ݺߣ

ݺߣShare a Scribd company logo
şڲ𱹾

          dr güçlü ıldız
15 yıldan bu yana çeşitli yakınmaları olan insanlar görürüm

onlar kendilerini hasta kabul eder

ben farklı şeyler görürüm
gördüklerim padişah ya da sultandır

kendi hükümranlıklarını ilan etmiş ancak bunun farkında
olamayan insanlar
trafikte tüm yollar onun olacak
herkes onun ‘suyuna’ gidecek
sözünün üstüne söz söylenmeyecek
sevdikleri ölmeyecek
hep varlıklı kalınacak
kısaca her istediği her an olacak
beklentileri karş ılanmaz ise hasta olunacak
zorunlu genetik hastalıklar (tip 1 diyabet gibi çocukluk
döneminde başlayan hastalıklar ki oranları %1’i geçmez)
dışında kalan hastalıkların hemen tümünün nedeni padişahlık
ya da sultanlıktır

namı diğer, stres
hastalıkların gelişimi genetik etki altındadır

zorunlu genetik hastalık durumunda genler kendiliğinden
aktive olur ve hastalık startı verilir

ancak çoğu hastalıklar, hastalıklı genlerin uyarılması ile
gelişir
her insan hastalıklı genler taşır

bu genlerin aktivasyon zamanını bizler belirleriz

120 yaşında aktive olacak bir hastalık geni, üstün(!) çabalarımız
sonucunda 50 yaşında etkinlik kazanabilir
baştan başlayalım

önce şu hanedanlık nasıl kurulur

sonra genler nasıl tetiklenir

ve hasta olunur

buyrun
stresin kaynağı hayata bakış açımızdır

bizleri hayata baktıran, veri tabanımızdır

namı diğer; bilinçaltı= bellek kaydı= limbik sistem= hard disk

                                                  = subliminal
bilimsel olarak gösterilmiştir ki; tüm kararlar burada alınır
ve bize bildirilir

bildirilen kararı onaylar ve benimseriz

başka bir değişle; kararı veren bilinçaltı’dır, bize o karara
uymak düşer

daha başka bir değişle ÖZGÜR İRADE YOKTUR
özgür irade gerçekten olsaydı insanlar beyinlerini kontrol
edebilirlerdi

özgür irade yerine otomatik, makina gibi işleyen bir beyin
çalışma sistemi var

bu nedenle keşkelerimiz var

bu nedenle ‘elimde değil’ diyoruz

bu nedenle savaşlar ve kötüler var, çünkü ‘elimizde değil’
burada sonucu belirleyen, hayatımızın mihenk noktası; bellek
bölgesine olan girdilerin ‘kalitesi’dir

giren verinin kalitesi çıktının kalitesini belirler

           çıktı(karar) = düş ünce, duygu ve davranış
giren verinin kalitesi; verinin girdiği andaki bilinç durumu
ile ilgilidir

merak edilen bir konu araştırılırken elde edilen bilginin
beyne katacağı bilinç hali ile kahvede okeye dönen kişinin
elde edeceği bilinç hali birbirinden farklı olacaktır

veri tabanına bir konuyla ilgili ne kadar çok bilgi girerse o
konuyla ilgili alınacak karar esnekliği o derece fazla
olacaktır
bu nedenlerle bilinçaltını oluşturan bilginin derinliği ve
çeşitliliği alınacak olan kararı etkiler

ancak tek başına yeterli değildir

bilginin esnek, uyumlu ve yenilenebilir özellikler
kazandırması gerekir

sabit, değişmeyen bilgi, sadece yüktür
21. yüzyılın cahilleri, okuma yazma bilmeyenler değil;
yanlış öğrendiklerini unutamayan, yeniden öğrenmeye,
değişime ve dönüşüme açık olmayanlar olacaktır

                                                 alvin toffler

                         rethinking the future adlı kitabından
çoğu insan, bellekteki sabit bilgilerle kendiliğinden yaşarlar

bir konu hakkında karar verirler ve konuyu kapatırlar

konu artık kesin doğrudur, sorgulanmaz

21.yüzyıl cahili işte budur

bu durumda neyi ne kadar çok bildiğinin de kendisine bir
faydası yoktur
sabit bilgi içeren veri tabanına sahip insanların çıktıları da
sabittir

sabit bilgi kadar değer yargıları tetiklenir

değer yargısı ise duyguları

duyguların bedene yansıması ile stresin fiziksel belirtileri ortaya
çıkar

stresin hastalıklar üzerindeki etkisi böyle başlar
kısaca;

STRES, kendi veritabanını oluşturan sabit bilgilerle hayatı
değerlendiren kişinin içinde bulunduğu DUYGUSALLIKTIR

duygular, bilinçaltını oluşturan beyin yapılarından
amigdala’nın kontrolü altında oluşur
veri tabanı-sabit bilgiler-hard disk-bilinçaltı


                              değer yargıları                     limbik sistem


                       duygular STRES amigdala


                  vücut kontrol sistemi hipotalamus


normal çalış ma düzeni homestaz              anormal çalışma düzeni allostaz


                        doku yıkımı patofizyoloji


                                  hastalık
beyinde bulunan hipotalamus, hormonal ve sinirsel
yollarla vücut kontrol sisteminin CEO’su konumundadır

amigdala’dan aldığı duygusallık verilerini vücuda iletir

böylece beynin içinde bulunduğu durumu bedene yansıtır
bedene yansıyan beyin bilgisi, normal işleyen sistemi
anormal hale getirir

hipotalamus                                vücut kontrol sistemi



homestaz                    allostaz
                   normal çalışma düzeni      anormal çalışma
                            düzeni
allostatik durumda
•   kan şeker artar
•   kan basıncı-tansiyon-artar
•   kolesterol ve yağ asitleri artar
•   kemikten kalsiyum kana salınır
•   tiroid hormonları artar
•   stres hormonları, adrenalin ve kortizol, artar
•   iç organların damarları kasılır
•   kaslara giden damarlar gevşer
hipotalamus’un kan basıncı ayarlama yolları




bu şemaya bakarak, eski türk filmlerinde kızı ile ilgili acı haberi alan
nubar terziyan’ın nasıl kalp krizi geçirdiğini anlayabiliriz;
duygusallık ile hipotalamus aktivasyonu sonucu kalp damarlarında
spazm
klinik deneyimlerime göre kalp ve beyin damar
hastalıkları sonucu gelişen felç ve kalp kirizi vakalarının
büyük bir çoğunluğunun nedeni ‘spazm’dır, infarkt-
tıkanma değil
hastalıkların hemen tümünü tetikleyen bir stres faktörü
mutlaka vardır

her insanın genetik hastalık kodu ve anormal çalışma
özellikleri-allostatik durum-kendine özeldir

bu nedenle hastalık yoktur, hasta vardır
şeker hastalığı

kişinin içinde bulunduğu allostatik duruma bağlı olarak
kan şekeri yükselmiştir

kimi insanlarda tepkisel olarak geçici dönem yükselir

kimilerinde ise duygusal etkinlik o derece yoğundur ki,
eğer genetik yatkınlıkta varsa, hipotalamus ‘artık bu iflah
olmaz’ der gibi olayı kalıcı hale getirir

bu durumu diğer belirtiler için uyarlayın lütfen; çarpıntı,
başağrısı, premenstrüel sendrom, safra ve böbrek taşları
vb
kolesterol yüksekliği

kolesterol vücudun yapı taşıdır

allostaz durumunda ‘şifa’ olsun diye artar

kemik erimesi

allostaz durumunda kemikten kana kalsiyum salınır

damar sertliğinin en önemli elemanı kalsiyumdur
ağır metal ve diğer toksinler vücutta sıklıkla yağ ve kemik
dokuya yerleşir, 20 yıl kalabilir

duygusallığın yaşandığı her an yağ ve kemik dokularından
ağır metal ve toksinler kana karışır

o an hedef organda ‘icraatlarını’ görürler VUR

sonra tekrar depo yerlerine dönerler KAÇ

ve böylece ağır metallerin hastalıklar üzerindeki etkisi
anlaşılamaz
tedavilerin başarısı, diyetlerin sürdürülebilir olması,
operasyonların sonuçları, cinsel yaşam, spor ve sanat dahil
her türlü etkinlik, tamamen allostatik duruma bağlıdır

allastatik durum içinde mutlu olunamaz

allostaz, yangın yeridir

allostaz, olağanüstü durumdur

allostaz alarmdır
allostaz altında beyin, stres hormonları etkisiyle önceleri
geçici güçlenmeler yaşasa da (iyi stres(!)) zaman geçtikçe
güçlenme yıkıma dönüşür

allostaz altında, allostaz nedeni olan duyguların kaynağı
amigdalanın etkinliği daha da artar

bu kısır döngü hastalıkların sağaltımında direnç yaratır
hastaların iyileşmesi için önce allostaz durumunun
düzeltilmesi gerekir

bunun için 2 yöntem ön plana çıkar

1.fiziksel sağaltım

2.düşünsel sağaltım
fiziksel sağaltım

1.beslenme

2.spor

3.ilaçlar
beslenme
doğal olmayan gıdalar amigdala etkinliğini artırır

basitçe; gıdaya bakın, doğada bu şekilde var mı?

doğada meyve ve bal dışında tatlı yok

o halde rafine tüm şekerli besinleri kesin

margarin yağlarını kesin
unlu besinler ‘tam’ olmadığından doğal sayılmaz

olabildiğince dikkatli tüketin

mesela makarna yoktur doğada, bunun yerine kepekli
pirinç daha mantıklı

doğal olupta amigdala etkinliğini artıran 4 sebze var

sarmısak, soğan, pırasa, turp

uzak durun (belki yemeklerde az miktar soğan sorun
olmaz)
spor
allostaz ile oluşan potansiyel enerji, kinetik enerjiye
dönüştürülerek yangın’a müdahale edilebilir

her yaşın ve her durumun (sağlık-hastalık) bir sporu vardır

yoğun bakımda bile hastalara pasif eğzersiz yaptırılır

standart öneri; kardiyo eğzersizi ve ağırlık çalışmasıdır

şehirli ve çağdaş bir insan mutlaka spor yapmalıdır
spor, uyumak gibi, hayatınızın bir parçası olmalıdır

çok koşturmak spor değildir

zaman mazereti olanlara önerim

her sabah ip atlar gibi zıplayın

ardından mekik, şınav ve araştırarak bulduğunuz eğzersizler

sayı ve beceri önemli değil, hele bir başlayın
zamanla sayıyı artırın

örneğin 100 kez zıplayabildiniz, 2 şınav, 5 mekik çektiniz

15 gün 100 zıpla, 2 şınav, 100 zıpla, 5 mekik, 100 zıpla

sonraki 15 gün 120-3-120-7-120

her 15 günde bir sayıyı artırın, sonra akşamları da yapın

1 yıl sonra muhteşem olacaksınız
düşünsel sağaltım
otomasyon sistemi gereğince, beyin sürekli olarak spontan
düşünce üretir

düşünce kaynağı bilinçaltı’dır

5 duyu ile gelen her türlü bilgiye ve o anki düşüncesine
göre verecek bir değer yargısı vardır

iyi-güzel, kötü-çirkin, doğru-yanlış gibi yargılarla sürekli
değerlendirir

sonuç olarak duygular gelişir
duygular, vücudun anormal çalışma sistemi (allostaz) içine
girmesine neden olur

değer yargıları varlığında duygular otomatik olarak gelişir

haliyle sadece duyguları tek başına ortadan kaldıramayız

değer yargıları, bilinçaltı bilgileriyle şekillenir

haliyle sadece değer yarğılarını tek başına ortadan kaldıramayız
bilinçaltı bilgilerini de ortadan kaldıramayız

temel düşünce sağaltım biçimi,
bilinçaltı bilgilerinin sürekli YENİLENMESI
ve yeni bilgilerin EKLENMESİYLE gerçekleşecektir

ancak bu yeni bilgilerin işlevsel olabilmesi için
ARAŞTIRMA-SORGULAMA sonucunda edinilmesi ve kişiye
                           YENİ BAKIŞ AÇISI kazandırıyor
olması gerekir
sürekli yenilenen ve eklenen bilgi ile;
•gerçekte iyi-kötü, güzel-çirkin, doğru-yanlış olmadığı; bu
değerlerin bize öğretildiği ve gerçekle bağdaşmadığı
•hayatı ‘kendi’ bakış açımıza-veri tabanımıza göre değil
gerçeğe göre değerlendirmemiz gerektiği
•bu nedenle araştırma-sorgulama konusunun gerçeği
anlama üzerine olması gerektiği

sonuçlarına ulaşılır
gerçek bilgi, değer yarğılarından sıyrılarak hayata yorumsuz
bakan yüksek bilinç sahibi insanlarının eserlerinde yer alır
beyin otomasyon sistemi, duygular ve allostaz ‘üçgeni’; tıp
dünyasında tartışılmıyor

çünkü tıbbi sistem hastalıkların nedenine değil sonuçları
üzerine kurulmuştur

hekimler, veri tabanlarında bulunan hastalık bilgilerini
hastalarla eşleştirerek tanıya gitmeye çalışırlar

aldıkları eğitim gereği, ‘neden hasta oldu’ sorusunu
soramıyorlar

sorunduğunda alacağınız cevap; çoğunlukla idiopatiktir

yani, nedeni bilinmiyor
güncel tıbbi anlayışın temelleri 100 yıldan daha önceleri
atılmıştır

bir zamanlar günümüz beyin otomasyon sistemi ve allostaz
bilgilerine sahip olmayan akıl, tıbbi yapılanmayı sonuçlar
üzerine kurmuş ve hastalık nedenlerini GOK (sadece tanrı
bilir) ile açıklamıştır

günümüzde tıbbi veri tabanını yenilenebilir ve sorgulayıcı
özellikler kazandırabilmek için devrim yapmak gerekir
önce hastane adının değiştirmekle başlamak lazım

belirtilerle veri tabanındaki hastalıkların eşleştirilmesi
sonucu, örneğin kan şekeri yüksek ise hastaya şeker
hastalığı tanısı konuyor

ve ondan sonra beyin otomasyon sistemine veri giriliyor

                      sen şeker hastasısın
artık bilinçaltına alınan bu yeni veri ile beyin çalışmaya devam
ediyor

tüm beden ve tüm benlik şeker hastası oluyor

yani tıbbi sistem tedavi etmiyor

HASTA EDİYOR

bu nedenle ilk iş hastane yerine şڲ𱹾 sözcüğünü kullanarak
bir yerden başlanmalı

sadece isim değişikliği bile fark yaratır
teşekkürler



soru ve görüşleriniz için



  gucluildiz@me.com

More Related Content

şڲ𱹾

  • 1. şڲ𱹾 dr güçlü ıldız
  • 2. 15 yıldan bu yana çeşitli yakınmaları olan insanlar görürüm onlar kendilerini hasta kabul eder ben farklı şeyler görürüm
  • 3. gördüklerim padişah ya da sultandır kendi hükümranlıklarını ilan etmiş ancak bunun farkında olamayan insanlar
  • 4. trafikte tüm yollar onun olacak herkes onun ‘suyuna’ gidecek sözünün üstüne söz söylenmeyecek sevdikleri ölmeyecek hep varlıklı kalınacak kısaca her istediği her an olacak beklentileri karş ılanmaz ise hasta olunacak
  • 5. zorunlu genetik hastalıklar (tip 1 diyabet gibi çocukluk döneminde başlayan hastalıklar ki oranları %1’i geçmez) dışında kalan hastalıkların hemen tümünün nedeni padişahlık ya da sultanlıktır namı diğer, stres
  • 6. hastalıkların gelişimi genetik etki altındadır zorunlu genetik hastalık durumunda genler kendiliğinden aktive olur ve hastalık startı verilir ancak çoğu hastalıklar, hastalıklı genlerin uyarılması ile gelişir
  • 7. her insan hastalıklı genler taşır bu genlerin aktivasyon zamanını bizler belirleriz 120 yaşında aktive olacak bir hastalık geni, üstün(!) çabalarımız sonucunda 50 yaşında etkinlik kazanabilir
  • 8. baştan başlayalım önce şu hanedanlık nasıl kurulur sonra genler nasıl tetiklenir ve hasta olunur buyrun
  • 9. stresin kaynağı hayata bakış açımızdır bizleri hayata baktıran, veri tabanımızdır namı diğer; bilinçaltı= bellek kaydı= limbik sistem= hard disk = subliminal
  • 10. bilimsel olarak gösterilmiştir ki; tüm kararlar burada alınır ve bize bildirilir bildirilen kararı onaylar ve benimseriz başka bir değişle; kararı veren bilinçaltı’dır, bize o karara uymak düşer daha başka bir değişle ÖZGÜR İRADE YOKTUR
  • 11. özgür irade gerçekten olsaydı insanlar beyinlerini kontrol edebilirlerdi özgür irade yerine otomatik, makina gibi işleyen bir beyin çalışma sistemi var bu nedenle keşkelerimiz var bu nedenle ‘elimde değil’ diyoruz bu nedenle savaşlar ve kötüler var, çünkü ‘elimizde değil’
  • 12. burada sonucu belirleyen, hayatımızın mihenk noktası; bellek bölgesine olan girdilerin ‘kalitesi’dir giren verinin kalitesi çıktının kalitesini belirler çıktı(karar) = düş ünce, duygu ve davranış
  • 13. giren verinin kalitesi; verinin girdiği andaki bilinç durumu ile ilgilidir merak edilen bir konu araştırılırken elde edilen bilginin beyne katacağı bilinç hali ile kahvede okeye dönen kişinin elde edeceği bilinç hali birbirinden farklı olacaktır veri tabanına bir konuyla ilgili ne kadar çok bilgi girerse o konuyla ilgili alınacak karar esnekliği o derece fazla olacaktır
  • 14. bu nedenlerle bilinçaltını oluşturan bilginin derinliği ve çeşitliliği alınacak olan kararı etkiler ancak tek başına yeterli değildir bilginin esnek, uyumlu ve yenilenebilir özellikler kazandırması gerekir sabit, değişmeyen bilgi, sadece yüktür
  • 15. 21. yüzyılın cahilleri, okuma yazma bilmeyenler değil; yanlış öğrendiklerini unutamayan, yeniden öğrenmeye, değişime ve dönüşüme açık olmayanlar olacaktır alvin toffler rethinking the future adlı kitabından
  • 16. çoğu insan, bellekteki sabit bilgilerle kendiliğinden yaşarlar bir konu hakkında karar verirler ve konuyu kapatırlar konu artık kesin doğrudur, sorgulanmaz 21.yüzyıl cahili işte budur bu durumda neyi ne kadar çok bildiğinin de kendisine bir faydası yoktur
  • 17. sabit bilgi içeren veri tabanına sahip insanların çıktıları da sabittir sabit bilgi kadar değer yargıları tetiklenir değer yargısı ise duyguları duyguların bedene yansıması ile stresin fiziksel belirtileri ortaya çıkar stresin hastalıklar üzerindeki etkisi böyle başlar
  • 18. kısaca; STRES, kendi veritabanını oluşturan sabit bilgilerle hayatı değerlendiren kişinin içinde bulunduğu DUYGUSALLIKTIR duygular, bilinçaltını oluşturan beyin yapılarından amigdala’nın kontrolü altında oluşur
  • 19. veri tabanı-sabit bilgiler-hard disk-bilinçaltı değer yargıları limbik sistem duygular STRES amigdala vücut kontrol sistemi hipotalamus normal çalış ma düzeni homestaz anormal çalışma düzeni allostaz doku yıkımı patofizyoloji hastalık
  • 20. beyinde bulunan hipotalamus, hormonal ve sinirsel yollarla vücut kontrol sisteminin CEO’su konumundadır amigdala’dan aldığı duygusallık verilerini vücuda iletir böylece beynin içinde bulunduğu durumu bedene yansıtır
  • 21. bedene yansıyan beyin bilgisi, normal işleyen sistemi anormal hale getirir hipotalamus vücut kontrol sistemi homestaz allostaz normal çalışma düzeni anormal çalışma düzeni
  • 22. allostatik durumda • kan şeker artar • kan basıncı-tansiyon-artar • kolesterol ve yağ asitleri artar • kemikten kalsiyum kana salınır • tiroid hormonları artar • stres hormonları, adrenalin ve kortizol, artar • iç organların damarları kasılır • kaslara giden damarlar gevşer
  • 23. hipotalamus’un kan basıncı ayarlama yolları bu şemaya bakarak, eski türk filmlerinde kızı ile ilgili acı haberi alan nubar terziyan’ın nasıl kalp krizi geçirdiğini anlayabiliriz; duygusallık ile hipotalamus aktivasyonu sonucu kalp damarlarında spazm
  • 24. klinik deneyimlerime göre kalp ve beyin damar hastalıkları sonucu gelişen felç ve kalp kirizi vakalarının büyük bir çoğunluğunun nedeni ‘spazm’dır, infarkt- tıkanma değil
  • 25. hastalıkların hemen tümünü tetikleyen bir stres faktörü mutlaka vardır her insanın genetik hastalık kodu ve anormal çalışma özellikleri-allostatik durum-kendine özeldir bu nedenle hastalık yoktur, hasta vardır
  • 26. şeker hastalığı kişinin içinde bulunduğu allostatik duruma bağlı olarak kan şekeri yükselmiştir kimi insanlarda tepkisel olarak geçici dönem yükselir kimilerinde ise duygusal etkinlik o derece yoğundur ki, eğer genetik yatkınlıkta varsa, hipotalamus ‘artık bu iflah olmaz’ der gibi olayı kalıcı hale getirir bu durumu diğer belirtiler için uyarlayın lütfen; çarpıntı, başağrısı, premenstrüel sendrom, safra ve böbrek taşları vb
  • 27. kolesterol yüksekliği kolesterol vücudun yapı taşıdır allostaz durumunda ‘şifa’ olsun diye artar kemik erimesi allostaz durumunda kemikten kana kalsiyum salınır damar sertliğinin en önemli elemanı kalsiyumdur
  • 28. ağır metal ve diğer toksinler vücutta sıklıkla yağ ve kemik dokuya yerleşir, 20 yıl kalabilir duygusallığın yaşandığı her an yağ ve kemik dokularından ağır metal ve toksinler kana karışır o an hedef organda ‘icraatlarını’ görürler VUR sonra tekrar depo yerlerine dönerler KAÇ ve böylece ağır metallerin hastalıklar üzerindeki etkisi anlaşılamaz
  • 29. tedavilerin başarısı, diyetlerin sürdürülebilir olması, operasyonların sonuçları, cinsel yaşam, spor ve sanat dahil her türlü etkinlik, tamamen allostatik duruma bağlıdır allastatik durum içinde mutlu olunamaz allostaz, yangın yeridir allostaz, olağanüstü durumdur allostaz alarmdır
  • 30. allostaz altında beyin, stres hormonları etkisiyle önceleri geçici güçlenmeler yaşasa da (iyi stres(!)) zaman geçtikçe güçlenme yıkıma dönüşür allostaz altında, allostaz nedeni olan duyguların kaynağı amigdalanın etkinliği daha da artar bu kısır döngü hastalıkların sağaltımında direnç yaratır
  • 31. hastaların iyileşmesi için önce allostaz durumunun düzeltilmesi gerekir bunun için 2 yöntem ön plana çıkar 1.fiziksel sağaltım 2.düşünsel sağaltım
  • 33. beslenme doğal olmayan gıdalar amigdala etkinliğini artırır basitçe; gıdaya bakın, doğada bu şekilde var mı? doğada meyve ve bal dışında tatlı yok o halde rafine tüm şekerli besinleri kesin margarin yağlarını kesin
  • 34. unlu besinler ‘tam’ olmadığından doğal sayılmaz olabildiğince dikkatli tüketin mesela makarna yoktur doğada, bunun yerine kepekli pirinç daha mantıklı doğal olupta amigdala etkinliğini artıran 4 sebze var sarmısak, soğan, pırasa, turp uzak durun (belki yemeklerde az miktar soğan sorun olmaz)
  • 35. spor allostaz ile oluşan potansiyel enerji, kinetik enerjiye dönüştürülerek yangın’a müdahale edilebilir her yaşın ve her durumun (sağlık-hastalık) bir sporu vardır yoğun bakımda bile hastalara pasif eğzersiz yaptırılır standart öneri; kardiyo eğzersizi ve ağırlık çalışmasıdır şehirli ve çağdaş bir insan mutlaka spor yapmalıdır
  • 36. spor, uyumak gibi, hayatınızın bir parçası olmalıdır çok koşturmak spor değildir zaman mazereti olanlara önerim her sabah ip atlar gibi zıplayın ardından mekik, şınav ve araştırarak bulduğunuz eğzersizler sayı ve beceri önemli değil, hele bir başlayın
  • 37. zamanla sayıyı artırın örneğin 100 kez zıplayabildiniz, 2 şınav, 5 mekik çektiniz 15 gün 100 zıpla, 2 şınav, 100 zıpla, 5 mekik, 100 zıpla sonraki 15 gün 120-3-120-7-120 her 15 günde bir sayıyı artırın, sonra akşamları da yapın 1 yıl sonra muhteşem olacaksınız
  • 38. düşünsel sağaltım otomasyon sistemi gereğince, beyin sürekli olarak spontan düşünce üretir düşünce kaynağı bilinçaltı’dır 5 duyu ile gelen her türlü bilgiye ve o anki düşüncesine göre verecek bir değer yargısı vardır iyi-güzel, kötü-çirkin, doğru-yanlış gibi yargılarla sürekli değerlendirir sonuç olarak duygular gelişir
  • 39. duygular, vücudun anormal çalışma sistemi (allostaz) içine girmesine neden olur değer yargıları varlığında duygular otomatik olarak gelişir haliyle sadece duyguları tek başına ortadan kaldıramayız değer yargıları, bilinçaltı bilgileriyle şekillenir haliyle sadece değer yarğılarını tek başına ortadan kaldıramayız
  • 40. bilinçaltı bilgilerini de ortadan kaldıramayız temel düşünce sağaltım biçimi, bilinçaltı bilgilerinin sürekli YENİLENMESI ve yeni bilgilerin EKLENMESİYLE gerçekleşecektir ancak bu yeni bilgilerin işlevsel olabilmesi için ARAŞTIRMA-SORGULAMA sonucunda edinilmesi ve kişiye YENİ BAKIŞ AÇISI kazandırıyor olması gerekir
  • 41. sürekli yenilenen ve eklenen bilgi ile; •gerçekte iyi-kötü, güzel-çirkin, doğru-yanlış olmadığı; bu değerlerin bize öğretildiği ve gerçekle bağdaşmadığı •hayatı ‘kendi’ bakış açımıza-veri tabanımıza göre değil gerçeğe göre değerlendirmemiz gerektiği •bu nedenle araştırma-sorgulama konusunun gerçeği anlama üzerine olması gerektiği sonuçlarına ulaşılır
  • 42. gerçek bilgi, değer yarğılarından sıyrılarak hayata yorumsuz bakan yüksek bilinç sahibi insanlarının eserlerinde yer alır
  • 43. beyin otomasyon sistemi, duygular ve allostaz ‘üçgeni’; tıp dünyasında tartışılmıyor çünkü tıbbi sistem hastalıkların nedenine değil sonuçları üzerine kurulmuştur hekimler, veri tabanlarında bulunan hastalık bilgilerini hastalarla eşleştirerek tanıya gitmeye çalışırlar aldıkları eğitim gereği, ‘neden hasta oldu’ sorusunu soramıyorlar sorunduğunda alacağınız cevap; çoğunlukla idiopatiktir yani, nedeni bilinmiyor
  • 44. güncel tıbbi anlayışın temelleri 100 yıldan daha önceleri atılmıştır bir zamanlar günümüz beyin otomasyon sistemi ve allostaz bilgilerine sahip olmayan akıl, tıbbi yapılanmayı sonuçlar üzerine kurmuş ve hastalık nedenlerini GOK (sadece tanrı bilir) ile açıklamıştır günümüzde tıbbi veri tabanını yenilenebilir ve sorgulayıcı özellikler kazandırabilmek için devrim yapmak gerekir
  • 45. önce hastane adının değiştirmekle başlamak lazım belirtilerle veri tabanındaki hastalıkların eşleştirilmesi sonucu, örneğin kan şekeri yüksek ise hastaya şeker hastalığı tanısı konuyor ve ondan sonra beyin otomasyon sistemine veri giriliyor sen şeker hastasısın
  • 46. artık bilinçaltına alınan bu yeni veri ile beyin çalışmaya devam ediyor tüm beden ve tüm benlik şeker hastası oluyor yani tıbbi sistem tedavi etmiyor HASTA EDİYOR bu nedenle ilk iş hastane yerine şڲ𱹾 sözcüğünü kullanarak bir yerden başlanmalı sadece isim değişikliği bile fark yaratır
  • 47. teşekkürler soru ve görüşleriniz için gucluildiz@me.com