34. Nusret Mayın Gemisi
Eylül 1914'te Çanakkale'ye gelmişti. Almanya'da özel
şekilde mayın dökme gemisi olarak inşa edilmiş bu
tekne dar alanlarda kolayca manevra yapabiliyor ve
az su çektiğinden mayın alanları üzerinde güvenle
dolaşabiliyordu.
Hizmete Giriş 1912
Tonajı 360 Ton
Boyu 40 m.
Eni 7, 4 m.
Sürat 15 mil
Silah 1 adet 7,5/40 top
2 adet 4,7 top
2 adet mak.tf.
35. Çanakkale boğazında önceden boğazı kesecek şekilde dikine
döşenmiş mayın hatlarının büyük kısmı düşman mayın arama-
tarama gemileri tarafından imha edilmişti.. Düşman
zırhlılarının hareketlerinin incelenmesi sonunda yeni bir
yöntem kararlaştırıldı…
36. Evet... Bu sefer mayınlar boğazı kesecek şekilde
değil de kıyıya paralel olarak dökülecekti.. Çünkü
düşman zırhlıları boğaza gurup gurup giriyor ve…
37. İkmal için geri dönen gurup, boğazın en geniş yeri
Erenköy bölgesinde kıyıya dik manevra yapmak
durumunda kalıyordu..
38. 6 Mart gecesi Yarbay Cevat
Bey, mayın grup komutanı
Nazmi Bey'e "Oğlum,”
diyordu. “Sana çok önemli bir
görev veriyorum. Vatanın
selameti bu görevin başarıyla
yerine getirilmesine bağlıdır.
Yarın akşam, Nusrat'la son
26 mayını şu gördüğün
Erenköy Bölgesinde kıyıya
paralel olarak dökeceksin.”
39. Nazmi Bey, ertesi gün
Nusret mayın gemisi komutanlığı
yapacak olan arkadaşıTophaneli
Yüzbaşı Hakkı'yı buldu. İki gün
önce kalp krizi geçiren Yüzbaşı
Hakkı Bey, Çanakkale müstahkem
mevki komutanı Cevat Bey'in
ısrarlarına rağmen, savaşın ve ülkenin sorumluluğunu
omuzlarında duyarak görevi kabul etti.
40. 7 Mart'ı 8'e bağlayan gece yarısı Nusret demir
alarak Çanakkale'den uzaklaştı. Deniz sakin, zifiri
karanlıktı. Uzaklarda dolaşan düşman devriye
gemileri projektörleri ile suyun yüzünü
aydınlatmaktaydı. Nusret Bütün ışıklarını söndürüp
kıvılcım atmasın diye ocaklarını bastırmış, maskeli
ışıklar altında rota izleyerek, daha önce döşenen
mayın hatları arasından Erenköy bölgesindeki
hedefine doğru ilerliyordu.
41. Son kontroller bittikten sonra ilk mayın platforma
alınmış ve atış anı beklenmeye başlamıştı. Heyecan
son haddindeydi. Vatanın selameti için gerekli olan
zafer kilidi, Nusret‘in elindeydi. Onu mutlaka
sessizce yerine bırakmalıydı.
42. Sonunda Anadolu yakasındaki Akyarlara, yeni mayın
hattını hazırlanacağı noktalara geldiler. Teker teker
sessizce elde kalan son 26 eski tip mayını suya
bırakmaya başladı. Suya düşen her mayın belli bir
sıra halinde kendisini asılı tutacak ağırlığın gerdiği
teller üzerinde yer almaya başladılar. Birkaç dakika
sonra tüm mayınlar belirlenen rota doğrultusunda
dökülmüştü. tehlikeli geri dönüş yolculuğu başlamıştı.
Daha önceki dökülen mayınlar ve düşman devriye
gemileri Nusret‘in yolu üzerinde kol geziyordu
43. Bir an için Nusret‘in çok yakınında bir karaltı ortaya
çıktı. Düşman gemisi olmalıydı bu. .. Ara verdikleri
projektörle taramaya yeniden başladıkları zaman
Nusret‘i görecekler ve her şey bitecekti. Bütün
personelden buz gibi terler boşanıyordu. Nihayet
korktukları başlarına geldi ve düşman gemisinin
projektörleri yandı.. Karanlığı yaran projektör ışığı
az öteden, hızla, üzerlerine doğru, denizi tarayarak
geliyordu. ışık dalgasını içine girmelerine saniyeler
kala, Türk kıyılarında yanan projektör bir mucize
yarattı.
44. Bizim kıyıda birden bire yanan projektörümüz birkaç
saniye içinde, düşman projektörünü deniz üstünde
yakaladı. İki projektör şimdi göz gözeydiler. Ortalığı
sise yakın yoğun bir beyazlık kapladı. Beklenmedik
bu ışık kavgası Nusret‘e yaşam umudunu geri verdi.
Şimdi karşılaşan iki düşman projektör, birbirini
köreltmek için olağanüstü bir savaşa başlamışlardı...
45. Düşman projektör, kurtulmak için yoğun çaba harcıyor,
bir türlü başaramıyordu. Nusret, bu
bazan üstünde, bazan yanında süren ışık çarpışmasının
altından sessizce sıyrıldı, Çanakkale yönünde yol almaya
başladı. Tehlike geçmiş, verilen görev büyük bir başarıyla
yapılmıştı…
46. Nazmi Bey büyük bir
sevinçle kader arkadaşını
tebrik etmek istedi.
Ancak Hakkı Bey yanıt
veremedi. Nusret mayın
gemisinin başkomutanının
hasta kalbi bu ışık
savaşındaki heyecan
kasırgası içinde
duruvermişti.
47. Bu olaydan on gün sonra müttefik donanması
saldırıya geçmişti. Savaş tam istediği şekilde,
kontrollu olarak devam etmekteydi ki, birden
ikmal için geri dönen gemilerde büyük
patlamalar meydana gelmişti.
48. Bunların nedeni, 7–8 Mart gecesinde dökülmüş ve bundan
sonrada gerek düşman pilotlarının fark edemediği gerekse
17–18 Mart gecesi mayın arama gemilerinin yaptığı mayın
kontrolunda bulunamayan Nusrat'ın mayınlarıydı. Düşmanın
yüzen kaleleri birer birer batmaya başlamıştı.
49. Önce Bouvet 639 kişilik mürettebatı ile denizin
derinliklerine gömüldü. Bu andan itibaren her şey
ters gitmeye başlamıştı. Bouvet'in battığı yerin
yakınında manevra yapmakta olan Inflexible bir
mayına çarpıştığını rapor etti ve çok tehlikeli bir
şekilde yan yatmaya başladı.
Üç dakika sonrada Irresistable'nda yana yatmakta
olduğu ve sancak tarafından mayına çarptığını
bildiren yeşil flamanın sancak seren cundasında
dalgalandığı görüldü.
50. mürettebatı kurtarılan gemi boğazın sularına gömüldü.
İtilaf Devletleri üç büyük savaş gemisini (Irresistable,
Ocean, Bouvet) kaybetmiş, üç tanesi de (Inflexible,
Golois, Souffren) ağır yaralanmış şekilde eldeki gücünün
üçte birini yitirmişti.
51. .
Nusret‘in yapmış olduğu tarihi görev
Tarihin akışını değiştirdi..
52. İtilaf donanması 18 Mart günündeki yenilginin tüm
faturasını, son keşfini yapıp “mayın yoktur”
raporunu veren pilota çıkardılar ….
ve bu pilotu kurşuna dizerek idam ettiler.
53. SİR WİNSTON CHURCHİLL 1930'DA "REVUE DE PARİS"
DERGİSİNDE BU OLAYI ŞÖYLE YORUMLUYORDU :
"BİRİNCİ DÜNYA HARBİ'NDE BU KADAR İNSANIN
ÖLMESİNE, HARBİN AĞIR MASRAFLARA MAL
OLMASINA, DENİZLERDE 5 BİN TANE TİCARET VE
SAVAŞ GEMİSİNİN BATMASINA BAŞLICA NEDEN,
TÜRKLER TARAFINDAN BİR GECE DENİZE BIRAKILAN
VE İNCECİK BİR ÇELİK HALAT UCUNDA SALLANAN
26 ADET MAYINDIR."
54. GERÇEKTEN ATATÜRK SAĞ OLSAYDI
YA DA BİZ O BÜYÜK İNSANIN
YOLUNDAN GİDEBİLSEYDİK, DÜNYA
VE TÜRKİYENİN GÖRÜNTÜSÜ BAŞKA
OLURDU.
SIR WINSTON L.S. CHURCHILL
56. Orijinal Nusret gemisi 2002 yılında Tarsus
Belediyesi’nin duyarlı çalışmaları ile
onarılmış ve Tarsus’taki Çanakkale Parkı
içersinde Müze haline getirilmiştir.
58. 19. TÜMEN KOMUTANLIĞINA ATANAN YARBAY MUSTAFA
KEMAL, TÜMEN KURULUŞU TAMAMLANMADAN, 57.PİYADE
ALAYI İLE HAREKET EMRİNİ ALDI. 24. ŞUBAT. 1915 TE
TEKİRDAĞ’DAN MAYDOS’ A HAREKET ETTİ..
59. GELİBOLU’YA ULAŞAN MUSTAFA KEMAL, KENDİ
TÜMENİNDEN 57.ALAY’I SARAFİM ÇİFTLİĞİ’NE, KALAN
BİRLİKLERİNİ DE GELDİKÇE MAYDOS BÖLGESİNDE
TERTİPLEMEYE BAŞLADI. BÖLGEYİ GEZEREK 26.ALAY’I
SEDDÜLBAHİR, 27.ALAY’I KABATEPE KIYILARINA
YERLEŞTİRDİKTEN SONRA, SEDDÜLBAHİR’E BİR AKINCI
MÜFREZESİ ÇIKARDI.
60. 24-25 Nisan akşamı,İngiliz
ANZAK KUVVETLERİ
ARIBURNU’NDAN KARAYA ÇIKMAYA
BAŞLAMIŞLARDI. 27.ALAYIN SAHİLE
GENİŞ BİR ŞEKİLDE YAYILMIŞ
OLMASI DA KARŞI KOYMAYI
GÜÇLEŞTİRİYORDU.
19.TÜMEN KOMUTANI MUSTAFA
KEMAL’E ORDUDAN EMİR
GELMEMİŞTİR.
61. BUNA RAĞMEN GİRİŞİMİ ELE ALIP,
TÜM SORUMLULUĞU ÜSTLENEREK
57. ALAY’I BİR BATARYA İLE
KOCAÇİMENTEPE YÖNÜNDE
HAREKETE GEÇİRDİ. KENDİSİ DE
DURUMU İZLEMEK ÜZERE
CONKBAYIRI’NA ÇIKTIĞINDA,
ARIBURNU KESİMİNDEN
ASKERLERİMİZİN GERİ
ÇEKİLMEKTE OLDUKLARINI GÖRDÜ.
62. Bir müfreze askerin Conkbayırına doğru
kaçmakta olduklarını gördüm..
Bu askerlerin önüne çıkarak:
“Niçin kaçıyorsunuz ?” dedim.
“Efendim düşman” dediler!
“Nerede?”
“İşte! “diyerek 261 rakımlı tepeyi gösterdiler.
Gerçekten de düşmanın bir avcı kuvveti 261 rakımlı
tepeye yaklaşmış ve tam bir serbestlik içersinde
ilerliyordu. Ben kuvvetleri geride bırakmışım, askerler on
dakika istirahat etsin diye... düşman bana benim
askerlerimden daha yakın! Ve düşman benim bulunduğum
yere ulaşırsa kuvvetlerimiz çok kötü bir duruma düşecekti.
63. O zaman bilinçli bir düşünme mi, yoksa önsezi ile midir,
bilemiyorum, kaçan askerlere:
“ Durun ! Düşmandan kaçılmaz” dedim. “Cephanemiz
kalmadı” dediler. “Cephaneniz yoksa, süngünüz var” dedim..
Ve bağırarak bunlara süngü taktırdım. Yere yatırdım. Aynı
zamanda Conkbayırına doğru ilerlemekte olan piyade alayı
ile dağ bataryasının yetişebilen askerlerinin koşarak benim
bulunduğum yere gelmeleri için, yanımdaki emir subayını
geriye yolladım. Bu askerler süngü takıp yere yatınca,
düşman askerleri de yere yattı. Kazandığımız an, bu andır...
Ruşen Eşref ÜNAYDIN’ınla M.Kemal ATATÜRK’ün söyleşisinden
64. Bu sırada Türk askerleri mevzi alınca karşı taraf da
mevzilenir ve 57.Alay’ın öncü bölüğünün Conk
Bayırı’na yerleşmesi için süre kazanılmış olur. Bu an
Çanakkale Savaşı’nın kilit anıdır. Çıkarmanın hızı
kesilmiştir. Daha sonra, Kolordu Komutanı Esat Paşa’nın
izniyle, 27. Alay’dan geri kalan birlikleri de emrine alan
Tümen Komutanı Mustafa Kemal, karşı saldırıya
geçmek üzere 57.Alay'a şu emri verir : “ Ben size taarruz
emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye
kadar geçecek zaman zarfında, yerimize başka kuvvetler
ve komutanlar kaim olabilir.”
66. 57. ALAY KARARGAH SUBAYLARI KURMAY YARBAY HÜSEYİN
AVNİ, KURMAY BİNBAŞI YUSUF ZİYA VE ARKADAŞLARI
67. 57. ALAY
25 NİSAN 1915’TE MUSTAFA KEMAL’İN
EMRİYLE CONKBAYIRI BÖLGESİNDE
DÜŞMANIN İLERLEMESİNİ BÜYÜK BİR
KAHRAMANLIK GÖSTEREREK
DURDURMUŞ, SAVAŞIN VE BİR
ULUSUN KADERİNİ DEĞİŞTİRMİŞTİR.
ÇANAKKALE MUHAREBELERİNDE ADINI TARİHE “DÜNYANIN EN
KAHRAMAN ALAYI” OLARAK YAZDIRAN 57 NCİ ALAYIN KOMUTANI
YARBAY HÜSEYİN AVNİ BEY 13. AĞUSTOS.1915 TE KARARGAHINA
DÜŞEN BİR TOP MERMİSİYLE ŞEHİT OLMUŞTUR..
71. OSMANLI DEVLETİNİN SONU
PARİS-SEVRES ANTLAŞMASI
10.Ağustos.1920 Sevr Antlaşmasını imzalayan Osmanlı heyeti
( soldan sağa, Rıza Tevfik, Damat Ferid, Hadi Paşa ve Reşid Halis )
72. ARKADAŞLAR, YÜZYILLAR NADİR OLARAK DAHİ İNSANLAR YETİŞTİRİR.
ŞU TALİHSİZLİĞİMİZE BAKIN Kİ, O BÜYÜK DAHİ ÇAĞIMIZDA TÜRK
ULUSU'NA NASİP OLDU. MUSTAFA KEMAL'İN DEHASINA KARŞI ELDEN
NE GELİRDİ Kİ ?
İNGİLTERE BAŞBAKANI LLOYD GEORGE
( ingiltere başbakanı Çanakkale yenilgisi üzerine mecliste yaptığı bu konuşmasından sonra istifa etmiştir.)
74. Birinci Dünya Savaşına katılan ülkelerin genel askeri güçleri ve zayiatları
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞINDA ( 1914-18 ) ZAYİAT
ÜLKE TOPLAM ASKER ÖLÜ SAKAT/YARALI ZAYİAT
( MİLYON ) ( BİN ) ( BİN ) %
TÜRKİYE 2,9 325 400 30 60
DÜNYA GENELİ 65 , 0 8 538 21 220
DÜNYA GENELİNDE YAPILAN ASKERİ HARCAMALARIN TUTARI 186 MİLYAR
DOLAR , OSMANLI DEVLETİNİN HARCAMALARI 1,5 MİLYAR DOLARDIR..
(Bu günkü parayla kıyaslamak için rakamları 40 ile çarpmak gerekir..)