Genç Başarı Eğitim Vakfı’nın her yıl düzenlediği Şirket Programı kapsamında lise öğrencileri bir araya gelerek kurdukları
şirketlerin ürün ve hizmetlerini sergiledi.
1 of 2
More Related Content
Genç Başarı - Liseli Şirketler
1. OPTİMİSTTEMMUZ-AĞUTOS 2014 112
- EDA BAYRAKTAR
Genç Başarı Eğitim Vakfı’nın her yıl düzenlediği Şirket Programı
kapsamında lise öğrencileri bir araya gelerek kurdukları
şirketlerin ürün ve hizmetlerini sergiledi.
LISELIŞIRKETLER
G İ R İ Ş İ M C İ L İ K
K
alabalık, genişçe bir alan. Yan yana dizilmiş
stantlar dört sıra halinde uzanıyor. Takı, seramik
eşya, kitap, dergiler, yastıklar... Burası bir pazar
değil, sokak değil, alışveriş merkezi değil. Burası
bir fuar! Ama bildiklerimizden değil...
Bu fuarda yaşları 16-18 arasında değişen lise öğrencileri
kendi tasarladıkları, ürettikleri ürünleri ve hizmetleri sergili-
yor. Her sene Genç Başarı Eğitim Vakfı’nın düzenlediği lise
öğrencilerine “girişim ve işletme tecrübesi” kazandırmayı
amaçlayan “Şirket Programı” kapsamında öğrenciler bir ara-
ya gelerek kendi şirketlerini kuruyor. 40 farklı okuldan 51 fark-
lı Genç Başarı Şirketi var bu yıl. Her şirket “En İyi Stant”, “En
İyi Satış/Pazarlama”, “En Yaratıcı Ürün” ve genel toplamda
“En İyi Şirket” kategorilerinde yarışıyor. Her sene sonunda da
bu şirketleri tasfiye ediyorlar.
Önce okulda şirket kurup velilere, kardeş okullara veya ar-
kadaşlarına satış yapıyorlar. Halka sıcak satış yaptıkları yer ise
bu fuar.
Genç Başarı Eğitim Vakfı Direktörü Engür Rutkay bu sü-
reci şu şekilde anlatıyor: “Buradaki gençlerin yaş ortalaması
16,5. 2,5 metre alandan bir yaşam ortamı oluşturmaya çalışı-
yorlar. Bu onlar için inanılmaz bir deneyim. Eğitim sistemi-
mizde bu tür serbest alanlar, öğretici boşluklar yok. Şubat
ayından itibaren hızlanan bir süreç. Ekim, kasım gibi şirketler
kurulmaya başlanıyor, şubat gibi damarlarında hissetmeye
başlıyorlar, mayıs da çılgınlık dönemi. Bu fuardan sonra şir-
ketlerin hepsini kapatacaklar. Genç Başarı sistemine göre bi-
tirmeyi öğrenmek durumundalar. Dünya üzerinde bitirmeyi
öğreten tek sistem bu. Hepsi zirveye giden yolu öğretir. Hiç-
bir eğitim modeli zirveden aşağı gidişin yolunu öğretmiyor.”
2. Fuardaki her grup, ekip ve takım yönetimi konusunda
çok profesyonel bir görüntü sergiliyor. Şirketlerinin kurum-
sal ve marka kimliklerini oturtmuşlar. Logoları, isimleri, do-
kümanları, broşürleri, afişleri hazır. Sadece ürünlerini değil
kendilerini de nasıl ifade edeceklerini öğrenmişler. “Oturdu-
ğunuz yerden elektrik üretmek ister misiniz? Sallan ve Üret”
sloganlarıyla Movement Motor Face adlı standı ziyaret ediyo-
rum. Sallanan sandalyeden üretilen hareket enerjisini elektrik
enerjisine çeviren bir mekanizma yaratmışlar. Elektrik enerji-
sini depolayıp bunu aydınlatma ve şarj etmede kullanıyorlar.
“Dünyada kömür çok kullanılıyor ve zararlı. Amacımız yeni-
lenebilir enerjilere yönelmek. Var olan yenilenebilir enerjiden
maksimum derecede faydalanarak paydaşlarımıza en nitelikli
kullanılabilir ürün ve hizmetleri sağlamak” diye özetliyorlar
misyonlarını.
T&T adlı şirket de grafiti ile kişiye özel söz ve resimler içe-
ren kitap ayracı tasarlıyor. Kitap ayracını aldığınızda dergi ve-
ya kitap hediye ediyorlar.
Şirketlerin bir kısmı da sattıkları ürünleri bir vakıf ya da
derneğe bağışlayarak sosyal sorumluluk yapmayı düşünmüş-
ler. Örneğin Kil-Yap şirketi, kil üzerine İstanbul motifleri işle-
tip gelirleri Tohum Otizm Vakfı’na bağışlıyorlar. Candy Can
adlı şirket de üzerinde down sendromlu çocukların çizdikleri
desenler olan kutular içinde doğal akide şekerleri satıyor. Ge-
lirlerinin tümünü de Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve
Koruma Vakfı’na bağışlıyorlar.
Başka bir stanttan yükselen mis gibi kokuya yönelince
karşınıza Bizim Tarhana ekibi çıkıyor. Doğal ilaç olarak tarif
ettikleri ev tarhanasını satışa sunarak, antibiyotiklerle hasta-
lıkları tedavi etmektense probiyotik olan tarhanayı içmenin
öneminivurguluyorlar.Amaçları,kaybolanbukültürügerige-
tirmeyi sağlamak. Clewom ise geri dönüşümlü kese ve poşet
içinde satışa sunulan sabun, lif ve hamam kesesinden oluşan
hamam seti satıyor. Mustafa Saffet Anadolu Lisesi’nden gelen
genç ekip daha önce iki kez Belçika’dan para ve yönetim ödü-
lü almış. Ürünlerini uluslararası alanda tescilleyip Türkiye’yi
temsil etmişler. Bir sabun firmasıyla anlaşıp sponsorluk ala-
rak ürünleri yarı yarıya satın almışlar. Lifleri de kendileri ör-
meye başlamışlar. Gelirleri Mor Çatı’ya bağışlıyorlar. To Soil
ise Türkiye’de ilk, doğada yüzde 100 çözünebilen poşet dosya
üretimi satıyor. Bir kırtasiye firmasını ikna ederek Türkiye pa-
zarına girmeyi başarmışlar.
Jüri üyelerinden JPA Türkiye ortağı Doğan Taşkent izle-
nimlerini şöyle anlatıyor: “Burası gerçekleri gösteriyor. Genç-
ler burada iş hayatının nasıl olduğunu görüyorlar. Bu yaşta
gerekliliklerini, nasıl çaba harcamaları gerektiğini görüyorlar.
Para kazanmanın nasıl olduğunu görüyorlar. Girişimcilik ise,
işte bu girişimcilik! A’ dan Z’ye bunu öğreniyorlar. Buradakiler
hakikaten takım kurmuşlar. Bu, büyük bir değer.”
Ürünler çok farklı olsa da şirketlerin bazı ortak noktala-
rı var. Ürünler çok amaçlı, fonksiyonel ve kişiselleştirilmiş.
Yastık olarak da kullanılabilen çok amaçlı kitap kılıfı satan
Illuminate seyahatte okumayı artırmayı amaçlıyor. Şirketlerin
çoğu kurulmadan önce bir pazar araştırması yapmış ve ürün-
lerini ona göre yapılandırmışlar. Quality, boyunluk, bandana
ve kolye olarak kullanılabilen takı yaratmış. Pazar araştırma-
sı yaptıktan sonra hangi hedef kitleye hitap edebileceklerini
düşünmüşler. Ürünü nasıl geliştirdiklerini şöyle anlatıyorlar:
“Pazarda incik boncuk çok satılıyordu ama bu tarz şeyler azdı.
Farklı olması adına fonksiyonel olsun istedik. Kadınlar da bu
tarz şeylere meraklı olduğu için bu ürünü tasarladık.” Inpro-
sion ise tasarlayıp ürettikleri telefon kaplarını satışa sunuyor.
Anket yapıp kimlerde daha fazla hangi model telefon var öğ-
renip modelleri özel sipariş üzerinden hazırlıyorlar. Ve gelirle-
ri de Soma’daki ailelere yardım için bağışlıyorlar.
Gençler, vizyon ve misyonlarını da ortaya koymuşlar. So-
runlardan yola çıkarak ürünlerini tasarlayıp geliştirmeyi öğ-
renmişler. Örneğin, ışıkları yanan terlik üreten Happy Feet.
Happy Feet ekibi yaptıklarını şu şekilde ifade ediyor: “Biz,
deprem bölgesinde yaşıyoruz. Deprem anında kalkıp feneri
bulmak yerine bu terlikleri giyip çıkmak iyi olur diye düşün-
dük. Hastanelerde genelde acil vakalar parmak burkma, ayak
kırılmaları, takılıp düşmeler oluyor. Bu terlikleri giydiğiniz
zaman parmak da burkmuyorsunuz.” WigWag de karanlıkta
daha rahat görünebilmeyi sağlayan şemsiye tasarlamış: “Ön-
ce hedef kitleyi belirledik. Trafik kazasında çok fazla çocuk
ölüyordu, güvenlikten yola çıkarak bunu engellemek için
bu şemsiyeyi ürettik. Önce LED ışıkla denedik, ama yıldırım
çarpmariskindenötürüşemsiyeninüstüneyıldızşeklinderef-
lektifler yerleştirdik” diyorlar. İlkokul birinci sınıf düzeyindeki
öğrencilere yönelik “İlk Okuma Kitabım Trafik” isimli hikâye
kitabınıdasatışasunmuş,internetortamınataşımışlar(Apple
Store’dan indirilebiliyor).
Jüri üyelerinden TOBB İstanbul Genç Girişimciler Kurulu
Üyesi Duygu Eren, fuarla ilgili düşüncelerini şöyle açıklıyor:
“Türkiye’de yetenek yönetimi yok. Burası insanların kendile-
rini erkenden keşfetmelerini sağlıyor ve bunu pazara çıkma-
dan yaptırıyor. Üniversiteden mezun olan bir genç 20’lerinin
ortasında bunu keşfettiğinde çok geç oluyor. Ama buradaki
çocuklar deneme yanılma yöntemiyle kendi küçük sahasında
bu deneyimi yaşıyor. Bizim tanıdığımız birçok şirket kuran in-
sandan çok daha gerçekler.”
OPTİMİSTTEMMUZ-AĞUSTOS 2014 113
Genç Başarı Eğitim Vakfı Direktörü Engür Rutkay: “Dünya üzerinde
bitirmeyi öğreten tek sistem bu. Hepsi zirveye giden yolu öğretir.
Hiçbir eğitim modeli zirveden aşağı gidişin yolunu öğretmiyor.”