ݺߣ

ݺߣShare a Scribd company logo
STRATEJİK  GİRİŞİMCİLİK MESUT YAMEN
Kaynak Temelli Teori  ve  Girişimsel Firma Girişimci terimi bir şirkette kaynakları yöneten kişiye denir. Ben bu ibareyi rekabete dayanan bir sistem içerisinde, fiyat mekanizmasını kaynakların yönetiminde kullanan kişi yâda kişiler için kullanırım. Coase, The nature of the firm
Günümüzde, eşsiz bir teorinin gelişmesi için çağrılar olmasına rağmen, bu çağrılar girişimciliğin doğasını, açıklamak, incelemek ve tahmin etmek gibi teorik yapıyı birleştirmede eksik kalmıştır.  Girişimcilik alanı içerisinde girişim bilimcilerinin çoğu girişimciliğin doğasını tanımlamakta hali hazırda bulunan diğer birkaç alanda var olan teorileri ve deneye dayanan çalışmaları kullanmaktadır.  Girişimcilik alanı, bu çalışmalar ötesinde hareket etmedikçe ve girişimcilik dergileri, girişimciliğin benzersiz kavramsal etki alanına diğer alanlardan multidisipliner çalışmaların katkıda bulunmasını gerek görmedikçe, alanın kendine özgü karakteristik katkısı riske girecektir GİRİŞ
Kaynak temelli teori gereksinimlerinin kavranması, girişimsel hareket ve yaratıcılıkla sağlandı.  Kaynak temelli teoriye, girişimsel eylemlerin eklenmesiyle, çeşitli mallarda daha önce keşfedilmemiş yol gösterici alternatif kaynakların kullanımının önerilmesi bu görüşü arttırabilir, böylece avantajlar sağlamlaştırılır.  Girişimsel eylemler, yeni kaynakların yaratılması yâda sürdürülebilir rekabete dayanan şirket mekanizması boyunca zenginlik oluşumunun yararları sonucunda yeni yollarla kaynakların mevcudiyetinin birleştirmesi hakkındadır. GİRİŞ
Girişimciliğin stratejik yönetim üzerindeki büyük etkileri, başarıya ulaşmış olan kaynak temelli teori ve girişimcilik arasındaki kesişmenin incelenmesiyle anlaşılabilir. Girişimcilik, toplumsal süreç içerisinde, pazaryeri fırsatlarını kullanmakta kaynakların benzersiz paketlerini bir araya getiren, zenginliği oluşturan takım ve bireyler olarak tanımlanır.  Girişimciğin tanımı, girişimsel eylemlerin kapsamlılığı analiz edildiğinde daha da genişleyecektir.  GİRİŞ
GİRİŞ GİRİŞSEL EYLEMLER Şirket Oluşumunda Yeniliklerin izlenmesinde Sunulmuş fırsatların sömürülmesinde Birey-Düzey Eylemlerine Firma-Düzey Eylemlerine Pazar-Düzey Eylemlerine
Girişim bilimcileri var olan girişimsel fırsatlarda aynı fikirde olur ama farklı aktörler girdileri çıktılara dönüştürdüklerinde bu kaynakların potansiyel gelecek değeri ve kaynakların göreli değeri hakkında farklı kanaate sahip olurlar. Kaynakların çeşitliliği, kaynak temelli teorinin köşe taşıdır. Bu bağlamda kaynak temelli teori girişimcilik alanında yoksun olan birleştiricilik teorisi olabilir. Girişimsel firmalarda uzun dönemde zenginlik oluşturan sürdürülebilir heterojen firmaların oluşturulması için benzersiz girişimsel eylemlerin ihtiyacına odaklanılması, kaynak temelli görüşlü bir veritabanın potansiyelini arttırır. GİRİŞ
KAYNAK TEMELLİ TEORİNİN UNSURLARI Kaynak çeşitliliği,  Rekabette serbest piyasa sonucunda oluşan sınırlar, Kusurlu faktör hareketliliği, Rekabette serbest piyasa öncesinde oluşan sınırlar,  GİRİŞ
Bu bölümde kaynak temelli görüşün, girişimcilik teorisinin varlığı ile birlikte incelenmesiyle, girişimcilik teorisindeki geçerli araştırmalar hakkında teorik olarak bilgi verilir  GİRİŞ
KAYNAK TEMELLİ TEORİNİN UNSURLARI Kaynak çeşitliliği Rekabette serbest piyasa sonucunda oluşan sınırlar Kusurlu faktör hareketliliği Rekabette serbest piyasa öncesinde oluşan sınırlar
Kaynak çeşitliliği, kaynak temelli teorinin en temel koşuludur. Kaynak temelli teori sürdürülebilir bir avantaj için çeşitliliği önerir ama bu yeterli değildir.  Örneğin bir firma çeşitli varlıklara sahip olabilir fakat kaynak temelli teorinin diğer koşullarından yoksunsa bu varlıklar yalnızca kısa bir dönem avantaj oluşturacaktır, o da taklit edilince kadar. Kaynak Çeşitliliği
Kaynakların değişimi ve kaynakların çeşitliliği girişimciliğin temel koşullarıdır. Bazı bilim adamları (Krizner ve Casson) önermektedir ki; diğer aktörlerin farkına varamadıkları kaynakların değeri, farklı aktörlerce kavranmış olduğu zaman ve bu aktörlerin keşfedilmemiş fırsatları değerlendirmesi sonucunda girişimsel fırsatlar oluşacaktır. Eğer bu aktörler haklıysa girişimsel kar , aksi halde girişimsel kayıp meydana gelecektir. Kaynak Çeşitliliği
Yönetim dergisi, 1991 yılında geliştirilmiş kaynak temelli teorinin, varlık çeşitliliğiyle bir firma içerisinde sürdürülebilir rekabet üstünlüğünün başarılmasında oynadığı rolü ve aynı zamanda kaynak temelli teoride toplumda henüz ifade edilmemiş olan karmaşık kaynakları içermekte olan varlıkların kavramını incelemiştir. Kaynak temelli teorinin önemi kabul edilirken, stratejistler, bu kaynakların keşfedilmesi, girdilerin çıktılara dönüşmesi ve kullanılması sürecinde büyük karlara yeterli oranda dikkat etmemişlerdir.  Bu bölümün yazarları, girdileri çeşitli çıktılara dönüştüren koordine edilmiş bilgi ve pazar fırsatlarını anlamakta, idrak ve uyarıların girişimsel sürecinden de bahsetmişlerdir  Kaynak Çeşitliliği
Toplumda girişimcilerden daha fazla çeşitliliği düşünebilen bunu daha fazla tartışabilen yoktur. Toplumun geri kalanından farklı düşünebilen girişimciler 1960 ve 1970’lerde konu üzerinde sağlam araştırmalar yaptılar ama ne yazık ki bu araştırmaların çoğu sadece başarı gerekliliği ve risk almak gibi tutumlar üzerine yoğunlaşması nedeniyle ortaya çıkan sonuçlar ümitsizlikle sonuçlandı. Son zamanlarda idrak yaklaşımın ortaya çıkması girişimcilerin nasıl düşündükleri ve nasıl stratejik kararlar aldıklarını anlamakta yol gösterici olmuştur. Eğer girişimciler eşsiz bir fikre sahiplerse doğru bağlam içerisinde doğru idrak yaklaşımıyla bu fikir rekabete dayalı üstünlüğü sağlayacak olan kaynağını da beraberinde getirir. İdrak
Girişimsel düşünce yapısı belirsiz ve parçalanmış durumları açıklamada buluşsal yöntemleri kullanırken idrak kabiliyetlerine başvurur. Buluşsal yöntem terimi bireylerin tamamlanmamış ya da belirsiz bilginin kullanıldığı karmaşık durumlarda, stratejik kararlar oluşturmada kullandıkları stratejileri basitleştirmekten bahseder. Karmaşık ve parçalanmış durumlar içerisinde verilecek kararlar üzerine buluşsal yöntem temelli mantığı empoze etmekte, kabiliyet yeteneği, yeni iş fırsatlarını içeren kararlar sürecinde izlenecek en etkili yol olabilir. İdrak
Yönetimsel düşünce yapısı; daha sistematik kararlar oluşturmada, yönetimin kullandığı sorumluluk ve telafi planlarını, çeşitli birimlerin karşında iş aktivitelerinin koordinasyon yapısını, miktarı belirlenebilir bütçelerin gelecek gelişmelerde kullanılmasının gerekçelerini açıklamaktadır. İdrak
Yönetimsel ve girişimsel düşünce yapılarının arasındaki kavramsal farklılıkları açıklayan bu düşünce yapılarının, farklı bağlamlar için nasıl uygun olabileceği ve farklılıklarının rekabete dayanan karşılaştırmalarını keşfetmek için, araştırmalar başlamıştır. Örneğin yönetimsel bakış açısı verimliliğin nasıl daha fazla olabileceği ile ilgilenirken, girişimsel düşünce yapısı daha çok liderliği ele geçirmek ile ilgilenmektedir. İdrak
Girişimciler daha çok belirsiz durumlar içerisinde ikna edici karlar verebilmek için sınırlı bilgileri birleştirmekte sıklıkla buluşsal yöntemleri kullanırlar. Buluşsal yöntem temelli mantık olmadan, daha çok gerçeklere dayanan esası arayan karar vericiciler için yeni fırsatları takip etmek oldukça zahmetli ve pahalıya mal olacağı gibi ayrıca bu durumda girişimciler karar verme aşamasında daha karmaşık durumlar içerisine yönelirler. Özen gösterilerek hazırlanmış ilkeler, sistemli programlar ve yapısal mekanizma olmadan kurulan kuruluşlarda, buluşsal yöntem girişimcilerin yeni fırsatlar çerçevesinde karar oluşturmada etkinliklerinin faydasını artırabilir. İdrak
Rekabete dayanan üstünlüğün kaynağı, bilgi yaratma ve karar verme yeteneklerinin etrafında potansiyeli geliştirmek için düşünülür. Düşük düzeyli öğrenme, rutin hale gelen öğrenme ve gözlemleri tekrarlamaya odaklanarak daha mantıklı modelleri takip etmeye yönelir. Öyle ki öğrenme, kısa vadeli ve geçici olmaya yönelir. Böyle öğrenim biçimleri, yavaşlatıcı ve daha çok taklit edilebilir olmaya yönelir. İdrak
Yüksek düzeyli öğrenim, belirsiz problemlerin çözümünde yeni kavrayışları oluşturmak için buluşsal yöntemin kullanım ve oluşumunu içerir. Böyle öğrenim eğilimleri, odaklanılmamış, parçalanmış, karmakarışık olan belirli problemleri çözmenin yolarını ortaya çıkarmak için yeni yönetim ve yeni kavrayışlar oluşturmaya yönelirler. Hızlı öğrenimin, buluşsal yöntem temelli karar oluşturmanın daha kapsamlı kullanımı tarafından geliştirildiğini öne sürmekteyiz. Yüksek düzeyli öğrenim bazen, rekabete dayalı üstünlüğün kaynağı olabilen girişimsel durumun benzersiz anlayışı ve uzmanlaşmayı üretmeye yönelir, çünkü yüksek uzmanlaşma, hızlıca değişen çevrelerde başarılı sonuçlar elde etmekte daha olasıdır.  İdrak
Girişimciler tarafından oluşturulan kararlar içerisinde buluşsal yöntem temelli mantığın varlığı sıklıkla görülür ve onlar, özünde farklı yollar içerisinde kararlar oluşturur ve bu karar mekanizmaları onlara belirsiz ve karmaşık durumlarda daha hızlı akıl yürütmelerine imkân verir. Bu karar yaklaşımları yeni fırsatlar, daha hızlı öğrenim ve geleneklere uymayan yorumları (yenilikleri) algılayan yaklaşımlarla ileriye dönük olarak yol gösterici olabilir. İdrak
Girişimsel farkındalık, daha önce var edilmeyen hizmet ya da ürünleri ya da tüketicilerdeki varlığı bilinmeyen değerleri ve rakiplerce bilinmeyen, üretimin sahip olduğu uygulanabilir olan yeni yöntemleri görme yeteneğidir. Bu farkındalık, farklı aktörlerin, diğer aktörlerce farkına varılamayan kaynakların değerini kavramaları sonucunda ortaya çıkar. Kirzner, girişimsel farkındalığı “fevkalade kavrayışın ışıltıları” olarak adlandırır Girişimsel Farkındalık
Girişimsel farkındalık ve bilgi iyeliğinin ayrılığı girişimcilik teorisinin önemli bir özelliğidir. Girişimsel farkındalık gereklidir ama sonuçlandırıcı çalışmada girişimsel etkinlikler için yeterli değildir.  Farkındalık bilgi ve fırsatların tanınmasıdır, kar için girdileri çıktılara dönüştüren ve piyasa değeri altında girdiler sağlamanın koordinasyonudur. Girimsel farkındalık ile bilginin koordinasyonu ve iyeliği arasındaki farklılık, kaynakların serbest piyasa sonucunda oluşan   değeri belirlendiğinde, girişim sistematiğini nasıl ortaya çıkardığını ve hataları nasıl elediğini anlamakta anahtardır. Girişimsel Farkındalık
Girişimcilerin üstün nitelikli öngörü tecrübesi, karların cazibesi tarafından uyarılır.  Girişimsel bağlamda bilgi asimetrileri keşfedilmemiş fırsatlar ortaya çıkarır.  Farkındalık bir fırsatın çekiciliğine bağlıdır ve yalnızca bir kez fark edilen fırsatı yakalayabilme kabiliyetidir.  Bu farkındalık hali hazırda bilinmeyen alternatiflerin baştan sona karşılaştırılmasıyla mevcut kullanılabilir fırsatlar tarafından değil gelecek fırsatların dürtüsüyle motive edilir. Girişimsel Farkındalık
Piyasa süreci, Krizner’ ın tanımladığı gibi, dengesiz piyasa fırsatlarını fark eden ve bu fırsatları kullanan girişimciler için düzensiz bir süreçtir. Bu modelde girişimci daha önce meydana gelmiş değişimlerden daha fazlasını elde edebilmek için fark edilmemiş piyasa değişkenlerine karşı tetiktedir. Bu senaryoda girişimci, bir şeyi, ödediğinden daha fazlasına satmakta maharetlidir. Pazar Fırsatları
Fiyat teorisi ve tam rekabet modelinin kusurları uzun zaman önce Knight (1921) ve Coase (1937) tarafından ortaya konulmuştur. Hem Knight hem de Coase, kusurlu piyasalara, bu modellerden kaçınan girişimsel fonksiyona ve piyasa işlemleri ile ilişkilendirilen fiyatlara önermeleriyle önemli katkılarda bulundular. Fiyat teorisine ve tam rekabet modellerine odaklamaya devam etmek, kuramsal bir temelde girişimcilik alanına yönelmeyecektir. Pazar Fırsatları
Merkezi ekonomik planlama, düzensiz ekonomik koşullardan kaçınmak için gerekli midir? Sorusunu yanıtlamak, Merkez Avrupa ve İngiltere’de 200 yıl önce fiyat modelinin geliştirilme nedenidir. Aslında modeller, tam rekabetçi olamayan bunun yerine dağıtılmış olan model olarak geliştirildi. Model, tam ve maliyetsiz bilgi, maliyeti sıfırdan düşük bilgi, karar oluşturmayan ve en önemlisi merkezi otorite olmadan kaynakların ayrılmasını, koordine edilmesini varsayar. Bu modelde girişimciliğin sınırlı ve pahalı olduğu varsayılır. Bu modelin zayıflığı, koordine edilmiş girişimsel bilgiyi ve kıt bir kaynakta bilgi koordine etmek için girişimcinin yeteneklerini analiz etmekte yetersizliğidir. Pazar Fırsatları
Girişimcilik alanında, piyasa fırsatlarının keşfi ve bu fırsatların kullanımı girişimcilik teorisi içinde henüz konumlandırılmamış çok kritik bir unsurdur. Tam rekabet modeli ya da fiyat teori modellerinin her ikisi de denge ya da dengesizlik boyunca girişimciliğin kurallarına hitap edip etmediği önemli bir soru değildir bunun yerine, önemli bir soru olan; “Kaynakları koordine etmek, piyasa için ne zaman daha az maliyetlidir ve tamamen farklı kıyaslanamaz bilgi ve kaynakları koordine etmekte firma yoluyla girişimciler için ne zaman daha az maliyetlidir”’in cevaplarını tartışırız.  Bu tartışmanın çekirdeği bilginin ele alınış biçimidir. Pazar Fırsatları
Schumpeter (1934), buluş ile yeniliği (invention and innovation), bir fırsatın sömürülmesi olan yenilik ve bir fırsatın keşfedilmesi olan buluş olarak ayırdı. Buluş ve yeniliğin arasındaki farkın önemi, fiyat teorisi ve onun kusurlarından kaygılanır. Piyasa üzerine yoğunlaşmak yerine, ayrı uzmanlaşmış bilginin bütünleştirilmesine odaklanmak girişimciliğin kuralıdır.  Pazar Fırsatları
Hayek (1945) bilgi ve öğrenmenin önemini girişimsel hareketler içerisinde birleştirerek daha da genişletti. Girişimci bu görüş içerisinde aynı zamanda hem öğrenimi hem de kısmı cehaleti tecrübe eder. Cehalet, gelecek hakkında belirsizliğin bir sonucudur. Öğrenme, bununla birlikte, alıcıların ve satıcıların en iyi düzeyde işlemlerini yönetmek için davranışlarını zamana doğru ayarlamak için tecrübelerinin sonucudur. Pazar Fırsatları
Bu anlam içerisinde girişimsel süreç, bilgi koordinasyonu ve pazarın bilgi keşfi hakkındadır. Girişimcinin bu görüşünde vurgulanan, piyasadaki alıcı ve satıcıların ve fırsatları keşfeden olarak girişimci bilgi ve öğrenimin bütünleştirilmesidir. Eğer uzmanlaşmış bilginin birçok tipinin koordine edilmesinde bilginin uygulanması gerekirse o zaman firma bilginin bütünleştirilmesini gerek görür . Pazar Fırsatları
Bu bölüm girişimcilik teorisinin, pazarların ötesinde hareket etmesi gerektiğini belirtir çünkü pazarın alış ve satış sistemini keşfeden girişimci zenginliği oluşturamaz. Fakat aktörler piyasa sürecinde, yavaş yavaş karar verme işlemi geliştirme sürecince, fırsatları nasıl tanıyacaklarını öğrenirler böylece piyasa işleyişi içerisinde girişimciler potansiyel karlı durumlarda tetikte olmayı öğrenirler. Ama girişimciler fırsatları tanımayı yalnızca bir kez öğrenir. Pazar Fırsatları
Girişimci; firma sürecinde girdileri çeşitli çıktılara yeniden yerleştirme ve sağlanması vasıtasıyla bilgilerini test eder. Eğer girişimci başarılıysa kendi kapalı bilgisi (tacit knowlegde), girişimsel getiriler oluşturan ve şimdi bu çeşitli kaynakları planlı bir şekilde yeniden konumlandıran, israf etmeden kaynakları tekrar bir araya getirme imkânı tanıyacaktır. Böylece girişimciler firma sürecinde zenginlik oluştururlar.  Pazar Fırsatları
Girişimsel bilgi, kaynakları açık ve kapalı (kapalı) bir şekilde gerçek değerinden daha düşük bir değere sağlamanın ve bu kaynakların nasıl yayılacağının kavramsal, soyut bilgisidir. Hem Kirzner (1973) hem de Schumpeter (1934), diğer yöntemlerden ziyade belirli yöntemlerde girdileri yönetmek için karar olarak girişimsel rolü tanımlar. Girişimcilik, Schumpeter’in isimlendirdiği; kaynakların yeni kombinasyonlarını içerir. Schumpeter (1934) girişimciyi bir ürünü, üretim yöntemini yada pazarı birkaç yeni yolla üretim faktörlerini birleştiren biri olarak tanımlar.  Koordine Edilmiş Bilgi ve Firma
Schempeter, yeni kaynaklar üretmek için girişimciler tarafından kaynakların toplanma olgusunun beş durumunu ileri sürdü. Girişimci “yeni bir yöntemde eski bir üretim yâda yeni bir malın üretimi için, malzemelerin, tedariklerin, yeni bir kaynağın oluşturulması ya da üretim için yeni bir çıkış yolu ya da pazarın yeniden organize edilmesinde denenmemiş bir teknoloji ya da bir buluş kullanarak üretim biçimini iyileştirir ya da kökten değiştirir.”  Koordine Edilmiş Bilgi ve Firma
Bilgi; bilgiyi, teknolojiyi uzmanlığı ve yetenekleri kapsar. Bilgi, teknoloji içinde açık ya da kişisel olarak kapalı olabildiği gibi taklit etmek ya da nakletmek için daha zorda olabilir. Bireyler bilgi edinirler ve bireyler kapalı bilgiyi biriktirirler. Fakat bilgi koordine edilinceye kadar yayılır, bölünür ve hatta bazen çelişkili hale gelir  Koordine Edilmiş Bilgi ve Firma
Girişimsel problem, bir kar sağlamak için kaynakların en güvenilir şekilde nasıl kullanılacağıdır. Bu yüzden girişimsel bilgi, bu kaynakların nasıl ve nereden sağlanacağının soyut bir bilgisidir. Piyasa dağıtılmış bilgiyi organize etmekte yetersiz kaldığı zaman girişimci bunu anlar ve yeni bir şirket oluşturarak fırsat üzerine sermaye aktarır. Bu nedenle kapalı bilgiyi organize eden piyasa değildir. Gerçekte genellikle bilgiyi yararlı bir şekilde organize eden firmadır. Firmanın asıl rolü uzmanlaşmış bilginin bütünleştirilmesidir. Koordine Edilmiş Bilgi ve Firma
Eğer, firmanın asıl rolü uzmanlaşmış bilginin bütünleştirilmesidir olduğunu varsayarsak o zaman sorumuza döneriz, “piyasalar bilgi organize etmekte ne zaman daha verimlidir ve girişimsel firma bilgi organize etmekte ne zaman daha verimlidir”. Bireyler, kavramayla ilgili kısıtlamalara sahip oldukları için, bilginin edinimi çoğu kez uzmanlaştırılır. Uzmanlaşmış bilgi, bilgi genişliği pahasına genellikle başarılıdır.  Koordine Edilmiş Bilgi ve Firma
Bilgi entegrasyonu, açık bilgiye kapalı bilgiyi kodlamak için meselenin ana hatlarıyla her uzman bilginin saptanmasında başarılıdır. O zaman bilgi genişliğine sahip olan girişimci, girdileri çıktılara dönüştürdüğü süreçte uzmanlaşmış bilgi transfer eder ve uygular.  Bu yüzden, eğer verimlilik uzmanlaşmış bilginin edinimiyse; bilginin uygulaması, bilginin entegrasyonu için bir yol ve bilgi genişliği ister.   Koordine Edilmiş Bilgi ve Firma
Pazar'lar, bilgiyi entegre etmekte verimsizdir çünkü açık bilgi kolayca taklit edilebilir ve kapalı bilgi belirtilemez. Açık bilgi, aleni bir karaktere sahiptir, düşük maliyetle aktarılabilir. Bilinir ki açık bilgi kolayca taklit edilebilir ve orijinal bilgi üreticiler için zenginliği oluşturmada yetersiz kalır. Kapalı bilgi belirtilemez ve bu nedenle ayrıntılarına kadar transfer edilemez.  Koordine Edilmiş Bilgi ve Firma
Krizner, girişimsel bilgi ve bilgi uzmanı arasını ayırır. Bilgi uzmanı, bilgisinin değerini tam olarak fark edemez, bilginin nasıl kâra çevrilebileceğini ya da bir girişimci olarak başka bir uzmanın nasıl davranacağını bilemez. Girişimci, uzmanın uzmanlaşmış bilgisine (teknoloji uzmanlığı gibi) sahip olmayabilir fakat uzmanlaşmış bilginin değer ve fırsatını tanıyan girişimcidir. Bilgi genişliği, zenginlik oluşturma ve uzmanlaşmış bilgininin nasıl kullanılacağının farkında olma kabiliyetidir. Böylece, uzmanlaşmış bilgiye sahip olan bilgi uzmanı ile bilgi genişliğine sahip girişimci; firma sürecinde zenginlik oluşturmak için bilginin bu iki türünü birleştirirler. Koordine Edilmiş Bilgi ve Firma
KAYNAK TEMELLİ TEORİNİN UNSURLARI Kaynak çeşitliliği Rekabette serbest piyasa sonucunda oluşan sınırlar Kusurlu faktör hareketliliği Rekabette serbest piyasa öncesinde oluşan sınırlar
Firma çeşitliğinin doğası ne olursa olsun, sürdürülen rekabet üstünlüğü, çeşitliliğinin muhafaza edilmiş olmasını ister. Eğer çeşitlilik sürdürülebilir değilse, değer katmayacak ve gerçek zenginliğin oluşumunu gerçekleştiremeyecektir. İşte bu durum rekabette serbest piyasa sonucunda oluşan sınırlar olduğu zamandır. Bunun anlamı şirketin kazancında sonradan rekabeti sınırlayan bir kuvvetin ortaya çıkmasıdır. Rekabet, kıt kaynakların tedarikinin arttırılmasıyla firma tarafından beğenilen çeşitli avantajları dağıtabilir. Firmanın en önemli çekirdek bilgisi olan girişimsel bilgisi bu birleşimdedir. Rekabette Serbest Piyasa  Sonucunda Oluşan Sınırlar
Schumpeter, yeniliği düz bir biçimden ziyade sarsıntılı bir biçimde ilerletmenin kuramını ortaya koydu çünkü girişimciler bir yeniliği ilk kez ortaya çıkardıktan sonra daha az kabiliyetli girişimciler bu yeniliğe akın edecek ve yeni yatırımlar topluca ortaya çıkacaktır. İlk girişimcilerin ortaya çıkışı, yeniliği oluşturmakta daha az nitelikli girişimciler için kolaylaştırır; esas yenilik gittikçe bilinir olur. Rekabette Serbest Piyasa  Sonucunda Oluşan Sınırlar
Schumpeter, kaynakların yeni kombinasyonlarının, rekabetin yeni yolları olduğunu belirtir. Eğer bir firma çıktı yükselişi sağlıyorsa bu her zaman pazara yeni firmaların girmesinden kaynaklanır.  Piyasada büyük bir şirketin yerine birçok küçük şirket olsa bile tekelci rekabetin bilinen şekli dengeyi karakterize eder. Rekabette Serbest Piyasa  Sonucunda Oluşan Sınırlar
Belirsizliğin en düşük düzeyinde mümkün olduğu kadar minimize edilerek hesaplanan toplam karlar meydana gelir ve kaynakların yeniden organize edilmesiyle ortaya çıkan, daha önce israf oluşabilirken şimdi randımanlı olarak işleyen şirketlere sahip oluruz. Birçok taklit eden girişimciler ki tekel aşama sürecince girenler, daha fazla belirsizliği en aza indirirler, karları yeniden dağıtırlar ve muhtemel zenginliği seyreltirler. Rekabette Serbest Piyasa  Sonucunda Oluşan Sınırlar
Yenilikçi yöntemin bu aşaması boyunca lider girişimciler tarafından motive edilmiş içten büyüyen yenilik, yeni yeniliğin içinde tüm yatırımlarda sağlam, içten büyüyen dalgalanmalar oluşturmakta yeterlidir. Başka bir değişle, yeni kaynakların yeniden kombinasyonunun yenilikçi girişimsel eylemi yeni bir devir başlatır. Sürdürülebilir yenilikte girişimcinin yeteneği, sürdürülebilir zenginlik oluşturmada ve sürdürülebilir girişimsel firmaya yol göstericidir, girişimsel firmanın rekabete dayanan üstünlüğünde birincil derecede önemlidir. Rekabette Serbest Piyasa  Sonucunda Oluşan Sınırlar
Bir firma ekstra bir işlemin organize edilmesinin maliyet noktasına ulaştığı zaman, piyasa maliyetlerine eşit olur, ya piyasa işlemi organize eder ya da yeni bir girişimci piyasaya girecek ve yeni bilgiyi organize edecektir. Girdilerin çeşitli çıktılara dönüşmesinde çok önemli olan kaynağın yeniden organize edilmesinin girişimsel bilgisi, firma büyümesinde kayba neden olur ve büyük firma, piyasaya benzemeye başlar. Eğer girişimciliğin izahı bu noktada durursa, girişimcilik masalında bir işlem maliyetinden daha fazla hiçbir şeye sahip olamayız. Döngüyü durduran, belirsizliğin nedeni olan  tecrit etme mekanizmasıdır. Rekabette Serbest Piyasa  Sonucunda Oluşan Sınırlar
Anlam belirsizliğe neden olan, firmalar arasındaki verimlilik farlılıklarının nedenleri dair kararsızlıktır. Bu anlam belirsizliği potansiyel taklitçilerin aynen ne taklit edileceği ve nasıl taklit edileceği bilgisinden alıkoyar. Eğer Schumpeter in belirttiği gibi; firmalar sabit bir araştırma geliştirme maliyetine maruz kalırsa, önce malların yeni modellerini üretebilir sonra nasıl taklit edileceğinin belirsizliği ile birlikte bu katlanılan maliyetlerle rekabeti sınırlandırabilir ve çeşitliliği koruyabilir. Rekabette Serbest Piyasa  Sonucunda Oluşan Sınırlar
Belirsizliğin nedeni, çeşitliliği sürdürebilmek için ve rakipleri var olan girişimsel firmanın taklit edilmesinden alıkoyabilmek için gereklidir. Bu, girişimsel çeşitliliğin potansiyel sürdürülebilirliğini kavramayı sağlayabilir. Sürülerin (swarms) taklitçiliye kalkışmaları, karlılık içinde uzun dönemli farklılıklar ve firma yeterliliğini dengelemede faktör pazar içinde yetersiz kaldıkları varsayılmıştır. Belirsizliğin nedeni potansiyel rakiplerin pazara girişleri için bir bariyerdir çünkü belirsiz faktörlere sahip olan bir ürünü taklit etmek neredeyse imkânsızdır. Belirsizlik
Kaynak temelli görüşün önemli bir tezi; bir firma, sadece kaynaklarını diğer firmaların taklit etmekte başarısız oldukları zaman alışılmadık dönüşler sağlayabilir.  Kaynakların iki geniş grubu vardır bunlar özellik temelli kaynaklar ve bilgi temelli kaynaklardır. Bilgi temelli kaynakları anlamak zordur, aldatıcıdır ve firma performansıyla bağlantıları, çoğunlukla açık değildir. Bilgi temelli kaynaklar, girişimcilerin yeni ürün kombinasyonlarını üretmek içim girişimsel firmada kullandıkları uzmanlığı oluşturabilirler. Belirsizlik
Bu yöntemde girişimsel firmalar belirsizlik nedeni sürecinde rekabeti olanaksızlaştırmak ve girişleri engellemek için bariyerler oluştururlar. Bu nedenle girişimsel firmalar zenginlik oluşturur çünkü girişimsel firmaların rekabete dayalı üstünlerinin nedeni rakiplerin bilgisiz olmasıdır. Rakipler er ya da geç girişimsel firmaların bilgi kaynaklarını anlayabilirler ama bu genellikle bu kaynakların tükenmeye başladığı zamanlarda gerçekleşir. Belirsizlik
Kogut ve Zander bilgiyi know-how olarak bilgi ve enformansyon olarak bilgi diye iki kategoriye ayırırlar. Onlar enformasyon ile, bütünü kayıpsız iletebilen bilgiyi kastederler. Örneğin; ortak bir formatta şirket hakkında bilgi nakleden hissedar raporları gibi. Uzmanlık, bir şeyin nasıl yapıldığı bilgisidir. Know-how kümülatiftir, bir şeyin sorunsuzca ve randımanlı bir şekilde yapılmasını sağlayan, öğrenilen ve kazanılan uzmanlık yada pratik yeteneklerin birikimidir. Bilgi Asimetrileri
Know-how firma içinde geçerli uygulamaların ne olacağını belirleyen, üretim faktörlerinin nasıl organize edileceğini içeren bir tanımlamadır. Know-how’un firma performans sonuçlarında ısrarlı etkileri vardır. Bu ısrarcı etkiler, firmalar arasında bilgi asimetrilerin sonucu ve bilgiyi aktarmak ve taklit etmenin zorluğunun bir sonucudur. Bilgi Asimetrileri
Kaynakların yeniden toplanması boyunca girişimcinin yaptığı, bir ürün üretmek için karar oluşturmakta halen en iyi bilinen bilgiyi kullanmaktır ki aynı kaynaklardan geçmişte olduğundan daha verimli bir şekilde ve daha üstün nitelikli bir şeklide yararlanılır. Bu bilgi, uygulama ve know-how gibi önceki öğrenimler sayesinde girişimcide var olur.  Girişimci tarafından sahiplenilen bilgi, derinlemesine özümsenmiştir, kaynakların yeniden kombinasyonun nasıl sağlanacağının toplumsal olarak kompleks know-how bilgisi ve girişimsel karar oluşturmakla birleştirilen know-how heterojen firmanın kaynağıdır. Bilgi Asimetrileri
Bir pazar fırsatının fark edilmesinden dönüşler çıkarabilmekte girişimci için sırasıyla iki olanak vardır; kaynakların yeniden kombinasyonu için strateji uygulamak yada spekülatif bir konum almak; strateji uygulamak daha umut vericidir çünkü spekülasyonun potansiyeli sınırlıdır.  Girişimci olan ile olmayan arasındaki farklılık kaynakların yeniden kombinasyonları sürecinde bu fırsatları kullanmak için bilgi ve fırsatların tanınmasının kombinasyonlarıdır. Bilgi Asimetrileri
KAYNAK TEMELLİ TEORİNİN UNSURLARI Kaynak çeşitliliği Rekabette serbest piyasa sonucunda oluşan sınırlar Kusurlu faktör hareketliliği Rekabette serbest piyasa öncesinde oluşan sınırlar
Toplumsal olarak kompleks varlıkları taklit etmek ve anlamak daha zordur; bu varlıklar çoğu kez fiziksel varlığı olmayan kaynaklardır ki elle tutulur kaynaklardan rekabete dayanan üstünlüğe yol gösterici olmakta daha muhtemeldir. Bu varlıkların doğası nedeniyle onlar çoğu kez firmada konuşlandırılan spesifik varlıklardır. Kusurlu Faktör Hareketliliği
Bu elle tutulamayan varlıkları çoğu kez, gözlemlemek, tarif etmek ve değer biçmek zordur ama firmaların rekabete dayana üstünlüklerinde önemli etkiye sahiptir. Örneğin bu varlıkların birçoğu üretim faktörlerinin entegrasyonunda, yöneticiler, marka, sorumluluklar, girişimsel karar oluşturma ve girişimsel yetenekler arasında işbirliği sağlar. Genellikle firmaların kaynakları toplumsal olarak komplekstir onlar sürdürülen çeşitliliğin kaynağı olmak için uygundur. Girişimsel bilgi toplumsal olarak kompleks bir varlıktır ve taklit edilmesi zordur bu nedenle sürdürülen çeşitliliğe yol gösterebilir. Kusurlu Faktör Hareketliliği
Kaynak temelli karakteristik varlıklar aynı zamanda evrimsel olabilirler. Bu görüş içerisinde heterojen varlıklar, geçmişte oluşturulan girişimsel kararlar ve firma oluşumun DNA’sı olabilen kurucular ile girişimciler tarafından oluşturulan bu kararlara bağımlıdırlar. Sürdürülen üstünlükler bu nedenle geçmişe bağımlı bir süreçtir  Bağımlı Yol
Firma; bünyesinde, farklı alışkanlıklara, düşüncelere sahip farklı insanları barındırır.  Bu nedenle koordinasyon için kolektif bir bilgi temeli istenir. Bu kolektif bilgi esası dağıtılan bilgiyi koordine eder. Koordine edilen bilgi keşif sürecinde firmaya yardım eder.  Bağımlı Yol
Elbette geçmişe bağımlı kaynakların girişimciliği engellemesi mümkündür çünkü kaynaklara yatırım özellikle elle tutulamayan kaynaklara daha önce üretilmiş olandan daha uzun sürer.  Schumpeter’e göre girişimcilik hali hazırda kaynaklar olduğu zaman ortaya çıkar. Eğer kaynaklar bu kaynakların yeniden kombinasyonun girişimsel faaliyetleri sürecinde kullanılırsa o zaman girişimcilik geçmişe bağımlı kalır. Bu yüzden farklı kaynaklara sahip olmak, en azından bir kaç kaynağa sahip olmak girişimsel eylemleri sonuçlandırmakta çok önemlidir. Bağımlı Yol
KAYNAK TEMELLİ TEORİNİN UNSURLARI Kaynak çeşitliliği Rekabette serbest piyasa sonucunda oluşan sınırlar Kusurlu faktör hareketliliği Rekabette serbest piyasa öncesinde oluşan sınırlar
Sürdürülebilir bir üstünlüğe sahip olabilmek için rekabette serbest piyasa öncesinde oluşan sınırlar olmalıdır. Schumpeter’in iş döngüleri denge ile başlar ve o zaman girişimci yenilik sürecinde rahatsızlık verir. Bu süreç, birinci şirketin rekabete dayanan üstünlüğünün dağıtılması ve yeniliği taklit eden diğer daha az yetenekli girişimciler tarafından izlenir.  Schumpeter bu dönemi downtime bunalımı olarak isimlendirir. Rekabette Serbest Piyasa  Öncesinde Oluşan Sınırlar
Yinede eğer bir firma belirsiz kaynaklara sahipse taklit edilmesi zor ve pahalıya mal olacaktır.Bu durumda avantajları dağılmayacaktır. Belirsizliğin nedeni potansiyel rakiplerin pazara girişleri için bir bariyerdir çünkü belirsiz faktörlere sahip olan bir ürünü taklit etmek neredeyse imkânsızdır  Rekabette Serbest Piyasa  Öncesinde Oluşan Sınırlar
Girişimcilik alanı içinde, Shane ve Venkataraman gibi önde gelen bilimciler yeni ve küçük işler üzerine olan çalışmayı eleştirdiler ve dikkatlerini ya firma ya da bireylerin performansı üzerine çevirdiler. Bu bilimciler stratejik yönetimin girişimciliğe değil de firma performansı üzerine odaklanmasını tartışırlar. Daha önemlisi, bu bilimciler performans yaklaşımlarının girişimciliği kâfi derecede test etmediğini belirtir çünkü girişimcilik karlı fırsatların keşfedilmesi ve kullanılması hakkındadır.  Sonuç
Bu tartışmalar içerisinde; girişimcilik teorisinin ilerlemesi ve kaynak temelli görüş içinde girişimsel kavrayışın birleştirilmesini engelleyen iki ilave varsayım vardır. Birincisi firma performansıyla neyin kastedildiğidir, ikincisi ise kaynak temelli teorinin denge, girişimcilik araştırmalarının da dengesizlik hakkında olmasıdır. Shane ve Venkataraman, firma performansının, firmalar ve onların sürdürülebilirlikleri arasındaki fark ile ölçülmesinden dolayı firma performansının sorgulanmasıyla girişimcilik teorisine katkıda bulunamadığımızı belirtirler. Sonuç
Firma çeşitliliğinin ve sürdürülebilirliliğin kalbi girişimsel kavrayış ve bilgidir.  Schumpeter inovasyonu, kuvvetini girişimciden alan firmada meydana gelen orijinallik olarak tanımlamaktadır. Zenginlik oluşturmakta girişimciyle kaynakların yeniden kombinasyonu için firmalar sürdürülebilir olmaya ihtiyaç duyar. Sonuç
Denge üzerinde ikinci konuda, Schumpeterin teorize ettiği girişimcilik yükselip alçalan iş döngüsü sürecinde bozulan denge hakkındadır. Schumpeter, bir dengesizlik ekonomisti olarak sürekli olarak yanlış sınıflandırılmaktadır. Gerçekte Shane ve Venkataraman, Schumpeter’den ekonomiyi dengesizlik durumunda izleyen biri olarak, yanlış bir şekilde bahsedeler. Sonuç
Schumpeter, tam rekabet modeli görüşlerinin aksini ispatlamakla ilgilenmedi. Schumpeter gelişim içinde girişimciliğin rollerini açıklamakla ilgilendi.  Böylece Schumpeter denge tartışmalarının üzerine çok fazla yoğunlaşmadı bunun yerine kaynakların yeniden kombinasyonuna ve girişimcilik üzerine odaklandı. Schumpeter’in yaklaşımı, girişimcilik bağlamında denge fikirlerini tartışmaya devam eden girişimcilik bilginlerine bir örnek olmalı. Sonuç
Kaynak temelli teorinin girişimciliğe katkısı, çeşitli faktör çıktılarının girişimci küçük firmalar içerisinde ortaya çıkarmakta mümkün olan bir anlayış olmasıdır. Kaynak temelli teorinin geçmişteki görüşü girişimciliğin ancak büyük firmalarda girdileri çeşitli çıktılara dönüştürebileceğini varsaymaktaydı. Fakat Coase, bir firmanın büyüdükçe girişimsel fonksiyonlarda dönüşlerinin azalabileceğini de belirtti. Coase ayrıca firma işlevlerindeki artışta, girişimcinin üretim ve faktörleri yerleştirmekte başarısız olacağını belirmektedir. Bu durum çeşitli yöntemlerle kaynakları kullanmanın firma büyüklüğü ile bağlantılı olduğunu gösterir.  Sonuç
Kaynak temelli teori rakiplerce daha önce fark edilmemiş olan girdileri çıktılara dönüştüren girişimsel eylemler içinde firma öneminin bir anlayışı olan girişimcilik teorisine katkıda bulunur. Ayrıca kaynak temelli görüş bu firmaların uzun dönemli sürdürülebilirliği ve girişimsel firmalar göz önüne alındığı zaman, girişim bilimcilerin varlık oluşturmanın manasının farkında olduklarını tavsiye eder.  Sonuç
ձşü
STRATEJİK GİRİŞİMCİLİK Kaynak Temelli Teori  ve  Girişimsel Firma MESUT YAMEN

More Related Content

Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma

  • 2. Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma Girişimci terimi bir şirkette kaynakları yöneten kişiye denir. Ben bu ibareyi rekabete dayanan bir sistem içerisinde, fiyat mekanizmasını kaynakların yönetiminde kullanan kişi yâda kişiler için kullanırım. Coase, The nature of the firm
  • 3. Günümüzde, eşsiz bir teorinin gelişmesi için çağrılar olmasına rağmen, bu çağrılar girişimciliğin doğasını, açıklamak, incelemek ve tahmin etmek gibi teorik yapıyı birleştirmede eksik kalmıştır. Girişimcilik alanı içerisinde girişim bilimcilerinin çoğu girişimciliğin doğasını tanımlamakta hali hazırda bulunan diğer birkaç alanda var olan teorileri ve deneye dayanan çalışmaları kullanmaktadır. Girişimcilik alanı, bu çalışmalar ötesinde hareket etmedikçe ve girişimcilik dergileri, girişimciliğin benzersiz kavramsal etki alanına diğer alanlardan multidisipliner çalışmaların katkıda bulunmasını gerek görmedikçe, alanın kendine özgü karakteristik katkısı riske girecektir GİRİŞ
  • 4. Kaynak temelli teori gereksinimlerinin kavranması, girişimsel hareket ve yaratıcılıkla sağlandı. Kaynak temelli teoriye, girişimsel eylemlerin eklenmesiyle, çeşitli mallarda daha önce keşfedilmemiş yol gösterici alternatif kaynakların kullanımının önerilmesi bu görüşü arttırabilir, böylece avantajlar sağlamlaştırılır. Girişimsel eylemler, yeni kaynakların yaratılması yâda sürdürülebilir rekabete dayanan şirket mekanizması boyunca zenginlik oluşumunun yararları sonucunda yeni yollarla kaynakların mevcudiyetinin birleştirmesi hakkındadır. GİRİŞ
  • 5. Girişimciliğin stratejik yönetim üzerindeki büyük etkileri, başarıya ulaşmış olan kaynak temelli teori ve girişimcilik arasındaki kesişmenin incelenmesiyle anlaşılabilir. Girişimcilik, toplumsal süreç içerisinde, pazaryeri fırsatlarını kullanmakta kaynakların benzersiz paketlerini bir araya getiren, zenginliği oluşturan takım ve bireyler olarak tanımlanır. Girişimciğin tanımı, girişimsel eylemlerin kapsamlılığı analiz edildiğinde daha da genişleyecektir. GİRİŞ
  • 6. GİRİŞ GİRİŞSEL EYLEMLER Şirket Oluşumunda Yeniliklerin izlenmesinde Sunulmuş fırsatların sömürülmesinde Birey-Düzey Eylemlerine Firma-Düzey Eylemlerine Pazar-Düzey Eylemlerine
  • 7. Girişim bilimcileri var olan girişimsel fırsatlarda aynı fikirde olur ama farklı aktörler girdileri çıktılara dönüştürdüklerinde bu kaynakların potansiyel gelecek değeri ve kaynakların göreli değeri hakkında farklı kanaate sahip olurlar. Kaynakların çeşitliliği, kaynak temelli teorinin köşe taşıdır. Bu bağlamda kaynak temelli teori girişimcilik alanında yoksun olan birleştiricilik teorisi olabilir. Girişimsel firmalarda uzun dönemde zenginlik oluşturan sürdürülebilir heterojen firmaların oluşturulması için benzersiz girişimsel eylemlerin ihtiyacına odaklanılması, kaynak temelli görüşlü bir veritabanın potansiyelini arttırır. GİRİŞ
  • 8. KAYNAK TEMELLİ TEORİNİN UNSURLARI Kaynak çeşitliliği, Rekabette serbest piyasa sonucunda oluşan sınırlar, Kusurlu faktör hareketliliği, Rekabette serbest piyasa öncesinde oluşan sınırlar, GİRİŞ
  • 9. Bu bölümde kaynak temelli görüşün, girişimcilik teorisinin varlığı ile birlikte incelenmesiyle, girişimcilik teorisindeki geçerli araştırmalar hakkında teorik olarak bilgi verilir GİRİŞ
  • 10. KAYNAK TEMELLİ TEORİNİN UNSURLARI Kaynak çeşitliliği Rekabette serbest piyasa sonucunda oluşan sınırlar Kusurlu faktör hareketliliği Rekabette serbest piyasa öncesinde oluşan sınırlar
  • 11. Kaynak çeşitliliği, kaynak temelli teorinin en temel koşuludur. Kaynak temelli teori sürdürülebilir bir avantaj için çeşitliliği önerir ama bu yeterli değildir. Örneğin bir firma çeşitli varlıklara sahip olabilir fakat kaynak temelli teorinin diğer koşullarından yoksunsa bu varlıklar yalnızca kısa bir dönem avantaj oluşturacaktır, o da taklit edilince kadar. Kaynak Çeşitliliği
  • 12. Kaynakların değişimi ve kaynakların çeşitliliği girişimciliğin temel koşullarıdır. Bazı bilim adamları (Krizner ve Casson) önermektedir ki; diğer aktörlerin farkına varamadıkları kaynakların değeri, farklı aktörlerce kavranmış olduğu zaman ve bu aktörlerin keşfedilmemiş fırsatları değerlendirmesi sonucunda girişimsel fırsatlar oluşacaktır. Eğer bu aktörler haklıysa girişimsel kar , aksi halde girişimsel kayıp meydana gelecektir. Kaynak Çeşitliliği
  • 13. Yönetim dergisi, 1991 yılında geliştirilmiş kaynak temelli teorinin, varlık çeşitliliğiyle bir firma içerisinde sürdürülebilir rekabet üstünlüğünün başarılmasında oynadığı rolü ve aynı zamanda kaynak temelli teoride toplumda henüz ifade edilmemiş olan karmaşık kaynakları içermekte olan varlıkların kavramını incelemiştir. Kaynak temelli teorinin önemi kabul edilirken, stratejistler, bu kaynakların keşfedilmesi, girdilerin çıktılara dönüşmesi ve kullanılması sürecinde büyük karlara yeterli oranda dikkat etmemişlerdir. Bu bölümün yazarları, girdileri çeşitli çıktılara dönüştüren koordine edilmiş bilgi ve pazar fırsatlarını anlamakta, idrak ve uyarıların girişimsel sürecinden de bahsetmişlerdir Kaynak Çeşitliliği
  • 14. Toplumda girişimcilerden daha fazla çeşitliliği düşünebilen bunu daha fazla tartışabilen yoktur. Toplumun geri kalanından farklı düşünebilen girişimciler 1960 ve 1970’lerde konu üzerinde sağlam araştırmalar yaptılar ama ne yazık ki bu araştırmaların çoğu sadece başarı gerekliliği ve risk almak gibi tutumlar üzerine yoğunlaşması nedeniyle ortaya çıkan sonuçlar ümitsizlikle sonuçlandı. Son zamanlarda idrak yaklaşımın ortaya çıkması girişimcilerin nasıl düşündükleri ve nasıl stratejik kararlar aldıklarını anlamakta yol gösterici olmuştur. Eğer girişimciler eşsiz bir fikre sahiplerse doğru bağlam içerisinde doğru idrak yaklaşımıyla bu fikir rekabete dayalı üstünlüğü sağlayacak olan kaynağını da beraberinde getirir. İdrak
  • 15. Girişimsel düşünce yapısı belirsiz ve parçalanmış durumları açıklamada buluşsal yöntemleri kullanırken idrak kabiliyetlerine başvurur. Buluşsal yöntem terimi bireylerin tamamlanmamış ya da belirsiz bilginin kullanıldığı karmaşık durumlarda, stratejik kararlar oluşturmada kullandıkları stratejileri basitleştirmekten bahseder. Karmaşık ve parçalanmış durumlar içerisinde verilecek kararlar üzerine buluşsal yöntem temelli mantığı empoze etmekte, kabiliyet yeteneği, yeni iş fırsatlarını içeren kararlar sürecinde izlenecek en etkili yol olabilir. İdrak
  • 16. Yönetimsel düşünce yapısı; daha sistematik kararlar oluşturmada, yönetimin kullandığı sorumluluk ve telafi planlarını, çeşitli birimlerin karşında iş aktivitelerinin koordinasyon yapısını, miktarı belirlenebilir bütçelerin gelecek gelişmelerde kullanılmasının gerekçelerini açıklamaktadır. İdrak
  • 17. Yönetimsel ve girişimsel düşünce yapılarının arasındaki kavramsal farklılıkları açıklayan bu düşünce yapılarının, farklı bağlamlar için nasıl uygun olabileceği ve farklılıklarının rekabete dayanan karşılaştırmalarını keşfetmek için, araştırmalar başlamıştır. Örneğin yönetimsel bakış açısı verimliliğin nasıl daha fazla olabileceği ile ilgilenirken, girişimsel düşünce yapısı daha çok liderliği ele geçirmek ile ilgilenmektedir. İdrak
  • 18. Girişimciler daha çok belirsiz durumlar içerisinde ikna edici karlar verebilmek için sınırlı bilgileri birleştirmekte sıklıkla buluşsal yöntemleri kullanırlar. Buluşsal yöntem temelli mantık olmadan, daha çok gerçeklere dayanan esası arayan karar vericiciler için yeni fırsatları takip etmek oldukça zahmetli ve pahalıya mal olacağı gibi ayrıca bu durumda girişimciler karar verme aşamasında daha karmaşık durumlar içerisine yönelirler. Özen gösterilerek hazırlanmış ilkeler, sistemli programlar ve yapısal mekanizma olmadan kurulan kuruluşlarda, buluşsal yöntem girişimcilerin yeni fırsatlar çerçevesinde karar oluşturmada etkinliklerinin faydasını artırabilir. İdrak
  • 19. Rekabete dayanan üstünlüğün kaynağı, bilgi yaratma ve karar verme yeteneklerinin etrafında potansiyeli geliştirmek için düşünülür. Düşük düzeyli öğrenme, rutin hale gelen öğrenme ve gözlemleri tekrarlamaya odaklanarak daha mantıklı modelleri takip etmeye yönelir. Öyle ki öğrenme, kısa vadeli ve geçici olmaya yönelir. Böyle öğrenim biçimleri, yavaşlatıcı ve daha çok taklit edilebilir olmaya yönelir. İdrak
  • 20. Yüksek düzeyli öğrenim, belirsiz problemlerin çözümünde yeni kavrayışları oluşturmak için buluşsal yöntemin kullanım ve oluşumunu içerir. Böyle öğrenim eğilimleri, odaklanılmamış, parçalanmış, karmakarışık olan belirli problemleri çözmenin yolarını ortaya çıkarmak için yeni yönetim ve yeni kavrayışlar oluşturmaya yönelirler. Hızlı öğrenimin, buluşsal yöntem temelli karar oluşturmanın daha kapsamlı kullanımı tarafından geliştirildiğini öne sürmekteyiz. Yüksek düzeyli öğrenim bazen, rekabete dayalı üstünlüğün kaynağı olabilen girişimsel durumun benzersiz anlayışı ve uzmanlaşmayı üretmeye yönelir, çünkü yüksek uzmanlaşma, hızlıca değişen çevrelerde başarılı sonuçlar elde etmekte daha olasıdır. İdrak
  • 21. Girişimciler tarafından oluşturulan kararlar içerisinde buluşsal yöntem temelli mantığın varlığı sıklıkla görülür ve onlar, özünde farklı yollar içerisinde kararlar oluşturur ve bu karar mekanizmaları onlara belirsiz ve karmaşık durumlarda daha hızlı akıl yürütmelerine imkân verir. Bu karar yaklaşımları yeni fırsatlar, daha hızlı öğrenim ve geleneklere uymayan yorumları (yenilikleri) algılayan yaklaşımlarla ileriye dönük olarak yol gösterici olabilir. İdrak
  • 22. Girişimsel farkındalık, daha önce var edilmeyen hizmet ya da ürünleri ya da tüketicilerdeki varlığı bilinmeyen değerleri ve rakiplerce bilinmeyen, üretimin sahip olduğu uygulanabilir olan yeni yöntemleri görme yeteneğidir. Bu farkındalık, farklı aktörlerin, diğer aktörlerce farkına varılamayan kaynakların değerini kavramaları sonucunda ortaya çıkar. Kirzner, girişimsel farkındalığı “fevkalade kavrayışın ışıltıları” olarak adlandırır Girişimsel Farkındalık
  • 23. Girişimsel farkındalık ve bilgi iyeliğinin ayrılığı girişimcilik teorisinin önemli bir özelliğidir. Girişimsel farkındalık gereklidir ama sonuçlandırıcı çalışmada girişimsel etkinlikler için yeterli değildir. Farkındalık bilgi ve fırsatların tanınmasıdır, kar için girdileri çıktılara dönüştüren ve piyasa değeri altında girdiler sağlamanın koordinasyonudur. Girimsel farkındalık ile bilginin koordinasyonu ve iyeliği arasındaki farklılık, kaynakların serbest piyasa sonucunda oluşan değeri belirlendiğinde, girişim sistematiğini nasıl ortaya çıkardığını ve hataları nasıl elediğini anlamakta anahtardır. Girişimsel Farkındalık
  • 24. Girişimcilerin üstün nitelikli öngörü tecrübesi, karların cazibesi tarafından uyarılır. Girişimsel bağlamda bilgi asimetrileri keşfedilmemiş fırsatlar ortaya çıkarır. Farkındalık bir fırsatın çekiciliğine bağlıdır ve yalnızca bir kez fark edilen fırsatı yakalayabilme kabiliyetidir. Bu farkındalık hali hazırda bilinmeyen alternatiflerin baştan sona karşılaştırılmasıyla mevcut kullanılabilir fırsatlar tarafından değil gelecek fırsatların dürtüsüyle motive edilir. Girişimsel Farkındalık
  • 25. Piyasa süreci, Krizner’ ın tanımladığı gibi, dengesiz piyasa fırsatlarını fark eden ve bu fırsatları kullanan girişimciler için düzensiz bir süreçtir. Bu modelde girişimci daha önce meydana gelmiş değişimlerden daha fazlasını elde edebilmek için fark edilmemiş piyasa değişkenlerine karşı tetiktedir. Bu senaryoda girişimci, bir şeyi, ödediğinden daha fazlasına satmakta maharetlidir. Pazar Fırsatları
  • 26. Fiyat teorisi ve tam rekabet modelinin kusurları uzun zaman önce Knight (1921) ve Coase (1937) tarafından ortaya konulmuştur. Hem Knight hem de Coase, kusurlu piyasalara, bu modellerden kaçınan girişimsel fonksiyona ve piyasa işlemleri ile ilişkilendirilen fiyatlara önermeleriyle önemli katkılarda bulundular. Fiyat teorisine ve tam rekabet modellerine odaklamaya devam etmek, kuramsal bir temelde girişimcilik alanına yönelmeyecektir. Pazar Fırsatları
  • 27. Merkezi ekonomik planlama, düzensiz ekonomik koşullardan kaçınmak için gerekli midir? Sorusunu yanıtlamak, Merkez Avrupa ve İngiltere’de 200 yıl önce fiyat modelinin geliştirilme nedenidir. Aslında modeller, tam rekabetçi olamayan bunun yerine dağıtılmış olan model olarak geliştirildi. Model, tam ve maliyetsiz bilgi, maliyeti sıfırdan düşük bilgi, karar oluşturmayan ve en önemlisi merkezi otorite olmadan kaynakların ayrılmasını, koordine edilmesini varsayar. Bu modelde girişimciliğin sınırlı ve pahalı olduğu varsayılır. Bu modelin zayıflığı, koordine edilmiş girişimsel bilgiyi ve kıt bir kaynakta bilgi koordine etmek için girişimcinin yeteneklerini analiz etmekte yetersizliğidir. Pazar Fırsatları
  • 28. Girişimcilik alanında, piyasa fırsatlarının keşfi ve bu fırsatların kullanımı girişimcilik teorisi içinde henüz konumlandırılmamış çok kritik bir unsurdur. Tam rekabet modeli ya da fiyat teori modellerinin her ikisi de denge ya da dengesizlik boyunca girişimciliğin kurallarına hitap edip etmediği önemli bir soru değildir bunun yerine, önemli bir soru olan; “Kaynakları koordine etmek, piyasa için ne zaman daha az maliyetlidir ve tamamen farklı kıyaslanamaz bilgi ve kaynakları koordine etmekte firma yoluyla girişimciler için ne zaman daha az maliyetlidir”’in cevaplarını tartışırız. Bu tartışmanın çekirdeği bilginin ele alınış biçimidir. Pazar Fırsatları
  • 29. Schumpeter (1934), buluş ile yeniliği (invention and innovation), bir fırsatın sömürülmesi olan yenilik ve bir fırsatın keşfedilmesi olan buluş olarak ayırdı. Buluş ve yeniliğin arasındaki farkın önemi, fiyat teorisi ve onun kusurlarından kaygılanır. Piyasa üzerine yoğunlaşmak yerine, ayrı uzmanlaşmış bilginin bütünleştirilmesine odaklanmak girişimciliğin kuralıdır. Pazar Fırsatları
  • 30. Hayek (1945) bilgi ve öğrenmenin önemini girişimsel hareketler içerisinde birleştirerek daha da genişletti. Girişimci bu görüş içerisinde aynı zamanda hem öğrenimi hem de kısmı cehaleti tecrübe eder. Cehalet, gelecek hakkında belirsizliğin bir sonucudur. Öğrenme, bununla birlikte, alıcıların ve satıcıların en iyi düzeyde işlemlerini yönetmek için davranışlarını zamana doğru ayarlamak için tecrübelerinin sonucudur. Pazar Fırsatları
  • 31. Bu anlam içerisinde girişimsel süreç, bilgi koordinasyonu ve pazarın bilgi keşfi hakkındadır. Girişimcinin bu görüşünde vurgulanan, piyasadaki alıcı ve satıcıların ve fırsatları keşfeden olarak girişimci bilgi ve öğrenimin bütünleştirilmesidir. Eğer uzmanlaşmış bilginin birçok tipinin koordine edilmesinde bilginin uygulanması gerekirse o zaman firma bilginin bütünleştirilmesini gerek görür . Pazar Fırsatları
  • 32. Bu bölüm girişimcilik teorisinin, pazarların ötesinde hareket etmesi gerektiğini belirtir çünkü pazarın alış ve satış sistemini keşfeden girişimci zenginliği oluşturamaz. Fakat aktörler piyasa sürecinde, yavaş yavaş karar verme işlemi geliştirme sürecince, fırsatları nasıl tanıyacaklarını öğrenirler böylece piyasa işleyişi içerisinde girişimciler potansiyel karlı durumlarda tetikte olmayı öğrenirler. Ama girişimciler fırsatları tanımayı yalnızca bir kez öğrenir. Pazar Fırsatları
  • 33. Girişimci; firma sürecinde girdileri çeşitli çıktılara yeniden yerleştirme ve sağlanması vasıtasıyla bilgilerini test eder. Eğer girişimci başarılıysa kendi kapalı bilgisi (tacit knowlegde), girişimsel getiriler oluşturan ve şimdi bu çeşitli kaynakları planlı bir şekilde yeniden konumlandıran, israf etmeden kaynakları tekrar bir araya getirme imkânı tanıyacaktır. Böylece girişimciler firma sürecinde zenginlik oluştururlar. Pazar Fırsatları
  • 34. Girişimsel bilgi, kaynakları açık ve kapalı (kapalı) bir şekilde gerçek değerinden daha düşük bir değere sağlamanın ve bu kaynakların nasıl yayılacağının kavramsal, soyut bilgisidir. Hem Kirzner (1973) hem de Schumpeter (1934), diğer yöntemlerden ziyade belirli yöntemlerde girdileri yönetmek için karar olarak girişimsel rolü tanımlar. Girişimcilik, Schumpeter’in isimlendirdiği; kaynakların yeni kombinasyonlarını içerir. Schumpeter (1934) girişimciyi bir ürünü, üretim yöntemini yada pazarı birkaç yeni yolla üretim faktörlerini birleştiren biri olarak tanımlar. Koordine Edilmiş Bilgi ve Firma
  • 35. Schempeter, yeni kaynaklar üretmek için girişimciler tarafından kaynakların toplanma olgusunun beş durumunu ileri sürdü. Girişimci “yeni bir yöntemde eski bir üretim yâda yeni bir malın üretimi için, malzemelerin, tedariklerin, yeni bir kaynağın oluşturulması ya da üretim için yeni bir çıkış yolu ya da pazarın yeniden organize edilmesinde denenmemiş bir teknoloji ya da bir buluş kullanarak üretim biçimini iyileştirir ya da kökten değiştirir.” Koordine Edilmiş Bilgi ve Firma
  • 36. Bilgi; bilgiyi, teknolojiyi uzmanlığı ve yetenekleri kapsar. Bilgi, teknoloji içinde açık ya da kişisel olarak kapalı olabildiği gibi taklit etmek ya da nakletmek için daha zorda olabilir. Bireyler bilgi edinirler ve bireyler kapalı bilgiyi biriktirirler. Fakat bilgi koordine edilinceye kadar yayılır, bölünür ve hatta bazen çelişkili hale gelir Koordine Edilmiş Bilgi ve Firma
  • 37. Girişimsel problem, bir kar sağlamak için kaynakların en güvenilir şekilde nasıl kullanılacağıdır. Bu yüzden girişimsel bilgi, bu kaynakların nasıl ve nereden sağlanacağının soyut bir bilgisidir. Piyasa dağıtılmış bilgiyi organize etmekte yetersiz kaldığı zaman girişimci bunu anlar ve yeni bir şirket oluşturarak fırsat üzerine sermaye aktarır. Bu nedenle kapalı bilgiyi organize eden piyasa değildir. Gerçekte genellikle bilgiyi yararlı bir şekilde organize eden firmadır. Firmanın asıl rolü uzmanlaşmış bilginin bütünleştirilmesidir. Koordine Edilmiş Bilgi ve Firma
  • 38. Eğer, firmanın asıl rolü uzmanlaşmış bilginin bütünleştirilmesidir olduğunu varsayarsak o zaman sorumuza döneriz, “piyasalar bilgi organize etmekte ne zaman daha verimlidir ve girişimsel firma bilgi organize etmekte ne zaman daha verimlidir”. Bireyler, kavramayla ilgili kısıtlamalara sahip oldukları için, bilginin edinimi çoğu kez uzmanlaştırılır. Uzmanlaşmış bilgi, bilgi genişliği pahasına genellikle başarılıdır. Koordine Edilmiş Bilgi ve Firma
  • 39. Bilgi entegrasyonu, açık bilgiye kapalı bilgiyi kodlamak için meselenin ana hatlarıyla her uzman bilginin saptanmasında başarılıdır. O zaman bilgi genişliğine sahip olan girişimci, girdileri çıktılara dönüştürdüğü süreçte uzmanlaşmış bilgi transfer eder ve uygular. Bu yüzden, eğer verimlilik uzmanlaşmış bilginin edinimiyse; bilginin uygulaması, bilginin entegrasyonu için bir yol ve bilgi genişliği ister. Koordine Edilmiş Bilgi ve Firma
  • 40. Pazar'lar, bilgiyi entegre etmekte verimsizdir çünkü açık bilgi kolayca taklit edilebilir ve kapalı bilgi belirtilemez. Açık bilgi, aleni bir karaktere sahiptir, düşük maliyetle aktarılabilir. Bilinir ki açık bilgi kolayca taklit edilebilir ve orijinal bilgi üreticiler için zenginliği oluşturmada yetersiz kalır. Kapalı bilgi belirtilemez ve bu nedenle ayrıntılarına kadar transfer edilemez. Koordine Edilmiş Bilgi ve Firma
  • 41. Krizner, girişimsel bilgi ve bilgi uzmanı arasını ayırır. Bilgi uzmanı, bilgisinin değerini tam olarak fark edemez, bilginin nasıl kâra çevrilebileceğini ya da bir girişimci olarak başka bir uzmanın nasıl davranacağını bilemez. Girişimci, uzmanın uzmanlaşmış bilgisine (teknoloji uzmanlığı gibi) sahip olmayabilir fakat uzmanlaşmış bilginin değer ve fırsatını tanıyan girişimcidir. Bilgi genişliği, zenginlik oluşturma ve uzmanlaşmış bilgininin nasıl kullanılacağının farkında olma kabiliyetidir. Böylece, uzmanlaşmış bilgiye sahip olan bilgi uzmanı ile bilgi genişliğine sahip girişimci; firma sürecinde zenginlik oluşturmak için bilginin bu iki türünü birleştirirler. Koordine Edilmiş Bilgi ve Firma
  • 42. KAYNAK TEMELLİ TEORİNİN UNSURLARI Kaynak çeşitliliği Rekabette serbest piyasa sonucunda oluşan sınırlar Kusurlu faktör hareketliliği Rekabette serbest piyasa öncesinde oluşan sınırlar
  • 43. Firma çeşitliğinin doğası ne olursa olsun, sürdürülen rekabet üstünlüğü, çeşitliliğinin muhafaza edilmiş olmasını ister. Eğer çeşitlilik sürdürülebilir değilse, değer katmayacak ve gerçek zenginliğin oluşumunu gerçekleştiremeyecektir. İşte bu durum rekabette serbest piyasa sonucunda oluşan sınırlar olduğu zamandır. Bunun anlamı şirketin kazancında sonradan rekabeti sınırlayan bir kuvvetin ortaya çıkmasıdır. Rekabet, kıt kaynakların tedarikinin arttırılmasıyla firma tarafından beğenilen çeşitli avantajları dağıtabilir. Firmanın en önemli çekirdek bilgisi olan girişimsel bilgisi bu birleşimdedir. Rekabette Serbest Piyasa Sonucunda Oluşan Sınırlar
  • 44. Schumpeter, yeniliği düz bir biçimden ziyade sarsıntılı bir biçimde ilerletmenin kuramını ortaya koydu çünkü girişimciler bir yeniliği ilk kez ortaya çıkardıktan sonra daha az kabiliyetli girişimciler bu yeniliğe akın edecek ve yeni yatırımlar topluca ortaya çıkacaktır. İlk girişimcilerin ortaya çıkışı, yeniliği oluşturmakta daha az nitelikli girişimciler için kolaylaştırır; esas yenilik gittikçe bilinir olur. Rekabette Serbest Piyasa Sonucunda Oluşan Sınırlar
  • 45. Schumpeter, kaynakların yeni kombinasyonlarının, rekabetin yeni yolları olduğunu belirtir. Eğer bir firma çıktı yükselişi sağlıyorsa bu her zaman pazara yeni firmaların girmesinden kaynaklanır. Piyasada büyük bir şirketin yerine birçok küçük şirket olsa bile tekelci rekabetin bilinen şekli dengeyi karakterize eder. Rekabette Serbest Piyasa Sonucunda Oluşan Sınırlar
  • 46. Belirsizliğin en düşük düzeyinde mümkün olduğu kadar minimize edilerek hesaplanan toplam karlar meydana gelir ve kaynakların yeniden organize edilmesiyle ortaya çıkan, daha önce israf oluşabilirken şimdi randımanlı olarak işleyen şirketlere sahip oluruz. Birçok taklit eden girişimciler ki tekel aşama sürecince girenler, daha fazla belirsizliği en aza indirirler, karları yeniden dağıtırlar ve muhtemel zenginliği seyreltirler. Rekabette Serbest Piyasa Sonucunda Oluşan Sınırlar
  • 47. Yenilikçi yöntemin bu aşaması boyunca lider girişimciler tarafından motive edilmiş içten büyüyen yenilik, yeni yeniliğin içinde tüm yatırımlarda sağlam, içten büyüyen dalgalanmalar oluşturmakta yeterlidir. Başka bir değişle, yeni kaynakların yeniden kombinasyonunun yenilikçi girişimsel eylemi yeni bir devir başlatır. Sürdürülebilir yenilikte girişimcinin yeteneği, sürdürülebilir zenginlik oluşturmada ve sürdürülebilir girişimsel firmaya yol göstericidir, girişimsel firmanın rekabete dayanan üstünlüğünde birincil derecede önemlidir. Rekabette Serbest Piyasa Sonucunda Oluşan Sınırlar
  • 48. Bir firma ekstra bir işlemin organize edilmesinin maliyet noktasına ulaştığı zaman, piyasa maliyetlerine eşit olur, ya piyasa işlemi organize eder ya da yeni bir girişimci piyasaya girecek ve yeni bilgiyi organize edecektir. Girdilerin çeşitli çıktılara dönüşmesinde çok önemli olan kaynağın yeniden organize edilmesinin girişimsel bilgisi, firma büyümesinde kayba neden olur ve büyük firma, piyasaya benzemeye başlar. Eğer girişimciliğin izahı bu noktada durursa, girişimcilik masalında bir işlem maliyetinden daha fazla hiçbir şeye sahip olamayız. Döngüyü durduran, belirsizliğin nedeni olan tecrit etme mekanizmasıdır. Rekabette Serbest Piyasa Sonucunda Oluşan Sınırlar
  • 49. Anlam belirsizliğe neden olan, firmalar arasındaki verimlilik farlılıklarının nedenleri dair kararsızlıktır. Bu anlam belirsizliği potansiyel taklitçilerin aynen ne taklit edileceği ve nasıl taklit edileceği bilgisinden alıkoyar. Eğer Schumpeter in belirttiği gibi; firmalar sabit bir araştırma geliştirme maliyetine maruz kalırsa, önce malların yeni modellerini üretebilir sonra nasıl taklit edileceğinin belirsizliği ile birlikte bu katlanılan maliyetlerle rekabeti sınırlandırabilir ve çeşitliliği koruyabilir. Rekabette Serbest Piyasa Sonucunda Oluşan Sınırlar
  • 50. Belirsizliğin nedeni, çeşitliliği sürdürebilmek için ve rakipleri var olan girişimsel firmanın taklit edilmesinden alıkoyabilmek için gereklidir. Bu, girişimsel çeşitliliğin potansiyel sürdürülebilirliğini kavramayı sağlayabilir. Sürülerin (swarms) taklitçiliye kalkışmaları, karlılık içinde uzun dönemli farklılıklar ve firma yeterliliğini dengelemede faktör pazar içinde yetersiz kaldıkları varsayılmıştır. Belirsizliğin nedeni potansiyel rakiplerin pazara girişleri için bir bariyerdir çünkü belirsiz faktörlere sahip olan bir ürünü taklit etmek neredeyse imkânsızdır. Belirsizlik
  • 51. Kaynak temelli görüşün önemli bir tezi; bir firma, sadece kaynaklarını diğer firmaların taklit etmekte başarısız oldukları zaman alışılmadık dönüşler sağlayabilir. Kaynakların iki geniş grubu vardır bunlar özellik temelli kaynaklar ve bilgi temelli kaynaklardır. Bilgi temelli kaynakları anlamak zordur, aldatıcıdır ve firma performansıyla bağlantıları, çoğunlukla açık değildir. Bilgi temelli kaynaklar, girişimcilerin yeni ürün kombinasyonlarını üretmek içim girişimsel firmada kullandıkları uzmanlığı oluşturabilirler. Belirsizlik
  • 52. Bu yöntemde girişimsel firmalar belirsizlik nedeni sürecinde rekabeti olanaksızlaştırmak ve girişleri engellemek için bariyerler oluştururlar. Bu nedenle girişimsel firmalar zenginlik oluşturur çünkü girişimsel firmaların rekabete dayalı üstünlerinin nedeni rakiplerin bilgisiz olmasıdır. Rakipler er ya da geç girişimsel firmaların bilgi kaynaklarını anlayabilirler ama bu genellikle bu kaynakların tükenmeye başladığı zamanlarda gerçekleşir. Belirsizlik
  • 53. Kogut ve Zander bilgiyi know-how olarak bilgi ve enformansyon olarak bilgi diye iki kategoriye ayırırlar. Onlar enformasyon ile, bütünü kayıpsız iletebilen bilgiyi kastederler. Örneğin; ortak bir formatta şirket hakkında bilgi nakleden hissedar raporları gibi. Uzmanlık, bir şeyin nasıl yapıldığı bilgisidir. Know-how kümülatiftir, bir şeyin sorunsuzca ve randımanlı bir şekilde yapılmasını sağlayan, öğrenilen ve kazanılan uzmanlık yada pratik yeteneklerin birikimidir. Bilgi Asimetrileri
  • 54. Know-how firma içinde geçerli uygulamaların ne olacağını belirleyen, üretim faktörlerinin nasıl organize edileceğini içeren bir tanımlamadır. Know-how’un firma performans sonuçlarında ısrarlı etkileri vardır. Bu ısrarcı etkiler, firmalar arasında bilgi asimetrilerin sonucu ve bilgiyi aktarmak ve taklit etmenin zorluğunun bir sonucudur. Bilgi Asimetrileri
  • 55. Kaynakların yeniden toplanması boyunca girişimcinin yaptığı, bir ürün üretmek için karar oluşturmakta halen en iyi bilinen bilgiyi kullanmaktır ki aynı kaynaklardan geçmişte olduğundan daha verimli bir şekilde ve daha üstün nitelikli bir şeklide yararlanılır. Bu bilgi, uygulama ve know-how gibi önceki öğrenimler sayesinde girişimcide var olur. Girişimci tarafından sahiplenilen bilgi, derinlemesine özümsenmiştir, kaynakların yeniden kombinasyonun nasıl sağlanacağının toplumsal olarak kompleks know-how bilgisi ve girişimsel karar oluşturmakla birleştirilen know-how heterojen firmanın kaynağıdır. Bilgi Asimetrileri
  • 56. Bir pazar fırsatının fark edilmesinden dönüşler çıkarabilmekte girişimci için sırasıyla iki olanak vardır; kaynakların yeniden kombinasyonu için strateji uygulamak yada spekülatif bir konum almak; strateji uygulamak daha umut vericidir çünkü spekülasyonun potansiyeli sınırlıdır. Girişimci olan ile olmayan arasındaki farklılık kaynakların yeniden kombinasyonları sürecinde bu fırsatları kullanmak için bilgi ve fırsatların tanınmasının kombinasyonlarıdır. Bilgi Asimetrileri
  • 57. KAYNAK TEMELLİ TEORİNİN UNSURLARI Kaynak çeşitliliği Rekabette serbest piyasa sonucunda oluşan sınırlar Kusurlu faktör hareketliliği Rekabette serbest piyasa öncesinde oluşan sınırlar
  • 58. Toplumsal olarak kompleks varlıkları taklit etmek ve anlamak daha zordur; bu varlıklar çoğu kez fiziksel varlığı olmayan kaynaklardır ki elle tutulur kaynaklardan rekabete dayanan üstünlüğe yol gösterici olmakta daha muhtemeldir. Bu varlıkların doğası nedeniyle onlar çoğu kez firmada konuşlandırılan spesifik varlıklardır. Kusurlu Faktör Hareketliliği
  • 59. Bu elle tutulamayan varlıkları çoğu kez, gözlemlemek, tarif etmek ve değer biçmek zordur ama firmaların rekabete dayana üstünlüklerinde önemli etkiye sahiptir. Örneğin bu varlıkların birçoğu üretim faktörlerinin entegrasyonunda, yöneticiler, marka, sorumluluklar, girişimsel karar oluşturma ve girişimsel yetenekler arasında işbirliği sağlar. Genellikle firmaların kaynakları toplumsal olarak komplekstir onlar sürdürülen çeşitliliğin kaynağı olmak için uygundur. Girişimsel bilgi toplumsal olarak kompleks bir varlıktır ve taklit edilmesi zordur bu nedenle sürdürülen çeşitliliğe yol gösterebilir. Kusurlu Faktör Hareketliliği
  • 60. Kaynak temelli karakteristik varlıklar aynı zamanda evrimsel olabilirler. Bu görüş içerisinde heterojen varlıklar, geçmişte oluşturulan girişimsel kararlar ve firma oluşumun DNA’sı olabilen kurucular ile girişimciler tarafından oluşturulan bu kararlara bağımlıdırlar. Sürdürülen üstünlükler bu nedenle geçmişe bağımlı bir süreçtir Bağımlı Yol
  • 61. Firma; bünyesinde, farklı alışkanlıklara, düşüncelere sahip farklı insanları barındırır. Bu nedenle koordinasyon için kolektif bir bilgi temeli istenir. Bu kolektif bilgi esası dağıtılan bilgiyi koordine eder. Koordine edilen bilgi keşif sürecinde firmaya yardım eder. Bağımlı Yol
  • 62. Elbette geçmişe bağımlı kaynakların girişimciliği engellemesi mümkündür çünkü kaynaklara yatırım özellikle elle tutulamayan kaynaklara daha önce üretilmiş olandan daha uzun sürer. Schumpeter’e göre girişimcilik hali hazırda kaynaklar olduğu zaman ortaya çıkar. Eğer kaynaklar bu kaynakların yeniden kombinasyonun girişimsel faaliyetleri sürecinde kullanılırsa o zaman girişimcilik geçmişe bağımlı kalır. Bu yüzden farklı kaynaklara sahip olmak, en azından bir kaç kaynağa sahip olmak girişimsel eylemleri sonuçlandırmakta çok önemlidir. Bağımlı Yol
  • 63. KAYNAK TEMELLİ TEORİNİN UNSURLARI Kaynak çeşitliliği Rekabette serbest piyasa sonucunda oluşan sınırlar Kusurlu faktör hareketliliği Rekabette serbest piyasa öncesinde oluşan sınırlar
  • 64. Sürdürülebilir bir üstünlüğe sahip olabilmek için rekabette serbest piyasa öncesinde oluşan sınırlar olmalıdır. Schumpeter’in iş döngüleri denge ile başlar ve o zaman girişimci yenilik sürecinde rahatsızlık verir. Bu süreç, birinci şirketin rekabete dayanan üstünlüğünün dağıtılması ve yeniliği taklit eden diğer daha az yetenekli girişimciler tarafından izlenir. Schumpeter bu dönemi downtime bunalımı olarak isimlendirir. Rekabette Serbest Piyasa Öncesinde Oluşan Sınırlar
  • 65. Yinede eğer bir firma belirsiz kaynaklara sahipse taklit edilmesi zor ve pahalıya mal olacaktır.Bu durumda avantajları dağılmayacaktır. Belirsizliğin nedeni potansiyel rakiplerin pazara girişleri için bir bariyerdir çünkü belirsiz faktörlere sahip olan bir ürünü taklit etmek neredeyse imkânsızdır Rekabette Serbest Piyasa Öncesinde Oluşan Sınırlar
  • 66. Girişimcilik alanı içinde, Shane ve Venkataraman gibi önde gelen bilimciler yeni ve küçük işler üzerine olan çalışmayı eleştirdiler ve dikkatlerini ya firma ya da bireylerin performansı üzerine çevirdiler. Bu bilimciler stratejik yönetimin girişimciliğe değil de firma performansı üzerine odaklanmasını tartışırlar. Daha önemlisi, bu bilimciler performans yaklaşımlarının girişimciliği kâfi derecede test etmediğini belirtir çünkü girişimcilik karlı fırsatların keşfedilmesi ve kullanılması hakkındadır. Sonuç
  • 67. Bu tartışmalar içerisinde; girişimcilik teorisinin ilerlemesi ve kaynak temelli görüş içinde girişimsel kavrayışın birleştirilmesini engelleyen iki ilave varsayım vardır. Birincisi firma performansıyla neyin kastedildiğidir, ikincisi ise kaynak temelli teorinin denge, girişimcilik araştırmalarının da dengesizlik hakkında olmasıdır. Shane ve Venkataraman, firma performansının, firmalar ve onların sürdürülebilirlikleri arasındaki fark ile ölçülmesinden dolayı firma performansının sorgulanmasıyla girişimcilik teorisine katkıda bulunamadığımızı belirtirler. Sonuç
  • 68. Firma çeşitliliğinin ve sürdürülebilirliliğin kalbi girişimsel kavrayış ve bilgidir. Schumpeter inovasyonu, kuvvetini girişimciden alan firmada meydana gelen orijinallik olarak tanımlamaktadır. Zenginlik oluşturmakta girişimciyle kaynakların yeniden kombinasyonu için firmalar sürdürülebilir olmaya ihtiyaç duyar. Sonuç
  • 69. Denge üzerinde ikinci konuda, Schumpeterin teorize ettiği girişimcilik yükselip alçalan iş döngüsü sürecinde bozulan denge hakkındadır. Schumpeter, bir dengesizlik ekonomisti olarak sürekli olarak yanlış sınıflandırılmaktadır. Gerçekte Shane ve Venkataraman, Schumpeter’den ekonomiyi dengesizlik durumunda izleyen biri olarak, yanlış bir şekilde bahsedeler. Sonuç
  • 70. Schumpeter, tam rekabet modeli görüşlerinin aksini ispatlamakla ilgilenmedi. Schumpeter gelişim içinde girişimciliğin rollerini açıklamakla ilgilendi. Böylece Schumpeter denge tartışmalarının üzerine çok fazla yoğunlaşmadı bunun yerine kaynakların yeniden kombinasyonuna ve girişimcilik üzerine odaklandı. Schumpeter’in yaklaşımı, girişimcilik bağlamında denge fikirlerini tartışmaya devam eden girişimcilik bilginlerine bir örnek olmalı. Sonuç
  • 71. Kaynak temelli teorinin girişimciliğe katkısı, çeşitli faktör çıktılarının girişimci küçük firmalar içerisinde ortaya çıkarmakta mümkün olan bir anlayış olmasıdır. Kaynak temelli teorinin geçmişteki görüşü girişimciliğin ancak büyük firmalarda girdileri çeşitli çıktılara dönüştürebileceğini varsaymaktaydı. Fakat Coase, bir firmanın büyüdükçe girişimsel fonksiyonlarda dönüşlerinin azalabileceğini de belirtti. Coase ayrıca firma işlevlerindeki artışta, girişimcinin üretim ve faktörleri yerleştirmekte başarısız olacağını belirmektedir. Bu durum çeşitli yöntemlerle kaynakları kullanmanın firma büyüklüğü ile bağlantılı olduğunu gösterir. Sonuç
  • 72. Kaynak temelli teori rakiplerce daha önce fark edilmemiş olan girdileri çıktılara dönüştüren girişimsel eylemler içinde firma öneminin bir anlayışı olan girişimcilik teorisine katkıda bulunur. Ayrıca kaynak temelli görüş bu firmaların uzun dönemli sürdürülebilirliği ve girişimsel firmalar göz önüne alındığı zaman, girişim bilimcilerin varlık oluşturmanın manasının farkında olduklarını tavsiye eder. Sonuç
  • 74. STRATEJİK GİRİŞİMCİLİK Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma MESUT YAMEN

Editor's Notes

  • #2: Mesut YAMEN - Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma
  • #3: Mesut YAMEN - Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma
  • #4: Mesut YAMEN - Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma
  • #5: Mesut YAMEN - Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma
  • #6: Mesut YAMEN - Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma
  • #7: Mesut YAMEN - Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma
  • #8: Mesut YAMEN - Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma
  • #9: Mesut YAMEN - Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma
  • #10: Mesut YAMEN - Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma
  • #11: Mesut YAMEN - Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma
  • #12: Mesut YAMEN - Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma
  • #13: Mesut YAMEN - Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma
  • #14: Mesut YAMEN - Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma
  • #15: Mesut YAMEN - Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma
  • #16: Mesut YAMEN - Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma
  • #17: Mesut YAMEN - Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma
  • #18: Mesut YAMEN - Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma
  • #19: Mesut YAMEN - Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma
  • #20: Mesut YAMEN - Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma
  • #21: Mesut YAMEN - Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma
  • #22: Mesut YAMEN - Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma
  • #72: Mesut YAMEN - Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma
  • #73: Mesut YAMEN - Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma
  • #74: Mesut YAMEN - Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma
  • #75: MESUT YAMEN - Kaynak Temelli Teori ve Girişimsel Firma