kefir tüketiminin BMD'ye ve kemik metabolizmasına etkisi
2. KEFİRİN TARİHÇESİ
• Araştırmacılar, kefirin anavatanının Kafkas Dağları olduğunu
bildirmiştir.Kefirin Kafkasya’da Elburus Dağları eteklerinde
yapıldığı ve yapımının gizli tutulduğu; Rusya’da yayınlanan
‘’Kefyr’’kitabının 1984’te Moritz Schulz tarafından Almancaya
çevrilmesi ile Avrupa’da tanındığı açıklanmıştır.
3. • Wiese , kefir kelimesinin Türkçe ‘’keyif veren, sarhoş eden,
coşturan , mest eden ‘’,’’kef ‘’ söcüğünden türediğini
bildirmiştir.
• Kefirin önceleri Güneybatı Asya’da Türkler tarafından yapıldığı,
alkol ve asit fermantasyonlarıyla meydana gelen hafif alkollü ,
ekşi ve köpüklü bir süt içkisi olduğu belirtilmektedir.
• Ayrıca Kafkasya ‘da ‘’Kyppe’’ adı verilen , yağlı veya yağsız
sütlerden (inek, koyun, keçi) peynir altı sularından
yapıldığından söz edilmektedir.
4. Kefir Nedir?
• Kefir tanelerinin süte eklenmesiyle elde edilen asidik ve alkolik
fermantasyonların bir arada oluştuğu ve geçmişi olan kültüre
edilmiş bir süt ürünüdür.
5. • Tipik bir kefirin duyusal özellikleri ;
• Acılığa kaçmayan ekşimsi bir tat,
• Hafif maya aroması ve tadı,
• Yumuşak bir yapı ve içerdiği karbondioksitten dolayı hafif
köpüklü, ferahlatıcı, serinletici niteliklerden oluştuğu
belirtilmiştir.
6. • Süt ürünleri, kemik rezorpsiyonunu azaltabilecek ve kemik
kaybını önlemeye yardımcı olabilecek , aynı zamanda kemiklere
yeniden biçim vermeyi teşvik eden ve kemik oluşumunu
arttıracak iyi bir kalsiyum kaynağıdır.
• Kefir, kefir taneleri tarafından üretilen , süt proteinlerini
antitromboz, antimikrobik, ve kalsiyum emilimini arttıran
biyoaktiveleri olan sağlık açısından teşvik edici etkilere sahip
çeşitli peptitlere indirgeyen bir üründür.
7. Kefir Tanesinin Yapısı ve Kefirin
Mikroflorası
• Kefir taneleri beyaz-sarımtırak bir renkte , çapı 1-2 mm’den 3-
6 mm’ye değişen karnabahara benzeyen yapıda, bezelye veya
fındık büyüklüğündedir. Şekilleri düzgün olmayan kefir
taneleri , suda erimez. Süte eklendiği zaman ise şişerler ve
renkleri beyazlaşır.
8. • Kefir yapmak için kullanılan kefir taneleri, ″Kefiran″ adı verilen
suda çözünmeyen bir polisakkaritten meydana gelen,
karakteristik bir fibrillar maddeden oluşmuştur. Kefiran'ın
glukoz ve galaktozdan eşit miktarda içerdiği ve antitümör
aktivitesine sahip olduğu belirtilmiştir.
• Kefirin bileşiminde %0,5-1,5 etilalkol, yaklaşık %0,7 kadar
süt asili ve %3,2 yağ olduğu tespit edilmiştir.
9. • Kefirin hazırlık aşaması;
• Kefir taneleri inoküle edildi ve sterilize edilmiş süt içinde 20 °
C'de 20 saat süreyle çoğaltıldı. Tahıllar bir elekten alınmış,
sterilize edilmiş taze süte tekrar inoküle edilmiştir. Tahıllar
süzüldükten sonra fermente edilen ürünlerle birlikte kurultu.
• Kefirdeki peptidlerin gram örnek başına miligram cinsinden
triglisin eşdeğeri olarak hesaplanan içeriği 21.39 mg / g’dır.
11. Kefirin Besin Bileşimi
• Bir bardak kefir yaklaşık 150 kalori içerir.
• 8 gram yağ ,30 gram kolestrol, 12 gram karbonhidrat içerir.
• Protein bakımından oldukça zengin olan kefirin bir bardağı 8-
11 gram protein içerir.
12. • Kefirde Bulunan Vitaminler;
• B1 vitamini
• B12 vitamin
• Folik asit
• Pantotenik asit
• K vitamini
• Biotin bulunur.
Kefir mikroorganizmalarının ürettiği biotin diğer
B kompleksi vitaminlerin emilimini arttırır.
15. • Su Kefiri
Su kefiri taneleri, simbiyotik bir ilişki içinde bulunan bakteri ve
mayadan oluşur. Kefir denmesinin sebebi ise görüntüsünün süt
kefirine benzemesidir.
Ayrıca süt ürünlerini tüketemeyenler için su kefiri ideal bir
alternatiftir.
16. • Ekşi Süt Kefiri;
• Yağlı, ekşi süte kefir mayalarının katılmasıyla
elde edilir.
17. • Glikoz Kefiri;
• Üzüm şekeri ilavesiyle yapılan hafif tatlı bir kefirdir.
• Peynir Suyu Kefiri;
• Peynir suyuna glikoz veya galaktoz ve kefir taneleri ilave edilip
fermantasyona bırakılmasıyla elde edilir.
18. • Meyveli Kefir;
• Bu ürünün üretiminde çeşitli meyve sosları kullanılmaktadır.
• Meyveli kefirin tadı, aroma katılan meyve çeşidine göre
değişmektedir. Homojenizasyon işlemi 120-140kg/𝑐𝑚2 basınçta
65⁰C yapılmaktadır.
19. Kefirin Beslenme Değeri ve Sağlık
Üzerine Etkileri
• Sütteki tüm besin maddelerini içerdiği için kefirin beslenme
değeri yüksektir.
• Çeşitli araştırıcılar kefirdeki CO2' in sindirimi kolaylaştırdığını,
başta B12 olmak üzere bazı B grubu vitaminleri
sentezlediklerini ve kefirde oluşan süt asidinin %90' dan
fazlasının L(+) süt asidi olduğunu, L(+) süt asidinin kolayca
hazmedilebilme özelliğinin bulunduğunu bildirmişlerdir.
20. • Kefir yüksek oranda orotik asit içerir. Bu organik asit;
kolesterolün biyosentezini engellemede, karaciğeri korumada,
nükleik asitlerin sentezinde ve proteinlerden yararlanmada
büyük öneme sahiptir. Kefirin içilmesiyle kanda yüksek oranda
orotik asit saptanması kefirin bağırsaklardan çok iyi emildiğine
bir kanıttır.
• Kefirin iştahsızlık, uykusuzluk, verem ve böbrek
hastalıklarında, safra bozukluklarında, sarılık, çeşitli enfeksiyon
ve ekzemada iyi sonuçlar verdiği belirtilmektedir.
21. • Kefirin gençlik içkisi olarak tanındığı ve su yerine içildiği
Kafkasya' da tüberküloz, kanser ve hazım bozukluğu gibi
hastalıklara rastlanmaması ve ortalama insan ömrünün 110-
130 seneye ulaşması dikkatleri çekmiştir..
• Hayvanlarda ve insanlarda yapılan araştırmalarda
Lactobacillus acidophilus ve L. bulgaricus içeren fermente süt
ürünlerinin tüketilmesi ile, mide' deki koliform grubu
organizmaların sayısında düşme, laktobasillerde de artma
görüldüğü rapor edilmektedir.
• Bu raporlar fermente süt ürünleri tüketimiyle, barsak
florasının yenilendiğini ve barsak şikayetlerinin
kaybolduğunu vurgulamaktadır.
22. GENEL BİLGİLER
• Osteoporoz bir “sessiz hastalık” veya yaşlı
kişilerde ortaya çıkan, kolay kemik kırıklarına yol
açan “sessiz salgın” olarak adlandırılan kronik bir
hastalıktır.
• Osteoporotik kırıklar morbilitenin önemli
nedenidir ve kansere göre daha fazla sakatlık
ortaya çıkartır ve mortalitenin artması ile
ilişkilidir.
23. • Ayrıca, dünya genelindeki sağlık giderlerine
büyük oranda neden olurlar. Bu nedenle, kırık
riskini azaltmak için etkili yöntemlerin nüfus
sağlığından fayda görmesi muhtemeldir.
• Osteoporozun önlenmesi, bu kemik hastalığının
artan küresel önemi nedeniyle etkindir.
24. • Kalsiyumun yetersiz alınması; özellikle menapoz sonrası kadınlarda
osteoporotik kırık riskini yükseltir, kemik kütlesi kaybını hızlandırır.
• Postmenapozal östrojen yetersizliği nedeniyle bağırsağın kalsiyum
emilim kapasitesinde azalma, yaş arttıkça böbrek fonksiyonlarında
azalma nedeni ile kadınlarda kemik kütlesi kaybı, kemik döngüsü
arttığında diyette kalsiyum gereksinimi arttırır.
• Araştırmalar Lactobacillus helveticus ile fermente edilen sütün
postmenapozal kadınlarda kalsiyum metabolizmasını veya yavaş
kalsiyum kaybını artırabildiğini bulmuştur.
25. • E ve C vitaminleri, protein ve amino asit gibi besin
takviyeleri, osteoporozu önler ve kemiği yeniden
oluşumunu sağlar. Kalsiyum emilimini de arttırdığı
bilinmektedir.
26. • Süt ve süt ürünleri kalsiyum bakımından zengindir ve biyoyararlılığı
yüksektir. Bu nedenle, süt ürünleri, büyüme sırasında kemik
dokusunu oluşturmak ve yaşam boyunca kemik mineral kaybını
hafifletmek için en uygun besin olarak kabul edilir .
• CPP’nin, seçici çökelme yöntemi kullanarak kazeinin tripsin enzimi
ile parçalanması sonucunda elde edildiği bildirilmiştir. Kazein
fosfopeptidler (CPP'ler) için sonuçlar çelişkilidir. CPP'ler, bir fosfosil
tortusu olan geniş bir grup peptittir. Fosfor peptidleri,
fermentasyon esnasında veya gastrointestinal sistemde kazeinden
ve proteolitik enzimlerden oluşur.
27. • CPP'ler, kalsiyum ile hidrofobik bir kompleks oluşturarak
kalsiyum emilimini arttırırlar, böylece çözünmez kalsiyum
fosfatların oluşumunu engellerler.
• Fazla CPP'ler ise Ca iyonunu saklayan daha büyük kompleksler
oluşturmuş olabilir ve dolayısıyla bozulmuş mineral alma ve
kullanılabilirliğini azaltmıştır.
28. Çalışmaya Katılanlar
Bu çalışmaya osteoporozlu 40 hasta dahil edildi. 40
osteoporoz hastasından 16'sı kontrol grubunda, 24'ünde
tedavi grubu 6 aylık çalışmayı tamamladı.
Hastalar kontrol grubunda 67.94 ± 8.37 yaşında, tedavi
grubunda 64.08 ± 14.51 yaşındadır.
Kontrol grubunda 157.48 ± 8.68 cm, tedavi grubunda 154.88
± 7.92 cm’dir.
Kontrol grubunda denekler ortalama 60.50 ± 11.85 kg ve
tedavi grubunda 57.51 ± 8.51 kg ağırlığındaydı.
30. Beslenme Takviyeleri ve İlaç Dağıtımı
• Bu kontrollü, paralel çift kör müdahale çalışmasında,
osteoporoz tanısı konulan hastalar iki gruba ayrıldı. Kefir
fermante süt tedavisi grubundaki hastalara günde 1,600 mg
kefir fermente süt ve buna eşlik eden 1,500 mg 𝑪𝒂𝑪𝑶 𝟑
takviyesi uygulanmıştır . Kontrol grubundaki hastalara günde
1,600 mg plasebo ( çürük çiğ süt) ve 1,500 mg 𝑪𝒂𝑪𝑶 𝟑 ilave
edildi.
1.500 mg CaCO 3 ekiyle karşılaştırıldığında, ilave kalsiyum
alımı / diyet kalsiyumu % 5.36'dır. Böylece ek kalsiyum dikkate
alınmaz
35. Klinik Değerlendirme
• Venöz kan, başlangıçtan başlayarak ve tedavilerin birinci,
üçüncü ve altıncı aylarında hastalardan (her biri 10 ml) alındı.
• Kalsiyum ve fosfor, paratiroid hormonu (PTH), glutamat
okzaloasetat transaminaz (GOT), glutamat piruvat transaminaz
(GPT), alkalin fosfataz (ALP), albümin, kreatinin
konsantrasyonları da dahil olmak üzere kalsiyum
metabolizmasını etkileyen maddelerin seviyelerini belirlemek
için biyokimyasal testler yapıldı .
36. Klinik Değerlendirme
• Kemik döngüsünün belirteçleri, tip I kollajen (β-CTX) ve
osteokalsin (OC) β C-terminal telopeptidi, başlangıçta 1., 3.
ve 6. ayda ölçüldü.
• Kan gece boyunca hızlı bir şekilde toplandı ve analiz edilene
kadar serum -70 ° C'de saklandı. Ölçümler, Roche Elecsys
2010 platformunu (Roche Diagnostics, Indianapolis, IN)
kullanarak uluslararası olarak akredite edilmiş bir yerel
laboratuarda gerçekleştirildi.
• Bu belirteçlerin değişim katsayısı (CV) β-CTX,% 5.1'dir. OC
(OCN-Mid) serum konsantrasyonu, yakın zamanda geliştirilmiş
bir ELISA tarafından ölçülmüştür .
37. Sonuçlar
• Hasta özellikleri ve uyumu;
• Araştırmaya katılan 69 hastanın 40’ı çalışmayı
tamamladı.Katılımcıların temel özellikleri orijinal
protokole girildi.
• Ortalama yaş, cinsiyet, boy, kilo, kemik döngüsü
belirteçleri (βCTX ve OC) veya BMD açısından 2 grup
arasında anlamlı bir fark bulunamadı.
• Kemik döngüsü belirteçleri (βCTX ve OC) başlangıç
değerlerine göre azaldı ;ancak medyan 2 grup arasında
farklı değildi.
39. SONUÇLAR
• Hastanın serum kalsiyum ve PTH'sinin zaman içindeki
değişimi;
• Serum kalsiyum, kefir tedavisi alan hastalarda altı ayda biraz
• arttı. ( P =0.251)
• Kefir tedavisi almayan grupta, serum kalsiyumu 6. ayda azaldı.
40. • Kefir tedavisinin 6 ay sonrasındaki serum PTH’sindeki değişim
şekil 2B’ de gösterilmiştir.
• Serum PTH her 2 grupta da birinci aydan sonra arttı.Altı ay
serum PTH ,deney grubunda kontrol grubuna göre daha
yüksekti. ( P <0.05)
• Kefir tedavisinde artan serum kalsiyum ve PTH konsantras-
yonlarının daha yüksek olmasına yardımcı olduğunu gösterir.
42. Ortalama Hasta Serumundaki β-CTX
Düzeylerinin Zaman İçindeki Değişimi
• Serum β-CTX, altı aylık tedaviden sonra her iki grupta da
başlangıç değerlerine kıyasla azaldı. Muameleden sonra,
tedaviden sonraki ilk ayda ve tedavi sonrası üçüncü ayda hem
deney hem de kontrol gruplarında bir düşüş göstermektedir.
Bununla birlikte, kefir tedavisinin altıncı ayından sonra β-CTX
düzeyleri artmıştır. Dört zaman noktasının tümünde, β-CTX
seviyeleri deney grubunda kontrol grubuna göre anlamlı
derecede yükseldi .( P <0.05) (şekil 2C)
43. Kontrol β-CTX (bazal değer) ve β-CTX üzerinde belirgin bir
etkiye sahip diğer değişkenler kullanılarak lineer regresyon
analizi, kefir tedavisi alan ve T skoru> 1 olanlarda üç ay sonra
anlamlı derecede β-CTX azalmış bulundu. ( P = 0. 01) ( Tablo 3)
Yani, kefir tedavisinin kemik kaybını inhibe etme kabiliyeti,
yüksek kemik yoğunluğu olan ve üç aylık tedavi alan hastalar
için belirgin şekilde daha yüksekti.
46. • Kemik oluşumu işaretleyicisi OC'nin ortalama serum seviyeleri,
6 ay boyunca zamanla azaldı. OC'nin Grup Ortalama
Plazmasının analizi Şekil 2D'de gösterilmektedir . OC, deney
grubunda bir ayda kontrol grubuna göre anlamlı olarak azaldı;
daha sonra yavaş yavaş üç ve altı ayda kontrol grubuna göre
daha yüksek seviyelere çıktı ( P <0.05).
• OC deneyin başlangıcından tedaviden altı ay sonrasına kadar
kontrol grubunda azalmıştır
47. Altı aylık tedaviden sonra değer negatiften pozitife döndü
(katsayısı 2.4943, P = 0.0747)
Kemik döngüsü belirteçleri β-CTX ve OC, tedaviden sonra
azaldı. Özellikle kefir tedavisi alan yüksek kemik yoğunluğu
(DXA -1> T skoru> -2.5) olan hastalarda kemik metabolik
göstergeleri bir aylık tedaviden sonra etkili bir şekilde
engellenmiştir.
Kefir katkılı kişiler için kan kalsiyum konsantrasyonları
arttırılmış ve serum seviyeleri yüksek kalmıştır.
48. KMY Zamanla Değişimi
Altı ay boyunca kefir tedavisinden sonra, omurga ve kalçanın
DXA ile ölçülen KMY'si artma eğilimindeydi.
Lumbar omurga (L1-L4) KMY değeri 0.843 ± 0.193 g / 𝑐𝑚2'den
0.849 ± 0.201 g / 𝑐𝑚2'ye, femur boynu KMY değeri ise % 5.5
artarak 0.560 ± 0.139 g / 𝑐𝑚2
'den 0.591 ± 0.1478 g / 𝑐𝑚2
’ ye
yükseldi ve Toplam kalça KMY değeri 0.677 ± 0.173 g /
𝑐𝑚2’den 0.689 ± 0.182 g / 𝑐𝑚2 ‘ye yükseldi.
49. Şekil 2G , deney grubunun ve kontrol grubunun toplam kalça
KMY'sindeki değişimi göstermektedir. Toplam kalça KMY
değerleri her iki grupta da yükseldi, ancak deney grubunda
kontrol grubuna göre daha düşüktü .( Şekil 2G )
51. Şekil 2F ‘de gösterildiği gibi , ortalama kalça femur boynu
KMY'si, deney grubunda hem tedavi öncesi hem de tedavi
sonrası kontrol grubuna göre altı ay daha düşükken, deney
grubunda yükseldi. Doğrusal regresyon modeli kullanan
analizler, kefirin başlangıçtaki OC seviyeleri ile anlamlı
etkileşimlere sahip olduğunu bulmuştur. (katsayısı 0.001, P =
0.028).
52. • Bu sonuç, tedavinin kalça femur boynu
KMY'si üzerindeki etkisinin başlangıçtaki OC
seviyesiyle ilişkili olduğu anlamına gelir.
54. Tartışma
Osteoporotik kırıklı veya osteoporotik kırık bulunmayan
osteoporoz hastalarında günlük kefir desteğinin , kontrollü
olarak araştırılmasında, kemik yıkımında kısa süreli tedaviyle
ilişkili daha büyük artışların KMY'de 6 aylık artış ile ilişkili
olduğu bulundu.
DXA ile ölçüldüğünde, başlangıçtaki serum OC seviyeleri daha
yüksek ve total kalça veya femur boynu kemik mineral
yoğunluğu yüksek olan hastalarda bu etki açıkça
görülmektedir.
55. • Bu sonuçlar sık süt tüketiminin KMY
ile pozitif bir bağıntı olduğunu
gösteren çalışmalara ve yaklaşık 700
ml süt ile günlük takviyenin kalsiyum
emilimini ve gelişmiş kalsiyum
dengesini azalttığını gösteren
çalışmalara uygundur.
• Çalışmalar art arda sütten türetilen
kalsiyum takviyelerinin diğer
kaynaklardan daha etkili olduğunu
göstermiştir. Bu avantajın nedeni;
kalsiyumun yüksek bulunması,
optimal Ca: P oranı 1.3,
magnezyum ve çinko gibi diğer
kemikle ilgili minerallerin varlığı ,
biyoaktif peptitlerin veya kalsiyum
emilimini ve kemik mineral
yoğunluğunu arttırma potansiyeline
sahip proteinler, CPPler ve sütün
temel proteinleri gibi .
56. • Sütün bu avantajı süt tüketim anı ile
birlikte, fermente süt ve dolayısıyla
ek kalsiyumun neden kısa süreli
tedavide kemik döngüsünü önemli
ölçüde azalttığını açıklar.
• Daha önce bildirildiği gibi, günlük
olarak iki haftadır kalsiyum, inulin
tipi fruktanlar ve CPP'lerle
desteklenmiş fermente süt tüketen
menopoz-sonrası kadınlar, hem gece
oksijen püridinolin atılımında, hem
de kemik rezorpsiyon belirtecinde ve
kemik alkalin fosfatazda belirgin
azalmalar olmuştur.
57. • Sonuçlarımız ayrıca günlük olarak
1.500 mg CaCO 3 ile takviye
edildiğinde kefir fermante sütün,
fermente sütün kendisinin üzerinde
kalsiyum emilimi ve kemik
dönüşümü üzerinde başka yararlı
bir etkisinin olmadığını ortaya
koymuştur. Bunun nedeni, 1,500 mg
CaCO 3'ün günlük dozlarının kontrol
grubundaki kemik kaybını yenmek
için yeterli olabilmesidir.
• Böylece, takviyeli kalsiyum, luminal
kalsiyumun çözünürlük sınırı ve
daha fazla absorpsiyon oluşmayacak
şekilde, toplam kalsiyum alımını bir
eşik seviyesinin üzerine çıkarmıştır.
58. • Farelerdeki önceki deneylerimiz aynı
zamanda CaCO 3 ile beslenirken
kefir tedavisinin kefirin artan kemik
yoğunluğunun etkisini
zayıflatabileceğini doğrulamıştır.
• Alkali (pozitif yüklü) kalsiyum
bikarbonat, kefirdeki asit (negatif
yüklü) biyoaktif peptidlerin etkisini
nötralize ederek kalsiyum emilimini
ve KMY'yi geliştirme potansiyelini
düşürebilir.
59. • Minipigs (beslenme fizyolojisinde,
özellikle insanlara çok yakın bir
hayvan modelinde) önceki bir
çalışmada, CPP'ler için farklı
potansiyelleri olan iki süt proteini
salınmış ve bunların kalsiyum ve
kemik metabolizması üzerindeki
etkisi araştırılmıştır.
• Fermente süt gibi bir kazein içeren
diyet ile beslendikten sonra PTH'nin
daha yüksek plazma konsantrasyon
eğilimi gösterdi.
60. • PTH, kefir ile 6 ay süreyle tedavi
edildikten sonra kemiğin yeniden
biçimlenmesini teşvik edebilir. Başka
bir deyişle, kefir alarak, deneklerin
yüksek serum PTH
konsantrasyonlarını korumalarına
yardımcı olurlar ve bu da yüksek bir
kalsiyum konsantrasyonunu
korumalarını sağlarlar.
• Bununla birlikte, verilerimiz kefir
tedavisinin kemik iletimini arttırıp
azaltmamasına bakılmaksızın kemik
iletimini artırdığını göstermektedir.
61. • Bu çalışmada, β-CTX değişiklikleri
istatistiksel olarak anlamlı olmasına
rağmen, benzer eğilimler omurga
kantitatif bilgisayarlı tomografisinde
(QCT) trabeküler KMY'de 1 yıllık
değişikliklerle gözlenmiştir.
• Çalışmamızdaki en güçlü ve tutarlı
dernekler, kemik oluşum
belirteçlerindeki (özellikle OC) 1 ve 6
aylık değişiklikler ile toplam kalça ve
femur boynu KMY'sinde 6 aylık
değişiklikler arasında gözlenmiştir.
62. Sonuçlar
• Özetle, kefir-fermente süt ile tedavi edilen osteoporoz
hastalarında kemik döngüsü belirteçleri ve KMY değişiklikleri
üzerine yapılan bu çalışmada, başlangıçtaki kemik döngüsünün
KMY'de sonraki değişikliklerle ilişkili olduğunu bulduk.
• Kemik döngüsü belirteçlerinde, özellikle kemik oluşumunda,
tedaviyle ilgili kısa süreli değişiklikler, KMY'de sonraki
değişikliklerle kuvvetli bir şekilde ilişkiliydi.
• Sonuçlarımız kefir tedavisinin başlangıcından kısa bir süre
sonra kemik döngüsünün seri ölçümünün, kefir fermente süt
için nihai terapötik cevabı değerlendirmede yardımcı
olabileceğini düşündürmektedir.