ve
hatalı davranışlarla ilgili “öğretme” ve “ eğitim” yapmamızı sağlar.
38. STRESLE BAŞ ETME VE RAHATLAMA YOLLARI
Kabul: Kendini Kabul Etmek
Ben de insanım. Mükemmel olmak zorunda değilim.
Toplumun bana yüklediği roller veya benden beklentileri ne
olursa olsun benim olumlu ve olumsuz duygularım var.
Olumsuz duygularımı yok sayamam veya batırmam. Onları
karşımdakine ve bana zarar vermeyecek en etkin bir şekilde
ifade etmeye çalışırım.
Kabul: Karşımdakini Kabul Etmek
Karşımdaki kişinin bir insan olarak değerli olduğunu,
hataları ve kırıcı davranışlarının onun bütününü değersiz
kılmayacağını bilmek. Kişiye yargılamadan, küçümsemeden,
genellemeden yaklaşmak. Kişiyi kabul etmek onun her
davranışını kabul edeceğim anlamına gelmez. Karşındakini
kabul, kişinin davranışını eleştirmek ama bütününe
saldırmamaktır. Kabul edildiğini hisseden kişi mutluluk,
sevgi, güven, paylaşım, yaklaşma, sorumluluk hisseder.
39. PSİKOLOJİK DEBRIEFING" YÖNTEMİ
Psikolojik "Debriefing" travmatik bir yaşantıya maruz kalmış kişilerin iki liderli bir grup
toplantısında; duygu düşüncelerini anlatma, dinleme, bilgilenme ve paylaşım yolu ile fark
etmeleri, düzene sokmaları, anlamlandırmaları ve yeniden yapılandırmaları olarak
tanımlanabilir. Psikolojik Debriefing grupları, grup terapi değildir. Ancak iyileştirici bir
etkiye sahiptir.
Rijit olmasa da belli bir yapıya sahiptir (Ayalon ve ark. 1999, Wolmer ve ark. 1999).
Psikolojik Debriefing grubu şu amaçlarla yapılır :
a) Duygu ve düşünceleri birbirinden ayırt ederek tanımak ve dışa vurmak,
b) Bozulan anlamlandırma sistemini yeniden toparlamak,
c) Travmatik bir durumu takip eden düşünceleri, izlenimleri ve tepkileri detaylı bir
şekilde gözden geçirmek,
d) Benzer tepkileri görerek kendi tepkilerini de normal olarak algılamak,
e) Farklı başa çıkma yolları öğrenmek,
f) Yaşama sevincinin desteklenerek korunmasına yardımcı olmak,
g) İyileşme sürecini hızlandırmak,
h) Karşılaşılabilecek başka felaketler için daima hazırlıklı olmayı sağlamak (Ayalon ve
ark. 1999,Wolmer ve ark. 1999).
42. İletişimde en önemli nokta bilgi aktarımının iki
yönlü olmasıdır. Bilgi aktarımı tek yönlü ise
bilgilendirme, çift yönlü ise iletişim olarak
adlandırılır.
İletişim hem iş, hem de özel hayatımızda çok
önemli bir yere sahiptir, insanın en önemli aracı ve
silahıdır.
43. Neden iletişim kurarız?
Bilgi
İkna
Yönetim
Paylaşım
Dertleşme
Eğlence
Değişim
Problem çözme
İşbirliği vb.
45. İLETİŞİM ENGELLERİ VE
ETKİLERİ
1. EMRETME YÖNETME:
Korku ya da aktif direnç yaratabilir.
Söylenenin tersini denemeye davet edebilir.
İsyankar davranış ya da misillemeye yol açabilir.
Örnek: Ben ne diyorsam onu yap.
Örnek: Kalk yüzünü yıka, sütünü bitir, dişlerini
fırçala, ödevini bitir, ağzın doluyken konuşma…
46. 2. UYARMA, TEHDİT ETME:
Korku veya boyun eğme yaratabilir.
Söz konusu sonuçların gerçekten meydana gelip
gelmeyeceğini denemeye yol açar.
Gücenme, kızgınlık isyankarlığa neden olabilir.
Örnek: Ya yaparsın ya da…
Örnek: Zayıfları kurtaramazsan; bilgisayar
gider, cep telefonu gider, basketbol biter, müzik biter,
gitar gider, arkadaşlar biter…
47. 3. ELEŞTİRME-SUÇLAMA-YARGILAMA:
Yetersizlik, yanlış değerlendirme anlamı taşır.
Eleştirilme endişesiyle kişi iletişimi keser.
Benlik algısını ve saygısını düşürür.
Örnek: Ne biçim düşünüyorsun?
Örnek: Sen zaten tembelsin.
Örnek: Zaten başarsaydın şaşırırdım.
Örnek: Yine mi bitiremedin.
48. 4. AD TAKMA, ALAY ETME:
Kişinin kendini değersiz hissetmesine, sevilmediği
kanısına neden olabilir.
Kişinin öz imgesi üzerinde olumsuz etki yapar.
Örnek: Sen cahilin tekisin.
Örnek: Ancak senin gibi biri böyle bir sakarlık
yapar.
Örnek: Koca bebek, hadi sen de sulu göz, işe
yaramaz, şişko …
49. 5. KONU DEĞİŞTİRME, ALAYA ALMA, ŞAKAYA
VURMA, İLGİLENMEME:
Yaşamın güçlükleriyle uğraşmak yerine onlardan
kaçınmak gerektiği mesajı verebilir.
Sorunların önemsiz olduğu duygusu verebilir.
Örnek: Sen şimdi boşver onu da…
Örnek: Şimdi seni dinleyemem, başka işim var.
50. 6. AHLAK DERSİ, VAAZ VERME:
Zorunluluk ya da suçluluk duyguları yaratır.
Kişinin durumunu şiddetle savunmasına neden
olabilir, sorumluluk duygusuna güvenilmediği izlenimi
verir.
Örnek: Büyüklerini her zaman saymalısın.
Örnek: Bu iş senin sorumluluğun.
51. 7. ÖĞÜT VERME- ÇÖZÜM GETİRME:
Kişiye kendi sorunlarını çözmekten aciz olduğunu
ima eder.
Sorunu düşünüp çözüm bulmasını engeller.
Bağımlılık ya da direnme yaratabilir.
Örnek: Bence hemen……….. lısın
Örnek: Ben senin yerinde olsam…
Örnek: Bak sana bir öneri vereyim.
52. 8. ÖVME, GÖRÜŞÜNE KATILMA
Beklentilerin çok yüksek olduğunu ima eder,
İstenilen davranışı yaptırabilmek için söylenen içtenlikten
yoksun bir manevra gibi algılanabilir,
Dinleyenin öz-imgesi ile övgü arasında bir uyum yoksa
kaygı yaratabilir.
“Sen her şeyi yaparsın”
“Bence harika bir iş yapıyorsun’’
53. 9. SORU SORMA, ARAŞTIRMA
Soruları cevaplama genellikle hayır demeye veya yalan
söylemeye neden olabilir,
Sorular korku ve endişe yaratabilir,
Sorulara cevap verme telaşı kişinin sorununu gözden
kaçırmasına neden olabilir.
“Kafana bu sorunu kim soktu?”
“Ders çalışman için neden plan yapmıyorsun?”
54. 10. MANTIK YOLUYLA İNANDIRMA, TARTIŞMA
Savunucu tutumları ve karşı koymayı kışkırtır,
İletişimin kesilmesine neden olur
Dinleyenin kendini yetersiz hissetmesine neden olur
“Eğer sorumluluk almayı öğrenirsen insanlar seni daha çok
sever”
“olaylar gösteriyor ki….”
55. 11. TAHLİL ETME, TANI KOYMA
Tehdit ve tedirgin edici olabilir,başarısızlık duygusu
uyandırabilir
Kişi kendisine güvenilmediği kanısına varabilir,
Yanlış anlaşılma endişesi ile iletişimin kesilmesine neden
olabilir.
“Senin derdin ne biliyor musun? Pireyi deve yapmak”
56. 12. GÜVEN VERME, TESELLİ ETME
Kişinin kendini anlaşılmamış hissetmesine ve kızgınlık
duymasına neden olabilir,
Kişi kendini kötü hissetmen doğru değil mesajını alabilir.
“Bunlar herkesin başına gelir”
“Merak etme her şey düzelir”
“Canını fazla sıkma”
“Boşver canın sağolsun”
57. ETKİLİ(SAĞLIKLI)İLETİŞİM
Etkili iletişim kişilerin birbirlerini doğru olarak
anlayıp bunu birbirlerine iletmeleri, birbirlerine saygı
ile davranmaları, anladıklarını ve anlaşıldıklarını
hissetmeleri ile olasıdır.
58. ETKİN DİNLEME
İletişim becerilerinin en önemlisi olarak
sayabileceğimiz dinlemek, diğer insanlar ile iletişim
kurmak isteyen herkes için önem taşımaktadır.
59. İletişim içinde bulunulan kişiyi yargılamadan,
sözünü kesmeden, bedene uygun biçim vererek, göz
teması kurarak yapılan dinlemeye etkin dinleme
denir.
60. İyi bir dinleyici, iletişim kurduğu kişinin yalnız
söylediklerini değil; yüzü, eli, kolları ve bedeniyle
yaptıklarını da duyar. Çünkü yüz ifadeleri, el, kol
hareketleri, bedenin duruş tarzı, ses tonu gibi sözsüz
mesajlar da iletişimin bir parçasıdır. Hatta bazen tek
başına iletişimdir.
61. Bu nedenle dinlerken, özellikle duraklamalarda
gerçekten dinlediğimizi göstermek için sözsüz
belirtiler vermekte yarar vardır.
Kabul tepkileri(baş sallamak, gülümsemek, kaş
çatmak, vb.) uygun zamanda kullanılırsa, anlatanı
gerçekten dinlediğimiz mesajını verirler.
62. Bütün insanlar söylediklerinin önemli ve değerli
olduğun düşünürler. Karşımızdaki kişiyi dinleme
biçimimiz, ona verdiğimiz değerin önemli bir
kanıtıdır.
63. Nasıl Dinliyoruz:
Görünüşte dinleme: Beden orada, kafa başka yerde
Seçerek dinleme: İşine geleni dinleme
Şartlanmış dinleme: Ön yargılı
Savunucu dinleme: Alıngan, suçlayıcı
Tuzak kurucu dinleme: Açık yakalama, zora sokma
……………………………………………..sizin benzer örnekleriniz
nelerdir ?
……………………………………………………………….
66. Stresin ne olduğunu ortaya çıkmasına neden olan
durumları ve stresle başa çıkma tekniklerini
öğretme.
AMAÇLAR:
Stresin tanımı
Stresin fiziksel belirtilerini gözden geçirme.
Stresle baş etme tekniklerini tanıtma.
a) Bedensel teknikler
b) Zihinsel teknikler
ÇALIŞMANIN HEDEFLERİ:
67. Stres
Stres bir kişi kendi duygusal, sosyal ve
fiziksel kaynakları ile başedebileceğinin
üstünde bir baskı ile karşılaşmasıdır.
(Zacarro & Riley, 1987)
Stres günlük yaşamın bir parçasıdır.
*Stres uyum sağlamak zorunda olduğumuz
herhangi bir değişikliktir. (İş değişikliği,
hastalık, boşanma, yeni bir şef, ölüm,
sınav….gibi)
68. Genellikle bilmediğimiz durumlardan
korkarız. Bu nedenle heyecan, kızgınlık
gibi duygularla baş etme yöntemlerini
bilmek yararlı olur.
69. STRES NE YAPAR?
vucutta bazı değişiklikler OLUR. Kalp hızlanır, kan
basıncı artar. Terlemeye başlarız. Kan mideden ve uç
noktalarda- GERİ KAÇAR elimiz ayağımız soğur.
Diyafram ve anüs kilitlenir. Daha iyi görmek için göz
bebekleri genişler. Kulaklar keskinleşir.
Bu : SİNDİRİM ZORLUKLARI, vucudun mikroplara
karşı zayıflaması GİBİ arada uzun sürede zararlı
olabilecek bazı değişiklikler de olur
Tehlike mesajlarının yollanması durduğunda, bu
tepkiler üç dakika içinde durur ve vucudun
fonksiyonları normale döner.
70. STRES NE YAPAR?
Kronik streste bu durum devam eder. Kas sistemi,
sindirim sistemi ve kardiovaskuler sistemdeki “acil
durum” hali devam eder. Bazılarının kasları zayıflar,
tansiyon çıkar, peptik ülser, kolit, kronik ishal,
mensturasyon düzensizlikleri, bronşit, astım, hattı
insulin kaybı ile bağlantılı şeker hastalığı oluşabilir.
*Rahatlama egzersizleri vucudun alarm tepkisini
normalize edebilir. Stresimizi farketmek ve
rahatlamayı öğrenmek bizim elimizdedir.
71. Stresin üç kaynağı bulunur:
1. Çevreniz,
2. Vucudunuz,
3. Düşünceleriniz
NEDEN STRES YAŞANIR?
72. ÇEVRE
Çevreniz sizi uyum sağlamanız gereken
talepler bombardımanına tutar. Hava
koşulları, gürültü, kalabalık, kişilerarası
talepler, zaman baskısı, performans
standartları… Güvenliğimizi ve kendinize
saygınızı tehlikeye sokan bir yığın tehdit…
73. STRES SADECE DIŞ ÇEVREDEKİ
KAYNAKLARDAN OLUŞMAZ:
BELİRSİZLİĞE DAYANAMAMAMIZ,
OLUMSUZ DÜŞÜNCELER,
GERÇEKÇİ OLMAYAN BEKLENTİLER
MÜKEMMEL OLMA İSTEĞİ.v.b.
İÇSEL NEDENLER DE STRES YARATIR.
74. FİZİKSEL NEDENLER
Ergenlik çağı, menapoz dönemi,
yaşlanma, hastalık, az egzersiz, aşırı
egzersiz, perhiz, uyku düzensizlikleri.
Çevresel tehditlere gösterdiğimiz
reaksiyonlar da vucudumuzu etkiler, bu
etkilenme de bir stres yaratır.
75. Örnek olay 1: Bir adam, kaçak bir yolcu olarak hareket etmekte olan bir trene son anda
biner ve kendini bir
frigo vagonunda yani kocaman bir buzdolabının içinde bulur. Dışarı çıkması olanaksızdır.
Tren beş saat
sonra bir istasyonda duracaktır ki, bu durumda ölüm kaçınılmazdır. Gerçekten de vagonu
açtıkları zaman onu
ölü olarak bulurlar. Kimse ölüm nedeninin donma sonucu olduğunu tahmin edemez. Çünkü,
soğutucular
çalışmadığından vagon, normal ısıdadır. Otopsi sonucunda adamın korkudan öldüğü
saptanır.
Örnek olay 2: Öğrencilerden oluşan beş kişilik bir mağara araştırma grubu bir mağarada
mahsur kalır.
Kurtarıcı ekip gelmediği takdirde yaklaşık dört saat sonra oksijen biteceği için hepsinin
öleceğini
saptarlar. Dört saat sonra bir tek kişi yaşar. Kolunda saati olmayan tek kişi.
Örnek olay 3: Kaygan, buzlu zeminlerde yürürken “Ya düşersem?” dediğiniz oldu mu?
İnsanlar genelde düşme
korkusu yaşadıklarında düşerler.
Ayrıca konuşurken kekelemekten ya da yüzünüzün kızarmasından korktuğunuzda hep
korktuğunuz şey
başınıza gelmez mi?
76. STRES YARATAN DÜŞÜNCELER
Üçüncü kaynak: düşüncelerimizdir.
Beynimiz çevremizdeki karmaşık
değişiklikleri yorumlar ve panik düğmesine
basılıp basılmayacağına karar verir.
Amirinizin surat asmasını işinizi iyi
yapmadığınız şeklinde yorumlarsanız bu
durum sizde endişe yaratır. Oysa onun surat
asmasını yorgunluğuna veya evinde bazı
sıkıntıları olabileceğine yorarsanız , bu
yorum korkutucu olmaz.
81. STRES NEDİR?
Cüceloğlu’ na göre stres, bireyin fiziksel ve sosyal
çevredeki uyumsuz koşullar nedeniyle, bedensel ve
psikolojik sınırlarının ötesinde harcadığı enerjidir.
82. STRES NEDİR?
Bireyin duygusal ya da fiziksel durumuna karşı
olası bir tehdit sezdiğinde, vücudun da veya beyninde
oluşan bir tepkidir.
84. STRES NEDİR?
Kişinin duygu ve düşünce süreçleri veya fiziki
şartları ile ilgili, çevresiyle baş edebilme gücünü tehdit
eden bir gerilim durumudur (Davis, 1982).
85. Kısacası; Stres,bir durumun kişi üzerinde
yarattığı fiziksel veya psikolojik zorlanmayı ifade eder.
Vücudumuzun olaylara tepki verme biçimidir.
Savaş veya kaç yanıtıdır.
Bedensel ve psikolojik tepkiler zinciridir.
86. STRESİN TARİHÇESİ
Stres sözcüğü, Latince ‘Estrictia’ dan
gelmektedir.
17. yüzyılda stres: Felaket, bela, musibet, dert,
keder, elem gibi anlamlarda kullanılmıştır.
18. ve 19. yüzyıllarda kavramın anlamı değişmiş ve
güç, baskı, zor gibi anlamlarda kullanılmıştır.
19. ve 20. yüzyıllarda stres, bedensel ve ruhsal
hastalıkların sebebi olarak düşünülmüştür.
İngiliz dilinde stres, insan tecrübesi anlamına
gelmektedir.
87. STRESİN ÖNEMİ
Stresle başa çıkma programları ABD’nin en büyük
şirketlerinde uygulanmaktadır.
Ülkemizde en çok talep gören hizmet içi eğitim
konuları stres yönetimidir.
Stresle başa çıkma programlarına yatırılan her 1 dolar
için sağlık harcamalarından 5.75 dolar tasarruf edilir.
88. Stres Sırasında Organizmada Meydana Gelen
Değişimler
Selye, bedenin stresli durumlarda verdiği üç
aşamalı tepkiyi ‘Genel Uyum Sendromu’ olarak
adlandırmıştır. Bu kurama göre, organizmanın strese
tepkisi üç aşamada gerçekleşir. Bunlar alarm tepkisi,
direnme ve tükenme aşamalarıdır.
89. 1-) ALARM AŞAMASI
Bu dönem insanın dış uyaranı stres olarak
algıladığı durumdur. Kişi bu aşamada savaş ya da kaç
tepkisi kullanır. Bu durum kalp atışlarının hızlanması,
tansiyonun yükselmesi, solunumun hızlanması ve ani
adrenalin salgılanması biçiminde gelişir.
90. 2-)DİRENME AŞAMASI
Bu dönem stresle yüz yüze kalınan, araya başka
stresler girmezse baş edilebilecek dönemdir. Bunun
doğrultusunda kalp atışı, solunum ve tansiyon düzene
girer.
91. 3-)TÜKENME AŞAMASI
Stres verici olay çok ciddi ise ve uzun sürerse
bireyin gayreti kırılır ve davranışlarında ciddi derecede
sapmalar ve hayal kırıklıklarının yaşandığı bir evreye
girilir.
Eğer stres kaynağı ile başa çıkılamaz ve uyum
sağlanamaz ise, fiziksel kaynaklar kullanılamaz ve
tükenme aşamasına geçilir. Kişi tükenmiştir ve stres
kaynağı hala mevcuttur.
92. Strese karşı verilen tepkiler uzun bir zaman dilimi
içinde kronik hastalıkların gelişmesine zemin hazırlar.
Bu hastalıklar;
baş ağrısı
yüksek tansiyon
kalp rahatsızlıkları
gibi bedensel hastalıklar olabildikleri gibi, psikolojik
hastalıklar da olabilir.
94. STRES KAVRAMININ ÖZELLİKLERİ
Stres, kaçınılmazdır.
Stresin tamamen yok olması yaşamın bitmesiyle
mümkündür.
Stres, yaşıyor ve çalışıyor olmanın tek ürünüdür.
Stres, kişiseldir.
Stres, cinsiyete göre de farklılık gösterir.
Stres, meslek gruplarına göre de farklılık gösterir.
100. STRES DÜZEYİ TESTİ
Size 13 soru sorulacaktır. Eğer soruya yanıtınız;
EVET ise 1 Puan
HAYIR ise 0 Puan veriniz.
101. 1-)Uykuya dalmakta zorluk çekiyorum.
2-)Gece sık sık uykum kaçar.
3-)Hazımsızlık, yüksek tansiyona bağlı baş ağrıları, baş
dönmeleri, kas tutulmaları gibi sıkıntılarım var.
4-)Diğer insanlar beni rahatsız ediyor.
5-) Kafamı dinlemek, sakinleşmek ya da bir kitap
okumak benim için çok zordur.
6-)Yavaş çalışan ve yavaş konuşan insanlar beni rahatsız
eder.
7-)Sakinleşebilmek için sigara, alkol ya da uyku ilaçları
kullanırım.
8-)Aceleciyimdir.
102. 9-)Bir yere geç kalınca ya da oraya zamanında gitmem
engellenince kızarım.
10-)Çalışma gününün sonunda kendimi gereğinden fazla
yorgun hissediyorum.
11-)Yapacak bir işim olmadığında huzursuz olurum.
12-)Ailem, arkadaşlarım ve çevremdekiler benim çok
sinirli ve gergin olduğumu düşünürler.
13-)Konsantre olamayacak veya rahat düşünemeyecek
kadar yıpranmış olduğum zamanlar oluyor.
103. SONUÇLAR
2 puan ve daha az: Stres ölçünüzü aşmamışsınız.
3-6 puan arası: Rahat edebileceğinizden biraz daha
fazla stres altındasınız.
7-10 puan arası: Fazla stres altındasınız ve biraz
rahatlamanız gerekiyor.
11 ve üstü: Stres düzeyiniz çok yüksek. Bu baskıyı
azaltmazsanız stresle ilgili hastalıklara
yakalanabilirsiniz.
104. BİREYSEL STRES KAYNAKLARI
Kişilik tipleri: 3’e ayrılır. A, B ve karma
A Tipi Kişilik Özellikleri B Tipi Kişilik Özellikleri
Sürekli hareket eder. Zaman ile ilgilenmez
Hızlı yürür. Sabırlıdır.
Hızlı yer. Eğlenmek için oyun oynar.
Hızlı konuşur. Suçluluk duymadan dinlenir.
Sabırsızdır. Acelesi yoktur.
İki şeyi aynı anda yapar. İşi bitirmek için zaman saplantısı
yoktur.
Başarıyı, miktarı ile ölçer.
Rekabeti sever.
Zaman baskısını hisseder.
105. Yapılan araştırmalara göre, A tipi kişilikte olan
insanların kanlarındaki kolesterol miktarı ve kalp
krizi geçirme olasılıkları çok yüksektir.
ABD’ de yapılan bir araştırmada yöneticilerin yüzde
atmışının A tipi kişiliğe sahip oldukları gözlenmiştir.
106. YAŞ
Orta ve ileri yaşlarda stresten etkilenme daha
fazla; menapoz ve andropoz belirtileri, fiziksel-
zihinsel denge ve kontrolün azalması, çalışma
temposuna uyamama vb.
CİNSİYET
Stresten kadın çalışanlar daha çok etkilenir;
cinsiyet ayrımı, cinsel taciz, şiddet, aile yaşamındaki
konumu, mobing vb.
AİLE HAYATI
Kayıplar, ayrılıklar, hastalıklar, boşanma, evlenme,
çocuk sahibi olma veya olamama vb.
107. SOSYO-EKONOMİK DÜZEY
Ekonomik durumu iyi olan ve olmayanın, statü ve
sorumluluk sahibi olan ve olmayanın yaşadığı stres çok
farklıdır.
108. STRESİN NEDENLERİ
Psikolojik yükü ağır olan ortamlarda çalışmak, iş
yoğunluğu, sürekli kriz olma ihtimali, mülteci
kampında görev yapmanın zorlukları, uzun süre
benzer stresli ortamda kalmak, ağır ve yoğun
hikayelerle etkilenmek, belirsizlikler gibi dış kaynaklar
ve iç dünyamızdaki özellikler stresi ve etkilenme
boyutunu artırabilecek nedenlerdir.
109. STRESİN NEDENLERİ
Gelişim dönemleri (ergenlik, menapoz,andropoz,
yaşlanma, adet dönemleri)
Engellenme ve çatışmalar (ailede, iş hayatında)
Yaşam olayları(evlenme, boşanma, emeklilik, çocuk
sahibi olma vb.)
Yaşamın tehlikede olması
Rekabet
İşte terfi
Sinir bozucu olaylar
Gürültü
110. STRESİN NEDENLERİ
İşte belirsizlik ve çözümsüzlük
Zaman sınırlamaları
Virüsler
Hava kirliliği
Kalabalık
İklim vb.
111. Stresin en önemli nedenlerinden biri de
düşüncelerimizdir. Olumlu veya olumsuz düşünceler
stres boyutumuzu etkilemekte ve bu durum
doğrultusunda vücudumuz fizyolojik ve psikolojik
olarak etkilenmektedir.
113. Stresin Olumlu Etkileri
Koruyucu bir tepkidir.
Uyarıcı bir etki yapar.
Zor durumlarla başa çıkmamızı sağlar.
Öğrenme seviyesini yükseltir.
Algı ve dikkat düzeyini artırır.
Zihinsel aktiviteyi artırır.
Uzmanlar, bir miktar stresin herkes için gerekli ve
yararlı olduğunu söylemektedir.
114. NEGATİF STRES
Algı ve dikkat düzeyini bozar.
Öğrenme seviyesini düşürür.
Zihinsel verimliliği azaltır.
Yapılan bütün işlerde performansı düşürür.
116. STRES BELİRTİLERİ
1-) FİZİKSEL BELİRTİLER
Solunum sayısı artar (bedene daha fazla oksijen
sağlanır).
Tükürük artar.
Kalp vurum sayısı artar ve kan basıncı yükselir.
117. 1-) FİZİKSEL BELİRTİLER
Kas gerimi artar
Sindirim yavaşlar veya durur.
Gözbebekleri büyür (daha fazla ışık alınarak algıyı
güçlendirmeye yardımcı olur)
Bütün duyumlar artar (dış ortamdan daha çok
haberdar olunması sağlanır)
Kanda alyuvarlar artar (beyne ve kaslara daha fazla
oksijen taşınır).
118. 1-) FİZİKSEL BELİRTİLER
Çarpıntı
yorgunluk
baş ağrısı
soğuk yada sıcak basması
nefes darlığı
mide bulantısı
uyku bozuklukları
ellerde titreme
iştahta bozulmalar
boyunda, ensede, belde, sırtta ağrı ve kasılmalar.
119. 2-)DUYGUSAL BELİRTİLER
Huzursuzluk, sıkıntı, gerginlik
Kaygılı olmak
Neşesizleşme, durgunlaşma, çökkünlük hali
Sinirlilik, saldırganlık veya kayıtsızlık
Duygusal olmak
123. STRES NE ZAMAN SORUN OLUŞTURUR
Stres aşırı hissedildiğinde
Süreğen olduğunda
Stres yaratan birden fazla faktör bir araya geldiğinde
Kişinin sosyal destekleri yetersiz olduğunda
124. STRES NE ZAMAN SORUN OLUŞTURUR
Stresle baş etme yöntemleri etkin bir şekilde
kullanılmadığında
Kişinin kendisini psikolojik açıdan güçsüz
hissettiğinde
Mücadele gücünü yitirdiğinde
Hayatının kontrolünü kendi iradesi ile sağlayamadığı
durumlarda
125. Stres, bulaşıcıdır. Bu yüzden beraber çalıştığınız
insanların stresinin size bulaşmamasına özen gösterin.
126. Stres altında insanların yaptığı en sık yanlışlar
Önemli veya önemsiz, daha önceden kolaylıkla
verilebilen kararları vermekte güçlük,
Alışılmış davranış biçimlerinde önemli değişiklik
En iyi olanı değil, garanti olanı seçmek,
Uygun olmayan durumlarda ortaya çıkan öfke,
düşmanlık ve kızgınlık dalgaları,
Sigara ve içki içme eğiliminin artması
127. Stres altında insanların yaptığı en sık yanlışlar
Kişisel hata ve başarısızlıkları sürekli düşünmek,
Ara sıra hayal kurmak, sık sık düşünceye dalıp gitmek,
Birlikte olunan kimselere aşırı güven (veya güvensizlik),
128. Stres altında insanların yaptığı en sık yanlışlar
Alışılmıştan daha titiz veya işin gerektirdiğinden
daha fazla çalışmak
Konuşma ve yazıda belirsizlik ve kopukluk,
Nispeten önemsiz konularda aşırı endişelenme
veya tam tersine gerçek problemler karşısında
ilgisizlik ve kayıtsızlık
129. Stres altında insanların yaptığı en sık yanlışlar
Sağlığa aşırı ilgi,
Uyku bozukluğu (zor uyuma veya gece boyu sık sık
uyanma)
Duygusal ve cinsel hayatta düşüncesiz davranışlar
130. İŞYERİNDE STRES KAVRAMI
İçinde bulunduğumuz 21. yüzyılın zor, rekabetçi,
aşırı çalışmaya dayalı endüstriyel yaşamı, iş yerimizde
stres faktörünün daha belirgin şekilde ortaya
çıkmasına yol açmış ve insanları tehdit eden bir büyük
tehlike olarak belirmiştir.
131. İŞYERİNDE STRES KAVRAMI
İş ortamı strese her zaman elverişlidir. Bir işte
bireyden pek çok şey ya da çok az şey istenmesi stres
yaratır. Açıkçası işin her yönü strese yol açabilir. Aşırı
sıcak, gürültü, ışık ya da çok az sorumluluk, çok fazla
iş, aşırı veya az denetim insanlarda strese neden
olabilir. Ancak stres bireyden bireye farklılık
gösterebilir.
132. İŞYERİNDE STRES KAVRAMI
Stres, iş yerlerinde kas-iskelet sistemi
hastalıklarından sonra en sık rastlanan ikinci sağlık
sorunudur.
133. İŞ YERİNDEKİ KRONİK STRES KAYNAKLARI
1-) ÖRGÜTTEKİ ROL:
Rol çatışması, rol belirsizliği, alınan kararlara
katılamamak.
2-) KİŞİLER ARASI ÇATIŞMA:
İş yerinde üstleriyle veya diğer iş arkadaşlarıyla
yaşanan tatsız olaylar gerginliğe ve bu da doğrudan
strese neden olmaktadır.
134. İŞ YERİNDEKİ KRONİK STRES KAYNAKLARI
3-)SORUMLULUK:
Diğer insanların sorumluluğunu üstlenmek, kişilerde
gerginlik yaratan bir stres kaynağıdır. Araştırmalar
özellikle insanlardan sorumlu olan yöneticilerin yoğun
olarak strese maruz kaldıklarını göstermektedir.
Böylece bu insanların diğerlerine göre daha fazla kalp
krizi, ülser, yüksek tansiyon sorunları ortaya
çıkmaktadır.
135. İŞ YERİNDEKİ KRONİK STRES KAYNAKLARI
4-)İŞ GÜVENLİĞİ:
İşini kaybetme korkusu veya her an ölüm korkusu
yaşamak bireyin benlik saygısının azalmasına yol
açabilmektedir.
Özellikle yoğun ekonomik krizlerin yaşandığı, şirket
küçülmeleri gibi dönemlerde çalışanların stres
düzeyleri oldukça yüksektir.
136. İŞ YERİNDEKİ KRONİK STRES KAYNAKLARI
5-)YÖNETİM TARZI:
Otokratik bir anlayışla yönetilen iş yerlerinde özellikle
tepeye doğru yükselen güç kullanımı, çalışanların stres
içinde olmalarına yol açar. Özellikle cezanın kullanımı,
kişilerde gerilim oluşturur.
137. İŞ YERİNDEKİ KRONİK STRES KAYNAKLARI
6-)FİZİKİ MEKAN VE ÇEVRE ŞARTLARI:
İşin fiziksel çevre şartlarını oluşturan hava koşulları,
aydınlanma, ısı, gürültü gibi unsurların çalışanların
sağlığını, fizyolojik ve psikolojik durumunu etkilediği
bilinmektedir.
138. İŞ YERİNDEKİ KRONİK STRES KAYNAKLARI
7-)YOĞUN İŞ YÜKÜ-HASTA SAYISININ FAZLA
OLMASI
8-)ZAMAN YETERSİZLİĞİ
9-)KARİYER ENGELİ
10-)PERSONEL SAYISININ AZ OLMASI
11-)ÜCRETLERİN AZLIĞI-ÜCRET EŞİTSİZLİĞİ
12-)DİNLENME ZAMANLARININ AZ OLMASI
140. İŞ YERİNDEKİ STRESLE BAŞA ÇIKABİLMEK İÇİN
Çalışanlarının rollerinin belirlenmesi
Sosyal destek sağlama
Aşırı iş yükünü ortadan kaldırma
Çalışma koşullarını yeniden gözden geçirme
Çalışanların kararlara katılımını sağlamak
Çalışanların güven duygularını geliştirme
Stresli personele danışmanlık tedbiri vermek
141. STRES YÖNETİMİ
Yaşam becerilerini ve yaşam kalitesini artırmak
amacıyla, yeni başa çıkabilme becerileri geliştirmek ve
strese neden olan faktörlere karşı toleransımızı
artırabilmektir. Yani stresle bilinçli mücadele etme
çabalarıdır.
143. STRESİMİZİ YÖNETİRKEN
Boşaltılmamış stresin tanınması ve onun
hayatımızdaki etkilerinin bilinmesi stresin zararlı
etkilerinin azaltılması için yeterli değildir.
Stresin bir çok kaynağı olduğu kadar, onu yönetmenin
de bir çok yolu vardır. Bütün yapılması gereken
enerjinizi değişime yöneltmektir.
Değişim stres kaynaklarının ve sizin bunlara
tepkinizin ne olduğunun ortaya konulması ile başlar.
144. STRESİMİZİ YÖNETİRKEN
Sizi nelerin strese soktuğunu ve bunlara karşı fiziksel
ve duygusal tepkilerinizin neler olduğunu tespit edin.
Dikkatinizi rahatsızlığınıza verin. Bunu ihmal
etmeyin. Probleminizin etkisinde de kalmayın.
Vücudunuzun strese nasıl tepki verdiğini belirleyin.
Sinirli mi oluyorsunuz yoksa bedensel olarak gerginlik
mi yaşıyorsunuz ve bunu ne şekilde yaşıyorsunuz?
145. STRESİMİZİ YÖNETİRKEN
Neyi değiştirebileceğinizi tespit edin.
Sizi strese sokan şeyden kaçınabilir ya da onu
tamamen ortadan kaldırabilir misiniz?
Bu stres uyandırıcıların şiddetini azaltabilir misiniz?
146. STRESİMİZİ YÖNETİRKEN
Strese karşı gösterdiğiniz duygusal tepkilerinizin
yoğunluğunu azaltın.
Stres tepkisi genellikle sizin tehlike algınız veya
fiziksel ya da duygusal olarak tehlikede olma
durumuyla başlatılır. Sizde stres uyandıran durumu
çok tehlikeli ya da baş edilmez olarak görüyor
musunuz?
147. STRESİMİZİ YÖNETİRKEN
Daha ılımlı bakış açıları geliştirin; stresi başa
çıkabileceğiniz bir durum olarak görmeye çalışın.
Aşırı duygularınızı hafifletmeye çalışın. Durumu
değerlendirin.
Meselenin olumsuz yanlarına çaba harcamayın.
148. STRESİMİZİ YÖNETİRKEN
Strese karşı gösterdiğiniz fiziksel tepkilerinizi makul
hale sokmayı öğrenin.
Yavaş ve derin nefes alma, kalp atışlarınızı ve nefes
alıp vermenizi normale getirir.
Rahatlama teknikleri kas gerginliğini azaltır.
149. STRESİMİZİ YÖNETİRKEN
Fiziksel gücünüzü oluşturun.
Kalp sağlığınız için haftada 3-4 defa yürüme, yüzme,
bisiklete binme gibi egzersizler yapın.
Egzersizler insanın metabolizmasına etki ederek,
bireyi rahatlatan bazı kimyasal salgıların
salgılanmasına yardımcı olur.
“EKİP ÇALIŞMASI”na önem veriniz ve ekip içi
ilişkilerinizi korumaya çalışınız.
150. STRESİMİZİ YÖNETİRKEN
Dengeli beslenin, gerekli vitaminleri ve mineralleri
alın; özellikle B grubu vitaminleri ve magnezyum.
İdeal kilonuzu muhafaza edin
Sigaradan, aşırı kahve ve çay içmekten ve diğer
uyarıcılardan kaçının
İşi eğlenceli hale getirin
Yeteri kadar uyuyun. Mümkün mertebe uyku
programınıza uyun
151. STRESİMİZİ YÖNETİRKEN
Duygusal gücünüzü ve enerji kaynaklarınızı muhafaza
edin.
Yakın ilişkiler ve dostluklar kurmaya çalışın.
Eve dönüşte kendinize zaman ayırın.
Başkalarını dinleyiniz ve onlara destek olmaya
çalışınız. Yaşadığınız deneyimleri ve verdiğiniz
tepkileri çevrenizdekilerle paylaşınız.
152. STRESİMİZİ YÖNETİRKEN
Derin nefes alma,
gevşeme,
meditasyon,
yoga,
ibadet,
fiziksel etkinlikler,
müzik,
kitap okumak,
mizah
Gibi STRES ATMA etkinliklerinden kendinize uygun
olanları gerçekleştirin…
153. NEFES AL, NEFES VER,
RAHATLA
Belki denemek
istersiniz ?
Şu anda oturduğunuz
yerde birlikte bir
egzersiz yapalım.
156. STRESLE BAŞ ETME VE RAHATLAMA YOLLARI
OLAYLARI KONTROL EDEMEYİZ AMA
STERSİMİZİ KONTROL EDEBİLİRİZ.
Sizin stresinizi neler rahatlatır? neler
yaparsınız
157. Stresle Başa Çıkma Teknikleri:
Stresle baş etmede stresin öncesinde, stres
sırasında ve stres sonrasında olmak üzere bazı
özel teknikler
kullanılır. Bunları yapmaktaki amaç, olabilecek
yersiz tepkileri azaltmak, bireyin olayı sağlıklı bir
açıdan
görüp değerlendirmesini sağlamak; sonuç olarak
da stresin olumsuz etkilerini ortadan
kaldırmaktır. Bu
teknikler “Bedensel” ve “Zihinsel” olmak üzere
ikiye ayrılır.
158. STRESLE BAŞ ETME VE RAHATLAMA YOLLARI
İLK ÖNCE STRESİN FARKINA VARMAK GEREKİR.
KENDİNİZE SORUN “Bu …(KİŞİ/YER/OLAY/ ŞEY)
kaslarımı gerginleştiriyor mu?
Kalp atışlarım değişiyor mu? Ellerim soğuk mu terli mi?
Karnım da bir düğüm mü oluyor? Bırakıp uzaklaşmak mı
geliyor içimden? Ya da kontrolumü kaybetmeme mi neden
oluyor?
Stresi uzaklaştıracak yolları devreye sokun:
Bedensel rahatlama
Zihinsel rahatlama
Sosyal destek alma
Ruhsal rahatlama yolları
AFAD BAŞKANLIK UZMANLARI PSİKO-SOSYAL DESTEK EĞİTİCİ EĞİTİMİ-EYLÜL 2014
159. STRESLE BAŞ ETME VE RAHATLAMA YOLLARI
Bedensel rahatlama:
Gerinme
Nefes alma :
Bedensel hareketler
160. STRESLE BAŞ ETME VE RAHATLAMA YOLLARI
Zihinsel rahatlama
Hayal gücünü kullanma
Düşüncelerin farkındalığı düşünce
durdurma düşünce engelleme
Sosyal destek:
Ruhsal rahatlama:
161. KENDİMİZ İÇİN NELER YAPABİLİRİZ
İyi beslen
Dinlenmeye zaman ayır
Alkol, sigaradan uzak dur
Her şeye hazırlıklı ol
İletişim kur
Aile ile birlikte zaman geçir
Yasını tut
İbadet et
165. Herhangi bir kimse öfkelenebilir.
Bu kolaydır.
Ne var ki;
Doğru insana
Doğru derecede
Doğru zamanda
Doğru maksatla ve
Doğru biçimde öfkelenmek
İşte bu zordur…
ARİSTO
167. ÖFKE NEDİR?
Engellenme, saldırıya uğrama, tehdit edilme,
yoksun bırakılma, kısıtlanma gibi durumlarda
hissedilen ve genellikle neden olan şeye ya da kişiye
yönelik saldırgan davranışlarla sonuçlanabilen yoğun
olumsuz duygu şeklinde tanımlanabilir.
168. Duyguların Özellikleri
Duygular normaldir, herkes her duyguyu yaşar.
Duygular kişiyi iyi ya da kötü hissettirir ama iyi ya da
kötü insan yapmaz.
Duygular birden oluşur ve nedeni yoktur.
Duygular dakikadan dakikaya, kişiden kişiye, yerden
yere değişir. Her an aynı duygular içinde olmayız.
Duygular görülmez ve duyulmaz, içimizdedir.
169. Duyguların Özellikleri
Duygularımız vücudumuzdadır. Kafamızda değil.
Örneğin; korkunca titreriz, kalbimiz çarpar, karnımız
ağrır.
Temelde iki tip duygu vardır: Acı ve mutluluk. Çok
geniş sayıda acı ve mutluluk duyguları yaşarız.
Düşünceler duygularla aynı değildir. Düşünceler
bilgiyle, olaylarla ilgilidir. Duygular ise gerçeklere bağlı
değildir, kimse yaşanan duyguların yanlış olduğunu
tartışamaz, ispat edemez.
170. Çağımızın teknolojik açıdan son derece ileri bir
noktada olduğunu söylemek için büyük bir teknik bilgi
birikimine sahip olmamız gerekmez. Bu gelişmenin bir
bedeli olarak da insani değerlerin aynı miktarda
gerilediğini söyleyebiliriz. İnsanlar artık birbirlerini
daha az dinlemekte ve birbirlerine daha az önem
vermekte, duygularını kontrol etmede güçlük
çekmekte ve zaman zaman da büyük patlamalar
yaşamaktalar. Bunların içerisinde belki de kontrol
etmede en fazla güçlük yaşadığımız duygu durum
öfkedir.
171. Öfke Belirtileri
Asabilik, sabırsızlık
Uyku sorunları
Yeme sorunları
Huzursuzluk, sinirlilik
Eşyalara, hayvanlara veya insanlara vurma
Zarar verme isteği
Aile üyelerine, arkadaşlara, meslektaşlara sözel saldırı
172. Öfke Belirtileri
Yaşamındaki kişisel kontrolü kaybetme duygusu
Konsantrasyon veya dikkatin zayıflaması
Olaya saplanıp kalma/sürekli düşünme
Fiziksel sağlığın etkilenmesi; kan basıncının artması,
baş dönmeleri, baş ağrıları, kalp atışlarının hızlanması,
çenenin sıkılması, midede düğümlenme, kaslardaki
gerginlik vb.
174. Öfkeyi herkes yaşar
Öfke düşmanımız da olabilir arkadaşımız da.
Nasıl ifade edeceğimizi, nasıl baş edeceğimizi bilirsek
sağlığımızı koruruz ve problemlerimizi daha kolay
çözeriz.
Eğer öfkemizle baş edemezsek bize zor anlar
yaşatır.
175. Buz Dağı Metaforu
ÖFKE TAVIRLARI
TEMEL DUYGULAR
ikincil bir
duygu,
öfkenin yüzü
ALTINDA
başka
duygular
var
176. Öfke buzdağının görünen yüzüdür.
Yaşanan çatışmalar ya da sorunlarda genellikle öfke
ikincil bir duygudur.
Öfke, ilk duygulardan sonra ortaya çıkar, ancak o
kadar yoğundur ki, insan yaşadığı ilk duyguların
farkına varmadan yoğun bir biçimde öfke duygusunun
saldırısına uğrar.
Öfke ile etkin baş edebilmek için öncelikle buz
dağının altındaki duygularla ilgilenmek gerekir.
177. Öfkenin Sonuçları
1-) Fizyolojik Tepkiler
Kan şekerinin yükselmesi
Nabzın ve kan basıncının artması
Sık sık ve zor nefes alma
Baş ağrısı
Kas, sırt ve boyun ağrıları
178. Öfkenin Sonuçları
2-) Zihinsel Tepkiler
Konsantrasyon bozukluğu
Düşük performans
Unutkanlık
Uykusuzluk
Dikkatsizlik
179. Öfkenin Sonuçları
3-) Davranışsal Tepkiler
Alkolizm
Sigara tiryakiliği
Huzursuzluk
Acelecilik
İlaç kullanımı
Aşırı yemek yeme veya hiç yememe
181. Öfke Yönetimi
Öfke yönetiminin amacı;
Saldırganlıktan uzak, şiddet içermeyen, kişinin
kendisine ve çevresindekilere zarar vermeyecek şekilde
duygusunu ifade etme becerisini kazanmasıdır.
182. Öfke Yönetimi
Öfke duygularıyla başa çıkmak için bilinçli ya da
bilinçsiz bazı yollar kullanırız. Bunlar;
1-) İfade Etme
2-) Bastırma
3-) Sakinleşme
183. Öfke Yönetimi
1-) İfade Etme:
Öfkeyi saldırganlıkla değil de sözel olarak ifade
etmek, bunlar içinde en sağlıklı yoldur. Bunu
yapabilmek için, istediklerimizin ne olduğunun
farkına varmalı, bunları açık ve karşımızdakini
incitmeyecek bir şekilde aktarmalıyız.
184. Öfke Yönetimi
2-) Bastırma:
Kızgınlığımızı içinizde tutup, onu düşünmemeye
çalışıyor ve daha olumlu bir şeylere yönlendiriyorsanız,
bu yolu kullanıyorsunuz demektir. Bu bazen işe yarasa
da sürekli olarak bu yolu kullanmak, çok sağlıklı
olmayabilir. Eğer kızgınlık doğru bir şekilde ifade
edilmezse belli bir süre sonra kişinin kendisine döner
ve yüksek tansiyon, psikosomatik rahatsızlıklar(ülser,
alerji vb.), depresyon veya kişide büyük bir öfke
patlamasına neden olabilir.
185. Öfke Yönetimi
3-) Sakinleşme:
Nefes alış verişlerinizi, kalp atış hızınızı kontrol
ederek, kendinizi fizyolojik olarak sakinleştirip,
içinizdeki öfke duygusunu hafifletebilirsiniz.
187. Öfkeyle Başa Çıkmada Etkili Yollar
1-) Fizyolojik Uygulamalar
Nefes egzersizi
Kas gevşetme hareketleri
Spor yapmak
2-) Zihinsel Tepkiler
Olumlu düşünme
Duygularını paylaşma
3-) Davranışsal Tepki
Zamanı etkili kullanma
Etkili iletişim kurma
Duygularını ifade etme
188. Şiddet Göstermeden Öfke Yaşamak İçin
Öfkenizi ifade edin.
Kızgın ve saldırgan davranışların sizi
komşularınızdan, tüm yakın ve uzak aile çevrenizden
uzaklaştırdığını bilin.
Rahatlama tekniklerini kullanın.
Geçmişte kızgınlıklarınızı uygun yollarla ifade
ettiğiniz ve olumlu sonuçlar aldığınız durumları
hatırlayın.
189. Şiddet Göstermeden Öfke Yaşamak İçin
Kızgınlığınızı kontrol etmek için, aile bireylerinden
yardım ve destek isteyin.
Kızgınlığa neden olan konuyu durum ya da olay
ortada yokken farklı zaman ve ortamda tartışın.
Problem ortaya çıkmadan çözüm yolları deneyin.
Haklarınızı öğrenin.
Uzmanlardan yardım alınız.
198. NELER ÇATIŞMAYA NEDEN OLUR
DEĞİŞİK GÖRÜŞLER
• Herkes durumu değişik açıdan görür
• Değişik görüşleri vardır
• Değişik sonuçlar bekler
DUYGULAR
Kişilerin sorunlar hakkında güçlü duyguları vardır=
kızgınlık kıskançlık yalnızlık
öfke korku hayal kırıklığı
199. NELER ÇATIŞMAYA NEDEN OLUR
DEDİKODU
SAHİP OLMA
CİNSİYET, KÜLTÜR,SINIF, DİN FARKLILIKLAR
BOZULAN İLİŞKİLER
200. GENELDE ÇATIŞMA İLE NASIL BAŞEDERİZ?
KAÇINMAK PROBLEM YOKMUŞ GİBİ
DAVRANMAK- daha da kötüye gider
DİĞER KİŞİYE SALDIRMAK- duygular
incinir fiziksel zararlar oluşur,başka
problemler çıkar
BİRLİKTE ÇALIŞMAK-Herkese uygun
çözümler bulmak
203. PROBLEMLERİ ÇÖZÜM YOLLARI
1- DİNLEMEK-
Neden iki kulağımız bir
ağzımız var. Daha çok
dinleyelim daha az
konuşalım diye.
Dinlemek için söz
kesme- yüzyüze otur.
İlgilendiğini göster.
204. 2- İŞBİRLİĞİ-
“Bu problemi ancak
birlikte çözeriz.”
“İkimizin de
karşılanmayan
ihtiyaçları var”
PROBLEMLERİ ÇÖZÜM YOLLARI
210. 8-KAÇMA UZAKLAŞMA-
“ben bu durumun içinde
olmazsam daha huzurlu
ve sağlıklı olurum.”
PROBLEMLERİ ÇÖZÜM YOLLARI
211. 9-YARDIM İSTEME/
UZLAŞMA-
“Bu kavgayı tek
başıma çözemiyorum
bana yardım edecek
birini
bulmalıyım- çözüme
yardım eden tarafsız
bir kişi bulabiliriz.
PROBLEMLERİ ÇÖZÜM YOLLARI
213. SORUNLARI BARIŞ İÇİNDE ÇÖZMEK
SAKİN OLMAK
PROBLEMİ TANIMLAMAK
ÇÖZÜMLER DÜŞÜNMEK
FİKİRLERİ DEĞERLENDİRMEK
BİR PLAN SEÇMEK
UYGULAMAK/DEĞERLENDİRMEK
214. TEŞEKKÜRLER..
Gaziantep Valiliği İl Afet Ve Acil Durum Müdürlüğü Çalışanları Ve Yöneticilerinin
AFAD Başkanlık Psiko - Sosyal Hizmet Çalışana Destek Ve Eğitim Grubu Çalışmalarına
Samimi Ve Gönülden Katkı Ve Katılımlarından Dolayı Teşekkür Ederiz.