2. Müslümanlar arasında
ihtilaf ve anlaşmazlık olacaktır.
En güzeli bu ihtilaf ve
anlaşmazlığa yol açan
sebeplerden uzak kalmaktır.
2
3. Ama bu ihtilaflar
meydana geldikten sonra
bunları çözmek için
Müslümana yakışan
Allah’ın, Efendimizin ve onun
sahabelerinin gösterdikleri
yol ve yönteme başvurmaktır.
3
4. Çözümün en hayırlısı ve en sağlamı
bu yola başvurmakla elde edilir.
Ancak birimiz menfaatini veya
çıkarını ümmet çıkarından üstün
tutmaya çalıştığı andan itibaren
Problemlert, ihtilaflar
ve anlaşmazlıklar ortya
çıkmaya başlar.
4
5. İslam’da, bütün işler hakkında
üzerinde ittifak edilmesi gereken
hakem; özellikle ilk üç asırdaki
salih selefin anlayışının ışığında
ele alınması gereken
Kur’an ve Sünnet’tir.
Allahu Teala şöyle buyurur:
5
7. Ey iman edenler!
Allah’a itaat edin,
Peygambere ve sizden olan
emir sahiplerine de itaat edin.
Nisa-59
7
8. Ey iman edenler diyor Rabbimiz,
hani biz şunu işittiğimizde:
ِيداَنُم اَنأُِمَس اَنَّنِا اَنَّبَرِانَمي ىأِْل ىادَنُي ا
اَّنَمٰاَف أمُكِبَرِب واُنِمٰا أنَا
Ali-İmran-193
8
9. Ey Rabbimiz! Gerçek şu ki biz,
‘Rabbinize iman edin’ diye
imana çağıran bir davetçi işittik,
hemen iman ettik. Ali-İmran-193
9
10. Yani bu çağrıya kulak verdik,
kabul ettik ve imanımızı ilan ettik.
Yani bu ayete muhatep olduk.
Öyleyse Rabbimiz bize nasıl
bir yol gösterdiğine bir bakalım,
öğrenelim ve ona göre hareket
edelim:
10
12. Eğer bir hususta anlaşmazlığa
düşerseniz - gerçekten Allah’a ve
ahirete iman ediyorsanız
onu Allah’a ve Rasulü’ne götürün;
bu hem hayırlı, hem de netice
bakımından daha iyidir.” Nisa-59
12
13. Kur’an ve Sünnete uygun olan
hüküm ve çözümler güzel ve haktır.
Bunun dışındakiler ise
ancak bir sapıklıktır.
Bunun içindir ki, Allahu Tealâ
'Eğer Allah'a ve ahiret gününe
inanıyorsanız...' buyurmaktadır.
13
14. Yani, husumetleri ve bilmediklerinizi
Allah’ın kitabına,
Resulullah'ın sünnetine arz ederek
aranızda ihtilaf konusu olan şeylerde
onları hakem kılın.
14
15. Onları hakem kılmayıp hasmına
galip gelmek için İslam’ı
dert edinmeyenlerle İş birliği yaparak
onlardan yardım isteyenlerin
Allah'a ve ahiret gününe tam anlamıyla
iman etmediklerine delalet etmektedir.”
15
16. Bir işi Allah ve Rasulüne götürmek,
Kitap ve Sünnete
müracaat etmek ile olur.
16
17. Bu ayet, tüm ihtilafların çözümleri
Kitap ve Sünnette bulunduğunu
göstermektedir .
17
18. Demek ki üzerinde ayrılığa
düştüğümüz meseleleri
Allah’a ve Resulüne döndürmemiz,
imanın gereklerinden ve
akidenin sağlam olmasının
şartlarındandır.
Bunun olmaması halinde
iman da olmaz.
18
21. “Hayır, Rabbine andolsun ki
aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda
seni hakem kılıp sonra da
verdiğin hükümden içlerinde
hiçbir sıkıntı duymaksızın onu
tam manasıyla kabullenmedikçe
iman etmiş olmazlar.” Nisa-65
21
22. Kitap ve Sünnete bağlılık,
salih selefin Kitap ve
Sünnetin nassları hakkındaki
anlayışına uygun olmalıdır.
22
23. Kitap ve Sünnetin nassları bize,
salih selefin ve özellikle de
sahabenin (r.a) vahyin nassları
hakkındaki anlayışlarına bağlı
kalmamızı gerekli kılmaktadır.
23
25. “Kendisi için doğru yol
belli olduktan sonra,
kim Peygamber’e karşı çıkar ve
mü’minlerin yolundan
başka bir yola giderse,
onu o yönde bırakırız
ve cehenneme sokarız;
o ne kötü bir yerdir.” Nisa-115
25
26. ayette geçen “mü’minler” sıfatına
en layık olanlar; sahabe (r.a.) ve
onların sünnetlerine bağlı kalan
sonrakilerdir.
26
27. Ayet şuna delalet etmektedir ki,
sahabelerin yolunu bırakıp
başka bir yola girmek;
Rasulullah’tan (s.a.s) ayrılmaktır demek.
27
28. Bu ise Allahu Teala’nın
rahmetinden uzaklaşmayı
ve azabı gerektiren bir durumdur..
28
29. Bir zat şöyle der:
Rasule karşı çıkan herkes,
mü’minlerin yoluna uymamış olur.
mü’minlerin yoluna uymamış olan
herkes de, Rasule karşı gelmiş olur.
29
30. Allahu Teala şöyle buyurur:
ألَُيِليِبَس ِهِذَه
وُعأدَأةَير ِصَب ىَلَع ِاّل ىَلِإ
أاَنَأيِنََُبَّتا ِنَمَو
َانَحأبُسَوِاّل
Yusuf-108 اَمَوَنِم أاَنَأَينِك ِأرشُمألا
30
31. De ki: “İşte bu benim yolumdur.
Ben ve bana uyanlar
basiretle Allah’a davet ediyoruz.
Allah’ı tenzih ederim!.
Ben, Allah’a ortak koşanlardan
değilim.”Yusuf-108
31
32. “Ben ve bana uyanlar” ifadesi
hakkında İbn-i Abbas (r.a) şöyle der:
“Bundan kasıt, Muhammed’in (s.a.s)
ashabıdır.
32
33. Onlar, en iyi yol ve
en doğru hidayet üzereydiler.
İlim madeni,
iman hazinesi ve
Rahman’ın ordusuydular.”
33
35. Öyleyse onların üstünlüğünü anlayalım,
onların yolundan gidelim,
elimizden geldikçe onların ahlakını
ve yaşayış tarzlarını kendimize
örnek alalım.
Zira onlar en doğru yolda idiler.”
35
37. Rasulullah (s.a.s) yine şöyle buyurdu:
“Benden sonra şiddetli ihtilaflar
göreceksiniz.
Size, benim ve benden sonraki
raşid halifelerin sünnetine
azı dişlerinizle sarılmanızı
tavsiye ederim.
37
38. Vahiyi anlayıp ona göre yaşamayan
kimseler problemlerini sahabelerin
anlayışına göre değil dünyanın
çıkar anlayışına göre
çözmeye çalışırlar.
38
39. Bu da; tefrika, kavga, ihtilaf ve
bid’atların çoğalıp sünnetin
kaybolmasına yol açan bir durumdur.
39
44. Allah’a ve Resûl’üne itaat edin
ve birbirinizle çekişmeyin.
Sonra gevşersiniz ve gücünüz,
devletiniz elden gider.
Sabırlı olun.
Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.
Enfal-46
44
45. Bu durumu şimdi yaşamıyor muyuz?
Şu anda dünyanın hertarafında
Müslümanların kanları kâfirler
tarafından dökülmüyor mü?
ırzları, namusları kirletilmiyor mu?
45
46. Müslümanların çoğu
sesizce seyiretmiyor mu?
kıllarını bile kıpırdatmıyorlar,
hattâ kimilerinin oh ne güzel olmuş,
onlar böyle idiler, yok onlar şöyle idiler
gibi İslâm dışı bir tavır sergilemeleri
kâfirleri cesaretlendirmiyor mu?
46
47. Böyle bir durumda ne fert olarak
ne de toplum olarak zerre kadar bir
Müslüman şahsiyeti kalır mı?.
Çekişmenin sonu ve meyvesi
işte bu kadar acı ve ağır olur.
47
48. Bizdeki bu zaafı gören düşmanlar
hep bize saldıracaklar ve
galip geleceklerdir.
Halbuki Allah bizi ayrılığa
Anlaşmazlığa, tefrikaya değil
bir ve birlik olmamızı emrediyor:
48
52. Yok eğer böyle parça parça değil de
top yekun Allah ve Resulünün
emirlerine itaat eden,
birbirleriyle çekişmeyen mü’minler
olabilirsek peşinen bir çok savaşı
kazanmış olabileceğiz demektir.
52
53. Öyleyse sabredin ey mü’minler.
Kendinizi Allah ve Resulünün
istediği yerde tutun.
Allah ve Resulüne itaat
makamında tutun.
Bilesiniz ki Allah sabredenlerle
beraberdir.
53
54. Çözüm yolu ve yöntemi budur,
Allah’ın Kitabı, Efendimizin sünneti
ve Sahabelerin anlayışıdır.
54
55. Müslümanın
bahanesi ne olursa olsun,
amacı ne olursa olsun
Müslümanlar varken
başkalarıyla anlaşıp
işbirliği yapamaz.
55
59. Efendimiz de (s.a.s) şöyle diyor:,
Müslüman Müslümanın kardeşidir
ona zulmetmez;
onu düşmana teslim etmez.
Kim de bir Müslümanın ayıbını örterse,
Allah da kıyamette onun bir ayıbını örter.
[Buhârî]
59
60. Allah’ın, Peygamberin ve
Mü’minlerin kıstası budur.
Kim Başka kıstası,
başka yöntemi
Başka anlayışı
Allah’ın kıstasına tercih ederse
Allah’a vereceği savunmasını
Şimdiden hazırlasın.
60
61. ALLAH’ım
Bizi Mü’min olarak yaşat!
Bizi emirlerine itaatkarlardan eyle!
Bizi Müslümanlarla anlaşmazlığa
girenlerden eyleme!
Mü’minlerle ihtilafa düştüğümüzde
senin kitabında ve peygamberin
sünnetinde çözüm arayanlardan eyle
ALLAH’ım
Bizi Müslümanlara
tuzak kuranlardan eyleme. Amiiiiiiiin 61