3. Canlıların dünya üzerinde
yaşadığı tabakaya yer
kabuğu denir. Yer
kabuğunda dağlar,
vadiler ve ovaların olduğu
karasal bölgelere kara
tabakası adı
verilmektedir. Yeryüzünde
yaşadığımız kara
tabakası temel olarak
kayaçlardan oluşur.
Kayaçlar çok sayıda
mineralin birikmesi ile
oluşur.
4. Marketten aldığınız içme suları ve maden
sularının ambalajlarında bazı mineral isimlerinin
yer aldığını fark etmişsinizdir. Mineraller sadece
içtiğimiz sularda değil; toprakta, tükettiğimiz
besinlerde ve daha birçok yerde bulunur.
Kayaçları birbirinden farklı yapan yapısındaki
minerallerdir.
Minerallerin sertlik, ufalana bilirlik, boşluklu
yapı, renk ve parlaklık gibi özellikleri kayaçların
sınıflandırılmasını sağlamıştır
5. Kayaçlar, gece ve gündüz arasındaki sıcaklık
farkı veya rüzgâr gibi hava olaylarıyla
parçalanır.
Böylece bazen küçük parçalar hâlinde doğrudan
parçalanırken bazen de büyük kaya parçalarına,
sonra taş, ufak çakıl parçalarına ve daha sonra
kum taneciklerine kadar parçalanabilir.
Kayaçların ufalanması sonucunda ise toprak
oluşur.
7. a) Magmatik Kayaçlar: Erimiş hâlde bulunan
magmanın yer kabuğunun derinliklerinde
yavaş yavaş veya yeryüzünde aniden soğuyup
katılaşmasıyla oluşur. Granit, bazalt, sünger
taşı örnektir.
8. b) Tortul Kayaçlar: Farklı zamanlarda farklı
şekillerde taşınan ufalanmış kayaçların üst
üste birikmesiyle oluşmaktadır. Üst üste
biriken kayaçlar tabakalar şeklinde sıralanmış
bir yapı gösterir. Tortul kayaçlar canlı
kalıntılarının çökelmesiyle de oluşabilir.
Tebeşir ve alçı taşı bunlara örnektir.
9. c)Başkalaşım Kayaçları: Magmatik ve tortul
kayaçların, yüksek sıcaklık, gerilme, kimyasal
aktivitesi olan sıvıların ve basıncın etkisiyle
değişime uğraması sonucunda başkalaşım
kayaçları oluşur. Mermer, bir tortul kayaç olan
kalkerin başkalaşıma uğraması sonucu
oluşmuştur.
10. NOT: Yer kabuğunun yapısını inceleyen bilime jeoloji,
bu bilimle uğraşan bilim adamlarına ise jeolog denir.
12. 1. Hava küre: Yerküre’yi saran hava tabakasıdır.
2. Su küre: Yerküre de bulunan okyanus, deniz,
göller, akarsular ve yeraltı suları su küreyi
oluşturur.
3. Taş küre: Üzerinde yaşadığımız kısmıdır.
Yerküre kayaç (taş) oluşmuştur. Kalınlığı 6-40
km’dir.
4. Ateş küre: Yerkabuğunun altında, kalınlığı
2900 km kadardır. Ateş küre erimiş kayaçlardan
oluşur. Erimiş kayaçlara magma denir.
5. Çekirdek: Çekirdeğin ortalama kalınlığı 3400
km’dir. Dünya’nın merkezini oluşturur. Ağır
metaller bulunur.
15. Çok eski çağlarda yaşamış
bitki ve hayvanların
sertleşmiş kalıntı ve
izlerine fosil denir.
Fosiller, geçmişte yaşayan
canlılardan geriye kalan
kemik, kabuk ve diş gibi sert
kısımlar ya da bu kısımların
taşlaşmış izleridir.
Fosilleri inceleyen bilim
dalına paleontoloji, bu bilim
dalı üzerinde araştırma
yapan bilim
insanlarına paleontolog denir
.
16. Fosil çeşitleri
1. Vücut fosilleri: Bitki ve hayvanların
vücudunun korunması ile oluşur.
2. İz fosilleri: Canlı kalıntılarının kayaçlar
içinde sıkışarak izlerinin kaldığı fosillerdir.
Bitkilerin fosilleşmesi ile kömür oluşur.
Bitki ve hayvanların fosilleşmesi ile de petrol
oluşur.
Kömür petrol doğalgaz gibi yakıtlara fosil
yakıtlar denir.
17. Okyanuslar, denizler, göller ve akarsular
yerüstü sularını; sıcak ve soğuk su kaynakları
ise yer altı sularını oluşturur.
Yeraltında depolanan suların yeryüzüne
kendiliğinden çıktığı yerlere kaynak denir. Bu
sular insanlar tarafından açılan kuyularla da
yeryüzüne çıkarılabilir. Bu kuyulara artezyen
kuyular denir.
18. * Renksiz kokusuz ve tadı hoş
olmalıdır.
* İçinde gerekli madensel
tuzlar bulunmalı. Ca ve Mg
bileşikleri oranı normal olmalı,
canlı atığı bulunmamalıdır.
* Sıcaklığı 6–12 oC olmalıdır.
Kaynak sularına çeşitli
madensel tuzların
karışmasıyla maden suları
meydana gelir.
Yerin çeşitli derinliklerinde
değişik kimyasallar içeren
sıcak su, buhar ve
gazlara jeotermal kaynak
denir.
19. Ilıca;
Üzeri açık olan ve banyo yapmakta kullanılan
sıcak sulara denir.
Kaplıca;
Termal suların ve bunlara ait çamurların
banyo, içme ve solunum gibi çeşitli yollarla
kullanılması, ayrıca rehabilitasyon, fizik
tedavi, psikoterapi, masaj gibi tedavilerin
doktor kontrolünde yapıldığı sağlık tesisidir.
20. Yerkabuğunun oluşumu sürecinde
ortaya çıkan yeryüzü şekillerine doğal
anıt denir.
Yerkabuğunun oluşum sürecinde
ortaya çıkan peri bacaları, travertenler,
mağara, şelale vb. yeryüzü şekilleridir.
Pamukkale travertenleri, Damlataş
mağarası, peri bacaları ülkemizde
bulunan doğal anıtlara örnektir.
21. Peri bacaları;
Havanın ve suların etkisiyle yerkabuğunun
yumuşak kısımlarının aşınması ve sert kısımlarının
kalmasıyla oluşmuştur.
22. Traverten;
Travertenler, su içinde kimyasal yolla çözülebilen
çeşitli minerallerin (özellikle kirecin), suyun
buharlaşması sonucunda çökelmesiyle
oluşmuştur. Yurdumuzdaki en tipik örneği Denizli
yakınındaki Pamukkale travertenleridir.
23. Mağara;
Mağaralar, yer altı
sularının, kireç taşlarını
çözerek oluşturduğu çeşitli
büyüklükteki oyuklardır.
Mağaraların tavanından
damlayan kireçli sular
buharlaşırsa çökelen kireç
tavanda sarkıtlar, tabanda
ise dikitleri oluşturur.
Sarkıt ve dikitler zamanla
büyüyerek birleşip mağara
içerisinde damla taşı
denilen yapıları oluşturur.
24. 1. Üzerinde Yaşadığımız Toprak
Kayaçların parçalanıp ufalanması sonucu
toprak oluşur. İçinde bulundurduğu
maddelere ve özelliklerine göre 4’e ayrılır:
Kumlu
Toprak
Killi Toprak
Kireçli
Toprak
Humuslu
Toprak
25. Kumlu Toprak: Kum
oranı yüksek; su
tutma özelliği
olmayan toprak
çeşididir. Karpuz,
havuç ve pamuk gibi
bitkilerin yetişmesi
için uygundur.
26. Killi Toprak: Su tutma
özelliği bulunan
ısıya dayanıklı
toprak çeşididir.
Kiremit, tuğla,
seramik ve çömlek
yapımında kullanılır.
27. Humuslu Toprak:
Bitki ve hayvanların
atıklarının
çürümesiyle oluşan
koyu kahverengi-
siyahımsı renkte ve
su geçirgenliği
yüksek olan toprak
çeşididir. Tarım için
oldukça elverişlidir.
28. Oluşumu yüzlerce yıl süren verimli toprak
örtüsünün su, rüzgâr vb. etkisi ile aşınıp
taşınmasına erozyon denir. Yağmurun
dışında, yeryüzünde oluşan seller ve
akarsularda erozyona neden olabilir.
29. Erozyonun nedenleri;
Ormanların tahrip
edilmesi,
Tarlanın eğim
yönünde sürülmesi,
Hayvanların fazla
otlatılması,
Plansız kentleşme
30. Erozyon sebebiyle;
Tarım alanları azalır.
Tarımsal üretimin düşmesiyle ekonomi zarar
görür.
Bitki örtüsü zayıflar, hayvancılık zarar görür.
Göller ve barajlar toprak dolar ve sular
kirlenir.
Doğal dengenin bozulmasıyla birçok bitki ve
hayvan zarar görür.
31. Erozyonu önlemek için;
Nöbet ekimi uygulanmalı
( Tek tip ürün ekilmemeli)
Tarım arazileri çevresine
ağaçlardan rüzgar perdesi
oluşturulmalı
Tarlalar eğime dik olarak
sürülmeli,
Eğimli arazilerde taraçalama
(teraslama) yapılmalı,
Toplum erozyon ve zararları
hakkında
bilinçlendirilmelidir.
32. 3. Heyelan Nedir?
Eğimi fazla olan
yamaçlarda zeminin
çeşitli sebeplerle
parçalanması sonucu
toprağın büyük kütleler
halinde sürüklenmesi
olayı heyelan olarak
adlandırılır. Ülkemizde
heyelan fazla yağış
aldığı için en çok Doğu
Karadeniz Bölgesi’nde
görülür.
34. 1. Hava Kirliliği
Canlıların sağlığını
olumsuz etkileyecek
maddelerin havada
normalden fala olmasına
ve uzun süreli
bulunmasına hava kirliliği
denir. Motorlu taşıtlardan
çıkan gazlar, sanayi ve
evlerde kullanılan yakıtlar
ve ormanlık alanların
azalması hava kirliliğine
neden olur.
35. Hava kirliliğini önlemek için;
Özel araç yerine toplu taşıma araçları
kullanılmalı,
Sanayi ve evlerde kaliteli yakıtlar kullanılmalı,
Sanayi bacalarına filtre takılmalı ve düzenli
olarak kontrol edilmeli,
Fosil yakıtlar (kömür, petrol, doğalgaz) yerine
daha temiz enerji kaynakları (güneş enerjisi,
rüzgar enerjisi vb.) kullanılmalı,
Ormanlık alanlar artırılmalıdır.
36. 2. Toprak Kirliliği
Gelişigüzel atılan
çöpler, evsel atıklar,
sanayi atıkları,
tarımda kullanılan
gübreler ve tarım
ilaçları toprak
kirliliğinin önemli
sebepleri arasındadır.
37. Toprak kirliliğini
önlemek için;
Yerlere çöp
atılmamalı, görülen
çöpler alınıp çöpe
atılmalı,
Evdeki çöpler cam,
kağıt, plastik, pil vb.
ayrıştırılarak atılmalı,
Tarım ilaçları ve
gübreler bilinçli olarak
kullanılmalıdır.
38. 3. Su Kirliliği
Fabrika atıklarının
arıtılmadan deniz ve
akarsulara bırakılması ve
topraktaki zararlı
maddelerin süzülerek yer
altına sularına karışması
su kirliliğinin sebepleridir.
Su kirliliği insanlar(tifo,
kolera) ve suda yaşayan
canlılar için önemli tehlike
oluşturur.
39. Su kirliliğini önlemek
için;
Yağ atıkları lavabolara
dökülmemeli,
Fabrikalarda su arıtma
sistemleri kullanılmalı,
Kanalizasyonlar için
arıtma sistemleri
kurulmalıdır.