2. 2
ULUSLARARASI EKONOMİ
Uluslararası Ticaret (Mal Akımları)
-İhracat
-İthalat
-Göreceli fiyatlar
-Üretim, Tüketim
Uluslararası Parasal İlişkiler
(Mali Akımlar)
Sınır ötesi para, sermaye
ve ödeme akımları
Döviz piyasası
Kur değişmesi
Ödemeler bilançosu
Denkleşme mekanizmaları
Uluslararası Ticaret Teorisi
Ülkeler hangi nedenle ticaret yaparlar
Dış ticaretin yararları
Dış ticaretin bileşimi
Ticaret dengesini sağlayan
göreceli fiyatların oluşumu
Uluslararası Ticaret Politikası
Hükümetin dış ticarete müdahalesi
Amaçlar
Araçlar
4. 4
Uluslararası Ticaret Teorisinin
yanıtlamak zorunda olduğu üç soru:
1. Ülkeler neden dış ticaret yaparlar, yani dış
ticaretin kapalı ekonomiye göre ülkelere sağladığı
yararlar nelerdir?
2. Bir ülke dış ticaretinin bileşimi nasıl açıklanabilir;
yani bir ülkenin hangi malları ihraç, hangilerini
ithal edeceği neye göre belirlenir?
3. Bir ülkenin ihraç fiyatları ile ithal fiyatları oranı,
yani dış ticarette nispi fiyatlar, ya da dış ticaret
hadleri nasıl oluşmaktadır?
6. 6
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
MERKANTİLİZM (XVI-XVII. yy)
Merkantilist dönemden önce dünyada yaygın bir dış ticaretten
söz etmek güçtür. Bu durumun tek istisnası uzak doğu ile Avrupa
arasında yaşanan ve Türkiye’yi bir köprü durumuna getiren
İPEK YOLU’dur
Merkantilist dönem feodalitenin yerine ulusal devletlerin
kurulmakta olduğu bir dönemdir. Düzenli ordunun kurulması, bu
ordu ile ticaret yollarının korunması ve uzun süren savaşların
finansmanı o zaman geçerli para olan altına ihtiyacı hat safaya
çıkarmıştır.
Merkantilizme göre dış ticaret politikasının temel amacı
hazinenin altın stokunu artırmaktır.
Yoğun devlet müdahaleciliğine dayanan bir doktrindir.
7. 7
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
MERKANTİLİZM (XVI-XVII. yy)
İhracatın artırılmasına birinci derecede önem
verirler.
Nihai mal ithalinin kısıtlanmasını öngörür.
Hammaddelerin ithali serbesttir.
Merkantilistler altın girişlerini artırmak için
ticaret filosunun gelişmesine de büyük ağırlık
verir.
8. 8
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
MERKANTİLİZM (XVI-XVII. yy)
Merkantilist doktrine göre dünya serveti (altın
veya gümüş stoku) sabittir. O nedenle dış ticaret
yapan ülkelerin arasında daima bir çelişki vardır.
Ticaretten bir taraf kârlı çıkarken diğer taraf aynı
ölçüde zarara uğrar
Sanayi devriminden sonra (kas gücünün yerine
buhar gücünün kullanılması ile) Merkantilizmin
yerine liberal görüşler geçmeye başladı.
9. 9
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
FİZYOKRASİ (XVIII. yy)
Uzun bir süre uygulanan merkantilist politika zamanla
eleştirilmeye başlandı.
Gerçekten, merkantilizm tek taraflı bir politika idi. Bir
ülkenin zenginliğinin altın ve gümüşle ölçülmesi, tarımın
ihmal edilerek sanayie önem verilmesi; devletin ülkeye
altın girmesini teşvik etmek, altın çıkmasını önlemek için
ekonominin her alanına müdahale etmesi, zamanla bizzat
gelişmekte olan sanayii boğmaya başlamış, yeni
düşüncelerin meydana gelmesini teşvik etmiştir.
10. 10
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
FİZYOKRASİ (XVIII. yy)
Bu gelişme doğal olarak devlet müdahalesine karşı
olmuş; devlete karşı fertlerin haklarını güven
altına almak maksadıyla savunulan «tabii hukuk»
fikri de bu hareketi teşvik etmiştir. İşte, Fizyokrasi
bu ortam içinde ve Fransa'da XVIII inci yüzyılın
ikinci yarısına kadar sürdürülen merkantilist
politikaya bir reaksiyon olarak doğmuştur.
11. 11
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
FİZYOKRASİ (XVIII. yy)
Fizyokratlar, elverişli bir ticaret bilançosu sağlamaya ve
sanayi ve ticaretin tarım aleyhine geliştirilmesine yönelik
Merkantilist politikanın aksine, sosyal olaylar arasında
düzenli ilişkiler bulunduğunu, kişilerin ve hükümetlerin bu
ilişkileri tanımak ve davranışlarını ona göre ayarlamak
zorunda olduklarını ileri sürerek, iktisat biliminin
kurulmasına yardım etmişlerdir.
Merkantilistler ulusal zenginliği sanayi ve ticareti
geliştirerek, ticaret bilançosunu lehe çevirmede gördükleri
halde, fizyokratlar tarım ve hayvan yetiştirmede
aramışlardır.
12. 12
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
FİZYOKRASİ (XVIII. yy)
Fizyokrasi, merkantilistlerin himayeci ve faydacı
düşüncelerine bir tepki olarak doğmuş; ferdi hürriyet ve
mübadele serbestisini savunmuştur. Merkantilistlerin
sanayi ve ticarete önem vermelerine karşın, fizyokratlar
tarıma önem vermişler; Fransa'nın tarıma dayanan eski
politikasına dönmek istemişlerdir.
Kimdir bu fizyokratlar? Fransa'da XV inci Louis'nin saray
hekimi Dr. Quesney'in çevresinde toplanan ve aynı
ekonomik düşünceyi savunan kimselere fizyokratlar ve
bunların meydana getirdiği okula Fizyokrasi denmektedir.
13. 13
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
FİZYOKRASİ (XVIII. yy)
Başlıca fizyokratlar 1694-1774 yılları
arasında yaşıyan Dr. François Quesnay,
Dupont de Nemours (1739-1817), Mercier
de la Riviere (1720-1793), Le Trosne
(1728-1780), Baudeau (1730-1792), Turgot
(1727-1781) ve Mirabeau'dan oluşmaktadır.
14. 14
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
FİZYOKRASİ (XVIII. yy)
Fizyokratların temel düşüncelerini şöyle özetlemek
mümkündür:
i) Fizyokratlara göre, üretim madde yaratmaktır. Madde
yaratan, harcanandan fazla veren, başka bir deyimle, safi
hasıla sağlayan uğraşı alanı ise tarımdır. Öteki faaliyet
alanları, örneğin, ticaret ve sanayi harcanandan fazla bir
şey vermemekte; sadece maddenin şeklinde, yapısında
veya yerinde değişiklik meydana getirmektedir.
15. 15
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
FİZYOKRASİ (XVIII. yy)
ii) Bu düşünceden hareket eden Fizyokratlar, daha
sonra bir çok ekonomistlerin kafasını kurcalayan
üretken (verimli) ve üretken olmayan (verimsiz)
faaliyetler ayırımını yapmışlardır.
Fizyokratlara göre, yalnız tarım üretkendir.
Çünkü harcanandan fazla vermektedir. Toprak,
kendisine ekilen buğdayın 5-10 katı fazlasını
vermektedir. Bu fazlalık sayesinde toprağı işleyen
çiftçi kendi ailesi yanında üretken olmayan
sınıfların geçimi sağlamış olmaktadır.
16. 16
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
FİZYOKRASİ (XVIII. yy)
Bilindiği gibi, üretim çeşitli girdilerle yapılır. Elde edilen
mahsulle girdiler arasındaki fark kadar bir hasıla elde
edilir. Ancak, fizyokratlar bu farkı, maldaki büyüme olarak
ele almışlar ve böyle bir büyümenin yalnız tarımda
olduğunu ileri sürmüşlerdir.
Yukarıda açıklandığı gibi, fizyokratlar üretimi madde
yaratma olarak tanımlamışlar; madde yaratan, üretimde
kullanılan girdilerden fazla ürün elde edilen tek faaliyet
kolunun tarım sektörü olduğunu ileri sürmüşlerdir.
Gerçekten, toprak ekilen tohumdan 5-10 kat fazla ürün
verir. Fizyokratlara göre, tarımda meydana gelen bu fazla
insan emeğinin değil, Doğa'nın eseridir.
17. 17
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
FİZYOKRASİ (XVIII. yy)
Oysa, sanayi ve ticaret sadece maddenin şeklinde,
yapısında ve yerinde değişiklik yapar; girdilerden
fazla bir şey meydana getirmez. Mercier de la
Riviere bunu «toplama çoğaltma değildir» sözü ile
ifade etmiştir.
Kuşkusuz fizyokratlar «Doğada hiç bir şey yoktan
varolmaz, hiç bir şey kaybolmaz» biçiminde ifade
edilen Lavoisier kanununu henüz tanımamışlardır.
18. 18
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
FİZYOKRASİ (XVIII. yy)
Fizyokrasinin yalnız tarıma önem vermesi, üretimi
fayda yaratma yerine madde yaratma biçiminde
ele alması, üretken olmayan sınıf görüşü doğru
değildir. Safi hasıla fizyokratların iddia ettikleri
gibi, tarıma özgü de değildir.
Fizyokrat düşünce Fransa'da doğmuş, Fransa'nın
sınırları dışına pek yayılamamıştır. Çevre
ülkelerde görülen bazı fizyokrat yazarların fazla
bir önemi olmamıştır.
20. 20
I. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
KLASİK LİBERALİZM
Adam Smith’in Ulusların Zenginliği adlı
kitabındaki görüşleri Klasik Liberalizm ya
da Klasik İktisat Ekolünün temelini
oluşturur.
21. 21
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
KLASİK LİBERALİZM
Adam Smith 1723 de İskoçya'da doğmuş; Glaskow'da başladığı
üniversite öğrenimini Oxford'da tamamladıktan sonra, mantık ve
ekonomi öğretmenliğine başlamış;
bu arada genç bir asilzade eşliğinde Avrupa gezisine çıkarak,
orada Fransız edip ve düşünürlerinden Voltaire; fizyokratlardan
Dr. Quesnay, Turgot ile tanışmış;
1776 da da kendisine ekonomi biliminin kurucusu dedirten ünlü
yapıtı «Ulusların Zenginliklerinin Sebepleri ve Nitelikleri
Üzerine Araştırma» (An Enquiry into the Nature and Causes of
the Wealth of Nations) adlı kitabını yayınlamıştır.
22. 22
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
KLASİK LİBERALİZM
A. Smith bu kitabında kendisinden önceki
yazarların düşüncelerini
inceleyerek, genel bir değerlendirmeye tabi
tutmuş; zenginliğin nitelik
ve kaynağını sistemli bir biçimde
açıklamaya çalışmış; belli varsayımlara
dayanarak, iktisadi olaylar arasında sebep-
sonuç ilişkilerini araştırmaya çalışmıştır.
23. 23
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
KLASİK LİBERALİZM
Sanayi devrimin başladığı bir dönemde yaşayan A.Smith
bu devrimle birlikte gelişmeye başlayan kapitalizmin
etkisinde kalmış; liberal kapitalizmin merkantilizme göre
daha ileri bir ekonomi düzeni olduğunu savunmuştur.
İlk kez onun iktisat politikasında şu veya bu sınıfın
(sanayici ve çiftçi) çıkarlarını değil, toplumun müşterek
çıkarlarını esas aldığı söylenebilir. Ona göre, gerek
merkantilistlerin, gerekse fizyokratların ulusal zenginliğin
kaynağı hakkındaki görüşleri doğru değildir.
24. 24
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
KLASİK LİBERALİZM
i) Merkantilistler para ile serveti birbirine karıştırmışlardır.
Bir kişinin sahip olduğu para, onun servetinin
(zenginliğinin) bir bölümünü teşkil etse de, toplum
bakımından servet değildir. Çünkü, toplumun elindeki para
miktarı artarsa, toplumun zenginliğinde bu yüzden bir artış
olmaz. Toplum açısından, para bir mübadele aracından
başka bir şey değildir.
ii) Fizyokratların toplumun zenginliğinin kaynağını
tarımsal faaliyetlerde görmeleri sadece tarımsal
faaliyetlerin üretken olduğu yolundaki düşünceleri
yanlıştır. Yalnız tarım değil, öteki ekonomik sektörler de,
özellikle sanayi de üretkendir.
25. 25
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
KLASİK LİBERALİZM
A. Smith mal ve hizmetlerin geniş bir işbölümü ve işbirliği
içinde üretilmesi olayını temel düşünce olarak ele almış;
milli hasılanın yan yana, iç içe faaliyette bulunan çok
sayıda teşebbüs ve işletme tarafından meydana
getirildiğini, bunlar arasında geniş bir alış verişin
varolduğunu ileri sürerek, işbölümünün mübadeleyi,
mübadelenin parayı zorunlu kıldığını görmüş; paranın
merkantilistlerin iddia ettikleri gibi, ülkenin zenginliğinin
ölçüsü değil, bir mübadele aracı ve değer ölçme vasıtası
olduğunu açıklamıştır.
26. 26
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
KLASİK LİBERALİZM
A. Smith'e göre, toplumda her insan gereksinmelerini
doğrudan giderme yoluna gidecek, gereksinme
duyduğu bütün malları kendisi üretmeğe kalkacak
olursa, belki en zaruri gereksinmelerine yetecek kadar
malları ancak üretebilir. Oysa iş bölümü, aynı
toplumsal emek ve maliyete daha fazla mal elde
edilmesini, insanların gereksinmelerini daha bol
gidermeleri olanağını sağlar.
27. 27
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
KLASİK LİBERALİZM
A. Smith'e göre, fabrika veya atölyede iş bölümü
sayesinde aynı işi yapan işçinin, yaptığı işteki yeteneği
artar; zamandan tasarruf sağlanır; buluşlar olur.
Bu görüş A. Smith'ten sonra tamamlanacak, işbölümünün
işte bir ritim meydana getirmek, makine kullanılmasına
olanak vermek, sermayeden tasarruf sağlamak suretiyle de
verimi artırdığı ileri sürülecektir.
28. 28
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
KLASİK LİBERALİZM
A. Smith'e göre, iktisadi faaliyetler kendiliğinden oluşan bir düzen
içinde yürütülür; kendiliğinden oluşan bu düzen insanların yararınadır.
Aslında Fizyokratlar da iktisadi faaliyetlerin tabi olduğu bir doğal
düzenin (l'ordre naturel) varlığından söz etmişlerdir.
Ancak, Fizyokratlara göre bu düzen ilahi bir düzendir. A. Smith bu
düzenin insanların kişisel çıkarlarına göre hareket etmeleri sonucu
oluştuğunu ileri sürmüştür. Ona göre, insanlar kişisel çıkarlarına göre
hareket ederler; insanı bir şeyi yapıp yapmamaya sevk eden motif haz
etmek veya zahmetten kurtulmaktır. Gerçi insanların faaliyetlerinde
kişisel çıkarlardan başka motiflerin de etkisi olabilir.
29. 29
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
KLASİK LİBERALİZM
Kişisel çıkarla toplum çıkarı arasında uyum bulunduğunu
kabul eden A. Smith fertlerin ekonomik faaliyetlerinde
serbest bırakılmalarını; başka bir deyimle liberalizmi
savunmuştur.
A. Smith devlet müdahalesi, ticaret bilançosunu lehe
çevirmek amacı ile devlet tarafından tedbir alınması
yolundaki merkantilist düşünceyi eleştirerek, şöyle
demektedir:
30. 30
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
KLASİK LİBERALİZM
«Bütün koruma ve tahdit sistemleri ortadan kaldırılacak
olursa, kişi özgürlüğüne dayanan açık ve sade bir sistem
ortaya çıkar.
Her insan hukuk ve ahlak kurallarına aykırı olmadıkça,
kendi çıkarlarına göre hareket etmekte serbest olmalı,
emek ve sermayesini başkalarının emek ve sermayeleriyle
rekabet ederek kullanabilmelidir.»
«Bir üretim alanına serbestçe yatırılacak sermayeden daha
fazlasının yatırılması veya kendi kendine yatırılacak
miktardan daha azının yatırılması için alınacak tedbirler
başarılı olamaz.»
31. 31
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
KLASİK LİBERALİZM
A. Smith ulusal işbölümü gibi, uluslararası iş
bölümünün yararına inanmaktadır. Uluslararası
ticareti mutlak üstünlükle izah etmiştir.
Ona göre, her ülke diğer ülkelere göre daha düşük
maliyetle ürettiği malların üretiminde
uzmanlaşarak, daha yüksek maliyetle ürettiği
malları diğer ülkelerden satın alırsa, bu malları
daha düşük maliyetle elde etmesini sağlar.
32. 32
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
KLASİK LİBERALİZM
A. Smith'in düşünceleri hızla Avrupa’ya
yayılmış ve zamanına hakim olmuştur.
A. Smith'in düşünceleri merkantilist
politikanın ortadan kaldırılmasında önemli
rol oynamış; Amerikanın bağımsızlığının
hızlanmasına etkili olmuştur.
33. 33
I. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
KLASİK LİBERALİZM’İN TEMEL
GÖRÜŞLERİ
Bütün bireyler ekonomik çıkarlarına göre hareket ederler.
(homo economicus-ekonomik insan)
Devlet kişilerin bireysel girişim haklarını kısıtlamaz.
(laissez faire, laissez passer – bırakınız yapsınlar, bırakınız
geçsinler)
Bireyler kendi çıkarları peşinde koşmakla aynı zamanda
toplumsal çıkarlara da hizmet etmiş olurlar.
Ekonomik hayatta düzen sağlayan bir görünmez el
(invisible hand) vardır.
34. 34
I. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
KLASİK LİBERALİZM’İN TEMEL
GÖRÜŞLERİ
Smith’e göre, toplam dünya serveti sabit değildir.
Dış ticaret, uluslararası uzmanlaşma ve işbölümü
doğurarak dünya kaynaklarının verimliliğini
artırır.
İki ülke bu şekilde daha yüksek üretim ve tüketim
düzeylerine ulaşarak yaşam standartlarını
artırırlar.
35. 35
ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİ ANALİZİNDEKİ
TEMEL VARSAYIMLAR
İki ülke-İki mallı analiz modelidir.
Uluslararası ticarette para kullanılmaz. (Mal malla
değişir)
Tam rekabet koşulları geçerlidir.
Hükümet kesimine yer verilmez. (gümrük tarifesi,
kotalar ve diğer kısıtlamalar yoktur.)
Taşıma giderlerinin sıfır olduğu kabul edilir.
Ekonomi tam istihdamdadır.
36. 36
EMEK DEĞER TEORİSİ
Bir malın maliyeti (talep koşullarının
bulunmaması durumunda o malın fiyatı) üretimi
için harcanan emek miktarı ile ölçülür.
Üretiminde göreceli olarak fazla emek kullanılan
malın maliyeti daha yüksektir.
Klasiklerin sadece emeği dikkate almasının
nedeni;
doğal kaynakların tanrı vergisi olduğu,
sermayenin ise biriktirilmiş ve üretim aracı biçiminde
somutlaştırılmış emekten meydana geldiğidir.
37. 37
MUTLAK ÜSTÜNLÜK TEORİSİ
(Theory of Absolute Advantages)
Bir ülke karşı ülkeye göre hangi malları
daha düşük maliyetle üretiyorsa o malların
üretiminde uzmanlaşmalı ve bunları ihraç
ederek pahalıya üretebildiklerini dış
ülkeden ithal etmelidir.
38. 38
Bir işçinin bir günde üretebildiği mallar
Örnek 1
Gömlek Ayakkabı
Çin 50 Birim 30 Birim
Türkiye 20 Birim 80 Birim
Dikkat! Miktar ve fiyat ters orantılıdır; birim emek ile
daha fazla üretilen mal diğer mala göre ucuzdur.
39. 39
Ulusal Paralarla iç fiyatlar
Çelik Buğday
Türkiye 10 TL 1 TL
ABD 1 $ 1 $
Türkiye, 1 Birim Çelik: 10 birim buğday
ABD, 1 Birim Çelik: 1 birim buğday
F YAT BAZINDA KAR ILA TIRMALIİ Ş Ş
ÜSTÜNLÜKLER
40. 40
FIRSAT MALİYETİ
TANIM:
Bir malın fırsat maliyeti o malın üretimi için
vazgeçilen bütün üretim faktörlerinin
toplam maliyetine eşittir.
Dış ticarette fırsat maliyetleri üretim
olanakları veya dönüşüm eğrileri ile
gösterilir.
41. 41
ÜRETİM İMKÂNLARI EĞRİSİ
TANIM:
Bir ülkenin veri teknoloji ve üretim faktörleri
varsayımı altında üretebileceği azami mal ve
hizmet miktarlarını ifade eder.
Üretim İmkanları Eğrisi ile bir ülkenin iki farklı
maldan üretebilecekleri alternatif bileşimleri
göstermek mümkündür.
42. 42
ÜRETİM İMKÂNLARI EĞRİSİ
Fırsat maliyeti teorisinde kaynakların tam çalışma
düzeyinde kullanıldığı varsayılır.
Birden fazla üretim faktörünün üretime katıldığı
kabul edilince ülkeler arasında teker teker faktör
verimliliği yönünden karşılaştırma yapmak
olanaksızlaşır. Bu güçlüğü yenmek için verimlilik
yerine bu kavramın tersi olan üretim maliyeti ele
alınarak bu sorun giderilir.
Fırsat maliyetleri yaklaşımına göre üretim
maliyeti, bir birim mal üretmek için gerekli olan
kaynakların toplamına eşittir.
43. 43
Bir ülkenin üretim olanakları (dönüşüm)
eğrisi
Örnek 1
AB doğrusu Türkiye’nin dönüşüm eğrisidir.Türkiye tüm
kaynaklarını gömlek üretmek için kullansa 20 adet
üretebilecektir. Eğer tüm kaynaklarını ayakkabı üretmek
için kullansa 80 adet ayakkabı elde eder.
A ile B arasındaki noktalar ülkenin her iki maldan
birlikte üretebileceği miktarları gösterir
Gömlek
Ayakkabı
O
20 B
A
TÜRKİYE’NİN
ÜRETİM
OLANAKLARI
EĞRİSİ
O
50
N
M
ÇİN’İN
ÜRETİM
OLANAKLARI
EĞRİSİ
30
80
Gömlek
Ayakkabı
44. 44
KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜKLER TEORİSİ
(Theory of Comparative Advantages)
Örnek 2
Gömlek Ayakkabı
Çin 60 Birim 80 Birim
Türkiye 20 Birim 40 Birim
Çin’in her iki üründe de sahip olduğu mutlak
üstünlüğe rağmen hala iki ülke arasında
ticaret mümkün müdür?
45. 45
KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜKLER TEORİSİ
Önemli olan üretimde üstünlük
derecesidir. Bir ülke, diğerine göre,
hangi malların üretiminde daha yüksek
oranda üstünlük sahibi ise o mallarda
uzmanlaşmalıdır.
Bu durumda Çin ve Türkiye arasında
ticaret mümkündür.
46. 46
KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜKLER TEORİSİ
ÖRNEK 3
Bir işgünü ile üretilebilen mal miktarı
Kumaş (metre) Şarap(litre)
İngiltere 80 40
Portekiz 10 20
• Her iki malda da İngiltere mutlak üstünlüğe sahiptir.
• İngiltere’nin kumaş üretimindeki üstünlüğü 8 kat, şarap
üretimindeki üstünlüğü 2 kattır.
• İngiltere kumaş, Portekiz şarap üretiminde uzmanlaşmaya
gitmelidir.
Karşılaştırmalı üstünlük teorisine göre, iki ülke arasında dış
ticaretin iki ülke açısından kârlı olabilmesinin şartı, farklı fırsat
maliyetlerinin mevcudiyetidir.
47. 47
KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜKLER TEORİSİ
ÖRNEK 3
İç fiyatlar
İngiltere’de 1 m kumaş = ½ lt şarap
Portekiz’de 1 m kumaş = 2 lt şarap
Bir işgünü ile üretilebilen mal miktarı
Kumaş (metre) Şarap(litre)
İngiltere 80 40
Portekiz 10 20
Dünya üretimi 90 60
48. 48
Uluslararası fiyat oranı 1mk=1ltş olsaydı
İngiltere’nin dış ticaret kazancı ihraç edilen
kumaş birimi başına ½ birim şarap
Portekiz’in kazancı ihraç ettiği şarap başına ½
birim kumaş olacaktır.
İç fiyatlar
İngiltere’de 1 m kumaş = ½ lt şarap
Portekiz’de 1 m kumaş = 2 lt şarap
49. 49
KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜKLER TEORİSİ
ÖRNEK 3
Bir işgünü ile üretilebilen mal miktarı (Ticaret Sonrası Durum)
Kumaş (metre) Şarap(litre)
İngiltere 120 20
Portekiz - 40
Dünya üretimi 120 60
Bir işgünü ile üretilebilen mal miktarı (Ticaret Öncesi Durum)
Kumaş (metre) Şarap(litre)
İngiltere 80 40
Portekiz 10 20
Dünya üretimi 90 60
İngiltere uluslararası işbölümü sonucunda ürettiği 120 metre kumaşın 90 metresini içeride tüketip
30 metresini 1m kumaş = 1 litre şarap dünya fiyatından ihraç etse karşılığında 30 litre şarap ithal
edebilir. Böyle bir ticaret sonrasında İngiltere ticaret öncesi duruma göre her iki üründe de 10’ar
birim fazla tüketim yapar: 90-80 metre kumaş=10 ; (20+30 litre şarap)-40=10
Portekiz ise uluslararası işbölümü sonucunda kumaş üretiminden tamamen çıkıp oradaki
kaynaklarını şarap üretimine kaydırdığında 20 yerine 40 litre şarap üretir. Portekiz dünya
fiyatından 30 litre şarap ihraç ederek 30 metre kumaş ithal edebilecek duruma gelir. Bu durumda
Portekiz ticaret sonrasında 10 litre şarap (-10), 30 metre kumaş (+20) tüketir.
50. 50
Petrol (varil) Viski (litre)
Rusya 10 5
İskoçya 20 40
Dünya Üretimi 35 45
Petrol (varil) Viski (litre)
Rusya 20 0
İskoçya 0 80
Dünya Üretimi 20 80
Ticaret Öncesi– her ülke toplam kaynaklarını iki mal arasında dağıtıyor
Ticaret (işbölümü ve uzmanlaşma) sonrası – her ülke toplam kaynaklarını
karşılaştırmalı üstünlüğü olan ürüne kaydırıyor
KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜKLER TEORİSİ
ÖRNEK 4
51. 51
KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK
Fırsat Maliyeti = feragat / kazanç
Rusya: Eğer Rusya bir birim emeği viski üretiminden petrol üretimine kaydırırsa, 5
litre viskiden vazgeçmiş buna karşın 10 varil ekstra petrol üretmiş olur. Bu durumda
petrol üretiminin fırsat maliyeti FM= 5/10 = ½ olurdu
Rusya bir birim emeği petrol üretiminden viski üretimine kaydırdığında ise, 5 litre
viski elde etmek için 10 varil petrolden feragat etmesi gerekecektir. Bu durumda
viski üretiminin fırsat maliyeti FM= 10/5 =2 olur.
İskoçya: Eğer İskoçya bir birim emeği viski üretiminden petrol üretimine kaydırırsa,
40 litre viskiden vazgeçmiş buna karşın 20 varil ekstra petrol üretmiş olur. Bu
durumda petrol üretiminin fırsat maliyeti FM= 40/20 = 2
olurdu.
Aynı şekilde İskoçya bir birim emeği petrol üretiminden viski üretimine kaydırdığında
ise, 40 litre viski elde etmek için 20 varil petrolden feragat etmesi gerekecektir. Bu
durumda viski üretiminin fırsat maliyeti FM= 20/40 = ½ olur.
İskoçya için petrolün FM Rusya’nınkinden 4 kat daha fazladır.
(2’ye karşılık ½)
52. 52
Karşılaştırmalı Üstünlük
Petrol Rusya’da İskoçya’dan daha ucuzdur. Çünkü İskoçya
1 varil ekstra petrol üretmek için 2 litre viskiden
vazgeçmek zorundayken Rusya 2 ekstra varil petrol
üretmek için sadece 1 litre viskiden vazgeçer.
Eğer ülkeler karşılaştırmalı üstünlüğe, yani daha düşük fırsat
maliyetine sahip oldukları üründe uzmanlaşırlarsa (Rusya için
petrol, İskoçya için viski), ticaretten her iki ülke de kazanç
sağlayabilir.
Merkantilistlerin sıfır toplamlı ticaret görüşünün tersine
kazan-kazan durumu söz konusudur.
53. 53
KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜKLER TEORİSİ
ÖRNEK 5
Bir işgünü ile üretilebilen mal miktarı (Ticaret Öncesi Durum)
Kamera Televizyon
Japonya 80 40
Türkiye 10 40
Dünya üretimi 90 80
Bir işgünü ile üretilebilen mal miktarı (Ticaret Sonrası Durum)
Kamera Televizyon
Japonya 160 -
Türkiye - 80
Dünya üretimi 160 80
54. 54
RİCARDO MODELİNİN EKSİKLERİ
Emek değer teorisine dayanması
Ülkeler arasındaki işgücü verimindeki farklılığın
nedenlerini açıklamaması
İşgücü ülke içinde tam hareketli, ülkeler arasında
tam hareketsiz olması
Ricardo teorisi bir arz teorisidir.
Sabit maliyetlere ve tam uzmanlaşmaya
dayanması
Statik bir model olması
Üretimin aşamalara ayrılması