2. Yeni Osmanlılar adı verilen bir grup aydın,
devletin geleceği için meşrutiyete geçmenin
şart olduğunu düşünüyorlardı. Kendilerine
3. Sultan Abdülaziz, meşrutiyet yönetimine
geçmeye yanaşmıyordu. Mithat Paşa
ve Serasker Hüseyin Avni Paşa askeri
bir darbeyle onu tahtan indirdi.
Yerine V.Murat padiÅŸah oldu, 1876
Bir süre sonra Abdülaziz intihar süsü
verilen bir ölüme kurban gitti, 1876.
Sultan V.Murat ise psikolojik bir
hastalığının ortaya çıkması
sebebiyle 3 ay sonra tahtan indirildi.
Onun yerine II.Abdülhamit tahta
çıktı. Meşrutiyet yanlısı Mithat Paşa
da sadrazam yapıldı. 1876
5. II. Abdülhamit ve I.Meşrutiyet
II.Abdülhamit’in tahta çıkışından bir süre sonra (1876) Kanun-u Esasî
ilan edildi. Batı tarzındaki ilk anayasamıza göre Osmanlı Devletinde
meşrutiyet yönetimine geçildi. Seçimler yapıldı, Meclis-i Meb’usân
toplandı. Bu döneme I.Meşrutiyet dönemi denilir.
Fakat I.Meşrutiyet devri çok kısa sürmüştür. 1877-78 Osmanlı-Rus
Savaşı’nda (93 Harbi) Osmanlı Devleti’nin uğradığı felaketi bahane eden
Sultan Abdülhamit anayasal yetkilerine dayanarak Meclis-i Meb’usân’ı
süresiz olarak tatil etti, 1878. Böylece I.Meşrutiyet dönemi sona erdi.
Zaten 93 Harbi’ndeki büyük bozgun yüzünden kimsenin meşrutiyeti
düşünecek hali yoktu. Osmanlı Devleti 1878 Berlin Antlaşmasıyla yeni ve
zorlu bir döneme girmişti. Balkanların büyük kısmında Türk egemenliği
sona ermiş bulunuyordu. II.Abdülhamit bundan sonra devleti tek başına
yönetmeyi tercih etti ve 30 yıl boyunca bütün yetkileri elinde tuttu.
7. 93 Harbinde Rusya karşısında büyük bir yenilgiye uğrayan Osmanlı
Devleti, İngiltere’den destek bulamayınca Almanya ile yakınlaşma
politikası izledi. Bu durum Almanya’nın da işine gelmekteydi. Çünkü
Almanya Osmanlı Devleti’nin geniş topraklarını sanayisi için
hammadde kaynağı olarak görüyordu.
Kayzer Wilhelm, Osmanlı ülkesine iki defa ziyarette bulundu.
Türk-Alman dostluğunun sembolü olarak Alman Çeşmesini hediye
getirmiÅŸti.
8. II.Abdülhamit’in devleti tek başına yönettiği 30 yıllık
döneme Osmanlı aydınları istibdat dönemi adını
vermiÅŸlerdir.
II.Abdülhamit, bu dönemde modern eğitim veren bir çok
okul açmış, demiryolu çalışmalarına ağırlık vermiş, orduyu
modernleştirmeye gayret etmiş fakat siyasî alanda müthiş
bir yasaklar düzenini uygulamıştır.
Onun devrinde meşrutiyet istemek çok büyük bir suç
sayılıyordu. Aydınlar gözetim altında tutuluyor,
gazetelerde padişah aleyhine en ufak bir imaya müsaade
edilmiyordu.
Bu sebeple aydınlar kendilerini büyük bir baskı altında
hissetmişlerdir. Abdülhamit’e müstebit, onun dönemine de
II. Abdülhamit ve I.Meşrutiyet
12. İngiltere, Osmanlı’ya sadece
kağıt üzerinde de olsa bağlı
bir eyalet olan Mısır’ı işgal
etti. (1882)
Osmanlı Devleti hukuken
deÄŸilse de, fiilen bu durumu
kabullenmek zorunda kaldı.
II.Abdülhamit
Dönemi
13. Osmanlı Devleti iflasını açıklayarak borçlarını ödeyemeyecek durumda
olduğunu Batılı devletlere bildirdi. Osmanlı devlet kağıtlarına yatırım
yapan Avrupalı birçok kişi ve kurum da böylece batmış oluyordu.
Borçların yeniden yapılandırılması gündeme geldi. Osmanlı Devleti
alacaklılarla bir pazarlığa oturdu, mevcut borçların yarısı silinecekti, geri
kalan da taksitler halinde ödenecekti. Bu amaçla Düyûn-u Umumiye
İdaresi (Genel Borçlar İdaresi) kuruldu. Avrupalı devletlerin Osmanlı
Devleti’nden alacaklarını tahsil etmek için oluşturdukları bir kurumdur.
(1881) Şimdiki İstanbul Erkek Lisesi’nin binası bu kurumun genel
merkeziydi.
SORU: Düyûn-u Umumiye İdaresi’nin Osmanlı Devleti üzerindeki
etkilerini tartışınız.
II. Abdülhamit Dönemi
14. II.Abdülhamit dış politikada halifeliği etkin biçimde
kullandı.
Özellikle sömürgelerinde büyük oranda Müslüman
nüfus bulunan İngiltere’nin Osmanlı politikası
yönlendirmek amacıyla Halife’nin bu bölgelerdeki
etkisini arttırmak için çalıştı. Temsilcilikler açıldı,
Müslümanların kurumsal yapıları desteklendi.
İngiltere sömürgelerinde çıkabilecek
Müslüman isyanlarından endişe
ederek, onun zamanında Osmanlı
politikasını zaman zaman yumuşattı.
Aynı şekilde Rusya’ya bağlı Türkler
ve Orta Asya ile de irtibatlar
geliÅŸtirildi.
15. Doğu Rumeli’de (Filibe) Bulgaristan’a katılmak isteyen Bulgarlar
Osmanlı yönetimine isyan etti. Bulgar Prensliği doğu Rumeli
bölgesini ilhak etti, 1885.
İstanbul’da Ermenilerin çıkardığı olaylar, 1895 ve Ermeni
çetelerinin İstanbul’daki Osmanlı Bankası’nı basması, 1896.
Osmanlı-Yunan Savaşı (1897): Girit Rumlarının adayı
Yunanistan’a katmak için isyan etmesi yüzünden başlayan
savaşta Osmanlı Ordusu zaferler kazandı. Ancak büyük devletler
(Düvel-i Muazzama) devreye girdi ve Girit’te özerk bir yönetim
kuruldu.
Ermeni teröristler Yıldız Camiinde Cuma namazı kılan
II.Abdülhamit’e bombalı suikast düzenledi. 1905
Paris’te Jön Türkler 2. Kongrelerini yaptı. 1907
II. Abdülhamit Dönemi
19. Rus Çarı ile İngiliz Kraliçesi, Reval’de bir
görüşme yaparak Osmanlı politikasında
antlaşmaya vardı. Bu durum İTC
liderlerini telaşlandırdı, bir an önce
yönetime gelmek istiyorlardı.
İttihat Terakki Cemiyeti üyesi askerler
Rumeli’de isyan başlattı.
Enver ve Niyazi Beyler Resne’de dağa
çıkarak padişahtan meşrutiyeti ilan
etmesini istediler. Selânik ve Manastır’da
gösteriler yapılıyor, padişaha telgraflar
çekiliyordu.
Bu isyanlar ve uluslar arası baskı
sebebiyle Padişah II.Abdülhamit Kanûn-u
Esâsî’yi yürürlüğe koyduğunu ve
seçimlerin yapılacağını ilan etti. Böylece
Osmanlı Devleti, ikinci defa meşrutiyet
yönetimine geçmiş oluyordu.
II.Meşrutiyetin İlanı
23 Temmuz 1908
24. Rumeli ve İstanbul’da kitleler
Meşrutiyet’i sevinçle karşıladı.
Ancak Andolu’da böyle bir hava
yoktu.
25. II.Meşrutiyet’tin ilanından
hemen sonra Osmanlı
devleti yönetiminde bir
iktidar boÅŸluÄŸu oluÅŸtu.
Bu durumdan istifade eden:
Bulgaristan bağımsızlığını
ilan etti;
Avusturya Bosna-Hersek’i
ilhak etti;
Girit meclisi Girit adasının
Yunanistan’a bağlandığını
açıkladı.
27. MECLİS-İ MEBUSÂN MARŞI
Osmanlılar bugün oldu muzaffer
Fethetti yeniden vatanı asker
Açtı mebuslara yolu süngüler
Yaşasın Niyazi yaşasın Enver
Gökyüzünde şühedânın hayali
Alkışlıyor sanki ruh-u Kemâl’i
Ah ölmeden görmeliydi bu hali
O kıymetli muhterem vatanperver
Al bayraklar bulutları sarıyor
Şenliğimiz âsumâna varıyor
Mazlumlara zalimler yalvarıyor
Hey Allahım bu nasıl rûz-i mahşer
Uyan Mithad uyan geldi zamanın
Tutsun dünyaları şöhret ve şanın
Sen bulun önünde şu mebusânın
Artık yaşa evlâdınla beraber
Meclis-i Mebusân Marşı,
II.MeÅŸrutiyet ilan edildikten
sonra Samih Rifat Bey
tarafından yazılmış ve Zati
Bey tarafından bestelenerek
Meclis-i Mebusân’ın açılış
merasiminde bando
tarafından çalınıp
söylenmiştir.
Daha ilk kıtası
göstermektedir ki, yeni
açılan meclis ordu ve silah
gücüne dayanan İttihat ve
Terakki’nin elinde oyuncak
olacaktır.
30. Meşrutiyet’in ilanı sorunları çözmeyince, İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne
yönelik eleştiriler artmaya başladı. Halkta hoşnutsuzluk artıyordu. Girit,
Bulgaristan, Bosna-Hersek ve Arnavutluk kaybedilmişti. Bazı çevreler
sorunların kaynağı olarak meşrutiyeti göstermeye başladılar.
İTC’den ayrılan muhalif grup yeni bir parti kurdu: Ahrar Fırkası
İTC’ye sert eleştiriler yöneltiliyordu. Muhalefet dini duyguları da
kullanmaya başlamıştı. Volkan gazetesi yazarı Derviş Vahdetî ve
Serbestî gazetesi yazarı Hasan Fehmi yazılarında İttihatçılara ağır
eleştiriler yöneltiyordu. Kimliği belirsiz kişiler Hasan Fehmi’yi Galata
Köprüsü üzerinde öldürdü. Bu olay muhalefeti tepkilerini arttı.
Ve 13 Nisan 1909 günü İstanbul’da bir ayaklanma patladı. Avcı
Taburları adı verilen askeri birlikler ve medrese öğrencileri nümayişler
yapmaya başladı. Hükümetin istifası, meşrutiyetin kaldırılması
isteniyordu. İstanbul’da olaylar kontrolden çıkıyordu.
31. İstanbul’da meşrutiyet karşıtı bir ayaklanma başladı.
Avcı taburları ayaklandı, asi askerler Meclis-i Meb’usân’ı silah
kuvvetiyle kapattı. Bazı İttihatçı subaylar öldürüldü. Medrese
öğrencileri meşrutiyet karşıtı yürüyüşler yaptı.
31 Mart Olayı (13 Nisan 1909)
35. 31 Mart İsyanı’ndan bir
süre sonra Selanik’ten
İstanbul’a gelen
Hareket Ordusu
ayaklanmayı bastırdı.
Hareket Ordusu’nun
komutanı İTC önde
gelenlerinden Mahmut
Şevket Paşa’ydı.
41. 31 Mart Olayında ayaklanmayı bastırmakta ihmal göstermekle
suçlanan Sultan II.Abdülhamit tahtan indirildi ve
Sultan Mehmet Reşat tahta çıkarıldı, 1909.
II.Abdülhamit’in hal’i kendisine haber verilirken
42. II.Abdülhamit tahttan
indirildikten sonra
Selanik’e sürgüne
gönderildi.
Balkan Savaşı’nda
Selanik Yunanistan’ın
eline geçince İstanbul’a
getirildi.
Devrik padişah 1918’de
Beylerbeyi Sarayı’nda
vefat etti.
43. Sultan ReÅŸat
İttihatçıların tahta çıkardığı
V.Mehmet ReÅŸat, tahta en
yaşlı çıkan padişahıdır.
65 yaşında padişah oldu.
Mevlevi tarikatına bağlı
dervişmeşrep bir adamdı.
Devlet yönetiminde hiç bir
inisiyatif kullanamamıştır.
44. 31 Mart Olayından sonra, Mebuslar Meclisi, Kanûn-u
Esasî’de yaptığı bazı değişikliklerle padişahların
yetkilerini büyük oranda kısıtladı.
46. Trablusgarp Savaşı
1911-12
Sömürgecilik yarışında geri kalan İtalya,
uzun zamandır Libya’yı gözüne kestirmişti.
Sonunda İtalya, Libya’yı (Trablusgarp)
işgal etmeye başladı. Trablusgarp, Bingazi
ve Derne’ye asker çıkardı.
Osmanlı devleti ordu gönderemediği
Trablusgarp’ta yerel kuvvetleri direnişe
geçirmekten başka çıkar yol bulamadı.
47. Trablusgarp’a kara yoluyla gizlice ulaşan vatansever
subaylar bölgedeki direnişi örgütlemekle görevliydiler.
Binbaşı Enver, Fethi ve Nuri Beyler ile Yüzbaşı
Mustafa Kemal ve Ali Beyler bu işle görevliydiler.
51. Uşi (Ouchy) Antlaşması Ekim 1912
İtalya ile Osmanlı Devleti arasında imzalandı.
Trablusgarp (Libya) İtalya’ya bırakıldı, Osmanlı Devleti’nin
Kuzey Afrika’daki son toprak parçası böylece elden çıkıyordu.
Oniki Ada, Balkan Savaşı bitene kadar geçici olarak İtalya’ya
bırakıldı. Ancak İtalya II.Dünya Savaşı sonuna kadar adalarda
kaldı.
Osmanlı Devleti, Trablusgarp’da geleceği olmayan bir direnişi
sürdürürken can evinde büyük bir yangın çıktı. Dört Balkan
devleti birleşerek Osmanlı ülkesine saldırıya geçti. Bu durum
karşısında İtalya’dan barış istemekten başka çare yoktu.
54. 1908’deki Reval görüşmesinde İngizliz Kralı ve Rus Çarı’nın
Osmanlı konusunda antlaşması, Balkanlar’da Osmanlı aleyhine
bir hava doÄŸurmuÅŸtu.
Trablusgarb Savaşı devam ederken Rusya, Osmanlı Devleti’nin
Balkanlardaki topraklarını Bulgaristan ve Sırbistan arasında
paylaştırdı. Bu ittifaka daha sonra Yunanistan ve Karadağ da
katılarak Balkan Birliği’ni ar.
Dört Balkan devleti (Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan,
Karadağ) Osmanlı Devleti’ne saldırdı. Birleşmelerinde kiliseler
meselesinin çözümlenmesi etkili olmuştur. Zaten Rusya
kiliselerin birleşmesi için uzun süreden beri çaba harcamıştı.
I.Balkan Savaşı Ekim,Kasım
1912
55. I.Balkan Savaşı Osmanlı için felaket oldu. Batı ordumuz
Kosova’da Sırplara mağlup oldu. Selanik Yunanlılara teslim
oldu. Ege adalarının tamamı Yunanlıların eline geçti. Bulgar
Ordusu Çatalca’ya kadar geldi.
Bulgarlarla Çatalca Ateşkesi imzalandı. Edirne’de ve Yanya’da
direnen ordularımızla bütün bağlantımız kesilmişti.
I.Balkan Savaşı
59. I.Balkan Savaşı’ndaki büyük bozgun sebebiyle İttihat ve
Terakki Cemiyeti büyük prestij kaybına uğradı. Hükümet istifa
etmek zorunda kaldı.
Yeni kurulan hükümet ise, Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın
desteklediği üyelerden oluştu.
Büyük devletler Balkanlar’daki karmaşaya el attı. Londra’da
bir konferans düzenleyerek barış görüşmelerini başlattılar.
I.Balkan Savaşı
60. Bâbıâli Baskını 23 Ocak 1913
Londra’da barış görüşmeleri devam ederken İstanbul’da da
iktidar kavgası vardı. İttihatçılar, Hürriyet ve İtilaf taraftarı yeni
hükümetin şartları ağır bir antlaşmaya razı olacağından
endiÅŸeliydiler.
İTC liderleri iktidara gelerek ve I.Balkan Savaşı’yla ortaya çıkan
durumu düzeltmeyi istiyorlardı. Bu sebeple tekrar harekete
geçtiler.
İTC hükümeti devirecekti!
62. Bâbıâli Baskını (Darbesi)
23 Ocak 1913
Ä°TC lider kadrosundan Enver, Talat, Yakup Cemil
gibi bir grup silahşör Bâ bıâli’yi (başbakanlığı) bastı!
Hükümet toplantı halindeydi.
Harbiye Nazırı itiraz edecek oldu, derhal öldürüldü.
Sadrazam’a istifa dilekçesi yazdırıldı. Bu bir
hükümet darbesiydi!
Yeni hükümeti Mahmut Şevket Paşa kurdu.
Tarafsız gibi görünen ama İTC kontrolünde bir
hükümet kurulmuştu.
Fakat, Balkan faciası ortada duruyordu,
barış görüşmeleri devam etmekteydi.
63. Londra Antlaşması 30 Mayıs 1913
Londra’da, Balkan Devletleriyle Osmanlı arasındaki barış
görüşmeleri beş aydır devam etmekteydi.
Babıali baskınından sonra yeni hükümeti kuran Sadrazam
Mahmut Şevket Paşa, kötü bir barışa razı olmamaya
kararlıydı.
Fakat ordularımızın durumu kötüydü. Bulgarlar
Çatalca’daydı. Bir süre sonra Yanya ve Edirne de düşman
eline geçti.
Bulgarların Çatalca’yı da aşarak İstanbul’a yürümesinden
çekinen hükümet barış istedi. Artık felaket kabul edilmişti.
64. I.Balkan Savaşı sonunda imzalanan
Londra Antlaşması’na (30 Mayıs 1913) göre
Edirne ve Kırklareli Bulgaristan’a,
Selanik, Girit ve Güney Makedonya Yunanistan’a,
Orta ve Kuzey Makedonya Sırbistan’a veriliyordu.
65. Balkan Savaşı’ndaki korkunç yenilgi İTC’nin bütün saygınlığını
zedelemişti. Üstelik durumu düzeltmek için Bâbıâli baskınıyla
hükümeti devirmişler, fakat başarı kazanamamışlardı.
Sadrazam Mahmut Åževket PaÅŸa, Ä°TC muhaliflerinin
düzenlediği bir suikastla öldürüldü, 11 Haziran 1913.
Suikastın ertesi günü, cinayetle ilgili-ilgisiz 200’den fazla İTC
muhalifi Sinop’a sürgün edildi. Artık İttihat Terakki’nin mutlak
hakimiyeti ve şiddetli baskıyla ülkeyi idaresi başladı.
67. Londra Antlaşması’na göre Bulgaristan sınırımız
Midye-Enez hattına geriledi. Edirne bile elimizden çıkmıştı.
68. II.Balkan Savaşı
1913
I.Balkan Savaşından en kazançlı çıkan ülke
Bulgaristan olmuştu. Topraklarını çok büyüten
Bulgaristan’a karşı Yunanistan ve Sırbistan ittifakı
kuruldu.
Bulgaristan durumu tehlikeli görerek saldırıya geçince,
Yunan-Sırp ittifakına Romanya da katıldı.
Osmanlı Devleti de durumdan istifade etti. Enver Paşa,
Edirne ve Kırklareli üzerine yürüyerek illerimizi Bulgar
işgalinden kurtardı.
69. II.Balkan Savaşı sonunda:
Balkan devletleri kendi aralarında Bükreş Antlaşmasını
imzaladılar. Buna göre Yunanistan, Sırbistan ve Romanya
Bulgarların elindeki bir kısım toprakları aldılar.
Osmanlı Devleti ise Bulgaristan’la İstanbul Antlaşması’nı (1913)
imzalayarak Edirne’yi aldı, Meriç nehri iki devlet arasında sınır
kabul edildi.
Osmanlı Devleti ile Yunanistan ise Atina Ant. imzaladı. (1913)
Yahya, Selanik ve Girit Yunanlılar’a bırakıldı. Meriç nehri sınır
kabul edildi. Fakat adalar meselesi çözümlenemedi ve büyük
devletlerin kararına bırakıldı. Büyük devletler ise müthiş bir
haksızlık yaparak sadece Gökçeada, Bozcaada ve Meis
adasını Türkiye’ye bırakarak bütün Ege adalarını Yunanlılara
71. Balkan Savaşları Sonunda:
Osmanlı Devleti, bütün Makedonya ve Batı Trakya’yı kaybetti.
Osmanlı’nın Balkanlar’daki varlığı Doğu Trakya ile sınırlı kaldı.
Ege adalarının tamamı elden çıktı. (İmroz ve Bozcaada hariç)
Arnavutluk Osmanlı Devleti’nden ayrılarak bağımsızlık ilan etti.
Osman Devleti’nin ne kadar güçsüz olduğu anlaşıldı.
İttihatçılar Babıali Baskını’yla yönetimi tamamen ele geçirdi.
İTC, orduda çok hızlı bir ıslahata girişti. Almanya’dan getirilen
subaylar da bu işte yoğun olarak görev aldı.