ݺߣ

ݺߣShare a Scribd company logo
Zaman ve Gölgesi
   Prof. Dr. Şafak URAL




                          www.safakural.com
Zaman var mı?
Zamanın olmadığını biliyorum;
  fakat ispatlayamıyorum,
    çünkü kullanıyorum.
Tarihi Süreç


            Serüvenin Başlangıcı:
   Antikçağ’da karşımıza çıkan karşıtlık:
Heraklit ve Parmenides Zaman ve Varlık
Zaman’ın Varlığı



Ortaçağ   Zaman ve Teoloji
Fizik ve Zaman

•   Newton’un «mutlak zaman» ve «mutlak uzay»ı
•   Zaman hangi yöne akıyor?
•   Zamanın yavaşlaması
•   Zamanın kesikli olarak akması
•   Kübik zaman
•   Fizikçi zamanın ne olduğunu değil, onu nasıl
    kullandığını bildirmektedir.
Önemli bir dönüm noktası:
J. M. E. McTaggart: Zamanın varlığının yadsınması:
     «I believe that nothing that exists can be
   temporal, and that therefore time is unreal»


    Zamanda bulunmak, zamanın bize kendini
    gösterdiği şekilde, yani iki şekilde olabilir:
     A serisi: şimdi, geçmiş ve gelecek
     B serisi: önce ve sonra
A serisi: şimdi, geçmiş ve gelecek

• Zamanın bu özelliği, onun değişkenlik tarafını
  temsil etmektedir.
• Zamanın akarlığı –time’s passage – : şimdi, geçmiş
  ve gelecek.
• Zamanın akması, mekansal değişim demektir ve
  önermelerin gramatikliği (tensed facts) aracılığıyla
  ifade edilir.
• Kişisel ve öznel olgulardır.
• Çünkü «şimdi» benim bilincimde, benim için ve
  bana göre vardır.
• Ve varolan ancak «şimdi»dir. Geçmiş artık mevcut
  olmayandır; gelecek ise henüz varolmayan…
B serisi: önce ve sonra

• Zaman, bağıntısaldır. Yani bir önermenin doğruluğu,
  önce/sonra ilişkisine göre anlamlıdır ve doğrudur.
• Ve dolayısıyla «şimdi» zaman kipi, geçmiş veya gelecek bir
  zaman için de doğru olabilir. «Ben şimdi konuşuyorum»
  önermesi, yarın da aynı doğruluk değerine sahip olacaktır.
  Çünkü biliyorum ki, yarın, bir gün önce konuşmuş olma
  olgum değişmeyecek yani bu önermenin doğruluk değeri
  aynı kalacaktır.
• Değişmeyen, aynı kalan, öncelik/sonralık ilişkisi, bağıntısıdır.
• Ve dolaysıyla zamanın akması değil, belli bir zaman içinde bir
  olayın gerçekleşmesi sözkonusudur; varolan
  öncesi/sonrasıdır.
McTaggart’ın görüşü:
              zaman yoktur.
• Çünkü, A tipi zaman anlayışı zamanın akmasını
  ifade edebilir.
• Öte yandan B tipi zaman anlayışı olmadan A tipi
  zaman sözkonusu değildir.
• Ne var ki B tipi zaman, A tipi zamanın olmasıyla
  varolabilir.
• Bu da paradoksal bir sonuçtur ve zamanın
  olmadığının bir göstergesidir.
Zamanın varlığına niçin inanırız?


    Zaman şu üç özelliği tanımlamamıza olanak verir:

1) Değişim özellikle fizik nesnelerde gözlenen farklılaşma
2) Nedensellik doğayı anlamanın temel koşulu
3) Geleceğin imkanı mümkün olma
Yani gramatik olmayan
(tensless) bir zaman ve
 olgulardan sözetmek
     mümkündür.
• Bu durumda, A serisi açısından benim sözümü
  (utterence) doğru kılan, belirli bir zamandır;
  örneğin «saat 15.00» sözüdür.
• Ve bu söz belli bir zaman’a işaret eder.
• Çünkü sözüm o an için, yani «şimdi» için
  doğrudur. Ve zamanın akışı içinde «şimdi» bir
  süre sonra artık varolmayacaktır.
• Öte yandan «saat 15.00» ifadesi bir süre geçmiş bile
  olsa bu sözün o anı işaret etme özelliği
  değişmeyecektir. Bu sözün saat 15.00’de söylenmiş
  olması zamana bağlı olarak değişen bir olgu değildir.
• Çünkü hep birşeyden önce ve birşeyden sonra
  olmaya devam edecektir. Dolayısıyla sözkonusu
  önermenin doğruluğu, onun bağıntı bildiriyor
  olmasındadır.
• Zaman aksaydı, geçmişin artık varolmaması
  gerekirdi. Varolmayan bir şeyin doğruluğundan
  sözetmek süphesiz mümkün değildir.
• Kişiliğimiz, örneğin, bütün değişimlere rağmen
  değişmeden kaldığını kabul ettiğimiz bir
  yönümüzdür. Olaylar ve olgular, hep birer B-serisi
  olarak gerçekleşir.
Zaman çeşitleri


•   Fiziksel zaman
•   Biyolojik zaman
•   Psikolojik zaman
•   Kültürel zaman
• «Kültürel zaman»da, öyle görünüyor ki içiçe
  geçmiş zamanlardan sözetmek gerekir.
• Kültürel zaman, «benim zamanım», «bizim
  zamanımız» ve «diğerlerinin zamanı» olarak
  bölümlere ayrılmıştır.
  – «benim zamanım»      psikolojik ve benmerkezci
  – «bizim zamanımız»    dilsel ve kronolojik
  – «diğerinin zamanı»   kültürel
• Tarih, Kültürel zaman ile adeta
  özdeşleştirilmiştir. Çünkü olgular, yani tarihsel
  olaylar, kültürel öngörüler penceresinden varlık
  kazanır; daha doğrusu onlara varlık kazandırılır.
• Fiziksel olguların bir mekan içindeki
  akışı, tarihsel olguların kültürel değerler
  içindeki akışına dönüşmüştür; yani varlık
  kazanmıştır.
• Zaman, tarihsellik ile özdeşleşir, anlam ve varlık
  kazanır.
• Olayların kronolojik sıralaması, seçilen
  (dini, tarihi vb) bir referans noktasına göre
  yapılır; onlara varlık kazandırılır.
Sonuç
• Öyle görünüyor ki, zaman, mekan ile birlikte
  birtakım nesnelerin değişiminden
  sözedebilmenin ve bu nesnelere varlık
  kazandırmanın önkoşuludur.
• Farklı zaman ve mekan tanımları, farklı nesneleri
  tanımlamamıza, hatta onlara varlık
  kazandırmamıza olanak verir.
• Zamanın (ve dolayısıyla mekanın), bu önkoşullar
  dışında varlığını tartışmak olanağımız yoktur.

More Related Content

Zaman ve Gölgesi

  • 1. Zaman ve Gölgesi Prof. Dr. Şafak URAL www.safakural.com
  • 3. Zamanın olmadığını biliyorum; fakat ispatlayamıyorum, çünkü kullanıyorum.
  • 4. Tarihi Süreç Serüvenin Başlangıcı: Antikçağ’da karşımıza çıkan karşıtlık: Heraklit ve Parmenides Zaman ve Varlık
  • 6. Fizik ve Zaman • Newton’un «mutlak zaman» ve «mutlak uzay»ı • Zaman hangi yöne akıyor? • Zamanın yavaşlaması • Zamanın kesikli olarak akması • Kübik zaman • Fizikçi zamanın ne olduğunu değil, onu nasıl kullandığını bildirmektedir.
  • 7. Önemli bir dönüm noktası: J. M. E. McTaggart: Zamanın varlığının yadsınması: «I believe that nothing that exists can be temporal, and that therefore time is unreal» Zamanda bulunmak, zamanın bize kendini gösterdiği şekilde, yani iki şekilde olabilir: A serisi: şimdi, geçmiş ve gelecek B serisi: önce ve sonra
  • 8. A serisi: şimdi, geçmiş ve gelecek • Zamanın bu özelliği, onun değişkenlik tarafını temsil etmektedir. • Zamanın akarlığı –time’s passage – : şimdi, geçmiş ve gelecek. • Zamanın akması, mekansal değişim demektir ve önermelerin gramatikliği (tensed facts) aracılığıyla ifade edilir. • Kişisel ve öznel olgulardır. • Çünkü «şimdi» benim bilincimde, benim için ve bana göre vardır. • Ve varolan ancak «şimdi»dir. Geçmiş artık mevcut olmayandır; gelecek ise henüz varolmayan…
  • 9. B serisi: önce ve sonra • Zaman, bağıntısaldır. Yani bir önermenin doğruluğu, önce/sonra ilişkisine göre anlamlıdır ve doğrudur. • Ve dolayısıyla «şimdi» zaman kipi, geçmiş veya gelecek bir zaman için de doğru olabilir. «Ben şimdi konuşuyorum» önermesi, yarın da aynı doğruluk değerine sahip olacaktır. Çünkü biliyorum ki, yarın, bir gün önce konuşmuş olma olgum değişmeyecek yani bu önermenin doğruluk değeri aynı kalacaktır. • Değişmeyen, aynı kalan, öncelik/sonralık ilişkisi, bağıntısıdır. • Ve dolaysıyla zamanın akması değil, belli bir zaman içinde bir olayın gerçekleşmesi sözkonusudur; varolan öncesi/sonrasıdır.
  • 10. McTaggart’ın görüşü: zaman yoktur. • Çünkü, A tipi zaman anlayışı zamanın akmasını ifade edebilir. • Öte yandan B tipi zaman anlayışı olmadan A tipi zaman sözkonusu değildir. • Ne var ki B tipi zaman, A tipi zamanın olmasıyla varolabilir. • Bu da paradoksal bir sonuçtur ve zamanın olmadığının bir göstergesidir.
  • 11. Zamanın varlığına niçin inanırız? Zaman şu üç özelliği tanımlamamıza olanak verir: 1) Değişim özellikle fizik nesnelerde gözlenen farklılaşma 2) Nedensellik doğayı anlamanın temel koşulu 3) Geleceğin imkanı mümkün olma
  • 12. Yani gramatik olmayan (tensless) bir zaman ve olgulardan sözetmek mümkündür.
  • 13. • Bu durumda, A serisi açısından benim sözümü (utterence) doğru kılan, belirli bir zamandır; örneğin «saat 15.00» sözüdür. • Ve bu söz belli bir zaman’a işaret eder. • Çünkü sözüm o an için, yani «şimdi» için doğrudur. Ve zamanın akışı içinde «şimdi» bir süre sonra artık varolmayacaktır.
  • 14. • Öte yandan «saat 15.00» ifadesi bir süre geçmiş bile olsa bu sözün o anı işaret etme özelliği değişmeyecektir. Bu sözün saat 15.00’de söylenmiş olması zamana bağlı olarak değişen bir olgu değildir. • Çünkü hep birşeyden önce ve birşeyden sonra olmaya devam edecektir. Dolayısıyla sözkonusu önermenin doğruluğu, onun bağıntı bildiriyor olmasındadır. • Zaman aksaydı, geçmişin artık varolmaması gerekirdi. Varolmayan bir şeyin doğruluğundan sözetmek süphesiz mümkün değildir. • Kişiliğimiz, örneğin, bütün değişimlere rağmen değişmeden kaldığını kabul ettiğimiz bir yönümüzdür. Olaylar ve olgular, hep birer B-serisi olarak gerçekleşir.
  • 15. Zaman çeşitleri • Fiziksel zaman • Biyolojik zaman • Psikolojik zaman • Kültürel zaman
  • 16. • «Kültürel zaman»da, öyle görünüyor ki içiçe geçmiş zamanlardan sözetmek gerekir. • Kültürel zaman, «benim zamanım», «bizim zamanımız» ve «diğerlerinin zamanı» olarak bölümlere ayrılmıştır. – «benim zamanım» psikolojik ve benmerkezci – «bizim zamanımız» dilsel ve kronolojik – «diğerinin zamanı» kültürel
  • 17. • Tarih, Kültürel zaman ile adeta özdeşleştirilmiştir. Çünkü olgular, yani tarihsel olaylar, kültürel öngörüler penceresinden varlık kazanır; daha doğrusu onlara varlık kazandırılır. • Fiziksel olguların bir mekan içindeki akışı, tarihsel olguların kültürel değerler içindeki akışına dönüşmüştür; yani varlık kazanmıştır. • Zaman, tarihsellik ile özdeşleşir, anlam ve varlık kazanır. • Olayların kronolojik sıralaması, seçilen (dini, tarihi vb) bir referans noktasına göre yapılır; onlara varlık kazandırılır.
  • 18. Sonuç • Öyle görünüyor ki, zaman, mekan ile birlikte birtakım nesnelerin değişiminden sözedebilmenin ve bu nesnelere varlık kazandırmanın önkoşuludur. • Farklı zaman ve mekan tanımları, farklı nesneleri tanımlamamıza, hatta onlara varlık kazandırmamıza olanak verir. • Zamanın (ve dolayısıyla mekanın), bu önkoşullar dışında varlığını tartışmak olanağımız yoktur.