2. KANSER
Kanser normal beden hücresinin değişimi
(mutasyon) sonucu, denetimsiz olarak hızla
çoğalması ile oluşan bir hastalıktır.
Hücrede oluşan bu değişme benign ve malign
olarak ikiye ayrılır.
Malign tümör oluştuğu bölgeden çevre dokulara
sıçrar, metastaza neden olur.
3. Kanserin evreleri;
1.evre: çok yavaş büyür, kolay iyileşir.
2.evre: yavaş büyür iyileşebilir.
3.evre: hızlı büyür,iyileşmesi zordur.
4.evre: çok hızlı gelişir.
5.evre: diğer organlara da yayılmıştır.
4. Kanserin genel nedenleri
Toksik kimyasallar (%60-80)
Radyasyon (%5-8)
Hormonlar (%5-8)
Virüsler (%3-5)
Genetik (%10-12)
◦ Toksik kimyasallar; polisiklik aromatik
hidrokarbonlar, karbonmonoksit, nitroaminler, aromati
k aminler, kurşun, civa, arsenik, form aldehit, ..
◦ Bu kimyasallar hücreleri okside ederek mutasyona
sebep olur. Antioksidanlar bu toksikleri etkisiz hale
getirebilirler. Ayrıca bazı bireylerde bulunan
baskılayıcı genler oksidasyonun yaptığı DNA’daki
hasarı önleyebilirler. Bunu yanında onkogen denilen
genler oksidasyonu teşvik eder.
◦ Baskılayıcı genleri az, onkogenleri çok taşıyan
insanlarda kanser riski yüksektir.
5. Malnütrisyon; enerji, protein ve diğer nütrientlerin
azalma veya artması (yani imbalansıyla) ortaya
çıkan ve doku/vücut formunda (vücut
şekli, büyüklüğü ve kompozisyonu),fonksiyonunda
ve klinikte ölçülebilen etkiler ortaya çıkaran bir
nütrisyon halidir. (ESPEN)
Kanser kaşeksisi; basit bir açlık ya da malnütrisyon
olmayıp daha çok multibl metabolik bozuklukların
sonucunda oluşan karmaşık bir durumdur.
Kanser hastalarında nütrisyon desteği kullanımında
ki mantık, kanser kaşeksisinin engellenmesi ve
bununla ilişkili komplikasyonların ve mortalitenin
önlenmesidir.
6. Kanser hastalarında nütrisyon desteğinin
genel özellikleri
Uygulanacak nütrisyon desteğinin etkisi daha
çok gelecekte oluşacak nütrisyon yetersizliğinin
önlenebilmesi yönünde olacaktır.
Birçok organın tümör tarafından tutulduğu bir
noktada nütrisyon desteği ancak metabolik oto
tüketimi azaltmaya yardımcı olabilir.
EPA ilaveli nütrisyon
desteğinin klasik nutrisyon
desteğinden daha etkili olması beklenebilir.
7.
Enerji tüketimi;
ileri evre kanser hastalarında ortaya çıkacak orta
düzeydeki hipermetabolizma, azalmış aktivite
enerji tüketimi yoluyla dengelenir ve total enerji
gereksinimi anormal artış göstermez.
◦ Çoğunlukla REE 23 kkal/kg/gün ve TEE 27-31
kkal/kg/gün aralığındadır.
8.
Protein; protein alımı konusunda en son
geçerli öneri, genellikle bildirilen 1-1,5 g/kg/gün
değerinin üzerinde amino asit alımının
sağlanmasıdır.
Lipid; çeşitli nedenlerle kanser hastalarında
enerji yakıtı olarak yağlar öncelikli
kullanılmaktadır. Fakat uzun süre lipit
verilmesinin potansiyel toksisiteleri olabilir. Bu
sebeple 1 g/kg/gün üzerinde verilmemelidir.
9. Hastanın bilgileri
Hastanın adı: F.A.
Hastanın yaşı: 43
Hastanın cinsiyeti: kadın
Boy uzunluğu: 168 cm
Vücut ağırlığı: 93 kg
BKI: 32,9 kg/m²
ÜOKÇ: 26 cm
Bulunduğu servis: Kulak burun boğaz
hastalıkları
Tanı: Larinks Malign Neoplazmi
11. Hastanın öyküsü ve uygulanan
tedaviler
hastanın özgeçmişi:
◦ Hastalıklar: HİPERTANSİYON, GLOKOM, OSTEOPOROZ
◦ Operasyonlar: diz protezi, appendektomi
◦ Medikal tedavi: +arveles (hafif/orta şiddette ağrı tedavisi)
+zoprotec (diüretik ve ADE inhibitörü)
+lercadip (Antihipertansif)
12.
Hastanın öyküsü;
◦ Hipofarenks kanseri nedeniyle 9/12 tarihine
kadar toplam 35 seans radyoterapi, 7 kür
kemoterapi alan hastaya hipofarenks kanseri+
özafagus kanseri nedeniyle 6/5/2013
tarihinde total larenjektomi+ özafajektomi+
gastrik pull up yapılmıştır.
◦ Hastanın son 1 aydır yeme içmesinde
azalma, iştahsızlık, halsizlik ve son 15 gündür
katı-sıvı gıdaların burundan gelmesi şikayetleri
vardır.
13. Boyun BT incelemesi (13.11.2013)
İnceleme IV yolla 100
ml noniyonik iyotlu
kontrast madde
verilerek
gerçekleştirilmiştir.
Orofarenks
düzeyinde lümen
konsantrik şekilde
daralmıştır.
Laringeal düzeyde
trakeostomi
gözlenmiştir.
14. Toraks BT incelemesi (13.11.2013)
Sol hemitoraksta ileri derecede plevral sıvı
dikkati çekmekte olup sol akciğer
parankimi kollabedir.
Özafagus opere olup toronkal düzeye
çekilen sindirim kanalı dilate olarak
görüntülenmiştir.
15. Baryumlu özofagus tetkiki
(12.11.2013)
Özefagus operedir.
Bu düzeyde mide
özafagus düzeyinde
transport edilerek
farenks ile anastomoz
yapılmıştır.
Anastomoz düzeyinde
hafif darlık izlenmekle
birlikte pasaj
mevcuttur.
22. Hastanın malnütrisyon riski vardır ve oral alımı
yoktur.
Seçilen beslenme yolu
◦ parenteral santral 1215 mOsm/L
Seçilen IV beslenme solusyonu ; nutriflex
lipid plus 1250
Multivitamin; solivit 1 flakon/gün & vitalipit
flakon/gün aşırı
Eser element; tracutil 1 flakon/ hafta
***dipeptiven 1 flakon/gün & omegaven 1
flakon/gün &
23.
Ġnfüzyon;
◦ 1. 8 saat hızı: 40 ml/sa (başlangıç) [320
ml]
◦ 2. 8 saat infüzyon hızı: 60 ml/sa [480 ml]
◦ 3. 8 saat infüzyon hızı: 80 ml/sa [640 ml]
◦ Başlangıç infüzyon hızı: 40 ml, maksimum
infüzyon hızı: 80 ml
◦ Toplam 1920 ml/gün
◦ Her 4 saatte 1 kan şekeri ölçümü
alınmıştır.
24. İLERI DERECE LARINKS KANSERINDE CERRAHI YA DA
CERRAHI OLMAYAN TEDAVILERIN ARDıNDAN YUTMA
25. İleri Derece Larinks Kanserinde Cerrahi ya da
Cerrahi Olmayan Tedavilerin Ardından Yutma
İleri derece larinks kanserinin tedavisi cerrahi
operasyon, kemoterapi ve radyoterapi içerir. Bu
yöntemlerin her biri yutma mekanizmasında
büyük değişikliklerle sonuçlanır.
Disfaji, hastaların yaşam kalitesini büyük oranda
düşürür.
26.
Bu çalışma cerrahi operasyon geçirmiş ya da
geçirmemiş hastalar üzerinde 3 farklı yutma
testi uygulanarak yapılmıştır. (Kuzeydoğu
İngiltere)
Farklı tedavi grupları arasında hastaların
yutma performansları için anlamlı bir farklılık
bildirilmemiştir. Ancak, kemoterapi ya da
radyoterapi alan hastalar (larenjektomi var
ya da yok) diğer gruplara göre daha fazla
diyet kısıtlamasına sahiptir.
27.
Hastaların diyetlerinin incelenmesi;
◦ Hastaların %2’sinde oral alım sıfırdır ve
%32’sinde tamamen oral diyet uygulanmıştır.
Sadece kemoterapi ve
kemoterapi+larenjektomi alan hastaların
besin alımlarının radyoterapi alanlara göre
daha düşük olduğu ortaya çıkmıştır.
◦ Radyoterapi grubunun büyük çoğunluğu
(%82) tamamen oral diyet
alabiliyorken, kemoterapi tedavisi alan
hastaların sadece %45’i bu düzeyde oral diyet
uygulayabiliyorlardı.
28. Sonuç;
İleri derece larinks kanserinde daha radikal
tedavileri kabul eden hastaların (ör:
larenjektomi+kemoradyoterapi) yutmaları
daha kötü sonuçlanmaktadır.
Cerrahi müdahalelerin ve organ koruma
tekniklerinin hiçbiri anlamlı bir yutma
avantajına sahip değildir.
Yalnız radyoterapi alan hastalarda diğer
gruplara göre daha az diyet kısıtlaması ve
daha iyi yutma performansı gözlenmiştir.
29. KAYNAKÇA
Alphan, E., Hastalıklarda Beslenme
Tedavisi. (2013) Ankara: Hatipoğlu
Yayınları
Baysal, A., Aksoy, M., Besler, T., Bozkurt,
N., Keçecioğlu, S., Mercanlıgil, S. M. ve
diğerleri. (2011). Diyet El Kitabı. ( 6. bs.).
Ankara: Hatipoğlu Yayınları
ESPEN Klinik Nütrisyonun Temelleri (The
European Society for Clinical Nutrition
and Metabolism)
30. ESPEN Enteral Nütrisyon Rehberi (2012)
Burnip E., Owen S.J., Barker
S., Patterson J.M. (2013). Swallowing
outcomes following surgical and nonsurgical treatment for advanced laryngeal
cancer. The Journal of Laryngology &
Otology.
TEŞEKKÜRLER