ݺߣ

ݺߣShare a Scribd company logo
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN
AİBÜ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ
AĞIZ DİŞ VE ÇENE CERRAHSİ ANABİLİM DALI
 HERPES SİMPLEKS VİRÜS ENFEKSİYONLARI
 VARİSELLA - ZOSTER ENFEKSİYONLARI
 EL-AYAK VE AĞIZ HASTALIĞI
 HERPANJİNA
 KIZAMIK
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 2
 PEMFİGUS VULGARİS
 SİKATRİSYEL PEMFİGOİD (MÜKÖZ MEMBRAN
PEMFİGOİD)
 BÜLLÖZ PEMFİGOİD
 DERMATİTİS HERPETİFORMİS
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 3
 EPİDERMOLYSİS BÜLLOZA
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 4
 Vezikül, deri seviyesinden kabarık, içi berrak sıvı
ile dolu, çapları 0.5 cm’ye kadar olan
lezyonlardır; içlerindeki sıvı lenf, serum, ter veya
kan olabilir
 Bül, çapları 0.5 cm’den büyük, içlerinde sıvı ihtiva
eden lezyonlara verilen isimdir
 Vezikülden farkı sadece büyük olmasıdır
 İçinde cerahat (püy) olabilir
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 5
 HERPES SİMPLEKS ENFEKSİYONLARI
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 6
 Herpes simpleks virüs (HSV) enfeksiyonları
deri ve mukozada veziküllerle kendini
gösteren ve sık olarak görülen hastalıklardır
 HSV-1 virüsü genellikle ağız çevresinde, HSV-
2 ise genital bölgede etkili olur
 HSV enfeksiyonları sistemik (primer), lokalize
(sekonder) olmak üzere iki formda oluşur.
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 7
 Virüs ile daha önce karşılaşmamış bireyler için enfekte birey ile
fiziksel temas HSV inokülasyonu için tipik yoldur
 Primer enfeksiyon sırasında bireylerin çok az bir bölümünde
klinik belirti ve semptomlar görülür, hastalık çoğunlukla
subklinik olarak seyreder.
 Primer hastalık genellikle çocuklarda görülür, oral ve perioral
dokularda vezikülo-ülseratif lezyonlar karakteristiktir
 Veziküller deride, vermilyonda veya oral müköz membranda
görülebilir
 Hastalığa ateş, eklem ağrısı, halsizlik, baş ağrısı ve servikal
lenfadenopati eşlik eder
 Bir hafta-on günlük süre içerisinde lezyonlar skar bırakmadan
iyileşir.
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 8
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 9
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 10
 Primer herpetik gingivostomatitin iyileşmesinden sonra
virüs bilinmeyen bir mekanizma ile trigeminal sinir
boyunca ilerleyerek latent dönemde kalabildiği
trigeminal gangliona yerleşmektedir
 Güneş yanıkları, soğuk, travma, stres ve bağışıklık
sisteminin baskılanmasına (immünosüpresyon) bağlı olarak
virüsün yeniden aktif olmasıyla sekonder veya rekürrent
enfeksiyon oluşur.
 Yeniden aktif olan virüs trigeminal sinir boyunca ilerleyerek,
ilk olarak enfekte olan epitelyal bölgeye ulaşmakta ve
burada replike olarak fokal vezikülo-ülseratif lezyonları
oluşturmaktadır
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 11
 Genellikle lezyonun oluşacağı bölgelerde kaşıntı,
yanma veya ağrı gibi prodromal belirtiler görülür
 Bu belirtilerin görülmesinden birkaç saat sonra çok
sayıda vezikül oluşur ve takiben ülsere olurlar
 Lezyonlar skar oluşmadan kendiliğinden 1-2 hafta
içerisinde iyileşir
 Rekürrens genellikle aynı bölgede olur ve çoğunlukla
vermilyon ve çevre deride görülür.
 Lezyon herpes labialis olarak adlandırılır
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 12
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 13
 Aktif dönemde hastalığın başka bölgelere yayılma olasılığı
nedeniyle hasta uyarılmalıdır
 Aktif hastalık dönemlerinde ağız içi müdahalelerden
kaçınılması, hastada hastalığın yayılması ve hekimin
enfekte olmaması açısından önemlidir
 Parmakların primer veya sekonder olarak HSV ile enfekte
olmasına herpetic whitlow-dolama denir
 Enfekte olan bölgede ağrı, kırmızılık ve şişlik görülür,
vezikülleri takiben ülserler oluşur
 İyileşme süresi uzundur ve 4-6 hafta sürebilir
 Göz inokülasyonları körlük yapabilir.
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 14
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 15
 HSV enfeksiyonlarına klinik özelliklerine bakılarak
tanı konulabilir, virüs kültürü yapılarak bu tanı
doğrulanır
 Streptokokal faranjit, eritema multiforme ve
vincent enfeksiyonu ayırıcı tanıda göz önünde
bulundurulmalıdır
 İntraoral olarak sekonder herpes, aftöz
stomatit ile karıştırılabilir
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 16
 HSV tedavisinde en önemli faktör zamanlamadır.
 İlacın etkili olabilmesi için prodromal semptomların
görülmesinden sonra en kısa zaman içinde uygulanması gerekir
 Semptomların görülmeye başlamasından 48 saat geçtikten
sonra ilaç kullanmak fayda sağlamaz
 Semptomların ilk görülmeye başlamasından sonra günde 5
defa %5’lik lokal asiklovir uygulaması faydalıdır
 Bu işlem bazı hastalarda etkisiz olabilir ve rekürrens
oluşmasını engellemez
 Rekürrent herpes enfeksiyonu, immün yetmezliği olan bireylerde
tedavi edilmez veya immün sistem regüle edilmezse öldürücü
olabilir
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 17
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 18
 Havada 1-2 saat canlı kalabilir, çok hızlı çoğalabilir ve
bulaşıcılığı çok yüksektir
 Virüsün ısıya dayanıksız olması sebebiyle salgınlar
daha çok Ocak-Mart ayları arasında pik yapar
 Varisella-zoster virüsü ile ilk kez karşılaşan kişilerde
oluşan primer hastalığa suçiçeği (varisella), latent virüsün
reaktivasyonu ile oluşan sekonder hastalığa da herpes
zoster (zona zoster) adı verilir
 Varisella zoster virüsünün bulaşması ağırlıklı olarak
kontamine damlacıkların inspirasyonu ile oluşur
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 19
 Suçiçeği tüm yaşlarda görülebilmekle birlikte, vakaların
yaklaşık yarısı 5-9 yaş arasında çocuklarda görülür
 İki haftalık inkübasyon dönemi içerisinde virüs makrofajlar
içerisinde çoğalır, viremiye yol açar ve daha sonra deri ve
diğer organlara dağılır
 Primer olarak gövde, baş ve boyunda görülen
kızarıklıklara ateş, soğuk algınlığı, keyifsizlik ve baş
ağrısı eşlik eder
 Döküntüler daha sonra tüm vücuda yayılır
 Belirgin bir prodoromal dönem yoktur, tüm belirtiler ve
semptomlar genellikle birlikte ortaya çıkar.
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 20
 Kızarıklıklar (makül) kısa zaman içerisinde papüle
ardından da veziküle dönüşür
 Veziküller patladığında ülserler ortaya çıkar, lezyonların
periferinde eritem mevcuttur.
 Üç dört gün içerisinde lezyonların üzeri kabuklanır ve
iyileşmeye başlar. Aynı anda değişik iyileşme
safhasında bulunan lezyonlar ve yeni oluşan veziküller
mevcuttur (çiçek hastalığında tüm vücutta aynı anda aynı
tip lezyon vardır)
 Normal bireyde immün cevap virüsün replikasyonunu
durdurup sınırlar ve birey 2-3 hafta içerisinde iyileşir
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 21
 Hastalığın görülmesi sırasında virüs duyu siniri boyunca
ilerleyerek gangliona yerleşir ve latent olarak burada kalabilir
 Eritemlerin görülmeye başlamasından 2 gün öncesine ve
kabuklanma dönemine kadar bulaşıcılık mevcuttur
 Enfeksiyon kendi kendine birkaç hafta içerisinde iyileşir
 Primer hastalıkta oral müköz membranlarda da tutulum
görülebilir ve genellikle vezikülleri takiben çok sayıda
yüzeysel ülserler oluşur
 Lezyonlar, sekonder enfeksiyon olmazsa iz bırakmadan iyileşir
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 22
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 23
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 24
 Normal bireylerde destek tedavi yapılır, immün sistem bozukluğu
olan hastalarda sistemik asiklovir uygulaması, vidarabine ve insan
lökosit interferon uygulaması yapılabilir
 Son yıllarda famsiklovir ve valasiklovir de kullanılmaya başlanmıştır
 Famsiklovir erişkinlerde zona zoster tedavisinde önerilmektedir
 Yarılanma ömrü asiklovirden çok daha uzundur (10-20 kat); fakat
çocuklarda suçiçeği tedavisinde önerilmemektedir
 Yüksek dozlarda oral asiklovir kullanımı hastalığın süresini ve
postherpetik ağrıyı azaltır
 Sekonder enfeksiyon mevcutsa antibiyotik kullanılır
 Erken dönemde topikal olarak uygulanan ilaçların az da olsa
faydası vardır
 Aşılanmanın koruyuculuğu çok yüksektir.
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 25
 Genellikle gövde ve baş boyun bölgesindeki duyu sinirleri etkilenir
 Ağrı ve parestezi gibi prodromal semptomlar günler boyunca
görülür, vezikülleri takiben ülserler oluşur
 Trigeminal sinirin çeşitli dallarının etkilenmesiyle tek taraflı oral, fasiyal
veya oküler lezyonlar oluşur
 Prodromal semptomların görülmesinden sonra makülopapüler kızarıklık
görülür ve bunu vezikül ve ülserasyon takip eder
 Lezyon birkaç haftada iyileşir ve hastaların %10’unda postherpetik
nevralji gelişir (lezyonların geliştiği bölgede aylar hatta yıllarca süren
şiddetli ağrı)
 Yaşlılarda bu risk daha yüksektir
 Lezyon gözde çıktığında körlük yapabilir
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 26
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 27
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 28
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 29
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 30
 Coxsackie virüs tip A veya B (genellikle A16)
tarafından oluşturulan, yüksek oranda
bulaşıcı viral bir enfeksiyondur
 Fekal-oral kontaminasyon ve damlacık yolu
ile hastalık bulaşır
 Viremiyi takiben virüs ağız, el ve ayaktaki
müköz membranlara yerleşir
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 31
 Bu viral enfeksiyon tipik olarak 5 yaşından küçük çocukları etkiler ve
epidemik (salgın) veya endemik (belli bir bölgede salgın yapmaksızın
sık görülmesi) olarak görülür
 Hafif ateş, kırgınlık, lenfadenopati ve ağız lezyonları vardır
 Ağız lezyonlara bağlı olarak oluşan ağrı, hastanın en büyük
şikayetidir
 Vezikül olarak görülmeye başlayan oral lezyonlar kısa sürede ülsere olur
 Ülserlerin üzerini sarı fibrinöz bir membran kaplar ve çevresinde
eritematöz bir halka görülür
 Çok sayıda olan lezyonlar ağzın her yerinde görülebilirler
 Oral lezyonların görülmesi ile birlikte veya kısa süre sonra el ve ayakta
da lezyonlar görülür
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 32
 Hastalık ilk olarak oral kavitede görülmeye
başlayabileceği için primer herpetik
gingivostomatitisten ayırt edilmelidir.
 Tedavi sadece semptomatiktir
 Hastalık bir iki hafta içerisinde kendiliğinden
iyileşir
 Ilık sodyum bikarbonat gargaraları rahatlatıcı
olabilir
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 33
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 34
 Coxsackie A veya B virüsleri tarafından oluşturulabilen bu
hastalık kontamine feçes ve kontamine tükürük tarafından
bulaştırılır
 Genellikle çocuklarda görülür ve endemiktir
 Tipik olarak yaz veya sonbaharın erken döneminde görülür
 Kırgınlık, ateş, yutkunma zorluğu ve boğaz ağrısı kısa
süren inkübasyon periodundan sonra görülmeye başlar
 İntraoral olarak yumuşak damakta ve tonsillerde veziküller
görülür
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 35
 Yaygın faranjitte bu tabloya eşlik eder (ağız
boşluğunun arka bölgesi ve farenks etkilenmiştir)
 Hastalık bir haftadan daha kısa sürede iyileşir
 Primer viral enfeksiyonlar ve faranjit ayırıcı tanıda
göz önünde bulundurulmalıdır
 Kendi kendine kısa bir süre içerisinde
iyileştiğinden dolayı tedaviye gerek yoktur
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 36
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 37
 Paramiksovirüsler tarafından oluşturulan yüksek oranda
bulaşıcı bir hastalıktır
 Beş yaş altı çocuklar daha çok etkilenir ve solunum yoluyla
bulaşır
 Özellikle kış ve ilkbahar aylarında görülen bir hastalıktır
 Yedi on günlük inkübasyon periodundan sonra ateş,
kırgınlık, konjuktivit, fotofobi ve öksürük gelişir
 Bir iki gün içerisinde beyaz nekrotik merkezli küçük
eritematöz maküller bukkal mukozada oluşur, bunlara
koplik lekesi adı verilir
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 38
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 39
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 40
 Koplik lekeleri deri döküntülerinden 1-2 gün
önce oluşur
 Döküntüler öncelikle baş ve boyun bölgesini
etkiler, daha sonra gövde ve ekstremitelere yayılır
 Lezyonlar oluşmadan dört gün önce ve dört gün
sonraya kadar bulaşıcılık söz konusudur
 Kızamık tanısı konulmasında koplik lekeleri,
döküntüler ve prodromal semptomlar yeterlidir
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 41
 Kızamıkta komplikasyonlar virüsün direkt etkisiyle
veya sekonder bakteriyel enfeksiyonlar nedeniyle
gelişebilir
 En sık görülen komplikasyonlar sekonder enfeksiyon
sonucu oluşan otitis media ve bronkopnömoni’dir, primer
virüs enfeksiyonudur ve genellikle ölümcüldür (fatal)
 Ülkemizde özellikle kızamık komplikasyonu olarak
görülen bronkopnömoni, başlıca bebek ölüm
nedenlerindendir
 Şiddetli olgularda odontogenezis de etkilenir ve daimi
dişlerde mine hipoplazileri oluşabilir
 Kızamık virüsünün diğer komplikasyonları ensefalit
ve trombositopenik purpuradır
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 42
 Kızamık için spesifik bir tedavi yoktur
 Yatak istirahatı, sıvı alımı, yeterli beslenme ve
analjezik kullanılması gibi destekleyici
tedavi genellikle yeterlidir
 Hastalıktan korunmada aşılama en iyi
yöntemdir.
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 43
 PEMFİGUS VULGARİS
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 44
 İntraepiteliyal ayrılma ile karakterize autoimmün,
mukokütanöz bir hastalıktır
 Hücreler arası bağların kaybolması ile akantolizis olarak
adlandırılan epiteliyal hücre ayrılması ve buna bağlı olarak
büller oluşur
 Büllerin ülsere olması sonucunda sıvı kaybı, elektrolit
dengesizliği ve ağrılı bir tablo ortaya çıkar
 Hastalığın patogenezinde hücreler arası bağlantıdan
sorumlu desmozom komponentlerine karşı autoimmün
reaksiyon yer almaktadır
 Tip II aşırı duyarlılık reaksiyonudur.
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 45
 Deri lezyonları bülleri takiben oluşan ülserler şeklindedir
 Pemfigus vulgaris görülen hastaların % 60’ında ilk belirtiler oral
bölgede görülür ve deri lezyonlarından 1-4 ay önce ortaya çıkarlar
 Ülserler minör afta benzer şekilde olabildiği gibi büyük de
(harita şeklinde) olabilmektedir
 Klinik olarak sağlıklı gözüken mukoza üzerine hafif bastırarak sürtme ile
epitelde ayrılma ve bül oluşumu, Nikolsky belirtisi olarak adlandırılır ve
pemfigusun tipik özelliğidir
 Lezyonların ağız içinde en sık oluştuğu yerler yanak içi
mukozasıdır
 Dudaklardaki lezyonlar genellikle kabuklaşırlar
 Ağız lezyonlarının kendiliğinden iyileşme eğilimleri yoktur
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 46
1. Hücreler arası keratinosit proteinlerine
(desmoglein 3) karşı otoimmün reaksiyon
2. Otoantikorlar intraepitelyal büllere sebep
olur
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 47
1. Deri ve/veya mukozaları etkiler
2. Vakaların %50 veya daha fazlasında ağızda
başlar-ilk görülür son kaybolur
3. Vezikül veya bülleri ülserler takip eder
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 48
 İmmunosüpresiflerle kontro altına alınır
(kortikosteriodler ve azathioprine/siklofosfamid)
 Tedavi edilmezse ölümcüldür (dehidratasyon,
elektrolit dengesizliği, kötü beslenme ve
enfeksiyon)
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 49
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 50
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 51
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 52
 SİKATRİSYEL PEMFİGOİD (MÜKÖZ MEMBRAN
PEMFİGOİD)
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 53
 Autoimmün bir hastalıktır ve epitelin bazal
tabakasını etkiler
 Literatürde oküler pemfigoid, çocukluk çağı
pemfigoidi, mukosel pemfigoid gibi isimler de
kullanılır
 Ağız, burun, göz, özefagus, larinks, üretra ve anal
mukoza etkilenebilir
 Sikatrisyel pemfigoidli hastaların %95’inde gingival
lezyonlar bulunur.
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 54
 Lezyonlar kroniktir, oral kavite dışında lezyonlar en
fazla sırayla konjuktiva, larinks, genital bölge,
özefagus ve deride görülür
 Deri lezyonları nadirdir
 Dişeti lezyonları kırmızı bölgeler şeklinde
görülmeye başlar, takiben yapışık dişeti ve
marjinal dişetinde ülserler görülür
 Semptomlar hastanın rutin plak kontrolü yapmasına
engel olur, bu da gingival dokulardaki sorunu artırır.
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 55
 Bazal membran proteinlerine (laminin 5 ve
BP180) karşı otoimmün reaksiyon
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 56
 Oral mukoza (sıklıkla sadece dişeti) ve konjuktiva
 Deri nadiren etkilenir.
 Otoantikorlar subepitelyal büllere neden olur
 Yaşlı kişilerde (50 yaş üstü) ülserler ve
kızarıklıklar şeklinde görülür
 Lezyonlar inatçıdır, ağrılı ve rahatsızlık vericidir
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 57
 İmmunosüpresiflerle kontrol altına alınır
 Bazen sistemik tedaviye direnç gösterir
 Topikal ilaçlar yararlıdır.
 Tedavi edilmezse morbiditesi yüksektir
 Ağrı ve özellikle gözde skar oluşumu görülür.
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 58
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 59
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 60
Pemfigus Mukoz membran Pemfigoid
Doku antikorları IgG ve C3 (compleman) IgA, IgG, C3
Sistemik antikor Oto IgG Dolaşımda IgG yok
Hedef Dezmozomlar Bazal membran
Veziküller İntraepitelyaL Subepitelyal
Lezyon görülen yer Ağız ve deri Ağız ve göz
Tedavi Kortikosteroid Kortikosteroid
Prognoz Kötü, önemli oranda ölümcül İyi, belirgin morbidite
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 61
 BÜLLÖZ PEMFİGOİD
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 62
 Sikatrisyal pemfigoid ile benzer etyolojik ve patogenetik
özelliklere sahiptir
 Bir farkı bazal membran antijenlerine karşı yapılan
antikorların serumda saptanabilmesidir
 Bazal membranın lamina lucida tabakası ayrılma
bölgesidir
 Akantoliz yoktur
 60 yaşın üstündeki bireylerde ve her iki cinste de eşit
olarak görülür
 Nadiren yaşamı tehtit eder.
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 63
 Lezyonlar karakteristik olarak deride
görülmekle birlikte hastaların %15-20’sinde
oral mukoza lezyonlarıyla birlikte görülür
 Büller sıklıkla kol, göğüs ve karındadır, ağız
mukozasında görülmez veya burada çabuk
iyileşir
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 64
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 65
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 66
Parametre Sikatrisyel Pemhigoid Büllöz Pemhigoid
Sebep Autoimmün Autoimmün
Cinsiyet Kadınlar daha fazla Erkekler ve kadınlar eşit oranda
Oral lezyonlar Oral kavite tutulumun en fazla
olduğu bölge, gingiva en fazla
etkilenir, göz lezyonları körlüğe
neden olabilir, büller ülsere olur,
iyileşirken skar bırakabilir
Oral mukoza nadiren etkilenir
skar bırakarak iyileşir
lezyonlar görülmez, büller
ülsere olur, lezyonlar genellikle
deri lezyonlarından önce oral
Deri lezyonları Nadirdir, baş, boyun ve
ekstremitelerde, büller ülsere
olur
Kol, göğüs ve karın en çok
ülsere olur, kızarıklık
tutulum gösteren bölgelerdir,
büller
Işık mikroskobu Subepitelial bül Subepitelial bül
Tedavi Kortikosteroidler
immünsüpresif ilaçlar, dapsone
Kortikosteroidler
immünsüpresif ilaçlar, dapsone
67
 DERMATİTİS HERPETİFORMİS
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 68
 Dermatitis herpetiformis çok kaşıntılı bir deri
döküntüsüdür
 Daha çok erkeklerde ve kuzey Avrupa kökenlilerde görülür
 Lezyonların görüldüğü bölgede yoğun yanma, kaşınma ve
batma şikayetleri vardır
 Döküntüler genellikle dirsekte, dizde, kalçada ve sırtta
görülür
 Oral mukozayı nadiren etkileyen bir deri hastalığıdır
 Deri lezyonları papüler, eritamatöz, veziküler ve genellikle
cerahatlidir
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 69
 İsminden çağrışım yapsa da bu lezyonların
sebebi herpes virüsü değildir
 Sebebi gluten alerjisidir
 Gluten buğday ve diğer bazı tahıllarda bulan
bir proteindir
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 70
 Dermatitis herpetiformiste IgA sistemi alerjiye sebep olur
 IgA barsak mukozasında ve vücut salgılarında (tükürük)
bulunur
 Besinlerle alınan gluten, IgA ile birleştikten sonra kana
karışıp ince damarları tıkayabilir
 Bu durum lökositleri (nötrofilleri) bölgeye çeker ve kuvvetli
mediatörler salınır
 Böylece döküntüler (veziküller) oluşur
 Bu reaksiyonlar için iyot gerekli olduğundan, dermatitis
herpetiformis hastalarının iyotlu tuzları kullanmamaları
gerekir
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 71
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 72
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 73
 EPİDERMOLYSİS BÜLLOZA
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 74
 Epidermolisis bülloza genetik geçişli, nadir
görülen kronik bir hastalıktır
 Büllöz mukokutanöz bir hastalıktır
 Her iki cinste de eşit oranda görülür
 Hastalığın bütün tiplerinde minör travma ile bül
oluşması görülür
 Epitel içinde veya altında değişik seviyelerde
ayrılmalar mevcuttur
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 75
 Hastalığın otozomal dominant ve resesif formları
mevcuttur
 Patogenezinde keratin, hemidesmozon ve
kollagen yapımı ile ilgili gen defektleri mevcuttur
 Hastalığın kesin bir tedavisi olmamakla birlikte
topikal ajanlar hem kurutucu hem de ikincil
enfeksiyonu önleyici olarak kullanılmaktadır
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 76
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 77
İLGİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 78

More Related Content

Vezikülo büllöz lezyonlar

  • 1. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN AİBÜ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ AĞIZ DİŞ VE ÇENE CERRAHSİ ANABİLİM DALI
  • 2.  HERPES SİMPLEKS VİRÜS ENFEKSİYONLARI  VARİSELLA - ZOSTER ENFEKSİYONLARI  EL-AYAK VE AĞIZ HASTALIĞI  HERPANJİNA  KIZAMIK DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 2
  • 3.  PEMFİGUS VULGARİS  SİKATRİSYEL PEMFİGOİD (MÜKÖZ MEMBRAN PEMFİGOİD)  BÜLLÖZ PEMFİGOİD  DERMATİTİS HERPETİFORMİS DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 3
  • 5.  Vezikül, deri seviyesinden kabarık, içi berrak sıvı ile dolu, çapları 0.5 cm’ye kadar olan lezyonlardır; içlerindeki sıvı lenf, serum, ter veya kan olabilir  Bül, çapları 0.5 cm’den büyük, içlerinde sıvı ihtiva eden lezyonlara verilen isimdir  Vezikülden farkı sadece büyük olmasıdır  İçinde cerahat (püy) olabilir DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 5
  • 6.  HERPES SİMPLEKS ENFEKSİYONLARI DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 6
  • 7.  Herpes simpleks virüs (HSV) enfeksiyonları deri ve mukozada veziküllerle kendini gösteren ve sık olarak görülen hastalıklardır  HSV-1 virüsü genellikle ağız çevresinde, HSV- 2 ise genital bölgede etkili olur  HSV enfeksiyonları sistemik (primer), lokalize (sekonder) olmak üzere iki formda oluşur. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 7
  • 8.  Virüs ile daha önce karşılaşmamış bireyler için enfekte birey ile fiziksel temas HSV inokülasyonu için tipik yoldur  Primer enfeksiyon sırasında bireylerin çok az bir bölümünde klinik belirti ve semptomlar görülür, hastalık çoğunlukla subklinik olarak seyreder.  Primer hastalık genellikle çocuklarda görülür, oral ve perioral dokularda vezikülo-ülseratif lezyonlar karakteristiktir  Veziküller deride, vermilyonda veya oral müköz membranda görülebilir  Hastalığa ateş, eklem ağrısı, halsizlik, baş ağrısı ve servikal lenfadenopati eşlik eder  Bir hafta-on günlük süre içerisinde lezyonlar skar bırakmadan iyileşir. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 8
  • 10. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 10
  • 11.  Primer herpetik gingivostomatitin iyileşmesinden sonra virüs bilinmeyen bir mekanizma ile trigeminal sinir boyunca ilerleyerek latent dönemde kalabildiği trigeminal gangliona yerleşmektedir  Güneş yanıkları, soğuk, travma, stres ve bağışıklık sisteminin baskılanmasına (immünosüpresyon) bağlı olarak virüsün yeniden aktif olmasıyla sekonder veya rekürrent enfeksiyon oluşur.  Yeniden aktif olan virüs trigeminal sinir boyunca ilerleyerek, ilk olarak enfekte olan epitelyal bölgeye ulaşmakta ve burada replike olarak fokal vezikülo-ülseratif lezyonları oluşturmaktadır DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 11
  • 12.  Genellikle lezyonun oluşacağı bölgelerde kaşıntı, yanma veya ağrı gibi prodromal belirtiler görülür  Bu belirtilerin görülmesinden birkaç saat sonra çok sayıda vezikül oluşur ve takiben ülsere olurlar  Lezyonlar skar oluşmadan kendiliğinden 1-2 hafta içerisinde iyileşir  Rekürrens genellikle aynı bölgede olur ve çoğunlukla vermilyon ve çevre deride görülür.  Lezyon herpes labialis olarak adlandırılır DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 12
  • 13. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 13
  • 14.  Aktif dönemde hastalığın başka bölgelere yayılma olasılığı nedeniyle hasta uyarılmalıdır  Aktif hastalık dönemlerinde ağız içi müdahalelerden kaçınılması, hastada hastalığın yayılması ve hekimin enfekte olmaması açısından önemlidir  Parmakların primer veya sekonder olarak HSV ile enfekte olmasına herpetic whitlow-dolama denir  Enfekte olan bölgede ağrı, kırmızılık ve şişlik görülür, vezikülleri takiben ülserler oluşur  İyileşme süresi uzundur ve 4-6 hafta sürebilir  Göz inokülasyonları körlük yapabilir. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 14
  • 15. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 15
  • 16.  HSV enfeksiyonlarına klinik özelliklerine bakılarak tanı konulabilir, virüs kültürü yapılarak bu tanı doğrulanır  Streptokokal faranjit, eritema multiforme ve vincent enfeksiyonu ayırıcı tanıda göz önünde bulundurulmalıdır  İntraoral olarak sekonder herpes, aftöz stomatit ile karıştırılabilir DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 16
  • 17.  HSV tedavisinde en önemli faktör zamanlamadır.  İlacın etkili olabilmesi için prodromal semptomların görülmesinden sonra en kısa zaman içinde uygulanması gerekir  Semptomların görülmeye başlamasından 48 saat geçtikten sonra ilaç kullanmak fayda sağlamaz  Semptomların ilk görülmeye başlamasından sonra günde 5 defa %5’lik lokal asiklovir uygulaması faydalıdır  Bu işlem bazı hastalarda etkisiz olabilir ve rekürrens oluşmasını engellemez  Rekürrent herpes enfeksiyonu, immün yetmezliği olan bireylerde tedavi edilmez veya immün sistem regüle edilmezse öldürücü olabilir DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 17
  • 18. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 18
  • 19.  Havada 1-2 saat canlı kalabilir, çok hızlı çoğalabilir ve bulaşıcılığı çok yüksektir  Virüsün ısıya dayanıksız olması sebebiyle salgınlar daha çok Ocak-Mart ayları arasında pik yapar  Varisella-zoster virüsü ile ilk kez karşılaşan kişilerde oluşan primer hastalığa suçiçeği (varisella), latent virüsün reaktivasyonu ile oluşan sekonder hastalığa da herpes zoster (zona zoster) adı verilir  Varisella zoster virüsünün bulaşması ağırlıklı olarak kontamine damlacıkların inspirasyonu ile oluşur DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 19
  • 20.  Suçiçeği tüm yaşlarda görülebilmekle birlikte, vakaların yaklaşık yarısı 5-9 yaş arasında çocuklarda görülür  İki haftalık inkübasyon dönemi içerisinde virüs makrofajlar içerisinde çoğalır, viremiye yol açar ve daha sonra deri ve diğer organlara dağılır  Primer olarak gövde, baş ve boyunda görülen kızarıklıklara ateş, soğuk algınlığı, keyifsizlik ve baş ağrısı eşlik eder  Döküntüler daha sonra tüm vücuda yayılır  Belirgin bir prodoromal dönem yoktur, tüm belirtiler ve semptomlar genellikle birlikte ortaya çıkar. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 20
  • 21.  Kızarıklıklar (makül) kısa zaman içerisinde papüle ardından da veziküle dönüşür  Veziküller patladığında ülserler ortaya çıkar, lezyonların periferinde eritem mevcuttur.  Üç dört gün içerisinde lezyonların üzeri kabuklanır ve iyileşmeye başlar. Aynı anda değişik iyileşme safhasında bulunan lezyonlar ve yeni oluşan veziküller mevcuttur (çiçek hastalığında tüm vücutta aynı anda aynı tip lezyon vardır)  Normal bireyde immün cevap virüsün replikasyonunu durdurup sınırlar ve birey 2-3 hafta içerisinde iyileşir DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 21
  • 22.  Hastalığın görülmesi sırasında virüs duyu siniri boyunca ilerleyerek gangliona yerleşir ve latent olarak burada kalabilir  Eritemlerin görülmeye başlamasından 2 gün öncesine ve kabuklanma dönemine kadar bulaşıcılık mevcuttur  Enfeksiyon kendi kendine birkaç hafta içerisinde iyileşir  Primer hastalıkta oral müköz membranlarda da tutulum görülebilir ve genellikle vezikülleri takiben çok sayıda yüzeysel ülserler oluşur  Lezyonlar, sekonder enfeksiyon olmazsa iz bırakmadan iyileşir DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 22
  • 23. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 23
  • 24. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 24
  • 25.  Normal bireylerde destek tedavi yapılır, immün sistem bozukluğu olan hastalarda sistemik asiklovir uygulaması, vidarabine ve insan lökosit interferon uygulaması yapılabilir  Son yıllarda famsiklovir ve valasiklovir de kullanılmaya başlanmıştır  Famsiklovir erişkinlerde zona zoster tedavisinde önerilmektedir  Yarılanma ömrü asiklovirden çok daha uzundur (10-20 kat); fakat çocuklarda suçiçeği tedavisinde önerilmemektedir  Yüksek dozlarda oral asiklovir kullanımı hastalığın süresini ve postherpetik ağrıyı azaltır  Sekonder enfeksiyon mevcutsa antibiyotik kullanılır  Erken dönemde topikal olarak uygulanan ilaçların az da olsa faydası vardır  Aşılanmanın koruyuculuğu çok yüksektir. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 25
  • 26.  Genellikle gövde ve baş boyun bölgesindeki duyu sinirleri etkilenir  Ağrı ve parestezi gibi prodromal semptomlar günler boyunca görülür, vezikülleri takiben ülserler oluşur  Trigeminal sinirin çeşitli dallarının etkilenmesiyle tek taraflı oral, fasiyal veya oküler lezyonlar oluşur  Prodromal semptomların görülmesinden sonra makülopapüler kızarıklık görülür ve bunu vezikül ve ülserasyon takip eder  Lezyon birkaç haftada iyileşir ve hastaların %10’unda postherpetik nevralji gelişir (lezyonların geliştiği bölgede aylar hatta yıllarca süren şiddetli ağrı)  Yaşlılarda bu risk daha yüksektir  Lezyon gözde çıktığında körlük yapabilir DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 26
  • 27. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 27
  • 28. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 28
  • 29. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 29
  • 30. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 30
  • 31.  Coxsackie virüs tip A veya B (genellikle A16) tarafından oluşturulan, yüksek oranda bulaşıcı viral bir enfeksiyondur  Fekal-oral kontaminasyon ve damlacık yolu ile hastalık bulaşır  Viremiyi takiben virüs ağız, el ve ayaktaki müköz membranlara yerleşir DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 31
  • 32.  Bu viral enfeksiyon tipik olarak 5 yaşından küçük çocukları etkiler ve epidemik (salgın) veya endemik (belli bir bölgede salgın yapmaksızın sık görülmesi) olarak görülür  Hafif ateş, kırgınlık, lenfadenopati ve ağız lezyonları vardır  Ağız lezyonlara bağlı olarak oluşan ağrı, hastanın en büyük şikayetidir  Vezikül olarak görülmeye başlayan oral lezyonlar kısa sürede ülsere olur  Ülserlerin üzerini sarı fibrinöz bir membran kaplar ve çevresinde eritematöz bir halka görülür  Çok sayıda olan lezyonlar ağzın her yerinde görülebilirler  Oral lezyonların görülmesi ile birlikte veya kısa süre sonra el ve ayakta da lezyonlar görülür DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 32
  • 33.  Hastalık ilk olarak oral kavitede görülmeye başlayabileceği için primer herpetik gingivostomatitisten ayırt edilmelidir.  Tedavi sadece semptomatiktir  Hastalık bir iki hafta içerisinde kendiliğinden iyileşir  Ilık sodyum bikarbonat gargaraları rahatlatıcı olabilir DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 33
  • 34. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 34
  • 35.  Coxsackie A veya B virüsleri tarafından oluşturulabilen bu hastalık kontamine feçes ve kontamine tükürük tarafından bulaştırılır  Genellikle çocuklarda görülür ve endemiktir  Tipik olarak yaz veya sonbaharın erken döneminde görülür  Kırgınlık, ateş, yutkunma zorluğu ve boğaz ağrısı kısa süren inkübasyon periodundan sonra görülmeye başlar  İntraoral olarak yumuşak damakta ve tonsillerde veziküller görülür DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 35
  • 36.  Yaygın faranjitte bu tabloya eşlik eder (ağız boşluğunun arka bölgesi ve farenks etkilenmiştir)  Hastalık bir haftadan daha kısa sürede iyileşir  Primer viral enfeksiyonlar ve faranjit ayırıcı tanıda göz önünde bulundurulmalıdır  Kendi kendine kısa bir süre içerisinde iyileştiğinden dolayı tedaviye gerek yoktur DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 36
  • 37. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 37
  • 38.  Paramiksovirüsler tarafından oluşturulan yüksek oranda bulaşıcı bir hastalıktır  Beş yaş altı çocuklar daha çok etkilenir ve solunum yoluyla bulaşır  Özellikle kış ve ilkbahar aylarında görülen bir hastalıktır  Yedi on günlük inkübasyon periodundan sonra ateş, kırgınlık, konjuktivit, fotofobi ve öksürük gelişir  Bir iki gün içerisinde beyaz nekrotik merkezli küçük eritematöz maküller bukkal mukozada oluşur, bunlara koplik lekesi adı verilir DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 38
  • 39. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 39
  • 40. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 40
  • 41.  Koplik lekeleri deri döküntülerinden 1-2 gün önce oluşur  Döküntüler öncelikle baş ve boyun bölgesini etkiler, daha sonra gövde ve ekstremitelere yayılır  Lezyonlar oluşmadan dört gün önce ve dört gün sonraya kadar bulaşıcılık söz konusudur  Kızamık tanısı konulmasında koplik lekeleri, döküntüler ve prodromal semptomlar yeterlidir DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 41
  • 42.  Kızamıkta komplikasyonlar virüsün direkt etkisiyle veya sekonder bakteriyel enfeksiyonlar nedeniyle gelişebilir  En sık görülen komplikasyonlar sekonder enfeksiyon sonucu oluşan otitis media ve bronkopnömoni’dir, primer virüs enfeksiyonudur ve genellikle ölümcüldür (fatal)  Ülkemizde özellikle kızamık komplikasyonu olarak görülen bronkopnömoni, başlıca bebek ölüm nedenlerindendir  Şiddetli olgularda odontogenezis de etkilenir ve daimi dişlerde mine hipoplazileri oluşabilir  Kızamık virüsünün diğer komplikasyonları ensefalit ve trombositopenik purpuradır DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 42
  • 43.  Kızamık için spesifik bir tedavi yoktur  Yatak istirahatı, sıvı alımı, yeterli beslenme ve analjezik kullanılması gibi destekleyici tedavi genellikle yeterlidir  Hastalıktan korunmada aşılama en iyi yöntemdir. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 43
  • 44.  PEMFİGUS VULGARİS DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 44
  • 45.  İntraepiteliyal ayrılma ile karakterize autoimmün, mukokütanöz bir hastalıktır  Hücreler arası bağların kaybolması ile akantolizis olarak adlandırılan epiteliyal hücre ayrılması ve buna bağlı olarak büller oluşur  Büllerin ülsere olması sonucunda sıvı kaybı, elektrolit dengesizliği ve ağrılı bir tablo ortaya çıkar  Hastalığın patogenezinde hücreler arası bağlantıdan sorumlu desmozom komponentlerine karşı autoimmün reaksiyon yer almaktadır  Tip II aşırı duyarlılık reaksiyonudur. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 45
  • 46.  Deri lezyonları bülleri takiben oluşan ülserler şeklindedir  Pemfigus vulgaris görülen hastaların % 60’ında ilk belirtiler oral bölgede görülür ve deri lezyonlarından 1-4 ay önce ortaya çıkarlar  Ülserler minör afta benzer şekilde olabildiği gibi büyük de (harita şeklinde) olabilmektedir  Klinik olarak sağlıklı gözüken mukoza üzerine hafif bastırarak sürtme ile epitelde ayrılma ve bül oluşumu, Nikolsky belirtisi olarak adlandırılır ve pemfigusun tipik özelliğidir  Lezyonların ağız içinde en sık oluştuğu yerler yanak içi mukozasıdır  Dudaklardaki lezyonlar genellikle kabuklaşırlar  Ağız lezyonlarının kendiliğinden iyileşme eğilimleri yoktur DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 46
  • 47. 1. Hücreler arası keratinosit proteinlerine (desmoglein 3) karşı otoimmün reaksiyon 2. Otoantikorlar intraepitelyal büllere sebep olur DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 47
  • 48. 1. Deri ve/veya mukozaları etkiler 2. Vakaların %50 veya daha fazlasında ağızda başlar-ilk görülür son kaybolur 3. Vezikül veya bülleri ülserler takip eder DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 48
  • 49.  İmmunosüpresiflerle kontro altına alınır (kortikosteriodler ve azathioprine/siklofosfamid)  Tedavi edilmezse ölümcüldür (dehidratasyon, elektrolit dengesizliği, kötü beslenme ve enfeksiyon) DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 49
  • 50. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 50
  • 51. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 51
  • 52. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 52
  • 53.  SİKATRİSYEL PEMFİGOİD (MÜKÖZ MEMBRAN PEMFİGOİD) DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 53
  • 54.  Autoimmün bir hastalıktır ve epitelin bazal tabakasını etkiler  Literatürde oküler pemfigoid, çocukluk çağı pemfigoidi, mukosel pemfigoid gibi isimler de kullanılır  Ağız, burun, göz, özefagus, larinks, üretra ve anal mukoza etkilenebilir  Sikatrisyel pemfigoidli hastaların %95’inde gingival lezyonlar bulunur. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 54
  • 55.  Lezyonlar kroniktir, oral kavite dışında lezyonlar en fazla sırayla konjuktiva, larinks, genital bölge, özefagus ve deride görülür  Deri lezyonları nadirdir  Dişeti lezyonları kırmızı bölgeler şeklinde görülmeye başlar, takiben yapışık dişeti ve marjinal dişetinde ülserler görülür  Semptomlar hastanın rutin plak kontrolü yapmasına engel olur, bu da gingival dokulardaki sorunu artırır. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 55
  • 56.  Bazal membran proteinlerine (laminin 5 ve BP180) karşı otoimmün reaksiyon DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 56
  • 57.  Oral mukoza (sıklıkla sadece dişeti) ve konjuktiva  Deri nadiren etkilenir.  Otoantikorlar subepitelyal büllere neden olur  Yaşlı kişilerde (50 yaş üstü) ülserler ve kızarıklıklar şeklinde görülür  Lezyonlar inatçıdır, ağrılı ve rahatsızlık vericidir DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 57
  • 58.  İmmunosüpresiflerle kontrol altına alınır  Bazen sistemik tedaviye direnç gösterir  Topikal ilaçlar yararlıdır.  Tedavi edilmezse morbiditesi yüksektir  Ağrı ve özellikle gözde skar oluşumu görülür. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 58
  • 59. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 59
  • 60. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 60
  • 61. Pemfigus Mukoz membran Pemfigoid Doku antikorları IgG ve C3 (compleman) IgA, IgG, C3 Sistemik antikor Oto IgG Dolaşımda IgG yok Hedef Dezmozomlar Bazal membran Veziküller İntraepitelyaL Subepitelyal Lezyon görülen yer Ağız ve deri Ağız ve göz Tedavi Kortikosteroid Kortikosteroid Prognoz Kötü, önemli oranda ölümcül İyi, belirgin morbidite DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 61
  • 62.  BÜLLÖZ PEMFİGOİD DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 62
  • 63.  Sikatrisyal pemfigoid ile benzer etyolojik ve patogenetik özelliklere sahiptir  Bir farkı bazal membran antijenlerine karşı yapılan antikorların serumda saptanabilmesidir  Bazal membranın lamina lucida tabakası ayrılma bölgesidir  Akantoliz yoktur  60 yaşın üstündeki bireylerde ve her iki cinste de eşit olarak görülür  Nadiren yaşamı tehtit eder. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 63
  • 64.  Lezyonlar karakteristik olarak deride görülmekle birlikte hastaların %15-20’sinde oral mukoza lezyonlarıyla birlikte görülür  Büller sıklıkla kol, göğüs ve karındadır, ağız mukozasında görülmez veya burada çabuk iyileşir DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 64
  • 65. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 65
  • 66. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 66
  • 67. Parametre Sikatrisyel Pemhigoid Büllöz Pemhigoid Sebep Autoimmün Autoimmün Cinsiyet Kadınlar daha fazla Erkekler ve kadınlar eşit oranda Oral lezyonlar Oral kavite tutulumun en fazla olduğu bölge, gingiva en fazla etkilenir, göz lezyonları körlüğe neden olabilir, büller ülsere olur, iyileşirken skar bırakabilir Oral mukoza nadiren etkilenir skar bırakarak iyileşir lezyonlar görülmez, büller ülsere olur, lezyonlar genellikle deri lezyonlarından önce oral Deri lezyonları Nadirdir, baş, boyun ve ekstremitelerde, büller ülsere olur Kol, göğüs ve karın en çok ülsere olur, kızarıklık tutulum gösteren bölgelerdir, büller Işık mikroskobu Subepitelial bül Subepitelial bül Tedavi Kortikosteroidler immünsüpresif ilaçlar, dapsone Kortikosteroidler immünsüpresif ilaçlar, dapsone 67
  • 69.  Dermatitis herpetiformis çok kaşıntılı bir deri döküntüsüdür  Daha çok erkeklerde ve kuzey Avrupa kökenlilerde görülür  Lezyonların görüldüğü bölgede yoğun yanma, kaşınma ve batma şikayetleri vardır  Döküntüler genellikle dirsekte, dizde, kalçada ve sırtta görülür  Oral mukozayı nadiren etkileyen bir deri hastalığıdır  Deri lezyonları papüler, eritamatöz, veziküler ve genellikle cerahatlidir DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 69
  • 70.  İsminden çağrışım yapsa da bu lezyonların sebebi herpes virüsü değildir  Sebebi gluten alerjisidir  Gluten buğday ve diğer bazı tahıllarda bulan bir proteindir DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 70
  • 71.  Dermatitis herpetiformiste IgA sistemi alerjiye sebep olur  IgA barsak mukozasında ve vücut salgılarında (tükürük) bulunur  Besinlerle alınan gluten, IgA ile birleştikten sonra kana karışıp ince damarları tıkayabilir  Bu durum lökositleri (nötrofilleri) bölgeye çeker ve kuvvetli mediatörler salınır  Böylece döküntüler (veziküller) oluşur  Bu reaksiyonlar için iyot gerekli olduğundan, dermatitis herpetiformis hastalarının iyotlu tuzları kullanmamaları gerekir DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 71
  • 72. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 72
  • 73. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 73
  • 74.  EPİDERMOLYSİS BÜLLOZA DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 74
  • 75.  Epidermolisis bülloza genetik geçişli, nadir görülen kronik bir hastalıktır  Büllöz mukokutanöz bir hastalıktır  Her iki cinste de eşit oranda görülür  Hastalığın bütün tiplerinde minör travma ile bül oluşması görülür  Epitel içinde veya altında değişik seviyelerde ayrılmalar mevcuttur DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 75
  • 76.  Hastalığın otozomal dominant ve resesif formları mevcuttur  Patogenezinde keratin, hemidesmozon ve kollagen yapımı ile ilgili gen defektleri mevcuttur  Hastalığın kesin bir tedavisi olmamakla birlikte topikal ajanlar hem kurutucu hem de ikincil enfeksiyonu önleyici olarak kullanılmaktadır DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 76
  • 77. DOÇ. DR. FATİH ÖZAN 77