2. Süreç
• Öğretmen konuya önceden hazırlanır. Öğrencilere anlatır.
Aşağıdaki sorularla etkileşimi başlatır. Sonunda değerlendirme
yapılır.
•
• Niçin ²õ±ð±ô²¹³¾±ô²¹ÅŸ³¾²¹lıyız.
• Selam almak ve vermek bir angarya iş midir?
• Selamlaşma da kalıpsallık önemli midir?
3. Okuma Parçası
• Selam: Ayıp ve fenalıklardan uzak ve hayatın uzun olması
anlamında duadır. Allah (c.c.): Bir selamla selamlandığınız
vakit, siz ondan daha güzeli ile selamı alın, yahut aynıyla
karşılayın. Şüphesiz ki Allah her şeyin hakkını gerektiği gibi
arayandır, buyurur. (Nisa, 86)
•
4. SelamlaÅŸmada Adab
• Selamlaşmada: küçük olanın büyüğe, az olan grubun çok
olanlara. yürüyenin oturana, binit üzerinde bulunanın yaya
olana selam verme adabına riayet etmek,
• Verilen selama cevap vermek vaciptir.
• Selama hemen cevap vermek. Mümkün olduğunca cevabımızı
verene duyurmak,
• Selam verirken ve alırken sesimizi çok yükseltmemek ve
kısmamak.
• Selam verirken ve alırken sesimizi hürmet ifade edecek şekilde
ayarlamak.
• Selamı duymazlıktan gelmemek (saygısızlık ifade eder).
•
5. • Mü'minlerin bulunduğu yere girildiğinde ve oradan ayrıldığına
selam vermek. Peygamberimiz (s.a.v.): "Sizden biriniz meclise
geldiği zaman selam verdiği gibi, ayrılırken de selam versin.
Çünkü birinci selam sonrakinden daha faziletli değildir."
buyurur. (Tirmizi, es-Sünen).
6. Selamın Verilip
Alınmayacağı Yerler:
• Tuvalette ve hamamda verilip alınmaz,
• Günaha sebep olan veya günahla meşgul olduğu halde selam
verilmez alınmaz.
• Kur'an okuyana, hadis rivayet edene, vaaz edene, ezan
okuyana, kamet getirene ve namaz kılanlara selam verilmez,
• Fitneye sebep olacağı endişesi ile, genç ve yabancı kadınlara
selam verilmez. Onların selamına sesli cevap verilmez.
•
7. Selamlaşmave El Sıkma Konularında
UyulmasıGerekenGenel GörgüKuralları
• Selam; yaş, cinsiyet ve makam durumuna göre saygı ve incelik
ifade eden bir davranıştır.
•
• Küçüğün büyüğü, aynı yaşta olanların birbirlerini selamlamaları
sevgi ve saygının bir ifadesi olarak değerlendirilir.
•
• Selamlaşma sırasında, abartılmış konuşma ve
davranışlardan kaçınmak gerekir
8. • Devlet büyüklerine (cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, vali
gibi) karşı bir saygı ifadesi olarak yolda geçerken veya
karşılaşılan herhangi bir yerde baş eğilerek selam verilir. Aynı
şekilde törenlerde de bayrağımız, büyük bir gururla ayakta
selamlanır.
•
• Selamlaşma; baş eğilerek, el kaldırılarak, şapka çıkartılarak
olduğu gibi sözle de olur. Birisiyle sabah karşılaşıldığında ,
günaydın, akşam karşılaşıldığında iyi akşamlar, seyahat
sırasında karşılaşıldığında iyi yolculuklar demek suretiyle
selamlaşılabilinir
9. • El sıkışmada, üst makamda bulunanların veya yaşlıların önce el
uzatmaları, bunu gören alt makamlarda olan bayan veya
bayların ellerini uzatarak tokalaşmaları genel görgü
kurallarındandır.
•
• Selamlanan kişinin yanında bulunanlar, selam vereni
tanımasalar bile, selamlanan kişi ile birlikte selam almaları
nezaket kuralıdır. Ancak, içten gelen nezaket makbuldür. Bu
nedenle ²õ±ð±ô²¹³¾±ô²¹ÅŸ³¾²¹ların nazik hareketlerle yapılması deÄŸer
taşır.
10. • Tanıdık iki kişinin, sokakta karşılaşmaları halinde birbirlerini
selamlamaları, yolu işgal etmeden bir kenara çekilerek
konuşmaları veya yolda yürüyerek konuşmalarını sürdürmeleri
yerinde olur.
•
• Erkeğin bayanı; gencin yaşlıyı; kıdemsizin kıdemliyi; gelenin
orada bulunanları; ayrılanın ayrıldığı yerde kalanları
selamlaması gerekir.
•
11. • El sıkma bir dostluğun, samimiyetin ifadesidir. O nedenle el
sıkma sırasında, ne kuvvet denemesi yaparcasına fazla
sıkılması, ne de elin uzatılıp bırakılması doğrudur. Doğru olan
elin, muhatabın elini kavrayacak şekilde tutulmasıdır. El
sıkmada soğuk davranmak, eli hiç kıvırmadan kaskatı uzatıp el
sıkışmak, muhatap tarafından iyi karşılanmaz, hoşnutsuzluk
oluşturur. El sıkarken olumsuz davranışların meydana
gelmemesine dikkat edilmelidir. El sıkılırken muhatabın
gözünün içine samimiyetle bakılmalıdır.
•
• Karşılama veya uğurlama sırasında kişinin, yüzünden
tebessümü eksik etmemesi gerekir.
•
12. • Bir grubu karşılama sırasında; grubu karşılayan kişi, karşıladığı
gruptaki insanlardan bir kısmını tanımayabilir. Bu gibi
durumlarda, tanıdık olan kişi veya kişilerin yanındakileri,
karşılayan kişi ile tanıştırmaları gerekir.
•
• Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyurulur: "Bir selam ile
selamlandığınızda, siz de ondan daha güzeli ile selamlayın veya
aynı ile karşılık verin" (en-Nisa, 4/86.) Selam aynı zamanda
Cenab-ı Hakkın doksan dokuz güzel isimlerinden birisidir.
•
• Selamlaşmanın "selam" sözcüğü ile yapılması gerektiğini
bildiren pek çok ayet ve hadis vardır. Bunlardan bir kaç tanesini
zikredeceÄŸiz:
•
13. • "Ayetlerimize inananlar sana geldiğinde onlara deki: Size selam
olsun" (el-En'am, 6/54.) "Elçilerimiz (melekler) İbrahim'e
müjde getirdiler ve "sana selam olsun" dediler." (Hûd, 11/69;)
•
• Ahiret hayatında da ²õ±ð±ô²¹³¾±ô²¹ÅŸ³¾²¹nın aynı kelimelerle yapılacağı
belirtilir. "Melekler: "Sabrettiğinize karşılık size selam olsun..."
derler." "Ä°man edip de iyi iÅŸler yapanlar, Rablerinin izni ile
içinde sonsuza kadar kalacakları altından ırmaklar akan
cennetlere sokulacaklardır. Orada birbirleriyle karşılaştıkça
söyledikleri söz "selam"dır. (İbrahim, 14/23)
•
• "Onlar meleklerin "size selam olsun. Yapmış olduğunuz iyi
işlere karşılık cennete girin" diyerek, tertemiz bir şekilde
canlarını aldıkları kimselerdir." (en-Nahl, 16/32.
14. • Hadiste "Selam, cennet ehlinin ²õ±ð±ô²¹³¾±ô²¹ÅŸ³¾²¹ ÅŸeklidir.» buyurulur, A.
Hanbel, IV, 381)
•
• Hz. Peygamberin ve ashab-ı kiramın birbirleriyle "es-selamu aleyke
veya es-selamu aleykum (Allah'ın selamı sana veya size olsun)"
sözlerini kullanarak selam verdikleri tevatür derecesine ulaşan
hadislerle sabittir. ( bk. Buharî, İsti'zan, 1,3, 28)
•
• Nitekim Allahü Teala, Adem (a.s)'ı yarattığında, ona; "git, meleklere
selam ver, nasıl selam alacaklarını dinle, bu senin ve neslinin
²õ±ð±ô²¹³¾±ô²¹ÅŸ³¾²¹ örneÄŸi olacaktır" dedi. Bunun üzerine Adem (a.s)
meleklere; "Es-Selamu aleykum (Allah'ın selamı size olsun)" dedi.
Onlar da; "Es-Selamu aleyke ve rahmetullah (Allah'ın selamı ve
rahmeti sana olsun)" diyerek karşılık verdiler. ( Buharî, Halku Adem,
2, IV, 102)
15. • Selam başta belirtme takısı olmaksızın "Selamün aleykum"
şeklinde de ifade edilebilir. (Buharî, İsti'zan, 9; A.b. Hanbel, I,
387.)
•
• Kimi zaman selam yerine "merhaba" denildiği, özellikle
dışarıdan gelen kimseye karşı "hoş geldin" anlamında bu
ifadenin de kullanıldığı nakledilmiştir. (bk. Buharî, İman, 40)
•
• Merhaba; bolluk ve genişlik dileme, başımızın üstünde yerin
var gibi anlamları kapsar.
16. • Hanefilere göre, selamı vermek sünnet, almak vacip hükmündedir.
Çünkü ayette, "size selam verilince, ona ondan daha güzeli ile veya
aynı ile karşılık verin" buyurularak, selam alma emir ile ifade
olunmuştur. Diğer yandan Allah'ın Rasulü, müslümanın müslüman
üzerindeki haklarını sayarken, ilkinin verilen selamı almak olduğunu
belirtmiÅŸtir. (A. b. Hanbel, II, 332, VI, 385.)
•
• Selamın İslam toplumunda yaygınlaştırılmasını emreden Allah elçisi,
bir hadisinde bunun toplumsal sonucunu şöyle açıklamıştır:
"Ruhumu kudret elinde tutan Allah'a yemin olsun ki, siz iman
etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman
etmiş olmazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir ameli
size haber vereyim mi? Aranızda selamı yayınız." (Müslim, iman, 93;
Ebu Davud, Edeb, 131)
•
17. Sonuç
• İnsanların birbiriyle tanışıp ünsiyet kurmasında ve bir iman
kardeÅŸliÄŸinin oluÅŸmasında, ²õ±ð±ô²¹³¾±ô²¹ÅŸ³¾²¹nın önemli bir yerinin
bulunduğunda şüphe yoktur. Hatta İslam'da selam verme, kişi
için mü'minlik belirtisi sayılmış ve selam verene "sen mü'min
değilsin" denilmesi yasaklanmıştır. (bk. en-Nisa, 4/94, Usame
b. Zeyd, savaş sırasında şehadet kelimesini getirip selam veren
bir müşriği öldürmüş ve ölüm korkusundan dolayı böyle
söylediğini düşünmüştü. Durumu öğrenen Allah elçisi
hiddetlenmiş ve «kalbini yarıp baktınız mı?» buyurarak
Usame'ye çıkışmıştır.
•