ݺߣ

ݺߣShare a Scribd company logo
Stj.Dr.Oğuzhan Fatih Ay
2014; 41 (4): 767-772
Dicle Medical Journal doi: 10.5798/diclemedj.0921.2014.04.0518
 Mesane kanseri , tüm kanserler içinde 9. üriner sistem
tümörleri içinde ise 2. sıklıkta görülmektedir.
 %90-95’inin değişici epitel (tranzisyonel) kanserleri %5-
10’unun ise mezenkimal ve/veya epitelyal kaynaklı
olduğu belirtilmiştir.
 Non-ürotelyal kanserlerin tanısı çoğunlukla ileri evrede
konulmakta ve cerrahiye ek tedavi ihtiyacı
doğurmaktadır .
 Klinik şikayetleri ürotelyal kansere benzer şekilde
makroskopik pıhtılı hematüri ve irritatif işeme
semptomlarıdır ;özel bir sınıflama sistemi olmayıp TNM
sınıflaması kullanılmaktadır
 Mesanenin skuamöz hücreli kanseri Batı toplumlarında
mesane kanserlerinin %1-3’ünü oluştururken, Mısır’da
%75’inden sorumludur.Kronik olarak maruz kalınan
 Şistozoma hematobiyum enfeksiyonu en sık nedenidir .
 Daha genç hastalarda görülmektedir.
 Ekzofitik, nodüler veya dallanan lezyonlar olup genellikle iyi
diferansiyedirler. Metastaz eğilimleri düşüktür
 Taş, üriner kateterizasyon, mesane divertikülü, kronik
enfeksiyon ve kronik irritasyona bağlı da skuamöz hücreli
kanser gelişebilmektedir .

 Daimi sondalı takip edilen paraplejik hastalarda görülen
mesane tümörlerinin %80’i skuamöz hücreli karsinomdur
 Şistozoma hematobiyuma bağlı karsinomlar
genellikle iyi diferansiye iken diğerleri
çoğunlukla az diferansiyedir ve kasa invaze
ve ileri evreli olarak ortaya çıkmaktadır.
 Şistozoma nedenli mesane kanserlerinde
standart tedavi radikal sistektomi ve
üriner diversiyondur . Neoadjuvan ve
adjuvan radyoterapi ve kemoterapinin
etkinliği düşüktür .Yapılan çalışmalarda en
uygun tedavinin radikal sistektomi olduğu
kanısına varılmıştır
 Olgu 1
 paraplejik , 54 yaşında erkek hasta,hematüri
şikayeti
 Sondalı takip edilen hastaya tetkiklerinde mesane
anterior duvarda 10 mm boyutlu lümene protrüde
kitle nedeniyle transüretral tümör rezeksiyonu
yapıldı . Yaygın kas invazyonu olan skuamöz hücreli
mesane kanseri tanısı kondu
 Sistektomi patolojisinde T4aN2 evresi , orta derece
diferansiye yassı hücreli kanser, kas tabakasını
aşmış ; adjuvan kemoterapi planlandı.
 ; Adjuvan Sisplatin ve Gemzar kemoterapisi ;
karaciğer ve kemik metastaz kemik metastazlarına
yönelik radyoterapi
 Ghoneim’in Şistozomanın endemik
olduğu bölgede yaptığı 1026 hastalık bir
sistektomi serisinde %59 yassı hücreli
kanseri görüldü.
 solid tümörler şeklinde gözlenir. Sıklıkla
tanı anında T3 veya T4 evresindedir
ve lenf nodu tutulum oranları % 15-20’dir
 radikal sistektomi ve adjuvan tedavilerdir.
Adjuvan radyoterapi ile 5 yıllık sağkalım
oranlarında anlamlı düzelme sağlanmıştır
 Primer mesane kanserlerinin %2’sinden azı
 primer vezikal, urakal ve metastatik olarak 3
grub
 glandüler, kolloid, papiller, şeffaf hücreli ve taşlı
yüzük hücreli tipleri
 Çoğunlukla mesanenin posterior ve
trigonunda tek lezyon
 Adenokanserler metastaz veya komşu organlardan
invazyon dışlandıktan sonra primer mesane kökenli
kabul edilebilir
 Primer vezikal adenokarsinom ekstrofik mesanede
en sık görülen kanser türüdür
 Kötü prognozlu olmasının nedeni tanı sırasında
hastalığın ileri evrede
 Urakal karsinom urakus
kalıntısından gelişen
çoğunlukla mesanenin
anterior ve kubbesinde
bulunan adenokanserlerdir
 Çevre dokudan kesin bir sınırla
ayrılmakta parsiyel sistektomi
ile tedavi şansı
 Göbek deliğinden kanlı mukuslu
akıntı veya mukosel olarak ele
gelen kitle ile klinik verebilir
 Metastatik adenokarsinomlar
en sık görülen türüdür. Primer
odak prostat, rektum, mide,
endometrium, meme ve overlerdir
 Olgu 2
 Hematüri , 47 yaşındaki erkek
 ultrasonografisinde mesane arka duvarda 3 cm’lik lümene
protrüde lezyon ;transüretral rezeksiyon uygulanmıştır
 Patoloji raporu yapılan histokimyasal incelemeler
(Sitokeratin 20 (CK20) ve Karsino Embriyojenik Antijen
(mCEA) ile boyanma olmuş, CK7 (Sitokeratin 7), Prostat
Spesifik Antijen (PSA) ve Yüksek moleküler ağırlıklı
sitokeratin (HMWCK) ile boyanma olmamıştır. )
neticesinde adenokarsinom
 metastatik adenokarsinom ekartasyonu için
gastrointestinal sistem taraması ;met yok
 rekürrensleri olan olguda muskularis propria invazyonu
görülmüş ve hastanın primeri mesane adenokarsinomu
şeklinde kabul edilmiştir. Beş yıllık takibi bulunan hastanın
metastaz ve invazyon bulgusu bulunmamaktadır
 Tanıda immunohistokimyasal belirteçler
önemli; Prostatik
adenokarsinomlardan ayrımında PSA
oldukça faydalıdır. Kötü diferansiye
prostatik adenokarsinomaların %90’ında
pozitiftir
 Yüzeyel adenokarsinom olgusu daha
nadirdir ve tedavilerinde Transüretral
rezeksiyon (TUR) + intrakaviter Bacillus
Calmette-Guerin (BCG) uygulanabilir.
İnvazif tümörlerde asıl tedavi radikal
sistektomidir.
 Taşlı yüzük hücreli kanser oldukça nadir
görülen progresif seyirli, tedaviye dirençli
ve fatal mesane karsinomlarıdır. Sıklıkla
erkeklerde ve ortalama 61 yaşında
görülmektedir. Olguların yarısında metastaz
eşlik etmektedir
 Olguların yaklaşık yarısında başlangıçta
üreteral obstrüksiyon bulunmaktadır
 erken lokal metastazlar yapmaktadır, uzak
metastazları ise lenf nodlarına, kemiğe,
overlere, plevraya, perikardiuma ve
meninkslere olmaktadır .
 En etkin tedavi radikal cerrahi olup,
radyoterapi ve kemoterapinin etkisi sınırlıdır
 Olgu 3
 Hematüri , 48 yaşındaki erkek
 postrenal akut böbrek yetmezliği nedeniyle hemodiyalize alındı
 Ultrasonografide sağ böbrek atrofik sol böbrekte ileri derece
hidronefroz, mesane tabanında 7,5 cm’lik kitle saptanması üzerine
sol nefrostomi kateteri takılan hastanın sistoskopisinde mesane
ileri derecede hemorajik, trabeküle ve sol üreter orifisi
görülemedi . patolojisi taşlı yüzük hücreli karsinom ile uyumlu
olarak rapor edildi
 tümörün kolorektal sistemden metastazı olabileceği düşünüldü .
Hastanın gastrointestinal sistem taramasında patolojik oluşuma
rastlanmadı
 radikal sistoprostatektomi ve üreterokutaneostomi yapıldı.
 Oldukça agresif seyirli ve fatal karakterde
olup, tanı anında büyük çoğunluğu kasa
invaze olmuş durumdadır .
 Kemoterapi olarak 5-Florourasil,
Doxorubisin ve Sisplatin
kombinasyonunun kullanımı
denenmektedir
 Mesane tümörlerinin %1-1.7’sini
oluşturmaktadırlar. Karsinoid, küçük hücreli ve
büyük hücreli tümörler şeklinde alt tipleri
bulunmaktadır. Küçük hücreli kanserler (KHK)
en sık görülen tipidir . Prognozu kötü olması
nedeniyle radikal cerrahiye ek olarak kemoterapi
verilmesi önerilmektedir.
 Küçük hücreli karsinomlar (KHK); insidansı
%0,5. Diğer organlardaki küçük hücreli
kanserlerle aynı özellikleri taşımaktadır .
Prognozu agresif klinik seyir nedeniyle oldukça
kötüdür ve ortalama yaşam süresi yaklaşık 7
ay olarak belirtilmektedir
 Olgu 4
 İki aydır idrar yapma güçlüğü ve prostatizm şikayetleri
bulunan 74 yaşındaki erkek hasta
 Prostat rezeksiyonu planladı; sistoskopisi sırasında
mesane sağ cidardan prostata uzanan prostata invaze
4 cm boyutunda solid kitle görülerek rezeke edildi ;
patolojik inceleme sonucu küçük hücreli karsinom
olarak raporlandı ; mesane muskularis propriya
tabakasına kadar invaze olduğu gözlendi
 .
 Olgu 4
 Bilgisayarlı tomografi (BT) incelemesinde
mesane posteriorda 90x33mm kitle, prostat
superiorundan mesaneye invaze, perivezikal yağ
dokuda spiküler invazyonlar, en büyüğü sol
parailiak 25 mm lenf nodları, vertebralarda litik
lezyonlar (metastaz?), bilateral böbreklerde orta
dereceli hidronefroz saptandı.
 patolojik evresinin T2N2M1 Evre 4 olması
üzerine medikal onkoloji bilim dalı ile konsülte
edilerek karboplatin etoposid kemoterapi
protokolü planlandı
 Hastanın takibinde hemaglob nedeniyle akut böbrek
yetmezliği tablosu gelişti. Bilateral nefrostomi ile takip
edilen hastanın aldığı KT ve RT sonrası mesane
posteriorundaki kitlenin oldukça küçüldüğü, mesane içinde
patolojik kitlenin izlenmediği, kemiklerde de tutulumun
olmadığı belirtilmiştir Ancak hasta tanıdan 9 ay sonra
ortaya çıkan yaygın kemik metastazları ve kemik
ağrıları nedeni ile servisde takip edilmektedir
 Mesanenin küçük hücreli kanserinde hücreler
immunohistokimyasal olarak Kromagranin, Sinaptofizin
ve diğer nöroendokrin belirteçlerle boyanmaktadır tümör saf
formda veya transizyonel hücreli kanser, adenokarsinom veya
sarkomatoid kanser ile kombine halde olabilir
 Büyük Hücreli Karsinom
 İlk kez 1986’da tanımlanmış ve literatürde
toplam 17 vaka bildirilmiştir. Sıklıkla
küçük hücreli ile beraber görülmekte ve
adenokarsinom, tranzisyonel karsinom ve
sarkomatoid patern içermektedir .
 Olgu 5
 Hematüri şikayeti, 57 yaş;mesenae yan duvarında
kitle trans üretral mesane tümör rezeksiyonu
yapıldı.
 Patoloji; kas invazif nonpapiller ürotelyal karsinom
saptadı. Tümör hücreleri dar sitoplazmalı, büyük, sık
mitoz içeren, yer yer solid adalar içerisinde rozetvari
dizilimler oluşturan özellikte
 Kromogranin ve Sinaptofizin ile boyanmamış, CD56
ile diffüz pozitif boyanmış ve Ki-67 indeksinin %80
civarında olması ile büyük hücreli
nöroendokrinkarsinom tanısı almıştır .Primer odak
bulunamamış;primer mesane olan BHK tanısı
almıştır;takiplerinde rekürrens görülmemiştir.
 Nöroendokrin tümörler ; İmmunohistokimyasal
olarak Kromagranin, Sinaptofizin, Nöron
Spesifik Enolaz ve TTF1 ile pozitif
boyanabilirler . Tedavilerinde çoğunlukla platin
bazlı kemoterapötikler kullanılmaktadır .Yapılan
çalışmaya göre tek başına sistektomiye göre
platin bazlı kematepatiklerin kombinasyonunun
cerrahiye göre sağkalımı artırdığı gösterilmiştir.
 Olguda literatürden farklı olarak tek başına
rezeksiyon ile nükssüz sağ kalım sağlanmıştır
Mesanenin Nadir Görülen Kanserleri

More Related Content

Mesanenin Nadir Görülen Kanserleri

  • 1. Stj.Dr.Oğuzhan Fatih Ay 2014; 41 (4): 767-772 Dicle Medical Journal doi: 10.5798/diclemedj.0921.2014.04.0518
  • 2.  Mesane kanseri , tüm kanserler içinde 9. üriner sistem tümörleri içinde ise 2. sıklıkta görülmektedir.  %90-95’inin değişici epitel (tranzisyonel) kanserleri %5- 10’unun ise mezenkimal ve/veya epitelyal kaynaklı olduğu belirtilmiştir.  Non-ürotelyal kanserlerin tanısı çoğunlukla ileri evrede konulmakta ve cerrahiye ek tedavi ihtiyacı doğurmaktadır .  Klinik şikayetleri ürotelyal kansere benzer şekilde makroskopik pıhtılı hematüri ve irritatif işeme semptomlarıdır ;özel bir sınıflama sistemi olmayıp TNM sınıflaması kullanılmaktadır
  • 3.  Mesanenin skuamöz hücreli kanseri Batı toplumlarında mesane kanserlerinin %1-3’ünü oluştururken, Mısır’da %75’inden sorumludur.Kronik olarak maruz kalınan  Şistozoma hematobiyum enfeksiyonu en sık nedenidir .  Daha genç hastalarda görülmektedir.  Ekzofitik, nodüler veya dallanan lezyonlar olup genellikle iyi diferansiyedirler. Metastaz eğilimleri düşüktür  Taş, üriner kateterizasyon, mesane divertikülü, kronik enfeksiyon ve kronik irritasyona bağlı da skuamöz hücreli kanser gelişebilmektedir .   Daimi sondalı takip edilen paraplejik hastalarda görülen mesane tümörlerinin %80’i skuamöz hücreli karsinomdur
  • 4.  Şistozoma hematobiyuma bağlı karsinomlar genellikle iyi diferansiye iken diğerleri çoğunlukla az diferansiyedir ve kasa invaze ve ileri evreli olarak ortaya çıkmaktadır.  Şistozoma nedenli mesane kanserlerinde standart tedavi radikal sistektomi ve üriner diversiyondur . Neoadjuvan ve adjuvan radyoterapi ve kemoterapinin etkinliği düşüktür .Yapılan çalışmalarda en uygun tedavinin radikal sistektomi olduğu kanısına varılmıştır
  • 5.  Olgu 1  paraplejik , 54 yaşında erkek hasta,hematüri şikayeti  Sondalı takip edilen hastaya tetkiklerinde mesane anterior duvarda 10 mm boyutlu lümene protrüde kitle nedeniyle transüretral tümör rezeksiyonu yapıldı . Yaygın kas invazyonu olan skuamöz hücreli mesane kanseri tanısı kondu  Sistektomi patolojisinde T4aN2 evresi , orta derece diferansiye yassı hücreli kanser, kas tabakasını aşmış ; adjuvan kemoterapi planlandı.  ; Adjuvan Sisplatin ve Gemzar kemoterapisi ; karaciğer ve kemik metastaz kemik metastazlarına yönelik radyoterapi
  • 6.  Ghoneim’in Şistozomanın endemik olduğu bölgede yaptığı 1026 hastalık bir sistektomi serisinde %59 yassı hücreli kanseri görüldü.  solid tümörler şeklinde gözlenir. Sıklıkla tanı anında T3 veya T4 evresindedir ve lenf nodu tutulum oranları % 15-20’dir  radikal sistektomi ve adjuvan tedavilerdir. Adjuvan radyoterapi ile 5 yıllık sağkalım oranlarında anlamlı düzelme sağlanmıştır
  • 7.  Primer mesane kanserlerinin %2’sinden azı  primer vezikal, urakal ve metastatik olarak 3 grub  glandüler, kolloid, papiller, şeffaf hücreli ve taşlı yüzük hücreli tipleri  Çoğunlukla mesanenin posterior ve trigonunda tek lezyon  Adenokanserler metastaz veya komşu organlardan invazyon dışlandıktan sonra primer mesane kökenli kabul edilebilir  Primer vezikal adenokarsinom ekstrofik mesanede en sık görülen kanser türüdür  Kötü prognozlu olmasının nedeni tanı sırasında hastalığın ileri evrede
  • 8.  Urakal karsinom urakus kalıntısından gelişen çoğunlukla mesanenin anterior ve kubbesinde bulunan adenokanserlerdir  Çevre dokudan kesin bir sınırla ayrılmakta parsiyel sistektomi ile tedavi şansı  Göbek deliğinden kanlı mukuslu akıntı veya mukosel olarak ele gelen kitle ile klinik verebilir  Metastatik adenokarsinomlar en sık görülen türüdür. Primer odak prostat, rektum, mide, endometrium, meme ve overlerdir
  • 9.  Olgu 2  Hematüri , 47 yaşındaki erkek  ultrasonografisinde mesane arka duvarda 3 cm’lik lümene protrüde lezyon ;transüretral rezeksiyon uygulanmıştır  Patoloji raporu yapılan histokimyasal incelemeler (Sitokeratin 20 (CK20) ve Karsino Embriyojenik Antijen (mCEA) ile boyanma olmuş, CK7 (Sitokeratin 7), Prostat Spesifik Antijen (PSA) ve Yüksek moleküler ağırlıklı sitokeratin (HMWCK) ile boyanma olmamıştır. ) neticesinde adenokarsinom  metastatik adenokarsinom ekartasyonu için gastrointestinal sistem taraması ;met yok  rekürrensleri olan olguda muskularis propria invazyonu görülmüş ve hastanın primeri mesane adenokarsinomu şeklinde kabul edilmiştir. Beş yıllık takibi bulunan hastanın metastaz ve invazyon bulgusu bulunmamaktadır
  • 10.  Tanıda immunohistokimyasal belirteçler önemli; Prostatik adenokarsinomlardan ayrımında PSA oldukça faydalıdır. Kötü diferansiye prostatik adenokarsinomaların %90’ında pozitiftir  Yüzeyel adenokarsinom olgusu daha nadirdir ve tedavilerinde Transüretral rezeksiyon (TUR) + intrakaviter Bacillus Calmette-Guerin (BCG) uygulanabilir. İnvazif tümörlerde asıl tedavi radikal sistektomidir.
  • 11.  Taşlı yüzük hücreli kanser oldukça nadir görülen progresif seyirli, tedaviye dirençli ve fatal mesane karsinomlarıdır. Sıklıkla erkeklerde ve ortalama 61 yaşında görülmektedir. Olguların yarısında metastaz eşlik etmektedir  Olguların yaklaşık yarısında başlangıçta üreteral obstrüksiyon bulunmaktadır  erken lokal metastazlar yapmaktadır, uzak metastazları ise lenf nodlarına, kemiğe, overlere, plevraya, perikardiuma ve meninkslere olmaktadır .  En etkin tedavi radikal cerrahi olup, radyoterapi ve kemoterapinin etkisi sınırlıdır
  • 12.  Olgu 3  Hematüri , 48 yaşındaki erkek  postrenal akut böbrek yetmezliği nedeniyle hemodiyalize alındı  Ultrasonografide sağ böbrek atrofik sol böbrekte ileri derece hidronefroz, mesane tabanında 7,5 cm’lik kitle saptanması üzerine sol nefrostomi kateteri takılan hastanın sistoskopisinde mesane ileri derecede hemorajik, trabeküle ve sol üreter orifisi görülemedi . patolojisi taşlı yüzük hücreli karsinom ile uyumlu olarak rapor edildi  tümörün kolorektal sistemden metastazı olabileceği düşünüldü . Hastanın gastrointestinal sistem taramasında patolojik oluşuma rastlanmadı  radikal sistoprostatektomi ve üreterokutaneostomi yapıldı.
  • 13.  Oldukça agresif seyirli ve fatal karakterde olup, tanı anında büyük çoğunluğu kasa invaze olmuş durumdadır .  Kemoterapi olarak 5-Florourasil, Doxorubisin ve Sisplatin kombinasyonunun kullanımı denenmektedir
  • 14.  Mesane tümörlerinin %1-1.7’sini oluşturmaktadırlar. Karsinoid, küçük hücreli ve büyük hücreli tümörler şeklinde alt tipleri bulunmaktadır. Küçük hücreli kanserler (KHK) en sık görülen tipidir . Prognozu kötü olması nedeniyle radikal cerrahiye ek olarak kemoterapi verilmesi önerilmektedir.  Küçük hücreli karsinomlar (KHK); insidansı %0,5. Diğer organlardaki küçük hücreli kanserlerle aynı özellikleri taşımaktadır . Prognozu agresif klinik seyir nedeniyle oldukça kötüdür ve ortalama yaşam süresi yaklaşık 7 ay olarak belirtilmektedir
  • 15.  Olgu 4  İki aydır idrar yapma güçlüğü ve prostatizm şikayetleri bulunan 74 yaşındaki erkek hasta  Prostat rezeksiyonu planladı; sistoskopisi sırasında mesane sağ cidardan prostata uzanan prostata invaze 4 cm boyutunda solid kitle görülerek rezeke edildi ; patolojik inceleme sonucu küçük hücreli karsinom olarak raporlandı ; mesane muskularis propriya tabakasına kadar invaze olduğu gözlendi  .
  • 16.  Olgu 4  Bilgisayarlı tomografi (BT) incelemesinde mesane posteriorda 90x33mm kitle, prostat superiorundan mesaneye invaze, perivezikal yağ dokuda spiküler invazyonlar, en büyüğü sol parailiak 25 mm lenf nodları, vertebralarda litik lezyonlar (metastaz?), bilateral böbreklerde orta dereceli hidronefroz saptandı.  patolojik evresinin T2N2M1 Evre 4 olması üzerine medikal onkoloji bilim dalı ile konsülte edilerek karboplatin etoposid kemoterapi protokolü planlandı
  • 17.  Hastanın takibinde hemaglob nedeniyle akut böbrek yetmezliği tablosu gelişti. Bilateral nefrostomi ile takip edilen hastanın aldığı KT ve RT sonrası mesane posteriorundaki kitlenin oldukça küçüldüğü, mesane içinde patolojik kitlenin izlenmediği, kemiklerde de tutulumun olmadığı belirtilmiştir Ancak hasta tanıdan 9 ay sonra ortaya çıkan yaygın kemik metastazları ve kemik ağrıları nedeni ile servisde takip edilmektedir  Mesanenin küçük hücreli kanserinde hücreler immunohistokimyasal olarak Kromagranin, Sinaptofizin ve diğer nöroendokrin belirteçlerle boyanmaktadır tümör saf formda veya transizyonel hücreli kanser, adenokarsinom veya sarkomatoid kanser ile kombine halde olabilir
  • 18.  Büyük Hücreli Karsinom  İlk kez 1986’da tanımlanmış ve literatürde toplam 17 vaka bildirilmiştir. Sıklıkla küçük hücreli ile beraber görülmekte ve adenokarsinom, tranzisyonel karsinom ve sarkomatoid patern içermektedir .
  • 19.  Olgu 5  Hematüri şikayeti, 57 yaş;mesenae yan duvarında kitle trans üretral mesane tümör rezeksiyonu yapıldı.  Patoloji; kas invazif nonpapiller ürotelyal karsinom saptadı. Tümör hücreleri dar sitoplazmalı, büyük, sık mitoz içeren, yer yer solid adalar içerisinde rozetvari dizilimler oluşturan özellikte  Kromogranin ve Sinaptofizin ile boyanmamış, CD56 ile diffüz pozitif boyanmış ve Ki-67 indeksinin %80 civarında olması ile büyük hücreli nöroendokrinkarsinom tanısı almıştır .Primer odak bulunamamış;primer mesane olan BHK tanısı almıştır;takiplerinde rekürrens görülmemiştir.
  • 20.  Nöroendokrin tümörler ; İmmunohistokimyasal olarak Kromagranin, Sinaptofizin, Nöron Spesifik Enolaz ve TTF1 ile pozitif boyanabilirler . Tedavilerinde çoğunlukla platin bazlı kemoterapötikler kullanılmaktadır .Yapılan çalışmaya göre tek başına sistektomiye göre platin bazlı kematepatiklerin kombinasyonunun cerrahiye göre sağkalımı artırdığı gösterilmiştir.  Olguda literatürden farklı olarak tek başına rezeksiyon ile nükssüz sağ kalım sağlanmıştır