11. Hitit Kralı II.
Muvatalli’ye ait bir
mühür baskısı
üzerinde yer alan
Tanrı ve Kral
tasviri
İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi
Hititoloji Ana Bilim Dalı
12. Hitit Tanrıları
(etnik kökenlerine göre)
● Hint-Avrupalı Tanrılar (Hitit-Luwi-Pala)
● Asianik Tanrılar (Hatti-Hurri-Sümer)
●Semitik Tanrılar (Assur-Babil)
● Indo-Ari Tanrılar (Eski Hint)
İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi
Hititoloji Ana Bilim Dalı
13. Hattili Tanrılar
Fırtına Tanrısı & Güneş Tanrıçası Çifti:
Taru & Wurušemu
Oğulları: Telipinu ve Karısı Hatepinu
Kızları: Mezulla
Torunları: Zintuhi
Yeraltı Tanrıları: Lelwani, İšduštaya, Papaya
Savaş ve Salgın Hastalıklar ile Veba Tanrısı:
Šulinkatte Sümer Tanrıları
Ninive kentinin İştar’ı
Savaş Tanrısı: Wurunkatte
Suların Tanrısı: Ea
Büyü ile ilgili Tanrıça: Katahzipuri
Güneş Tanrısı: Şamaš ve Karısı Aya
Ay Tanrısı: Sin ve Karısı Ningal
İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi
Hititoloji Ana Bilim Dalı
14. Hurrili Tanrılar Hitit Tanrıları
Fırtına Tanrısı & Güneş Tanrıçası İlk Hitit belgelerinden biri olan Anitta
Çifti: metninde “bizim tanrımız” olarak
Tešup & Hepat bahsedilen tanrı Šiu, daha sonra
Hititçe metinlerde genel olarak “tanrı”
Oğulları: Šarruma anlamına gelen kelime olarak
kullanılmıştır.
Çift Cinsiyetli Tanrıça: Šaušga
Işık Tanrısı: Šiu
Hint Tanrıları Tahıl ve Hububat Tanrısı: Halki
İndra At üzerindeki Tanrı: Pirwa
Mitra Tanrılaştırılmış Gün: Šiwat
Varuna Tanrılaştırılmış Gece: İšpant
Nasatya
Luwi Tanrıları
Çoğunlukla başkent Hattuşa dışındaki Hitit merkezlerinde tapınım
görürlerdi. Adları genellikle sihirle ilgili törensel eylemlerde
geçerdi.
İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi
Hititoloji Ana Bilim Dalı
16. M.Ö. II. Binyılda Anadolu
İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi
Hititoloji Ana Bilim Dalı
17. M.Ö. II. Binyıl Anadolusundaki Mitolojiler
• Hatti kökenli; İlluyanka Hikâyesi, Kaybolan
Tanrı Mitolojisi, Gökten Düşen Ay Mitolojisi,
Kamrušepa Mitolojisi.
• Hurri kökenli; Kumarbi Efsanesi, Hedammu
Mitosu, Ullikummi Şarkısı, Avcı Kešši’nin
Masalı ve Appu Masalı.
• Mezopotamya kökenli; Gılgameš Destanı.
İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi
Hititoloji Ana Bilim Dalı
18. Zalpa Hikâyesi
“Kaneš kraliçesi bir yıl içinde 30 erkek çocuk doğurdu. „Ben
ne biçim bir şey doğurdum!‟ dedi. Kraliçe kapları pislikle
doldurdu, çocukları içine koyup, ırmağa bıraktı. Irmak
onları Zalpuwa Ülkesi‟nde denize çıkarttı. Tanrılar,
çocukları denizden alıp, büyüttüler”.
İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi
Hititoloji Ana Bilim Dalı
19. Kaybolan Tanrı Mitolojisi
“Pencereleri sis doldurdu, evi duman doldurdu... Koyun kuzusunu, inek
buzağısını istemedi, arpa ve buğday yetişmez oldu... Dağlar, ağaçlar,
çiçekler kurudu... Büyük Güneş Tanrısı bir ziyafet verip bin tanrıyı davet
etti. Onlar yediler, içtiler ama doymadılar... Fırtına Tanrısı’nın babası,
tanrılara, oğlunun öfkelendiğini ve gittiğini, beraberinde bolluğu ve
bereketi götürdüğünü söyledi. Bunun üzerine onu aramaya başladılar ama
bulamadılar. Onu bulması için hızlı kartalı gönderdiler, ancak o da
bulamadı... Ana Tanrıça, Kaybolan Fırtına Tanrısı’nı bulması için arıyı
görevlendirdi. Arı, kayıp tanrıyı bir ormanda uyurken bulur, onu sokarak
uyandırır. Bu sefer daha çok sinirlenen Fırtına Tanrısı, etrafı kasıp
kavurmaya başlar, ülke daha da zor duruma düşer. Ne yapacaklarını
şaşıran tanrılar sonunda büyüye başvururlar ve Fırtına Tanrısı’nı
sakinleştirirler. Tanrı evine döner ve ülkesi ile tekrar ilgilenir,
pencerelerden sis kalkar… Ocakta ateş yanar... Ana çocuğuna, koyun
kuzusuna kavuşur... ”
İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi
Hititoloji Ana Bilim Dalı
20. Kaybolan Tanrı Mitolojisi’nden
bir başka pasaj
“Taht Tanrıçası kartalı çağırır ve ona
gönderdiği yeşil ormanda kimin
oturduğunu ve ne yaptıklarını sorar.
Kartal, ormanda Yeraltı Tanrıçaları‟nın
oturduğunu ve bir iğ tuttuklarını ve kralın
yıllarını eğirdiklerini söyler”.
İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi
Hititoloji Ana Bilim Dalı
21. Kumarbi Efsanesi
“Eskiden ilk yıllarda, gökyüzü krallığında Tanrı Alalu
vardı. İlk tanrılardan kudretli Anu da onun önünde durur,
onun ayaklarına kapanırdı. Alalu dokuz yıl gökyüzünde
kral kaldı. Sonunda Anu, Alalu‟ya savaş açtı ve Alalu‟yu
yendi. Alalu aşağıya, karanlık topraklara kaçtı. Daha
sonra Anu gökyüzü tahtına geçti. Alalu‟nun oğlu olan
kudretli Kumarbi, Anu‟nun önünde durur, onun
ayaklarına kapanırdı. Anu‟nun dokuzuncu krallık yılında,
Kumarbi ona savaş açtı. Kendisinden kaçan Anu‟yu
yakalayan Kumarbi, onun „uzvunu‟ ısırdı ve Anu‟nun
erkekliği, Kumarbi‟nin içine aktı. ….
İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi
Hititoloji Ana Bilim Dalı
22. ……Kumarbi, Anu‟nun erkekliğini yutunca sevindi ve
güldü. Bunun üzerine Anu; „Bunun için çok sevinme.
Senin içine ağır bir yük koydum: Önce seni Fırtına
Tanrısı Tešup‟a gebe bıraktım. İkinci olarak, seni karşı
durulmaz Aranzah Nehri‟ne ve üçüncü olarak kudretli
Tanrı Tašmišu‟ya gebe bıraktım. Ayrıca iki korkunç
tanrıya daha gebe bıraktım. Öyle olacaksın ki, gelip
başını kayalıklara vuracaksın!‟ Daha sonra Kumarbi
saklanıp ağzındakileri tükürdü. Ancak yine de bedeninin
çeşitli yerlerinden çocukların doğmasına engel olamadı”.
İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi
Hititoloji Ana Bilim Dalı
23. Kumarbi Efsanesi Theogonia
●Anu ●Uranos
●Kumarbi ●Kronos
●Tešup ●Zeus
İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi
Hititoloji Ana Bilim Dalı
24. Aslantepe’den Bir Orthostat Üzerinde Fırtına Tanrısı ile
İlluyanka’nın Mücadelesi
Zeus’un Typhon ile Mücadelesi
İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi
Hititoloji Ana Bilim Dalı
25. Kumarbi Efsanesi
“Kumarbi Tešup‟u alt etmek için planlar düşünmektedir.
Aklına kurnazlık gelince hızla yerinden kalkıp asasını eline
alır, hızlı rüzgarları bir ayakkabı gibi ayaklarına giyer ve
yola koyulur. Serin bir kaynağa varır, orada çok büyük bir
kaya vardır. Birden isteği uyanır ve daha sonra beraber
olduğu bu kayadan Ullikummi adını verdiği bir çocuğu olur.
Düşmanı Tešup‟u yok etmesi için uygun biri olan
Ullikummi‟yi, tanrılar ve özellikle de Tešup görmeden
büyümesi için, Ubelluri‟nin omuzlarına yerleştirir”.
İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi
Hititoloji Ana Bilim Dalı