ºÝºÝߣ

ºÝºÝߣShare a Scribd company logo
SOLUNUM SÄ°STEMÄ°
Prof.Dr.Ergün Öksüz
2009-2010
SOLUNUM SÄ°STEMÄ°
• Respiratuar sistemin temel fonksiyonu; hücrenin
enerji metabolizması için gerekli oksijeni sağlamak
ve metabolizma sonucunda açığa çıkan
karbondioksiti uzaklaştırmaktır.
SOLUNUM SÄ°STEMÄ° ORGANLARI
• Solunum sistemini oluşturan organlar dış ortam
ile organizma arasındaki gaz alışverişini sağlarlar.
• Burun (naso/rhino)
• Farenks (yutak)
• Larenks (gırtlak)
• Trake (nefes borusu)
• Akciğerler (pulmones)
BURUN
• Aynı zamanda koku organıdır.
• Burun; kemik ve kıkırdak yapılı ve üç yüzlü
piramide benzer.
• Nazal kavite (burun boşluğu) nazal septum
(bölme) ile iki kısma ayrılmıştır.
• Önde nares denen burun delikleri aracılığıyla
dışarıya, arkada koana ile nasofarenkse açılır.
• Burun dış duvarında kendi üzerine kıvrılmış
kemik lameller bulunur. Bunlara konka adı
verilir.
BURUN
BURUN
BURUN BOÅžLUÄžU
• Burun boşluğu mukoza ile örtülüdür ve kıllar
içerir.
• Mukoza, bol salgı bezi içerir ve zengin bir
damar ağı vardır.
• Damar ağı sayesinde sertleşebilen (erektil) bir
yapıya sahiptir.
• Hava, burun boşluğundan geçerken zengin
damar ağı nedeniyle ısınır, kıllar ve salgı
bezleri sayesinde küçük toz parçalarından
arındırılır ve nemlendirilir.
BURUN BOÅžLUÄžU
BURUN BOÅžLUÄžU
• Paranazal sinüsler ve nazolakrimal kanal
(gözyaşı kanalı) burun boşluğuna açılır.
• Burun boşluğunu örten mukoza, paranazal
sinüslerde de devam eder.
• Bu nedenle Sinüzit ve rinit birbirlerine
dönüşebilir.
• Sinüzit : paranazal sinüslerin mukoza iltihabı
• Rinit : Burun mukozası iltihabı
PARANAZAL SÄ°NÃœSLER
PARANAZAL SÄ°NÃœSLER
BURUN ve AÄžIZ BOÅžLUÄžU
• Burun ve ağız boşlukları sert damak ve
yumuşak damak ile birbirinden ayrılır.
FARENKS
Sindirim sistemi ve solunum sisteminin bir bölümüdür.
LARENKS
• Solunum yollarında farenksten sonra yer alır.
• Boynun ön kısmında, dil ve trakea arasında üçgen
şeklinde bir organdır.
• Solunum işlevinin yanında ses organıdır.
• Sesi oluşturmak için özelleşmiş yapıya sahiptir.
• Gıda maddelerinin alt solunum yollarına
kaçmaması için sfinkter görevi yapar.
• Ses, havanın plica vocalis (ses telleri) arasından
geçerken bunları titreştirmesi ile oluşur.
• Konuşma; sesin; dudaklar, dil, ağız, paranazal
sinüslerde artikülasyon ve rezonansı sonucu
oluÅŸur.
LARENKS
• Larenks; kıkırdaklardan ve kıkırdakları birbirine
bağlayan bağlar, membranlar ve kaslardan yapılıdır.
• Tiroid kıkırdak; larenksin ön tarafında yer alır ve
organı korur.
• Özellikle erkeklerde testosteron etkisiyle belirginleşir
ve boynun orta hattında Adem elması denen yapıyı
oluÅŸturur.
• Erkeklerde tiroid kıkırdağın büyümesi bu kıkırdağa
tutunan ses tellerinin uzamasına ve erkeklerde sesin
kalınlaşmasına neden olur.
• Epiglottis; kapak görevi yapan kıkırdaktır. Larenksin
girişinde yer alır ve larenksi farenksten ayırır.
Gıdaların larenkse kaçmasına engel olur.
LARENKS
LARENKS
• Larenks kasları kıkırdakları hareket ettirir.
• Kıkırdakların konumlarının değişmesi
kıkırdaklar arasındaki ses tellerinin gerilme,
gevşeme, abdüksiyon, addüksiyonuna yol
açarak değişik sesler oluşmasını sağlar.
• Ses telleri arasındaki açıklığa rima glottis
(mizmar aralığı – ses yarığı) denir.
Tıbbi Terminoloji 6 - Solunum Sistemi Terimleri
LARENGOSKOPİK GÖRÜNÜM
Tıbbi Terminoloji 6 - Solunum Sistemi Terimleri
TRAKE
• Solunum yollarının
larenksten sonraki
10-12cm uzunluÄŸunda
olan kısmıdır.
• Trake; larenksin alt
ucundan baÅŸlar, boyunda
orta hatta yakın olarak
özafagusun ön kısmında
aşağı doğru inerek göğüs
boÅŸluÄŸunda iki ana bronÅŸa
ayrılarak son bulur.
TRAKE
• Trake;`C` şeklinde
tam olmayan
kıkırdak halkalar
ve bunları birbirine
baÄŸlayan baÄŸ
dokusundan
oluÅŸmuÅŸtur.
• Bu kıkırdaklar trake
lümeninin
kapanmasına engel
olur.
TRAKE
• Trake iç yüzü mukoza ile döşelidir.
• Mukoza bol miktarda salgı bezi içerir.
• Burada biriken salgılar, toz parçacıkları ve
nadiren de olsa yiyecek kırıntıları öksürükle
yukarıya doğru iletilir.
Balgam denen bu
birikintiler yutulur ya da
tükrükle atılır.
TRAKEOSTOMÄ°
• Hastalıklar veya yabancı cisimler nedeniyle
trake tıkanacak olursa trakeostomi denen bir
girişim uygulanmalıdır.
• Amaç, trakeye bir tüp yerleştirerek hava
yolunu açmaktır.
• Trakeostomi ile suni bir hava yolu yaratılmış
olur.
Tıbbi Terminoloji 6 - Solunum Sistemi Terimleri
BRONÅžLAR
• Sağ ana bronş, sol ana
bronşa göre daha kısa,
daha geniÅŸ ve vertikal
eksene daha yakındır.
• Bu nedenle yabancı
cisimler genellikle saÄŸ
ana bronÅŸu ya da onun
dallarından birini tıkar.
BRONÅžLAR
• Sağ ve sol ana
bronÅŸlar akciÄŸere
girmeden önce lober
bronşlara ayrılırlar.
• Sağ ana bronştan 3,
sol ana bronÅŸtan 2
lober bronş çıkar.
BRONÅžLAR
• Sağ akciğer iki
yarıkla 3 loba,
sol akciÄŸer ise bir
yarıkla iki loba
ayrılmıştır.
BRONÅžLAR
• Lober bronşların her biri bir akciğer segmentine
giden segmantal bronşlara ayrılır.
• Her bir akciğerde 10 segment bulunur.
Segmentler akciğerlerin fonksiyonel en küçük
birimleridir.
• Bronşlar da trake gibi çeperlerinde kıkırdak içerir.
Bronşlar gittikçe incelen dallarına ayrılarak tüm
akciğerlere dağılır.
Tıbbi Terminoloji 6 - Solunum Sistemi Terimleri
BRONŞİYOL VE ALVEOL
• Çapı 2 cm’den küçük olan ince dallara bronşiyol
denir.
• Bronşiyollerde çeperdeki kıkırdaklar atipik bir hal
alır. Çapları 1 cm’den küçük bronşiollerde
kıkırdak yoktur.
• Bronşiyollerin ucunda duktus alveolaris denen
alveol kanalları yer alır.
• Alveol kanalları sakkus alveolarisi (alveol kesesi)
havalandırır. Bu keseciklerin duvarlarında çok
sayıda alveol bulunur. Gaz alışverişi alveollerde
gerçekleşir.
ALVEOLLER
• Akciğer parankimini
oluşturan ana yapı
alveollerdir.
• Alveol yapısında Tip
1, Tip 2 alveol
hücreleri, mast
hücreler ve
alveolar
makrofajlar vardır.
Tıbbi Terminoloji 6 - Solunum Sistemi Terimleri
ALVEOL
• Trakeden terminal
bronÅŸiyollere kadar
olan kısım iletici hava
yollarını oluşturur.
• Gaz değişimi olmadığı
için anatomik ölü
boÅŸluk denir.
• Terminal
bronÅŸiyollerin
distalinde kalan kısım
solunum bölgesidir.
AKCÄ°ÄžERLER
• Akciğerler; hava ile dolu olduğu için hafif,
süngerimsi, elastik bir çift organdır.
• Akciğerler; kendilerini saran plevra denilen
zarın içerisinde serbest olarak bulunur.
• Sadece akciğerlere giren damar, sinir,
bronşların oluşturduğu bağ dokusu ile sarılı bir
demete asılmış haldedirler.
Buna radiks pulmonis denir.
AKCÄ°ÄžERLER
• Akciğerlerin apeksi boyun kökünde
klavikula’ların 1 cm kadar üstüne uzanır.
Tabanı diyafragma üst yüzüne oturmuştur.
• Üçgen prizmayı andıran akciğerlerin kosta,
diyafram ve mediastene bakan 3 yüzü vardır.
• Mediastinal yüzdeki hilus pulmonis denilen
giriş kapısından ana bronş, pulmoner arter ve
ven, sinirler, lenf damarları akciğerlere girer ve
çıkarlar.
Anterior Posterior
SaÄŸ Lateral Sol Lateral
PLEVRA
• Akciğerleri saran zara
plevra denir.
• İki yaprağı vardır ve bu
yapraklar arasında
bulunan sıvı sayesinde
akciÄŸerin hareketleri
sırasında plevra
yaprakları da birbiri
üzerinde kayar.
PLEVRA
• Plevra yaprakları akciğerin bir yüzünden
diğerine atlarken resesus denen çıkmazlar
oluşur. Burada plevra yaprakları arasında daha
geniş aralıklar oluşur.
En büyük resesus; plevra, kostaları
örten yüzden diyafragmatik yüze
atlarken oluÅŸur.
Buna kostodiyafragmatik resesus
denir
PLEVRA
• Plevra yaprakları arasında enfeksiyon, kanama
gibi nedenlerle iltihap ve kan birikebilir.
• En derin yer olması nedeniyle özellikle
kostodiyafragmatik resesusta birikir.
• Kan ve sıvı örneği almak
için bir iğne yardımıyla
plevra boÅŸluÄŸuna girilir
tora(ko)sentez denen bu
işlemle alınan sıvı örneği
akciğer hastalıklarının
tanısında yol göstericidir.
TORASENTEZ
MEDÄ°ASTEN
• İki akciğer arasında kalan
toraks bölümü iki akciğeri
ve plevrayı birbirinden
ayırır.
• Önden sternum, arkadan
omurlar, alttan
diyafragma ve her iki
yanda akciÄŸerler
tarafından
sınırlandırılmıştır.
Mediastende kalp, kalbin büyük damarları, trake,
özofagus, duktus torasikus, aorta, sempatik kök gibi
pek çok yapı bulunur.
SOLUNUM
• Solunum:
nefes alma
(inspirasyon) ve
nefes verme
(ekspirasyon)
periyodlarından
oluÅŸur.
Ä°NSPÄ°RASYON
Ä°nspirasyon; diyafragma ve
interkostal kasların
aktiviteleri sonucunda
göğüs boşluğunun
genişlemesiyle gerçekleşir.
AkciÄŸerlerde ve plevra
boşluğunda negatif basınç
oluÅŸur.
Basıncın eşitlenebilmesi için hava; burun ve ağız
yoluyla akciğerlere doğru çekilir.
EKSPÄ°RASYON
• Ekspirasyon, solunum
kaslarının gevşemesi
sonucu oluÅŸan pasif bir
olaydır.
• Kas ve kemiklerin eski
pozisyonlarına geri
dönmeleri sonucu iç
basınç artar ve hava
akciğerlerden dışarı itilir.
Ä°NTERKOSTAL KASLAR
• İnterkostal kaslar,
kostalar arasına
yerleÅŸmiÅŸtir.
• Kontraksiyonla
kotları yukarıya ve
dışa doğru çekerler.
Böylece göğsün ön-
arka ve transvers
çaplarının artmasına
yani göğüsün
geniÅŸlemesine
neden olurlar.
SOLUNUM MERKEZÄ°
• Solunum kontrolü
beyin sapında bulunan
solunum merkezi
tarafından kontrol
edilir.
• Diyafragmanın
hareketleri; frenik sinir
• Larenks kaslarının
kontrolü; nervus vagus
(vagal sinir)
• İnterkostal kasların
kontrolü; interkostal
sinirler tarafından
yapılır.
SOLUNUM MERKEZÄ°
• Solunum merkezi
kandaki kimyasal
deÄŸiÅŸikliklere
duyarlıdır. Kanda fazla
miktarda CO2
biriktiÄŸinde solunum
merkezi akciÄŸerlere
sinyal gönderir ve
solunum sayısı artar.
• Normal bir erişkinde
solunum sayısı
dakikada 14-18’dir.
SONEK ANLAM ÖRNEK
-pnea solunum apne Solunumun
durması
-oksi oksijen düzeyi hipoksi Oksijenin düşük
olması
-kapni karbondioksit
düzeyi
hiperkapni Karbondioksitin
yüksek olması
-foni ses disfoni Güç konuşma
KÖK ANLAM ÖRNEK
Naz/o burun Paranazal
Rin/o burun Rinore
Fareng/o farenks Farengeal
Lareng/o larenks Larengoskop
Trake/o trake traketomi
Bronch/o bronÅŸ bronkospazm
Bronchi/o bronÅŸiol bronÅŸiolit
Pleur/o plevra plörezi
Pulm/o akciÄŸer pulmonal
Pneum/o akciğer pnömektomi
SEMPTOMLAR
• Öksürük
• Balgam
• Bronkore: Bol sulu balgam
• Hemoptizi: Öksürükle kırmızı parlak kan gelmesi
• Dispne : Nefes darlığı
• Paroksismal Noktürnal Dispne: Geceleri gelişen
uykudan uyandıran nefes darlığı
• Platipne: Hastanın kalkınca dispnesinin olmasıdır.
• Göğüs ağrısı
MUAYENE - Ä°NSPEKSÄ°YON
• Bradipne : Solunum sayısının dakikada 10’nun altında
olması
• Taşipne : Solunum sayısının dakikada 20’nin üzerinde
olması
• Apne : Solunumun 10 saniyeden daha uzun süre
durmasıdır.
• Cheyne Stokes Solunumu: Solunum yavaş yavaş hızlanır,
bir noktadan sonra tekrar yavaÅŸlayarak durur. Bu
periyodik olarak devam eder. MSS olayları,
intoksikasyonlar ve yaşlı pnömonilerinde görülebilir.
MUAYENE - Ä°NSPEKSÄ°YON
• Kussmaul
Solunumu:
Solunumun hem
sayı hem de
derinliği artmıştır.
• Biot solunumu:
düzensiz soluk
alıp vermedir.
MUAYENE - Ä°NSPEKSÄ°YON
• Pektus ekskavatum : kunduracı göğsü
• Pektus karinatum: kuş göğsü
• Fıçı göğüs: Göğüs ön arka çapı artmıştır.
ÇOMAK
PARMAK
• Çomak parmak
(Hipokrat
parmağı /
Clubbing):
Tırnak yatağı ile
tırnak kökü
arasında açı
artışıdır.
CLAUDE BERNARD HORNER SENDROMU
• Apikal pulmoner tümörlerde brakiyal pleksus
infiltrasyonuna bağlı omuz ve kol medialinde
ağrı, miyozis, pitozis, enoftalmus ve o taraf
yüzde kuruluk olması.
SUPERÄ°OR VENA KAVA SENDROMU
• Vena kava süperiorun
dıştan ya da içten
tıkanması ile oluşur. Kan
gerisinde göllenir ve
buna bağlı olarak yüz,
boyun ve kollarda
pelerin tarzında ödem
ve göğüs duvarında
kollateraller izlenir.
PALPASYON - PERKÃœSYON
• Palpasyon
Vibrasyon torasik yöntemi kullanılır.
• Perküsyon
Normal akciğer dokusunda perküzyonda
sonör ses alınır.
(Matite / Timpanik ses)
OSKÃœLTASYON
• Ral: Solunum sesleri solunum yollarının inspirasyonda
açılması ve ekspiryum sonunda kapanması ile duyulur.
Patolojik olarak erkenden kapanan hava yolunun aniden
açılması ile gaz basınçları eşitlenir ve raller oluşur. (Kuru ral
/ YaÅŸ ral)
• Ronküsler: Daralmış hava yolunda hava akımının hızlanması
bronş duvarlarını titreştirir ve uzun süreli müzikal bir ses
duyulur
• Stridor: İnspiryumda duyulan, trake ve larenks
darlıklarında ortaya çıkan sürekli ses.
• Wheezing (Hışıltı): Ekspiryumda dışarıdan da duyulabilen
ıslık sesi.
• Sessiz akciğer
TANI YÖNTEMLERİ
• Balgam incelemesi
• Akciğer grafisi
• Solunum fonksiyon testleri
• Bronkoskopi
• Bronkoalveolar lavaj
• Arteriyal kan gazları
• Toraks bilgisayarlı tomografisi
• Ventilasyon-perfüzyon görüntüleme
• Pulmoner anjiografi
BALGAM Ä°NCELEME
• Balgam: öksürükle
ağız yolundan
çıkarılan akciğer
salgısıdır.
• Miktarı, rengi,
kokusu hastalıklara
göre farklıdır.
• Makroskopik,
mikroskopik,
mikrobiyolojik ve
kimyasal incelenir.
AKCÄ°ÄžER GRAFÄ°SÄ°
• Standart olarak iki yönlü
(PA/Lateral) çekilir.
Temel görüntüleme
yöntemidir.
• PA Ac grafisinde; kalp ve
diyafragma arkası
lezyonlar
görülemeyeceği için
Lateral grafi ile bu
bölgeler de incelenebilir.
SOLUNUM FONKSÄ°YON TESTLERÄ°
• SFT, spirometre denen cihazlarla yapılır.
• Solunum fonksiyon testleri; akciğerlerin
kapasitesini ve fonksiyonel durumunu objektif
olarak ölçmeye yarar.
• SFT ile akciğerlerin alabildiği hava hacmi ve bu
havanın akciğere alınması ve verilmesinde
yapılan güçlü solunum faaliyeti ile oluşturulan
hava akım hızı ölçülebilir.
• SFT, özellikle Astma ve Kronik Obstrüktif AC
Hastalıklarında (KOAH) çok değerlidir.
SOLUNUM FONKSÄ°YON TESTLERÄ°
• Tidal Volüm(TV): Her nefes döngüsünde bir nefesle
alınan veya verilen gaz miktarı
• Rezidüel Volüm (RV) : Maksimum ekspirasyon sonrası
akciğerlerde kalan gaz miktarı
• Fonksiyonel Rezidüel Kapasite (FRC): Sakin bir
ekspirasyon sonrası akciğerde kalan hava miktarı
• Ekspiratuar Rezerv Volüm(ERV) : Normal ekspirasyon
düzeyinden sonra verilebilen maksimum gaz miktarı
• Total Akciğer Kapasitesi(TLC) : Maksimum inspirasyon
sonrası akciğerlerin içerdiği hava miktarı
• Vital Kapasite(VC) : Maksimum ekspirasyon sonrası
güçlü bir ekspirasyonla atılan hava miktarı
SFT
BRONKOSKOPÄ°
• Bronkoskopi, bronş
ağacının içeriden
görüntülenmesidir.
Tanı ve tedavi amaçlı
uygulamalar
yapılabilmektedir.
• Bronkoskopta yer alan
fiberoptik sistem ile
görüntü bir monitor
ile izlenebilir.
BRONKOSKOPÄ°
• Havayolunu daraltan
tümör veya benzeri
durumlarda eş zamanlı
lazer ve koter gibi
uygulamalar yapılabilir.
• Otofloresan bronkoskopi
ile tümörler çok erken
dönemde renk değişikliği
yapma özellikleri ile
tanınabilmektedir.
ARTERÄ°YEL KAN GAZLARI
• Arter örneği kan
analizinde
• pH
• paCO2
• paO2
• SatO2
• HCO3
• Anyon gap
• Osmolar gap
ATELEKTAZÄ°
• Akciğerin
büzüşmesi,
akciÄŸerlerin veya
bir kısmının tam
gevÅŸeyememesi.
• Doğumsal,
kompresyon,
obstrüksiyon vb
neden olabilir. Tüm
akciÄŸer, lober veya
segmental olabilir.
BRONŞİEKTAZİ
• Bronşların
geniÅŸlemesi
ASTMA
• Hava yolunda enflamasyon ve bronş düz
kaslarında kasılmaya bağlı olarak ortaya çıkan,
hışıltılı solunum ve tekrarlayan dispne atakları
ile karakterize hastalık.
• Astım bronşiyale, bronş astımı veya bronşiyal
astım da denir.
ASTMA
• Astma hava yollarının daralmasına bağlı gelişen
bir hastalıktır.
• Özellikle küçük hava yollarında tıkanma vardır.
• Bronşiyoller, lümenlerin daralması yanında
yapışkan balgam tıkacı ile de kapanmıştır.
• Hasta öksürük ataklarıyla bu balgamı çıkarmaya
çalışır.
• Astım ataklarında hasta solunum güçlüğü
içindedir. Hasta yardımcı solunum kaslarını da
kullanarak havayı aşağı doğru itmeye çalışır. Hatta
şiddetli ataklarda dar hava yollarından geçen
havanın yarattığı ıslık sesi duyulabilir.
ASTMA
KOAH- Kronik Obstrüktif Ac Hastalığı
• Kronik bronşit ya da
amfizeme bağlı olarak
ortaya çıkan,
bronş hava akımında
kalıcı ya da
tekrarlayan hava akım
kısıtlanması ile
karakterize durum
HASTALIKLAR
• Kistik Fibroz: Kalıtsal, pankreas, solunum
sistemi ve ter bezlerini tutan metabolik
hastalık. Tanısında Ter testi yapılır.
• Pnömoni (zatürre):Akciğerlerin
mikroorganizmalar veya kimyasal irritanlarla
meydana gelen enflamasyonu.
• Plörezi:Plevranın inflamasyonu
TERÄ°MLER
• Ventilasyon: Oksijenin atmosferden alınarak
akciÄŸerlere iletilmesi ve karbondioksitin
alveollerden atmosfere verilmesi
• Perfüzyon:
• Distribüsyon: Havanın solunum birimlerine
dağılması
• Difüzyon: alveol ve kapiller arasındaki gaz
alışverişi
TERÄ°MLER
• Asidoz : Vücut sıvısında asit miktarının
artması. Respiratuar asidozun nedeni vücutta
yüksek seviyede karbondioksit olmasıdır
• Alkaloz: Vücut sıvısında baz miktarının
artması. Respiratuar alkalozun nedeni
vücuttaki düşük seviyedeki karbondioksittir.
TERÄ°MLER
• Asfiksi: Boğulma, nefes alamama
• Aspirasyon: Çekerek almak veya boşaltmak
KRUP
• Genellikle bebeklerde ve çocuklarda görülen
larenks kaslarının ağrılı kasılması, nefes
alamama ses kısıklığı ile karakterize durum.
TERÄ°MLER
• Koriza: Burun mukozasının iltihaplanması
sonucu salgı artışı ile belirgin nezle
• Epistaksis: Burun kanaması.
ENTÃœBASYON
• Hava yolunu açık tutmak amacıyla larenkse
tüp takılması

More Related Content

Tıbbi Terminoloji 6 - Solunum Sistemi Terimleri

  • 2. SOLUNUM SÄ°STEMÄ° • Respiratuar sistemin temel fonksiyonu; hücrenin enerji metabolizması için gerekli oksijeni saÄŸlamak ve metabolizma sonucunda açığa çıkan karbondioksiti uzaklaÅŸtırmaktır.
  • 3. SOLUNUM SÄ°STEMÄ° ORGANLARI • Solunum sistemini oluÅŸturan organlar dış ortam ile organizma arasındaki gaz alışveriÅŸini saÄŸlarlar. • Burun (naso/rhino) • Farenks (yutak) • Larenks (gırtlak) • Trake (nefes borusu) • AkciÄŸerler (pulmones)
  • 4. BURUN • Aynı zamanda koku organıdır. • Burun; kemik ve kıkırdak yapılı ve üç yüzlü piramide benzer. • Nazal kavite (burun boÅŸluÄŸu) nazal septum (bölme) ile iki kısma ayrılmıştır. • Önde nares denen burun delikleri aracılığıyla dışarıya, arkada koana ile nasofarenkse açılır. • Burun dış duvarında kendi üzerine kıvrılmış kemik lameller bulunur. Bunlara konka adı verilir.
  • 7. BURUN BOÅžLUÄžU • Burun boÅŸluÄŸu mukoza ile örtülüdür ve kıllar içerir. • Mukoza, bol salgı bezi içerir ve zengin bir damar ağı vardır. • Damar ağı sayesinde sertleÅŸebilen (erektil) bir yapıya sahiptir. • Hava, burun boÅŸluÄŸundan geçerken zengin damar ağı nedeniyle ısınır, kıllar ve salgı bezleri sayesinde küçük toz parçalarından arındırılır ve nemlendirilir.
  • 9. BURUN BOÅžLUÄžU • Paranazal sinüsler ve nazolakrimal kanal (gözyaşı kanalı) burun boÅŸluÄŸuna açılır. • Burun boÅŸluÄŸunu örten mukoza, paranazal sinüslerde de devam eder. • Bu nedenle Sinüzit ve rinit birbirlerine dönüşebilir. • Sinüzit : paranazal sinüslerin mukoza iltihabı • Rinit : Burun mukozası iltihabı
  • 12. BURUN ve AÄžIZ BOÅžLUÄžU • Burun ve ağız boÅŸlukları sert damak ve yumuÅŸak damak ile birbirinden ayrılır.
  • 13. FARENKS Sindirim sistemi ve solunum sisteminin bir bölümüdür.
  • 14. LARENKS • Solunum yollarında farenksten sonra yer alır. • Boynun ön kısmında, dil ve trakea arasında üçgen ÅŸeklinde bir organdır. • Solunum iÅŸlevinin yanında ses organıdır. • Sesi oluÅŸturmak için özelleÅŸmiÅŸ yapıya sahiptir. • Gıda maddelerinin alt solunum yollarına kaçmaması için sfinkter görevi yapar. • Ses, havanın plica vocalis (ses telleri) arasından geçerken bunları titreÅŸtirmesi ile oluÅŸur. • KonuÅŸma; sesin; dudaklar, dil, ağız, paranazal sinüslerde artikülasyon ve rezonansı sonucu oluÅŸur.
  • 15. LARENKS • Larenks; kıkırdaklardan ve kıkırdakları birbirine baÄŸlayan baÄŸlar, membranlar ve kaslardan yapılıdır. • Tiroid kıkırdak; larenksin ön tarafında yer alır ve organı korur. • Özellikle erkeklerde testosteron etkisiyle belirginleÅŸir ve boynun orta hattında Adem elması denen yapıyı oluÅŸturur. • Erkeklerde tiroid kıkırdağın büyümesi bu kıkırdaÄŸa tutunan ses tellerinin uzamasına ve erkeklerde sesin kalınlaÅŸmasına neden olur. • Epiglottis; kapak görevi yapan kıkırdaktır. Larenksin giriÅŸinde yer alır ve larenksi farenksten ayırır. Gıdaların larenkse kaçmasına engel olur.
  • 17. LARENKS • Larenks kasları kıkırdakları hareket ettirir. • Kıkırdakların konumlarının deÄŸiÅŸmesi kıkırdaklar arasındaki ses tellerinin gerilme, gevÅŸeme, abdüksiyon, addüksiyonuna yol açarak deÄŸiÅŸik sesler oluÅŸmasını saÄŸlar. • Ses telleri arasındaki açıklığa rima glottis (mizmar aralığı – ses yarığı) denir.
  • 21. TRAKE • Solunum yollarının larenksten sonraki 10-12cm uzunluÄŸunda olan kısmıdır. • Trake; larenksin alt ucundan baÅŸlar, boyunda orta hatta yakın olarak özafagusun ön kısmında aÅŸağı doÄŸru inerek göğüs boÅŸluÄŸunda iki ana bronÅŸa ayrılarak son bulur.
  • 22. TRAKE • Trake;`C` ÅŸeklinde tam olmayan kıkırdak halkalar ve bunları birbirine baÄŸlayan baÄŸ dokusundan oluÅŸmuÅŸtur. • Bu kıkırdaklar trake lümeninin kapanmasına engel olur.
  • 23. TRAKE • Trake iç yüzü mukoza ile döşelidir. • Mukoza bol miktarda salgı bezi içerir. • Burada biriken salgılar, toz parçacıkları ve nadiren de olsa yiyecek kırıntıları öksürükle yukarıya doÄŸru iletilir. Balgam denen bu birikintiler yutulur ya da tükrükle atılır.
  • 24. TRAKEOSTOMÄ° • Hastalıklar veya yabancı cisimler nedeniyle trake tıkanacak olursa trakeostomi denen bir giriÅŸim uygulanmalıdır. • Amaç, trakeye bir tüp yerleÅŸtirerek hava yolunu açmaktır. • Trakeostomi ile suni bir hava yolu yaratılmış olur.
  • 26. BRONÅžLAR • SaÄŸ ana bronÅŸ, sol ana bronÅŸa göre daha kısa, daha geniÅŸ ve vertikal eksene daha yakındır. • Bu nedenle yabancı cisimler genellikle saÄŸ ana bronÅŸu ya da onun dallarından birini tıkar.
  • 27. BRONÅžLAR • SaÄŸ ve sol ana bronÅŸlar akciÄŸere girmeden önce lober bronÅŸlara ayrılırlar. • SaÄŸ ana bronÅŸtan 3, sol ana bronÅŸtan 2 lober bronÅŸ çıkar.
  • 28. BRONÅžLAR • SaÄŸ akciÄŸer iki yarıkla 3 loba, sol akciÄŸer ise bir yarıkla iki loba ayrılmıştır.
  • 29. BRONÅžLAR • Lober bronÅŸların her biri bir akciÄŸer segmentine giden segmantal bronÅŸlara ayrılır. • Her bir akciÄŸerde 10 segment bulunur. Segmentler akciÄŸerlerin fonksiyonel en küçük birimleridir. • BronÅŸlar da trake gibi çeperlerinde kıkırdak içerir. BronÅŸlar gittikçe incelen dallarına ayrılarak tüm akciÄŸerlere dağılır.
  • 31. BRONŞİYOL VE ALVEOL • Çapı 2 cm’den küçük olan ince dallara bronÅŸiyol denir. • BronÅŸiyollerde çeperdeki kıkırdaklar atipik bir hal alır. Çapları 1 cm’den küçük bronÅŸiollerde kıkırdak yoktur. • BronÅŸiyollerin ucunda duktus alveolaris denen alveol kanalları yer alır. • Alveol kanalları sakkus alveolarisi (alveol kesesi) havalandırır. Bu keseciklerin duvarlarında çok sayıda alveol bulunur. Gaz alışveriÅŸi alveollerde gerçekleÅŸir.
  • 32. ALVEOLLER • AkciÄŸer parankimini oluÅŸturan ana yapı alveollerdir. • Alveol yapısında Tip 1, Tip 2 alveol hücreleri, mast hücreler ve alveolar makrofajlar vardır.
  • 34. ALVEOL • Trakeden terminal bronÅŸiyollere kadar olan kısım iletici hava yollarını oluÅŸturur. • Gaz deÄŸiÅŸimi olmadığı için anatomik ölü boÅŸluk denir. • Terminal bronÅŸiyollerin distalinde kalan kısım solunum bölgesidir.
  • 35. AKCÄ°ÄžERLER • AkciÄŸerler; hava ile dolu olduÄŸu için hafif, süngerimsi, elastik bir çift organdır. • AkciÄŸerler; kendilerini saran plevra denilen zarın içerisinde serbest olarak bulunur. • Sadece akciÄŸerlere giren damar, sinir, bronÅŸların oluÅŸturduÄŸu baÄŸ dokusu ile sarılı bir demete asılmış haldedirler. Buna radiks pulmonis denir.
  • 36. AKCÄ°ÄžERLER • AkciÄŸerlerin apeksi boyun kökünde klavikula’ların 1 cm kadar üstüne uzanır. Tabanı diyafragma üst yüzüne oturmuÅŸtur. • Üçgen prizmayı andıran akciÄŸerlerin kosta, diyafram ve mediastene bakan 3 yüzü vardır. • Mediastinal yüzdeki hilus pulmonis denilen giriÅŸ kapısından ana bronÅŸ, pulmoner arter ve ven, sinirler, lenf damarları akciÄŸerlere girer ve çıkarlar.
  • 38. PLEVRA • AkciÄŸerleri saran zara plevra denir. • Ä°ki yaprağı vardır ve bu yapraklar arasında bulunan sıvı sayesinde akciÄŸerin hareketleri sırasında plevra yaprakları da birbiri üzerinde kayar.
  • 39. PLEVRA • Plevra yaprakları akciÄŸerin bir yüzünden diÄŸerine atlarken resesus denen çıkmazlar oluÅŸur. Burada plevra yaprakları arasında daha geniÅŸ aralıklar oluÅŸur. En büyük resesus; plevra, kostaları örten yüzden diyafragmatik yüze atlarken oluÅŸur. Buna kostodiyafragmatik resesus denir
  • 40. PLEVRA • Plevra yaprakları arasında enfeksiyon, kanama gibi nedenlerle iltihap ve kan birikebilir. • En derin yer olması nedeniyle özellikle kostodiyafragmatik resesusta birikir. • Kan ve sıvı örneÄŸi almak için bir iÄŸne yardımıyla plevra boÅŸluÄŸuna girilir tora(ko)sentez denen bu iÅŸlemle alınan sıvı örneÄŸi akciÄŸer hastalıklarının tanısında yol göstericidir.
  • 42. MEDÄ°ASTEN • Ä°ki akciÄŸer arasında kalan toraks bölümü iki akciÄŸeri ve plevrayı birbirinden ayırır. • Önden sternum, arkadan omurlar, alttan diyafragma ve her iki yanda akciÄŸerler tarafından sınırlandırılmıştır. Mediastende kalp, kalbin büyük damarları, trake, özofagus, duktus torasikus, aorta, sempatik kök gibi pek çok yapı bulunur.
  • 43. SOLUNUM • Solunum: nefes alma (inspirasyon) ve nefes verme (ekspirasyon) periyodlarından oluÅŸur.
  • 44. Ä°NSPÄ°RASYON Ä°nspirasyon; diyafragma ve interkostal kasların aktiviteleri sonucunda göğüs boÅŸluÄŸunun geniÅŸlemesiyle gerçekleÅŸir. AkciÄŸerlerde ve plevra boÅŸluÄŸunda negatif basınç oluÅŸur. Basıncın eÅŸitlenebilmesi için hava; burun ve ağız yoluyla akciÄŸerlere doÄŸru çekilir.
  • 45. EKSPÄ°RASYON • Ekspirasyon, solunum kaslarının gevÅŸemesi sonucu oluÅŸan pasif bir olaydır. • Kas ve kemiklerin eski pozisyonlarına geri dönmeleri sonucu iç basınç artar ve hava akciÄŸerlerden dışarı itilir.
  • 46. Ä°NTERKOSTAL KASLAR • Ä°nterkostal kaslar, kostalar arasına yerleÅŸmiÅŸtir. • Kontraksiyonla kotları yukarıya ve dışa doÄŸru çekerler. Böylece göğsün ön- arka ve transvers çaplarının artmasına yani göğüsün geniÅŸlemesine neden olurlar.
  • 47. SOLUNUM MERKEZÄ° • Solunum kontrolü beyin sapında bulunan solunum merkezi tarafından kontrol edilir. • Diyafragmanın hareketleri; frenik sinir • Larenks kaslarının kontrolü; nervus vagus (vagal sinir) • Ä°nterkostal kasların kontrolü; interkostal sinirler tarafından yapılır.
  • 48. SOLUNUM MERKEZÄ° • Solunum merkezi kandaki kimyasal deÄŸiÅŸikliklere duyarlıdır. Kanda fazla miktarda CO2 biriktiÄŸinde solunum merkezi akciÄŸerlere sinyal gönderir ve solunum sayısı artar. • Normal bir eriÅŸkinde solunum sayısı dakikada 14-18’dir.
  • 49. SONEK ANLAM ÖRNEK -pnea solunum apne Solunumun durması -oksi oksijen düzeyi hipoksi Oksijenin düşük olması -kapni karbondioksit düzeyi hiperkapni Karbondioksitin yüksek olması -foni ses disfoni Güç konuÅŸma
  • 50. KÖK ANLAM ÖRNEK Naz/o burun Paranazal Rin/o burun Rinore Fareng/o farenks Farengeal Lareng/o larenks Larengoskop Trake/o trake traketomi Bronch/o bronÅŸ bronkospazm Bronchi/o bronÅŸiol bronÅŸiolit Pleur/o plevra plörezi Pulm/o akciÄŸer pulmonal Pneum/o akciÄŸer pnömektomi
  • 51. SEMPTOMLAR • Öksürük • Balgam • Bronkore: Bol sulu balgam • Hemoptizi: Öksürükle kırmızı parlak kan gelmesi • Dispne : Nefes darlığı • Paroksismal Noktürnal Dispne: Geceleri geliÅŸen uykudan uyandıran nefes darlığı • Platipne: Hastanın kalkınca dispnesinin olmasıdır. • Göğüs aÄŸrısı
  • 52. MUAYENE - Ä°NSPEKSÄ°YON • Bradipne : Solunum sayısının dakikada 10’nun altında olması • TaÅŸipne : Solunum sayısının dakikada 20’nin üzerinde olması • Apne : Solunumun 10 saniyeden daha uzun süre durmasıdır. • Cheyne Stokes Solunumu: Solunum yavaÅŸ yavaÅŸ hızlanır, bir noktadan sonra tekrar yavaÅŸlayarak durur. Bu periyodik olarak devam eder. MSS olayları, intoksikasyonlar ve yaÅŸlı pnömonilerinde görülebilir.
  • 53. MUAYENE - Ä°NSPEKSÄ°YON • Kussmaul Solunumu: Solunumun hem sayı hem de derinliÄŸi artmıştır. • Biot solunumu: düzensiz soluk alıp vermedir.
  • 54. MUAYENE - Ä°NSPEKSÄ°YON • Pektus ekskavatum : kunduracı göğsü • Pektus karinatum: kuÅŸ göğsü • Fıçı göğüs: Göğüs ön arka çapı artmıştır.
  • 55. ÇOMAK PARMAK • Çomak parmak (Hipokrat parmağı / Clubbing): Tırnak yatağı ile tırnak kökü arasında açı artışıdır.
  • 56. CLAUDE BERNARD HORNER SENDROMU • Apikal pulmoner tümörlerde brakiyal pleksus infiltrasyonuna baÄŸlı omuz ve kol medialinde aÄŸrı, miyozis, pitozis, enoftalmus ve o taraf yüzde kuruluk olması.
  • 57. SUPERÄ°OR VENA KAVA SENDROMU • Vena kava süperiorun dıştan ya da içten tıkanması ile oluÅŸur. Kan gerisinde göllenir ve buna baÄŸlı olarak yüz, boyun ve kollarda pelerin tarzında ödem ve göğüs duvarında kollateraller izlenir.
  • 58. PALPASYON - PERKÃœSYON • Palpasyon Vibrasyon torasik yöntemi kullanılır. • Perküsyon Normal akciÄŸer dokusunda perküzyonda sonör ses alınır. (Matite / Timpanik ses)
  • 59. OSKÃœLTASYON • Ral: Solunum sesleri solunum yollarının inspirasyonda açılması ve ekspiryum sonunda kapanması ile duyulur. Patolojik olarak erkenden kapanan hava yolunun aniden açılması ile gaz basınçları eÅŸitlenir ve raller oluÅŸur. (Kuru ral / YaÅŸ ral) • Ronküsler: Daralmış hava yolunda hava akımının hızlanması bronÅŸ duvarlarını titreÅŸtirir ve uzun süreli müzikal bir ses duyulur • Stridor: Ä°nspiryumda duyulan, trake ve larenks darlıklarında ortaya çıkan sürekli ses. • Wheezing (Hışıltı): Ekspiryumda dışarıdan da duyulabilen ıslık sesi. • Sessiz akciÄŸer
  • 60. TANI YÖNTEMLERÄ° • Balgam incelemesi • AkciÄŸer grafisi • Solunum fonksiyon testleri • Bronkoskopi • Bronkoalveolar lavaj • Arteriyal kan gazları • Toraks bilgisayarlı tomografisi • Ventilasyon-perfüzyon görüntüleme • Pulmoner anjiografi
  • 61. BALGAM Ä°NCELEME • Balgam: öksürükle ağız yolundan çıkarılan akciÄŸer salgısıdır. • Miktarı, rengi, kokusu hastalıklara göre farklıdır. • Makroskopik, mikroskopik, mikrobiyolojik ve kimyasal incelenir.
  • 62. AKCÄ°ÄžER GRAFÄ°SÄ° • Standart olarak iki yönlü (PA/Lateral) çekilir. Temel görüntüleme yöntemidir. • PA Ac grafisinde; kalp ve diyafragma arkası lezyonlar görülemeyeceÄŸi için Lateral grafi ile bu bölgeler de incelenebilir.
  • 63. SOLUNUM FONKSÄ°YON TESTLERÄ° • SFT, spirometre denen cihazlarla yapılır. • Solunum fonksiyon testleri; akciÄŸerlerin kapasitesini ve fonksiyonel durumunu objektif olarak ölçmeye yarar. • SFT ile akciÄŸerlerin alabildiÄŸi hava hacmi ve bu havanın akciÄŸere alınması ve verilmesinde yapılan güçlü solunum faaliyeti ile oluÅŸturulan hava akım hızı ölçülebilir. • SFT, özellikle Astma ve Kronik Obstrüktif AC Hastalıklarında (KOAH) çok deÄŸerlidir.
  • 64. SOLUNUM FONKSÄ°YON TESTLERÄ° • Tidal Volüm(TV): Her nefes döngüsünde bir nefesle alınan veya verilen gaz miktarı • Rezidüel Volüm (RV) : Maksimum ekspirasyon sonrası akciÄŸerlerde kalan gaz miktarı • Fonksiyonel Rezidüel Kapasite (FRC): Sakin bir ekspirasyon sonrası akciÄŸerde kalan hava miktarı • Ekspiratuar Rezerv Volüm(ERV) : Normal ekspirasyon düzeyinden sonra verilebilen maksimum gaz miktarı • Total AkciÄŸer Kapasitesi(TLC) : Maksimum inspirasyon sonrası akciÄŸerlerin içerdiÄŸi hava miktarı • Vital Kapasite(VC) : Maksimum ekspirasyon sonrası güçlü bir ekspirasyonla atılan hava miktarı
  • 65. SFT
  • 66. BRONKOSKOPÄ° • Bronkoskopi, bronÅŸ aÄŸacının içeriden görüntülenmesidir. Tanı ve tedavi amaçlı uygulamalar yapılabilmektedir. • Bronkoskopta yer alan fiberoptik sistem ile görüntü bir monitor ile izlenebilir.
  • 67. BRONKOSKOPÄ° • Havayolunu daraltan tümör veya benzeri durumlarda eÅŸ zamanlı lazer ve koter gibi uygulamalar yapılabilir. • Otofloresan bronkoskopi ile tümörler çok erken dönemde renk deÄŸiÅŸikliÄŸi yapma özellikleri ile tanınabilmektedir.
  • 68. ARTERÄ°YEL KAN GAZLARI • Arter örneÄŸi kan analizinde • pH • paCO2 • paO2 • SatO2 • HCO3 • Anyon gap • Osmolar gap
  • 69. ATELEKTAZÄ° • AkciÄŸerin büzüşmesi, akciÄŸerlerin veya bir kısmının tam gevÅŸeyememesi. • DoÄŸumsal, kompresyon, obstrüksiyon vb neden olabilir. Tüm akciÄŸer, lober veya segmental olabilir.
  • 71. ASTMA • Hava yolunda enflamasyon ve bronÅŸ düz kaslarında kasılmaya baÄŸlı olarak ortaya çıkan, hışıltılı solunum ve tekrarlayan dispne atakları ile karakterize hastalık. • Astım bronÅŸiyale, bronÅŸ astımı veya bronÅŸiyal astım da denir.
  • 72. ASTMA • Astma hava yollarının daralmasına baÄŸlı geliÅŸen bir hastalıktır. • Özellikle küçük hava yollarında tıkanma vardır. • BronÅŸiyoller, lümenlerin daralması yanında yapışkan balgam tıkacı ile de kapanmıştır. • Hasta öksürük ataklarıyla bu balgamı çıkarmaya çalışır. • Astım ataklarında hasta solunum güçlüğü içindedir. Hasta yardımcı solunum kaslarını da kullanarak havayı aÅŸağı doÄŸru itmeye çalışır. Hatta ÅŸiddetli ataklarda dar hava yollarından geçen havanın yarattığı ıslık sesi duyulabilir.
  • 73. ASTMA
  • 74. KOAH- Kronik Obstrüktif Ac Hastalığı • Kronik bronÅŸit ya da amfizeme baÄŸlı olarak ortaya çıkan, bronÅŸ hava akımında kalıcı ya da tekrarlayan hava akım kısıtlanması ile karakterize durum
  • 75. HASTALIKLAR • Kistik Fibroz: Kalıtsal, pankreas, solunum sistemi ve ter bezlerini tutan metabolik hastalık. Tanısında Ter testi yapılır. • Pnömoni (zatürre):AkciÄŸerlerin mikroorganizmalar veya kimyasal irritanlarla meydana gelen enflamasyonu. • Plörezi:Plevranın inflamasyonu
  • 76. TERÄ°MLER • Ventilasyon: Oksijenin atmosferden alınarak akciÄŸerlere iletilmesi ve karbondioksitin alveollerden atmosfere verilmesi • Perfüzyon: • Distribüsyon: Havanın solunum birimlerine dağılması • Difüzyon: alveol ve kapiller arasındaki gaz alışveriÅŸi
  • 77. TERÄ°MLER • Asidoz : Vücut sıvısında asit miktarının artması. Respiratuar asidozun nedeni vücutta yüksek seviyede karbondioksit olmasıdır • Alkaloz: Vücut sıvısında baz miktarının artması. Respiratuar alkalozun nedeni vücuttaki düşük seviyedeki karbondioksittir.
  • 78. TERÄ°MLER • Asfiksi: BoÄŸulma, nefes alamama • Aspirasyon: Çekerek almak veya boÅŸaltmak
  • 79. KRUP • Genellikle bebeklerde ve çocuklarda görülen larenks kaslarının aÄŸrılı kasılması, nefes alamama ses kısıklığı ile karakterize durum.
  • 80. TERÄ°MLER • Koriza: Burun mukozasının iltihaplanması sonucu salgı artışı ile belirgin nezle • Epistaksis: Burun kanaması.
  • 81. ENTÃœBASYON • Hava yolunu açık tutmak amacıyla larenkse tüp takılması