Dünyaca ünlü tasarımcı Ayşe Birsel, tasarladığım
Yolda Olanlar röportaj serisinde 5.konuğumdu. Tasarım
dünyası ve merakları üzerine konuştuk, tavsiyeler de
aldım sizler için.
Bilginin ve bilgi madenciliğinin ön planda olduğu bir
yüzyılda tasarım ve inovasyon fabrikası var.
En önemlisi günümüz ve gelecek teknoloji odaklıyken
temelinde insan olan işler yapıyor bu fabrikada.
2. ÖNSÖZ
Dünyaca ünlü Türk tasarımcı Ayşe Birsel, tasarladığım
Yolda Olanlar röportaj serisinde 5.konuğumdu. Tasarım
dünyası ve merakları üzerine konuştuk, tavsiyeler de
aldım sizler için.
Bilginin ve bilgi madenciliğinin ön planda olduğu bir
yüzyılda tasarım ve inovasyon fabrikası var.
En önemlisi günümüz ve gelecek teknoloji odaklıyken
temelinde insan olan işler yapıyor bu fabrikada.
Devamı röportajda saklı
5. Herkesin haberdar olmasını istediğim bir inovasyon yönteminiz
var..DE&RE. Bu iş fikri nerede ve nasıl çıktı? Hayatınızda bunu
yaratmaya ve bizlerle paylaşmaya yönlendiren sebepler neydi?
Ben ürün tasarlarken belli bir birikimden sonra belirli bir düşünce sistemi
içinde çalıştığımı fark ettim. İçgüdüsel olarak işlerimde tekrar ettiğim bir
yöntem olduğunu gördüm. Ve farklı bir tını vardı içinde.
Onu kâğıda dökmek ve somut bir yöntem haline çevirmek istedim, bunu
yapabilir miyim diye çalışmaya başladığım zaman bu dört basamaklı
deconstruction & reconstruction dediğimiz yöntem ortaya çıktı. Benden
gelen, ben böyle düşünüyorum diye çıkan, benim tecrübemden çıkan bir
yöntem. Eskiden sadece ben bilirken şimdi başkalarıyla paylaşabiliyorum,
başkalarına öğretebiliyorum; öğrencilerime, ekibime, müşterilerime.. Ve
beraber uyguluyoruz. Hayatı tasarlarken de hiç tasarım bilmeyenlere bile
öğretir seviyeye geldi. Çok sade, çok basit ama sonuçları da o derecede dolu
ve enteresan.
6. Danışmanlık dünyasının sıradanlaşmaya başladığı bir dönemde sizin
yaptığınız iş çok değerli. Tescilli yaratıcı düşünce ve inovasyon yöntemi
DE&RE, bizim çocukluktan aşina olduğumuz YAP-BOZ’un tersten okunuşu.
BOZ-YAP tasarımının nasıl çalıştığını bize kısaca anlatır mısınız?
Her şeye uygulayabiliyorsun; ürüne, iş organizasyonuna, hayatına da.
Herhangi bir şeyi bozup, bakış açını değiştirip yeniden yapabilmek var
temelinde DE&RE’nin.
Konuyu belirleyip, parçalarına ayırıyorsun, bu parçalara ayırma işlemi
sırasında önyargılarını da kırmaya başlıyorsun. Sonra ayırdığın parçalardan
hangisini değiştirmeliyim, nasıl değiştirmeliyim, ne eksik ne fazla onları
düşünmeye itiyor ve bakış açını değiştiriyorsun. Burada metafor gibi bazı
tasarım araçlarını kullanıyoruz. Elinde olan şeylerle farklı nasıl çözümler
elde edeceğini fark ettiriyor. Elimde olanları başka şekilde nasıl bir araya
getirsem sorusuna cevaplar buluyorsun. Ana fikir çıktığı zaman ya bir ürün
ya bir strateji ya da bir yaşam biçimi haline dönüştürüyorsun. Ve sizi
sonuca götürecek çalışmalar çıkıyor.
8. Gelecek her zaman belirsiz, geçmiş ise ders almak için güzel bir mecra.
Geçmiş, bugün ve gelecek kavramları birbirine bağlı 3 parça.. ve bunlar
üzerinden gelecek için olası senaryolar yaratıyoruz. Fütürizm akımına ve
fütürist düşünceye sizin bakış açınız nedir?
O da bir tasarım. Ürün tasarımı değil bir fikir tasarımı.
Ürün için de aynı şey geçerli, gelecekte ne olacağını
bilmiyorsun ama geçmişi ve günümüzde olan bilgileri
kullanarak bir tahminde bulunuyor ve yeni bir ürün
çıkarıyorsun. O tahmini de bilgiler doğrultusunda yaptığın
için sağlam veriler üzerine oturtmaya çalışıyorsun. Aslında
bir kehanette bulunuyorsun. Bildiklerinizi yok saymıyorsun
ama onlara bir tepki olarak yeni bir şey ortaya çıkartıyorsun.
9. İş tasarımı dışında merak ettiğim bir konu daha var. Bizden önceki yüzyıllarda şehir
mimarisinde sanat ön plandaydı. Özellikle gelişmekte olan ülkeler, bugün aynı estetik
kaygıyı taşımıyor. Bu sebeple beton yığınları arasında kayboluyoruz ve bunun bizim
yaratıcılığımızı da engellediğini düşünüyorum. Siz bu konuya nasıl bakıyorsunuz?
Bu yeni bakış açısını şu an için değiştirebileceğimizi düşünmüyorum. Mimari
eski zamanın ifadesiymiş. Bugün o yaratıcılık sanal dünyada söz konusu. O
yüzden insanlık fiziksel dünyaya gittikçe daha az yatırım yapıyor, daha az
zaman harcıyor. Eskiyi düşündüğün zaman mermerler, taş işçiliği..hakkıyla
yapılan mimari uzun vadeli bir yatırım olarak çok güzel malzemeler ve işçilikle
yapılan çalışmalarmış.
Bugünün içinde var ama gelecekte olması gerekmiyormuş gibi, yaratıcılık farklı
yerlere kaymış durumda. Mesela düşünce mimarisi var, girişimcilik var, sanal
dünyada inanılmaz bir açılım var. Mesela facebook, google, twitter bunlar da
günümüzün mimarisi ama aynı anlamda değil. O beni biraz dertlendiriyor eskisi
gibi olsun istiyoruz ama bugünün gerçekleri buna izin vermiyor. Madem öyle biz
nerede yaratıcılığımızı kullanabiliriz ona bakmalıyız. Belki bu bir geçiş dönemi,
nasıl printerlarla bir devrim oldu, ürün de devrim 3d printerlar sayesinde oluyor.
Gelecekte kendi kendini yetiştiren binalar çıkabilir. Biz şu anda ara geçiş
döneminde olabiliriz. Bu şekilde düşününce yeniden heyecanlandırıyor insanı.
11. İstediğimiz olumlu gelecekte yaşamanın yolu onu tasarlamaktır.
Bir konuda gelecek haritası çıkarmanızı istesem aşağıdaki dört
soru ışığında kısaca bize neyi anlatmak isterdiniz?
•
Konu ne?
3D Printing
•
Konu çerçevesinde, ne değişiyor?
Evlerimizde printerlar hayatımıza girmeye başladığında, hepimiz birer içerik üreticisi
olduk. 2 boyutta üretebilirken, bu teknoloji sayesinde evimizde 3 boyutlu objeler
üretebileceğimiz bir dünyaya hazırlanıyoruz, muhteşem bir şey. Bu değişim bütün üretim
zincirini değiştirebilecek güce sahip olacaktır.
•
Konu, neden önemli?
Bu teknolojik hamle sayesinde hepimiz birer tasarımcı olabiliriz. Bir nevi insanın özüne
dönüşü gibi olacak. Eskiden herkes kendi sandalyesini, tabağını, çanağını yapar kendi
perdesini dikermiş. Bu teknolojiyle kendimize yeniden döneceğiz. Yaratıcı olmak
isteyenler için imkân önlerine sunulmuş olacak, yaratıcı olmak istemeyenler de ihtiyacı
olacak kadar üretecek. Örneğin bardak kırıldığında, tüketici aynısını kısa bir süre içinde
üretebilecek. Üreticiler de arz-talep arasında bir denge kurmak zorunda kalmayacaklar.
•
Nasıl olmalı?
Çabuk olmalı
13. • Hayatınızda en son, ilk defa yaptığınız şey neydi?
Bir konferansta sahneye çıkıp dans etmek.
• Bir slogan, özlü söz veya motto’nuz var mı? nedir?
Hayatım en büyük projem!
• Gelecek ile ilgili sizi etkileyen kitap ve film var mı bize
önerebileceğiniz?
Film: Brazil –Terry Gilliam
Kitap: Michio Kaku – The Future Of The Mind
• Girişimci dediğimde aklınıza ilk gelen kimdir?
Arkadaşlarım John Zapolski!
• Bazı basit soruların cevapları çok zordur, sizin basit sorunuz nedir?
Beni seviyor musun?
14. • Hatırladığınız ilk hayaliniz neydi?
Efes harabelerinde Romalıların atlı arabalarını hayal ederdim.
• Einstein ‘herhangi bir özel yeteneğim yok sadece tutkulu bir
meraklıyım’ demiş. Sizin tutkunuz nedir?
Farklı düşünmek; çözüme gitmek için..
• Hangi çizgi film karakterisiniz?
Hayao Miyazaki’nin animasyon filmi Spirited Away baş karakteri
Chihiro adlı kız.
• ‘eğer…’ le başlayan bir cümle kursanız, yaratıcılığımızı ateşlemek
için ne söylerdiniz?
Eğer korkmasaydım..
• Değişim için bir obje seçseniz, bu ne olurdu?
Google seçerdim..’’hep aynı, hep farklı’’