Bu kitabın yazarı iki bin beş yüz yıl önce Çin'de yaşayan SUN TZU. Kitabına şöyle başlamış: "Savaş sanatı devlet açısından hayati önem taşır. Ölüm kalım meselesidir.
Güven içerisinde yaşamak ya da yok olmak, devleti yönetenlerin savaş sanatını ne denli bildiğine bağlıdır.
Dolayısıyla savaş sanatı, göz ardı edilmemesi gereken bir konudur."
2. Önsöz
I Kuruluş Planları
II Savaşmak
III Kurnazlıkla Saldırın
IV Taktik İlkeler
V Güç-Kuvvet
VI Zayıf ve Kuvvetli Noktalar
VII Hareket Kabiliyeti
VIII Taktiklerin Çeşitliliği
IX Ordunun Yönetimi
X Arazi
XI Dokuz Durum
XII Ateşle Saldırı
XIII Casusların Kullanılması
3. Bu kitabın yazarı iki bin beş yüz yıl önce Çin'de
yaşayan SUN TZU. Kitabına şöyle başlamış: "Savaş
sanatı devlet açısından hayati önem taşır. Ölüm kalım
meselesidir.
Güven içerisinde yaşamak ya da yok olmak, devleti
yönetenlerin savaş sanatını ne denli bildiğine bağlıdır.
Dolayısıyla savaş sanatı, göz ardı edilmemesi gereken
bir konudur."
4. Kitabın son satırları ise şöyle: "Bu yüzden casusların,
ordunun yararına en faydalı biçimde çalışması, aydın
yönetici ile kıvrak zekalı komutanın elindedir, üstün
başarılar ancak böylesi bir çalışma ile elde edilebilir.
İstihbarat savaşın en önemli unsurudur, çünkü
ordunun kazanması, sağlam bilgiler almasına
bağlıdır."
5. Sun Tzu'nun, günümüz yaşam savaşında da
geçerliliğini koruyan çok sayıda gerçegi, 25 yüzyıl
önce dile getirmesi, gerçekten etkileycidir.
Bu küçük kitap, kitleleri yönetmek ve rakiplerin
karşısında başarılı olmak için gerekli birçok bilgiyi
içermektedir.
Savaş Sanatı, inisiyatifin nasıl ele geçirilip, düşmana
karşı kullanılacağını göstermektedir.
Buradaki ilkeler çatışma ve risk içeren bütün
durumlara uyarlanabilir.
6. Bir ordu yalnız doğal sebeplerden değil, komutanın
hataları yüzünden de felakete uğrayabilir. Ordular,
komutanın hataları yüzünden 6 değişik tehlikeyle
karşılaşabilirler. Bunlar:
savaştan kaçma;
itaatsizlik;
dağılma;
savaşı kaybetme;
örgütlenmemek ve
bozgundur.
7. Rakiplerinin ve kendinin imkanlarını tanı! "Önce
düşmanını, sonra da kendini tart ki, yenilgi yüzü
görrneyesin.”
"Savaş sanatının özü, düşmanı çatışmaya girmeden
bastırmakta saklıdır. "
8. Erler çok güçlü ve idarecileri de çok zayıfsa, sonuç
itaatsizliktir.
İdareciler çok güçlü ve erler de çok zayıf olduğunda,
sonuç çöküştür.
Komutanın otoritesi zayıfsa; emirleri anlaşılır ve kesin
değilse; idarecilere ve askerlere görev verilmemişse; ve
saflar baştan savma bir şekilde aceleyle
oluşturulmuşsa, sonuç kesin bir örgütlenme
eksikliğidir.
9. Askerlerin başındaki idareciler başkomutana kızgın ve
itaatsiz olurlarsa, düşmanla karşılaşıldığnda
gücenmeleri yüzünden başkomutana danışmadan
kendi başlarına savaşmaya başlarlar,
başkomutan savaşmaya uygun bir durumda olup
olmadığını söyleyemeden, savaş taktiğini diğer
komutanlara anlatamadan savaşırlarsa sonuç
yıkımdır.
10. Yenilgiyi davet etmenin altı yolu şunlardır:
1. Düşmanın gücünü değerlendirmeyi ihmal etmek,
2. Otorite isteği,
3. Kusurlu, eksik eğitim,
4. Yersiz öfke,
5. Disipline dikkat edilmemesi,
6. Seçme adamları kullanmada başarısızlık.
Bunlar sorumlu bir mevkide bulunan komutan
tarafından dikkatle göz önüne alınmalıdır
11. Bir komutan düşmanın gücünü tahmin edemediğinde ve
daha aşağı bir kuvvetin kendinden büyük bir kuvvetle
savaşmasına izin verdiğinde ya da güçlü bir müfrezeye
karşı zayıf bir kuvvetle atıldığında ve seçme askerlerini
on saflara yerleştirmeyi ihmal ettiğinde, sonuç bozgun
olur.
Ülkenin kendi doğal durumu, askerin en iyi arkadaşdır;
fakat rakibin gücünü tahmin edebilme yeteneği, zafere
giden yolları kontrol edebilmek, zorlukları, tehlikeleri ve
mesafeleri zekice hesaplayabilmek, büyük bir komutanı
belli eden özelliklerdir.
Bunları bilen ve bilgisini savaşta uygulayabilen kişi, zafer
kazanır. Bunları bilmeyen ve uygulamayan ise, şüphesiz
ki yenilecektir.
12. "Bir orduyu harekete geçirme sorumluluğu sadece
komutana ait olmalıdır; ilerleme ve geri çekilme savaş
alanı dışındaki hükümdar tarafından kontrol edilirse,
parlak sonuçlarını alınması çok zordur.
Demek ki Tanrı gibi olan hükümdar, ülkesinin
davasının yürütülmesinde mtevazi bir rol oynamaktan
hoşnut olmalıdır (cenk arabasının tekerleğini itmek
için diz çökmelisin).”
Sadece ülkesini korumak ve hükümdarına iyi hizmet
edebilmek için şahsi ün peşinde olmadan ilerleyen ve
gerektiğinde, utanacağından korkmaksızın geri çekilen
bir komutan, krallığın mücevheridir.
13. Askerlerinizi çocuğunuzmuş gibi kabul edin ve
böylece sizi en derin vadilerde bile izlerler; onlara
sevgili oğullarınızmış gibi bakın, ölümde bile
yanınızdan ayrılmayacaklardır.
Fakat otoritenizi hissettiremeyecek kadar gevşek,
emirlerini uygulattıramayacak kadar iyi
kalplıyseniz ve her şeyden ote düzensizliğin önünü
alamıyorsanız, o zaman askerleriniz şımartılmış
çocuklara benziyor demektir ve herhangi bir amaç
için kullanılamazlar.
14. Tu Mu ünlü komutan Wu Ch'i'nin çok sevimli bir portresini
çiziyor, "En düşük askerleri gibi aynı elbiseyi giyiyor, ayni
yiyeceği yiyordu, ata binmeyi ve uyumak için bir hasır
almayı reddediyordu, pakete sarılmış kendi tayınını taşıyor,
adamlarıyla her güçlüğü paylaşıyordu.
Askerlerinden birinde çıban çıktığında, Wu Ch'i kendisi
virüsü emip çıkardı. Bunu duyan askerin annesi ağlayıp ağıt
yakmaya başladı.
Bunun üzerine biri ona şöyle sordu: 'Neden ağlıyorsun?
Oğlun sadece sıradan bir asker, fakat yine de başkomutan
onun yarasından zehiri emdi.'
Kadın cevap verdi: 'Uzun yıllar önce Efendi Wu, kocama da
benzer bir hizmet yapmıştı ve sonradan kocam onu hiç
yalnız bırakmadı ve sonunda düşmanın elinde ölümle
karşılaştı.Şimdi aynı şeyi oğluma da yaptığına göre, o da kim
bilir nerede dövüşürken ölecek.'..."
15. Adamlarımızın saldırmaya müsait bir durumda
olduğunu bilsek bile, düşmanın durumundan
habersizsek, zafere doğru giden yolun ancak yarısını
kat etmişizdir.
Düşmanın saldırıya açık olduğunu biliyorken,
adamlarımızın saldırıya geçecek durumda
olmadığından habersizsek, zafere giden yolun
yarısındayızdır.
16. Düşmanın saldırıya açık olduğunu ve ayrıca
adamlarımızın da saldırmaya müsait bir durumda
olduğunu biliyorken, arazinin şeklinin savaşmaya
uygun olup olmadığndan habersizsek, yine zafere
giden yolun yarısındayız demektir.
17. Bu nedenle deneyimli asker bir kez harekete geçti mi,
asla şaşırmaz; bir kez kampını bozdu mu, asla kayba
uğramaz.
Şu deyiş de buradan gelmektedir:
Düşmanınızı ve kendinizi tanırsanız, zaferiniz
kesinleşir; yeri ve göğü tanırsanız, zaferlerinizi
tamamlayabilirsiniz.
19. Bir yaprağı kaldırmak güçlülük; ay ve güneşi görmek
keskin gözlü olmak; gök gürültüsünü duymak keskin
kulaklı olmak demek değildir.
Eskiler her galip gelene değil, çabuk galip gelene "iyi
savaşçı" derler.
"Apaçık ortada olan, herkesin görebileceği şeyleri
görebilen, savaşlarını geç ve güç kazanır; olayların
perde arkasındakileri görebilenler savaşlarını kolay ve
çabuk kazanır.”
20. "Dünyanın haberi olmayan, henüz hakkında hiçbir
şey bilinmeyen koşullarla savaş kazanılırsa, akıllı
olarak şöhret kazanamazsınız; düşman ülke hiç kan
dökülmeden pes ederse, cesaretli olarak ün
yapamazsınız.
” Zafer hiç yanlış yapılmadan kazanılır. Yanlış
yapmamak zaferi kesinleştirir.
21. Gereksiz askeri yürüyüşler planlanmamalı , boş
saldırılar tasarlanmamalıdır.
Bütün gücünü kullanarak düşmanı yenmeye çalışan
ve zor savaşları kazanacak kadar zeki olanın, bazen
yenilme olasılığı vardır. Ama ileriyi görebilen ve
olabilecekleri iyi tahmin edenler, hiçbir zaman
ahmakça bir hata yapmaz ve her zaman kazanır.
Bu yüzden yetenekli savaşçı, kaybetme ihtimalini
ortadan kaldıran savaşçıdır. Bu yüzden muzaffer
savaşçılar zaferden sonra savaşmaya başlar, yenilgiye
yazgılı savaşçılar ise önce savaşıp sonra zafer
kazanmayı düşünür.
22. Askeri alanda yöntem; ölçüp biçme, güçleri
karşılaştırma, hesaplama, şansları dengeleme ve zafer
unsurlarını içerir.
Ölçüp biçme, içinde bulunulan şartlara, güçlerin
karşılaştırılması ölçmeye, hesaplama güçlerin
karşılaştırılmasına, şanslarını dengelenmesi
hesaplamaya, zafer de şanslarını dengelenmesine
bağlıdır.
Gerçek bir lider, ahlak yasasını uygulayıp yöntem ve
disiplinden şaşmayarak başarıyı güvence altına alır.
24. Li Chian der ki: "Özellikle tuzak hazırlanmaya
elverişli olan, etrafı tepelerle çevrili veya dar boğazlara
giden yollarda mevzilenin.”
25. Daha doğrusu, her halde bir orduya saldırılmaması
gereken zamanlar vardır. "Önemsiz bir avantaj elde
etme fırsatı görmenize rağmen, gerçek bir yenilgiye
uğratacak gücünüz yoksa, adamlarınızın gücünü fazla
zorlamamak için saldırıdan kaçının."
26. Ts'ao Kung kendi deneyimlerinden ilginç örnekler
veriyor. Hsu-chou'yu istila ederken, tam yoIunun
üzerinde bulunan Hua pi şehrini atlayıp ülkenin
merkezine doğru ilerlemiş. Bu harika strateji
sayesinde en az,onun kadar önemli 14 bölge şehrini
ele geçirmiş. Alındığında elde tutulamıyorsa ya da
sonradan yalnız başına bırakıldığında problem
çıkaracaksa, bir kente saldırılmamalıdır.”
27. Hsün Ying Pi-yang'a saldırması için zorlandığında
şöyle cevap vermiş:
"Şehir ufak ve iyi takviye edilmiş; almayı başarsak bile,
bu öyle büyük bir başarı olmaz ve eğer başaramazsak
kendimi gülünç duruma düşürmüş olurum.
Aynı sayıda askerle bir eyalet kazanabilecekken, bir
kenti almak için adamlarınızı harcamak büyük bir
hatadır."
28. Kazanmak için çarpışmaması gereken pozisyonlar,
uyulmaması gereken hükümdar emirleri vardır.
"Zor bir bölgede kamp kurmak, çıkış yolu olmayan
bir pozisyonu korumak vb. gibi şeyler,
hükümdarınızın emri bile olsa, uymayınız."
29. Bilge bir liderin planlarında avantajlar ve dezavantajlar
birlikte değerlendirilir.
Avantaj beklentilerimizi bu şekilde dengeleyebilirsek,
planlarımızın ana kısmını başarma olanağı buluruz.
Eğer düşmana karşı bir avantaj elde etmek istiyorsak,
sadece bunun üzerinde düşünmemeli, düşmanın da
bize belli bir zarar verme olasılığını göz önüne alarak
hesaplarımızda bunu bir faktör olarak
değerlendirmeliyiz.
Fakat güçlüklerin ortasında her zaman bir avantaj
kazanmaya hazırsak, kendimizi talihsiz durumlardan
kurtarabiliriz.
30. Taktiklerin çeşitliliğine eşlik eden avantajlari
derinlemesine anlayan bir komutan, birliklerini nasıl
kullanacağını biliyor demektir.
Bunları anlamayan bir komutan, ülkenin coğrafi
özelliklerini bilse bile, bu bilgisini pratik olarak
kullanamaz.
Bu yüzden değişik planlar yapma sanatında ustalaşmamış
bir savaş öğrencisi, avantajlarının ne olduğunu bilse bile
adamlarından en iyi şekilde yararlanmayı
başaramayacaktır.
Akıllı insanlar hem avantajı, hem de dezavantajı iyi
değerlendirir. Beladan kurtulmanın bir yolunu bulur ve
zafer kazanmak için tehlikeyi göze alır.
31. Kendini tehlikeli bir durumdan kurtarmak istersen,
sadece düşmanın sana zarar verme kabiliyetini
değil, düşman üzerinde avantaj kazanma
kabiliyetimi de hesaba katmalısın. Bu iki noktayı
uygun bir ,şekilde bir araya getirebilirsen, kendini
kurtarmayı başarabilirsin...
Bir düşman tarafından sarılmışsan ve sadece bir
karşı yolu bulmayı düşünüyorsan, izlediğin bu
gergin ve sinirli yol düşmanını, seni izleyip ezmeye
davet edecektir; bunun yerine adamlarını bir karşı
atağa teşvik edip, böylece kazandığın avantajı,
kendini düşmanın hücümlarından kurtarmak için
kullanmak çok daha iyidir.
32. Chia Lin düşmana zarar vermenin birkaç yolu olduğunu söyler:
1. "Düşmanın en iyi ve en akıllı adamlarını kandırın, böylece akıl
verecek kimselerden yoksun kalmış olur.
2. Ülkesine vatan hainlerini sokun, böylelikle hükümetin politikası
etkisiz kalır.
3. Entrika ve hile sokun ve hükümdarla bakanları arasında
anlaşmazlıklar doğurun.
4. Her türlü hileye başvurarak, adamları arasında ve hazinesini
harcamasında işlerin kötüye gitmesini sağlayın.
5. Onu savurganlığa teşvik eden sinsici hediyelerle ahlakını bozun.
6. Çekici kadınlar sunarak zihnini dağıtın ve bulandırın.
7. " Zaten bize yapılan şey de bu değil rni'?
8. Onlara sorun çıkarın ve sürekli meşgul edin; değerli cezbedici şeyler
verin ve istediğiniz noktaya düşünce sizce gitmelerini sağlayın.
33. 1. Yıkıma götüren ihtiyatsızlık; Esir düşmeye sebep
olan korkaklık;
2. Hakaretlerle kışkırtılabilen, çabuk kızan bir
komutan;
3. Duygusal ve çabuk utanan bir şeref düşkünlüğü
4. Zafer peşinde koşarken, halkın düşüncelerini
önemsemek.
5. Adamlarına ayrı ilgi göstermek, onlar için
endişeli ve duygusal olmak.
Bunlar savaş idaresine zararlı olan, bir
komutanın her zaman yapabileceği beş hatadır.
34. Sun Tzu, riske attılmaya istekli olunmadığında savaşta
hiçbir şeyin kazanılamayacağını biliyordu. M.S. 404'te
Liu Yu, isyancı Huan Hsuan'i Yangtsze'ye kadar
kovaladı ve Ch'eng-hung adasında onunla bir deniz
savaşı yaptı.
Sadık birliklerin sayısı sadece birkaç binken,
rakiplerinin gücü çok büyüktü. Fakat, kaderinin
sonunda yenilgi olabileceğinden korkan Huan
Hsuan'in, savaş gemilerinin yanına bağlanmış hafif bir
kayığı vardı, böylece gerekli olursa her an kalabilecekti.
Doğal olarak askerlerin savaşma şevki kısa sürede
tükendi ve karşı taraf, rüzgar yönünde ateş gemileriyle,
hepsi de muthiş bir cesaretle en önde yer almak için
atılarak saldırıya geçtiğinde, Nuan Hsüan'en kuvvetleri
bozguna uğradı ve bütün teçhizatını yakmak zorunda
35. Yao Hsiang M.S. 357'de Huang Mei, Teng Ch'iang ve
diğerleri tarafından saldırıya uğradığında, kendini
duvarların arkasına kapattı ve döğüşmeyi reddetti.
Bunun üzerine Teng Ch'iang şöyle dedi: "Rakibimizin
öfkeli bir mizacı var ve kolay kışkırtılıyor; sürekli
saldırıda bulunup, duvarlarını yıkalım, böylece
öfkelenir ve dışarı çıkar. Kuvvetlerinin savaşmasını
sağlayabilirsek, elimize düşmeye mahkum olmuş
demektir."
Bu plan uygulandı, Yao Hsiang savaşmak zorunda
kaldı ve sonunda saldırıya uğrayıp katledildi.
36. Tu Mu, M.S. 821'de Wang T'ing-ts'ou'ya karşı bir
orduya başkanlık etme emriyle Wei'ye gönderilen
T'ien Pu'nun acıklı hikayesini anlatır. Komutada
olduğu tüm zaman boyunca, askerleri ona müthiş
bir aşağılamayla davranmışlar ve kamp yerinde
binlerce kez eşeklerle koşturarak otoritesine
açıkça karşı gelmişler. T'ien Pu'nun gücü bu tavrı
durdurmaya yetmemiş ve birkaç ay geçtikten
sonra düşmana saldırmak için bir girişimde
bulunduğunda, birlikleri her yöne dağılarak
gerisin geri kaçmaya başlamışlar. Bundan sonra,
talihsiz adam boğazını keserek intihar etmiş.
37. Tu Mu, M.S. 219'da Lu Meng Chiang-ling kentini işgal ederken
meydana gelen disiplin örneğini anlatır.
Komutan ordusuna şehirde yaşayanlara sarkıntılık etmemeleri, zor
kullanarak onlardan hiçbir şey almamaları için çok sıkı emir
vermişti. Buna rağmen sancağı altında hizmet eden ve aynı kentten
gelen bir memur, kentlilerden birine ait olan hasırdan bir şapkaya,
kendi başlığının üzerine giymek için el koydu.
Lu Meng, adamın Jit-nan'rn yerlilerinden biri olmasının, disiplini
açıkça ihlal etmesine göz yummak için bir bahane olamayacağına
karar verdi ve gözlerinden yaşlar akarak idam edilmesini emretti.
Bu sert karar üzerine tüm orduyu müthiş bir korku kapladı ve
bundan sonra yolda giderken yere düşen eşyaları bile almadılar.
38. Yine burada da Sun Tzu bu sözü, komutanın, birliklerinin iyiliğini
düşünmeyeceği anlamında söylemiyor.
Bütün vurgulamak istediği, önemli bir askeri avantajı, adamlarının
o anki rahatlığına feda etmenin tehlikesidir.
Bu, uzağı göremeyen bir siyasettir, çünkü uzun vadede birlikler
sonuç olarak yenilgiye uğrayarak ya da en iyi ihtimalle savaşın
uzaması yüzünden, daha çok acı çekeceklerdir.
Hatalı bir acıma duygusu, çoğunlukla bir komutanın askeri
içgüdülerinin tersine hareket ederek kuşatmaya aldığı bir kenti
serbest bırakmasına ya da ayrı baskı yapılan bir müfrezeyi takviye
etmesine sebep olur.
39. Geçmişin kahraman savaşçıları yenilmeyi hiç
düşünmez, düşmanı yenilgiye uğratmak için fırsat
kollarlardı.
Kendimizi yenilgilere karşı güvence altına almak
bizim elimizdedir, ancak düşmanı yenilgiye uğratma
firsatını düşman kendisi yaratır.
Bu yüzden iyi bir savaşçı yenilgiye karşı kendini
güvence altına alabilir, ancak düşmanı yeneceğini
kesinleştiremez.
40. "Bir komutan askeri kuvvetlerinin ateş ve silah
gücünü gizleyerek, izlerini kapatarak ve sürekli önlem
alarak yenilgiye karşı kendini güvence altına alabilir."
(Chang Yü)
41. Demek ki eyleme dökülmese de bir düşmanın nasıl
yenilgiye uğratılacağı önceden bilinebilir.
Yenilgiye karşı güvencede olmak savunma taktikleri;
Düşmanı yenmek ise saldırı taktikleri gerektirir.
Savunmada kalmak yetersiz gücü, saldırıya geçmek
üstünlüğünü gösterir.
Savunma alanında yetenekli komutan kendini gizler,
saldırı alanında yetenekli komutan ise hep öne çıkar.
42. Sıradan zaferler kazanmak mükemmellik belirtisi
değildir. Savaşıp zafer kazandıktan sonra, "Başardık!"
demek de mukemmellik belirtisi değildir.
Mükemmellik; gizlice plan yapmak, hissettirmeden
hareket etmek, düşmanın işini bozmak, projelerine ve
hilelerine engel olmak ve de savaşın bir damla bile
kan akıtılmadan kazanılmasını sağlamaktır.
43. Komutan, savaş emrini hükümdardan aldıktan
sonra, ordusunu toplar ve güçlerini bir araya
getirir.
Zor koşullu bir arazide olduğunuz zaman, kamp
kurmayın.
Ana yollarını kesintisi bir arazide, dostlarınızla
işbirliği yapın.
Kendinizi müdafaa etmenizin güçleştiği
pozisyonlarda fazla oyalanmayın.
Kuşatma durumlarında, savaş hilelerine
başvurmalısınız.
Ümitsiz bir durumda ise, savaşmalısınız.
44. Düşmanlarının saldırısından kurtulmak için savaşa
hazır ol.
Savaş sanatı bize düşmanın gelme ihtimaline değil,
bizim onu karşılamaya hazır olmamıza; onun bize
saldırmaması şansına değil, şartlarımızı
saldırılamayacak bir şekilde güçlendirmemize
güvenmeyi öğretir.