ºÝºÝߣ

ºÝºÝߣShare a Scribd company logo
PEDÄ°ATRÄ°K KBB ANESTEZÄ°SÄ°
DR.ÃœMÄ°T YILMAZ
MODERATÖR: PROF.DR.İSMAİL
TOPÇU
Çocuk Minyatür Bir Erişkin Değildir
 Baş-boyun/vücut
hacminin oranı
ï‚— YenidoÄŸanda %30
ï‚— EriÅŸkinde %10
 İşlevsel açıdan da
önemli farklar var
• Pediatrik hastalar baş ve boyun anatomilerinin
küçük/farklı olması, metabolizmalarının erişkin
hastalardan farklılık göstermesi, farmakolojik
farklılıklar nedeniyle , bu hastalara ayrı klinik
disiplinle yaklaşılmalı.
• Pediatri içinde de, yenidoğan , çocuk(1-12 yaş) ve
adolesan gruplarının ayrı özelliklere sahip
olacağı unutulmamalı
Pediatrik hasta psikolojisi
• Genelikle aile ve çocuk olabildiğince kısa süreli
hastanede kalmak isterler.
• Hag ve Dundee tarafından yapılan bir çalışmada
ameliyathaneye huzursuz , aÄŸlayarak giren
çocuklarda operasyonun daha kanamalı olduğu
belirtilmiÅŸtir.
• Bu nedenle operasyon hakkında nerede, ne
şartlarda yapılacağı kısa bir şekilde anlatılmaya
çalışılmalıdır(resim, çizimler, ameliyat
senaryosu).
Pediatrik hastada anestezi açısından
fizyolojik farklılıklar
• Bebeklerde ve çocuklarda metabolizma hızları
erişkinlere göre daha yüksek
• Diyafram bebeğin temel ventilasyon kasıdır.
Bebek diyafram kası erişkine göre daha erken
yorulur.
• Akciğerler kolaylıkla kollabe olabilir.
• Kardiyak output yüksektir ve erişkinlerle
kıyaslandığında vücut yüzeyi daha büyüktür.
• Ter, buharlaşma ile ısı kaybı daha fazla olabilir.
Pediatrik hastada anestezi açısından
fizyoloji ve anatomisi
• Yenidoğanda baş gövde oranı
büyüktür.
• Kafa, kısa boyun nedeniyle
toraks üzerine oturmuş gibi
görünür.
• Bebeklerin orantısal olarak
dilleri daha büyüktür,
dolayısıyla hava yolu
orofarenks düzeyinde dardır.
• Bu durum maskeyle
ventilasyonu ve laringoskopiyi
zorlaştırır.
Pediatrik hastada anestezi açısından
fizyoloji ve anatomisi
• Pediatrik larinks daha yüksek yerleşimli servikal 1-4 vertebralara arasında ,
eriÅŸkinde3-6
• Krikoid kartilaj erişkinde c6-7 seviyesinde iken yeni doğanda c4
seviyesindedir.Bu nedenle epiglot ucu yumuşak damak seviyesinin arkasına
kadar uzanır.
• Epiglot erişkine göre dar, uzun, gevşek ve açılıdır. % 50 sinde epiglot omega
ÅŸeklindedir.
• Bebek ve küçük çocuklarda hava yolunun en dar kısmı krikoid kıkırdak
düzeyindedir(çocuklarda subglottik alan, erişkinde glottis).
Pediatrik kbb anestezisi2
FARKLILIK OLUMSUZ ETKÄ° YAPILACAK
Büyük oksiput
Başın fleksiyonu ve hava
yolunda kink
Omuzların altına havlu koy
Büyük epiglot
Hava yolu obstrüksiyonu,
özellikle tonus zayıfken
Orofarengeal veya
nazofarengeal airway
gerektirebilir
Büyük adenoid
Entübasyon sırasında
kanayabilir
Ä°nvaziv iÅŸlemleri azalt
U ÅŸeklinde sert epiglot
Vokal kordları
görüntülemeyi zorlaştırır
Entübasyon için düz bleyd
kullan
Yüksek larinks
Vokal kordları
görüntülemeyi zorlaştırır
Glottik açıklığı görmek için
nazikçe krikoid bası uygula
Daha dar krikoid
halka(<5 yas)
Kord vokallerin altında
hava yolunun en dar yeri
Kafsız tüp kullan
Daha dar ve kısa trakea
Tüpün ana bronşlara
gitmesi kolay
Tüpün optimal yerini tespit
ederek sıkıca sabitle
ÇOCUK VE ERİŞKİNDEKİ ANATOMİK
FARKLILIKLAR
Pediatrik hastada premedikasyon
• Operasyon öncesi dikkatli anamnez alınmalı
▫ Aileden ve/veya çocuğun kendisinden,
• Sistemik hastalıklar sorgulanıp muayene
edilmeli
• Nadir konjenital sendromları düşündürecek
bulgu ve belirtiler gözden kaçırılmamalı
• Rutin laboratuar testleri(hg, kanama/pıhtılaşma
testleri, biokimya) incelenmeli
• Hastanın kan grubu incelenmesi,
• Operasyondaki kanama 10 mlt/kg aşacağı
bekleniyorsa kan grubuna mutlaka bakılmalı
Pediatrik hastada premedikasyon
• 10 ay ile 5 yaş arası çocuklar ebeveynlerine yapışırlar ve
anestezi indüksiyonu öncesi premedikasyon gerektirebilir.
• Pre-medikasyon için IM, IV, Oral yolun dışında, rektal,
nazal, sublingual yolda tercih edilebilir.
• Premedikasyon için
â–« Midazolam(dormicum); IM, IV, oral, sublingual, rektal ,
nazal yol ile kullanılabilir.
▫ Cerrahiden 15-20 dk öncesi 0.5-0.75 mg/kg midazolam
verilebilir. Sedasyon saÄŸlarken minimal respiratuar depresyon
oluÅŸturur.
â–« Kloralhidrat (25-50 mg/kg PO veya rektal) pediyatristler
veya radyologlar tarafından işlem öncesi kullanılan bir ilaçtır.
Minimal respiratuar depresyona neden olabilir.
Premedikasyon-aç bırakma kuralları
Besin tipi
Aç bırakma kuralları
(saat)
Berrak sıvılar 2
Anne sütü 4
İnek sütü-formül mama 6
Katı gıda 8
Anestezi öncesi aşı
• Anestezi ve cerrahi stres, bağışıklık sistemini etkiler.
Aşı sonrası cerrahi girişim yapılan çocuklarda ciddi
postoperatif komplikasyon geliÅŸtiÄŸini bildiren
yayınlar mevcut.
• Aşıdan hemen sonra anestezi alan çocuklarda aşı
etkisinin daha az, komplikasyon riskinin ise daha
yüksek olduğu düşünülmektedir.
• Son kılavuzlarda elektif cerrahi öncesi
▫ Difteri, boğmaca, tetanoz gibi inaktif aşılardan
sonra 1 hafta
▫ Polio, kızamık, kızamıkçık, kabakulak gibi
canlı aşılardan sonra 2 hafta ertelenmesi
önerilmekte(3-4 hafta)
Ãœst solunum yolu enfeksiyonu
• Operasyon öncesi ÜSYE varlığında, bu durumun
anestezi için risk oluşturma ihtimali tartışmalı.
• Birçok yazar, ÜSYE varlığında larengospazm,
bronkospazm ve hipoksemi gibi komplikasyonların
daha sık görüldüğünü belirtir
• Özellikle <2 yaş enfeksiyonu olan çocuklarda, ÜSYE
bağlı komplikasyon sıklığı artmakta
• Bazı araştırmalar enfeksiyon sonrası 6 haftaya kadar
hava yolu reaktivitesinin devam ettiÄŸini iddia eder
• Genel yaklaşım enfeksiyon varlığında sistemik
belirtiler var ise operasyonun 3-6 hafta
ertelenmesidir
KONTROLLÜ HİPOTANSİYON
Hipertansiyonu olmayan hastalarda;
• Sistolik kan basıncının 80-90 mmHg’e
• Ortalama arteriyel basıncın(OAB) 50-65
mmHg’e düşmesi
Hipertansiyonu olan hastalarda;
• Bazal OAB’da %30’luk düşüş olarak tanımlanır.
• Amaç kanamayı ve kan transfüzyon ihtiyacını
azaltarak kansız ameliyat sahası yaratmaktır.
KONTROLLÜ HİPOTANSİYON
Özelikle;
 Endoskopik sinus cerrahisinde
 Orta kulak mikrocerrahisinde
 Rinoplasti ameliyatlarında
 Oro-maksillo-fasial cerrahide kullanılır.
KONTROLLÜ HİPOTANSİYON
Kullanılacak ajanlar;
• Uygulanması kolay olmalı,
• Etki başlangıcı kısa olmalı
• Uygulamanın kesilmesi ile etkinin kaybolması
hızlı olmalı
• Toksik metabolitleri olmamalı
• Eliminasyonu hızlı olmalı
• Vital organlar üzerindeki etkiler göz ardı
edilebilir, tahmin edilebilir ve doz bağımlı
olmalıdır.
Kontrollü hipotansiyonda kullanılan
ilaçlar
• İnhalasyon ajanlar
â–« Sevoflurane
â–« Ä°zoflurane
• Opioidler
â–« Remifentanil(ultiva)
• Vasodilatörler
â–« Na nitroprussid
â–« Nitrogliserin
â–« Alprostadil
â–« Ca kanal blokerleri
â–« fenoldopam
Kontrollü hipotansiyonda kullanılan
ilaçlar
• Otonom sinir sistemi inhibitörleri
â–« Trimethafan kamsilat
â–« Klonidin
â–« Labetalol
â–« Esmolol
• ACE inhibitörleri
â–« Kaptopril
â–« Enalapril
Pediatrik kbb anestezisi2
OPERASYON-ENTÃœBASYON
• Pediatrik anestezi’de de, erişkin anestezisinde
olduğu gibi kan basıncı, solunum , hastanın
hareketsizliÄŸi gibi parametrelere dikkat
edilmelidir.
• Bebek ve çocukların baş ve dilleri erişkinlere
göre daha büyük, nazal pasajları dar, larenksleri
öne ve sefale yönlenmiş, epiglot uzun, boyun ve
trakeaları kısadır.
• Pediatrik hastalarda entübasyonları sırasında
düz bleydli laringoskoplar anatomik yapıya daha
uygun olduklarından tercih edilmektedir.
Laringoskopide bleyd seçimi
yaÅŸ bleyd
Prematür-
yenidoÄŸan
Miller 0
6-8 aya kadar
bebekler
Miller 0-1
9 ay- 2 yaÅŸ Miller 1
2-5 yaÅŸ
Miller 1-1,5
Macintosh 1
5 yaştan büyük
Macintosh 2
Miller 2
Adolesandan
eriÅŸkine kadar
Macintosh 3
Miller 2
Ä°NDUKSÄ°YON
• İnhalasyonla induksiyon, hızlı-seri İV
induksiyon gerekmedikçe, pediyatrik hastalarda
en uygun yaklaşımdır.
• Bu amaçla nitroz oksit veya sevoflurane gibi
inhalant anestezikler kullanılabilir.
• 8 yaşından büyük çocuklarda sıklıklar iv tercih
edilir.
• İV İnduksiyonda propofol(3-4 mg/kg) veya
tiyopental(4-6mg/kg) kullanılabilir.
ENDOTRAKEAL ENTÃœBASYON
• Büyük çocuklara baş altına yerleştirilen bir örtü
ile ‘sniffing’ (koklama) pozisyonu verilir.
• Bebek ve küçük çocuklarda oksiput büyük
olduğu için skapulalar arasına küçük bir havlu
yerleştirmek yardımcı olacaktır.
• Laringoskopi sırasında, bleydin ucu epiglotu
kaldırmak için kullanılır.
• Glottisten karinaya kadar olan mesafe term
yenidoğanda yaklaşık 1 cm’dir.
ENDOTRAKEAL ENTÃœBASYON
• Pediatrik endotrakeal tüpler tüp ucundan 2 cm
yukarıda yer alan tek bir siyah çizgiye ve 3 cm
yukarda yer alan çift siyah çizgiye sahiptirler. Bu
çizgiler vokal kordlardan geçirilirken gözlenmeli
• Entübasyon sırasında direnç ile karşılaşılıyorsa,
yarım numara küçük tüp denenmeli
• Entübasyondan sonra, göğsün bilateral ve eşit
miktarda ekspanse olduğu ve oskültasyonla
solunum seslerinin bilateral ve eÅŸit olduÄŸuu
deÄŸerlendirilmeli
• 10 cmH2O basınçtan daha düşük basınçlarda kaçak
var ise bir büyük boy tüpe değiştirilmeli
ENDOTRAKEAL ENTÃœBASYON
• Baş ve vücudun her değişimden sonra solunum
seslerinin bilateral ve eÅŸit olduÄŸunu doÄŸrulamak
için göğüs oskültasyonu yapılmalıdır.
• Başın fleksiyonu ile tüpün herhangi bir ana
bronşa ilerlemesine yol açabilir, ekstansiyonu
ekstübasyona neden olabilir.
• Endotrakeal tüpler güvenli bir şekilde tespit
edilmeli ve gingivaya en yakın sayı tespit
mesafesi olarak not edilmeli
• Bu mesafeden herhangi bir değişiklik olması
tüpün migrasyonunu gösterecektir.
• İdame tedavisinde genellikle inhalasyon ajanlar
tercih edilmekte.
• Kas gevşeticiler endotrakeal entübasyonu
kolaylaştırmak için sıklıkla kullanılmaktadır.
• Anormal hava yolu olan bebeklerde kas
gevşeticilerin kullanımı kontraendike olabilir.
• Çocuklarda kas gevşetici olarak depolarizan
ajanlara dikkat edilmeli, gereÄŸinde non
depolarizan ajanla entübasyon yapılması
önerilmektedir.
• Süksinilkolin depolarizan nöromuskuler bloker
• Pediatrik hastalar yetişkinlere oranla daha
yüksek dağılım volümüne sahip oldukları için kg
başına daha yüksek suksinilkoline ihtiyaç duyar.
• Çocuklarda yetişkinlere kıyasla suksinilkolin
sonrası, kardiyak aritmi, hiperkalemi ve malign
hipertermiye eğilim vardır.
• Acil entübasyon ve hızlı induksiyon
durumlarında rokuronyum(esmeron)(0.6-1.2
mg/kg) tercih edilebilecek en iyi ajan olduÄŸu
bildirilmektedir.
ekstübasyon
• Çoğu olguda uyanmadan sonra trakea ekstübe
edilir. Ekstübasyondan önce çocuğun amaçlı
aktivite (endotrakeal tüpe uzanması gibi),
göstermesi veya gözlerini açması gerekir.
• Bebeklerde kalça fleksiyonu ve güçlü bir şekilde
yüzünü buruşturma uyanma için iyi bir
göstergedir.
Erken ekstübasyon
• Derin anestezide de ekstübe edilebilir.
• KBB açısından uyanma sırasında tüpün
reaksiyonuna bağlı öksürüğün istenmediği
reaktif hava yolu olan çocuklarda yapılabilir
• Anormal hava yolu olan veya yakın zamanda
yemek yemiş çocuklarda derin anestezide
ekstübasyon yapılmaz
Post-operatif bulantı-kusma
• Bulantı-kusma, operasyon bitiminde ve sonrasında
önlenmedi gereken sorunlardandır ve karın içi
basıncının artması ile cerrahi-girişim yerinde kanamaya
neden olabilir.
• Çoçuklarda postop % 70 sıklıkla görülmektedir.
• Opioid ilaçların yan etkisi olarak sıklıkla görülmekte.
İnduksiyon için profolol tercih edilmeli.
• 5-oh triptamin antagonistleri(ondansetron(zofran),
granisetron(kytril)) bulantı-kusmayı önleyebilir.
• Dehidratasyon da bulantı kusma yapabilir.intraop yeterli
sıvı alımı sağlanmalı.(cerrahi boyunca 20 ml/kg hartman
solüsyonu(na laktat))
Post-operatif ağrı
• Pediatrik operasyonların bitiminde, hastanın
ağrı duyması ile gelişen huzursuzluk, ağlamanın
kanama ile direk bağlantısı vardır.
• En önemli ağrı sorunu, tonsillektomi sonrası
görülmektedir.
• Ağrının giderilmesinde sistemik veya lokal
tedaviler kullanılabilir.
• Premedikasyon aşamasında, morphine gibi
güçlü analjezikler, sublingual veya parenteral
olarak uygulanabilir
POST-OPERATÄ°F AÄžRI
• Steroidler, per-operatif dönemde parenteral
uygulanabilir , ancak ağrı kesici etkileri azdır.
• İboprufen, rofecoxib gibi NSAİD’ler denenebilir.
• Tonsillektomi sonrası ağrıyı azaltmak için diseksiyon
başlamadan peritonsiller bölgeye(plikalara, dil köküne)
lokal anestezik veya steroid enjeksiyonları yapılabilir.
• Bazı çalışmalarda operasyon sonrası tonsiller fossa ya da
steroid enjeksiyonu yapılarak post-op ağrının
azaltılabildiği belirtilmektedir.
• Bazı çalışmalarda , ağrı açısından steroid enjeksiyonu ile
plasebo arasında fark olmadığı belirtilmiştir.
POST-OPERATÄ°F AÄžRI
• Bupivacaine enjeksiyonun post-op ağrıyı belirgin
ölçüde azaltığını gösteren çalışmalar vardır.
• Hung t. ve ark. tarafından, bupivacaine ile ıslatılmış
bir gazlı bezin operasyon sonrası tonsiller fossada
bekletilmesinin analjezik olarak kullanılabileceği
belirtilmiÅŸtir.
• Post-op ağrı kesici olarak bupivacaine için olumsuz
görüşler de mevcuttur.
• Kaygusuz İ. Ve ark.’ da sadece post-op lidokain
spray kullanımının, deksametasone ve bupivacaine
göre ağrıyı azaltmada daha etkili olabileceği
belirtilmiÅŸtir.
LARÄ°NGOSPAZM
• Glottik kas spazmı sonucu üst solunum yollarının
refleks olarak kapanmasıdır.
• Ekstübasyon sonrası hava yolu obstrüksiyonlarının
%40’ı laringospazma bağlıdır.
• Çocuklarda %0.04-14 arasındadır. İlk 9 yaşta %1,7,
1-3 ay arasındaki infantlarda %2,82 oranında
bildiirlmiÅŸtir.
• Laringospazma bağlı kardiyak arrest %0,5 ,
postobstrüktiv negatif basınçlı pulmöner ödem %4,
pulmoner aspirasyon %3, bradikardi %6 , oksijen
desatürasyonu %61 olarak belirtilmiştir.
Laringospazm-mekanizma
• Laringeal reflekslerin çoğu, superior laringeal
sinirin internal dalındaki afferent liflerin
uyarılması ile gelişir.
• Bu refleksler yutma sırasında havayollarını
koruyan laringeal kasların kontraksiyonunu
kontrol eder.
• Laringospazm, anormal uyarılar ile laringeal
kapanma refleksinin inhibisyonunun kaybına
sekonder olarak da geliÅŸebilir
Laringospazm-klinik bulgular
• Parsiyel laringospazm bir miktar hava girişi varlığı ve
inspiratuar stridor ile anlaşılırken;
• Komplet laringospazmda hava girişi ve solunum sesleri
olmaz.
• Her iki durumda da havayolu obstrüksiyon bulguları
olarak trakeal çekilme, göğüs ve karının paradoks
hareketleri izlenirken, uzayan vakalarda oksihemoglobin
desaturasyonu, bradikardi ve santral siyanoz geliÅŸir.
• Ayırıcı tanıda; bronkospazm ve supraglottik
obstrüksiyon, soluk tutma, paradoksal vokal kord
hareketi, psikolojik laringospazm düşünülmelidir.
Laringospazm-risk faktörleri
Anesteziye bağlı faktörler:
• İnduksiyon ve uyanma döneminde yetersiz derinlikte anestezi
• İv induksiyon amaçlı kullanılan barbitüratlar
• Ketamine bağlı hipersalivasyon
• Derin anestezi altında ekstübe edilen çocuklarda desflurane
kullanımı
Hastaya bağlı faktörler
 ÜSYE , aktif astım gibi irritabl havayolu olan çocuklarda
 Sigara dumanına maruz kalan çocuklarda(normalin 10 katı sıklıkla)
 Hava yolu anomalisi, obezite, osas, gastroözefageal reflü, uykuda
boğulur gibi olma öyküsü olan çocuklarda
Laringospazm-risk faktörleri
Cerrahiye bağlı faktörler
 Tonsillektomi ve adenoidektomi sonrası (%21-26) en
yüksek laringospazm sıklığına sahiptir.
 Tiroid cerrahisinde süperior laringeal süperior hasarına
bağlı
 Paratiroid glandların iyatrojenik alınmasıyla
hipokalsemiye bağlı olarak gelişebilir
Laringospazmın önlenmesi
Anestezi induksiyonu aşamasında
Risk faktörlerinin belirlenmesi
Antikolinerjik ve benzodiazepinler ile premedikasyon
Sevofluran indüksiyonundan 2 dk sonra iv kanül yerleştirilmesi
Yeterli anestezi derinliği sağlandıktan sonra trakeal entübasyon
Uyanma aşamasında
Sekresyon ve kanın nazik aspirasyonu
Hastaya lateral pozisyon verilmesi
inhalasyon anesteziklerinin kesilmesi
Lidokain 1 mg/kg iv veya propofol 0,25-0,5 mg/kg iv
Hastanın gözlerini açmasını ve spontan uyanmasını bekle
Laringospazm tedavi algoritması
Uyaranın belirlenmesi ve uzaklaştırılması (kan, mukus, sekresyon)
Nazal/oral havayolu yerleÅŸtirilmesi
Boyunun ekstansiyonu / çene asma manevrasının uygulanması sırasında
laringospazm noktasına bası,
Ağzının açılarak yüz maskesinin yerleştirilmesi
%100 O2 ile pozitif basınçlı ventilasyon
Laringospazm düzelmez ise anestezinin derinleştirilmesi: propofol 0,25-0,8
mg/ kg iv
Laringospazm düzelmez ise Süksinilkolin 0,1-3 mg/kg veya 3-4 mg/kg im
maske ventilasyonu ve/veya trakeal entübasyon
Adenoidektomi ve tonsillektomi
Preop deÄŸerlendirme
 Ayrıntılı anamnez
 Üsye sıklığı > gelişen hava yolu aktivitesi
haftalarca sürebilir.
 Uyku apnesi varlığı> bu hastalarda perioperatif
komplikasyon riski %20 çıktığı bildirilmiştir.
 Maske ventilasyon ve endotrakeal entübasyon
güçlüğü açısından tonsillerin büyüklüğü
deÄŸerlendirilmeli
 Hematokrit ve koagulasyon parametreleri
Anestezi yönetimi
• Adenotonsillektomi hastasında en uygun
premedikasyon ajanları midazolam ve klonidin
• Tıkayıcı uyku apnesi, aralıklı tıkanması veya çok
büyük tonsil durumunda sedatif
premedikasyondan kaçınılmalı
• Geneılikle inhalasyon indüksiyon tercih edilir.
• Hava yolunu az irrite edecek ajanlar
kullanılmalı(sevofluran, propofol)
• Trakeal entübasyonda derin inhalasyon
anesteziği altında veya kısa etkili non-
depolarizan kas gevşetici eşliğinde yapılmalı
Anestezi yönetimi
• Aspirasyonun önlenmesi açısından kaflı endotrakeal tüpler veya
supraglottik alan gaz kompreslerle tıkanmalı.
• Flexible, spiralli LMA bu vakalarda mükemmel havayolu güvenliği
sağlar, uyanma esnasında öksürük ve laringospazm insidansını
azaltır.
• Derlenme hızlı olmalı, hasta ekstübe edildikten sonra kendisi hava
yollarındaki kan ve sekresyonları etkin olarak uzaklaştırabilmeli
• Pratikte daha çok uyanık ekstübasyon yapılıyor. Yapılan
çalışmalarda uyanık veya derin ekstübasyon arasında havayolu
komplikasyon insidansı arasında fark bulunmamıştır.
• Uyanma sırasında 0.5 mg/kg propofol laringospazm önlemede etkin
olduÄŸu bildirilmiÅŸ.
• Derlenme odasında tonsil pozisyonunda(yan yatar ve kafa hafif
aşağıda) monitorize 60 dk izlenmeli
• Kanama kontrolü sonrası servise çıkarılmalı.
Anestezi yönetimi
• Kanaması olan hasta yeniden cerrahi gerekli ise
koagulasyon test edilmeli,kan grubu tayini ve
uygunluk için testler yapılmalı
• İnduksiyondan önce hasta çok iyi hidrate edilmeli
• Tam monitorizasyon , çalışan damar yolu ve zor
hava yolu için gerekli tüm ekipman sağlanmadan
indüksiyona geçilmemeli
• Hasta hafis baş aşağı pozisyonda iken, krikoid bası
eşliğinde hızlı indüksiyon aspirasyonu önler.
• Entübasyon sonrası nazogastrik ile mideden yutulan
kanlar aspire edilmeli.
Post-operatif dönem
• Tonsillektomi sonrası bulantı insidansı %30-65
arası
• Çok şiddetli kusmalar oral alımı engelleyip
dehidratasyona neden olabilir.
• 0,1-0,15 mg/kg dozunda ondansetron tek başına
veya dekstametazon ile kullanılması bulantı-
kusmayı azaltığı gösterilmiştir.
• Meperidinden kaçınılması, midenin boşaltılması,
azot protoksitin erken kesilmesi, uygun antiemetik,
rejim kullanılması, hastanın iyi hidrate edilmesi ve
hastanın erken postop sıvı alımına zorlanmaması
bulantı-kusmayı azaltabilir.
Post-operatif dönem
• En ciddi komplikasyon kanama, %0,1-8,1
• Yeniden cerrahi gerektiren kanama %0,3-0,6
• %75’i cerrahiden sonraki ilk 6 saat
• Ağrı adenoidektomi sonrası minimal iken tonsillektomi
sonrası şiddetli
• İntraop verilen dekstametazon, bulantı-kusma ve postop
ağrıyı azaltırken, ödeme bağlı rahatsızlığı da azaltır.
• Opioidler ve klonidin, analjezi amaçlı kullanılabilir ama uyku
apnesi olan hastalarda dikkat edilmeli.
• Asetaminofen , diğer aneljeziklerin ve opioidlerin dozunun
azaltılmasında yararlı.
• NSAİD kullanımı postop kanama riski nedeniyle tartışmalı
Post-operatif dönem
• Adenoidektomi yapılan hastalar tam uyandıktan
sonra aynı gün içinde taburcu edilebilir
• Tonsillektomi geçiren hastalar erken kanamalar
açısından en az 6 saat gözlenmeli
• Taburculuk öncesi belirgin bulantı-kusma
olmamalı, ağrıları uygun ilaçla kesilmiş olmalı
• Uyku apneli çocuklar aynı gün taburculuğu
dikkatli deÄŸerlendirilmeli, bu hastalarda normal
fizyolojik solunum ameliyattan hemen sonra
normale dönmez.
Tonsillektomi ve adenoidektomi sonrası yatış gerektiren durumlar.
(amerikan otolaringoloji ve baÅŸ-boyun cerrahisi akademisi
pediatrik otolaringoloji komitesi önerileri).(tonsillektomi ve
adenoidektomi sonrası aşağıdaki kriterlenden birinin varlığı yatış
gerektirir.)
3 yaş ve altındaki çocuklar
Hastada veya ailesinde tanımlanmış kanama bozukluğu olmasa dahi
koagulasyon değerlerinin anormal olması
Hastanın preoperatif riskini artıran herhangi bir sistemik hastalığı olması
Herhangi bir havayolu anomalisinin varlığı
Peritonsiller abse endikasyonu ile yapılan cerrahiler sonrası
Acil olarak hastaneye dönebilme imkanının olmadığı durumlar
Hastanın evdeki gözleminin yetersiz olabileceği durumlar
Miringotomi ve tüp yerleştirilmesi
• Genellikle kısa bir işlem
• Maske yoluyla inhalasyon anesteziği, nitröz
oksit, oksijen karışımı anestezi için yeterli
• Özel endikasyon yoksa premedikasyon
önerilmez(çünkü kullanılan ajanların etkileri
cerrahi işlemden uzun sürer)
• Günümüzde bu hastalarda sıklıkla sevofluran
kullanılmakta. Geç uyanma , laringospazm,
desaturasyon, bradikardi, disritmi daha az.

More Related Content

Pediatrik kbb anestezisi2

  • 1. PEDÄ°ATRÄ°K KBB ANESTEZÄ°SÄ° DR.ÃœMÄ°T YILMAZ MODERATÖR: PROF.DR.Ä°SMAÄ°L TOPÇU
  • 2. Çocuk Minyatür Bir EriÅŸkin DeÄŸildir ï‚— BaÅŸ-boyun/vücut hacminin oranı ï‚— YenidoÄŸanda %30 ï‚— EriÅŸkinde %10 ï‚— Ä°ÅŸlevsel açıdan da önemli farklar var
  • 3. • Pediatrik hastalar baÅŸ ve boyun anatomilerinin küçük/farklı olması, metabolizmalarının eriÅŸkin hastalardan farklılık göstermesi, farmakolojik farklılıklar nedeniyle , bu hastalara ayrı klinik disiplinle yaklaşılmalı. • Pediatri içinde de, yenidoÄŸan , çocuk(1-12 yaÅŸ) ve adolesan gruplarının ayrı özelliklere sahip olacağı unutulmamalı
  • 4. Pediatrik hasta psikolojisi • Genelikle aile ve çocuk olabildiÄŸince kısa süreli hastanede kalmak isterler. • Hag ve Dundee tarafından yapılan bir çalışmada ameliyathaneye huzursuz , aÄŸlayarak giren çocuklarda operasyonun daha kanamalı olduÄŸu belirtilmiÅŸtir. • Bu nedenle operasyon hakkında nerede, ne ÅŸartlarda yapılacağı kısa bir ÅŸekilde anlatılmaya çalışılmalıdır(resim, çizimler, ameliyat senaryosu).
  • 5. Pediatrik hastada anestezi açısından fizyolojik farklılıklar • Bebeklerde ve çocuklarda metabolizma hızları eriÅŸkinlere göre daha yüksek • Diyafram bebeÄŸin temel ventilasyon kasıdır. Bebek diyafram kası eriÅŸkine göre daha erken yorulur. • AkciÄŸerler kolaylıkla kollabe olabilir. • Kardiyak output yüksektir ve eriÅŸkinlerle kıyaslandığında vücut yüzeyi daha büyüktür. • Ter, buharlaÅŸma ile ısı kaybı daha fazla olabilir.
  • 6. Pediatrik hastada anestezi açısından fizyoloji ve anatomisi • YenidoÄŸanda baÅŸ gövde oranı büyüktür. • Kafa, kısa boyun nedeniyle toraks üzerine oturmuÅŸ gibi görünür. • Bebeklerin orantısal olarak dilleri daha büyüktür, dolayısıyla hava yolu orofarenks düzeyinde dardır. • Bu durum maskeyle ventilasyonu ve laringoskopiyi zorlaÅŸtırır.
  • 7. Pediatrik hastada anestezi açısından fizyoloji ve anatomisi • Pediatrik larinks daha yüksek yerleÅŸimli servikal 1-4 vertebralara arasında , eriÅŸkinde3-6 • Krikoid kartilaj eriÅŸkinde c6-7 seviyesinde iken yeni doÄŸanda c4 seviyesindedir.Bu nedenle epiglot ucu yumuÅŸak damak seviyesinin arkasına kadar uzanır. • Epiglot eriÅŸkine göre dar, uzun, gevÅŸek ve açılıdır. % 50 sinde epiglot omega ÅŸeklindedir. • Bebek ve küçük çocuklarda hava yolunun en dar kısmı krikoid kıkırdak düzeyindedir(çocuklarda subglottik alan, eriÅŸkinde glottis).
  • 9. FARKLILIK OLUMSUZ ETKÄ° YAPILACAK Büyük oksiput Başın fleksiyonu ve hava yolunda kink Omuzların altına havlu koy Büyük epiglot Hava yolu obstrüksiyonu, özellikle tonus zayıfken Orofarengeal veya nazofarengeal airway gerektirebilir Büyük adenoid Entübasyon sırasında kanayabilir Ä°nvaziv iÅŸlemleri azalt U ÅŸeklinde sert epiglot Vokal kordları görüntülemeyi zorlaÅŸtırır Entübasyon için düz bleyd kullan Yüksek larinks Vokal kordları görüntülemeyi zorlaÅŸtırır Glottik açıklığı görmek için nazikçe krikoid bası uygula Daha dar krikoid halka(<5 yas) Kord vokallerin altında hava yolunun en dar yeri Kafsız tüp kullan Daha dar ve kısa trakea Tüpün ana bronÅŸlara gitmesi kolay Tüpün optimal yerini tespit ederek sıkıca sabitle ÇOCUK VE ERÄ°ÅžKÄ°NDEKÄ° ANATOMÄ°K FARKLILIKLAR
  • 10. Pediatrik hastada premedikasyon • Operasyon öncesi dikkatli anamnez alınmalı â–« Aileden ve/veya çocuÄŸun kendisinden, • Sistemik hastalıklar sorgulanıp muayene edilmeli • Nadir konjenital sendromları düşündürecek bulgu ve belirtiler gözden kaçırılmamalı • Rutin laboratuar testleri(hg, kanama/pıhtılaÅŸma testleri, biokimya) incelenmeli • Hastanın kan grubu incelenmesi, • Operasyondaki kanama 10 mlt/kg aÅŸacağı bekleniyorsa kan grubuna mutlaka bakılmalı
  • 11. Pediatrik hastada premedikasyon • 10 ay ile 5 yaÅŸ arası çocuklar ebeveynlerine yapışırlar ve anestezi indüksiyonu öncesi premedikasyon gerektirebilir. • Pre-medikasyon için IM, IV, Oral yolun dışında, rektal, nazal, sublingual yolda tercih edilebilir. • Premedikasyon için â–« Midazolam(dormicum); IM, IV, oral, sublingual, rektal , nazal yol ile kullanılabilir. â–« Cerrahiden 15-20 dk öncesi 0.5-0.75 mg/kg midazolam verilebilir. Sedasyon saÄŸlarken minimal respiratuar depresyon oluÅŸturur. â–« Kloralhidrat (25-50 mg/kg PO veya rektal) pediyatristler veya radyologlar tarafından iÅŸlem öncesi kullanılan bir ilaçtır. Minimal respiratuar depresyona neden olabilir.
  • 12. Premedikasyon-aç bırakma kuralları Besin tipi Aç bırakma kuralları (saat) Berrak sıvılar 2 Anne sütü 4 Ä°nek sütü-formül mama 6 Katı gıda 8
  • 13. Anestezi öncesi aşı • Anestezi ve cerrahi stres, bağışıklık sistemini etkiler. Aşı sonrası cerrahi giriÅŸim yapılan çocuklarda ciddi postoperatif komplikasyon geliÅŸtiÄŸini bildiren yayınlar mevcut. • Aşıdan hemen sonra anestezi alan çocuklarda aşı etkisinin daha az, komplikasyon riskinin ise daha yüksek olduÄŸu düşünülmektedir. • Son kılavuzlarda elektif cerrahi öncesi â–« Difteri, boÄŸmaca, tetanoz gibi inaktif aşılardan sonra 1 hafta â–« Polio, kızamık, kızamıkçık, kabakulak gibi canlı aşılardan sonra 2 hafta ertelenmesi önerilmekte(3-4 hafta)
  • 14. Ãœst solunum yolu enfeksiyonu • Operasyon öncesi ÃœSYE varlığında, bu durumun anestezi için risk oluÅŸturma ihtimali tartışmalı. • Birçok yazar, ÃœSYE varlığında larengospazm, bronkospazm ve hipoksemi gibi komplikasyonların daha sık görüldüğünü belirtir • Özellikle <2 yaÅŸ enfeksiyonu olan çocuklarda, ÃœSYE baÄŸlı komplikasyon sıklığı artmakta • Bazı araÅŸtırmalar enfeksiyon sonrası 6 haftaya kadar hava yolu reaktivitesinin devam ettiÄŸini iddia eder • Genel yaklaşım enfeksiyon varlığında sistemik belirtiler var ise operasyonun 3-6 hafta ertelenmesidir
  • 15. KONTROLLÃœ HÄ°POTANSÄ°YON Hipertansiyonu olmayan hastalarda; • Sistolik kan basıncının 80-90 mmHg’e • Ortalama arteriyel basıncın(OAB) 50-65 mmHg’e düşmesi Hipertansiyonu olan hastalarda; • Bazal OAB’da %30’luk düşüş olarak tanımlanır. • Amaç kanamayı ve kan transfüzyon ihtiyacını azaltarak kansız ameliyat sahası yaratmaktır.
  • 16. KONTROLLÃœ HÄ°POTANSÄ°YON Özelikle;  Endoskopik sinus cerrahisinde  Orta kulak mikrocerrahisinde  Rinoplasti ameliyatlarında  Oro-maksillo-fasial cerrahide kullanılır.
  • 17. KONTROLLÃœ HÄ°POTANSÄ°YON Kullanılacak ajanlar; • Uygulanması kolay olmalı, • Etki baÅŸlangıcı kısa olmalı • Uygulamanın kesilmesi ile etkinin kaybolması hızlı olmalı • Toksik metabolitleri olmamalı • Eliminasyonu hızlı olmalı • Vital organlar üzerindeki etkiler göz ardı edilebilir, tahmin edilebilir ve doz bağımlı olmalıdır.
  • 18. Kontrollü hipotansiyonda kullanılan ilaçlar • Ä°nhalasyon ajanlar â–« Sevoflurane â–« Ä°zoflurane • Opioidler â–« Remifentanil(ultiva) • Vasodilatörler â–« Na nitroprussid â–« Nitrogliserin â–« Alprostadil â–« Ca kanal blokerleri â–« fenoldopam
  • 19. Kontrollü hipotansiyonda kullanılan ilaçlar • Otonom sinir sistemi inhibitörleri â–« Trimethafan kamsilat â–« Klonidin â–« Labetalol â–« Esmolol • ACE inhibitörleri â–« Kaptopril â–« Enalapril
  • 21. OPERASYON-ENTÃœBASYON • Pediatrik anestezi’de de, eriÅŸkin anestezisinde olduÄŸu gibi kan basıncı, solunum , hastanın hareketsizliÄŸi gibi parametrelere dikkat edilmelidir. • Bebek ve çocukların baÅŸ ve dilleri eriÅŸkinlere göre daha büyük, nazal pasajları dar, larenksleri öne ve sefale yönlenmiÅŸ, epiglot uzun, boyun ve trakeaları kısadır. • Pediatrik hastalarda entübasyonları sırasında düz bleydli laringoskoplar anatomik yapıya daha uygun olduklarından tercih edilmektedir.
  • 22. Laringoskopide bleyd seçimi yaÅŸ bleyd Prematür- yenidoÄŸan Miller 0 6-8 aya kadar bebekler Miller 0-1 9 ay- 2 yaÅŸ Miller 1 2-5 yaÅŸ Miller 1-1,5 Macintosh 1 5 yaÅŸtan büyük Macintosh 2 Miller 2 Adolesandan eriÅŸkine kadar Macintosh 3 Miller 2
  • 23. Ä°NDUKSÄ°YON • Ä°nhalasyonla induksiyon, hızlı-seri Ä°V induksiyon gerekmedikçe, pediyatrik hastalarda en uygun yaklaşımdır. • Bu amaçla nitroz oksit veya sevoflurane gibi inhalant anestezikler kullanılabilir. • 8 yaşından büyük çocuklarda sıklıklar iv tercih edilir. • Ä°V Ä°nduksiyonda propofol(3-4 mg/kg) veya tiyopental(4-6mg/kg) kullanılabilir.
  • 24. ENDOTRAKEAL ENTÃœBASYON • Büyük çocuklara baÅŸ altına yerleÅŸtirilen bir örtü ile ‘sniffing’ (koklama) pozisyonu verilir. • Bebek ve küçük çocuklarda oksiput büyük olduÄŸu için skapulalar arasına küçük bir havlu yerleÅŸtirmek yardımcı olacaktır. • Laringoskopi sırasında, bleydin ucu epiglotu kaldırmak için kullanılır. • Glottisten karinaya kadar olan mesafe term yenidoÄŸanda yaklaşık 1 cm’dir.
  • 25. ENDOTRAKEAL ENTÃœBASYON • Pediatrik endotrakeal tüpler tüp ucundan 2 cm yukarıda yer alan tek bir siyah çizgiye ve 3 cm yukarda yer alan çift siyah çizgiye sahiptirler. Bu çizgiler vokal kordlardan geçirilirken gözlenmeli • Entübasyon sırasında direnç ile karşılaşılıyorsa, yarım numara küçük tüp denenmeli • Entübasyondan sonra, göğsün bilateral ve eÅŸit miktarda ekspanse olduÄŸu ve oskültasyonla solunum seslerinin bilateral ve eÅŸit olduÄŸuu deÄŸerlendirilmeli • 10 cmH2O basınçtan daha düşük basınçlarda kaçak var ise bir büyük boy tüpe deÄŸiÅŸtirilmeli
  • 26. ENDOTRAKEAL ENTÃœBASYON • BaÅŸ ve vücudun her deÄŸiÅŸimden sonra solunum seslerinin bilateral ve eÅŸit olduÄŸunu doÄŸrulamak için göğüs oskültasyonu yapılmalıdır. • Başın fleksiyonu ile tüpün herhangi bir ana bronÅŸa ilerlemesine yol açabilir, ekstansiyonu ekstübasyona neden olabilir. • Endotrakeal tüpler güvenli bir ÅŸekilde tespit edilmeli ve gingivaya en yakın sayı tespit mesafesi olarak not edilmeli • Bu mesafeden herhangi bir deÄŸiÅŸiklik olması tüpün migrasyonunu gösterecektir.
  • 27. • Ä°dame tedavisinde genellikle inhalasyon ajanlar tercih edilmekte. • Kas gevÅŸeticiler endotrakeal entübasyonu kolaylaÅŸtırmak için sıklıkla kullanılmaktadır. • Anormal hava yolu olan bebeklerde kas gevÅŸeticilerin kullanımı kontraendike olabilir. • Çocuklarda kas gevÅŸetici olarak depolarizan ajanlara dikkat edilmeli, gereÄŸinde non depolarizan ajanla entübasyon yapılması önerilmektedir.
  • 28. • Süksinilkolin depolarizan nöromuskuler bloker • Pediatrik hastalar yetiÅŸkinlere oranla daha yüksek dağılım volümüne sahip oldukları için kg başına daha yüksek suksinilkoline ihtiyaç duyar. • Çocuklarda yetiÅŸkinlere kıyasla suksinilkolin sonrası, kardiyak aritmi, hiperkalemi ve malign hipertermiye eÄŸilim vardır. • Acil entübasyon ve hızlı induksiyon durumlarında rokuronyum(esmeron)(0.6-1.2 mg/kg) tercih edilebilecek en iyi ajan olduÄŸu bildirilmektedir.
  • 29. ekstübasyon • ÇoÄŸu olguda uyanmadan sonra trakea ekstübe edilir. Ekstübasyondan önce çocuÄŸun amaçlı aktivite (endotrakeal tüpe uzanması gibi), göstermesi veya gözlerini açması gerekir. • Bebeklerde kalça fleksiyonu ve güçlü bir ÅŸekilde yüzünü buruÅŸturma uyanma için iyi bir göstergedir.
  • 30. Erken ekstübasyon • Derin anestezide de ekstübe edilebilir. • KBB açısından uyanma sırasında tüpün reaksiyonuna baÄŸlı öksürüğün istenmediÄŸi reaktif hava yolu olan çocuklarda yapılabilir • Anormal hava yolu olan veya yakın zamanda yemek yemiÅŸ çocuklarda derin anestezide ekstübasyon yapılmaz
  • 31. Post-operatif bulantı-kusma • Bulantı-kusma, operasyon bitiminde ve sonrasında önlenmedi gereken sorunlardandır ve karın içi basıncının artması ile cerrahi-giriÅŸim yerinde kanamaya neden olabilir. • Çoçuklarda postop % 70 sıklıkla görülmektedir. • Opioid ilaçların yan etkisi olarak sıklıkla görülmekte. Ä°nduksiyon için profolol tercih edilmeli. • 5-oh triptamin antagonistleri(ondansetron(zofran), granisetron(kytril)) bulantı-kusmayı önleyebilir. • Dehidratasyon da bulantı kusma yapabilir.intraop yeterli sıvı alımı saÄŸlanmalı.(cerrahi boyunca 20 ml/kg hartman solüsyonu(na laktat))
  • 32. Post-operatif aÄŸrı • Pediatrik operasyonların bitiminde, hastanın aÄŸrı duyması ile geliÅŸen huzursuzluk, aÄŸlamanın kanama ile direk baÄŸlantısı vardır. • En önemli aÄŸrı sorunu, tonsillektomi sonrası görülmektedir. • AÄŸrının giderilmesinde sistemik veya lokal tedaviler kullanılabilir. • Premedikasyon aÅŸamasında, morphine gibi güçlü analjezikler, sublingual veya parenteral olarak uygulanabilir
  • 33. POST-OPERATÄ°F AÄžRI • Steroidler, per-operatif dönemde parenteral uygulanabilir , ancak aÄŸrı kesici etkileri azdır. • Ä°boprufen, rofecoxib gibi NSAÄ°D’ler denenebilir. • Tonsillektomi sonrası aÄŸrıyı azaltmak için diseksiyon baÅŸlamadan peritonsiller bölgeye(plikalara, dil köküne) lokal anestezik veya steroid enjeksiyonları yapılabilir. • Bazı çalışmalarda operasyon sonrası tonsiller fossa ya da steroid enjeksiyonu yapılarak post-op aÄŸrının azaltılabildiÄŸi belirtilmektedir. • Bazı çalışmalarda , aÄŸrı açısından steroid enjeksiyonu ile plasebo arasında fark olmadığı belirtilmiÅŸtir.
  • 34. POST-OPERATÄ°F AÄžRI • Bupivacaine enjeksiyonun post-op aÄŸrıyı belirgin ölçüde azaltığını gösteren çalışmalar vardır. • Hung t. ve ark. tarafından, bupivacaine ile ıslatılmış bir gazlı bezin operasyon sonrası tonsiller fossada bekletilmesinin analjezik olarak kullanılabileceÄŸi belirtilmiÅŸtir. • Post-op aÄŸrı kesici olarak bupivacaine için olumsuz görüşler de mevcuttur. • Kaygusuz Ä°. Ve ark.’ da sadece post-op lidokain spray kullanımının, deksametasone ve bupivacaine göre aÄŸrıyı azaltmada daha etkili olabileceÄŸi belirtilmiÅŸtir.
  • 35. LARÄ°NGOSPAZM • Glottik kas spazmı sonucu üst solunum yollarının refleks olarak kapanmasıdır. • Ekstübasyon sonrası hava yolu obstrüksiyonlarının %40’ı laringospazma baÄŸlıdır. • Çocuklarda %0.04-14 arasındadır. Ä°lk 9 yaÅŸta %1,7, 1-3 ay arasındaki infantlarda %2,82 oranında bildiirlmiÅŸtir. • Laringospazma baÄŸlı kardiyak arrest %0,5 , postobstrüktiv negatif basınçlı pulmöner ödem %4, pulmoner aspirasyon %3, bradikardi %6 , oksijen desatürasyonu %61 olarak belirtilmiÅŸtir.
  • 36. Laringospazm-mekanizma • Laringeal reflekslerin çoÄŸu, superior laringeal sinirin internal dalındaki afferent liflerin uyarılması ile geliÅŸir. • Bu refleksler yutma sırasında havayollarını koruyan laringeal kasların kontraksiyonunu kontrol eder. • Laringospazm, anormal uyarılar ile laringeal kapanma refleksinin inhibisyonunun kaybına sekonder olarak da geliÅŸebilir
  • 37. Laringospazm-klinik bulgular • Parsiyel laringospazm bir miktar hava giriÅŸi varlığı ve inspiratuar stridor ile anlaşılırken; • Komplet laringospazmda hava giriÅŸi ve solunum sesleri olmaz. • Her iki durumda da havayolu obstrüksiyon bulguları olarak trakeal çekilme, göğüs ve karının paradoks hareketleri izlenirken, uzayan vakalarda oksihemoglobin desaturasyonu, bradikardi ve santral siyanoz geliÅŸir. • Ayırıcı tanıda; bronkospazm ve supraglottik obstrüksiyon, soluk tutma, paradoksal vokal kord hareketi, psikolojik laringospazm düşünülmelidir.
  • 38. Laringospazm-risk faktörleri Anesteziye baÄŸlı faktörler: • Ä°nduksiyon ve uyanma döneminde yetersiz derinlikte anestezi • Ä°v induksiyon amaçlı kullanılan barbitüratlar • Ketamine baÄŸlı hipersalivasyon • Derin anestezi altında ekstübe edilen çocuklarda desflurane kullanımı Hastaya baÄŸlı faktörler  ÃœSYE , aktif astım gibi irritabl havayolu olan çocuklarda  Sigara dumanına maruz kalan çocuklarda(normalin 10 katı sıklıkla)  Hava yolu anomalisi, obezite, osas, gastroözefageal reflü, uykuda boÄŸulur gibi olma öyküsü olan çocuklarda
  • 39. Laringospazm-risk faktörleri Cerrahiye baÄŸlı faktörler  Tonsillektomi ve adenoidektomi sonrası (%21-26) en yüksek laringospazm sıklığına sahiptir.  Tiroid cerrahisinde süperior laringeal süperior hasarına baÄŸlı  Paratiroid glandların iyatrojenik alınmasıyla hipokalsemiye baÄŸlı olarak geliÅŸebilir
  • 40. Laringospazmın önlenmesi Anestezi induksiyonu aÅŸamasında Risk faktörlerinin belirlenmesi Antikolinerjik ve benzodiazepinler ile premedikasyon Sevofluran indüksiyonundan 2 dk sonra iv kanül yerleÅŸtirilmesi Yeterli anestezi derinliÄŸi saÄŸlandıktan sonra trakeal entübasyon Uyanma aÅŸamasında Sekresyon ve kanın nazik aspirasyonu Hastaya lateral pozisyon verilmesi inhalasyon anesteziklerinin kesilmesi Lidokain 1 mg/kg iv veya propofol 0,25-0,5 mg/kg iv Hastanın gözlerini açmasını ve spontan uyanmasını bekle
  • 41. Laringospazm tedavi algoritması Uyaranın belirlenmesi ve uzaklaÅŸtırılması (kan, mukus, sekresyon) Nazal/oral havayolu yerleÅŸtirilmesi Boyunun ekstansiyonu / çene asma manevrasının uygulanması sırasında laringospazm noktasına bası, AÄŸzının açılarak yüz maskesinin yerleÅŸtirilmesi %100 O2 ile pozitif basınçlı ventilasyon Laringospazm düzelmez ise anestezinin derinleÅŸtirilmesi: propofol 0,25-0,8 mg/ kg iv Laringospazm düzelmez ise Süksinilkolin 0,1-3 mg/kg veya 3-4 mg/kg im maske ventilasyonu ve/veya trakeal entübasyon
  • 42. Adenoidektomi ve tonsillektomi Preop deÄŸerlendirme  Ayrıntılı anamnez  Ãœsye sıklığı > geliÅŸen hava yolu aktivitesi haftalarca sürebilir.  Uyku apnesi varlığı> bu hastalarda perioperatif komplikasyon riski %20 çıktığı bildirilmiÅŸtir.  Maske ventilasyon ve endotrakeal entübasyon güçlüğü açısından tonsillerin büyüklüğü deÄŸerlendirilmeli  Hematokrit ve koagulasyon parametreleri
  • 43. Anestezi yönetimi • Adenotonsillektomi hastasında en uygun premedikasyon ajanları midazolam ve klonidin • Tıkayıcı uyku apnesi, aralıklı tıkanması veya çok büyük tonsil durumunda sedatif premedikasyondan kaçınılmalı • Geneılikle inhalasyon indüksiyon tercih edilir. • Hava yolunu az irrite edecek ajanlar kullanılmalı(sevofluran, propofol) • Trakeal entübasyonda derin inhalasyon anesteziÄŸi altında veya kısa etkili non- depolarizan kas gevÅŸetici eÅŸliÄŸinde yapılmalı
  • 44. Anestezi yönetimi • Aspirasyonun önlenmesi açısından kaflı endotrakeal tüpler veya supraglottik alan gaz kompreslerle tıkanmalı. • Flexible, spiralli LMA bu vakalarda mükemmel havayolu güvenliÄŸi saÄŸlar, uyanma esnasında öksürük ve laringospazm insidansını azaltır. • Derlenme hızlı olmalı, hasta ekstübe edildikten sonra kendisi hava yollarındaki kan ve sekresyonları etkin olarak uzaklaÅŸtırabilmeli • Pratikte daha çok uyanık ekstübasyon yapılıyor. Yapılan çalışmalarda uyanık veya derin ekstübasyon arasında havayolu komplikasyon insidansı arasında fark bulunmamıştır. • Uyanma sırasında 0.5 mg/kg propofol laringospazm önlemede etkin olduÄŸu bildirilmiÅŸ. • Derlenme odasında tonsil pozisyonunda(yan yatar ve kafa hafif aÅŸağıda) monitorize 60 dk izlenmeli • Kanama kontrolü sonrası servise çıkarılmalı.
  • 45. Anestezi yönetimi • Kanaması olan hasta yeniden cerrahi gerekli ise koagulasyon test edilmeli,kan grubu tayini ve uygunluk için testler yapılmalı • Ä°nduksiyondan önce hasta çok iyi hidrate edilmeli • Tam monitorizasyon , çalışan damar yolu ve zor hava yolu için gerekli tüm ekipman saÄŸlanmadan indüksiyona geçilmemeli • Hasta hafis baÅŸ aÅŸağı pozisyonda iken, krikoid bası eÅŸliÄŸinde hızlı indüksiyon aspirasyonu önler. • Entübasyon sonrası nazogastrik ile mideden yutulan kanlar aspire edilmeli.
  • 46. Post-operatif dönem • Tonsillektomi sonrası bulantı insidansı %30-65 arası • Çok ÅŸiddetli kusmalar oral alımı engelleyip dehidratasyona neden olabilir. • 0,1-0,15 mg/kg dozunda ondansetron tek başına veya dekstametazon ile kullanılması bulantı- kusmayı azaltığı gösterilmiÅŸtir. • Meperidinden kaçınılması, midenin boÅŸaltılması, azot protoksitin erken kesilmesi, uygun antiemetik, rejim kullanılması, hastanın iyi hidrate edilmesi ve hastanın erken postop sıvı alımına zorlanmaması bulantı-kusmayı azaltabilir.
  • 47. Post-operatif dönem • En ciddi komplikasyon kanama, %0,1-8,1 • Yeniden cerrahi gerektiren kanama %0,3-0,6 • %75’i cerrahiden sonraki ilk 6 saat • AÄŸrı adenoidektomi sonrası minimal iken tonsillektomi sonrası ÅŸiddetli • Ä°ntraop verilen dekstametazon, bulantı-kusma ve postop aÄŸrıyı azaltırken, ödeme baÄŸlı rahatsızlığı da azaltır. • Opioidler ve klonidin, analjezi amaçlı kullanılabilir ama uyku apnesi olan hastalarda dikkat edilmeli. • Asetaminofen , diÄŸer aneljeziklerin ve opioidlerin dozunun azaltılmasında yararlı. • NSAÄ°D kullanımı postop kanama riski nedeniyle tartışmalı
  • 48. Post-operatif dönem • Adenoidektomi yapılan hastalar tam uyandıktan sonra aynı gün içinde taburcu edilebilir • Tonsillektomi geçiren hastalar erken kanamalar açısından en az 6 saat gözlenmeli • Taburculuk öncesi belirgin bulantı-kusma olmamalı, aÄŸrıları uygun ilaçla kesilmiÅŸ olmalı • Uyku apneli çocuklar aynı gün taburculuÄŸu dikkatli deÄŸerlendirilmeli, bu hastalarda normal fizyolojik solunum ameliyattan hemen sonra normale dönmez.
  • 49. Tonsillektomi ve adenoidektomi sonrası yatış gerektiren durumlar. (amerikan otolaringoloji ve baÅŸ-boyun cerrahisi akademisi pediatrik otolaringoloji komitesi önerileri).(tonsillektomi ve adenoidektomi sonrası aÅŸağıdaki kriterlenden birinin varlığı yatış gerektirir.) 3 yaÅŸ ve altındaki çocuklar Hastada veya ailesinde tanımlanmış kanama bozukluÄŸu olmasa dahi koagulasyon deÄŸerlerinin anormal olması Hastanın preoperatif riskini artıran herhangi bir sistemik hastalığı olması Herhangi bir havayolu anomalisinin varlığı Peritonsiller abse endikasyonu ile yapılan cerrahiler sonrası Acil olarak hastaneye dönebilme imkanının olmadığı durumlar Hastanın evdeki gözleminin yetersiz olabileceÄŸi durumlar
  • 50. Miringotomi ve tüp yerleÅŸtirilmesi • Genellikle kısa bir iÅŸlem • Maske yoluyla inhalasyon anesteziÄŸi, nitröz oksit, oksijen karışımı anestezi için yeterli • Özel endikasyon yoksa premedikasyon önerilmez(çünkü kullanılan ajanların etkileri cerrahi iÅŸlemden uzun sürer) • Günümüzde bu hastalarda sıklıkla sevofluran kullanılmakta. Geç uyanma , laringospazm, desaturasyon, bradikardi, disritmi daha az.