ݺߣ

ݺߣShare a Scribd company logo
Şimdi Hasbıhal Zamanı!
Hiç insanların içinde, kendinizi yapayalnız hissettiğiniz oldu mu?
Bazılarının yüzüne dahi bakamadığınızı, baktığınızda içinize darlık verdiğini?
Konuşulan dünyalıkların, ya da malayanilerin kalbinizi sıkıştırdığı oldu mu?
Hiç Allah için bir araya gelip, Sahibinizden, Malikinizden bahsettiğiniz oldu mu?
Namazla rahatlamak istediğiniz, kendinizi soyutlamak istediğiniz oldu mu?
Hiç kendinizi bir mazlum gibi duayla rahatlatmaya çalıştığınız oldu mu?
Saatlerce ağlamak ve hiç susmamak istediğiniz?
En yakınlarınızın dahi yalnızca dünyalığınızı düşündüğünü aklettiğiniz oldu mu?
Geçici olana tamah etmeyip, kalıcı olana talip olduğunuz oldu mu?
Hiç… etrafınızda hep dünyaya çağıranların çoğunlukta; ama ahirete de çağıranların azınlıkta olduğunu fark ettiğiniz oldu mu?
Kimsenin dini kimseye bırakmadığını, kraldan çok kralcı olanları gördüğünüz…
Günahlara karşı cüretkar tablolarla karşılaştığınız oldu mu?
Normalde sakin iken Allah’ın hakkının çiğnendiğinde asabi olduğunuz oldu mu?
Allah için bir haramdan yüz çevirdiğinizde, “deli” bakışlarını üzerinize çektiğiniz?
Sahih akideyi amele döktüğünüzde “aşırı” diye isimlendirildiğiniz oldu mu?
Allah için red ettiğinizde inatçı olmakla suçlandığınız?
Çağdaş(!) devrin bedevi adamları olarak lanse edildiğiniz oldu mu?
Hiç… İmanınızın zayıflığı karşısında ezildiğiniz oldu mu?
Allah’ın emrini yerine getirmek hususundaki karar ve azmini gösterdiğiniz?
Nefis-heva ve heveslerin aldatmacasında galip geldiğiniz oldu mu?
Yakin edinenlerden, “hiçbir kınayıcının kınamasından korkmayan” olgun akıl sahiplerinden olmayı umduğunuz oldu mu?
Şu an nerdeyim ve ne yapıyorum diye üzülerek kendinizi sorguladığınız oldu mu?
Bir çok hayırdan mahrum kaldığınızı, yarışta arka saflarda oyalandığınızı fark ettiğiniz… Bazen geç kaldığınızı düşündüğünüz oldu mu?
Sabah namazını Resulullah (a.s.m) ile kılarım düşüncesiyle bir namaz vakti kadar arkadaşlarından geç yola çıkan sahabe gibi, Uhud dağı kadar hayrı kaybettiğinizi anladığınız oldu mu?
İçinizdeki Firdevs özleminin her geçen gün bir çığ gibi büyüdüğünü fark ettiğiniz?
İmanın zirvesine talip olduğunuz, en güzel ölümü temenni ettiğiniz oldu mu?
Ve ısrarla duaya devam ettiğiniz?
Dünyada bir ağaç altında kısa bir süre dinlenip de yoluna devam eden bir yolcu gibi olmayı umduğunuz oldu mu?
Hiç… yüzleri ayın on dördü gibi olan, cennete ilk girecek olan yetmiş bin kişiden olmayı arzuladığınız oldu mu?
Allah’ın arşına en yakın cennette ikamet eden bahtiyarlara karışmayı umduğunuz?
Ahirette gördüğü nimetten ötürü tekrar tekrar dünyaya dönmeyi ümit edenlerden olmayı istediğiniz oldu mu?
Hiç yaradılış gayesine uygun fıtratla yalnızca O’na yöneldiğiniz oldu mu? “Ben Rabbime gidiyorum” deyip, her şeyden geçtiğiniz?
Yalnızca O’nun rızasıyla huzura erdiğiniz?
Tastamam bir teslimiyetle her durumda tevekküle sarıldığınız oldu mu?
Hiç.. imanınızın zayıflığını hissettiğiniz oldu mu? Ve bu hususta O’ndan yardım dilediğiniz?
Allah’ın dilediğine dilediği kadar ihsan etmesinin ümidine sığındığınız oldu mu?
Kırık dökük amellerinizle bir arpa boyu kadar dahi yol alamadığınız?
Yerin ve göğün sahibi, hazineleri geniş olan’dan; sonsuz rahmetini umduğunuz oldu mu?
Önde gidenlerden olmayı, kabir azabından salim olmayı dilediğiniz?
Hiç… nuru önlerinden ve sağından koşanlardan olmayı istediğiniz oldu mu?
Hiç…uykunun en tatlı olduğu seher vakti uyanık kalıp, “Rabbim uykuyu seviyorum ama seni daha çok seviyorum” diyerek sevginin fedak â rlık olduğunu halinizle gösterdiğiniz?
Es-Selam Olan’ın sizi selamete çıkaracağını beklediğiniz?
Evet, şimdi hasbıhal zamanı! Kendimizle hesaplaşma zamanı! Şimdi olmazsa, ne zaman?
Sunum:  Ahmet Yordam
www.yolyordam.com

More Related Content

Şimdi Hasbihal Zamanı