2. 9.10. GÖRSEL SİSTEME GİRİŞ
Dış dünyaya açılan kapımızdır.
Yiyecek ve içeceklerde ki toksik maddelere karşı
duyarlıdır.
Metanol körlük
Siyanür ambliyopi (göz tembelliği)
Besin eksikliklerinden oluşabilecek hasarlara karşı
tamamen savunmasızdır.
Vit. A gece körlüğü
Tiamin ophthtalmoplegia (göz felci)
4. 9.11. GÖRSEL SİSTEM FİZYOLOJİSİ
Görsel sistem iç ve dış göz olmak üzere 2 ayrı sistemi
içermektedir. Optik sinirlerle bağlantılı olan retina, camsı
cisim ve lens iç gözü oluşturmaktadır.
Dış göz ise gözü tehlike, enfeksiyon ve ısıya karsı
korumakla yükümlü olan bölümlerden oluşmaktadır.
A vitaminin bu noktada kritik bir önemi vardır. Gözün dış
yüzeyinin kayganlaşması için gerek duyduğumuz
mukusun salgılanmasında görevli goblet hücrelerini içeren
epitel dokunun düzgün çalışmasında ve sağlığında A
vitamini çok önemlidir.
5. İris ışığın göze girişini düzenlemektedir.
2 ayrı kas grubu arasında konumlanmış olan lens ise
görüntünün retina üzerine odaklanmasını
sağlanmaktadır.
Göz dibi; retina, maküla, fovea, optik disk ve retinal
damarları içermektedir.
6. Retina;
2 tip fotoreseptör hücresi
içermektedir. Bunlar çomak
hücreleri dediğimiz siyah-beyaz
görmemizi (scotopik)
sağlayan duyu hücreleri ve koni
hücreleri dediğimiz cisimlerin
rengini ayırt etmemizi
sağlayan duyu hücreleridir.
7. Her bir göz kürenin hareketi ise 6 ekstra oküler kas
grubu tarafından sağlanmaktadır ve bu sistemle
hemen hemen sürtünmesiz ve büyük oranda darbeye
dayanıklı olması sağlanmıştır. Bu top-soket
kompleksi lakrimal sistem aktivasyonuyla kaygan
tutulmaktadır.
8. Işığın göze girişi ve retina üzerine odaklanmasının
sağlanışı büyük ölçüde, glikoprotein yapıda olan, lens ve
iris tarafından kontrol edilmektedir. Ama bu konuda
yardımcı olan ilk yapı korneadır.
Lens tehlikeli UV ışıkların retinaya ulaşmaması için
filtreleme işleminde de yardımcı olmaktadır.
Optik disk, bir diğer adıyla kör nokta, retinanın üzerinde
fotoreseptör bulundurmayan bir parçasıdır.
9. Makula, diskin lateralinde
bulunan oval bir alandır. Bu
noktaya oftalmoskop ile
bakıldığında lutein,
zeaksantin gibi karetonoid
pigmenleri birikintisi
dolayısıyla turuncu renkte
olduğu gözlenmektedir. Bu
pigmentler tekli oksijen
atomlarının toplanmasında bir
çöpçü gibi görev yapmakta ve
gözü oksidatif tehlikelere
karşı korumaktadır.
10. Fovea, makula içinde koni
hücrelerinin neredeyse tamamını
içeren bir oluşumdur.
Kontrast ve detaylar büyük oranda
foveal konilerin verilerine
dayanıyorken hareket çomak
hücrelerinin algılamasına
dayanmaktadır.
Türler arasında koni ve çomak
hücrelerinin oranları
karşılaştırıldığında dikkat çekici
farklar bulunmuştur; insanlarda
baskın olan konilerdir.
11. Renk görüşünü kolaylaştırmada iyodopsinler büyük rol
oynamaktadır. İyodopsin dediğimiz iyotlu bileşikler
sayesinde koni hücreleri kırmızı, mavi ve yeşil renklerini
algılayabilmektedirler.
Görsel sinyallerin şifreleri görsel kortekste deşifre
edilmektedir. Sol gözden sinyaller sağ serebral kortekse
iletilirken, sağ gözden sinyaller ise sol serebral
kortekse iletilmektedir.
12. 9.12. RETİNOL, TAURİN VE DHA’NIN
GÖRÜŞ SÜRECİNDEKİ SPESİFİK ROLLERİ
RETİNOL
11-cis retinal + opsin rhodopsin
13. DHA (docosahexaenoic acid)
n-3 çoklu doymamış yağ asitlerinden olan
dekosaheksaenoik asit (22:6 n-3, DHA) retinadaki
hücrelerde çok yoğun bir şekilde bulunmaktadır.
Yüksek ve düşük hayvanların her ikisinin gözlerinde de
önemli fizyolojik fonksiyonu olduğu görülmektedir. Göl
alabalıklarının gözlerindeki yansıtıcı tabakanın neredeyse
tamamı, yansıtıcı özelliği yüksek olan
tridokosaheksaenoinlerden oluşmaktadır.
Tüm memeli türlerinde retinadaki fosfolipidlerde DHA
çok yüksek konsantrayonda bulunmaktadır, özellikle de
çomak hücrelerinin dış segmentlerinde.
14. TAURİN
Taurin (ethaneaminosulfonik asit) de retina da çok yüksek
konsantrasyon da bulunmaktadır ve bir zwitterion (aynı
grup atom içerisinde pozitif ve negatif yükleri olan bir
iyon; taurin bir protonu sülfat grubundan amino grubuna
taşıyabilme kapasitesine sahiptir.) formu olabilişinden
dolayı membran stabilizasyon komponenti olarak hareket
ettiğine inanılır.
Taurin insan vücudunda sisteinden sentezlenebilmektedir.
Fakat yenidoğanda taurin sentez oranı ihtiyaca uygun
miktarda değildir. Çocuklarda taurin eksikliği ilk olarak
retinal dejenerasyona sebep olmaktadır. Taurinin diyetteki
temel kaynakları ise deniz canlıları ve beyaz ve kırmızı
etlerdir.