ºÝºÝߣ

ºÝºÝߣShare a Scribd company logo
ÇIÄž OLUÅžUMU VE ²Ñ·¡°Õ·¡°¿¸é°¿³¢°¿´³Ä°
Türkiyede Çığ Problemi   "Çığ" insanları ve yapıları tehdit eden ve yıkıcı etkileri olan olan meteorolojik karekterli bir doğal afettir.  Türkiye'nin önemli ölçüde nüfus yoğunluğuna sahip dağlık alanlarında, özellikle topoğrafya ve meteorolojik koşulların uygun olduğu Doğu Anadolu Bölgesi ve Karadeniz Bölgesi'nde hemen hemen her yıl çığ olayları meydana gelmektedir.  Ortalama yüksekliği 1000 m'yi geçen ve çığ oluşumuna uygun dağlık alanlar bu bölgeler içinde çok geniş alanlara yayılmaktadır.  Dağlık alanların, Türkiye yüzölçümünün yaklaşık 1/3'ünü oluşturduğu dikkate alınırsa, çığ olayının meydana geldiği alanların yayılımının ne kadar büyük olduğu anlaşılmaktadır.  Bu bölgelerde meydana gelen çığlar, yerleşim yerleri, yolları, turistik tesisler, ve diğer altyapı için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Y üksek rakımlarda yerleşmiş bulunan kış turizm merkezleri ile Doğu ve Güneydoğu bölgelerinin orman örtüsünden yoksun olan, özellikle Hakkari, Tunceli, Bingöl, Siirt ve Bitlis illerini kapsayan bölgesi, çığ afetlerine en duyarlı alanları içermektedir. Ülkemizde Aralık, Ocak, Şubat ve Mart ayları çığ afetlerinin en çok meydana geldiği aylardır. 1958 yılından beri Türkiye'de AFET kayıtlarına geçmiş 448 adet çığ olayı meydana gelmiştir.  Şu ana kadar meydana gelen en ölümcül çığ olayı 1991-1992 kış mevsiminde 328 kişinin hayatını kaybettiği olaydır.
Diğer afetlerde olduğu gibi, çığ afetlerinde de afet öncesi süreçte önleyici tedbirler olarak, ilgili kuruluşların etkin bir şekilde koordinasyonu ile yapılacak entegre çalışmalar, afet riskinin azaltılmasında atılacak ilk adımları oluşturmaktadır. Önleyici tedbirler arasında yer alan çığ tahmini ve çığ erken uyarı sistemlerinin sürdürülebilir bir biçimde hayata geçirilebilmesi ülkemiz koşulları açısından oldukça önemlidir.
Dağlık Bölgelerdeki Meteorolojik Olaylara Genel Bir Bakış   Meteorolojik faktörler, uygun topoğrafik ve arazi koşullarında çığ oluşumuna zemin hazırlar.  Genel olarak, yağış (kar, yağmur, yağış şiddeti), rüzgar (hız, yön, yüksek irtifa rüzgarları, yerel rüzgar durumu), sıcaklık (mevcut ve önceki sıcaklık koşulları), görüş mesafesi ve bulutluluk (kar yüzeyinin hızlı soğuması açaısından) çığ oluşuma etki eden önemli meteorolojik faktörlerdir.  Bu meteorolojik faktörler şiddetli tipi sonrası 36 saatten uzun süren ılık bir havanın esmesi, kar örtüsü üzerine yağmurun yağması, bir defada 25 cm'den fazla yeni kar tabakasının oluşması, ılık bir günün ardından ani sıcaklık düşüşünün meydana gelmesi, ve rüzgarın 24 saatten uzun bir süre 7 m/s'den daha hızlı esmesi durumlarında çığ oluşumuna daha elverişli ortamı oluştururlar.  Diğer taraftan, uzun süreli kar yağışlarından sonraki ilk güneşli gün, eğer kar yüzeyi donmuş ise, açık ve bulutsuz bir geceden sonraki ilk gün çığ oluşumuna oldukça elverişlidir.  Ayrıca, meteorolojik koşullar topoğrafik şartların uygun olduğu yerlerde; bunlar genellikle 35 dereceden daha dik eğimli yamaçlar, genellikle kuzeye bakan yamaçlar, orman örtüsü olmayan ve rüzgar altı olan yamaçlar, yamaç üzerindeki doğal oturmalar, çığ riskinin artmasında etkili olan diğer faktörlerdir.
Katastrofik çığların çoğu, geniş ölçekli (sinoptik) hava sistemlerinin getirdiği kar yağışı sonucu ortaya çıkan direk yükleme nedeni ile oluşurlar. Çığın ne zaman, nasıl ve niçin olabileceğini anlayabilmek için ilk olarak, yamaçlarda bulunan karın depolanmasını ve dağılımını belirleyen faktörleri incelemek gerekir. Bu faktörler;
Temel dağlık alan meteorolojisi Meteorolojik parametrelerin kar üzerine etkisi, ve Hava durumu ile topografyanın ilişkisini açıklayacak uzun süreli gözlemlere dayalı çalışmalardır.
Genel olarak, yüksek alanlarda gelişen meteorolojik olaylar tanımlanmaya çalışıldığında, çığın oluşum karakterini kontrol eden 2 tip temel hava akımının etkili olduğu ortaya çıkmıştır. Bunlar; Denizel ve karasal hava akımları olmak üzere ikiye ayrılırlar.  Bu akımlar ayrı ayrı etkili oldukları gibi bazen birbirlerine geçişli olarak ta etkili olurlar.
Bu hava akımları ile karekterize edilen iklim tipleri; Denizel kar iklimi  genellikle çok sert soğukların olmaması, ancak bol miktarda kar yağışının meydana gelmesi ile tanımlanabilir. Bu akımlarla oluşan kar örtüsü kalınlığı fazladır.Denizel iklimin etkileri doğrudan ülkemizde görülmemesine rağmen, kuzey ve kuzeydoğu Anadolu'da karasal iklime geçiş gösteren bir iklim olarak kendini göstermektedir. Karasal kar iklimi  ise, düşük sıcaklıklar ve kar yağışı ile kendini gösterir. Konum itibari ile deniz kıyılarından uzak alanlarda etkili olur. Kar derinlikleri nisbeten az olup, kar örtüsünde yapısal zayıflıkların tipiktir. Açık havalarda bile geniş alanlarda kar taşınımının uygun olması nedeni ile eski kar tabakaları üzerinde önemli ölçüde ek kar depolaması meydana gelebilir ve bu olay, zayıf tabakaların yenilmesi ile çığlara dönüşür. Kar örtüsü içinde ince tabakaların yaygın olarak bulunması, düşük sıcaklıkların ve yüksek sıcaklık gradyanının bulunması, yaşlı kar tabakalarının zayıflamasına neden olan ana faktörlerdir. Özellikle Anadolu'nun iç ve doğu kesimleri bu iklim türü ile karakterize edilebilir. Kısaca; Türkiye, hem denizel hem de karasal iklim koşullarının bazı tipik özelliklerine ve bunlara bağlı olarak oluşan çığlara sahiptir.
Rüzgar ve Bileşenleri Çığ tehlikesinin her zaman meydana gelebileceği dağlık alanlarda rüzgar hızı ve yönü açısından en önemli parametre, rüzgar hızının yatay bileşenidir.  Yatay bileşen, yüksekliğe bağlı olarak değişir. Çünkü dağlar, üzerlerinde esen rüzgar için engel teşkil eden çok büyük cisimlerdir. Özellikle çığların başlama bölgelerinin bulunduğu yüksek kesimlerde sürtünme kuvvetleri, rüzgar hızı ve yönünü kontrol edecek kadar önemlidir.  Düşey bileşen ise, kar yağış türü ve miktarını belirleyen en önemli faktördür. Düşey bileşen yağışın miktar ve şiddetti hakkında bilgi verir.  Yağış şiddeti, düşey bileşen ile yaklaşık olarak doğru orantılıdır. Dolayısıyla düşey yöndeki rüzgar hızı, çığ tahmininde önemli bir veri kaynağı olan kar yağışının tahmininde kullanılmaktadır.
Kar yağışının meydana gelmesi hava hareketleri ile yakından ilgilidir.  Genellikle havanın yükselip alçalmasında dört farklı mekanizma rol oynar; Alçak basınç bölgesi etrafında oluşan yukarı yöndeki düşey hareket Farklı sıcaklıklara sahip hava kütleleri arasındaki sınır boyunca oluşan hava hareketi Yatay basınç farklılıkları nedeni ile dağlık alanlardaki nemli hava hareketi Yeryüzüne yakın konumda olan havanın ısınması ve çevrelediği havadan bağıl olarak daha düşük yoğunluğa sahip olması nedeni ile yükselmesi
Yukarıdaki sıralama esas alınırsa, düşey yöndeki rüzgar hızı ve yağış şiddeti 1'den 4'e doğru artar. Fakat buna karşılık yağış süresi ve etki alanı ise azalır. Rüzgarın bu şekilde hızlanmasının nedeni, dağların üst kısımlarındaki havanın düşey yönde sıkışmasıdır.  Yavaşlama ise alçak basınç bölgelerinin varlığı ile meydana gelir. Nemli hava dağ yamaçlarında eğime paralel olarak hareket eder ve rüzgar dağlara dik olarak estiğinde maksimum etkiyi gösterir.  Diğer taraftan, dağlardaki lokal morfolojik değişimler, karın depolanması ve rüzgar bileşenleri üzerinde çok önemli etkilere sahiptir.  Çığın oluşmasında anahtar bir kavram olarak yerini alan, kar depolanması, karın rüzgarın hızının arttığı bir bölgeden alınıp, azaldığı bir bölgede toplanması olayıdır.
Kar Taşınımı Karın, rüzgar nedeni ile ilk depolandığı konumunu bozarak yeniden taşınması, dağlık alanlardaki kar örtüsünün sahip olacağı yatay ve düşey dağılımda heterojenlik meydana getireceği gibi dolayısı ile de bazı özel koşullar altında çığ oluşumunun esas nedeni de olabilir. Açık havalarda bile, taşınan kar nedeni ile mevcut kar örtüsü üzerine gelen ek yük sonucu, çığ oluşumları meydana gelebilmektedir.  2 m veya daha yükseklikte taşınan kara  uçuşan kar , yüzeye çok yakın olarak taşınan kara (taşınımın %90'ı) ise  sürüklenen kar   adı verilmektedir.
Bir kar yağışı esnasında veya sonrasında karın taşınım mekanizması, karın alansal dağılımı ve birikimi üzerinde önemli rol oynar.  Birikme olayı üç şekilde olmaktadır: Sedimentasyon ( rüzgarsız bir ortamda kar yağışı ) Birikme ( yuvarlanma, sıçrama, türbülanslı hareket ile )  Bir cisim etrafında oluşan birikme
Kar taşınımına etki eden faktörler ise; Rüzgar hızı Kar tanelerinin ortalama büyüklüğü Erozyona uğrayan kar örtüsünün ve taşındığı yerdeki kar örtüsünün özellikleri  Sıcaklık
Uçuşan ve sürüklenen kar oluşumlarına sebep olan üç ana taşınım tipi vardır.  Bunlar;  Yuvarlanma  (kuru kar tanelerinin yüzeyde yaklaşık 1 mm yüksekliğindeki bir hava katmanı boyunca 0.1-0.5 m/sn hızla akmaya benzer hareketi),  Sıçrama  (10 cm — 1 m yüksekliğindeki bir hava katmanı boyunca kar tanelerinin rüzgar ile bir anda kaldırılıp kısa bir mesafe sonra bırakıldığı zaman oluşan hareket) ve Türbülanslı taşınım  (kar tanelerinin 100 m'ye kadar yükseltilip havada bir süre asılı halde taşınımı).
Karın rüzgar ile taşınım şekilleri
Taşınımdaki farklılıklar ve düzensizlikler sonucu çığ tehlikesini arttıran bazı oluşumlar meydana gelir.  Bunlar genel olarak;  Saçak,  Rüzgar plakaları  ve  Kar örtüsünde heterojenleşme dir.
Saçak  (Kar balkonu):  Dağlık alanlarda, yamaç eğim açılarının aniden değiştiği sırtların rüzgar altı kesimlerinde, türbülanslı kar taşınımına bağlı olarak saçaklar ve çığ oluşturabilecek depolanmalar meydana gelir. Rüzgarın geldiği yöndeki yamacın eğimi, saçağın veya kar birikiminin oluşmasında  kritik  bir rol oynar.  Genellikle bir sırt üzerinde oluşabildiği gibi, yamaç eğiminin aniden değiştiği herhangi bir yerde de oluşabilir.
Rüzgar plakaları:  Güçlü bir rüzgar (1 saat boyunca 60 km/saat veya saatlerce 25 km/saat boyunca esen) sonrasında oluşan kuru ve sert kar tabakası)
Kar  örtüsündeki heterojenlik.  Aynı  özelliklere  sahip  olmayan  kar kristallerinin oluşturduğu kar örtüsü.
Kış mevsimi boyunca birbirinden farklı bir çok yağış olayı ve diğer meteorolojik koşullar neticesinde, kar örtüsü çok tabakalı bir yapı kazanır.  Her bir yağıştan sonra, yeni bir kar tabakası, eski kar tabakasının üstünde yerini alır.  Bu dönem içinde, bütün kar örtüsü boyunca, ısı değişimi gelişimini yavaş bir şekilde tamamlamasına rağmen, alttaki tabakalar üzerlerinde gittikçe artan kar yükü nedeni değişmeye devam ederler.  Böylece, kristallerin birbirlerine sıkıca bağlanmasını engelleyen ve değişik şekiller kazanmasına neden olan bir süreçten geçen tabakalar zayıflamaya başlar. Sonuçta, birbirlerinden farklı fiziksel özelliklere sahip tabakalar oluşur.  Farklı kristal tipleri, tabakalara farklı özellikler kazandırır.
Kar örtüsünün yapısında değişikliğe sebep olabilecek diğer temel faktörler ise;  Rüzgar hızı ve yönü,  Yağış türü ve şiddeti,  Topografik faktörler (eğim açıları, yamaç yönelimleri, yamaçlardaki doğal veya yapay cisimler ve bitki örtüsü türleri)'dir.
Bu faktörlerin etkisi altında kar örtüsünde,  akma,  kayma,  kırılma ve  kopma gibi benzer kuvvetlerin etkisi ile oluşan deformasyonlar meydana gelir.  Kar tabakasının özelliği, çığ tahmini yapmaya çalışan uzmanların yamaçtaki kar örtüsünün stabilitesini ve kayma potansiyelini belirlemek için baktıkları ilk parametredir.
Kar tabakalarının, özelliklerini tanımlayan temel parametreler; Yapı ( kristal şekli, kalınlık, buz tabakalarının varlığı, vb. ) Yoğunluk ( genellikle 50 ile 600 kg/m3 arasında değişir ) Sıcaklık ( toprak ile kar örtüsü ve kar örtüsü ile hava arasındaki sıcaklık farklılıkları ) Nem ( sıvı su içeriği ), ve Mekanik özellikler ( kesme dayanımı, penetrasyon direnci, vb. ) dir.
Kar yağışı sırasında artan sıcaklıklar, üzerleri örtülerek gömülü hale geçen soğuk ve stabil tabakaların oluşması demektir.  Yağmur ise, kar örtüsü yüzeyine çok az miktarda ısı sağlamasına rağmen, kar örtüsü üzerine yaptığı ağırlık ve düşey yöndeki sızma hareketi ile oluşturacağı ikincil oluşumlar ( su içeriği artmış ve viskozitesi düşmüş tabakalar gibi ) aracılığı ile tabakaların mekanik özelliklerini etkilemektedir.
Kar tabakalarındaki deformasyon ve stabilite özelliklerinin karşılaştırılması
kuru ıslak Nem ıslak  kuru Nem Düşük 0  o C'ye yakın Sıcaklık 0  0 C'ye yakın  Düşük Sıcaklık Yuvarlak taze kar Tane Şekli taze kar  bozunmuş Tane Şekli Yüksek Düşük Yoğunluk  düşük  Yüksek Yoğunluk Az Faktörler  --- Az Faktörler Stabilite   Deformasyon
Çığ Oluşması
Çığ kısaca, kar tabakası veya tabakalarının iç ve dış kuvvetler etkisi ile yamaç eğim yönünde gösterdiği akma hareketi olarak ifade edilir. Kar tabakaları birbirlerinden farklı özellikler taşıdığından, çığ, bazen diğer bir tabaka üzerinde kayan bir tabaka veya tabakalar ile veya tüm tabakaların zemin üzerinde topluca kaymaları sonucunda oluşur.
Türkiye'de 1000-1200 m yükseklikteki dağlık alanların büyük bölümünde kışın düşen yağışın büyük bölümü kar şeklindedir.  Bu nedenle, bu gibi yüksek kotlara sahip dağlık alanlarda, o ortama özgü bir hava tipi (mikro klima) oluşur; kışın sıcaklıklar nadiren donma noktasının üstüne çıkar.  Kar örtüsündeki tabakalaşma Türkiye'de bölgesel iklim koşullarına göre değişmektedir.  Doğu Anadolu'da Mart ayı başlangıcında, İç Anadolu'sa Şubat ayı ortalarında ve ılıman olan kıyı bölgelerinde ise Ocak ayı içinde tamamlanmaktadır.  Kış mevsiminin şiddetine bağlı olarak bu sürelerde 2 haftaya varan kaymalar olabilir.
Dağlar, kalın kar örtüsüne sahip olduğu kadar çok fazla miktarda da rüzgar alan yerlerdir.  Dağlar büyük hava kütlelerinin hareketlerine engel teşkil etmelerinden dolayı, güçlü rüzgarların kendi üzerlerinde ve çevresinde oluşmasına neden olurlar.  Bu rüzgarlar, yüzeydeki karı alıp taşır, çevresinde döndürüp yamaçlara ve diğer topografik oluşumlar üzerine bırakır, depolar, saçaklar ve kar kümeleri oluştururlar.
Eğimli bir yamaç üzerinde bulunan bir kar örtüsü, yerçekiminin de yardımı ile sürekli  akma   hareketi yapar.  Bu akma hızı, karın yoğunluğunun derinlere doğru artması nedeni ile yüzeyden örtünün derinlerine doğru azalır.
Kayma ise, kar örtüsünde oluşan diğer bir deformasyon bileşenidir.  Yağmur veya ısınan havanın etkisi ile fazla miktarda kar erimesi sonucu kar örtüsündeki su miktarının artması nedeniyle zemin üzerinde pürüzlülüğü sağlayan ufak cisimler su altında kaldığından, kar tabakası ve zemin arasındaki sürtünme azalır ve kayma hızı artar.
Uzun süreli sıkışma etkisi altında kalan bir kar örtüsünde oluşan deformasyon, kar örtüsünün derinlere doğru yoğunluğunun ve sertliğinin artmasını sağlar.  Yerçekimi etkisi ise, karın ağırlığı altında taneler üzerine baskı yaparak örtü içinde oturmaya, yoğunlaşmaya ve dayanımını arttırmaya yardımcı olur.  Kar tabakaları kendi stabilitelerini kaybederken, bazı koşullar altında yeni bir fiziksel oluşuma zemin hazırlarlar ki bu olay çığ oluşumunun başlangıcıdır.
Bir çığ patikası üç ana kısımdan oluşur;  Başlangıç bölgesi Akma hattı   Yavaşlama-durma bölgesi
Ş ekil 2. Bir çı ğ  patikasının ana bölümleri
Başlangıç bölgesi;  Stabil kar örtüsünün harekete geçtiği bir hat veya nokta şeklindeki alandır.  Bu alan, farklı parametreler ile açıklanabilir; Yamaç eğimi Rüzgar yönü Yamaç yönelimi — bakı Orman örtüsü
Yamaç eğimi : Çığın oluşması için arazinin sahip olması gereken ilk faktör, çığın başlamasına ve hız kazanmasına sebep olan yamaç eğimidir.  Örneğin, 450-550 'lerin üstündeki açılarda dik kayalık alanlarda nadir olarak oluşan  uçan çığ   adı verilen çığlara rastlanılmaktadır.  110 0  nin altındaki bazı yamaçlarda ise, ıslak çığa benzeyen kar-buz-kaya karışımı akmalar (çığlar) oluşabilmektedir.  Yukarıda verilen bu çığ örnekleri ülkemizde mevcut değildir.
Rüzgar yönü : Yeterli bir eğimde, yamaçların rüzgarla taşınan karı depolamaları ve çığ oluşumuna neden olacak kar birikimlerini ve oluşumlarını ( saçak, rüzgaraltı yamaçlarda depolama, vb .) meydana getirmesi açısından önem taşır.
Yamaç yönelimi — bakı : Güney ve batı yönünden esen rüzgar, kuzey ve doğu'ya bakan yamaçlarda büyük miktarlarda kar birikimine neden olur.  Gölgeli yamaçlarda rüzgar taşınımı ile fazla miktarda biriken kar, çığ oluşma ihtimalini arttırır. Yamaçların çığ oluşuma etkisi mevsimsel olarak da değişir.  Örneğin, kuzeye bakan yamaçlar kış ortasında daha fazla çığ oluşmasına zemin hazırlarken, ilkbaharda kuvvetli güneşinde etkisiyle güney yamaçlarda ıslak çığların oluşma ihtimali artar.
Bakılara göre çığ oluşma ihtimali
Orman örtüsü : Eğimli bir yamaç üzerinde bulunan orman örtüsü, kar örtüsünün karakterini etkilemesinden dolayı büyük çığların oluşumuna engel olur.  Ormanlar, karın rüzgar etkisi ile taşınımına ve taşınımın sürekliliğine engel olurlar.  Açık yamaçlarda dağınık veya seyrek halde bulunan ağaçlar, çığlara karşı herhangi bir koruyucu görevini üstlenemezler.  Küçük çığlar, ağaçlara zarar vermeden ağaçların aralarından kolaylıkla akabilirler.  Çalılar ise, fazla derin olmayan kar örtüsünü tutarak çığları engelleyebilirler, ancak, aynı zamanda karın zemin ile temasına ve oturmasına engel oldukları için, kar derinliği arttıkça gevşek ve zayıf bir zemin teşkil ederler.
Zemin,  Yükseklik,  Kırılma hattının konumu   da etkili bileşenler olarak karşımıza çıkmaktadır.
B. Akış hattı  çığın  "parmak izidir".  Tonlarca kar, eğimli bir yamaç boyunca aşağıya doğru hızı bazen 300 km/saate ulaşabilen, geçtiği hat üzerinde büyük zararlar veren bir kütle şeklinde akar.
C. Yavaşlama-Durma bölgesi;  Akış hızının negatif yönde kazandığı, çığın getirdiği malzemenin depolandığı ve çığın durduğu yerdir. Durma bölgeleri için tipik eğim açısı 150 o  veya daha düşük eğim açıları olarak saptanmıştır.
Çığ Türleri Tabaka Çığları:  Kolaylıkla kırılabilir. Genellikle yoğunluğu 200 kg/m3'ten fazla, sıcaklığı 0 0C'den düşük ancak, 0 0C'ye yakındır. Akış hattı boyunca, akma sırasında sert kar tabakaları kendi boyutuna oranla ufak parçalara bölünür ve benzer şekilde yavaşlama-durma bölgesinde sıkışmış olarak depolanırlar. Bu tip çığa  "kuru tabaka çığı"  adı verilir.
Ayrıca; Yağmur nedeni ile gelen ek yük, su içeriğine bağlı olarak gömülü bir tabakadaki dayanımın değişimi veya,  Kısmen veya tamamı ile suyu geçirmeyen bir kayma yüzeyi üstünde (buz tabakası veya zemin) oluşan su içeriği yüksek zayıf bir tabakanın varlığı neticesinde oluşan çığa ise "ıslak tabaka çığı"  adı verilir
Islak Kar Çığları:  Karın akış hareketi yüksek su içeriği nedeni ile bir sıvı akışına veya çamur akışına benzer.
Kuru Kar Çığları ve Toz Çığlar:  Eğer ortamda nem oranı çok düşük kuru bir kar kütlesi mevcut ise, bu durumda iki farklı hareket mekanizmasına sahip iki tür çığ oluşur. Akma sırasında "çekirdek" ismini verdiğimiz ve zeminde yüksek yoğunluğa sahip kar ve hava karışımı bir kütle var ise, bu tip çığa  "kuru kar çığı —akan veya karışık çığ-"  bu çekirdeğin olmaması halinde  ise,"toz çığ—uçan  çığ-" adı verilir. Her iki çığ türünde de büyük bir kar bulutu vardır. Çığın tahrip gücü, hava basıncı ile 0.1 ton/m2, taşınan malzemeler ve hız nedeniyle 1­100 ton/m2 gibi muazzam boyutlara ulaşır
Çığ Önleme ve Azaltma Teknikleri   Haritalama Çığ Tahmini
Haritalama "Çığ haritaları"  çığ alanlarını gösteren topografik bazlı haritalardır. Bu haritalarda olmuş ve muhtemel çığ alanları, akma hatları ve çığ önlem yapıları işaretlidir. Çığın meydana geldiği veya gelebileceği tespit edilen bu alanlar, hava fotoğrafı ve uydu görüntüleri yorumları ile arazi gözlemlerinin yerel halktan edinilen bilgiler ışığında hazırlanan "Çığ Anket Formları" ile beraber değerlendirilmeleri sonucu belirlenebilmektedirler (Şekil 4). "Afet haritalarl"  olarak da adlandırabileceğimiz çığ haritalarının hazırlanmasından sonra büyük ölçekte (1/5000 veya daha büyük)  "Çığ Risk Haritalar!  yapılmaktadır. Çığ risk haritalarındaki sınırlara karar verilirken, çığın tekrarlama periyodu, çarpma gücü, çığ patikalarının genişleme ihtimali, yeni çığ patikalarının oluşma olasılığı, çalışmanın yapıldığı yerleşim yerinde yaşayan insanlar ile yapılan görüşmeler esas alınmaktadır.
Çığ Tahmini Bugünkü teknolojik ilerlemeye rağmen, bir çığın kesin oluşum zamanını belirlemek henüz imkansızdır. Ancak, bu amaçla geliştirilen yöntemler doğrultusunda yapılan çalışmalarla, çığ olabilecek lokasyonu ve çığ oluşma anının yakın olup olmadığını belirleyebilmek mümkündür.
Bir çığ haritasına baz teşkil eden temel veri katmanları ve nihai çığ haritası
Çığ tahmini, pratikte çok farklı ölçeklerde çalışıldığında geniş bir hassasiyet yelpazesi ortaya çıkar. Bu hassasiyet, çalışılan yerin mikro ölçekte bir yamaç için stabilite tesbiti yapılmasından sinoptik olarak bir dağ kuşağı için yapılan tahmin çalışmalarına kadar değişiklik gösterir.  Ölçek mikro ölçekten sinoptiğe doğru yaklaştıkça hassasiyet düşer. Çığ riskinin yüksek olduğu yerlerde, çığ patikalarının bulunduğu yamaçların özelliklerini verecek şekilde yakın bir noktada konumlandırılan kar ve çığ rasat istasyonlarında çok çeşitli ölçümler yapılır.  Bu ölçümlerden bazıları;  gerçek zamanlı meteorolojik ölçümler ile periyodik olarak 1 veya 2 haftada (gerektiğinde daha sık da olabilir) bir yapılan ve kar örtüsünün özelliklerinin tanımlandığı kar profili alma işlemidir.  Eğer gerek duyulursa, bu profil alım işlemi istasyon dışında; çığın tahmini başlangıç noktası veya yakın civarında da yapılabilmektedir. Profil alma işlemi dışındaki tüm bu rasatlar, manuel olarak veya 24 saat boyunca ölçüm yapabilen, ölçüm sonuçlarını manyetik ortamlara kaydedebilen otomatik istasyonlar kullanılarak yapılabilmektedir.
Toplanan tüm veriler, istatistiksel veya sayısal bazlı modellerde kullanılmak ve tutarlı tahminler yapabilmek için bilgisayar ortamında depolanıp, analiz edilip, uzmanların yorumlamalarına hazır hale getirilmektedir.  Örneğin, mikro ölçekteki (bir veya birkaç yamacı içeren bir alanda) tahmin çalışmaları sonucunda;
Çığ riski taşıyan yamaç veya yamaçların tespit edilmesi Farklı risk seviyelerinde tanımlanan kar örtüsünün duraylılık değerlerinin bulunması çığı önleme ve/veya insanların uyarılması için gereken kararların verilmesi sağlanır
Yukarıda kısaca bahsedilen kar örtüsünün stabilitesinin belirlenmesi işlemi bazı yöntemler kullanılarak yapılabilir. Bilindiği gibi, kar örtüsü içinde  %aytf tabaka   olarak isimlendirilen ve kar örtüsünün stabilitesini bozabilecek tabakalar vardır.  Arazide uygulanan tahmin yöntemlerinin bir çoğu, bu tabakaların varlığını ve özelliklerini tespit etmede  (risk değerlendirmesi)  kullanılmaktadırlar.
Meteorolojik koşullardaki değişiklikler, bir çığın nerede ve ne zaman oluşacağı konusunda bazı ip uçları verebilir. Bu nedenle bir çığ uzmanı için, hava olaylarını devamlı olarak gözlemek ve atmosferik koşulların kar ve kar örtüsü üzerindeki etkilerini tanımak büyük önem taşır.
Tahrip gücü en fazla olan çığ haraketleri genelde yoğun ve sürekli kar yağışlarından kaynaklanmakla beraber, diğer meteorolojik faktörleride göz ardı etmek mümkün değildir. Örneğin dağlık alanlardaki yoğun kar yağışı ve bunun seyrini anlamak için hava haraketlerini yönlendiren barometrik basınçta görülen değişimleri izlemek gerekir.  En tehlikeli çığlar; 1000­500 mb. arasındaki basınç kuşağında yer alırlar.  Bu nedenle özellikle 700 mb basınç seviyesindeki balon ölçmeleri çığ oluşum koşulları bakımından önem kazanmaktadır.
Çığın başlangıç bölgeleri, genellikle çok yüksek ve sarp yamaçlar olması nedeniyle, çığların başlangıç yerlerindeki karın yapısını incelemek mümkün olmadığından, çığ tahmini daha çok dağdaki hava şartlarının ne kadar doğru bir şekilde tahmin edilebilirliğine bağlıdır.  Çığların tahmininde kullanılan sayısal ve aletsel metotlar, gelişmiş bilgisayarlar ile sarp yamaçlar dahil geniş bir alana hassas ölçüm aletleri konulması gibi pahalı teknolojilere ihtiyaç göstermeleri nedeniyle Türkiye de çığ oluşumunun analiz ve tahmininde sinoptik ve istatistiksel metodların kullanılması daha uygundur.
Değişik meteorolojik parametrelerin bileşiminin ortaya koyduğu farklı tiplerdeki çığların öngörüsünde, belli başlı 4 değişik metod kullanılmaktadır: a- Sinoptik metod,  b- İstatistiksel metotlar,  c- Sayısal metotlar,  d- Aletsel metotlar.
Özellikle istatistiksel olarak tespit edilen özelliklerin bilinmesi durumunda çığların oluşumunun önceden belirlenebilmesi de bir ölçüde mümkün olacaktır.  Yapılan istatistiksel analizler sonucu çığ günü ve çığdan 4 gün öncesine ait günlerde gözlenen meteorolojik değişkenlerden günlük ortalama sıcaklık ve günlük toplam yağışların tek başına sıcaklık ve yağışları temsil edebildiği görülmüştür.
Rüzgarların ise bir gün içindeki herhangi bir gözlem ile temsil edilmesi mümkün değildir.  Bu nedenle çığ raporlarında ve çığ veri tabanlarında rüzgarın mümkün olduğu kadar değişik zamanlar için gözlenen değerleri bulundurulmalıdır.  Hatta mümkünse bu bölgeye bir çok rüzgar istasyonu kurulması gerektiği ortaya çıkmıştır. Ayrıca rüzgar yönüne çığların oluştuğu yamaçların bakısı çığ raporlarında not edilip çığ veri tabanlarına konulması gereklidir.
Bir yerde aktüel çığ tehlike potansiyelinin, yani çığın tahmin edilebilirliğini belirleyebilmek için bazı şartların oluşması gerekmektedir. Bu şartlar ise; Hava durumu ve bulutlanma Rüzgar yönü ve hızı Hava ve kar sıcaklığı Güneşlenme süresi Hava basıncı Hava nemi Toplam ışıma Yeni ve toplam kar yüksekliği Farklı seviyelerdeki kar sıcaklığı Kar karakteristiği, kar yüzeyi özellikleri ve kar tabakasındaki oturma derinliği Bir önceki günden bugüne kadar meydana gelen çığ olayları, ve ayrıca
Çığ  stabilitesi  yönünden manuel ölçmelerde; Kar kitlesinin toplam kalınlığı 24 saatlik yeni kar ve su eşdeğeri Fırtınadan kaynaklanan toplam kar ve su eşdeğeri Fırtına sırasındaki kısa aralarda oluşan kar ve su eşdeğeri,değerlerinin belirlenmesi sağlanmalıdır
Aşağıdaki çözülmeler sonucu ise ıslak çığlar oluşur; Çığ bölgesi olarak tanımlanan alanlarda, a-  Şiddetli bir tipiden sonra sıcaklığın hızla artma gösterdiği ılık bir hava b- Donma sıcaklığı ( 0° derece) üzerinde 36 saatten daha uzun devam eden ılık devreler c-  Yeni kar derinliğinin bir yağışta 25 cm 'yi aşması  d- Rüzgarin tipi şeklinde 24 saat ile 48 saat arasında bir süre 7 m/sn' den daha büyük bir hızla devam etmesi e-  Kar örtüsü üzerine yağmur yağması, ilkbahar mevsiminde derin kar çözülme ve erimelerine sebep olur
Buna göre, çığ oluşumunda en büyük etkenin birincisi sıcaklık ve ikincisi ise yağıştır.  Bunları rüzgar şiddeti ve bulutluluk takip etmektedir.
Çığ riskinin yüksek olduğu yerlerde, çığ patikalarının bulunduğu yamaçların özelliklerini verecek şekilde yakın bir noktada konumlandırılan kar ve çığ rasat istasyonlarında çok çeşitli ölçümler yapılır.  Bu ölçümlerden bazıları; gerçek zamanlı meteorolojik ölçümler ile periyodik olarak 1 veya 2 haftada ( gerektiğinde daha sık da olabilir ) bir yapılan ve kar örtüsünün özelliklerinin tanımlandığı kar profili alma işlemidir.  Eğer gerek duyulursa, bu profil alım işlemi istasyon dışında; çığın tahmini başlangıç noktası veya yakın civarında da yapılabilmektedir.  Profil alma işlemi dışındaki tüm bu rasatlar, manuel veya otomatik istasyonlar kullanılarak yapılabilmektedir.
Sonuç olarak ; Ülkemizde hemen her yıl dağlık arazi yapısından kaynaklanan çığ olayları meydana gelmekte, can ve mal kayıplarının yanısıra, yolların kapanmasına, enerji ve iletişim hatlarının ve doğal ekosistemlerin zarar görmesine yol açmaktadır.  Bu nedenle çığ tehlikesi bulunan havzaların geliştirme projelerinde çığ önleme çalışmaları da yer almalıdır.  Bu çalışmaların başarılı olabilmesi için havzanın öncelikle çığ potansiyeli açısından yeterince etüd edilmesi gerekmektedir.  Bu etüdler kar, arazi, iklim ve meteorolojik özellikleri üzerinde yoğunlaştırılmalı, yersel gözlemler özellikle arazi etüdleri sırasında hava fotoğraflarıyla desteklenmelidir.
Son yıllarda Türkiye'de çığ olaylarında görülen artış, bir doğal afet olan çığ sorunlarının çözümü için ülke genelinde çığ tehlike haritalarının yapılması ve çığ tehlike zonlarının belirlenmesini, gerekli hallerde çığ kontrol yapılarının kullanılmasını, ancak her şeyden önce özellikle çığın zararlı etkilerinin azaltılması ve can kaybının önlenmesi için, otomatik meteoroloji istasyonları ile desteklenen bir Çığ Erken Uyarı Sisteminin (ÇEUS) oluşturulması gerekmektedir.

More Related Content

Meteoroloji Son Hafta

  • 1. ÇIÄž OLUÅžUMU VE ²Ñ·¡°Õ·¡°¿¸é°¿³¢°¿´³Ä°
  • 2. Türkiyede Çığ Problemi "Çığ" insanları ve yapıları tehdit eden ve yıkıcı etkileri olan olan meteorolojik karekterli bir doÄŸal afettir. Türkiye'nin önemli ölçüde nüfus yoÄŸunluÄŸuna sahip daÄŸlık alanlarında, özellikle topoÄŸrafya ve meteorolojik koÅŸulların uygun olduÄŸu DoÄŸu Anadolu Bölgesi ve Karadeniz Bölgesi'nde hemen hemen her yıl çığ olayları meydana gelmektedir. Ortalama yüksekliÄŸi 1000 m'yi geçen ve çığ oluÅŸumuna uygun daÄŸlık alanlar bu bölgeler içinde çok geniÅŸ alanlara yayılmaktadır. DaÄŸlık alanların, Türkiye yüzölçümünün yaklaşık 1/3'ünü oluÅŸturduÄŸu dikkate alınırsa, çığ olayının meydana geldiÄŸi alanların yayılımının ne kadar büyük olduÄŸu anlaşılmaktadır. Bu bölgelerde meydana gelen çığlar, yerleÅŸim yerleri, yolları, turistik tesisler, ve diÄŸer altyapı için ciddi bir tehdit oluÅŸturmaktadır. Y üksek rakımlarda yerleÅŸmiÅŸ bulunan kış turizm merkezleri ile DoÄŸu ve GüneydoÄŸu bölgelerinin orman örtüsünden yoksun olan, özellikle Hakkari, Tunceli, Bingöl, Siirt ve Bitlis illerini kapsayan bölgesi, çığ afetlerine en duyarlı alanları içermektedir. Ãœlkemizde Aralık, Ocak, Åžubat ve Mart ayları çığ afetlerinin en çok meydana geldiÄŸi aylardır. 1958 yılından beri Türkiye'de AFET kayıtlarına geçmiÅŸ 448 adet çığ olayı meydana gelmiÅŸtir. Åžu ana kadar meydana gelen en ölümcül çığ olayı 1991-1992 kış mevsiminde 328 kiÅŸinin hayatını kaybettiÄŸi olaydır.
  • 3. DiÄŸer afetlerde olduÄŸu gibi, çığ afetlerinde de afet öncesi süreçte önleyici tedbirler olarak, ilgili kuruluÅŸların etkin bir ÅŸekilde koordinasyonu ile yapılacak entegre çalışmalar, afet riskinin azaltılmasında atılacak ilk adımları oluÅŸturmaktadır. Önleyici tedbirler arasında yer alan çığ tahmini ve çığ erken uyarı sistemlerinin sürdürülebilir bir biçimde hayata geçirilebilmesi ülkemiz koÅŸulları açısından oldukça önemlidir.
  • 4. DaÄŸlık Bölgelerdeki Meteorolojik Olaylara Genel Bir Bakış Meteorolojik faktörler, uygun topoÄŸrafik ve arazi koÅŸullarında çığ oluÅŸumuna zemin hazırlar. Genel olarak, yağış (kar, yaÄŸmur, yağış ÅŸiddeti), rüzgar (hız, yön, yüksek irtifa rüzgarları, yerel rüzgar durumu), sıcaklık (mevcut ve önceki sıcaklık koÅŸulları), görüş mesafesi ve bulutluluk (kar yüzeyinin hızlı soÄŸuması açaısından) çığ oluÅŸuma etki eden önemli meteorolojik faktörlerdir. Bu meteorolojik faktörler ÅŸiddetli tipi sonrası 36 saatten uzun süren ılık bir havanın esmesi, kar örtüsü üzerine yaÄŸmurun yaÄŸması, bir defada 25 cm'den fazla yeni kar tabakasının oluÅŸması, ılık bir günün ardından ani sıcaklık düşüşünün meydana gelmesi, ve rüzgarın 24 saatten uzun bir süre 7 m/s'den daha hızlı esmesi durumlarında çığ oluÅŸumuna daha elveriÅŸli ortamı oluÅŸtururlar. DiÄŸer taraftan, uzun süreli kar yağışlarından sonraki ilk güneÅŸli gün, eÄŸer kar yüzeyi donmuÅŸ ise, açık ve bulutsuz bir geceden sonraki ilk gün çığ oluÅŸumuna oldukça elveriÅŸlidir. Ayrıca, meteorolojik koÅŸullar topoÄŸrafik ÅŸartların uygun olduÄŸu yerlerde; bunlar genellikle 35 dereceden daha dik eÄŸimli yamaçlar, genellikle kuzeye bakan yamaçlar, orman örtüsü olmayan ve rüzgar altı olan yamaçlar, yamaç üzerindeki doÄŸal oturmalar, çığ riskinin artmasında etkili olan diÄŸer faktörlerdir.
  • 5. Katastrofik çığların çoÄŸu, geniÅŸ ölçekli (sinoptik) hava sistemlerinin getirdiÄŸi kar yağışı sonucu ortaya çıkan direk yükleme nedeni ile oluÅŸurlar. Çığın ne zaman, nasıl ve niçin olabileceÄŸini anlayabilmek için ilk olarak, yamaçlarda bulunan karın depolanmasını ve dağılımını belirleyen faktörleri incelemek gerekir. Bu faktörler;
  • 6. Temel daÄŸlık alan meteorolojisi Meteorolojik parametrelerin kar üzerine etkisi, ve Hava durumu ile topografyanın iliÅŸkisini açıklayacak uzun süreli gözlemlere dayalı çalışmalardır.
  • 7. Genel olarak, yüksek alanlarda geliÅŸen meteorolojik olaylar tanımlanmaya çalışıldığında, çığın oluÅŸum karakterini kontrol eden 2 tip temel hava akımının etkili olduÄŸu ortaya çıkmıştır. Bunlar; Denizel ve karasal hava akımları olmak üzere ikiye ayrılırlar. Bu akımlar ayrı ayrı etkili oldukları gibi bazen birbirlerine geçiÅŸli olarak ta etkili olurlar.
  • 8. Bu hava akımları ile karekterize edilen iklim tipleri; Denizel kar iklimi genellikle çok sert soÄŸukların olmaması, ancak bol miktarda kar yağışının meydana gelmesi ile tanımlanabilir. Bu akımlarla oluÅŸan kar örtüsü kalınlığı fazladır.Denizel iklimin etkileri doÄŸrudan ülkemizde görülmemesine raÄŸmen, kuzey ve kuzeydoÄŸu Anadolu'da karasal iklime geçiÅŸ gösteren bir iklim olarak kendini göstermektedir. Karasal kar iklimi ise, düşük sıcaklıklar ve kar yağışı ile kendini gösterir. Konum itibari ile deniz kıyılarından uzak alanlarda etkili olur. Kar derinlikleri nisbeten az olup, kar örtüsünde yapısal zayıflıkların tipiktir. Açık havalarda bile geniÅŸ alanlarda kar taşınımının uygun olması nedeni ile eski kar tabakaları üzerinde önemli ölçüde ek kar depolaması meydana gelebilir ve bu olay, zayıf tabakaların yenilmesi ile çığlara dönüşür. Kar örtüsü içinde ince tabakaların yaygın olarak bulunması, düşük sıcaklıkların ve yüksek sıcaklık gradyanının bulunması, yaÅŸlı kar tabakalarının zayıflamasına neden olan ana faktörlerdir. Özellikle Anadolu'nun iç ve doÄŸu kesimleri bu iklim türü ile karakterize edilebilir. Kısaca; Türkiye, hem denizel hem de karasal iklim koÅŸullarının bazı tipik özelliklerine ve bunlara baÄŸlı olarak oluÅŸan çığlara sahiptir.
  • 9. Rüzgar ve BileÅŸenleri Çığ tehlikesinin her zaman meydana gelebileceÄŸi daÄŸlık alanlarda rüzgar hızı ve yönü açısından en önemli parametre, rüzgar hızının yatay bileÅŸenidir. Yatay bileÅŸen, yüksekliÄŸe baÄŸlı olarak deÄŸiÅŸir. Çünkü daÄŸlar, üzerlerinde esen rüzgar için engel teÅŸkil eden çok büyük cisimlerdir. Özellikle çığların baÅŸlama bölgelerinin bulunduÄŸu yüksek kesimlerde sürtünme kuvvetleri, rüzgar hızı ve yönünü kontrol edecek kadar önemlidir. Düşey bileÅŸen ise, kar yağış türü ve miktarını belirleyen en önemli faktördür. Düşey bileÅŸen yağışın miktar ve ÅŸiddetti hakkında bilgi verir. Yağış ÅŸiddeti, düşey bileÅŸen ile yaklaşık olarak doÄŸru orantılıdır. Dolayısıyla düşey yöndeki rüzgar hızı, çığ tahmininde önemli bir veri kaynağı olan kar yağışının tahmininde kullanılmaktadır.
  • 10. Kar yağışının meydana gelmesi hava hareketleri ile yakından ilgilidir. Genellikle havanın yükselip alçalmasında dört farklı mekanizma rol oynar; Alçak basınç bölgesi etrafında oluÅŸan yukarı yöndeki düşey hareket Farklı sıcaklıklara sahip hava kütleleri arasındaki sınır boyunca oluÅŸan hava hareketi Yatay basınç farklılıkları nedeni ile daÄŸlık alanlardaki nemli hava hareketi Yeryüzüne yakın konumda olan havanın ısınması ve çevrelediÄŸi havadan bağıl olarak daha düşük yoÄŸunluÄŸa sahip olması nedeni ile yükselmesi
  • 11. Yukarıdaki sıralama esas alınırsa, düşey yöndeki rüzgar hızı ve yağış ÅŸiddeti 1'den 4'e doÄŸru artar. Fakat buna karşılık yağış süresi ve etki alanı ise azalır. Rüzgarın bu ÅŸekilde hızlanmasının nedeni, daÄŸların üst kısımlarındaki havanın düşey yönde sıkışmasıdır. YavaÅŸlama ise alçak basınç bölgelerinin varlığı ile meydana gelir. Nemli hava daÄŸ yamaçlarında eÄŸime paralel olarak hareket eder ve rüzgar daÄŸlara dik olarak estiÄŸinde maksimum etkiyi gösterir. DiÄŸer taraftan, daÄŸlardaki lokal morfolojik deÄŸiÅŸimler, karın depolanması ve rüzgar bileÅŸenleri üzerinde çok önemli etkilere sahiptir. Çığın oluÅŸmasında anahtar bir kavram olarak yerini alan, kar depolanması, karın rüzgarın hızının arttığı bir bölgeden alınıp, azaldığı bir bölgede toplanması olayıdır.
  • 12. Kar Taşınımı Karın, rüzgar nedeni ile ilk depolandığı konumunu bozarak yeniden taşınması, daÄŸlık alanlardaki kar örtüsünün sahip olacağı yatay ve düşey dağılımda heterojenlik meydana getireceÄŸi gibi dolayısı ile de bazı özel koÅŸullar altında çığ oluÅŸumunun esas nedeni de olabilir. Açık havalarda bile, taşınan kar nedeni ile mevcut kar örtüsü üzerine gelen ek yük sonucu, çığ oluÅŸumları meydana gelebilmektedir. 2 m veya daha yükseklikte taşınan kara uçuÅŸan kar , yüzeye çok yakın olarak taşınan kara (taşınımın %90'ı) ise sürüklenen kar adı verilmektedir.
  • 13. Bir kar yağışı esnasında veya sonrasında karın taşınım mekanizması, karın alansal dağılımı ve birikimi üzerinde önemli rol oynar. Birikme olayı üç ÅŸekilde olmaktadır: Sedimentasyon ( rüzgarsız bir ortamda kar yağışı ) Birikme ( yuvarlanma, sıçrama, türbülanslı hareket ile ) Bir cisim etrafında oluÅŸan birikme
  • 14. Kar taşınımına etki eden faktörler ise; Rüzgar hızı Kar tanelerinin ortalama büyüklüğü Erozyona uÄŸrayan kar örtüsünün ve taşındığı yerdeki kar örtüsünün özellikleri Sıcaklık
  • 15. UçuÅŸan ve sürüklenen kar oluÅŸumlarına sebep olan üç ana taşınım tipi vardır. Bunlar; Yuvarlanma (kuru kar tanelerinin yüzeyde yaklaşık 1 mm yüksekliÄŸindeki bir hava katmanı boyunca 0.1-0.5 m/sn hızla akmaya benzer hareketi), Sıçrama (10 cm — 1 m yüksekliÄŸindeki bir hava katmanı boyunca kar tanelerinin rüzgar ile bir anda kaldırılıp kısa bir mesafe sonra bırakıldığı zaman oluÅŸan hareket) ve Türbülanslı taşınım (kar tanelerinin 100 m'ye kadar yükseltilip havada bir süre asılı halde taşınımı).
  • 16. Karın rüzgar ile taşınım ÅŸekilleri
  • 17. Taşınımdaki farklılıklar ve düzensizlikler sonucu çığ tehlikesini arttıran bazı oluÅŸumlar meydana gelir. Bunlar genel olarak; Saçak, Rüzgar plakaları ve Kar örtüsünde heterojenleÅŸme dir.
  • 18. Saçak (Kar balkonu): DaÄŸlık alanlarda, yamaç eÄŸim açılarının aniden deÄŸiÅŸtiÄŸi sırtların rüzgar altı kesimlerinde, türbülanslı kar taşınımına baÄŸlı olarak saçaklar ve çığ oluÅŸturabilecek depolanmalar meydana gelir. Rüzgarın geldiÄŸi yöndeki yamacın eÄŸimi, saçağın veya kar birikiminin oluÅŸmasında kritik bir rol oynar. Genellikle bir sırt üzerinde oluÅŸabildiÄŸi gibi, yamaç eÄŸiminin aniden deÄŸiÅŸtiÄŸi herhangi bir yerde de oluÅŸabilir.
  • 19. Rüzgar plakaları: Güçlü bir rüzgar (1 saat boyunca 60 km/saat veya saatlerce 25 km/saat boyunca esen) sonrasında oluÅŸan kuru ve sert kar tabakası)
  • 20. Kar örtüsündeki heterojenlik. Aynı özelliklere sahip olmayan kar kristallerinin oluÅŸturduÄŸu kar örtüsü.
  • 21. Kış mevsimi boyunca birbirinden farklı bir çok yağış olayı ve diÄŸer meteorolojik koÅŸullar neticesinde, kar örtüsü çok tabakalı bir yapı kazanır. Her bir yağıştan sonra, yeni bir kar tabakası, eski kar tabakasının üstünde yerini alır. Bu dönem içinde, bütün kar örtüsü boyunca, ısı deÄŸiÅŸimi geliÅŸimini yavaÅŸ bir ÅŸekilde tamamlamasına raÄŸmen, alttaki tabakalar üzerlerinde gittikçe artan kar yükü nedeni deÄŸiÅŸmeye devam ederler. Böylece, kristallerin birbirlerine sıkıca baÄŸlanmasını engelleyen ve deÄŸiÅŸik ÅŸekiller kazanmasına neden olan bir süreçten geçen tabakalar zayıflamaya baÅŸlar. Sonuçta, birbirlerinden farklı fiziksel özelliklere sahip tabakalar oluÅŸur. Farklı kristal tipleri, tabakalara farklı özellikler kazandırır.
  • 22. Kar örtüsünün yapısında deÄŸiÅŸikliÄŸe sebep olabilecek diÄŸer temel faktörler ise; Rüzgar hızı ve yönü, Yağış türü ve ÅŸiddeti, Topografik faktörler (eÄŸim açıları, yamaç yönelimleri, yamaçlardaki doÄŸal veya yapay cisimler ve bitki örtüsü türleri)'dir.
  • 23. Bu faktörlerin etkisi altında kar örtüsünde, akma, kayma, kırılma ve kopma gibi benzer kuvvetlerin etkisi ile oluÅŸan deformasyonlar meydana gelir. Kar tabakasının özelliÄŸi, çığ tahmini yapmaya çalışan uzmanların yamaçtaki kar örtüsünün stabilitesini ve kayma potansiyelini belirlemek için baktıkları ilk parametredir.
  • 24. Kar tabakalarının, özelliklerini tanımlayan temel parametreler; Yapı ( kristal ÅŸekli, kalınlık, buz tabakalarının varlığı, vb. ) YoÄŸunluk ( genellikle 50 ile 600 kg/m3 arasında deÄŸiÅŸir ) Sıcaklık ( toprak ile kar örtüsü ve kar örtüsü ile hava arasındaki sıcaklık farklılıkları ) Nem ( sıvı su içeriÄŸi ), ve Mekanik özellikler ( kesme dayanımı, penetrasyon direnci, vb. ) dir.
  • 25. Kar yağışı sırasında artan sıcaklıklar, üzerleri örtülerek gömülü hale geçen soÄŸuk ve stabil tabakaların oluÅŸması demektir. YaÄŸmur ise, kar örtüsü yüzeyine çok az miktarda ısı saÄŸlamasına raÄŸmen, kar örtüsü üzerine yaptığı ağırlık ve düşey yöndeki sızma hareketi ile oluÅŸturacağı ikincil oluÅŸumlar ( su içeriÄŸi artmış ve viskozitesi düşmüş tabakalar gibi ) aracılığı ile tabakaların mekanik özelliklerini etkilemektedir.
  • 26. Kar tabakalarındaki deformasyon ve stabilite özelliklerinin karşılaÅŸtırılması
  • 27. kuru ıslak Nem ıslak kuru Nem Düşük 0 o C'ye yakın Sıcaklık 0 0 C'ye yakın Düşük Sıcaklık Yuvarlak taze kar Tane Åžekli taze kar bozunmuÅŸ Tane Åžekli Yüksek Düşük YoÄŸunluk düşük Yüksek YoÄŸunluk Az Faktörler --- Az Faktörler Stabilite Deformasyon
  • 29. Çığ kısaca, kar tabakası veya tabakalarının iç ve dış kuvvetler etkisi ile yamaç eÄŸim yönünde gösterdiÄŸi akma hareketi olarak ifade edilir. Kar tabakaları birbirlerinden farklı özellikler taşıdığından, çığ, bazen diÄŸer bir tabaka üzerinde kayan bir tabaka veya tabakalar ile veya tüm tabakaların zemin üzerinde topluca kaymaları sonucunda oluÅŸur.
  • 30. Türkiye'de 1000-1200 m yükseklikteki daÄŸlık alanların büyük bölümünde kışın düşen yağışın büyük bölümü kar ÅŸeklindedir. Bu nedenle, bu gibi yüksek kotlara sahip daÄŸlık alanlarda, o ortama özgü bir hava tipi (mikro klima) oluÅŸur; kışın sıcaklıklar nadiren donma noktasının üstüne çıkar. Kar örtüsündeki tabakalaÅŸma Türkiye'de bölgesel iklim koÅŸullarına göre deÄŸiÅŸmektedir. DoÄŸu Anadolu'da Mart ayı baÅŸlangıcında, İç Anadolu'sa Åžubat ayı ortalarında ve ılıman olan kıyı bölgelerinde ise Ocak ayı içinde tamamlanmaktadır. Kış mevsiminin ÅŸiddetine baÄŸlı olarak bu sürelerde 2 haftaya varan kaymalar olabilir.
  • 31. DaÄŸlar, kalın kar örtüsüne sahip olduÄŸu kadar çok fazla miktarda da rüzgar alan yerlerdir. DaÄŸlar büyük hava kütlelerinin hareketlerine engel teÅŸkil etmelerinden dolayı, güçlü rüzgarların kendi üzerlerinde ve çevresinde oluÅŸmasına neden olurlar. Bu rüzgarlar, yüzeydeki karı alıp taşır, çevresinde döndürüp yamaçlara ve diÄŸer topografik oluÅŸumlar üzerine bırakır, depolar, saçaklar ve kar kümeleri oluÅŸtururlar.
  • 32. EÄŸimli bir yamaç üzerinde bulunan bir kar örtüsü, yerçekiminin de yardımı ile sürekli akma hareketi yapar. Bu akma hızı, karın yoÄŸunluÄŸunun derinlere doÄŸru artması nedeni ile yüzeyden örtünün derinlerine doÄŸru azalır.
  • 33. Kayma ise, kar örtüsünde oluÅŸan diÄŸer bir deformasyon bileÅŸenidir. YaÄŸmur veya ısınan havanın etkisi ile fazla miktarda kar erimesi sonucu kar örtüsündeki su miktarının artması nedeniyle zemin üzerinde pürüzlülüğü saÄŸlayan ufak cisimler su altında kaldığından, kar tabakası ve zemin arasındaki sürtünme azalır ve kayma hızı artar.
  • 34. Uzun süreli sıkışma etkisi altında kalan bir kar örtüsünde oluÅŸan deformasyon, kar örtüsünün derinlere doÄŸru yoÄŸunluÄŸunun ve sertliÄŸinin artmasını saÄŸlar. Yerçekimi etkisi ise, karın ağırlığı altında taneler üzerine baskı yaparak örtü içinde oturmaya, yoÄŸunlaÅŸmaya ve dayanımını arttırmaya yardımcı olur. Kar tabakaları kendi stabilitelerini kaybederken, bazı koÅŸullar altında yeni bir fiziksel oluÅŸuma zemin hazırlarlar ki bu olay çığ oluÅŸumunun baÅŸlangıcıdır.
  • 35. Bir çığ patikası üç ana kısımdan oluÅŸur; BaÅŸlangıç bölgesi Akma hattı YavaÅŸlama-durma bölgesi
  • 36. Åž ekil 2. Bir çı ÄŸ patikasının ana bölümleri
  • 37. BaÅŸlangıç bölgesi; Stabil kar örtüsünün harekete geçtiÄŸi bir hat veya nokta ÅŸeklindeki alandır. Bu alan, farklı parametreler ile açıklanabilir; Yamaç eÄŸimi Rüzgar yönü Yamaç yönelimi — bakı Orman örtüsü
  • 38. Yamaç eÄŸimi : Çığın oluÅŸması için arazinin sahip olması gereken ilk faktör, çığın baÅŸlamasına ve hız kazanmasına sebep olan yamaç eÄŸimidir. ÖrneÄŸin, 450-550 'lerin üstündeki açılarda dik kayalık alanlarda nadir olarak oluÅŸan uçan çığ adı verilen çığlara rastlanılmaktadır. 110 0 nin altındaki bazı yamaçlarda ise, ıslak çığa benzeyen kar-buz-kaya karışımı akmalar (çığlar) oluÅŸabilmektedir. Yukarıda verilen bu çığ örnekleri ülkemizde mevcut deÄŸildir.
  • 39. Rüzgar yönü : Yeterli bir eÄŸimde, yamaçların rüzgarla taşınan karı depolamaları ve çığ oluÅŸumuna neden olacak kar birikimlerini ve oluÅŸumlarını ( saçak, rüzgaraltı yamaçlarda depolama, vb .) meydana getirmesi açısından önem taşır.
  • 40. Yamaç yönelimi — bakı : Güney ve batı yönünden esen rüzgar, kuzey ve doÄŸu'ya bakan yamaçlarda büyük miktarlarda kar birikimine neden olur. Gölgeli yamaçlarda rüzgar taşınımı ile fazla miktarda biriken kar, çığ oluÅŸma ihtimalini arttırır. Yamaçların çığ oluÅŸuma etkisi mevsimsel olarak da deÄŸiÅŸir. ÖrneÄŸin, kuzeye bakan yamaçlar kış ortasında daha fazla çığ oluÅŸmasına zemin hazırlarken, ilkbaharda kuvvetli güneÅŸinde etkisiyle güney yamaçlarda ıslak çığların oluÅŸma ihtimali artar.
  • 41. Bakılara göre çığ oluÅŸma ihtimali
  • 42. Orman örtüsü : EÄŸimli bir yamaç üzerinde bulunan orman örtüsü, kar örtüsünün karakterini etkilemesinden dolayı büyük çığların oluÅŸumuna engel olur. Ormanlar, karın rüzgar etkisi ile taşınımına ve taşınımın sürekliliÄŸine engel olurlar. Açık yamaçlarda dağınık veya seyrek halde bulunan aÄŸaçlar, çığlara karşı herhangi bir koruyucu görevini üstlenemezler. Küçük çığlar, aÄŸaçlara zarar vermeden aÄŸaçların aralarından kolaylıkla akabilirler. Çalılar ise, fazla derin olmayan kar örtüsünü tutarak çığları engelleyebilirler, ancak, aynı zamanda karın zemin ile temasına ve oturmasına engel oldukları için, kar derinliÄŸi arttıkça gevÅŸek ve zayıf bir zemin teÅŸkil ederler.
  • 43. Zemin, Yükseklik, Kırılma hattının konumu da etkili bileÅŸenler olarak karşımıza çıkmaktadır.
  • 44. B. Akış hattı çığın "parmak izidir". Tonlarca kar, eÄŸimli bir yamaç boyunca aÅŸağıya doÄŸru hızı bazen 300 km/saate ulaÅŸabilen, geçtiÄŸi hat üzerinde büyük zararlar veren bir kütle ÅŸeklinde akar.
  • 45. C. YavaÅŸlama-Durma bölgesi; Akış hızının negatif yönde kazandığı, çığın getirdiÄŸi malzemenin depolandığı ve çığın durduÄŸu yerdir. Durma bölgeleri için tipik eÄŸim açısı 150 o veya daha düşük eÄŸim açıları olarak saptanmıştır.
  • 46. Çığ Türleri Tabaka Çığları: Kolaylıkla kırılabilir. Genellikle yoÄŸunluÄŸu 200 kg/m3'ten fazla, sıcaklığı 0 0C'den düşük ancak, 0 0C'ye yakındır. Akış hattı boyunca, akma sırasında sert kar tabakaları kendi boyutuna oranla ufak parçalara bölünür ve benzer ÅŸekilde yavaÅŸlama-durma bölgesinde sıkışmış olarak depolanırlar. Bu tip çığa "kuru tabaka çığı" adı verilir.
  • 47. Ayrıca; YaÄŸmur nedeni ile gelen ek yük, su içeriÄŸine baÄŸlı olarak gömülü bir tabakadaki dayanımın deÄŸiÅŸimi veya, Kısmen veya tamamı ile suyu geçirmeyen bir kayma yüzeyi üstünde (buz tabakası veya zemin) oluÅŸan su içeriÄŸi yüksek zayıf bir tabakanın varlığı neticesinde oluÅŸan çığa ise "ıslak tabaka çığı" adı verilir
  • 48. Islak Kar Çığları: Karın akış hareketi yüksek su içeriÄŸi nedeni ile bir sıvı akışına veya çamur akışına benzer.
  • 49. Kuru Kar Çığları ve Toz Çığlar: EÄŸer ortamda nem oranı çok düşük kuru bir kar kütlesi mevcut ise, bu durumda iki farklı hareket mekanizmasına sahip iki tür çığ oluÅŸur. Akma sırasında "çekirdek" ismini verdiÄŸimiz ve zeminde yüksek yoÄŸunluÄŸa sahip kar ve hava karışımı bir kütle var ise, bu tip çığa "kuru kar çığı —akan veya karışık çığ-" bu çekirdeÄŸin olmaması halinde ise,"toz çığ—uçan çığ-" adı verilir. Her iki çığ türünde de büyük bir kar bulutu vardır. Çığın tahrip gücü, hava basıncı ile 0.1 ton/m2, taşınan malzemeler ve hız nedeniyle 1­100 ton/m2 gibi muazzam boyutlara ulaşır
  • 50. Çığ Önleme ve Azaltma Teknikleri Haritalama Çığ Tahmini
  • 51. Haritalama "Çığ haritaları" çığ alanlarını gösteren topografik bazlı haritalardır. Bu haritalarda olmuÅŸ ve muhtemel çığ alanları, akma hatları ve çığ önlem yapıları iÅŸaretlidir. Çığın meydana geldiÄŸi veya gelebileceÄŸi tespit edilen bu alanlar, hava fotoÄŸrafı ve uydu görüntüleri yorumları ile arazi gözlemlerinin yerel halktan edinilen bilgiler ışığında hazırlanan "Çığ Anket Formları" ile beraber deÄŸerlendirilmeleri sonucu belirlenebilmektedirler (Åžekil 4). "Afet haritalarl" olarak da adlandırabileceÄŸimiz çığ haritalarının hazırlanmasından sonra büyük ölçekte (1/5000 veya daha büyük) "Çığ Risk Haritalar! yapılmaktadır. Çığ risk haritalarındaki sınırlara karar verilirken, çığın tekrarlama periyodu, çarpma gücü, çığ patikalarının geniÅŸleme ihtimali, yeni çığ patikalarının oluÅŸma olasılığı, çalışmanın yapıldığı yerleÅŸim yerinde yaÅŸayan insanlar ile yapılan görüşmeler esas alınmaktadır.
  • 52. Çığ Tahmini Bugünkü teknolojik ilerlemeye raÄŸmen, bir çığın kesin oluÅŸum zamanını belirlemek henüz imkansızdır. Ancak, bu amaçla geliÅŸtirilen yöntemler doÄŸrultusunda yapılan çalışmalarla, çığ olabilecek lokasyonu ve çığ oluÅŸma anının yakın olup olmadığını belirleyebilmek mümkündür.
  • 53. Bir çığ haritasına baz teÅŸkil eden temel veri katmanları ve nihai çığ haritası
  • 54. Çığ tahmini, pratikte çok farklı ölçeklerde çalışıldığında geniÅŸ bir hassasiyet yelpazesi ortaya çıkar. Bu hassasiyet, çalışılan yerin mikro ölçekte bir yamaç için stabilite tesbiti yapılmasından sinoptik olarak bir daÄŸ kuÅŸağı için yapılan tahmin çalışmalarına kadar deÄŸiÅŸiklik gösterir. Ölçek mikro ölçekten sinoptiÄŸe doÄŸru yaklaÅŸtıkça hassasiyet düşer. Çığ riskinin yüksek olduÄŸu yerlerde, çığ patikalarının bulunduÄŸu yamaçların özelliklerini verecek ÅŸekilde yakın bir noktada konumlandırılan kar ve çığ rasat istasyonlarında çok çeÅŸitli ölçümler yapılır. Bu ölçümlerden bazıları; gerçek zamanlı meteorolojik ölçümler ile periyodik olarak 1 veya 2 haftada (gerektiÄŸinde daha sık da olabilir) bir yapılan ve kar örtüsünün özelliklerinin tanımlandığı kar profili alma iÅŸlemidir. EÄŸer gerek duyulursa, bu profil alım iÅŸlemi istasyon dışında; çığın tahmini baÅŸlangıç noktası veya yakın civarında da yapılabilmektedir. Profil alma iÅŸlemi dışındaki tüm bu rasatlar, manuel olarak veya 24 saat boyunca ölçüm yapabilen, ölçüm sonuçlarını manyetik ortamlara kaydedebilen otomatik istasyonlar kullanılarak yapılabilmektedir.
  • 55. Toplanan tüm veriler, istatistiksel veya sayısal bazlı modellerde kullanılmak ve tutarlı tahminler yapabilmek için bilgisayar ortamında depolanıp, analiz edilip, uzmanların yorumlamalarına hazır hale getirilmektedir. ÖrneÄŸin, mikro ölçekteki (bir veya birkaç yamacı içeren bir alanda) tahmin çalışmaları sonucunda;
  • 56. Çığ riski taşıyan yamaç veya yamaçların tespit edilmesi Farklı risk seviyelerinde tanımlanan kar örtüsünün duraylılık deÄŸerlerinin bulunması çığı önleme ve/veya insanların uyarılması için gereken kararların verilmesi saÄŸlanır
  • 57. Yukarıda kısaca bahsedilen kar örtüsünün stabilitesinin belirlenmesi iÅŸlemi bazı yöntemler kullanılarak yapılabilir. BilindiÄŸi gibi, kar örtüsü içinde %aytf tabaka olarak isimlendirilen ve kar örtüsünün stabilitesini bozabilecek tabakalar vardır. Arazide uygulanan tahmin yöntemlerinin bir çoÄŸu, bu tabakaların varlığını ve özelliklerini tespit etmede (risk deÄŸerlendirmesi) kullanılmaktadırlar.
  • 58. Meteorolojik koÅŸullardaki deÄŸiÅŸiklikler, bir çığın nerede ve ne zaman oluÅŸacağı konusunda bazı ip uçları verebilir. Bu nedenle bir çığ uzmanı için, hava olaylarını devamlı olarak gözlemek ve atmosferik koÅŸulların kar ve kar örtüsü üzerindeki etkilerini tanımak büyük önem taşır.
  • 59. Tahrip gücü en fazla olan çığ haraketleri genelde yoÄŸun ve sürekli kar yağışlarından kaynaklanmakla beraber, diÄŸer meteorolojik faktörleride göz ardı etmek mümkün deÄŸildir. ÖrneÄŸin daÄŸlık alanlardaki yoÄŸun kar yağışı ve bunun seyrini anlamak için hava haraketlerini yönlendiren barometrik basınçta görülen deÄŸiÅŸimleri izlemek gerekir. En tehlikeli çığlar; 1000­500 mb. arasındaki basınç kuÅŸağında yer alırlar. Bu nedenle özellikle 700 mb basınç seviyesindeki balon ölçmeleri çığ oluÅŸum koÅŸulları bakımından önem kazanmaktadır.
  • 60. Çığın baÅŸlangıç bölgeleri, genellikle çok yüksek ve sarp yamaçlar olması nedeniyle, çığların baÅŸlangıç yerlerindeki karın yapısını incelemek mümkün olmadığından, çığ tahmini daha çok daÄŸdaki hava ÅŸartlarının ne kadar doÄŸru bir ÅŸekilde tahmin edilebilirliÄŸine baÄŸlıdır. Çığların tahmininde kullanılan sayısal ve aletsel metotlar, geliÅŸmiÅŸ bilgisayarlar ile sarp yamaçlar dahil geniÅŸ bir alana hassas ölçüm aletleri konulması gibi pahalı teknolojilere ihtiyaç göstermeleri nedeniyle Türkiye de çığ oluÅŸumunun analiz ve tahmininde sinoptik ve istatistiksel metodların kullanılması daha uygundur.
  • 61. DeÄŸiÅŸik meteorolojik parametrelerin bileÅŸiminin ortaya koyduÄŸu farklı tiplerdeki çığların öngörüsünde, belli baÅŸlı 4 deÄŸiÅŸik metod kullanılmaktadır: a- Sinoptik metod, b- Ä°statistiksel metotlar, c- Sayısal metotlar, d- Aletsel metotlar.
  • 62. Özellikle istatistiksel olarak tespit edilen özelliklerin bilinmesi durumunda çığların oluÅŸumunun önceden belirlenebilmesi de bir ölçüde mümkün olacaktır. Yapılan istatistiksel analizler sonucu çığ günü ve çığdan 4 gün öncesine ait günlerde gözlenen meteorolojik deÄŸiÅŸkenlerden günlük ortalama sıcaklık ve günlük toplam yağışların tek başına sıcaklık ve yağışları temsil edebildiÄŸi görülmüştür.
  • 63. Rüzgarların ise bir gün içindeki herhangi bir gözlem ile temsil edilmesi mümkün deÄŸildir. Bu nedenle çığ raporlarında ve çığ veri tabanlarında rüzgarın mümkün olduÄŸu kadar deÄŸiÅŸik zamanlar için gözlenen deÄŸerleri bulundurulmalıdır. Hatta mümkünse bu bölgeye bir çok rüzgar istasyonu kurulması gerektiÄŸi ortaya çıkmıştır. Ayrıca rüzgar yönüne çığların oluÅŸtuÄŸu yamaçların bakısı çığ raporlarında not edilip çığ veri tabanlarına konulması gereklidir.
  • 64. Bir yerde aktüel çığ tehlike potansiyelinin, yani çığın tahmin edilebilirliÄŸini belirleyebilmek için bazı ÅŸartların oluÅŸması gerekmektedir. Bu ÅŸartlar ise; Hava durumu ve bulutlanma Rüzgar yönü ve hızı Hava ve kar sıcaklığı GüneÅŸlenme süresi Hava basıncı Hava nemi Toplam ışıma Yeni ve toplam kar yüksekliÄŸi Farklı seviyelerdeki kar sıcaklığı Kar karakteristiÄŸi, kar yüzeyi özellikleri ve kar tabakasındaki oturma derinliÄŸi Bir önceki günden bugüne kadar meydana gelen çığ olayları, ve ayrıca
  • 65. Çığ stabilitesi yönünden manuel ölçmelerde; Kar kitlesinin toplam kalınlığı 24 saatlik yeni kar ve su eÅŸdeÄŸeri Fırtınadan kaynaklanan toplam kar ve su eÅŸdeÄŸeri Fırtına sırasındaki kısa aralarda oluÅŸan kar ve su eÅŸdeÄŸeri,deÄŸerlerinin belirlenmesi saÄŸlanmalıdır
  • 66. AÅŸağıdaki çözülmeler sonucu ise ıslak çığlar oluÅŸur; Çığ bölgesi olarak tanımlanan alanlarda, a- Åžiddetli bir tipiden sonra sıcaklığın hızla artma gösterdiÄŸi ılık bir hava b- Donma sıcaklığı ( 0° derece) üzerinde 36 saatten daha uzun devam eden ılık devreler c- Yeni kar derinliÄŸinin bir yağışta 25 cm 'yi aÅŸması d- Rüzgarin tipi ÅŸeklinde 24 saat ile 48 saat arasında bir süre 7 m/sn' den daha büyük bir hızla devam etmesi e- Kar örtüsü üzerine yaÄŸmur yaÄŸması, ilkbahar mevsiminde derin kar çözülme ve erimelerine sebep olur
  • 67. Buna göre, çığ oluÅŸumunda en büyük etkenin birincisi sıcaklık ve ikincisi ise yağıştır. Bunları rüzgar ÅŸiddeti ve bulutluluk takip etmektedir.
  • 68. Çığ riskinin yüksek olduÄŸu yerlerde, çığ patikalarının bulunduÄŸu yamaçların özelliklerini verecek ÅŸekilde yakın bir noktada konumlandırılan kar ve çığ rasat istasyonlarında çok çeÅŸitli ölçümler yapılır. Bu ölçümlerden bazıları; gerçek zamanlı meteorolojik ölçümler ile periyodik olarak 1 veya 2 haftada ( gerektiÄŸinde daha sık da olabilir ) bir yapılan ve kar örtüsünün özelliklerinin tanımlandığı kar profili alma iÅŸlemidir. EÄŸer gerek duyulursa, bu profil alım iÅŸlemi istasyon dışında; çığın tahmini baÅŸlangıç noktası veya yakın civarında da yapılabilmektedir. Profil alma iÅŸlemi dışındaki tüm bu rasatlar, manuel veya otomatik istasyonlar kullanılarak yapılabilmektedir.
  • 69. Sonuç olarak ; Ãœlkemizde hemen her yıl daÄŸlık arazi yapısından kaynaklanan çığ olayları meydana gelmekte, can ve mal kayıplarının yanısıra, yolların kapanmasına, enerji ve iletiÅŸim hatlarının ve doÄŸal ekosistemlerin zarar görmesine yol açmaktadır. Bu nedenle çığ tehlikesi bulunan havzaların geliÅŸtirme projelerinde çığ önleme çalışmaları da yer almalıdır. Bu çalışmaların baÅŸarılı olabilmesi için havzanın öncelikle çığ potansiyeli açısından yeterince etüd edilmesi gerekmektedir. Bu etüdler kar, arazi, iklim ve meteorolojik özellikleri üzerinde yoÄŸunlaÅŸtırılmalı, yersel gözlemler özellikle arazi etüdleri sırasında hava fotoÄŸraflarıyla desteklenmelidir.
  • 70. Son yıllarda Türkiye'de çığ olaylarında görülen artış, bir doÄŸal afet olan çığ sorunlarının çözümü için ülke genelinde çığ tehlike haritalarının yapılması ve çığ tehlike zonlarının belirlenmesini, gerekli hallerde çığ kontrol yapılarının kullanılmasını, ancak her ÅŸeyden önce özellikle çığın zararlı etkilerinin azaltılması ve can kaybının önlenmesi için, otomatik meteoroloji istasyonları ile desteklenen bir Çığ Erken Uyarı Sisteminin (ÇEUS) oluÅŸturulması gerekmektedir.