4. Hayatın insan için ‘öğrenerek mükemmelleşme” süreci olduğunu, çağımızda gücün kaba kuvvette ve paranın elinde değil, bilgide olduğunu anlatarak öğrencilerin öğrenme heveslerini tahrik etmeye çalışıyorum…
5. Bu çerçevede Peygamberimiz (s.a.v) “İnsanlar iki sınıftır. Öğrenenler ve öğretenler; gerisinde hayır yoktur” hadisini tahtaya yazdım.
6. Orta sıralardan bir öğrenci parmak kaldırdı ve kendisine söz verdiğimde, “Şimdi doktorlarda hayır yok mu?” diye sordu.
7. Ben: “Baban doktor mu yoksa?” diye sordum. “Evet” manasında başını salladı. “O zaman dinle!” diyerek sorusuna şöyle cevap verdim.
8. Senin baban öğrenmeye devam etmiyor ve öğrendiklerini ilgili kişilere öğretmiyorsa, evet onda hayır yoktur.
9. Çünkü her alanda sürekli gelişmeler ve değişmeler yaşanan bir dünyada, herkes kendi branşındaki yenilikleri takip ederek kendini geliştirmelidir.
10. Yoksa hani derler ya; “Yarım doktor candan eder, yarım hoca dinden eder” diye. Böylelerinden hayır gelmez. Bu bir!
11. İkinci olarak, diyelim ki senin baban profesör oldu. Tıp kitapları yazıyor. Ülkenin hatta dünyanın kendi alanında bir numaralı doktoru…
12. Tamam ama, bu dünyada sadece iyi doktor, iyi mühendis, iyi mimar, iyi devlet adamı… olmak için gelmedik ki! Bunlarla beraber herkes için asıl olan iyi insan olmak değil mi?
13. İyi ve ve her yönüyle mükemmel insan olabilmek için, evrendeki yerini, yaratılış amacını, varlığın sırlarını düşünmek, araştırmak ve öğrenmeye çalışmak gerekmez mi?
14. İşte senin babanın bu yönde bir gayreti ve öğrenme çabası yoksa gene onda hayır yoktur.