3. Sizden, hayra çağıran,
iyiliği emreden ve
kötülükten men eden
bir topluluk bulunsun.
İşte kurtuluşa erenler onlardır.
Ali-İmran 104
3
4. Sizden bir ümmet bulunsun.
Sizin ümmetiniz,
şu özellikleri taşısın:
Tüm İnsanları hayra çağırsın,
hayra dâvet etsin,
iyiliği emretsin,
kötülükten menetsin.
4
5. İşte hem dünyada
hem de Ukba’da felaha erenler,
kurtuluşa erenler,
başarıya ulaşanlar onlardır.
5
6. Mutlaka sizden bir grup
insanları hayra çağırsın,
hayra dâvet etsin,
hayra çağrıda bulunsun.
6
7. Kendilerini görenler hayrı,
hakkı hatırlasınlar.
Sizden bir grup marufu emretsin,
tevhidden yana olsun,
münkeri de nehy etsin,
İslâm’ın istemediği küfrü ve
şirki ortadan kaldırmaya çalışsın.
7
9. gerçekten şu anda kötülüklerin,
kötülerin, kötülük taraftarlarının,
kötülüğe çağıranların çoğaldığı,
iyilerin, iyilik taraftarlarının,
iyiliğe çağıranların çok az olduğu,
hayrın, iyiliklerin unutulup
şerrin hayır diye kabul gördüğü bir dünyada
insanlık bize ne kadar muhtaç olduğunu
görüyoruz.
9
10. Öyleyse gelin böyle bir dünyada
bir ümmet olalım,
Allah’ın istediği gibi insanları hayra,
hakka dâvet eden,
hayrı yaşayan bir topluluk olalım.
10
11. İnsanların cennet yollarını açıp
cehennem yollarına barikatlar koyalım.
İnsanlara Allah’ın yolunu gösterelim.
Cennete giden yolunu gösterelim,
Gelin!dünyada da âhirette de
felaha erenlerden olalım.
11
12. Demek ki marufu emredecek ve
münkeri nehy edeceğiz.
Ama her şeyden önce
biz marufu ve münkeri
bilmek zorundayız.
12
13. Bilmezsek Allah korusun maruf diye
münkeri emretmeye kalkarız,
münker diye marufu nehy etmeye kalkarız.
13
14. Münker; dinin hoş görmediği
doğru bulmadığı,
Allah ve Resûlünün haram kabul ettiği
her şeydir.
14
15. Dinin tasvip etmediği her şey
İslâm literatüründe münker denmiştir.
Maruf ise münkerin zıddıdır.
Yâni dinin meşru ve doğru kabul ettiği,
güzeldir dediği her şeydir.
15
16. Öyleyse münkerin ve
marufun tesbitinde kıstas vahiydir.
Hakkı da bâtılı da, iyiyi de kötüyü de,
marufu da münkeri de,
hidâyeti de dalâleti de
en iyi bilen Allah’tır.
16
17. Biz ehli iman olarak
Allah’ın ve efendimizin dediği ve
istediği şekilde yaşamak zorundayız.
Allah ve Resûlünün
maruf dediklerini maruf,
münker dediklerini de münker
bilmek zorundayız.
17
18. İyiliklerin ve kötülüklerin tesbitinde,
hakkın ve bâtılın tesbitinde,
münkerin ve marufun tesbitinde
kıstas insanlar değil,
toplum değil vahiydir.
18
19. O halde münkeri ve
marufu tanıyabilmek için
vahyi de bilmek zorundayız.
Sürekli Kur’an ve Sünnetle
beraber olmak zorundayız.
19
20. Münkeri ve marufu tanımanın yolu
kitap ve sünneti tanımaktan geçer.
Bunları tanıdığımız nisbette
münkeri ve marufu tanıma imkânı
bulabileceğiz demektir.
20
21. Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Kim bir hayra ve iyiliğe
kılavuzluk ederse
ona hayrı işleyenin sevabı kadar
sevap vardır.” (Müslim, İmare 133)
21
22. Başka bir hadiste şöyle buyurdu:
“İnsanları doğru yola çağıran kimseye
kendisine uyanların sevabı gibi
sevap verilir.
22
23. Ona uyanların sevaplarından da
hiçbir şey eksilmez.
Başkalarını sapıklığa çağıran kimseye de
kendisine uyanların günahı gibi
günah yazılır,
ona uyanların günahlarından da
hiçbir şey eksilmez.” (Müslim, İlim 16)
23
27. Şu tefrikaya düşenler gibi olmayın.
birbirlerine düşenler gibi
muhalif ve muhtelif tavırlar içine
girenler gibi olmayın.
Ayrılanlar, parçalananlar,
ayrımcılıktan yana olanlar gibi olmayın.
27
28. Dini parçalayanlar,
kitabı parçalayanlar,
sünneti parçalayanlar gibi olmayın.
Dini parçalayıp hayatın bazı alanlarında,
Allah’ın dinini,
öteki alanlarında da,
başkalarının dinlerini
uygulayanlar gibi olmayın.
28
29. Atanız Adem müslümandı,
Ananız Havva müslümandı,
İbrâhim (a.s), İshak (a.s),
Yâkub (a.s) ve Onun oğulları müslümandı.
Mûsâ (a.s), Îsâ (a.s) müslümandı.
Muhammed (a.s) da müslümandı.
29
31. Hakikaten bu bütün peygamberler
ve onlara iman edenler
bir tek ümmet olarak
sizin ümmetinizdir.
Ben de sizin Rabbinizim.
Öyle ise bana kulluk edin. Enbiya-92
31
32. Kitabı parçalayıp bir bölümüne sarılıp
diğer bölümlerini terk edenler gibi
olmayın.
Sünneti parçalayıp sünnetin
bir bölümünü kabul edip
bir bölümünü reddedenler gibi olmayın.
32
33. Hayatı parçalayıp bir bölümünde
Allah’ın kulu,
öteki bölümlerinde başkalarının kulu
olanlar gibi olmayın.
Hayatın her bir alanında
Allah’ın kulu olduğunuzu unutmayın.
33
34. Öyleyse gelin ey insanlar,
ey insanlık hepinizin dini birken,
hepinizin Allah’ı birken
böyle İslâm’ı bırakarak,
peygamberler yolunu bırakarak,
her biriniz ayrı ayrı isimlerle,
ayrı ayrı cemaatlerle gruplaşmayın.
34
35. Hal böyleyken nasıl oluyor da,
böyle parça parça olursunuz?
Nasıl oluyor da,
dini parçalıyorsunuz?
kitabı parçalıyorsunuz?
hayatı parçalıyorsunuz?
35
36. Nedir bu hayatınız böyle?
Namazda birleşiyorsunuz da,
sosyal hayatta ayrılıyor musunuz?
Namazda Rab Allah da,
sosyal hayatta Rab başkaları mı?
Namazın Rabbi,
hayatın Rabbi değil mi?
36
37. Namazın kıblesi hayatın kıblesi değil mi?
Orucun Rabbiyle, hukukun Rabbi ayrı mı?
Haccın Rabbiyle, sosyal hayatın
Rabbi ayrı mı?
37
38. Birden çok Rab kaynaklı
bir hayat yaşayarak
hayatı parçalamadan yana mısınız?
Ayrı ayrı gruplarla,
ayrı ayrı cemaatlerle
kendi kendinizi niye parçalıyorsunuz?
38
39. İslâm ümmeti size yetmiyor mu?
İslâm ümmetinin üyesi olmak
yetmiyor mu?
Müslüman ismi size yetmiyor mu?
39
40. Yapmayın etmeyin.
Allah katında hak din,
tek din İslâm’dır ve
sizin isminiz de isimlerin
en şereflisi olan müslümandır.
Kabirde de bununla çağrılacak,
bununla sorgulanacak ve
bununla kurtulacaksınız.
40
41. Daha önce kitap ehli
kendilerine Allah’tan
apaçık deliller geldikten sonra sapıttılar,
sakın sizler onlar gibi olmayın.
41
42. Ey müslümanlar!
Sakın!
sizler Kur’an’la beraber olduktan sonra,
size Rabbinizden gün kadar açık âyetler
geldikten sonra kitaptan ayrılıp,
kendinize ayrı ayrı yollar edinmeyin,
kendinizi ayrı ayrı gruplar olmayın.
Kur’an’la birleşin,
Kur’an’la bütünleşin.
42
43. Siz parça parça olursanız,
Siz görevinizi yerine getirmezseniz
İnsanlara nasıl örnek olabilirsiniz ki?
43
45. Böylece, sizler insanlara
birer şahit ve örnek olasınız ve
Peygamber de size bir şahit ve
örnek olsun diye sizi orta
bir ümmet yaptık. Bakara-143
45
46. Allah’a iman ettik
Ma’rufu emrettik ve
münkeri de menettik.
Böylece yeryüzünde
ümmetlerin en hayırlısı olduk.
46
48. Siz, insanlar için çıkarılmış
en hayırlı ümmetsiniz.
İyiliği emreder,
kötülükten men eder ve
Allah’a iman edersiniz. Ali-İmran-110
48
49. Bu vasıf ve özelliklerler
Allah’ın istediği ve razı olduğu
bir tek ümmet olduk.
Bu nimete karşılık Allah’tan sakınıp
hayatımızı O’nun emirlerine uygun
düzenlememiz gerek.
49
51. İşte sizin ümmetiniz
bir tek ümmettir ve
Ben de sizin Rabbinizim;
öyleyse benden korkup sakının.
Mü’minun-52
51
52. 52
Allah’ım
Bizi hayira çağıran ümmeten eyle
Bizi iyiliği emredenlerden eyle
Bizi kötülüğü menedenlerden eyle
Bizi ihtilafa düşmüşlerden eyleme
Bizi parçalanmışlardan eyleme
Ya Rabbi