3. Şüphesiz Allah katında din İslâm’dır.
Kitap verilmiş olanlar,
kendilerine ilim geldikten sonra sırf,
aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden
ayrılığa düştüler.
Kim Allah’ın âyetlerini inkâr ederse,
bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir.(ÂLİ IMRÂN-19.)
3
4. Allah katında Allah’ın kabul edip
razı olduğu bir tek din,
bir tek yol var,
o da Allah’a teslimiyettir.
o da müslümanlıktır.
4
5. Dünyada pek çok yol,
pek çok din,
pek çok sistem vardır.
Allah bunlardan hiçbirisini kabul etmiyor.
Bunlara bağlı hiçbirisini hidâyete ulaştırmıyor.
Bunların hiçbirisini cennete götürmüyor.
5
7. İşte görüyoruz,
Allah’ın dininin dışındaki dinlerin,
Allah’ın sisteminin dışındaki sistemlerin
hiç birisi insanları huzura kavuşturamıyor.
Çünkü Allah katında,
Allah’ın razı olup
kabul buyurduğu tek din İslâm’dır. 7
8. Kul her işinde,
tüm hayatında
Allah’a tam teslim olacak.
Her konuda müslüman olacak.
8
9. Yaptığı her şeyi müslümanlığının
gereği olarak yapacak,
yapmadığı her şeyi yine
kulluğunun gereği terk edecek.
9
10. Yaptığı ve yapmayıp terk ettiği her şey
Allah’a teslimiyetinden kaynaklanacak.
Yâni kul önce Rabbini tanıyacak,
Rabbi karşısında kendini bilecek
ve O’na teslim olacak.
10
11. İşte İslâm, eğer ortada
bir teslimiyet varsa
bunun üç unsuru vardır.
11
12. İslam, teslim, müslüman deyince
şu üç şey akla gelir:
Teslim eden,
teslim alan,
bir de teslim edilen şey vardır
12
13. Teslim eden kuldur,
ondan teslim alan Allah’tır,
teslim edilen şey de Kulun iradesidir.
Yâni müslüman iradesini
Allah’a teslim etmektedir.
13
14. Allah’ın kendisi için seçtiğini,
seçim kabul etmek üzere,
sadece Onun çektiği yere gitmek,
sadece Onu dinlemek,
sadece Allah rızasını kazanmak için
kendi hürriyetinden vazgeçektir.
14
15. İradesini, benliğini Allah’a teslim eden,
hayatını Allah için yaşayan kişiye
teslim eden anlamına müslüman denir.
15
16. Çünkü insanı diğer varlıklardan
ayıran kriter özelliği onun iradesidir.
Ve biz biliyoruz ki iradesiz varlıklar
mükellef değildirler.
16
17. İnsanın sahip olduğu yegâne varlığı
işte bu iradesidir.
Onu Rabbine teslim etti mi
artık müslümandır o.
17
18. İradesini Allah’a teslim edene
müslüman diyor ki:
Ya Rabbi ben bilgimden,
aklımdan,
seçme hakkımdan,
karar verme özgürlüğümden vazgeçtim.
18
19. Çünkü benim ilmim kıttır,
ben menfaatimi zararımı
senin kadar bilemem.
Ben irademi sana teslim ettim. 19
20. Sen benim adıma nelerden razı olduysan
ben onlarla beraber olacağım.
işte müslümanı müslüman yapan
bu teslimiyettir.
20
21. Bu şekilde teslim olanlar için
ne korku vardır
ve hiç üzülmeyeceklerdir:
Hayır, öyle değil!
Kim “ihsan” derecesine yükselerek özünü
Allah’a teslim ederse,
onun mükâfatı Rabbinin katındadır.
Artık onlara korku yoktur,
onlar üzülmeyeceklerdir.Bakara-112
21
22. Bu teslimiyetin dini de İslâm’dır.
Peki din ne demektir?
Din yol demektir.
Din bir yaşam biçimidir.
22
23. Din kişinin kendisiyle,
Rabbiyle ve insanlarla
münâsebetlerinin tümünü
düzenleyen kanunlar ve kurallardır.
Kâfirûn sûresindeki:
23
24. "De ki Ey kâfirler!
Sizin dininiz sizin
benim ki de benim olsun!"
24
25. Âyeti bunu anlatır.
Dikkat ederseniz önce
ey kafirler dedi Rabbimiz,
sonra da sizin dininiz sizin olsun dedi.
25
26. Demek ki kâfirin de bir dini,
kâfirin de bir hayat programı vardır.
Elbette yeryüzünde dinsiz,
yâni kanunsuz, kuralsız,
yolsuz sistemsiz bir toplumu
düşünmek mümkün değildir.
26
31. Allah katında tek din İslâm’dır.
Allah’ın razı olduğu
ve insanları dünyada huzura kavuşturacak,
âhirette de
Allah’ın rızasına ve cennetine ulaştıracak
tek din İslâm’dır.
31
32. Peki şu anda dünyada bu kadar insan var
ve onların benimsedikleri bir sürü din var.
O zaman bunların hiçbirisi mutlu değil mi?
Onlar dünyada huzurlu değiller mi?
Onlar âhirette kazanmayacaklar mı?
32
33. Hayır, hayır onlar yarın
âhirette kazanmayacaklar
ve dünyada da asla mutlu değillerdir.
Dünyalarını da âhiretlerini de
kaybetmişlerdir.
33
34. Biz Müslüman olmayanların içini görmüyoruz,
bakın içlerini gören Allah ne diyor:
Sen onları toplu sanırsın.
Hâlbuki kalpleri darmadağınıktır.Haşr-14 34
36. Onların malları ve evlatları
seni imrendirmesin.
Allah, bunlarla ancak,
dünyada kendilerine azap etmeyi
ve canlarının kâfir olarak
çıkmasını istiyor. Tevbe-85 36
37. Allah katında tek doğru din,
tek doğru yol bu yol olunca,
ötekilerin tamamı bâtıl ve geçersiz olunca,
bunu da bu dinin sahibi söyleyince
o zaman diyecek bir şey kalmaz. 37
38. Çünkü o zaman din konusunda
hiç kimsenin sözüne ve anlayışına
itibar edilmeyecektir. 38
39. Bu konuda hristiyanlar şöyle söylüyorlar,
Yahudiler böyle diyorlar,
Mecusiler şöyle diyorlar. 39
40. Tamam isteyen istediği gibi düşünebilir.
İsteyen istediği gibi inanabilir.
İsteyen istediği dini kabul edebilir.
40
41. Herkesin kendi dini kendisine
güzel ve doğru gelebilir,
ama sana göre böyleyse bana göre de böyledir
demeye hiç kimsenin hakkı ve yetkisi yoktur.
41
42. Herkes bu konuda özgürdür.
Allah kullarına bu konuda
seçim özgürlüğü tanımıştır.
42
43. De ki: “Hak, Rabbinizdendir.
Artık dileyen iman etsin,
dileyen inkâr etsin.” Kehf-29
43
44. Bu dünyada dileyen dilediği dini,
dilediği yolu seçebilir kendisine.
Sonucuna kendisi katlanmak kaydu şartıyla
dilediği dini tercih edebilir insan. 44
45. Seçme özgürlüğü vardır insanın,
seçebilir ama her zaman haklı olmayabilir.
Seçme özgürlüğünün olması,
seçiminde haklı olması anlamına gelmez. 45
46. Yanlışı seçmişse elbette ondan sorumlu olacaktır.
Çünkü hiç kimsenin din belirleme hakkı yoktur.
Dini belirleme hakkı sadece ve sadece Allah’a aittir.
46
47. Madem ki hak din,
hak yol Allah’ın yoludur,
madem ki yaratıcı
sadece kendi dinini kabul edecektir
ve madem ki bu din bellidir,
47
48. o zaman niye bu insanlar
Allah dinini bırakarak
başka dinlere tabi oluyorlar?
48
52. Kendilerine Allah’ın son kitabı gelmeden önce
keyifleri yerindeydi, hayatları tıkırındaydı.
Herkes kendi hayatından memundu.
Herkes kendi yolunun doğruluğuna inanıyordu.
52
53. Hattâ ehl-i kitap Allah’ın bu son kitabını,
ahir zaman peygamberini bekliyor
ve çevrelerindeki putperestlere
onunla övünüp hava atıyorlardı.
53
54. Ama Allah’ın bu son kitabı gelince,
Allah’ın son elçisi gelince,
Allah onu bizim içimizden değil de
başkasından seçti diyerek
sırf hasetlerinden,
kinlerinden ötürü ihtilâfa düştüler.
54
55. Kimileri eyvah bizim yaptığımız yanlışmış,
bizim dinimiz, bizim yolumuz yanlışmış,
bu peygamberin dediği doğrudur diyerek,
önceki anlayışlarını,
önceki dinlerini terk ederek,
müslüman oldular. 55
56. Kimileri de yok ya bunun dediği yanlış
bizimki doğrudur diyerek
eski dinlerini devam ettirdiler.
56
57. Peki niye ayrılmışlar bu insanlar?
Aralarındaki azgınlıktan dolayı,
samimi olmamalarından dolayı,
birbirlerine düşmanlıklarından,
kıskançlıklarından dolayı.
57
58. Dünya menfaatleri kulluğun önüne geçmiş,
ihtiraslar ön plana geçmiş,
azgınlaşmışlar
ve herkes ayrı ayrı yollar,
ayrı ayrı dinler ortaya çıkarmışlar.
58
59. Ama kim Allah’ın âyetlerini inkar eder,
Allah’ın âyetlerini, Allah’ın dinini,
görmezden gelerek bir hayat yaşarsa
bilesiniz ki
Allah hesabı çok çabuk görendir,
defterlerinizi çok çabuk dürendir.
59
61. Kim İslâm’dan başka bir din ararsa,
bilsin ki o din ondan kabul edilmeyecek
ve o ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.
ÂLİ IMRÂN-85.
61
62. İşte böylece Hz. Adem (a.s) dan bu yana
gönderdiği elçileriyle
Allah’ın ortaya koyduğu din İslâm’dır.
62
63. Kim de İslâm’ın dışında bir din seçerse,
İslâm’ın dışında bir yol tercih ederse
bu ondan kabul edilmeyecektir. 63
64. Adem (a.s)’ın dini olan,
İbrâhim (a.s)’ın, oğulları İshak’ın,
Yakub’un, Yusuf’un, Mûsâ’nın,
Îsâ’nın dini olan İslâm’dan başka
bir din arayan kişinin dini kabul görmeyecektir
64
65. ve böyle Allah’ın dinini bırakıp da
kendilerine din arayanlar,
âhirette mutlak mânâda hüsrana uğrayacaklar,
zarar edenlerden olacaklardır. 65
66. ALLAHIM!
Gerçekten bize mülk verdin
ve bize sözlerin yorumunu öğrettin.
Ey gökleri ve yeri yaratan!
Dünyada ve ahirette sen bizim velimizsin.
Bizim canımızı müslüman olarak al
ve bizi iyilere kat.”
66