2. TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜM
Teknolojinin, insan bedeninin uzantısı olduğunu dile getiren
Spengler, 20.yüzyılın birinci çeyreğinde yayınlanan Batının
Çöküşü isimli kitabında, kültürün, ithal ve ihraç edilemez
artefact olduğuna dair, ilk vurguda bulunan düşünürdür.
Spengler’e göre kültür bir organizmadır. Yani yaşam
döngüsüne tabidir.
Teknoloji, insan bedeninin uzantısıdır” aforizmasına dört elle
sarılan Mc Luhan’a göre, teknoloji; hem insan ilişkilerini
biçimlendirmektedir hem de onu özgürleştirmektedir. Saf
enformasyon olan araç, sözgelimi ampul, ona göre, hem geceyi
gündüz kılıp, fiziksel mekânı aydınlattığı kadar, zihinsel olarak
insanı da aydınlatmaktadır
3. İLETİŞİMDE DİLİN ÖNEMİ
İletişimin varlığını devam ettirebilmesi için en temel
araçlardan birisi dildir. Harfler, birbirinden bağımsız
düşünüldüğünde herhangi bir anlam ifade etmeyen
göstergeler topluluğu olsa da toplum ile oluşan uzlaşım
sonucunda harflerin bir araya gelmesiyle beraber dil
oluşmaktadır. Bireyler, kendilerini anlatmak ve sağlıklı bir
şekilde iletişim kurabilmek için dili kullanmaktadır.
Dil, toplumları birbirine bağlayan, toplumları bir arada tutan
temel unsur olmaktadır. Milletler oluştuktan sonra dil, araçtan
çok kimlik yansıtma amacı olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Dil; «sözlü ve yazılı göstergelerin oluşturduğu, insanları diğer
canlı türlerinden farklılaştırdığına inanılan iletişim sistemidir.»
4. SOSYAL MEDYAYA BAKIŞ
Sosyal paylaşım ağları, internet teknolojisinin gelişim
göstermesiyle birlikte gündelik hayatın vazgeçilmez bir
parçası haline gelmiştir. Etkileşimli yeni iletişim ortamları
olarak da ifade edilen sosyal paylaşım ağları her yaştan her
kesimden bireyi bünyesinde barındırabilmektedir. Sosyal
medya aynı zamanda farklı grupları bir araya getirmekte ve
toplumsal bilgi alış verişine de zemin hazırlamaktadır.
Genel geçer bir ifadeyle sosyal medya; “sosyal medya;
katılımcılarının online ortamlarda kendilerini ifade etme,
iletişime geçme, gruplara katılma ve bu ortamlara fikir, yorum
ve yayınlarıyla katkıda bulunma imkanı sağlayan sosyal içerikli
web siteleri” şeklinde tanımlanabilmektedir.
5. İNTERNET TEKNOLOJİSİ VE AĞ TOPLUMU
İnternet teknolojisinin gelişim göstermesiyle birlikte
enformasyon akışı hızlanmaya başlamış, zaman ve mekân
sorunu ortadan kalkmıştır. Böylelikle bireyler küresel ağ
döngüsü içerisinde yer almaya başlamışlar ve ağ toplumu adı
verilen yapının oluşumuna katkıda bulunmuşlardır.
Manuel Castells, “bireyler artık küresel ve yerel olarak
örülmüş, birbiriyle bağ(ıntı)lı ağ toplumu içinde
yaşamaktadır” der. Burada önemli olan yerel ve küresel
farkının ortadan kalkmasıdır
6. GÖSTERGEBİLİM
Günümüzde sosyal medya göstergesel anlatım tarzıyla ön
plana çıkmaktadır. Sosyal medyanın etkileşimli yapısı
göstergebilimi farklı bir boyuta taşımış ve emoji adı verilen
ifadeler kendine özgü bir dil oluşumuna neden olmuştur.
Göstergebilim; “doğada var olan her olayın belirti olarak
ortaya koyduğu anlamları ve işaretleri çözümleyen bir bilim
dalı” şeklinde tanımlanabilmektedir.
Göstergebilim; işaretleri, sesleri, hatta davranışları bir dil
olarak kabul etmekte, bu sayede oluşan göstergeleri temel
alarak edebiyatta, dil bilimde ve iletişimde yoğun bir şekilde
kullanılmaktadır Göstergebilimde önem arz eden
göstergelerdir. Göstergeleri anlamlı işaretler şeklinde ifade
edebilmek de mümkündür.
7. GÖSTEREN VE GÖSTERİLEN ARASINDAKİ İLİŞKİ
Göstergebilimde, gösteren ve gösterilen arasında bir bağ
olduğu varsayılmaktadır. Dilbilimde gösterenin, gösterileni
belirttiği ön görülmektedir. Ancak Barthes göstergebilimde
sadece gösteren ve gösterilen değil, aynı zamanda
göstergenin de varlığına işaret etmektedir. Göstergebilimde
sorgulanan bir şeyin anlamında ziyade o anlamın nasıl
oluşturulduğudur.
Göstergebilimsel açıdan anlam çözülmesinde üç öğeye ihtiyaç
duyulmaktadır. Bu öğeler sırasıyla gösterge, göstergenin
işaret ettiği şey ve göstergeyi kullananlardır. Göstergebilimde
göstergelerin iletişimde bulunma yolları ve onların
kullanımlarına hakim olan kurallar üzerinde durulmaktadır.
Göstergebilimde bir düşünceyi ya da empoze edilecek bir fikri
uygun göstergelerle karşı tarafa sunabilmek esastır.
8. EMOJİYE DÖNÜŞÜM
Sosyal medyada da göstergeler büyük önem arz etmektedir.
Akıllı telefonların yaygınlaşması ve mobil uygulamaların
gelişim göstermesiyle birlikte emoji adı verilen sanal
göstergeler ortaya çıkmıştır.
Emoji kavramı 1990’lı yıllarda mobil iletişim teknolojileri
üzerine çalışmalar yapan Shigetaka Kurita isimli Japon
teknolog tarafından sanal dünyaya kazandırılmış ve bu
ifadeler mobil telefonlarda etkisini derin bir şekilde
hissettirmiştir. İlk emoji 1998 yılında NTT DOCOMO isimli
firmanın i-mode adlı mobil cihazında kullanılmıştır. “e”
anlamına gelen görsel ve “moji” anlamına gelen karakterin
birleşimiyle ortaya çıkmıştır.
9. EMOJİ ve TOPLUM
Emoji kavramı günümüzde giderek artan bir kullanım alanına
sahiptir. Akıllı telefonların gelişim göstermesi, mobil iletişim
araçlarının kullanımı ve sohbet uygulamalarında yaşanan artış
emojilerin yaygınlaşmasını sağlamıştır. Günümüzde her
yaştan her kesimden kullanıcı emojilere ilgi duymaktadır.
Bilindiği üzere sanal ortam soğuk iletişim akışının
gerçekleştiği bir alandır. Bu nedenle jest ve mimikler karşı
tarafça görülemez. Emojiler duygu ve düşüncelerin
pekiştirilmesi ve hislerin aktarılmasına yardımcı olmakta, bu
yönüyle kullanıcılara önemli bir kolaylık sağlamaktadır.
10. EMOJİ ve DİL
Emojiler kelimelerin manalarını kuvvetlendirmekte,
aktarılmak istenen duygu ve düşüncelerin akışına destek
olmaktadır. Bugün emojiler kelimelerin yerini almıştır. Gülen
yüz, ağlayan yüz, kızgın yüz kelimelerin yerine geçmekte,
kullanıcıya hız kazandırmaktadır.
Semboller soğuk iletişimin olmazsa olmazı durumuna
gelmiştir. İletişim dilinde sembollerin yeri oldukça önemlidir.
Özellikle görselliğin ve işitselliğin olmadığı iletişim
ortamlarında semboller anlatılmak istenen duygu ve
düşünceleri pekiştirmekte ve kendine özgü bir dil
oluşturmaktadır.
11. EMOJİ ve DİL
Jest ve mimikler ile taçlandırılan konuşma dili, yazı diline
evrildiğinde emojiler kullanarak duygu aktarımı sağlanmış
olmaktadır. Mutluluğunu, acısını yaşadığı her hangi olumlu ya
da olumsuz durumu sözcüklerle ifade etmek yerine duygu
ikonları kullanarak alıcının empati yaparak kendini
anlamasına yardımcı olmaktadır.
Bireyler dünyada farklı kültürün kodlarına göre hayatlarını
sürdürmekte olsalar da, yaşanılan durumlara benzer tepkileri
ifade eden simgeler kullanmaktadır. Özel gün, doğum günü
kutlamaları vs, kısaca bütün kutlamalar neredeyse ortak dil
ile yazılmaktadır. Hüzün, acı, sevinç, mutluluk dilleri de ortak
kullanım dilleri arasındadır.
12. EMOJİ SÖZLÜĞÜ
Emojilerde de anlam kaymaları yaşanmaktadır. Örneğin üç
maymun emojisi vardır. Bu 'Görmedim, duymadım,
bilmiyorum' anlamına geliyor. Fakat bu maymun emojileri tek
tek kullanıldığında farklı anlamlar taşıyor. Yüzünü kapatan
maymun, utanma anlamına geliyor. Dolayısıyla bu anlam
kaymaları olduğu sürece bir sözlüğe gereksinim duyulabilir.
Emojilerin bu kadar yoğun kullanımı dilimizi yozlaştırdı ve
kültürü tek düze hale getirdi. Günde 50-60 kelimeyle konuşur
hale geldik. Emojilerin olumlu katkısı olarak bir tek
iletişimimizi daha hızlı bir hale getirdiğini söyleyebiliriz. Ama
bu imgelerin teknoloji çağının ortasında yetişen Z kuşağının
edebi yönünü körelteceğini düşünüyorum. Çünkü Z kuşağına
günümüzde neredeyse sadece emojilerle ulaşır olduk.
13. EMOJİLERİN KAPSAMI
Müslümanların isteği üzerine Müslümanlıkla ilgili simge ve
semboller de kondu.
Başörtülü kadın, cami ve elinde tespih olan emojiler de
sonradan eklendi. Böylece evrensel bir dil oluşmaya başladı.
Bir de yerel olarak kullanılan emojiler var.
Örneğin Türkiye'ye özgü, tavla, zar ve gelin bunlardan bazıları.
Artık devlet kurumları ve belediyeler de sosyal medyada
emojileri sıkça kullanılır oldu.
Burada aslında 'Aramızda resmiyet yok, siz de bizden birisiniz'
mesajı verilmeye çalışılıyor.
14. TÜRKİYE’DE EMOJİ KULLANIMI
Türkiye’de emojilere yönelik gerçekleştirilen araştırmaların en
önemlisine “Fikri Mühim” isimli pazarlama ajansı ve
araştırma firması imza atmıştır.
Araştırmada dikkat çekici sonuçlar ortaya çıkmıştır. 2015’te
gerçekleştirilen çalışmada 79 ilden 7252 kişi ile yapılmıştır.
Araştırma sosyal medya ortamı üzerinden yürütülmüştür.
Bu araştırmada kadınların, erkeklerden daha fazla emoji
kullandığı sonucu ortaya çıkmıştır.
15. TÜRKİYE’DE EMOJİ KULLANIMI
Emoji kullananların %53’ünün üniversite mezunu olduğu
dikkat çekici bir diğer ayrıntıdır.
Günlük yazışmalarda emoji kullananların %77’si hemen
hemen her mesajında emojileri kullandığını ifade etmiştir.
Bununla birlikte gençlerin emojileri daha fazla kullandığı
görülmüştür.
Yaş baremi arttıkça emoji kullanımı ters orantı göstermiştir.
Sosyal medyada ise en fazla emoji kullanılan ağ %52’lik
oranıyla Facebook olmuştur. Facebook’u %30 ile Instagram
izlemiştir. Twitter’da ise emoji kullanım oranı oldukça düşük
kalmıştır. Twitter, emoji kullanımı noktasında %3’lük bir
oranla son sıralarda yer almıştır.
16. EMOJİLERE YÖNELİK ARAŞTIRMA İSTATİSTİKLERİ
79 ilde 7 bin 252 kişi arasında yapılan araştırmada kadınların
yüzde 80'i, erkeklerin ise yüzde 20'si emoji kullanıyor.
25 yaş altında yüzde 21, 26-29 yaş aralığında yüzde 24,
30-34 yaş arasında yüzde 27,
35-39 yaş aralığındakilerin yüzde 16' sı,
40 yaş ve üzerinin ise yüzde 12'sinin bu imgeleri kullandığı
ortaya çıkmıştır.
Her 5 kişiden 4 'ünün emoji kullanmaktadır.
Araştırmada yüksek lisans doktora yapanların yüzde 12'si,
üniversite mezunlarının yüzde 53'ü, lise mezunlarının yüzde
23'ü, ilköğretim mezunlarının da yüzde 11'inin emoji
kullandığı görülmüştür.
17. ÜLKELERİN EMOJİ KULLANIMI
*Türkiye: Kalp ve gülmekten gözyaşı döken emoji
*Rusya: Romantik emojiler. Öpücük figürünün en çok
kullanıldığı ülke
*Kanada: El, kol, ayak gibi uzuvların dışında şiddet içerikli
bıçak, bomba, silah emojileri
*Avustralya: En favori emojileri tatil temali palmiye ağacı ve
güneş
*Brezilya: Kedi emojisi
*Malezya: El ve kol işaretleri ile kadın figürü emojisi
*Vietnam: Mantar emojisi
*Arapça konuşan ülkeler: Çiçek ve saat emojisi
18. EMOJİ ARAŞTIRMALARI
2015 Mayıs- Haziran aralığında sosyal paylaşım platformu
İnstagram’da Curalate isimli araştırma şirketinin yapmış
olduğu araştırmaya göre;
6.4 milyon emoji hastag içinde kullanılmaktadır.
En çok kullanılan emoji (575,381 kez) “kırmızı kalp”
emojisidir.
İkinci sırada (321,684 kez) kullanılan emoji “gözleri kalpli
surat” emojisidir.
19. EMOJİ KÜLTÜRÜ
Sosyal medyanın gelişim göstermesiyle ortaya çıkan ve
gelişim gösteren emojiler aracılığıyla farklı bir kültürel yapı
oluşmuştur. Bir ölüm haberinin ya da bir hastalık iletisinin
beğenilmesi bunun açık bir göstergesidir. Bu durum etik
sorunların da ortaya çıkmasına neden olmaktadır. İnternet
etik ihlallerin yaygın olarak görüldüğü yeni nesil iletişim
ortamıdır.
Emojiler aracılığıyla sosyal medyada dehumanizasyon
yaşanmaktadır. Bu göstergeleri kullanan kişiler birbirlerini
anlayabilmekte ve kendi aralarında sanal bir iletişim
kurabilmektedirler. Emojiler aracılığıyla anlatılmak istenen
fikir ve düşünceler desteklenebilmekte, kelimelerin yetersiz
kalmadığı durumlarda kullanıcılara katkı sağlamaktadır.
20. EMOJİ KÜLTÜRÜ
2015 Mayıs- Haziran aralığında sosyal paylaşım platformu
İnstagram’da Curalate isimli araştırma şirketinin yapmış
olduğu araştırmaya göre;
6.4 milyon emoji hastag içinde kullanılmaktadır.
En çok kullanılan emoji (575,381 kez) “kırmızı kalp”
emojisidir.
İkinci sırada (321,684 kez) kullanılan emoji “gözleri kalpli
surat” emojisidir.
26. ÜLKELERE GÖRE EMOJİ KULLANIM İSTATİSTİKLERİ
• Türkiye’de en çok gülen yüz ve insan emojileri kullanılıyor.
• En çok kalp ve evlilik emojisi romantiklikleriyle ünlü Fransızlar’da.
• Fransa’dan sonra Rusya ‘da yazışmalarda romantik emojiler ve öpücük
figürleri oldukça fazla kullanılıyor. Kadın nufüsunun yoğun olması bunda bir
etken olabilir.
• Arapça konuşulan ülkelerde ise en fazla çiçek ve saat emojisi kullanılıyor.
• İspanya’da ise parti emojileri diğer emojilerden öne çıkıyor.
• Brezilya’da kedi emojilerinin kullanımı diğer emojilerden ön planda.
• Kanada’da ise şiddet ve vücudun çeşitli kısımlarına dair figürler ön plana
çıkıyor.
• Mantar figürü ise Hollanda’nın aksine en çok Arapça ve Vietnam’daki
yazışmalarda kullanılıyor.
27. SONUÇ
• Dil, göstergeler aracılığıyla desteklenmektedir.
• Göstergebilim çalışmaları tam da bu noktada ayrı bir önem taşımaktadır.
• Sosyal medyada kullanılan emojiler sanal göstergeler olarak ifade
edilmektedir.
• Bu göstergeler aracılığıyla bireyler duygu ve düşüncelerini
aktarabilmekte ve bu yolla sanal bir iletişim kurulmaktadır.
• Dilin yeterli olmadığı noktalarda emojilere sıklıkla başvurulmaktadır.
• Farklı anlamlar taşıyan emojiler kelimelerin anlam yüklerini
güçlendirmekte, bu sayede iletilmek istenen mesaj desteklenmektedir.
28. SONUÇ
• Dil, göstergeler aracılığıyla desteklenmektedir.
• Göstergebilim çalışmaları tam da bu noktada ayrı bir önem
taşımaktadır.
• Sosyal medyada kullanılan emojiler sanal göstergeler olarak
ifade edilmektedir.
• Bu göstergeler aracılığıyla bireyler duygu ve düşüncelerini
aktarabilmekte ve bu yolla sanal bir iletişim kurulmaktadır.
• Dilin yeterli olmadığı noktalarda emojilere sıklıkla
başvurulmaktadır.
• Farklı anlamlar taşıyan emojiler kelimelerin anlam yüklerini
güçlendirmekte, bu sayede iletilmek istenen mesaj
desteklenmektedir.
• Emojiler yeni nesil kültürün en temel göstergesidir.