3. GİRİŞ
Romatizmal hastalıklar immün sistemle ilgili
heterojen birikimlerin olduğu multisistem hastalıklar
Göz tutulumunun romatizmal hastalıklarda
birlikteliği ve sıklığı değişken
Romatizmal hastalıkların tedavisinde kullanılan
kortikosteroidler ve antimalaryal ajanlar tarafından
da göz etkilenebilir
4. ROMATİZMAL HASTALIKLARDA GÖZ
BELİRTİLERİ
Üveit
Skleral hastalık
Korneal hastalık
Orbital hastalık
Keratokonjunktivitis sikka
Retinal damar hastalığı ve vaskülit
Optik sinir hastalığı
7. ÜVEİT
Üvea ; iris, korpus siliare ve koroidea
Üveanın inflamasyonuna ‘üveitis’ denilir.
Üveit insidansı yaklaşık olarak 15/100.000’ dir.
Hastaların yakla- şık %75’ de ön üveit olarak
görülür.
Üveitli hastaların yaklaşık %50’ de illişkili sistemik
hastalık görülmektedir
8. SINIFLANDIRMA
Başlangıcına göre : ani- sinsi
Atak süresine göre : sınırlı(≤3 ay) – persistan(>3)
Gidişatına göre : akut- tekrarlayan- kronik
Etyolojik sebebe göre
1. İdiyopatik
2. Enfeksiyöz: Sistemik veya lokal
3. Non- enfeksiyöz: İmmünolojik kökenli
9. ANATOMIK YERLEŞIME GÖRE
Anterior üveit; İritis olarak görülmekte Sıklıkla olaya
korpus siliarenin ön bölümü yani pars plikata da
katıldığı için iridosiklitis tablosu olarak karşımıza
çikmaktadir.
İntermediate üveit; Kronik siklitis veya pars
planitisdir. Tabloya korpus siliarenin arka bölümü
pars plana ve retina periferi katılmaktadır.
Posterior üveit; İnflamasyon vitreus tabanının arka
sınırının gerisinde yerleşmiştir. Lokalizasyonun
yerine göre koroiditis, retinitis,korioretinitis ve
retinokoroiditis olarak isimlendirilmektedir.
Panüveit:Üç kompartmanı da tutan, primer inf odağı
belli değil
10. SEMPTOMLAR
Hastalar;
ağrı
sulanma
ışığa karşı hassasiyet
bulanık görme
gözde kızarıklıktan şikayetçi olabilirler.
11. Arka üveitli hastalarda ağrı çok belirgin olmayabilir.
Göz ile ilgili bu semptomlar dışında hastalar
aşağıdaki sistemler hakkında da sorgulanmalıdır:
Solunum: nefes darlığı, öksürük (sarkoidoz,
tüberküloz)
Cilt: eritema nodosum (sarkoidoz, Behçet),
psöriazis
Kas-eklem: bel ağrısı (ankilozan spondilit),
çocuklarda eklem ağrısı(JRA)
GIS: ülseratif kolit, Crohn
12. BULGULAR
Görme keskinliğinde azalma
Siliyer injeksiyon(limbus çevresinde kızarıklık)
Keratik presipitatlar
Kornea endotelinde enflamatuar hücre birikimi
Hipopiyon
o Ciddi enflamasyon varlığında lökositlerin seviye
verecek şekilde ön kamarada birikimi •
14. BULGULAR
Arka sineşi
İris arka yüzü ile lens ön yüzü arasında oluşan
yapışıklıklar
Ön sineşi İris ön yüzü ile trabeküler ağ veya
kornea arka yüzeyi arasındaki yapışıklıklar
Göz içi basıncı artışı
Vitreusta enflamatuar hücre varlığı
Retinal veya koroidal enflamasyon odakları
Maküler ödem
15. Akut üveit
Seronegatif SpA’larda görülen akut anterior üveit en iyi örnek
Süre sınırlı
Başlangıç ani
Tekrarlayan (intermittan) üveit
Ani başlangıçlı
Sınırlı süreli,multipl ataklar
Üveitin inaktif olduğu,üveit için tedavi almadığı remisyon
dönemleriyle atak peryotlarının birbirini izlemesi
Kronik üveit
En iyi örnek JİA’da görülen kronik anterior üveit.
Sinsi başlangıçlı
Persistan
16. AKUT ANTERİOR ÜVEİT
o İritis yada iridosiklit olarak da bilinir.
o İris ve silier cismin ön kısmı olan pars plikata olaya
katılmıştır.
o En sık görülen tiptir. Tüm anterior üveitlerin 3/4’ü
akuttur.
o Tipik olarak göz: Kırmızı
Ağrılı
Fotofobik
17. Slit –lamp (yarık lamba) muayenesinde ön
kamarada inflamatuar hücreler
o Ön kamaradaki hücreler arka korneal epitel üzerine
toplanırsa keratit presipitat
o Hücresel inflamasyon çok şiddetli ise ön kamarada
hipopiyon ve inflamatuar hücre tabakası
18. AAÜ’nün birlikte olduğu romatizmal hastalıklar:
Seronegatif SpA’lar ile birlikteliği sık
AAÜ’ nün yıllık insidansı 8.2/100.000
Hastaların yaklaşık yarısı HLA B27 genine sahip
Hastaların % 60’ında SpA tanısı mevcut (ya da
ileride gelişecek)
Seronegatif SpA’lar : AS, ReA (reiter sendromu
dahil) İnflamatuar barsak hastalığı ile birlikte olan
artrit (İBH enteropatik artrit), PsA
19. AS hastaların % 25-40’ında AAÜ ortaya çıkar AAÜ’lü
hastaların %18-34’ünde AS mevcuttur.
Reiter sendromlu hastaların %5-20’sinde ilk
atakta.Uzun dönem hastaların yaklaşık % 50’sinde AAÜ
gelişir.
İBH ile ilişkili AS hastalarında AAÜ gelişme riski en fazla
Crohn’lu hastaların % 20’sinde ,ülseratif kolitlilerin % 10-
15’inde spondilit gelişir. İBH ve spondilitli hastaların %
50-70 inde HLA B27 (+).HLA B27 (+) hastaların %
50’sinde AAÜ gelişecektir.
PsA’ların yaklaşık % 7-10’unda AAÜ gelişir.
Seronegatif SpA’larda üveit genellikle ünilateral
ataklarla seyreder.
Bazen kronik ve bilateral olabilir.(özellikle İBH li
kadınlarda)
20. AAÜ komplikasyonları
Posterior sineşi:posterior iris ile lens arasındaki
adhezyon formasyonu
İnflamasyon yerleştikten sonra devamlı hal alır.
Periferal anterior sineşi:İrisin periferi ile posterior
kornea arasındaki skar dokusuyla oluşan adezyon
Gözün drenaj açısını bloklar.
İntraoküler basıncı artırır ve sekonder glokoma
neden olur.
21. KRONİK ANTERİOR ÜVEİT
AAÜ’den daha az sıklıkta
Genellikle bazı romatizmal hastalıklarla birlikte(örn
sarkoidoz)
En yaygın olarak JİA ile birliktedir
JİA’lı çocukların %12-17’sinde üveit
Finlandiya populasyonunda yapılan çalışmalara
göre JİA ile birlikte olan üveitin insidansı ve
prevalansı 0.2/100.000-2.4/100.000
JİA’nın HLA B27 + subgruplarda tekrarlayan AAÜ
sık görülmekte
22. Ancak JİA ile KAÜ sıklığı daha fazla
ANA (+) ,oligoartiküler grupta KAÜ sıklığı % 20-56
KAÜ ANA (+) oligoartiküler grupta sık
Ancak bir çalışmada ANA (+) poliartiküler grupta
da benzer rakamlar bulunmuş KAÜ için belirtecin
artrit tipi değil, ANA varlığı olması önerilmiş.
Ravelli A, Felici E, Magni-Manzoni S, Pistorio A, Novarini C,
Bozzola E, Viola S, Martini A Patients with antinuclear
antibody-positive juvenile idiopathic arthritis constitute a
homogeneous subgroup irrespective of the course of joint
disease. Arthritis Rheum. 2005 Mar;52(3):826-32
23. Genel olarak JİA’lı kız çocuklarında KAÜ’ nün daha
sık olduğu söylenmekte
Ancak JİA’lı 90 çocukta yapılan bir çalışmada KAÜ
gelişme riskinde cinsiyet farkının olmadığı
bildirilmiş. Berk AT, Koçak N, Unsal E. Uveitis in juvenile arthritis.Ocul Immunol Inflamm. 2001
Dec;9(4):243-51
KAÜ sinsi ve minimal semptomatik (beyaz göz
üveiti) Bu nedenle ANA (+) oligoartiküler tutulumlu
JİA’lı hastaların her 3 ayda bir erken üveit açısından
değerlendirilmesi önerilir.
Hastaların 2/3 ünde bilateral tutulum var
Unilateral tutulumu olan hastaların çoğunda 1 yıl
içinde diğer gözde de hastalık gelişir
24. KAÜ komplikasyonları
Hastaların 1/3 ünde bant keratopati ve katarakt
(görmeyi tehdit eden)
o JİA ile birlikte olan KAÜ’de %10-20 sekonder
glokom(kötü prognostik faktör)
Maküler ödem %8-10
erken çocuklukda ortam bulanıklığın ambliyopiye
(göz tembelliği)
25. Tedavsiz olgularda ve tedaviye rağmen üveit
aktivitesi tam baskılanamayan olgularda kalıcı
görme kaybı riski
Tedavide topikal ve kısa süreli sistemik steroidler
yanında başta antimetabolitler olmak üzere
immunsupresif ajanlar kullanılır.
Artrit tedavisinde kullanılan nonsteroid
antiinflamatuar ajanların üveite etkisi yoktur
İmmunsupresiflere dirençli hastalarda biyolojik
ajanlara başvurulmaktadır.
26. BEHÇET HASTALIĞI VE ÜVEİT
BH’nın primer belirtisi üveittir.
BH’ da üveit
Anterior (güvenilir serilerde olguların %56-79)
Orta (%18-66)
Posterior (%3-29)
Retinal vaskülitli panüveit (%29-41)
Thorne JE, Jabs DA. Ocular manifestations of vasculitis Rheum Dis Clin North Am. 2001 Nov;27(4):761-79,
vi. Review
Retinal vaskülit görme için kötü prognositik
faktördür.
Genç hasta,HLA B 51 + daha şiddetli klinik tablo
27. BH’de en sık hipopiyonlu veya hipopiyonsuz
anterior üveit görülür.
Hipopiyon varlığı erken tanı ve güncel tedavilerle
birlikte % 80’lerden %10’ lara kadar düşmüştür
BH ile birlikte olan üveit tipik olarak bilateral
Bir seride hastaların % 81 inde ilk ataktan 1 yıl
sonra bilateral üveit, %93 ünde 2 yıl sonra bilateral
üveit geliştiği bildirilmiş Thorne JE, Jabs DA. Ocular manifestations of vasculitis
Rheum Dis Clin North Am. 2001 Nov;27(4):761-79, vi. Revie
29. İntraoküler dokularda kalıcı hasar riskini azaltmak
amacıyla akut üveit ataklarının güçlü ve hızlı bir şekilde
anti-inflamatuar tedavisi gerekir.
Bu amaçla yüksek doz kortikosteroidler kullanılır
Uzun vadeli morbiditesini azaltmak ve görmeyi korumak
için atak önleyici azatioprin, siklosporin
Nefrotoksisite max siklosporin en yüksek 5mg/kg/gün
dozunda
Siklosporin ile azatioprin kombinasyonu >monoterapiden
Nörolojik tutulum varlığında siklosporin kontraendike
Tedavinin ani kesilmesi “rebound” şiddetli ataklar
30. Klasik immunsupresif tedaviye dirençli ve/veya bu
ajanları tolere edemeyen olgularda biyolojik
Klinik serilerde hastaların %90’nın interferon alfa
tedavisine cevap verdiği ve hatta önemli oranda kalıcı
remisyon elde edilebildiği görülmektedir.
Diğer tüm tedavilere dirençli olgularda ise infliksimab (4
hafta arayla)
İnfliksimab dezavantajı, uygulandığı sürece etkili
olması, tedavi sonlandırıldığında atakların
tekrarlamasıdır
Humanize monoklonal anti-TNF alfa antikoru olan
adalimumab’ın alternatif bir ajan olarak kullanılabildiği
olgular bildirilmiştir
31. SARKOİDOZ VE ÜVEİT
Sarkoidozis hastalarında unilateral veya bilateral
ön, arka, intermediyer veya panüveit
Sarkoidozis tanısına, granülomatöz ön üveitle tek
odaklı veya multifokal korodit, vitreusta kartopu
opasiteler ve segmenter periflebit olarak sayılabilir.
Aktif sarkoidozis üveiti kortikosteroid tedavisine
genellikle iyi cevap verir.
6 ayda relaps görülme riski %30’dur.
Bu hastaların bir kısmında hastalık kronikleşir ve
immunsupresif tedavi gerekebilir.
33. ÜVEİTTE TEDAVİ
Anterior üveit İnflamatuar yanıtı azaltmak için topikal
steroidler (Topikal streoidlar ön kamaraya iyi
penetre olurlar.)
Şiddetli vakalarda bazen kısa süreli oral steroid
takviyesi
İntermediate ve posterior üveit Topikal steroidlerin
gözün arkasına penetrasyonu sınırlı .
Perioküler steroid enjeksiyonu gözde yüksek
düzeyde steroid konsantrasyonu sağlar
Oral steroidler Perioküler enjeksiyonu tolere
edemeyen hastalar veya üveitin sürekli kontrol
gerektirdiği durumlarda tercih edilir
34. Kronik posterior üveit-panüveit
yüksek doz steroid (örn 1 mg/kg/gün)
Topikal steroidlere yanıt vermeyen panüveit ya da
ant. üveitte inflamasyon süprese olana kadar
verilir,doz giderek azaltılır.
İnflamasyon kontrolünde steroid düşük doz uzun süre
kullanılmalı
Eğer sistemik steroidler şiddetli üveiti kontrol etmede
yetersiz ise immünsüprese tedavi gerekebilir
Jabs DA, Rosenbaum JT, Foster CS et al. Guidelines for the use of immunosuppressive drugs in
patients with ocular inflammatory disorders: recommendations of an expert panel.Am J Ophthalmol.
2000 Oct;130(4):492-513. Review
35. BIYOLOJIK TEDAVILER
1. Interferon-Alfa başlangıçta antiviral özellikleri
sebebiyle üretilmiş bir sitokin olup
immunmodulatuar özellikle Behçet hastalığı ve MS
tedavisinde kullanılmaktadır
Ülkemizden yayınlanan ilk seride klasik tedaviye
dirençli Behçet olgularının %36,4’ünde tam
remisyona %91’inde tam veya kısmi remisyon
sağlanırken, sadece %9’unda yanıt alınamamıştır
Nezle-benzeri kırgınlık hali, karaciğer enzimlerinde
yükselme, lökopeni, trombositopeni, depresyon,
psoriaziste kötüleşme ve enjeksiyon sahası ülserleri
yan etki
36. ETARNACEPT:RA ,JIA, psoriasis, psoariatik artrit
ve ankilozan spondilit endikasyonlarında
literatürdeki genel kanı ilacın üveiti indüklediği
yönündedir
Çözünebilir bir reseptör olan etanerseptin, göz
içinde bağlandığı TNF-a’nın yarı ömrünü uzatarak
üveit potansiyelini arttırmış olabileceğidir
37. INFLIXIMAB
Ankilozan spondilit hastalarında infliksimab ve
etanersept kullanımın akut ön üveit atakları üzerine
etkisinin plasebo ile karşılaştırılarak incelendiği bir meta-
analiz çalışmasında her iki ajanında üveit sıklığını
anlamlı şekilde azalttığını ancak farkın infliksimab
grubunda daha belirgin olduğu gösterilmiştir.
Behçet hastalığında ajanın intraoküler inflamasyonu
kontrol etmesi yanında hastalığın nörolojik eklem,
barsak ve genital tutulum gibi farklı dokulardaki
bulgularını kontrol etmede başarılı olduğu gösterilmiştir
non-enfektif intraoküler inflamasyonu bulunan olgularda
ilacın intravitreal uygulandığında makula ödeminde ve
görme keskinliği üzerine anlamlı olumlu etkisi olduğu
gösterilmişti
38. ADALİMUMAB: Behçet hastalığında intraoküler
inflamasyonun kontrolünde başarılı
JIA, Bir çalışmada idiopatik üveit bulunan 18
olguluk serilerinde adalimumab ile üveitin tamamen
kontrol altına alınma sıklığını %88
İnfliksimab’ın aksine adalimumab’ın intravitreal
enjeksiyonunun retina kalınlığı veya görme
keskinliği üzerine olumlu bir etkisinin olmadığı
bildirilmiştir
39. Golimumab : üveit hastalarında kullanımı ile ilgili
bir bilgi henüz literatürde bulunmamaktadır
#10: Anatomik yerleşime göre 1. Ön: Artmış venöz geçirgenlikle beraber iris enflamasyonu görülür. Aköz hümörde lökositler ve proteinler görülür. 2. Orta: Siliyer cismin enflamasyonu siklit, pars plananın enflamasyonu planit ve vitreusun enflamasyonu vitrit olarak adlandırılır ve bu gruba orta üveit adı verilir. 3. Arka: Vitreus tabanının gerisinde kalan bölümde meydana gelen enflamasyona verilen isimdir. Tutulum yerine retinit koroidit veya koryoretinit olarak tanımlanır. 4. Panüveit: İnflamatuar değişikliklerin ön kamara, vitreus, retina ve/veya koroid yapılarının tümünde görüldüğü durumdur.
#17: En sık görülen üveitlerdir. Fotofobi (ışığa hassasiyet), ağrı ve gözde sulanma sıklıkla görülür. Kornea çevresinde siliyer enjeksiyon adı verilen bir hiperemi mevcuttur. Görme keskinliği birkaç gün içerisinde azalır.
#18: Ön üveitlerde temel bulgu, ön kamarada hücre (tindal) ve protein sızıntısı (flare) olmasıdır. Tindal ve flare, kan-ön kamara sıvısı bariyerindeki geçirgenlik artışının bulgusudur. Sızmış olan hücre ve proteinlerin yoğunluğuna göre ön kamarada serbest bir biçimde uçuşurken veya seviye vermiş bir halde (hipopiyon) görülebilirler. Tindal ve flare; lens ile iris arasında birikir ve bu iki yapıyı birbirine yapıştırırsa buna arka sineşi, iris ile korneayı birbirine yapıştırırsa buna da ön sineşi adı verilmektedir. Kornea endotelinde görülen birikintilere ise keratik presipitat adı verilir. Bazen iris üzerinde küçük nodüller de dikkati çekmektedir. Genellikle granülomatöz enflamasyonlarda görülen bu nodüllerden pupil kenarında olanlarına Koeppe Nodülleri, iris yüzeyinde herhangi bir yerde bulunanlarına ise Busacca Nodülleri denilmektedir.